ESARETİNDEN KURTULUŞ

By okuryazarbirkiz00

74.3K 3.1K 471

"Kimim ki ben Komutan? Vural Aslanbeyin artığı. Para ile satın aldığı bir o-" Elini Zümrütün dudaklarına bast... More

0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9

2.4

1.8K 93 30
By okuryazarbirkiz00


🌙

Karşısındaki minik kızının gözlerinin içine bakarken bir damla daha göz yaşını düşürdü Derya. Kendini bu cehennemden, üst kattaki şeytandan kurtarırken minik kızını yapayalnız bırakıyordu. "Ağlama annecim, sen ağlayınca bende ağlamak istiyorum ki." Kızının bir kez daha üzmüştü Derya. Elindeki anlaşmalı boşanma kağıdını masanın üzerine bıraktı. Avukata gitmişti, Oktay hala görevdeydi onun boşanacaklarından haberi dahi yoktu. Ama Derya biliyordu, Oktay ona zorluk çıkartmayacaktı çünkü Oktayın en değerlisini gene ona bırakmıştı. "Ağlamıyorum meleğim." Titreyen sesi bunun yalan olduğunu belli ediyordu ama miniği bunu anlamadı annesinin tek sözüne güvendi. "Sen de benim meleğim!" Güldü Derya bütün göz yaşlarına rağmen kocaman güldü kızına. "Babacım ne zaman gelir anne? Ben babamı çok özledim kocaman özledim!" Bilmiyordu Derya, nereye gittiğini, neden gittiğini bilmiyordu. Ne zaman geleceği ise her zaman meçhuldü. Yarın geleceğim demezdi Oktay Deryaya, yalnızca kızı ile konuşurken bu yalanı söylerdi. İkisi de biliyordu, yarın gelememe ihtimalini. Zümrüt ise her zaman inanmıştı babasının yarın geleceğim sözüne. "Hemen gelir," dedi Derya her şeye rağmen. Kızını üzeceğini biliyordu, bir de babasını düşünsün istemedi. "Biz bir yere mi gideceğiz anne? Yoksa babama biz mi gideceğiz!" Dolabın yanındaki annesine bakıyordu Zümrüt. "Uyumak ister misin meleğim?" Derya kızının sorusunda bir kez daha kaçtı. Umursamadı Zümrüt bunu annesi ile uyumak bu dünyada en sevdiği ikinci şeydi. Birincisi babası ile uyumaktı.

Zümrütün yatağının üzerine uzandı anne kız. Zümrüt bu defa annesine baktı gözlerini belerterek. "Tabii ki masal!" Annesinden dinleyeceği son masaldı, annesi artık ona masal anlatamayacak kadar uzakta olacaktı. "Evvel zaman içinde kalbur saman içinde bir anne kız varmış." Zorlukla yutkundu Derya, son masalının bu olmasını istemezdi. "Anne ve kızı birbirlerini çok severmiş." Zümrüt hemen lafa atlamıştı her masalı yorumlardı kendine göre. "Aynı bizim gibi annecim!" Derya masalını anlatmaya devam etti. Kızına o karakterlerin kendileri olduğunu açıklayamadı. "Anne kötü kalpli bir canavarın eline düşmüş." Zümrüt gene girmişti lafa. "Baba nerede?" Gözleri dolsada bu masaldaki hiçbir karakteri saklamadı Derya. "Babanın bazı görevleri varmış. Vatanını koruduğu için bu anne kızı çok göremezmiş." Zümrüt sustuğunda Derya devam etti. "Anne kötü kalpli canavarın yaptıklarına dayanamamış, bu canavar anneye kendi isteklerini yaptırırmış." Derya gözlerini tavana dikti. "Anne günlerden bir gün kızını bırakıp gitmek zorunda kalmış." Artık tamamen ağlıyordu. "Kızı çok üzülür bırakmasın kızını anne..." Üzülecek olan kız kendisiydi bu masal onların masalıydı ama bilmiyordu Zümrüt. "Hayır bebeğim kız annesi gittikten sonra babası ile musmutlu bir hayat yaşamış." Zümrüt sıkıca sarıldı annesinin koluna. "Sen sakın gitme annecim. Biz, babam, sen ve ben mutlu olalım olur mu?" Olur demedi Derya. Zümrüt ise sanki bunu anlamış gibi gözlerinin ona izin verdiği kadar açık tutmuştu o gözlerini. Sabah uyandığında annesi yoktu. Gitmişti, ama Zümrüt buna hiç inanmamıştı...

...

Kapının önündeki Nehir iki yanımda olan çocuklara bakarak gülümsedi, hemen ardından konuştu. "Korkmanıza gerek yok. Size zarar vermezler tamam mı? Ege Ece'ye dikkat et ablacım." Çocuklarımın benden korkacağını mı düşünüyordu? Bu defa Perihan ve Özgür konuşmadan konuşmuştum. "Ne diyorsun sen? Çocuklarım benden neden korksun?" Kadın nefretinin silindiği birkaç saniyenin ardından bana tekrar nefret ile baktı. "Sen değil misin annen gibi doğurup atan?" Dişlerimi dudaklarıma geçirdim, bunu bilen bu kişinin kim olduğunu hatırlamadığım için kendime kızdım. "Ben çocuklarımı bırakmadım. Senin kocam kocam diye övündüğün adam benim çocuklarımı benden aldı." Çocuklar hala yanımdaydı ve bize şaşkınca bakıyorlardı. Ege konuştu, "Nehir abla, annem bizi bırakmadı ki! Canavar annemi kanatmasın diye gelmedi."

O an Nehirin nefret dolu bakışları sorguladı. Kapıyı açtığımız ilk andan belli nefret kusan oyken bu defa bana baktı, incelemeye çalıştı. İstediğini alamamış olmalıydı ki nefret dolu bakışları tekrar beni buldu. Vural Aslanbeyin izleri vücudumun görünmez noktalarında hala benimleydi. O göremediği için sinirlendi...

"Çocuklarında aklını bulamışsınız gerçekten bravo. Bunların hepsini mahkemede belirteceğim." Arkasını dönüp onu bekleyen cellatının arabasına gitti. Gitme demek istedim, oraya giden sokmadan çıkamıyordu. Ve o solamayacak kadar güzel bir kızdı. Vural sanki düşüncelerimi okuyormuş gibi bahçenin dışında olan arabasının kaputuna yaslanıp bana bakarak gülümsedi. İğrendim, bir kez daha iğrendim.

Şimdilik benim için sabah öylece kalmıştı, morali bozuk olan Perihan ve Özgüre ne olduğunu sormuşlardı ama onlar cevap vermemeyi tercih etmişti. Çocuklarsa Egemeni gördükleri an her şeyi unutmuştu. Şimdi lunaparka gidecektik, çocukların ilk deneyimiydi ve yerlerinde duramıyorlardı.

"Geldik mi? Ne zaman gelicez?" Ece'nin heyecan dolu sözleri ikimizi de gülümsetmişti. Nehirin söyledikleri hala aklımdaydı ama dün Efsun hanım Derya hanımın oraya geleceğini söylemişti. Elbette orada ne işi olduğunu söyleyecekti. "Geldik güzelim." Araba durduğunda ilk olarak Egemen çıktı arabadan hemen arkasındaki koltukta oturan Eceyi kucakladı. Bende indiğimde arka kapıyı açarak oğlumun elini sıkıca tuttum. Tıpkı bir aile gibi lunaparka giriş yaptık...

"Eğlendiniz mi bakalım?" Egemen'in sorusuna neredeyse bende cevap verecektim. En az çocuklar kadar eğlenmiştim. "Egemen abi çok güzeldi!" Ege'nin sesinden mutluluğu anlaşılıyordu. "Lütfen gene gelelim Egemen abi lütfen lütfeeen!" Ece ise kulaklarımızı çınlatan bir çığlıkla konuşmuştu. "Geliriz tabii, daha çok geleceğiz. Çok acıktık demi? Ben kurt gibi açım." Çocuklar onu onaylarken o bana baktı sessizce kafamı salladım. Her ne kadar eğlenmiş olsamda aklım hala sabahtaydı. Bir problem olduğunun o da farkındaydı muhtemelen yalnız kalmamızı bekliyordu.

Yemeğimizi yemiş Ordu'nun güzel sahiline karşı oturuyorduk. İçimdeki huzursuzluk kendini fazlasıyla belli ediyordu. Bu sebepten olsa iki çocuğumundan ellerinden sıkıca tutuyordum. Güç veriyordu bu bana.

Karşıdan tam üzerime doğru yürüyen bedenin gerçek olmadığını zihnime geçirmeye çalışıyordum. Halüsinasyonlarımın geçtiğini düşünmekle hata mı etmiştim? Üzerime doğru yürüyen Sabri Yurtel yedi senede neden hiç değişmemişti?

"Zümrüt!" Hiddetli sese doğru bakmadım, zihnimin bana oynadığı bir oyun olduğunu düşündüm. Hemen sol tarafımdaki Egemen bana bakıyordu. "Seni orospu!" Egemen'in bakışları üzerimden çekildi, hemen ardından çocukların ve benim önümü kapattı. "Hayırdır?" Egemen'in sesi bu defa benim de bana seslenen adama bakmamı sağlamıştı. Beni satan o adam burada mıydı? "Yeni pezevenkin mi? Anası gılıklı! Sürtük," daha sıralayacağı çok şey vardı belki ama Egemen onu susturdu. "Yavaş gel lan." O adamı görmüyordum Egemen önümüzde etten bir duvar örmüştü çocukların bakışları bendeydi.

"Çekul ula önümden, amcasıyım ben bu orospunun!" Amcam mıydı? Bir amcalık yapmış mıydı bana? "Ben sağa demadum mi? Gelursan adumunu atarsan geberturum demadum mi Zümrüt? Oğlumun başunu yakarsan senu yakarum demadum mi?" Oğlu benim dünyamı yakmıştı, ben onun oğlunun başını falan yakmamıştım. "Bana bak uzaklaş çoluk çocuk var siktirtme belanı." Etraftaki insanlarda bize bakıyordu ama onun düşündüğü çocuklarımdı.

Ne yaptı, nasıl yaptı bilmiyorum ama o adam gitti. İliklerime kadar nefret ettiğim bir diğer isimdi Sabri Yurtel. Ben onun emanetiyken o tek kardeşinin emanetine ihanet etmişti. Ben onun yeğeniyken o beni para karşılığında satmıştı.

Canım yandı, yüreğim sızladı karşımda gördüğüm Derya hanımı dahi unuttum. Etimle kemiğimle bütün her şeyden nefret ettim. Gene halüsinasyonlar gören Zümrüt oldum sanki. Kapıdan içeriye bizi alan Derya hanıma bakmadım ama hemen arkasındaki Perihana "çocuklara bakar mısın?" Diye sordum. Sessiz soruma sessizce cevap verdi.

Gene odama çekilmiştim seneler sonra onun iğrenç yüzünü görmek benim bütün psikolojimi alt üst etmişti. O sırada odamın kapısı çalındı ben cevap vermeden kapım açıldı hemen ardından Egemen'in söylediği tek bir kelime oldu. "Evleniyoruz." Şokla bakan gözlerim dışında bir tepki veremedim.



•Aman tövbe bismillah kız evleniyoruz.

•Deryanın gidiş bölümü?

•Yeni bir kitap yazmaya başlıyorum gerçek aile kurgusu o yüzden bölümler biraz azaldı kusura bakmayın olur mu?

•Nehir?

•Gerçek bir aile gibi lunaparka giriş yaptık:)

•Allahın cezası Sabri?

•Ne oldu da Egemen bir anda evleniyoruz dedi???

•Neler yapıyorsunuz bakıyım?

•Bölüm nasıldı, sizler nasılsınız?

Continue Reading

You'll Also Like

5.2K 570 9
هل يستطيع مساعدتي و ينقذني من الماضي ام يغرقني اكثر و اصبح سجينة الحاضر ؟
92K 4.2K 32
17 yıl sonra gerçek ailesini bulan Ceren Ece ve onu istemeyen abileri...
19.7K 2.4K 40
Tekin Alaca, ailesinin bakıcısı olmak için doğmuş ve ailesine mahkum bir çocuktu. Ailesinden habersiz girdiği Milli Savunma Üniversitesi sınavında ta...
2.1M 104K 79
"Çocukken yanağıma kondurduğun öpücük sayesinde tüm acılarım geçmişti. Şimdi ben senin kalbinden öpsem geçer mi? Tüm acıların diner mi?" İlk görüşte...