Odadan herkes çıktığında
Telefonuma gelen mesajı okudum.
Oğuz koluma dokundu.
Döndüm.
''Gelmişler,
Hoş geldin diyelim'' dedim gülümseyerek.
Fakat Oğuz'un yüzü değişti.
Durumu anladım.
Cüneyt.
''İstersen sen kal.
Ben hemen gelirim'' dedim.
Anlayışla başını salladı
Onu görmemesi daha iyi olurdu.
Koşar adımlarla
O kadar adam için hazırlattığım devasa daireye doğru yol aldım.
Çatıdaki helikopter pistinin hemen altından gizli geçişi olan daireyi ayarlamıştım.
Altayın jeti helikopter pistine indireceğini biliyordum.
İmkansızların adamıydı ve jetin pilotunun da arka koltukta askerlerle takıldığını hayal etmem çok zor değildi.
Çatı ve kral daireleri arasında kalan bu devasa boşluk şimdi güzel bir yatakhaneydi.
Kral yatakhanesi
Gülümsedim.
İçeriye girdiğimde tüm yüzler bana döndü.
Hepsi heyecanlıydı.
Esas duruşa geçtiler .
Kıyafetim buna uygun olmasa da hala beni komutanları olarak görüyorlardı.
Ben de Ceylan komutandım.
Rahat işareti verdim.
Üç kişilik ölüler takımı ve Altaysa bana ciddiyetle bakıyorlardı.
Altay verdiğim emirlerden ve Cüneytten dolayı kızgındı.
Cüneytse tüm bu olanlara...
''Bu gece dinlenin.''dedim askerlere bakarak
Onlar için yarın zor bir gün olacaktı.
Diğerlerine döndüm.
Şuan saçma çocukluklarını çekecek halde değildim.
''Siz de beni takip edin.''
İtiraz etmelerine müsaade etmeden arkamı dönüp toplantı odasına doğru ilerledim.
Hoşnutsuz sesler çıkararak peşimden geldiler.
Az önce bizimkilerin çıktığı odada şimdi.
Cüneyt iki adamı ve Altay vardı.
Onlar oturdular ben ayakta kaldım.
Hiç kimsenin keyfi yoktu.
Bilgileri çabucak verip hazırlanmalıydım.
''Cüneyt sen İranlı iş adamısın.
İki adamın da yardımcıların.
Altay sense bordo berelisin.
Kendinsin.''
Ölüler rahatlamışlardı.
Ateş çemberinin içinden çıkmışlardı
Altaysa şaşkındı.
''Nasıl yani Ceylan?
Beni kurtların içine atıyorsun.
Direk hedef gösteriyorsun?
Kıpırdayamam bu halde.
Tüm gözler benim üzerimde olacak farkında mısın ?'' dedi sinirle.
Elimi belime koyup gülümsedim.
''Babamın korumasında olacaksın.
Bu da demek oluyor ki.
Bordoların içindeki hain gibi gözükeceksin.
Ve evet gözler üzerinde olacak.
Herkes senden bilgi koparmaya çalışacak.''
Altay ve diğerleri kahkaha attılar.
Cüneyt konuştu.
''Buna kimse inanmaz.
Bordolar vatanına ihanet etmez.
Ben de seni zeki biri sanmıştım''
Bu sefer ben güldüm.
''Madem öyle diyorsun Cüneyt.
Neden siz üçünüz olmuyorsunuz hain?
Ne de olsa resmi kayıtlarda ölü gözüken başlı başına bir grupsunuz.
Dikkat çekmeyeceği gibi gerçekçi de olur her şey.
Haklısın çok aptalmışım.
Altaycım artık bir iş adamısın.''
Önümde duran iki dosyayı Altay ve Cüneyt'e doğru ittirip odadan çıktım.
Orada bizim bulduğumuz her şey vardı.
Akşam için de gerekli şeyler,
Odaları,
Onlara tahsis ettiğim diğer bütün şeyler yazılıydı.
Odadan çıkarken saate baktım neredeyse ona geliyordu.
Koşar adımlarla süite vardığımda Oğuz ve gürleyen sesi tam yalıtımlı odadan dışarıya sızıyordu.
Kolu çevirip açtım.
Karşımda geç kalmış bir manzara duruyordur.
Selim ve Oğuz birbirlerine öldürücü bakışlar atıyordu.
Beni gördükleri falan yoktu.
''Bir daha kardeşimin yakınında dahi görürsem asker.
Gerisini sen düşün.'' dedi dişlerini sıkarak.
Selim'in bu sefer sabrı bitmiş gibiydi.
Denizse ikisinin arasında çırpınıp duruyordu.
Selimden beklemediğim bir şekilde gür bir sesle bağırmaya başladı.
''Komutanım
Benden Deniz'e zarar gelmez.
Zaten operasyondayız.
Barış komutan seçseydi Denizi o olacaktı yanında.''
Hemen araya girmem lazımdı.
Selim de komutan falan dinlemeyecekti biraz daha Oğuz bastırırsa.
''Hey!
İkiniz de bana bakın.
Oğuz ben Selime bir görev verdim.
Görevini gayet iyi yapıyor.
Şimdi siz ikiniz odanıza gidin.
Bakma hiç öyle Oğuz.
Odalarına gidiyorlar.
Tıpkı rollerinin gerektirdiği gibi''
Oğuz yumruklarını sıktı ve geniş adımlarla odama doğru yürüyüp kapıyı çarptı
Bunu ben halledecektim.
Şuan bana sinirliydi.
Selim'in önünde otoritesini sarsmıştım.
Deniz hemen Selim'in koluna sarıldı.
Selim kıpırtısızdı.
Bana donuk gözlerle bakarken konuştu.
''Komutanım sizi böyle bir durumda bırakmak istemezdim.
Ama..
Bunu artık yapmam şarttı..'' dedi kısık sesle.
Elimi omzuna attım.
''Gidin hazırlanın.
Odadan çıktığımızda ikinizi de normal görmek istiyorum''
Selim Denizin sarıldığı kolunu çekip önden gitti.
Sanırım Deniz'le de atışmışlardı.
Ben de benimkiyle uğraşmalıydım.
Ve tabii hazırlanmalıydım.
Odamın kapısını açtığımda yatağa uzanmış tavanı izliyordu.
''İşe yaradı mı?'' dedi.
Kapıyı bu sefer ben sertçe çarptım.
''Kardeşini korumak için bu çocuğa böyle davranmaktan vazgeç artık Oğuz''
diye bağırdım.
Resmen Selim'le oynuyordu.
Bilerek olması da canımı sıkandı.!
Bi anda yataktan doğruldu.
''Denizi çok güçlü biri mi sanıyorsun sen Ceylan?
Onun kalbini kırarsa ne olur biliyor musun?''
Artık daha fazla dayanamadım.
''Camdan bi kafese koyan sensin Oğuz.
Bu kızın normal ilişkileri olsaydı eğer erkeklerle.
Kırıla kırıla güçlü olmayı öğrenirdi.
Şimdi kırılınca dağılırsa da senin suçun.
Korktuğun şey de bu!
Hayata hazırladın belki
Ama duygusal ilişkilerde senin yüzünden sınıfta kaldı bu kız''
Fakat onun kalıplaşmış
Kendini inandırmış cümleleri hazırda bekliyordu.
''Ne yapsaydım Ceylan.
Kurda kuşa yem mi etseydim kardeşimi?''
Derin bir nefes aldım.
''Oğuz
Bana ezberinden konuşma.
Bırak ne yaşamak istiyorsa yaşasın.
Sevsin
Kırılsın
Camdan olmadığını anladığında normale dönecek.
Daha fazla da üstlerine gitme.
Onların ilişkisini de kötü etkileme.
Sırf sen istemiyorsun diye inat için Selimle olmasını istemezsin
Değil mi?''dedim bilmiş bilmiş.
Diyecek bir şeyi yoktu.
Uzanıp yanağından öptüm.
''Gerekirse müdahale ederiz.
Şimdi
Hazırlanalım lütfen'' dedim.
Tam ondan uzaklaşacakken bileklerimden tuttu.
Uzun uzun öptü beni.
''Sana hayran kalmamak elde değil asker..'' dedi derin sesiyle.
Şuan burada bu öpüşmeyi devam ettirmeyi ne kadar çok istesem de
Show must gone! anlayışıyla kulağına fısıldadım.
''Hazırlanmazsam bütün eğlenceyi kaçıracağız'' dedim.
Giyinme odasına doğru giderken o da yatakta duran takım elbisesine bakış attı.
Hayatımın en hızlı giyinmesini yapmıştım.
Koşuşturmalar eşliğinde salona çıktığımda Deniz saç makyaj ekibini çoktan hazırlamışlardı.
Oğuz şaşkın bakışlarla bir bana bir Denize bir de kadınlara bakıyordu.
En son ellerini havaya kaldırarak odadan çıkmıştı.
Eee hep askeriyedeki bakımsız Ceylan olamazdım..
Bu hazırlık aşaması benım aynı zamanda çalışma aşamamdı da.
Selim sürekli brifingler veriyor.
Çeşitli görseller de elime geliyordu.
İlginç şeyler vardı.
Gördüklerim beni şaşırtmıyordu fakat bizimkileri çok şaşırtacağı kesindi.
Ben dosyalara gömülmüş haldeyken Selim içeriye girdi.
''Komutanım kaldırsanız ,iyi olur dosyaları.
Bay Solo sizi görmek istiyor.''
Deniz selime baktı,ben de yanımdaki kadınları çıkardım.
Selime de gönder işareti yaptım.
Elimdeki dosyaların bir kısmını Deniz'e uzattım.
Geri kalanı bendeydi.
Selim de gitti.
Bay solo içeriye elleri ceplerinde girdi.
Yüzü asık ve öne eğikti.
Bana yaklaşıp ellerimi avucunun içine aldı.
''Ceylan ben çok özür dilerim.
Cateline..'' dedi.
Ellerimi hafif.e karnıma doğru çekip ellerinden kurtardım.
''Sanırım bay X den daha tehlikeli bir aşk geçmişiniz var'' dedim hafif soğuk ve iğneleyici.
Ellerimi çektiğim için ayağa kalktı nefesini verdi ve tekli koltuğa oturdu.
''Cateline aklını kaçırmış olmalı Ceylan,
Sana yaptıklarının başka bir açıklaması olamaz'' dedi sıkıntıyla.
Fakat ben artık kaçak dövüşmek istemiyordum.
''Bay X i bulabildiniz mi?'' dedim.
Yarım bir gülümsemeyle cevap verdi.
''Adam kaçmış,
Malum Cateline'e dayanamamıştır.''
Ellerimdeki dosyaları hızlıca yanımdak, duvara vurarak.
''PALAVRAYI KES SOLO!''
diye bağırdım.
Çelik gibi gözlerini bana dikti.
''Başından beri benim peşimdeydiniz.
Sen ve Cateline!
Birlikte çalışmadığınızı mı sanayım istediniz?
Ayrılmışlar !
Sözde!''
Beni ve Oğuz'u çok güzel salak yerine koymuşlardı.
Bizim takip ettiğimiz iki adamı onlar da takip ediyorlardı.
Sanırım onlaırn ilişkisi bu yapılanmaya zarar vermişti.
Çok şüphe çekmişlerdi.
İki güçlü baş,bir olursa ikisinden birisi mutlka zarar görecekti.
Onlar da aşklarını gizli yaşama derdindelerdi fakat hala birlikte çalışıyorlardı.
Ben Ciwan için kod yolladığımda Cateline ve Solo'nun adamları ortak hareket etmişlerdi.
Bunun başka açıklaması olamazdı.
Fakat Solo gördüğüm kadarıyla şaşırmış değildi.
Hem de hiç
Gülümsemesi genişledi.
''Asıl sizden konuşalım Ceylan hanım.
Oğuz bey nasıllar.?
Bay X mi demeliydim yoksa?''
------------------------------