Kime Ne?

By cemregokdemir

215K 13.1K 2K

Zeynep'in gözü artık açıldı, her yanına kısmet saçıldı. Peki gerçek aşk kim? Ya da var mı? Ve Zeynep onu kaçı... More

İLK KISIM - Lisenin Sonu Hayatın Başı
1 - Başlıyoruz
2 - İlk Öpücük
3 - Biraz Karıştık
5 - Beni mi?
6 - Tokat
7 - Yumruk
8 - Bir Şey Daha Kesin
9 - Aşkın Son Kullanma Tarihi
10 - Başrol Konuşuyor
11 - Petruchio
12 - Dünyanın Merkezine Yolculuk
13 - Birinin Hayali Olmak
14 - Herkesten Uzak Bir An
15 - İnceldiği Yer
16 - Hayatımın Sezon Finali
İKİNCİ KISIM - Kalp Çok Garip
1 - 6 Ay Sonra
2 - Süper Şeyler
3 - Portakal Kabuğu
4 - Nankör
5 - N'apıyorsun Ömür?
6 - Kırık
7 - Gizemli Güzel
8 - Kalbimi Kırabilecek İnsanlar
9 - Söyle Zeynep
10 - İçimde Kelebekler
11 - Part-Time İyi Biri
12 - Beklenen Oldu
13 - Johnny Storm
ÜÇÜNCÜ KISIM - Hiç başlamayacakmış, Asla bitmeyecekmiş gibi
1 - Nerede Kalmıştık?
2 - Kırıntılarım
3 - Gün 3
4 - Niye, Neden?
YENİ BÖLÜMLERLE İLGİLİ!
5 - Şemsiye
6 - 3/4'üm
7 - Sevgilisi
8 - Bizden Tatlısı mı Var?
Mini 1 - Her Şey Geçer
Mini 2 - Hatırlamıyorum!
9 - Zaten Yanıyorum
NE İNKAR NE İTİRAF BU YALNIZCA SiTEM
10 - Babaları Gibi
Mini 3 - Tamam mı?
Mini 4 - Sıradan Bir Olay
11 - Aile Geleneği
12 - Zeynep'in Tatlı Ailesi
13 - Oğlan Çocuğu Sevdiğim
14 - Londra'ya Gidiyorum
15 - Ya Affedemezsem?
16 - Düş
17 - Gerçek
Sonsöz

4 - Daha da Karıştık

6K 334 61
By cemregokdemir

-Günaydın çocuklar.

-Günaydın Hocam.

Cezamızı almak için 20 dakikadır Can'la Adnan Hoca'nın kapısında bekliyoruz. O araya ufak bir iki tartışma daha sıkıştırdık ama öncekinin cezasını almadan yeni bir olay çıkarmak istemedik. Yeri gelince anlayışlı olabilen çocuklarız.

-Çocular bugün mutluyum, o yüzden siz de şanslısınız. Size uzaklaştırma vermeyi düşünüyordum ama ufak bir cezayla geçiştireceğim.

-Hocam ama ben bir şey yapmadım ki. Çıkıp anons yapan Zeynep, sadece onun ceza alması gerekmez mi?

-Masum numarası yapma Can. Eğer Zeynep'ten çok odamı ziyaret eden biri varsa o da sensin. Suçsuzluk numaralarını başka hocalara yap.

Can'a dalga geçerek göz kırptım.

-O yüzden bütün bir hafta okul çıkışı koridorları paspaslayacaksınız.

-NE!

Can'la ikimiz harmonik bağırdık. Adnan hoca önce hemşire pozu verdi (parmak dudakta) sonra da sinek kovalar gibi eliyle ikimizi kovaladı. Biz de başımız önümüzde tabi ki dışarı çıktık.

-Bekle Zeynep! Çıkışı bekle... Çünkü paspasladığın her yere çamurlu ayakkabılarımla basacağım.

Can uzaklaşırken arkasından bağırdım.

-Temizlik bitmezse ikimiz de eve gidemeyiz akılsız!


***


Korkunç geçen okulun ardından korkunç cezamı çekmek üzere Salih abinin yanına gittim. Gittiğimde Can da oradaydı. Paspasları alıp işe giriştik.

-En üst kattan başlayıp aşağı doğru inelim.

Gülerek Can'a baktım.

-Bakıyorum tecrübelisin.

Tabi ki sonunda azarlandım.

-Espri falan yapmazsan daha kısa sürede bitiririz.

Can tarafından azarlanmaya alışkınım ama çoğunda yarı ciddi olur. Yüzünde de hep yarı pis yarı yılışık bir gülümseme olur bunu yaparken. Ama bu sefer ciddiydi, hem de fazlasıyla.

-Ne oldu, çok mu bozuldun anons işine?

-Evet, senin yüzünden Ece'yle ayrıldık.

-İlişkiniz fazla hızlı ilerlediği için mi?

Bana kötü kötü baktı.

-Ben o notu dalga geçmek için yazmıştım. Zaten kızgındı. Bir de sen bütün okulun önünde okuyunca...

-Eee?

Can'ın kızgın ifadesi rahatlamaya başladı. Sonra yüzünü hafif bi tebessüm kapladı. Bir süre sonra kahkaha atıyodu.

-Ece'den tamamen kurtulmuş oldum. Ahahaa. Bilmeden bana süper bir kıyak yaptın.

Acınası. Gerçekten acınası bir çocuksun Can. Kendime engel olamayarak elimdeki paspasla Can'ı dürttüm. Can gözlerini faltaşı gibi açarak bana döndü.

-Zeynep salak mısın, o paspaslarla nereleri siliyorlar kim bilir. Ebola falan olucam senin yüzünden.

-O da olmadı kara veba olursun. Ortaçağ Avrupası'ndan getirtmişler diye duydum paspasları.

Önümüzdeki 1 saatin 10 dakikası benim Can'dan kaçmamla, 50 dakikası da okulun temizliğiyle uğraşmakla geçti. En alt kata indiğimizde nasıl olduğunu anlayamadığım bir şekilde hayatımızda ilk kez normal insanlar gibi konuşuyorduk. Can da benim kadar tembel olduğundan az da olsa konuşacak bir şeyler bulabildik.

-Sınava çalışmıyorum. Çünkü okumaya devam etmek istediğimden bile emin değilim.

Kulaklarıma inanamadım. Okulda benim gibi düşünen biri daha vardı. İnanamadığım kısımsa o kişinin Can olmasıydı.

-Ciddi misin? Ben de öyle düşünüyorum. Bir iki sene ufak işlerde çalışıp fikir edinebilirim mesela.

Can gülümsedi. Bana. Can ilk kez bana gülümsedi. Bir an gözüme sevimli bile gözüktü.

-Sen niye böyle geziyosun ya? Saçına başına özen göstersene biraz.

Sevimli gözüktüğü an çabucak geçti.


***


Batu odama baskın yaptı.

-Zeynep benim kemerimi gördün mü?

Evet Batu, senin kemerini alıp sokaktaki çocukları dövüyorum arada.

-Zeynep?

-Ne be!

-Cevap versene kızım. Kemerimi gördün mü?

-Ha ben verdim sandım, içimden söylemişim. Aynı espriyi içinden de olsa iki kere yapmak istemeyen biri olarak sade bir 'hayır' la geçiştireceğim.

Batu yüzünü ekşiterek kafasını geriye verdi.

-Of, çenen kopsun.

-Hoşçakaaal!

Artık pijamalarım, sessize aldığım televizyonum ve Grangé'yle baş başa kalabilirim. Derken -zırrr-. Huzurumun katili tabi ki Ömür.

-Efendim Ömür?

-Birtanem?

Hayırdır sen? İstemsizce kelimeler ağzımdan döküldü.

-Kaç tanen? Ne diyosun Ömür?

-Ya biz Sinem'leyiz de. Sen de gelsene?

-Ne işim var benim Ömür? Kemanımla mı geleyim, size bir ses veririm?

-Sen keman çalmıyorsun ki?

Ömür'ün beni deli etmek için allah vergisi bi yeteneği var. Ben süpermensem o kriptonit. Ben balıksam o limon.

-Nerdesiniz?

-Yakınız be kuzum, ben konum atıcam şimdi sana. Bi kafedeyiz. Hadi güzel arkadaşım, hadi canım.

Bunun bir derdi var ama hayırlısı. Ben de arkadaşının ısrarına dayanamayan çok iyi bir kız olarak odamın yolunu tuttum. Dolabımı açıp elime gelen gri bol tişörtümle içine girerken belimi kırdığım dar pantolonumu giydim. Tişörtün bir kısmını içime soktum, saçımı tepeden dağınık topuz yaptım. Gözüme rimel yanağıma allık sürdüm. Gözlüğümü takıp aynaya baktım. Fena görünmüyorum aslında. Dış görünüşü üzerine uzun uzun düşünen biri hiç olmadım ama zevksiz de değilim. Tarzım sadelik. Daha ne olsun.

***

Kafeye girdiğimde neden davet edildiğimi anladım. Sinem ve Ömür başbaşa değildi, Can da onlarlaydı. Resmen Can'ı oyalayayım diye çağırmış beni. Masalarına sahte gülümsememle yaklaştım.

-Nasılsınız çocuklar?

-Bunun ne işi var burada?

Can'ın üstüne atlayacaktım ama Ömür kolumdan tutup uzağa çekti.

-Beni neden çağırıyorsun Ömür bu çocuk buradayken?

-Ya sorma yapıştı kaldı bize. Muhtemelen pislik olsun diye yapıyor, geçenki okul paspaslama olayından beni de sorumlu görüyor da. Senden önce bi iki kızı daha aradım ama işleri vardı. Ben de evde olduğuna yüzde yüz emin olduğum tek kişiyi aradım.

Boş boş baktım. Ömür güldü.

-Kızma kızma. Bir iki saat birlikte takılacağız altı üstü ha?

-Hayır.

-Lütfen ya, Sinem'le aramız çok iyi, lütfen yardım et.

Evet dedim ama pişman olacağıma eminim.


***


Madem o kadar emindin hayır deseydin di mi?

İşin gücün ukalalık be güzelim (kendimle konuşuyorum şu an). 

İnşallah bu keskin zekanın meyvelerini orman yollarında da toplarım. 

Her şey Ömür'ün "Piknik yapalım mı," demesiyle başladı. Her şey benim "Ne pikniği be bu havada, salak mısın," dememle son bulabilirdi ama kimse beni dinlemedi. Eve gidip ortamı terk de edebilirdim ama onu da yapmadım. Şimdi de Ömür'le Sinem'i yalnız bırakmak adına girdiğimiz ormanın derinliklerinde kaybolduk, telefonumuz çekmiyor ve yalnızız.

-İki insanı yalnız bırakmak için illa ormanda kaybolmamız gerekmiyordu biliyorsun di mi Zeynep?

-BENİMLE "hala onları görebiliyoruuum" DİYEREK UZAĞA KAÇMA YARIŞINA GİREN DE SENSİN AMA! AL İŞTE ARTIK GÖZÜKMÜYOLAR. AMA ONLARIN YANINDA MEDENİYET DE GÖZÜKMÜYOr. ARTIK BU ORMANIN İNSANIYIZ, VE DE BURDA ORMAN KURALLARI GEÇERLİ!

Kendimi kaybedip Can'ın sırtına atladım. O da haliyle benden kurtulmaya çalıştı. Saçmasapan ve gereksiz bir dövüşün içine girdik.

-Zeynep saçımı bırakır mısın!

-Lanetlisin sen be! Geçen sene senin yüzünden okul tiyatrosundan atıldığımdan beri emindim zaten bu durumdan! Seni gördüğüm yerde kaçmam lazımdı.

-ZEYNEP!

Beni zorla yere yatırıp kollarımı başımın üstüne uzattı. Ayaklarımı sürekli oynatıp kurtulmaya çalıştım ama kollarımı bileklerimden tutmuştu.

-Okul tiyatrosundan benim yüzümden atılmadığını biliyorsun! Oyunda bana tokat atman gereken yerde kasıklarıma tekme attığın için oyundan atıldın. Ve de uzaklaştırma aldın.

-Kuliste beni tahrik etmeseydin yapmak zorunda kalmazdım.

-Tahrik? TAHRİK! Elbisen çok yakışmış demek tahrik mi?

-Dalga geçtiğini ikimiz de biliyoruz.

-Dalga falan geçmiyordum Zeynep. Gayet samimiydim.

Bacaklarım birden hareketsizleşti. Can'ın yüzüne şüpheyle baktım. Can gülümsedi. Bana ikinci gülümseyişiydi.

Doğal olarak ikinci kez sevimli gözüküşüydü.

Bu seferki an çabucak geçmedi.

Usulca bana doğru uzandı. Elleriyle hala kolumu tutuyordu. Dudaklarını dudaklarıma değdirip geri çekildi. Yüzüme baktı. Yüzümde hala şaşkın bi bakış vardı. Tekrar bana doğru uzandı, bu sefer gerçekten öptü.

Ama o sırada daha garip bir şey oldu.

Karşılık verdim.

BEN CAN'A KARŞILIK VERDİM. BEN DE ONU ÖPTÜM.

Sanırsam hormonlarım bedenimi ele geçirdi, neden karşılık verdiğimi anlayamıyorum.

Can gülerek geri çekildi. Yanıma uzandı. Kahkahalarla gülmeye başladı. Hem kendime hem ona olan sinirimin damarlarımda gezdiğini hissedebiliyordum. Kalkıp Can'ın üstüne oturdum ve vurmaya başladım. Canı gerçekten acıyordu, yüzünden belliydi.

-Zeynep yapma! Kaç kilosun kızım sen, kalk üstümden.

Beni zorla yere itti, uzağına bir yere düştüm. İkimiz de nefes nefeseydik. Bir süre daha yerde uzandık. Cevabından çok korktuğum soruyu sordum.

-Neden beni öptün Can?

-Neden karşılık verdin?

-BİLMİYORUM! O yüzden sen cevap ver.

-Özel bir sebebi yok. Canım istedi öptüm. Sana aşık olduğum için dememi falan beklemiyorsun heralde?

-Çok lazımdı bana aşkın.

Yerde kendimden utanarak uzanırken düşünmeye başladım. Utanmamın sebebi öpüşmek falan değildi. BİR HAFTA İÇİNDE İKİ FARKLI ADAMI ÖPMEKTİ. Hiç biri için de bir şey hissedip hissetmediğimden emin değilim ayrıca. Neyse ki ikisi de yakışıklı. Tebrik ediyorum kendimi şu an bunu düşünebildiğim için. Tamam artık resmi olarak diğer kızlardan biri olduğumu kabulleniyorum. Ama öyle olucaksam da doğru şekilde olayım bari. Duygularımdan emin olmadan kimseyi öpmek yok bir daha! Bir karar vermem gerek. Mantıklı bir şekilde yetişkin biri gibi.

Yapmam gereken şey çok açık.

Bir liste yapıp herkesin özelliklerini puanlayarak hoşlanacağım kişiye karar vermek.

Nasıl ama, olgun değil de neyim?

Derinlerden bir ses duydum.

Biri Zeynep diyordu sanki.

Erdim. Kesinlikle erdim.

Ayağıma takılıp üzerime düşen Sinem sayesinde ermedğimi, sadece Ömür ve Sinem tarafından bulunduğumuzu farkettim. Tam zamanında! Böylece Can'la aramızdaki garip konuşmaya devam etmek zorunda değiliz. Bazen güzel şeyler de olmuyor değil hayatta.






Continue Reading

You'll Also Like

678K 41.9K 46
GERÇEK AİLE KURGUSU İlk kitabım olduğu için yazım yanlışları ve mantık hataları olabilir. *13.11.2023*
43.7K 5.1K 43
-Tamamlandı.- Kaan: Siz kızlar virüs gibisiniz Kaan: Hissettirmeden sızıp adamı içeriden çökertiyorsunuz Kaan: Ama sen daha betersin, Ferhunde gibisi...
1.7K 79 6
aşk hiç bu kadar acı olmamıştı
254K 11.6K 45
Siz: Gönderdiğiniz elbise istediğim elbise değil ve yırtık göndermişsiniz. Siz: Sizi şikayet edeceğim. 0541**: Yanlış yazdınız. Siz: Ne demek yanlış...