Ceylan.
Acımı odaklayamıyordum.
Kolunuza iğne yapılacak olsa.
İğnenin dokunduğu ya da dokunacağı yere baktığınızda
Ah tamam şimdi şurası acıyacak derdiniz.
Fakat gözleriniz kapalı olduğunda acınızı odaklayamazsınız.
Benim ağda hikayem de tam olarak böyle oldu.
Acımı odaklayamadım.
Üç kişi hep bir elden ağdaya başladılar.
Ben sanki cansız mankenmişim gibi
Aldırış etmeden ve sadece Deniz'in komutlarına uyarak beni bir güzel temizlediler.
Denizse kalite kontrolden sorumluydu.
''Olmadı
Şurada kaldı.
Hayır şurası
Bakayım
Tamam
Devam edin''
Benimle göz teması bile kurmadan
*ki çoğu katil kurbanıyla kurmaz-
Son etaba doğru hızlıca ilerliyorduk.
En son beni yüzükoyun yatırıp sırtımdaki yaraları incelediler.
''Beklediğimden kötü''
Kendi kendine konuşuyordu.
İlk başlarda benimle konuştuğunu düşünüp sohbeti ilerletme çabam olmuştu fakat cevap gelmeyince çaresi susmuştum.
''Yarım saat kadar bekletelim''
Beni yeni fark ettiğim cam küvete soktular.
Bir dakika.
Burada bir şeyler var.
''Balık mı bunlar'' dedim bedenim henüz girmişken.
Kadınlar cevap vermeden arkalarını dönüp gittiler.
Küçük küçük balıklar bütün ölü derimi kemirmeye başladı.
Hafif huylanma
Gıdıklanma
Balıkları izleme ile geçen rahatlama seansı en eğlencelilerindendi bu güzellik parkurunun.
Ama henüz işimiz bitmiş olamazdı.
Deniz başka bir küvet hazırlıyordu benim için.
Uzaktan onu seyrediyordum.
Heyecanlı çırpınışları gülümsetti.
Deli dolu çatlak matlak
İyi kızdı.
''Hadi bakalım yavaş yavaş son aşamaya geliyoruz.''
Bayanlar elimden tutarak kaldırdılar.
Balıkların karnı iyice doymuştu.
Ben de onlara elveda bakışı atıp hafif soğuk olduğunu düşündüğüm başka bir küvete gittim.
Üzeri buğuyla kaplanmış gibi mat bir görüntüsü vardı.
Sanki buz gölüydü.
Parmak ucumu dokundurduğumda çok ince bir tabaka olduğunu fark ettim.
''Oynamayı bırak Ceylan
Soğumadan gir hadi''
Deniz'in iteklemeleriyle küvete sırtüstü uzandım.
Sanki yağ gibi bir şeydi yavaş yavaş donuyordu.
Ve tüm vücüdumda karıncalanma hissi oluşmaya başlamıştı.
Küvetin kenarında etrafına emirler yağdıran Denizin bileğinden tuttum.
Güçlükle nefes alıyordum.
Bu küvet bana hiç yaramamıştı.
''Deniz benim
Vücudum.
Yanıyor
Sanki'' dedim güçlükle nefes alıp verirken
Deniz şaşırmışa benzemiyordu.
Elimi bileğimden aksince çekip tekrar küvete koydu.
''Sadece burnundan nefes alacak şekilde kendini batır.
Özellikle şu kaşını.
Bu bütün yara izlerini kapatacak.
Yeniden doğacaksın Ceylan
Hadi amaaaa
Aaaa
Kızarım bak!''
Ciddi başlayıp Deniz olarak bitirmişti.
Söylediği şey mucizevi bir şeydi.
Merak ediyordum doğrusu.
Deniz etrafıma bir sürü tütsü yerleştirdi.
Mumlar
Tuzlar attı suya.
En son hatırladığım uykumun olduğuydu.
Barış
Kapıyı çarpıp sinirle odadan çıktım.
Hayır tatilse tatil olsun.
Operasyonsa dağda taşta olsun.
Otelde operasyon mu olur ya.!
Kızlara mı odaklanacağız adamlara mı?
Bacakları mı izleyeceğiz?
Belindeki silahlara mı bakacağız.
Gül ne alaka?
Hayır silahlı kuvvetlerde adam mı kalmadı.!
Hemşireden ajan olur mu?
Sabıııırr
Sabıırrr
Cebimden bir dal sigara çıkardım.
Aceleyle yaktım
Oğuz sikiği nere acaba?
Genelde böyle kral işlerde en önde olurdu
Hayret!
Bali de tatilde falan olacak herhalde paşam!
''Ne var oğlum?''
Orhan komutanın askeri elinde dosyayla yanıma gelmişti.
Çocuğa bağırınca da bir adım geri bastı.
Dosyayı elinden çekip aldım.
Ba ba ba
Operasyonu Ceylan hanım yönetecek.
Başımıza da taş yağacak.
Dosyayı karıştırmaya başladım.
Beni ilgilendiren kısımları geliyordu.
Ya Deniz ya Gül.
Seç bakalım dostum.
Deniz
Olmaz
Tam bir baş belası.
Oğuz da beni öldürür.
Gül'ü de ben öldürürüm.
Denizden şeyh eşi hiiiiç olmaz.
Gül kadar laf sokan herhangi bir eş de olamaz.
Kimi seçmezsem gidip Ceylan'a güzellik uzmanlığı yapacak.
Selim'le de manitacılık.
Gülü güzellik uzmanı olarak düşününce
Yakışır mı acaba?
Selimle yan yana
Olmadı.
Tamam Selim yakışıklı çocuk vesselam.
Da ten uyumu yok.
Ten derken?
Bir de burç uyumu bak oğlum?
İyice saat beş kadın programlarına bağladın.
Uygun talip eşleştirme.
Tekrar dosyaya döndüm
Dosyanın içinde ikisinin de orta boy resimleri ve altında da bilgileri vardı.
Gözüm Gül'e takılmıştı.
Arkasında beyaz bir fon.
Saçları dalga dalga omzuna dökülmüş.
Kulağının arkasına itmiş birazını.
Birazı sözünü dinlemeyip çıkmış.
Oğlum alttaki yazıları okuyacaksın.
Kızın alnında mı yazıyor?
Gözlerin de
Dudaklarında.
Allah'ım sabır ver.
Utanmasan fotoğrafı ranzana asacaksın.
Bi sakin.
''Aaa
O benim fotoğrafım değil mi?''
Sen ne ara geldin be kızım.
Elini dosyaya uzatacakken kapattım.
Sinirle döndüm
Yüzüne baktım.
Fotoğrafta konuşmuyorken daha iyiydi.
Onu mu götürsem acaba operasyona.
Kucağımda fotoğrafını taşırım.
Soranlara da yeni öldü derim.
''Ne işi var sende?'' dedi hem merak hem kızgınlıkla.
Düşüncelerimden sıyrıldım
''Öldüreceğim kadınları arşivliyorum
Gururlan
Birinci sıradasın''
Dedim dişlerimin arasından.
''Ya ben ciddi soruyorum
Bu ne dosyası hem?
Askeri dosya mı bu.
Operasyon mu yazıyor?
Bakıyım bi''
En son dosyayı havaya kaldırdım.
Merak adamı öldürür.
''Ortadoğuda işler karıştırmışsın
Dosyan geldi'' dedim ciddiyetle.
Yemleyelim bakalım balığı.
Neler çıkacak.
Kendinden çok emin bir tavırla.
''Ya evet,
Serumların içine uyuşturucu koyup satıyordum.
Yakalanmış mıyım yoksa?
Kim sattı acaba beni.
Kesin o son uyuşturucu verdiğim dişsiz dede.
Kesin o.''
Dalga geçmesi bittikten sonra bir hamlede dosyaya uzandı.
Boş bulunmuştum.
Oturduğum yerden kalktığımda
Bana korkan gözlerle bakıp
Aldığı dosyayı bana geri vermek zorunda kaldı.
Sonuçta bu operasyon onu da ilgilendiriyordu.
Biraz bilgisi olması gerekiyordu haklı olarak.
''Otur şöyle'' dedim.
Soran gözlerle oturdu.
''Operasyon deneyimin var mı?''
Saçma bir soru olmuştu ama bu kız sürpriz yumurta gibiydi.
''Silahlı falan mı?''
Silahsız operasyon mu olur kızım
''Evet silahlı falan'' dedim yarım gülümsemeyle.
Ellerini ovuşturdu
''O pek yok işte.
Yani filmlerden nasıl konuşulacağını biliyorum
Kırmızı kablo mavi kablo onlara da hakimim
Ben daha çok sen kurşun yersen çıkarma sahnesinde devreye girerim''
Dedi
Ellerini de
''Yapabileceklerim bunlar'' anlamında açtı.
Bu sefer sesli bir kahkaha attım.
''Dur dur
Onlardan bahsetmiyorum.
Silah kullanmayacaksın.
Sadece Arap şeyhinin karısı rolünde olacaksın''
Kıvırabileceği bir şey değildi.
Gözlerimi kıstım.
Ayağa kalkıp havaya zıpladı.
''Arapçamın bir gün işe yarayacağını biliyordum'' dedi gülümseyerek.
Kaşlarımı havaya kaldırıp
Dosyayı açtım hızlıca.
Bütün Ortadoğu dillerine hakimdi.
Benden bile iyiydi bu kız.
Şaşkınlıkla ona bakarken
O ise gülen gözlerle zaten bildiğimi varsayıyordu.
İstifimi bozmadan,
''Seni tatile götürüyorum işte '' dedim.
''Asıl ben sizi tatile götürüyorum çocuklar''
Arkamı döndüğümde Orhan komutan vardı.
Bir şey sormadan konuşmaya başladı.
''Gideceğimiz yerde önce bilgilendirilip
Sonra şu görünüşünüzden kurtulacaksınız''
Bildiğin iğrenerek bakıyordu.
Çaktırmadan koltuk altımı kokladım.
Bir koku yoktu.
Anlamamıştım.
''Yani
Zengin olacaksınız diyorum''
Konuya oldukça yabancıydım.
Gerçi kazandığım parayı harcayacak vaktim olmadığı için yatırım yapmıştım ama
Gerçek anlamda bir Arap şeyhi çıkmazdı benden.
Hala sesimi çıkarmayıp ona baktığımı görünce
''İşimiz iş
Düşün önüme.''
---------------
Kapıdan çıkan otuzlu yaşlarındaki kadını gördüğünde,
Tutmakta olduğu direksiyonu bırakıp
Sakince özel yapım olduğu anlaşılan otomobilden çıktı.
Hızlı bir hareketle çıktığı kapıyı kapatıp smokinini düzeltti.
Genç bayan iri şapkasının altından genç adamı süzdü.
Tanıdığı biri değildi fakat şuan kapısını açmış içeri girmesini bekliyordu.
Üstelik kadının kendi arabası bile değildi.
Adamdan yükselen enerji şüphesiz kendisini arabanın içine atma isteği doğuruyordu.
Adamın yüzünden okumaya çalıştığı şeyler
Okuma isteği
Anlama isteği adamın gözlerinde kayboluyor ve kendisini arabaya binerken buluyordu.
Arabaya bindiğinde hafifçe silkindi.
Kim olduğunu biliyordu.
Bu da rastgele kaçırılma ihtimalini ortadan kaldırıyordu.
Sonuçta onun kadar değerli biri kolayca ortadan kaldırılamazdı.
Eğik disket şapkasını koltuğun kenarına nazikçe bıraktı.
Dışarıdaki genç adam sakince sürücü koltuğuna oturduğunda adamın kokusu
Genç kadına doğru hafifçe rüzgar oluşturdu.
Kadın kendisini hem güvenli
Hem de oldukça huzursuz hissediyordu.
Genç adam dikiz aynasından kadına baktı.
Görevi başlamıştı.