512

By cheesepeake

1.3M 69.3K 4.9K

''Adın ne?'' ''Ceylan yazıyor dosyada'' ''Onu demiyorum kızım gerçek adın ne?'' ''Gerçek adım yok benim kodum... More

512
Hot Mexico
Ramada part-1
Ramada part2(İHANET)
HUNTER
Jackass
Tekinsiz
Hunted
Kızıl
One night stand!
Şahin
Ölü İkizler
Aile
Honeytrap
Stalker
Kurtarma Operasyonu
O şimdi asker
Psikolojik Tahribat
Yalanlar Üstüne
Ceylan
Samanta
Kazı Asker!
Ateş
Güven Atışı
Siktir Lan
Keşif
Bir ihtimal daha var
Dağ
Pusu
İkimizi de öldüreceksin asker
Huzur
Devlet
Eski
Karanlık
Taş
Geri bas!
His
Dağ Ceylanı
Çatal
Sevda
Delta Force
Koruma
The GodFather
Karar
Ada
Yemek
Baba
Test
Ekip
Oda
Karakol
Komutan
Madalya
Nişan
Oldu
Bayrak
Tanışma
Bitmediniz
Ölüler
Eski Defterler
Düşük
Bir
Her şey
Bilet
Dosya
Beklenmeyen
Yüzleşme
Boşver
Bu da mı gol değil?
İlk kavga
Tatil
Hazırlık
Görev
Gizemli Kadın.
Açılışa Doğru
Bay X
Acı aşk
Son akşam yemeği
Solo vs MrX
İz
Güç Savaşları
İstihbarat
İki kadın.İki adam.iki savaş.başlıyor.
Kasa
Hüküm
Ceylan vs Cateline
Hoşgeldin
Oyun Kurucu
Vegas'ta olan Vegas'ta kalır.
Açığa çıktık.
Gül
Beklenen.
Al bir de buradan yak.
Ava giden avlanmayı göze alsın.
Eski Dost Düşman Olmaz
Kasa-tura
Yüz 100
Güven kaybı
Biz bitti demeden bitmez
Adsız Bölüm 103
Arap baharı
Her Şey Vatan İçin
:)
Manipülasyon
İlla gel beni öldür diyor bu kız
İran
Hazır mısın?
Alev aldı buralar
Şehidan
Kartal
Jerma Betkar
Fena kesiğim sana
Ateş hattında bir ceylan.
Çözüldükçe düğümlendik.
117
Deniz taşkını
Geçiş

Sivil

11.1K 625 36
By cheesepeake

Sevda da gelmişti tabi.

Komando birliğinin komutanı olarak.

Emrenin kollarını bıraktım.

Gözüm dalmıştı.

Gösterdiği yere doğru ilerledim.


Uzaktan görebiliyordum az çok.


Oğuz  Sevdanın bacağını kendi elleriyle sarıyordu.

Orada öylece kalakaldım.

Sevdanın yüzünde bir gülümseme vardı.

Oğuz da gülümsüyordu.

Ne konuşuyorlarsa artık.

Ben dimdik kaldım orada.


Oğuz bacağını sardıktan sonra bi hamlede Sevdayı kucakladı 

Sevda da kollarını boynuna doladı.

Helikopter onları bekliyordu

Helikoptere doğru gittiler.

Dünya umurlarında değildi.

Bana yapması gereken şeyi ona yapıyordu


Sanki sırtımdan kurşun yemişim de nefesim kesiliyordu.

Ben vurulmuş olabilirdim

Yaralı olabilirdim.

Hadi onu geçtim ya ben zorlu bir intikalden geçmişim.

Kaç kere çatışma yaşadığım belli.

24 saattir ayaktayım.

Dizlerim titriyor yorgunluktan.

Sen beni siklemeyip

Evet küfredecektim artık!

Sen beni siklemeyip Sevdayı götürüyorsan helikoptere

Ben daha bir şey demiyorum.


Biraz daha durdum ve helikopter hareketlendi.

Gitti adam.

Sevdayla gitti.

Ya bari telsizden konuş

Pislik.

Öylece mal gibi kaldım.

Sanki başından vuruldu kız.

Ver askerlere götürsünler

Sen niye gidiyorsun?


Hadi bindirdin helikoptere 

Gitme!

Bir de bana racondan bahsediyordu?!


Operasyon bu kadar yıkmamıştı beni.

Ama şimdi bu tablo

İç kanama yaratmıştı.


Serhat komutan yanıma gelmiş.

Fark etmemişim.

''Asker!''

Yerimden sıçradım

''Özür dilerim komutanım'' dedim


Gülümsedi

''Korkutmak istemedim asker''


Ben de gülümsedim.

''Timini al git bugün burada işiniz bitti.''


Elimi sıktı.

Ben de sıktım.


Timimi toplamam lazımdı.


Selimi  buldum yanında Tamer vardı.

Gözcüme de telsizden seslenip olduğum yeri söyledim.


Sonunda birleştiğimizde birbirimize sarıldık

Sonra Tanere baktım.

Kolu kanıyordu.

Fark etmemişti.


''Taner  kolun kanıyor'' dedim panikle.

Yanına koşup kamuflajını yırttım.

O da bakınca koluna şaşırmıştı.


Kurşun hala içerideydi.

Koltuk altını kaldırdığımda çıkış noktası görmemiştim

Elimle yokladım kemiği sağlamdı.


''Tamam tim hemen ayrılıyoruz buradan''


Bacağımdaki ipi çıkarıp koluna turnike yaptım.

Kan kaybetmesini engellemek istiyordum.

Bize tahsis edilen helikopter hazırdı.

Arkadan Yusuf komutan ve timi de geldi.


İki tim de birbirine minnettardı.

Çok iyi çatışmıştık.

Sadece biz de değil

İkimizi de takip eden geri timlerimiz bize çok iyi destek olmuştu.

Ama hala aklım Oğuzun yaptıklarındaydı.

Çok ağır gelmişti.


Yusuf komutan koluma dokundu

''Asker iyi misin?''

''İyiyim komutanım yoruldum sadece''

Gülümsedi.

''Gayet iyi idare ettin asker''

''Siz de çok iyiydiniz komutanım.

Kendimi intikalde güvende hissettim teşekkürler'' dedim.


İki tim de çok yorulmuş helikoptere çökmüşlerdi.

Herkes yerde serilmişti.

Bakıp gülümsedim onlara

Moral gecesini hak ediyordu bütün tugay.


Helikopterden indiğimizde Tanerle birlikte revire gittik.

Ama revir de kalabalıktı 

Sürekli helikopterlerden yaralı geliyordu.

Uzak taburlardan intikal halinde olan askerler de buraya getiriliyordu anladığım kadarıyla.


Ben de Taneri bir koltuğa oturttum

Selim de yanımızdaydı.

Eldiven takıp gerekli ekipmanları buldum 

Taner ve Selim bana hayretle bakıyorlardı.


''Korkmayın çocuklar ilk yaptığım şey değil'' dedim 

Tanerin koluna sardığı bezi açtım.

Antiseptikle iyice yarasını temizledim.

Yavaşça kurşunu çıkardım.


''Saklayacak mısın asker'' eline bıraktım kurşunu


''Döndüğümde kanıtım olsun komutanım'' dedi gülümseyerek.

Üçümüzde gülüştük.

Selim

''Milletin başını askerlik anılarınla ağrıtma oğlum''

''Sanki sen yapmayacaksın''

Onlar konuşadursun

ben dikişe geçmiştim.

Çok fazla kolu  parçalı ya da yırtık değildi.

Küçük bir dikişle hallettim.


Sargı beziyle iyice sardım.


''Çok aşağıda tutmamaya çalış ilk yarım saat ,kanamasın''


Kafasıyla  onaylayıp teşekkür etti.

Onlar ayrılırken benim koltuktan kalkacak gücüm kalmamıştı

Oturduğum yerden revirin içine baktım.

Ne Oğuzu ne de Sevdayı görebilmiştim.


Sanırım çevre askeri hastaneye götürmüştü Sevdayı.

Kurşun kemiğini de parçalamış olabilirdi.

Gitsin bakalım Sevdayla

Nasılsa geri gelecekler.


O kadar yorgundum ki kendimi hemen yatağa bırakmak istiyordum.

24 saat ayağımdan postallarım çıkmamıştı.

Dağ taş kan

Beni bitirmişti.

Lavaboya girip elimi yüzümü yıkadım.

Sonra da doğruca Oğuzun odasına yöneldim.

Biraz yalnız kalmaya ihtiyacım vardı.


Kapıyı açmamla Sevdayı yatakta uzanır bi halde görmem bir oldu.

Kamuflajını çıkartıp yerine şort gibi bir şey giymişti.

Yatakta uzanıyor.

Oğuz da sırtı bana dönük onun başında üstü çıplak sadece pantolonuyla duruyordu.

Açtığım gibi kapattım kapıyı.

Oğuz beni görmemişti ama Sevda görmüştü.


Koşarak kendimi dışarıya attım ve durmadım.

Oğuzun peşimden geleceği yoktu ama benim kaçmam gerekiyordu.

Kendime geldiğimde etrafıma baktım.

Tugayın yemekhane kısmının önündeydim.

Askerler garip gözlerle bana bakıyordu


Oradan kalkıp kadınlar yatakhanesine ilerledim.

Başımdan kaynar sular değil buz gibi sular dökülmüştü.

Kafayı yemek üzereydim.

Ne desem Oğuza azdı.

Diyecek çok da bir şey yoktu zaten.

Bedenim sinirle sarsılmaya titremeye kasılmaya başlamıştı

Bütün kanım ellerimden ayaklarımdan çekiliyor karıncalanma başlıyordu


Yatakhaneye gittiğimde gündüz vakti olduğu için kimse yoktu.

En kuytudaki yatağa kendimi attım.

Kafam ağırlaşmıştı.

Vücut yorgunluğumu  hiç saymıyordum bile.

Kıyafetlerimi çıkardım.

Postallarım yer yer yırtılmıştı.

Kamuflajım da hasarlıydı.

Banyo yapmam lazımdı.

Duşa girdikten sonra yatağa geri döndüm.

Son enerjimi de duş için tüketmiştim.

Kafamı koyduğum gibi uyudum.


Rüyamda intikaldeydim.

Yanımda Selim ve Taner vardı.

Gece vaktiydi 

İçimde bir korku vardı.

İkisini durdurdum.

Etrafıma bakmaya çalışıyordum ama hiç bir şey göremiyordum.

Bir anda karnıma kurşun yedim.

O sarsıntıyla kayalıktan aşağıya yuvarlanmaya başladım.

İki kolumu da askerlerim tutup beni çektiler.


''Asker vuruldum ben''  dedim.

Selim anlamamış gibi yüzüme baktı.

''Ne vurulması komutanım dengenizi kaybettiniz '' dedi.

Hemen üzerime baktım.

Vurulmamıştım.

''Sağol asker,düşünce vuruldum  sandım '' dedim.

Ama vurulduğuma emindim.


Sonra arkadan bir ses geldi.


''Seni bir kere karnından vurdum

Bir daha aynı yerden vurmam asker''


O korkuyla yataktan sıçradım.

Başımda Orhan komutan duruyordu.

Yüzü oldukça ciddiydi.


''Komutanım'' dedim nefes nefese.


Rüyanın etkisinden zaten çıkamamıştım.

Karşımda da görmeyi bekleyeceğim son insandı.


''Kendine geldiğinde odama gel asker'' dedi.


Ellerimle yüzümü ovuşturdum.

Üzerime temiz kamuflajlar bulup geçirdim.


Orhan komutanın odasına girdiğimde 

Serhat komutan ve Yusuf komutan da vardı.


''Buyurun komutanım ''dedim.

Oturmam için Yusuf komutan ayağa kalktı

Masanın üzerinde tekrar bir harita vardı.


''Bugün çok iyi bir operasyon gerçekleştirdik.

Yaklaşık 700 kişilik bir kampı çökerttik.

Ama yetmez.

Yeni bir operasyona daha çıkacağız haftaya.

Şimdilik bir strateji belirlemeye çalışıyorum.

Siz de kendinizi ona göre ayarlayın.

Haftaya dedim ama iki gün sonra da olabilir.

Askerlerin yorgunluk durumuna bağlı''


Kafamı salladım.


''Ceylan komutanım size bir tim tahsis etmek istiyoruz

Timdeki adamlarınızı kendiniz seçebilirsiniz.

Bugün yaptıklarınız göz doldurdu.''


Gülümsedim ve görevi kabul ettim.


''Yusuf komutanımla da iyi bir diyalog  içindesiniz.

İkinci operasyonumuz daha kapsamlı olacak.

O yüzden sizi gene birlikte öne sürmeyi düşünüyorum''


''Evet komutanım,

Ceylan komutanıma güveniyorum

Birlikte çalışmamız faydalı olacaktır''


Gülümseyip komutanı onayladım


''Askerlerde durum ne komutanım?''


''Yaralımız az şehidimiz de yok Allah'a şükür''


Yüreğime su serpilmişti.


''Zaten operasyonlarda çok şehit vermeyiz.

Hareket halinde olduğumuz için hedef de olmayız.

Genelde karakol baskınlarından şehit veriyoruz.''

Kafamı salladım.


''Mühimmat bulabildiniz mi kamplarda?''


''Orasını hiç sorma komutanım

Yaklaşık bin tane mayın bulduk inanır mısınız.

Zafer Bayramı hazırlıklarıydı.

Silahlar füzeler bunları saymıyorum bile.

Bir tugaya yetecek malzeme vardı.''


Şok olmuştum.

Gerçekten büyük bir faciayı önlemiştik.


''Peki örgütün üst kesiminden birileri var mıydı?''


''Yoktu onlar daha gerideki kamplarda kendilerini güvende tutuyorlar.

Bir iki bölge sorumlusu dedikleri adamları da ölü ele geçirdik''


''Telsizlerden bir şey çıktı mı?''

''Şuan sessizlik içindeler,ağır bir darbe yediler.

Beklemiyorlardı.''


Konuşma bittiğinde odadan çıktım.

Koridorlarda dolaşırken bile gergindim.

Sanki bir yerden Oğuz çıkacakmış

Ya da Sevda.


Ben niye tedirgin oluyorsam dedim içimden.

Sonuçta ben bir odada basılmadım.

Başka birinin kucağında da gitmedim.


Tedirgin olacak birisi varsa o da Oğuz.


Bunları düşünürken ayaklarım beni yemekhaneye getirdi.

İntikalde yediklerimle duruyordum.

Yemek saatinin sonları olduğu için yemekhane nispeten boştu.

Yemeğimi alıp televizyonun karşısına oturdum.

Operasyondan bahsediliyordu.

Medyanın daha yeni haberi olmuştu.

Büyük yankı uyandırmıştı.

Çıkarılan mühimmatlar gösteriliyordu.

Bir sürü erzak da vardı.


''İyi iş çıkarmışsınız asteğmenim intikalde''

Arkama döndüm.

Barıştı.


''Otursana '' dedim.


Önüme geçip oturdu.


''Ne o canın sıkkın Ceylan?''


Yarım bir gülümseme yolladım.

''Sizin raconlarınızı anlamaya çalışıyorum'' dedim kafamı kaldırarak

Anlamamıştı.

Zaten konuşmamı kesmedim


''Söylesene Barış

Sizin şu raconlarınızda eski sevgiliyi odaya almak da var mı?''


Boğazını temizledi.

Ne diyeceğini bilemiyordu.


Ağzını açtı.

Durdurdum.

''Boşversene'' diyerek tabldotumu alarak kalktım.


Kalktığımda karşımda Oğuz vardı.

Yüzüne baktım.

İfadesizdi.

Yanından geçip tabldotumu bıraktım ve yemekhaneden çıktım.


Koridorda yürürken Oğuz arkamdan geldi.

Kolumu tuttu.


''Ceylan,bi dinler misin?''

Güldüm

''Dinlerim tabii.

Başka işim mi var seni dinlemekten 

Senin emirlerine uymaktan başka komutanım?''


Yürümeye devam ettim.


Tekrar önüme geçti.

''Ceylan!''

''NE!'' artık bağırıyordum


''Dinle kızım iki dakika.''

Beni kolumdan çekip bi odaya soktu.

Yangından kullanılacak malzemeler vardı.


Kapıyı kapattı.


Ellerimi göğsümde birleştirdim.

Önce bir şey demedi.


Yüzüne baktım.


''Sevda kurşun yemişti operasyonda ben de buraya getirdim.

Revir de dolu olduğu için odama almak zorunda kaldım''


Kahkaha attım


''Oğuz 

Ben sizi gördüm.

Kızın bacağını sardın.

Helikoptere taşıdın.

Bi kere bile benden tarafa bakmadın.

Yara almış olabilirdim.

Bana bir şey olmuş olabilirdi.''


Elini omzuma koymaya çalıştı ittim.

''Onu da geçtim revirde yer yoksa kadınlar yatakhanesine götürebilirdin.

Hadi odana götürdün.

Neden üstünde bir şey yoktu?''


Sakindi adam.

Ben delirmiştim o sakindi.


''Ceylan oradan bakınca çok iğrenç gözüktüğünü biliyorum

Tamam dediklerinin hepsi mantıklı şeyler ama bazen insan düşünemeyebiliyor.

Olaylar bu hale geliyor sonrada.''


Elimle durdurdum


''Ben sana açıklamasını yapayım komutan


Sevdayı o halde görünce gözün döndü.

Bir şey olacak korkusuyla.

Sonra hemen revire koşturdun.

Onu kendinden uzak tutmak istemediğin için de kendi odana götürdün.

Zaten senin her santimini bildiği için de yanında üstünü değiştirmekte bir abes görmedin.''


Yüzüme değişik bir şekilde baktı.


''Bak ben olayın kendime düşen  mantıklı düşünme kısmını gerçekleştirdim.

Sen de şimdi olayın sonuçlarına katlanacaksın.''


Odadan çıktım.


Sonuna kadar haklıydım.

Sen beni bıraktın orada.

Bunun mazereti açıklaması olamaz.


Şimdi gitsem baksam Sevda hala oradadır.

Düşündükçe çıldıracak gibi oluyordum.

Kafamı dağıtmam lazımdı.

En iyi yer de atış sahası gibi gözüküyordu.


Sahaya geldiğimde bütün hıncımı hedef tahtalarından çıkarttım.

Bir saat iki saat durmadan.

Ara vermeden.

Burada kapana kısılmış gibi hissediyordum kendimi.

Her şey üst üste geliyordu.

Bir gün Avcı bir gün Sevda.


Ben atışa devam ederken Levent geldi.


''Komutanım beni Serhat komutan yolladı.

Sizin yardımcınız olacağım bundan sonra ''


Günün en iyi haberiydi.


''Asker bugün aldığım en güzel haber buydu.

Al bakalım '' dedim elimdeki silahı ona verdim.


Önce şaşırdı.

Sonra istifini bozmadan atışa başladı.


''Senin biraz atış çalışman lazım asker.

İyisin ama daha iyi olmamız lazım''


Kafasını salladı.Kendisi de farkındaydı sanırım.

Sonra cebinden anahtar çıkardı.


''Size oda tahsis etmişler komutanım.

Ben eşyalarınızı yerleştirdim.

Bu da anahtarınız''


Uzattığı anahtarı aldım.

Odamı göstermek için yola düştük.

Koridorun sonunda kimseyle ilgisi olmayan bir odaydı.

Temizlemişlerdi odayı.

Leventte kamuflajlarımı falan yerleştirmişti.


''Beğendiniz mi komutanım?''


Eksikleri vardı.

Kişisel hiç bir şeyim yoktu.


''Evet  asker teşekkürler ,gidebilirsin''


Serhat komutanın odasına gittim.


''Komutanım bu maaş işleri nasıl oluyor?''


Masasının çekmecesinden  kart çıkarıp  uzattı.


''Şifresini kendin oluşturursun asker,

Sivile çıkaracaksan seni Van'a göndereyim bir gün kal orada dinlenmiş olursun

Hakkari çok güvenli değil.''


Çok iyi bir teklifti.

Fazlasıyla iyi.


''Ama yardımcını da yanına al''


Tamam diyerek çıktım.

Leventi buldum.


''Sivile çıkıyoruz asker''dedim.

Sevinmişe benziyordu.

En son ne zaman sivile çıktığını bilmiyordum.

Baya bi olmuş olmalıydı

Burada sivil demek normal hayata dönmek demekti.


Helikoptere doğru yürüdük.

Oğuzu göremedim.

Sevdayla ilgileniyor olmalıydı.

Düşünmemeye çalışıyordum.


Bir gün bile olsa her şeyden uzak kalmalıydım.

Leventin de binmesiyle

Helikoptere harekete geçti.

Van'a gidiyorduk.

----------------------

Azad


''Kız sivile çıkmış

Alın gelin''



















Continue Reading

You'll Also Like

13.4K 1.6K 34
"Belli ki sen de taraftarı çok seviyorsun" "Öyle tabi.Zatem sevgi karşılıklı bir şey değil midir?" "Bunu söylemek plotoniklere haksızlık olmaz mı?" G...
361K 19.3K 53
Alya özer (asil ) küçük yaştan beri ailesinin intikamı için yanıp tututuşur tam herşey bitmişken gerçek ailesi ortaya çıkar.
103K 5.1K 52
"Bana sadece bir erkek bebek vermeni istiyorum sonrasında özgürsün" +18 bir hikaye olacak hikayenin gidişatına göre diğer her şeye karar vereceğim
2.4M 67.3K 92
s-ssen uzak dur benden!! "Benden kaçışın yok" diyerek adamlarını üzerime saldı..