86. Bölüm
Hülya tüm tereddütlerini bir kenara bırakarak kapıdan içeri girmişti. Madem gelmişti oraya kadar geri dönmeyecekti. Belki hayatını tehlikeye atıyordu ama artık sıkılmış, bunalmıştı. Bir şeyler yapmadan oturmak ona göre değildi. Danışmadan oda numarasını öğrendikten sonra bir üst kata çıktı. Hemen çapraz da sandalyeler de oturan iki adam dikkatini çekse de hiç duraksamadan odanın kapısını açtı. Nefes alış verişleri hızlanmış kalp atışları teklemeye başlamıştı. Biliyordu, kızacaktı ama artık onunla yüz yüze gelmek istemişti. Yavaş adımlarla ilerledi odada ve sonra onunla göz göze geldi! Gediz'in gözleri şaşkınlık ve öfkeyle büyümüştü.
__ sen... Ne arıyorsun burada? Beni nasıl buldun?
Hülya kendinden emin durmaya çalışarak yatağın yanında ki koltuğa oturdu ama bu onun için hiç kolay değildi çünkü kendisini tehdit eden iş birlikçisiyle ilk kez karşı karşıya geliyordu. Hiç şüphesiz bunda da Gediz'in içkiliyken onu arayarak kimliğini açık etmesinin bolca payı vardı. Gediz öyle bir salaklık yaparak başını belaya soktuğunu bilse de kadının böyle pervasızca yanına gelebileceği hiç aklına gelmemişti.
__ Benim de kendimce kuşlarım var, dedi hülya yavaşça.
Ve onlar senin yaralandığını fısıldadılar kulağıma.
__ iyi halt ettiler! İlk fırsatta gagalarını sökeceğim onların!
__ Bunu sana onlar yaptı değil mi?
Tehlikeli konulara akılsızca bir dalış olmuştu bu.
__ bana baksana sen...
Gediz sinirle yerinde doğrulmaya çalıştı ama yüzü acıyla buruşmuştu! Hülya'nın koltuğundan fırlayıp ona yardım etmeye kalkması ise sadece daha çok kızdırmıştı onu. Ne günlere kalmıştı, tüm bunlar bir kabus olmalıydı!
__ Dokunma bana seni aptal! Burayı göremiyorlar mı sanıyorsun, buraya gelerek ikimizin arasında ki ilişkiyi açık ettin!
__ Umurumda bile değil, senin de olmamalı! Sana bundan daha fazla nasıl zarar verebilirler ki!
Gediz ellerini yumruk yapmıştı, biraz olsun gücü yerinde olsa ne yapacağını çok iyi biliyordu ama... Yatağa bağlıydı maalesef! Tabii bu ona pabuç bırakacağı anlamına gelmiyordu. Kendisini sakinleştirmeye çalışarak derin bir nefes alırken gülümsedi bir an karşısında ki kötü oyuncuya!
__ bilemeyeceğin işlere sakın o küçük aklını sokma ve bana neden geldiğini söyle, derdin ne senin?
İşte şimdi konuşma Hülya'nın istediği yola girmeye başlamıştı, nihayet! Ancak ilk önce gözlerine hüzünlü bir hava vermeliydi... Ayna da defalarca bunun provasını yapmıştı ve şimdi şov zamanıydı! Mimiklerini istediği poza soktuğunda kendisiyle gurur duyarak konuşmaya başlamıştı.
__ Korhan etrafa abuk sabuk bir dedikodu yaymış. İşimden oldum ve tanıdığım, güvendiğim kim varsa hiç biri yüzüme bakmıyor! Ben dans etmenin dışında başka bir şey yapamam. Üstelik... Off!
Gediz karşısında sergilenen o tiyatroyu daha önceden izlemiş, hatta sonunu dahi ezberlemişti. Yine de merak ettiği için gözlerini kısarak baktı ona.
__ üstelik ne?
__ Korhan...
__ Seviyorum deme sakın! Bıçak yarası değil ama o yalan beni öldürür!
Hülya bir an yüzünü buruşturduktan sonra hırsla elinde ki çantayı yanına bırakmıştı. Pekala, madem öyle ona gerçekleri söyleyecekti!
__ Beni hiç kimse kullanıp bir kenara atamaz anladın mı, ne sen ne de o!
__ Ağır ol biraz!
__ Ne ağır olacağım! Her şeyin bir bedeli var! Benim yanımda gayet iyiydi, acısını ben ona unutturuyordum huzur veriyordum ona! Ne yani bunun bir karşılığı olmayacak mı sandılar? Hayır, her şeyin bir karşılığı var bu hayatta!
Gediz gerçek Hülya karşısında hiçte bir şaşkınlık duymamıştı.
__ Karşılığını alacağın kişi ben değilim. Adresleri mi karıştırdın, yoksa korkuyor musun?
__ Sana bile arkadaşı olmana rağmen bunu yapabiliyorsa ben elbette korkarım!
__ Ne yapıyorsun sen, dedi Gediz saniye sektirmeden...
Sürekli lafı aynı yere getirdiğine göre ağzımdan laf almak istiyorsun değil mi? Belki de konuşmalarımız kayıt altındadır.
Hülya'nın bakışlarında ki hayal kırıklılığı ve tereddüt şüpheye yer vermeyecek kadar açıktı.
__ H-hayır, ne alakası var!
Yorulmuştu Gediz, biraz uyumaya ihtiyacı vardı. Sesini biraz alçaltırken hafif bir iç çekmişti.
__ Benim üzerimden Korhan'ı tehdit edip para isteyeceksin ama yemezler. Senin gibileri iyi tanırım ben.
Hülya hayretle bakıyordu ona, telefonda son derece cesur ve intikam almaya hazır biri olduğu izlenimi vermişti oysa kendisine! Peki, ne olmuştu o adama? Bir bıçak darbesiyle her şeyden vaz mı geçmişti? İşte bunu hiç beklemiyordu!
__ Sana ne oldu böyle? Korhan'a olan dostluğun mu kabardı birden yoksa vicdana mı geldin?
Gediz kendi sağlığı için sabırlı olmaya ve çileden çıkmamaya çalışıyordu.
__ Hayır. Sadece bıraktım tamam mı, kendi yoluma bakacağım. Biraz aklın varsa sen de öyle yaparsın. Bu da benim sana son iyiliğim olsun!
Aynı dakikalarda Selen Ecem'i koltuk altlarından tutmuş küçük ayaklarını bacaklarına yaslamış tay tay durmasını sağlıyor bu da Ecem'in çok hoşuna gidiyordu. Selen kızına o akşama özel pembe, hemen poposunun altında biten bir elbise giydirmişti.
__ Benim güzel, süslü kızım! İleri de çok mu kokoş olacaksın sen!
Ecem tatlı bir gülüşle elini annesinin saçlarına götürmüştü.
__ Evet, bir tanem! Senin de böyle saçların olacak... Çünkü saçlarını annenden almışsın!
Ecem'in öpme isteği yaratan o tombiş yanağından kocaman bir öpücük aldı Selen!
__ Ohh... Bal kızım benim!
Ardından sağına dönerek Korhan'ın küçük bir sandığı andıran toka kutusunun içini karıştırdığını görerek gülümsedi. Bilerek konuşurken biraz sesini yükseltmişti.
__ Çok mu sıkıldın sen beklemekten kızım? ... Evet... Haklısın canım benim!
Korhan nihayet başını kutunun içinden çıkarmıştı.
__ Anlamıyorum ki! Bu kız seninle telepati yaparak mı iletişime geçiyor, öyleyse benim başım kel mi, ben de istiyorum!
Selen Ecem'i kucağına oturtup sırtını kendi göğsüne yaslamıştı.
__ Çünkü ben annesiyim canım, aramız da özel bir bağ var ve sen daha bir toka bile seçemiyorsun!
__ Suçlu benim yani, derken Korhan elinde kocaman bir yan tokayla ona dönmüştü.
Ya bu nedir aşkım? Benim kızımın başına göre değil ki bu, canını yakar!
Selen dudaklarını büzerken omuzlarını kaldırmıştı.
__ Onu sonrası için aldım zaten. 3 yaşından sonrası için.
Korhan hayretle başını salarken sonunda kutunun içinden iki tane küçük papatya şekilli tokaları seçmiş onlara doğru geliyordu.
__ Kadınları bazen hiç anlamıyorum! Sanki iki üç yıl sonra ülke de toka kalmayacak.
__ Bir kere o toka o çok güzel ve Ecem'in gelecekte favori tokası olacak! Değil mi cimcimem?
Ecem'in ellerini çırpması üzerine Korhan gülerek öptü kızının alnından ve elleriyle kısa saçlarını düzelterek bir tokayı güzelce tutturdu saçlarına.
__ Sizinle baş edemem ben, o yüzden pes ediyorum!
Selen yüzünde gülümseme şımarıkça kaşlarını kaldırınca Korhan dayanamayarak uzandı ona doğru! Aralarında Ecem olduğunu unutmadan küçük bir öpücük için yaklaşmıştı ona ama... Dudaklarıyla o yumuşacık dudaklara dokunmak... Aynı an da karşılığını almak öyle büyüleyici bir histi ki... Tüm vücuduna elektrik veriliyordu sanki. Ve şüphesiz o anları özel yapan en önemli şey hislerin karşılıklı olmasıydı. Selen dudaklarını aralayarak öpüşlerine aynı şevkle yanıt verirken bir eli Ecem de diğer eli ise Korhan'ın ensesindeydi. Ancak sonra çalan kapı sesiyle mecburen, isteksizce ayrıldılar birbirlerinden.
__ geldiler...
Selen Ecemle beraber ayağa kalkarken Korhan cebinden telefonunu çıkararak karşılarına geçmişti.
__ Resminizi çekmem lazım!
__ Ama baban?
__ Olsun! Fatma Hanım çoktan kapıyı açmıştır, sadece bir dakika...
Selen kucağında Ecemle gülümseyerek Korhan'a poz verirken Korhan kalbinin sıcacık olduğunu hissediyordu. İşte mutluluğun, hayatının resmiydi bu! Onlardan daha değerli hiç bir şey olamazdı Korhan için...
Korhan çektiği resme bayılmıştı, Selen'in mor elbisesiyle kızının pembe kıyafeti de çok uyumlu olmuştu doğrusu.
__ Bu resmi çerçeveletip masama koyacağım.
Bu sözlerle Selen'in kalp atışları kuş misali çırpınırcasına atmaya başlamıştı.
__ Hmm... Daha önceden masan da resmimiz yok muydu?
Korhan önden gidebilmesi için Selen'e izin verirken yüzünde ki gülümseme "trip geliyor" gülümsemesiydi!
__ Vardı tabii... Canım benim seni mutlu etmek eskiden de bu kadar zor muydu?
__ Ne yani beni mutlu etmek için mi resmimi masana koyuyorsun?
Tamam, trip atmayı biraz abartmış olabilirdi... Ama çok zevkliydi, ne yapabilirdi ki! Hele o son cümleyle Korhan'ın yüzü öyle bir şekilde değişmişti ki Selen kendisini tutamayarak gülmeye başlamıştı.
__ şaka, şaka!
Bir an Korhan derin bir rahatlama hissetse de içinde hala bir şüphe vardı! Eyvah eyvah!
__ Her şakanın altında yatan gerçeklik payı beni düşündürüyor sevgilim.
Selen'in gülümsemesi tekrar canlanırken Tarık Bey gülüş seslerine doğru gelmiş merdivenlerin altında onları bekliyordu. Ev de biraz bunalım havası beklerden karşılaştığı neşeli tınılar gerçekten ona güzel bir sürpriz olmuştu.
__ Çocuklar, içime baharı getirdiniz! Hep böyle olun nazar değmesin. Ama... Ama ben bu küçük hanımı yemek istiyorum. Gel buraya!
Tarık Bey gibi cüsseli ve ciddi bir adamın torununun karşısında ki davranışları her zaman Selen'i gülümsetirdi. Bebeğini dedesine teslim ederken Alper ve Çağla da içeri girmişti.
__ Vay canına... Selen bu ne güzellik!
Selen gülümseyerek bir koluyla Korhan'a sarılmıştı.
__ Sevgilimin hediyesi...
__ Zevkli adamsın vesselam!
__ Öyleyim ama sevgilin değilim bir tanem, kocanım!
__ Ooo, yürü oğlum! Hiç yani... Kızlar biz kocalığa terfi etmiş vatandaşlarız ne sevgilisi... Bitti o iş!
__ Ne diyor bunlar Selen?
__ Boş ver canım, konuşur konuşur susarlar!
Alper derin bir ıslık çalarken önce Ecem'in gülen, neşeli sesi arkasından ona tezat Tarık Beyin gürleyen sesi doldurmuştu odayı.
__ iki dakika da çocuk odasına döndürdünüz burayı! Bir de evli barklı insanlar olacaksınız, şu çocuktan utanın yahu! Yürüyün hadi, ben ve torunum acıktık, sizin şaklabanlıklarınızı dinleyemeyiz. Hadi kızım...
Tarık Bey her zaman ki gibi son sözünü söylemiş Ecemle odadan çıkarken azar yemiş çocuk misali kalmışlardı odanın ortasında! Bozulmuşlardı ama birbirlerine belli etmemeye çalışıyorlardı. Malum gurur! İlk önce çaktırmadan şöyle bir birbirlerine baktılar...
__ Eee, gidelim bari biz de...
Alper Çağla'yı kollarının arasına alıp yürümeye başlarken Selen de Korhan'ın elini tutmuştu.
__ Korkma aşkım, içeri de ne olursa olsun ben seni koruyacağım!
Aksiyon değil de huzurlu, yüz güldüren bölümler istiyorum diyen el kaldırsın:))
Canlarım, keyifli okumalarr