" Dur kaçma artık benden kaçacağını mı sanıyorsun?
"Siyah maskesi olan adam yangın merdiveninden hızlıca inerken bende ardından koşmaya başladım. O benden kaçıp dururken, bende onu yakalamak için dahada hızlı hareket ediyordum. Ve nihayet yorulup durmuştu."
" Manyak mısın be adam sen beni öldürmek mi istiyorsun?"
"Biz seninle bu şekilde mi anlaştık Mert? Eğer ben gelmemiş olsaydım Levent'i öldürecektin? Hem sana Sevda' ya dokunma demiştim neden ona dokundun işimi bozmak mı istiyorsun?"
" Evet öldürecektim onu çünkü ondan nefret ediyorum. Ve neden nefret ettiğimi ikimizde iyi biliyoruz.
" Bak anlıyorum seni duygularına hakim olamıyor olabilirsin ama o kadar emeğimizi az kalsın mahvedebilirdin. Bana Levent canlı lazım onu öldürmemen gerekiyor. Üstelik Sevda' ya da zarar veriyorsun ona zarar verirsen benim planım bozulacak farkında değil misin? Benimle anlaşman var ve bunu bozarsan seni parmaklıkların ardına koyarım ve oradan asla çıkamazsın."
" O adam bize zarar verdi o adam bu kadar tehlikeli ve elini kolunu sallayarak dolaşmaya devam ediyor. Ben onun ve kızının mutlu olmasına katlanamıyorum. Ama sırf planını bozmamak adına şuan sessiz kalacağım. Ama eğer sen beceremezsen onu kendim öldüreceğim ve bundan asla çekinmeyeceğimi en iyi sen biliyorsun. "
"Biliyorum içinde ona karşı büyük bir nefret ve intikam hırsı var. Fakat senin sorumsuz davranışın benim planımı bozacak bu yüzden sessiz kal Mert anlıyor musun beni ? Şimdi ben onların yanına gidiyorum ve senin kaçtığını söyleyeceğim.Senden ricam buralarda fazla dolaşma ve benden haber bekle."
"Tamam Buğra bu işin sonunu mutlaka hallet sana güveniyorum ve senden haber bekliyorum."
" Maskeli adam işini şuanda halletmiş Levent ve Sevda' nın yanına doğru gidiyordum. Biraz daha yürüdükçe odanın önünde bulmuştum kendimi. Baba kız konuşup duruyorlarken anında olayın içine buldum kendimi. Sevda fazla saf biriydi benden asla şüphelenemezdi. Fakat Levent öyle değildi çok kurnaz ve ne yapacağı belli olmayan biriydi.
Bu yüzden özellikle Levent' e karşı kendimi sevdirmem gerekti. İşte o an bu andı ve Levent manyak gibi para hastası biriydi. Ve bende bunu kullandım ve ona para teklifinde bulunmaya karar verdim. Para için kendini satan biriydi ve parayla kendimi sevdirmek zor olmayacaktı ve olmadı da.
Konuşmalarının arasında odaya dalıp, konuşmalarına kendi yorumumu da katarak dikkat çekmemeye çalıştım. Zaten para yardımını duyar duymaz Levent'in gözleri büyümüştü.
"Aramızda bir kaç cümle tekrarı yaptıktan sonra Levent biraz kurnaz olsada sırf para meselesi için benim para yardımımı kabul etmişti. Çünkü beni ona karşı iyi gösteren para yardımımdı. Elimde mevcut olan para için kızını bile elime teslim edecek kadar seviyordu parayı. Onun sevdiği tek şey para idi. " Onun gönlünü para sayesinde çalmıştım. Sevda zaten çoktan gönlünü bana kaptırmıştı. Gözleri bana aşkından kör olacak durumdayken onu planımın en büyük parçası yapmam gerekiyordu. Ve öylede yapmaya devam ediyordum. Bu yüzden ona sevdiğimi söyledim ve şimdi sıra babasındaydı. Çünkü Sevda zaten dünden razıydı beni sevmeye çünkü zor bir karakter asla değildi. Eğer zor birisi olsaydı bu kadar hızlı aşık etmek kolay olmayacaktı kendisini . Ama söz konusu Sevda' ydı. Bana aşkından yanıp tutuşan Sevda' ya aşkının karşılığını vermem gerekiyordu ve bu yüzden bende karşılıģını verdim. Ve ona onunla evlenmek istediğimi ve onu sevdiğimi söyledim hemde babasının gözü önünde."
"Şimdiden kabul etmişti çünkü gözlerinin içerisi parlıyordu.Tek sorun kurnaz babasıydı hemen kabul edecek gibi gözükmüyordu. Fakat unuttuğum bir detay vardı bu da Sevda' nın bana olan sevgisiydi. Eminim o babasını evlenmemiz için ikna edecekti. Ve dediğim doğru çıktı."
"Odadan ayrılmış koridorda planım için bazı eklemeler ekliyordum. Çünkü ben mükemmel bir plan kurmuştum ve kimsenin onu bozmasına izin veremezdim. Ve plan en baştan beri istediğim gibi ilerliyordu. Kendi kendime gülümserken Sevda bana doğru gelmeye başladı. Nedense ona üzülüyordum hemde bu kadar saf olmasını tuhaf buluyordum. Çok çabuk aşık olabilen birisiydi. Ve bu benim işime yarıyordu."
" Buğra bu evlenme konusunda acele etmiyor musun?"
" Seni seviyorum Sevda sende beni seviyorsun yoksa baban karşı mı çıktı bizim birbirimizi sevmemize?"
"Ondan söylemedim daha babama bile söylemedim seni sevdiğimi sende bana yeni söyledin biraz fazla acele ediyoruz sanki. Babam karşı olur mu bilmiyorum ama babamın tek kızıyım bu kadar acele etmemize izin verir mi bilmiyorum."
" Baban beni sevmedi mi yoksa bana güvenmiyor mu? Eğer sende babanda istemiyorsanız tamam hayatınızdan çıkarım. Sanmıştım ki annemin yokluğunda elini tutabileceģim birisi olacak. Ama sen evlilik için hazır değil gibisin. Tamam, madem istemiyorsun evlenmeyelim o zaman. Sana hayatında mutluluklar diliyorum. "
"Dur Buğra gitme ne olur ben sensiz yaşayamam. Sadece acele ediyoruz gibi gelmişti ama madem beni evlenecek kadar çok seviyorsun evlenelim o zaman."
"Bi dakika sen şimdi benimle evlenmeye razı mısın? Şuan mutluluktan havalara uçacak gibi hissediyorum."
"Buğra heyecandan yine bana dokunmaması gerektiğini unutmuş ve beni belimden tutup etrafında döndürüyordu. O kadar iyi hissettiriyordu ki sevdiğim insanın beni sevmesi ve bu yüzden deli hareketler etmesi ama unutmamam gereken bir detay vardı. Şuan Buğra nın bana dokunması doğru değildi."
"İndir beni Buğra bana şuan dokunamazsın bu doğru değil. Herkes bize bakıyor."
"Özür dilerim Sevda heyecandan ne yaptığımın farkında bile değilim. Hemen indiriyorum seni. Sen şimdi benimle gerçekten evleneceksin öyle mi ?
"Evet seni seviyorum ve evlenmek istiyorum. "
"Duymadım ne söyledin?
"Evet dedim"
"Yine duymadım biraz daha sesli söyler misiniz hanımefendi?"
"Seni seviyorum Buğra ve seninle evlenmek istiyorum."
Buğra küçük çocuklar gibi oraya buraya doğru giderken ben utanmanın verdiği ve herkesin bana bakması sonucunda kimsenin yüzüne bakamıyordum. Çünkü az evvel yaşanılan herşeyi bizzat hepsi şahit olmuştu. İşte en korktuğum ve utandığım kısma gelmiştim. Babamın odasının kapısı açılmıştı. Ve babamın parfüm kokusu bana doğru gelmeye başlamıştı. Ve ardından babam beni odaya çağırmıştı. Elim kolum birbirine dolanmış yüzüm kıpkırmızı olmuştu. Nedense babamdan çok korkuyordum. Çünkü nasıl tepki vereceğini bilemiyordum."
"Kapıyı ört ve yanıma gel Sevda?"
"Tamam babacığım hemen geliyorum. "
"Şuan baya geç kalmış bir soruyu sormak mantıksız olsada ben senin babanım. Bu yüzden sormak istiyorum. Sen Buğra' ya gerçekten aşık oldun mu? Yani onunla evlenmek istiyor musun? "
"Evet demek istiyordum ama sesim titremekten dışarıya ses vermiyordu. Bu yüzden evet anlamında kafamı aşağıya yukarı yaptım ve hiç beklemediğim tepkinin karşında kalakaldım. Babam kollarını açmış bana doğru geliyordu ve hızlıca bana sarıldı. Babamın bu kadar çabuk kabul edeceğini bilmiyordum ama bu benim işime yaramıştı. Çünkü sevdiğim adam ile evlenmek için önümde engel kalmamıştı. Ve babam konuşmaya başladı. "
"Ne ara bu kadar büyüdün be kızım hangi ara birini sevmeye başladın? Halbuki hala gözümde küçücüksün . Buğra 'yla başta pek anlaşamasakta o çocuğun ne kadar yardım sever biri olduğunu ve seni ne kadar sevdiğini anlamış oldum. Eğer sende Buğra'yı seviyorsan ben size engel olmak istemiyorum. Buğra' ya söyle cenazeden bir kaç hafta sonra seni istemeye gelsinler."
Babamın konuşmasının karşısında bir yandan gözyaşı dökerken bir yandan da mutluluktan gülümsüyordum. Çünkü babam bana dünyanın en büyük hediyesini vermişti. Çünkü bu hastane olmasaydı ben asla Buğra ile çatı katında tanışamayacaktım. Ah be Sevda nerden nereye daha dün onu tanımıyordun şimdi ise birbirinizle evleneceksiniz."
"Babama seni seviyorum dedikten hemen sonra odadan ayrılıp kendimi çatı katında buldum. Çünkü bu çatı katı bizim ortak noktamızdı."
2 Hafta Sonra.....
"Hepimizi üzen bir cenazenin ardından mutluluğunda var olduğunu bilmek iyi hissetmemişti bana. O gün Buğra yı çaresiz ağlayan gözlerle seyretmek çok canımı yakmıştı. O anda ona teselli etmekten veya Allah a onun acısını unutmasını dilemekten başka elimden başka hiçbir şey gelmiyordu. Ve bu beni çok üzmüştü. Sevim teyzeye veda etmek hiç kolay olmamıştı o anda. Kendisiyle çok az tanışsakta bana çok güzel bir hediye armağan etmişti. Ve bende o hediye sayesinde sevdiğim adamı bulmuştum. O an keşke onunda henüz ölmemiş olmasını dilemiştim. Çünkü biricik oğlunun mutluluğunu anneside görmek isterdi. Diyerekten dahada engel olamadım gözyaşlarıma. Çünkü Buğra annesiz kalmıştı tıpkı benim gibi. Ama aramızda epey bir fark vardı çünkü benim annem intihar etmişti ve beni asla düşünmemişti. Fakat Sevim Teyze bilerek veda etmemişti oğluna. Malesef hastalığına yenik düşerek hayata tutunamamıştı ."
"Cenaze olup biteli bir kaç hafta olmuştu ama benim sulu gözlerim henüz bitmemişti. Ama akşam benim için en mutlu an olacaktı. Çünkü Buğra beni istemeye gelecekti."
"Kızım odada mısın ben hastaneye gidiyorum sen iyice dinlen olur mu?"
"Baba akşam isteme olacak geç kalma olur mu?"
"Biliyorum tatlım benim hiç kızımın istemesine geç kalır mıyım sanıyorsun?"
"Tamam babacığım dikkatlice git ve lütfen tam zamanında burada ol olur mu?"
"Tamam birtanem sen keyfine bak ve iyice dinlen. Ben zaten çalısanlara yapacakları işleri söyledim. Akşama kadar hazır olur sen kendini sıkma tamam mı?"
"Tamam babacığım teşekkür ederim."
"Babam evden ayrılmış bende odama geri gitmiştim. Çünkü biraz daha uykum vardı. Ve biraz daha uyumak isterdim fakat heyecandan uyumak mümkün değildi bu yüzden uyumamaya karar verdim. Ve hazırlanırken telefonum çaldı. Telefon sesi ile giyinmeye ara verip telefonu elime aldım . Arayan sevdiğim adamdı kalbimin ritmini bozup duran insan beni arayıp duruyordu ve nedense heyecandan konuşmak istemiyordum ama yinede dayanamayıp zorlada olsa telefonu açabildim."
"Alo..."
"Uyuyor musunuz Sevda Hanım? "
"Evet uyuyordum ama sesini duyar duymaz uykum kaçtı."
"Bir benim mi uykum gelmiyor dün geceden beri uyuyamadım. Galiba heyecandan uyuyamıyorum."
"Tabi heyecanlanman çok normal benim gibi güzeller güzeli bir kızı istemeye geleceksin. Ay şuan ben bile heyecanlandım resmen."
"Şuan ne yapıyorsunuz ?"
"Yatakta uzanıyordum sen?"
"Sen hala yatakta mısın Sevda akşama ne kaldı şurada."
"Of Buğra saatten haberin var mı senin?
Daha saat 8 bile olmadı. Bu ne heyecan bu ne dinçlik böyle."
"Hanımefendi unuttunuz galiba akşam istenilecek aday sizsiniz"
"Şaka yapıyorum be Buğra şuan yatakta olur muyum hiç? Kahvaltı yapmak için aşağıya iniyorum. Dediğin gibi bende senin kadar heyecanlanıyorum. Çünkü seni tekrardan görebileceğim."
"Sen beni mi özledin? "
"Özledim tabiki insan sevdiğini özler."
"Madem beni özledin yanına geleyim ister misin? Evde tek misin?"
"Babam işe gitti ve çalışanlar dışında evde tekim ama gelemezsin çünkü akşam zaten geleceksin."
"Hani beni özlemiştin Sevda yoksa beni mi kandıyorsun?"
"Evet seni özledim ve şuan seni görmek çok isterdim fakat gelmemen daha doğru çünkü daha fazla heyecandan bekle istiyorum. Beni görmek için zamanın geçmesini sabırla bekle."
" Peki Sevda Hanım sabret diyorsan sabredelim bakalım.
"Buğra az evvel kapı mı çaldı ben mi yanlış duydum?
"Evet doğru duydun zile basıldı şuan kapatıyorum. Kendine iyi bak Sevda."
"Dur dur bari kim olduğunu söyle kim bu saatte senin yanına gelir. Lütfen kim olduğunu görünce bana haber ver."
"Olmaz haber vermek yok çünkü sabretmeni ve meraktan çatlamanı istiyorum."
"Ya Buğra bana bunu yapma ya gidip bak ve bana haber et lütfen."
"Olmaz Sevda hanım sen benim size gelmemi istemedin bende sana gelen kişiyi söylemeyeceğim."
Kapattım......
"Gelen kişi üst üste alacaklı gibi sabahın erken saatinde zile basıyordu. Aşağıya inip kapıyı açtığımda şok olmuştum çünkü onun gelebileceğini düşünmemiştim."
"Sevdaaa....
"Gözlerime inanamıyorum gerçekten sen miydin ?"
"Benim şaşkınlığım Sevda' nın gülmesine sebeb olmuştu. Ve gülmeye başladı."
"Benim gelmemi beklemiyordun değil mi? Yakışıklı prens beni özlemiş bende onu bekletmek istemedim."
"Gel buraya deli kız hoşgeldin...
●●●●●●●●●●●●●●●●●●¤●¤●●●¤¤
Buraya kadar okuduğunuz için hepinize çok teşekkür ediyorum...