GÖRKE

De geceninsiyahi53

39.4K 1.7K 1K

Ya ailesi sandığı kişi gerçek ailesi değilse Mai multe

Açıklama
1(DÜZENLENDİ)
2(DÜZENLENDİ)
TANITIM
3 (DÜZENLENDİ)
4(DÜZENLENDİ)
5(DÜZENLENDİ)
6(DÜZENLENDİ)
7
8
9
DUYURUUU
10
11
12
13
14
TEŞEKKÜR VE ÖZÜR
15
17

16

744 71 74
De geceninsiyahi53

Patlayan bir silah ve ekrandan aynı anda ismimin bağrılması bir oldu.

Yumduğum gözlerimi açtım.

Vurulmamıştım!

Şerefsiz bana sıkıcağını düşünürken o ekrana sıkıp bağlantıyı kesmişti.

-"Noluyor lan?"

-"Görke iyi misin?"

-"İyiyim."

-"Şunları çıkarın burdan gidiyoruz."

-"Noluyor başkan?"

-"İçerden mesaj geldi yerimizi bulmaları an meselesi,

diyip bize döndü

bu kadar kolay kurtulacağınızı mı düşündünüz."

İçimizde bir hain olduğu konusunda şüphemiz vardı. En yakınımlarından bile şüphe ediyorduk.

Ailemizden bile ediyorduk çünkü her türlü yerden çıkabilirdu.

Ama bugün ailemden ve en yakınlarımdan duyduğum şüphe yok olmuştu. Çünkü hepsi gözümüzün önündeyken ve gözlerindeki o endişeyle kimseye haber vermemişlerdi.

O zaman kimdi bu köstebek?

Benim tanıyıp güvendiğim birimiydi?

Bu düşünceler benim kafamı kurcalarken biz çoktan mağaradan çıkartılıp arabaya bindirilmiştik.

Timinde benden farkı yoktu onlarda düşünceli duruyordu. Hepimizin aklında tek bir soru vardı 'hain kim?'

Hepimizin amacı yaşadığımız bu toprakları itlerden temizlemekti. Bu amaç için sadece isim olarak bildiğimiz kişilere koşulsuz şartsız güvenip omuz omuza mücadele etmiştik. Çünkü hepimizin amacı ortaktı. Ama illaki arada da olsa bazı soysuzlar öyle böyle aramıza girebiliyordu. Belkide çıkan o soysuzlara güvenip beraber çatışmalara bile girmiştik ki göze batmayıp güvenimizi kazanmak için önümüze atlayanlar bile vardı.

Kulağa bu düşündüklerim saçmalıyorum gibi gelsede bunları kafamdan atarak değil duyduğum, yaşadığım için düşünüyordum. 

-"İndirin şunları."

bizi bu sefer depo gibi bir yere getirmişlerdi.

YAZARIN ANLATIMIYLA
(Övünmek gibi olsun o yazar benim)

Albay askerlerinin canının daha fazla tehlikeye girmemesini istiyordu. Bu yüzden ekrandan çok tespit ettikleri yere giden timden haber almak istiyordu.

Sakin kalması gerekiyordu. Ama karşısında kızının kafasına dayanan bir silah olduğundan dolayı pek mümkün değildi.

Her ne kadar bu işin içinde yıllarca olması ve her bu vatanın evlatlarını kendi evladı gibi görse de karşısına daha yeni bulduğu kızı olunca pekde kolay olmuyordu.

Albay kızının kendini ezdirmemesini her türlü cevabı vermesine gözlerindeki gururla gülümsedi.

Demir, Ahmet ve Can yeni yeni alıştıkları biricik kızı kardeşlerinin başındaki silahı gördüğü andan beri sakin kalamıyorlardı. Demir bu görüntülere babası gibi alışık olsada o da pek sakin olamıyordu.

Hepsinin içinde en belirgin duygu kaybetme duygusuydu.

Ne acı değil mi sevdiğiniz bir insanın artık varlığının olmaması

Evet her insan bir gün ölecek ama bunu düşününce bile içimizde kaybetme duygusu oluşmuyor mu?

Her insanda olan ve en ufak bir anda ortaya çıkan bir duygu.

Hiç kaybetme duygusunu yaşamayan bir insan var mıdır ki?

Bence yoktur. Kaybetme duygusunu yaşamak için birinin başına bir şey gelmesi mi gerekiyor?

Hayır. Bunu düşünmek bile kaybetme duygusunu ortaya çıkarıyor.

Peki bu insanların aklında, kalbinde Görkeyi kaybetme duygusu varken duydukları silah sesi ve aramanın birden kopması tabiki hepsinin kaybetme duygusunu ortaya çıkardı.

Hepsinin aklında bir soru 'ona bişey oldu mu?'

Onlar bu düşüncelerle içi içini yerken Görke yüzleşeceği gerçeğin farkında bile değildi.

GÖRKE'DEN DEVAM

Yaklaşık 2 saate yakın depodaydık.

Bizimkilerden bu sefer ses çıkmıyordu.

Bizi bulmaları içimizde bir hain varken zor gibiydi.

ama bu hain sadece bir kişi miydi?

Büyük bir ihtimalle en son sinyal alınan yere gittiklerinde birşey bulamayacakları için tekrardan bizi aramaya çalışacaklardı.

Peki bu nereye kadar devam edecekti?

Onların her kararında içimizdeki hain ötücekti ve biz yine kendimizi bambaşka bir yerde bulucaktık.

O hain tanıdığım güvendiğim biri çıkarsa ne hissederdim acaba?

Büyük ihtimalle hayal kırıklığı ve öfke.

Ama isterse kardeşim olsun biri vatanımın parçalanması için uğraşıyorsa gözyaşına bakmayıp alnının ortasına sıkardım.

-"Oo eskerler nasılsınız?"

-"Seni görmeyene kadar iyiydik."

bunu diyen Aliydi.

-"Bak sen kalbimi kırdın ha"

-"Senin kalbini sikeyim"

tabi ki bu mükemmel küfür Kuzeyden gelmişti.

-"Siz çok oluyorsunuz ha"

-"Bu da varya birşey yapabileceğini sanıyor, yumrukları sinek ısırığı gibi hala artisleniyor."

Savaş'a onay vermek için kafamı aşağı yukarı salladım.

İt hepimize sinirli bir bakış atıp çıktı.

Furkan'ın sesi soluğu çıkmıyordu. Ama ona baktığımda yüzündeki sırıtışla bakıyordu.

Ne kadar geçti bilmiyorum ama Haso yine geldi.

-"Keyifler yerinde gibi"

-"Siz kırmızı yüzünüzle burdan çıkınca daha çok yerinde oluyor."

Yine kızaran yüzüyle arkadaki itlerine işaret verdi.

Hepsi birimizin karşısına geçti. Benim karşımda da Haso vardı.

-"Haso de git be senin elin çok hafif"

-"Görücez şimdi."

ona göre tüm gücü olan ama bende pek bir etki yaratmayan yumruklarını yüzüme ve vücuduma geçirdi.

Bizimkilere baktığımda onlarında benden farkı olmadığını gördüm.

Bizimkilere bakarak

-"Bunun adı Haso
   Tam bir fiyasko"

dedim.

Bizimkiler ve ben kahkaha atarken Haso kıpkırmızı suratıyla bana döndü.

-"Gül sen gül bakalım süprizimde de bu kadar gülebilecekmisiniz?"

Hiçbirimiz aldırış etmeden sıtmaya devam ettik.

-"Allah var iyi hırpalandık."

-"Yok be sinek ısırığı gibiydi."

Tekrar gülmeye başladık.

5 dakika sonra iki tane it içeri girip Furkan'a doğru yürüdüler. Zincirlerini çözüp kaldırdılar.

-"Bırakın lan onu?"

-"Nereye götürüyorsunuz?"

Hiçbir şey demeden Furkan'ı alıp gittiler.

İşte içimi korku kaplamaya başlamıştı.

Her ne kadar time yeni gelsede onu da hemen kardeşim gib benimsemiştim. Diğerlerinin de benden farkı yoktu.

Çok geçmeden içeriye tekrardan Haso girdi. Yüzünde iğrenç bir sırıtış vardı.

-"Evett size sürprizimi gösterip 10 dakika müddet vericem sonra hepinizi alnının ortasından vurucam.

-"Allah Allah öyle mi olmuş"

Haso beni takmayıp içeriye doğru seslendi.

-"Gelin."

Kim gelicekti ki?

İçeriye giren iki kişinin  asla sırıtarak karşımızda duracağı aklımın ucundan geçmezdi.

Ne demek oluyordu bu?

Bu bu nasıl oluyordu?

-"S-siz?"

Şaşkınlığım sesime bile yansımıştı.

-"Şaka mı bu?"

diğerlerinin de özellikle Savaş'ın da benden farkı yoktu.

Sırf düşünürken kendime sorduğum soruyu şimdi hissederek cevaplıyor olmak ne kadar acınası durumdu.

Çok yüksek oranda öfke hissediyordum. Onun ardından da hayal kırıklığı geliyordu. Ve evet o lanet duygu olan kaybetme duygusu da vardı.

Biri çocukluğumdu. Her anımda yanımda olan,her şeyin ilkini yaşadığım, düştüğümde koşup kaldıran, canım yandığında onunda benden farkı olmadığını hissettiğim, acımda,mutluluğumda,üzüntümde yanımda olan, sadece duyguları değil hayatımı da paylaşmak için adım attığım  Barış'tı.

Diğeride aynı amaç için güvenip omuz omuza çatıştığım, kardeşim yerine koyduğum,kısa zamanda diğerlerinden ayırmadığım,evimi paylaştığım güya silah arkadaşım olan Furkan'dı.

Evet kaybetme korkusu yaşıyordum. Çünkü artık hayatımda beni sevdiğine inanıp evliliğe kadar adım atacağım adam olmayacaktı.

Evet kaybetme korkusu yaşadım çünkü artık kardeşim dediğim beraber ilerde anılarımızı çocuklara anlatacağımız kardeşim olarak gördüğüm adam olmayacaktı.

Vatanıma yakınlarımdan ihanet geleceğini düşünmemişken en yakınımdan gelmişti.

Tüm hayatımın yalan olduğunu hissediyordum.

Ama ne olursa olsun olur da buradan sağ çıkarsam ikisini içeri tıkmak için elimden geleni yapacaktım.

Eğer kendimi böyle motive etmeyip şokta kalmaya devam edersen bu bizim açımızdan hiçte iyi olmayacaktı.

Benden önce şoku atlatan Kuzey olmuştu ki direkt sorularını yöneltti.

-"Ne demek oluyor lan bu?"

-"Herşey ortada bence"

Savaşa bakmaya devam ediyordum. O da bakışlarını bana çevirdi.

Gözlerinde gördüğüm öfke çok büyüktü.

-"LAN SEN BUNU NASIL YAPARSIN!"

-"Aa öyle deme Savaşcım ben doğru yoldayım."

-"Neresi lan doğru yol vatanına ihanet etmek mi?"

-"Ya sen lan ben sana kardeşim diyip sırtımı yasladım sen bunu nasıl yaparsın?"

-"Valla ne yalan söyleyeyim aşırı eğlenceliydi.
Özellikle Görke seni seviyormuş gibi yapıp gönlünü almak çok kolaydı. O aptal aşık hallerinde aşırı eğleniyordum."

Seviyormuş gibi yapmak. Vatanına bunu yapan adamdan ne bekliyordum ki.

O an hiç istemediğim bir şey oldu ve gözlerim doldu.

Hayır! hayır! şimdi değil güçlen kızım seni ezmelerine izin verme.

-"Neyse biz çıkalım 10 dakika şokları geçsin sonra atta gidiyorlar."

Üçüde iğrenç kahkalrını atıp çıktılar.

-"Abi ne demek oluyor bu? Görke yalvarırım rüyada olduğumu söyle hayır lan bunu yapan benim kardeşim olamaz."

-"Savaş sakin olmalıyız. Burdan kurtulduktan sonra şokumuzu yaşamalıyız."

-"Görke haklı haklı da nasıl bulacaklar bizi?"

Konuşmayarak gözlerimle künyemi gösterdim.

Konuşmayı riske alamazdım. Hepimizin künyesinde takip cihazı vardı.

Bende o elimi zincirlerden çıkarmaya çalışıyordum.

Elimin inceliği ve zincirlerin kalın olması benim için avantaj olmuştu.

Bu zamana kadar nasıl aklıma gelmediki.

Hemen zincirlerden kurtulup kapıyı kontrol ettim.

Sadece bir tane it vardı. Kapının ses çıkarmadığını içeriye girip çıkarlarken anlamıştım.

İtin arkasından sessizce gidip bir elimde ağzını kapatıp kolumla da boynuna baskı yaptım.  Ve bizim olduğumuz odaya doğru sürükledim.

Odaya geldiğimizde iyice baskı uyguladım çok geçmeden nefesi kesildi bile.

Cebindeki anahtarlarla Savaş'ın zincirlerini açtım.

Anahtarı ona uzatıp

-"Sen diğerlerini çöz, eşyalarımızı kapının azıcık ilerisindeki masaya bırakmış salaklar onları alıp gelicem."

O bana kafasını sallarken hızla odadan çıktım. Etrafta kimse yoktu ama ilerde gelen sese bakılırsa yemek yiyorlardı.

Hemen eşyaları alıp odaya geri döndüm. Hepsi beni bekliyordu. Eşyaları tek tek verdim çantamı açtığımda karşımda çıkan telsize minnetle baktım.

Hemen karargahın frekanslarını girdim.

-"Hümadan yuvaya"

-"Yuva dinlemede."

-"Albaya bağlayın hemen."

-"Evet?"

-"Komutanım Hüma ben."

-"Görke kızım iyi misiniz?"

-"Komutanım iyiyiz ama fazla vaktimiz yok."

-"Kızım az daha sabredin yerinizi tespit ettik tim 5 dakikaya orda olur."

-"Komutanım burda Hüso dışında içimizdeki hainlerde var?"

Bir süre ses gelmedi.

-"Kim olduğunu biliyor musun?"

-"Evet komutanım."

-"Kim?"

-"Kıdemli Üsteğmen(!) Furkan Aral ve Barış Boğlu."

Karşı taraftan 2 dakikaya yakın ses gelmedi.

-"Onları burda istiyorum. Tim birazdan orda olur. Gece timi duygularınızla yaklaşıcaksınız hiçbir şey yapmadan bekleyin. Ama yaklaşmayacaksanız sizde içeriden yavaş yavaş temizlemeye başlayın."

-"Duygulara yer yok komutanım."

-"Aferin."

Başka bir şey demeden telsizi geri çantama koydum.

Hepimiz silahlarımıza susturucu takıp küçük küçük ilerlemeye başladık.

Çok geçmeden dışardan da sesler gelmeye başlamıştı.

Tam üç soysuzu kaçmaya çalışırken görünce ordan ilerlemeye başladık.

-"Teslim olun."

-"Silahları yere atın eller yukarı"

tek tek dediklerimizi yapıyorken Savaş'ın

-"Görke"

diye bağırması ve bir el silah sesinin kulağıma gelmesi bir oldu.




HEPİNİZE MERHABA YİNE YENİ BİR BÖLÜMLE KARŞINIZDAYIM.

ARKADAŞLAR BELKİ HAİNLERİN DİREKT ORTAYA ÇIKMASI ERKEN OLMUŞ OLABİLİR. SÜREKLİ BİR HAİNLE UĞRAŞILAMAZDI. AMA SONRAKİ BÖLÜMLERDE NOLUR BİLEMEYİZ.

NORMALDE SINIR OY DOLUNCA ATICAKTIM AMA BUGÜN CANIM ASKİM SKAPOVA ŞARKI YAYINLAYINCA BİR MUTLULUKLA ATAYIM DEDİM.

ARTIK İLK YORUM YAPAN KİŞİYE DİĞER BÖLÜMÜ İTHAF EDİCEM.

SEVİLİYORSUNUZZ AŞKLARRIIIMM 😻😽🎀🩷💗

SINIR OY:60.   
YORUM: 50

Continuă lectura

O să-ți placă și

21K 1K 21
Onlar yer altının Azraili ve kara mambası... O zehirleriyle meşhur olan kara mamba aynı zamanda başarılı bir iş kadını Asil Sima Amirova 23 yıl sonr...
37.6K 1.5K 32
Hadi Bismillah ... Yağış Misra Bolat'ın hikayesine hoş geldiniz... ... Bi evdi. Hayır malikane, köşk, konak büyük bi avlusu vardı bi aşiretin sığacağ...
2.3K 158 5
Bir kız düşünün doğarken yangın saçmalığı yüzünden kaçırılan, Bir kız düşünün doğduktan sonra kaçırılıp başka şehir'e, başka bir mahalle'nin sahibin...
225K 15.7K 42
|Yeni aile, abiler kurgusu| "Yıllarca sahip olmak istediğim şeyler her çocuğun istediği şeyler değildi. Her çocuğun sahip olduğu şeyler, benim isteği...