''BU NE DEMEK?''
Oğuz,Sedat Komutan ve Orhan komutanın olduğu odaya daldım.
''Oturun,sakin olun Ceylan Asteğmenim''
Ama adamın masasının önüne gelmiş bas bas bağırıyordum.
''Siz burada ne işe yarıyorsunuz?
Burada ne dolaplar dönüyor?''
''Otur asker'' Oğuz konuşuyordu ama görecek gözüm yoktu.
Orhan komutan konuştu en son
''Kızım otur açıklayalım''
Sakin olmaya çalışarak oturdum.
Orhan komutan konuşmaya başladı.
''Meselenin en başına dönerek sana anlatmaya çalışırsam uzayacak kızım.
Şuradan başlayayım,kafana daha rahat oturur.
Bu ülke hep okullarda okutulan gibi jeopolitik bir konuma sahiptir.
Yani al bu ülkeyi atlas okyanusuna koy ne terör kalır ne başka bir şey.
Burası bulunduğumuz yer en dağlık alanlar.
Terör burada çıktı burada devam ediyor.
Çok detaya girmeyeceğim
Şuan siyasi olarak bu hükümet üzerinde etkileri var.
Buna hayır dersek körlük yapmış oluruz.
Ve askerden de böyle bir hainlik gelince.
Dünkü komutandan bahsediyorum
Herkes birbirini suçlamaya başlar
Çünkü örgüt devlete bastırır medya yoluyla tepki çeker.
Devlet askere bastırır.
Asker de kendi çocuğuna bastırır.
Seni suçluyormuş gibi gözükmelerine aldırma.
Bizim burada daha önemli işlerimiz olacak zamanla.
Merak etme hiç bir şeyin üstünün örtüldüğü falan yok.''
İçime biraz su serpilmişti.
Ama yetmemişti.
''Takas olacak mı?''
Hepsi birbirine baktı
''Olacak gibi gözüküyor''
''Nasıl yani? Kız istemiyor ki?''
Sedat komutan konuşmayı devraldı.
''Kızım sorun kız erkek meselesi değil.
Güç denemesi yapılıyor karşılıklı.
Buradan çıkaracağımız sonuçlara odaklan
1-bizim içimizden bir hain çıktı mı çıktı
Bu,biz her yerdeyiz demektir.
2-Biz sizinle takas yapacağız dediler mi dediler
Bizi tanıyorsunuz artık demektir
Olaylara açıdan bakmak lazım.
Neden-sonuç.''
''Tamam da güçlü bir irade sergilemek lazım.
Bana kalırsa bu kaçırılan askerin vatan haini olduğunu,TSK'dan ihraç edildiğini ve devletin bu askerle bir ilgisi olmadığı söylensin.Gerekirse bütün tanık askerler konuşsun.''
Orhan komutan konuştu.
''Biz de zamanla bu şekilde medyayı kullanarak içeride dönen dolapları çıkarmayı planlıyoruz.
Şimdi hükümet seçime gideceği için ihtiyatlı yaklaşıyor
Şurada bir iki hafta kaldı.
Bir hafta bu takas uzatılacaktır.
Seçimden sonra ne olacağını hep beraber göreceğiz''
Kafamı salladım.
Siyaset
İç ve dış siyaset her şeyle alakalıydı.
Büyük tablo buydu.
''Hadi gelin sizi köye götüreyim''
Oğuzla ikimiz ayaklandık.
-------
Köye helikopterle gidiyorduk.
Dün geceki operasyon alanında çok fazla asker ve gazeteci vardı.
Soruşturma devam ediyordu.
Köye iniş yaptık.
Köy çok doluydu.
Her rütbeden asker oradaydı.
Çeşitli bürokratlar da oradaydı.
Orada yaşayanlara baktım.
Köylüler oldukça fakirdi.
Çok fazla çocuk vardı.
Bu insanlar burada nasıl yaşıyor bilemiyorduk.
Tugay komutanı Serdar komutan bizi bir eve soktu.
Yalnız bir kadın ve bir çok çocuk vardı.
''Dün gece hiç geleceklerinden haberiniz olmadı mı?''
''Kadın yarı türkçe yarı kürtçe haberlerinin olmadığını söyledi.
Zaten haberlerinin olmasını beklemiyordum.
Oradan çıktık bir çok kadınla,çocukla konuştuk hiç biri bilmiyordu.
Oğuzu kenara çektim
''Niye sürekli bir şey bilip bilmediklerini soruyoruz ?
Nereden bilsinler köydekiler.
Adamlarla dağda karşılaştık''
Oğuz beni bir köşeye çekti.
''Bir anda yıldırım gibi gelmiyorlar asker,
Emareleri var mutlaka.
Buradaki halkın bilmemesi mümkün değil''
''Nasıl emareler?''
''Bak mesela,
Pusunun olacağı günler öncesinden bellidir.
Buradakiler de bunu bilir.
Çoban dağa çıkmazsa,
Muhtar köyden ayrılırsa özellikle köy baskınlarında.
Ya da köyde düğün olacaksa
Yangın çıkmışsa.
Bunlar dikkat dağıtma amaçlıdır.
Düşün mesela,
Yoldaki pusuya hiç bir zaman sivil araç düşmez.
Hep askeri araçtır.
Uzaktan kumandalı da olsa diğer şekillerde de asla ve asla köyden biri bu mayına basmaz ve patlamaz''
Düşününce mantıklı geliyordu.
''Peki bu insanlar örgüte destek mi veriyor yani?''
''Çoğunlukla vermezler ama şöyle düşün,
Bu örgüt güçlü,
Bu insanlar fakir
Kimin başına silah dayayıp un ver şeker ver dersen verir.
Bu başka bölgede de olsa aynısı olurdu.
Buradaki halkla alakası yok.
Köydeki taburda çalışmış olsaydın bilirdin.
Çoğu köylü askere minnettardır.
Çetecilik dediğimiz şey önce kendi çocuğuna çektirir.
O yüzden direk bu halkı da suçlayamayız''
Bakınca insanlara gerçekten de öyleydi.
Yardım ve yataklık edenler mutlaka vardı.
Askere baskınlardan haberdar ettikleri takdirde infazla sonuçlanabilirdi.
Buralarda köy baskınları çok oluyordu.
İnsanlar da arada sıkışmış.
Bir şey yapamaz haldeydiler.
Derin bir iç çektim.
Bir çok etken vardı burada.
Neresinden tutacağımı ne düşüneceğimi bilemez hale gelmiştim.
Burayı bu insanları rahatlatmak gerekiyordu.
Bu yüzden de dağların temizlenmesi lazımdı.
--------------------
Oğuz
Tugaya döndüğümüzde telsiz dinlemelerinde durumun ne olduğunu merak ediyordum.
Ceylan yorgun olduğu için biraz dinlemeye çekildi.
Askerler beni görünce ayağa kalktılar.Yanlarında askeri savcı da vardı.
Dün geceki telsiz kayıtlarını inceliyordu.
''Komutanım size sormak istediğim bir konu var''
Yanına geçip oturdum
''Dün gece komutandan istikamet istemişsiniz ve yanlış yönlendirmiş sizi doğru mudur?''
''Evet geldiğiniz yönün soluna ateş açın gibi bir ibare kullandı ''
''Siz de tam tersi yöne ateş açmışsınız galiba''
''Savcı,kör değiliz askerlerimizin yüzüne ay ışığı geliyordu.
Adam bas baya kendi askerimizi vurdurtacaktı''
''Sinirlenmeyin komutanım,sizden vaka kanaat raporu doldurmanmanızı isteyeceğiz.
Burada bir ihanet olduğu çok açık ve net.
Komutanın geçmişinde bir şey bulamadık.
Sizin ve beraberinde çalışan,çatışan,intikal eden herkesin düşünceleri gerekiyor.
Bildiğiniz gibi takas konusunda eğilimler var ve TSK nın ne yapacağını bilmiyoruz,
Onlar da buradaki durumu merak ediyorlar.
Ona göre Milli Güvenlik Kurulu toplanıp bir karar verecek''
Tamam dedim.
Yazardım.
Adamın yaptığı su götürmezdi nasılsa.
Savcı konuşmadan sonra odadan ayrıldı.
Askerlere döndüm
'Var mı bir gelişme?''
''Komutanım örgüt cephesinde anlaşmazlıklar var şuan.
Örgüt içi infaz konuşuluyor.
Özellikle Azad'ın başına buyruk bir hareket yaptığı düşünülüyor.
Tabii bir kesim de doğan sonuçtan memnun.
Komutanı nerede tuttuklarını henüz bilmiyoruz.
Niye yaptığını da bilmiyoruz.
Ailesi güvenli bir yere götürüldü.
Tehdit üzerinde duruyoruz şuan''
''Onların bütün basılı ya da sözlü yayın organlarını takibe alın.
Mutlaka radyodur şudur budur bazı şifreler göndereceklerdir kitlelerine.''
''Komutanım bir de size ulaşmaya çalışan yeni biri var''
Şaşırmıştım.
Yeni biri olması garipti.
''Örgütten yeni biri mi''
''Bilmiyoruz efendim dün geceden beri ulaşmaya çalışıyor ''
''Lakabı kodu falan var mı ?''
Asker not aldığı kağıdı bana uzattı
''Avcı''