jewellery // l.s

By busebetul

1.1K 140 73

Harry, ünlü bir iş adamı. Louis, ünlü bir hırsız. Harry'nin antika merakıyla ün salmış babası ölmeden önce... More

1
2
uzuuuun zaman sonra

3

260 41 16
By busebetul

Harry, tabana kuvvet boş sokakta koştu. Burası şehir merkeziydi ve az ileride tanıdığı biri vardı, eğer arabasını isterse ona verebilirdi. Koşabildiği kadar koştu ve arasında biri var mı diye kontrol etti. Sonunda eve vardığında elleriyle dizlerinden destek alıp eğildi. Bir kaç hırıltılı nefes alıp verişten sonra zili çaldı. Bir kaç dakika sonra karşısına sabahlıkla çıkan genç bir bayan belirdi. Gerçekten genç ve güzeldi ve Harry daha önce Nick'in yanında böyle birini görmemişti. Arkadan  belinde havlu olan Nick belirdi ve kadının beline sarılıp omzunu öptü. Kafasını kaldırmadan,

"Kim gelmiş hayatım?" dedi. Harry hâlâ nefes nefese,

"B-Benim...." dedi. "B-Benim... Nick..." Nefes zar zor alıyordu.

"Ah, Harry. Sen miydin? Saat sabahın dördü, ne işin var burada?" dedi Nick. Harry zorlukla doğrulup gökyüzüne baktı, gündüz olmak üzereydi ve güneş kendini belli etmeye çoktan başlamıştı.

"B-Ben..." dedi ve devamını getiremedi, nefes alamıyordu. Nick hızla onu kolundan tutup eve çekti. Koltuğa oturarak sakinleşmesini bekledi. Harry nefes alıp verilerini kontrol etmeye yeni başlamışken Nick,

"Neyin var?" diye sordu.

"Çok uzun hikaye, bana arabanı bir kaç günlüğüne verebilir misin?" dedi. Nick yanında oturan kadına anahtarları getirmesini söyledi. Bir kaç dakika sonra kadın elinde bir Jeep anahtarıyla geldi. Ve Harry'e uzattı. Harry alır almaz ayağa kalktı ve Nick'e sıkıca sarılarak teşekkür etti.

"Beni arayıp ne sikim olduğunu anlatacaksın." dedi.  Harry kafasını sallayıp gülümsedi. Kapıdan hızla çıkarken, evin bahçesindeki Jeep'in kapılarını açtı. Hızla kendini sürücü koltuğuna atıp kemeri bağladı. Kafasını geriye yaslayıp gözlerini kapadı.

Bir kaç saat içinde ne olmuştu öyle? Gerçekten çok yakışıklı biri ona dokunmuştu ve  Tanrı aşkına,evine bir grup hırsız girmişti! Bunun etkisinden yeni yeni çıkıyordu. Ona bir kez daha dokunsun diye bütün varlığını verebilirdi, ki Harry dünya üzerindeki en zengin insanlardan biriydi.
Bir daha bana dokunursa, bu sefer nasıl tepki verirdim? Diye düşündü. Neler yapabileceği aklından geçerken sessizce küfür etti ve inledi. Bu sefer gerçekten kendini kontrol edemiyordu.

....... 

Harry nihayet şehrin biraz uzağındaki büyük annesinin evine vardı. Arabadayken sürekli o Louis denilen çocuk gelmiş, ve yine kontrolünü kaybederek arabayı bir köşeye çekip derin derin nefesler alıp kendine dokunmaya çalışmıştı. Fakat bu zordu çünkü biri onu görebilirdi. Evde yaparken bile kendini çok kötü hissedip, utanıyordu. Cinsel tercihinin hem cinsine karşı olduğunu çok önceden anlamıştı. Eline bir çok bu işi yapmak için fırsat geçse de neyi nasıl yapacağını bilmediğinden reddetmişti. Gerçekten Nick onu arada zorluyordu ama Harry sürekli reddediyordu. İstemiyor musun? Diye sorduğunda ise ne tepki vereceğini bilemiyordu. Evet istiyordu fakat tanımadığı, aşık olmadığı biriyle bunu yaparsa kendinden tiksinirdi, bunu da biliyordu. Kendine bile çok çok nadir dokunan bir insan bunu nasıl yapardı?
Kafasından bu düşünceleri silip atmaya ve Louis'nin ona dokunuşlarını unutmaya çalıştı. Arabadan çıktı ve kocaman bir bahçe üzerindeki evin kapısını çaldı. Bir kaç dakika bekledikten sonra kapı açıldı ve içeriden yaşlı büyük annesi ve onun yaşlı eşi çıktı. Büyük annesi, büyük bir sevecenlikle Harry'e sarıldı.

"Ah, Harry. Nerelerdeydin?" dedi kısık ve titrek sesiyle. Buruşuk elleri Harrynin dövmeli elini buldu. Elini yukarıya kaldırıp dövmelerine baktı.

"Bunlar da ne, Harry? Canın yanmıyor mu? Kendine bu eziyeti çektirmekten ne zaman vazgeçeceksin, oğlum?" dedi. Harry kaşlarını kaldırıp dudaklarını birbirine bastırdı.

"Hayır, canım yanmıyor. "dedi. Hep beraber içeriye girerken büyük babasına da sarıldı. Onları yemeğe davet eden büyük annesinin ricasını reddedip yukarıya, odasına uyumaya çıktı.

...

Harry, boynundaki ıslaklık ile uyandı. Elini ışığı açmak için yatakta gezdirirken, üzerinde birinin olduğunu fark etti. Çıplak bedeni Harry'e yaslıydı ve Harry bu güne kadar hiç bu kadar iyi hissetmemişti. Bir kadın bedeni değildi. Bu bir erkekti ve kokusu tanıdık geliyordu.
Harry üzerindekinin Louis olduğunu anlaması geç olmuştu. Boynunda hissettiği acıyla inledi.

"Louis!" diye çığlık attı.Louis, Harry'nin boynunda biraz oyalandı ve kasıklarını ona bastırıp Harry'nin yüzüne bakmak için doğruldu. Harry kasıklarında hissettiği baskıyla gözlerini kapadı. Alt dudağını ısırdığında Louis gülümsemişti.

"Efendim, Harry?" dedi Louis. Harry ilk defa adını onun ağzından duymuştu.

"Louis, burada ne işin var?" dedi Harry aldığı zevkle kendinden utanırken. Louis kaşlarını çattı ve Harry'nin kendisine gelmesini ister gibi ağırlığını yine kasıklarına verdi. Harry inledi ve yeniden gözlerini yumdu.

"Yalvarırım dur, dayanamıyorum." Louis onu dinlemedi ve Harrynin ince derisini keskin dişlerinin arasına aldı. Dişlerinin arasındaki derisini kıstırıp bıraktıktan sonra Harry çoktan gözlerini açıp güçlü bir inleme bırakmıştı.

"Louis, lütfen kes şunu. Kendimi kontrol edemeyeceğim." Louis kıkırdadı ve eğilip Harry'nin 1957 dövmesini ısırdı. Harry dudaklarını kanatırcasına dişlerinin arasına aldı. Gözleri kayıyordu.

"Kendini kontrol etmene gerek yok, Harry." dedi, Louis.Harry tırnaklarını var gücüyle Louis'nin sert sırtına geçirirken.

....

Harry yataktan destek alarak terli sırtını kaldırdı. Kalkarken öyle bir nefes aldı ki, dışarıya çığlık gibi çıkmıştı. Kendini serbest bıraktı ve elleriyle yüzünü kapattı.
Bir günde gördüğü bu tarz rüyaların ikincisiydi ve bütün dengesi bozulmuştu. Sanki birileri sırf o kendine dokunsun ve diye  bu rüyaları göstermesini sağlıyordu. Fakat Harry, Louis ile ilgili bu tarz rüyalar görmeye devam edecekse, bir daha asla kendine dokunmamaya yemin edebilirdi.

......

Harry, telefonunu yanına almadığı için kendine milyon kez lanet okudu. Nick'i arayıp yardım istemeliydi, fakat elinde bir telefon yoktu ve Büyük annesinde ve ya büyük babasında bir telefondan haberdar oldukları hakında en ufak bir fikri yoktu. Aşağı indi ve koltukta televizyon izleyen büyük annesine baktı. Elinde kumandası, sehpada çayı ile gayet keyifli duruyordu. Yanına usulca gitti. Büyük annesi ağır bir yavaşlıkla elindeki kumandayla televizyonun sesini kıstı. Harry'e dönüp gülümsedi. Bir şeyler demesini bekler gibiydi.
Harry hiç uzatmadan sordu.

"Benim telefona ihtiyacım var." Büyük annesi gülümsemesini bozmadan kaşlarını çattı.

"Neden?" Harry başının dertte olduğunu söyleyezmedi, bir şey uydurması gerekiyordu.

"Kız arkadaşım... Bilirsin, ona haber vermedim." Harry, gay olduğunu büyük annesine hiç bir zaman söylememişti.

"Ah, demek biriyle berabersin." dedi mutlulukla büyük annesi. Yumuşak ve buruşuk elleri Harrynin dövmeli elini bulup tuttu.

"Bizim telefonumuzu kullanabileceğini sanmıyorum, Harry." Harry inledi.

"Fakat  ileride genç bir adam var. Sana anlatmıştım ya, Adam. O çok iyi biri ve bazen yanıma gelip benimle ilgileniyor. Ona gidip benim torunum olduğunu söylersen sana mutlaka yardım edecektir, Harry." Harry bir kaç saniye önce kapattığı gözlerini açtı.

"Ciddi misin?" dedi. Hızla ayağa kalkıp ilerideki evin yol tarifini aldı. Büyük annesine sıkıca sarılıp dönmeyeceğini söyledi. Eğer bir telefona ulaşabilirse Nick onu almaya gelirdi ve burada kalmak zorunda kalmazdı. Arabaya bindi ve ilerideki eve sürdü. Yaklaşık yarım saat sonra büyük annesinin tarif ettiği evi buldu. Büyük annesine oranla uzak bir evdi.
Arabayı yolun karşısına park edip kapıdaki korumalara baktı. Onların yanında ufacık kalıyordu.

"Ben... "dedi. Gözlerini kıstı ve ne söyleyebileceğini kafasında tarttı.

"Bay Adam ile görüşecektim." Korumlardan biri, kahkaha attı. Attıktan sonra gözlerini irice açıp Harrynin boy hizasına kadar eğildi. Harry elbette uzun biriydi. Yaklaşık 1.80 boyu vardı fakat karşısındaki adam neredeyse iki metreydi.

"Pardon, siz kimsiniz?"

"Ben... Ah." Koruma kafasını iki yana sallayıp ellerini göğsünde birleştirdi.

"Erica, Erica Styles'ın torunuyum." Koruma bir an kendine gelmeye çalıştı.

"Ha?" Harry onu anlamadı ve elini uzattı.

"Merhaba, ben Harry Styles." Harrynin adını elbette herkes bilirdi. O, görüp görebileceğiniz en zengin insandı. Fakat Harry dışarı çıkmayı pek sevmez, işten eve, evden işe gizli gizli gider gelirdi.

Koruma onun elini sıktı.

"Merhaba." Biraz önceki alaylı adamdan eser yoktu. Geri çekilip sürgülü çelik kapıyı köşedeki şifre bölümünden açtı.
Geri çekilip Harry'nin geçebilmesi için ufak bir alan yarattı.

"Buyrun, sizi onun yanına götüreyim."
Harry büyük bir sevecenlikle kafasını salladı. İçeriye girdiklerinde, Adam denilen adam sinirle masadaki vazoyu fırlattı. Elinde bir telefon, saçı başı dağılmış, sinirden yüzü kıpkırmızı olmuştu.

"Siktiğimin acemi salakları!" Harry biraz ürktü ve yanındaki korumaya baktı. Koruma ona gülümsedi ve elini Harrynin göğsüne koyup biraz geri çekti.

"Geri zekalılar!"Ağzına gelen bütün küfürleri savuruyor, eline geçen her şeyi fırlatıyordu.
Harry onu tepeden tırnağa süzdü. En fazla 30 yaşlarında,kirli sakallı, saçları düz ve dağılmış bakımlı bir adamdı. Kareli koyu yeşil bir ceket, bordo bir kravat, siyah gömlek ve deseniz koyu yeşil bir pantolonla harika gözüküyordu. Harry yutkundu ve onun süzmeyi bir kenara bıraktı.
Adam sinirle saçlarını çekti ve son model telefonunu karşısındaki duvara fırlatarak paramparça etti. Harry gözlerini irice açıp iç çekti, o telefona ihtiyacı vardı. Fakat o telefon, bir kaç saniye önce gözlerinin önünde parçalara ayrılmıştı. Adam eline geçen bir şeyi daha fırlatıp kırdıktan sonra, koltuğa oturup derin nefesler aldı. Nefesleri düzene girince, yanındaki koruma söze başladı.

"Efendim," dedi. Adam hızla kafasını kaldırdı.

"Ne va-Ha?"dedi Adam. Biraz önce onun için etrafı birine kattığı, en iyi çalışanlarını azarladığı kişiyi karşıda görmeyi kesinlikle beklemiyordu.

Continue Reading

You'll Also Like

111K 8K 54
"Bak Arat... İyisin, hoşsun, şu dünyadaki herkesi alabilecek geniş bir kalbin var ama bu dünya o dünya değil kardeşim. Anlıyor musun? Kimsenin kimsey...
552K 29.5K 39
Eski sevgilisine içinde kalanları sövmek için yazan Yaren numarayı yanlış yazıp dünyanın en önemli iş insanlarından birine denk gelirse ne olur... Si...
2.8M 81K 25
(DÜZENLENİYOR!) ~Nam Salmış Büyük Bir Mahallenin Lideri~ ~Etrafında Olup Bitenden Haberi Olmadan Mahalleye Taşınan Güzel Doktor~ 'Saç teline yakmıştı...
24.2K 1.3K 21
Yazdığım hikâye tamamen benim kendim yazdığım kurgumdur benden habersiz çalınıp yazılırsa gerekli yerlere bildirilecektir