S-e-l-a-m
Görüşürüz
Sabaha kadar uyumamıştım. Benimle beraber Arslan da uyumamıştı. Başım kazan gibiydi. Sonunda 24 saat bitmişti. Özgür ve diğerleri çoktan evden çıkmıştı.
"Arslan hadi okul var." Dedim saat 07.00 olmuştu.
"Sen bir yere gitmiyorsun." Demesi ile kaşlarımı çattım.
"Bugün edebiyat sınavı var!"
"Tüm gün uyumadın yat dinlen Defne." Dedi ve kalkıp dolabından bir gömlek çıkarıp üzerine geçirdi.
"Hocamız telafi sınavını çok zor yapıyor!" Dedim ona ithamda bulunarak. Sırıtarak bana döndü.
"Hocanla konuşurum kolay yapar." Tek kaşımı kaldırarak ona baktım.
"Öğrencilerinizden beni ayırıyor musunuz?" Benim ne özelliğim var bana kolay yapıyor?
"Her telafi öğrencisine gelen öğrenci kafa travması yaşamıyor." Dedi o da haklıydı.
"Peki iyi dersler." Üstünü giyinmişti beyaz gömlek, siyah pantalon... Bana doğru eğildi ve saçlarıma öpücük kondurdu.
"Sakın yataktan çıkma dinlen." Ona kafamı salladım ve o da evden çıktı. Annem şu an okula gittiğimi sandığı için sıkıntı yoktu.
Bir saattir yatakta uyuduğum için canım sıkılmıştı. Kalkıp altıma bir eşofman geçirdim. Merdivenlerden inip mutfağa girdim ve biraz atıştırdım. Çalan kapı ile oflayıp mutfaktan çıktım. Kapıyı açınca Cem'i gördüm. Bana sormadan içeri girdi.
"Cem?"
"Defne?"
"Siktir git." Çok içten söylemiştim.
"Aşk olsun." Hala önümde pişkin pişkin duruyordu.
"Cem 24 saat senin yüzünden uyumadım Arslan seni gebertmediyse ben gebertirim." Üstüne doğru yürüdüğümde koltuktan ayağa kalktı. Koltuğun üstünde duruyordu!
"Hoşt lan. Aa misafire böyle davranılır mı? Çok ayıp-" elime aldığım yastığı ona attım. Koltukta geriye doğru düştü ve ondan bir inilti çıktı. Ödeştik.
"Ödeştik şimdi ne bok yapıyorsan yapabilirsin." Dedim ve merdivenlerden yukarı çıktım.
"Allah'ın çingenesi!" Diye bağırdı arkamdan. Çingene? Ben mi?
Kuru iftira
Arslan'ın odasına geri girdim. Hala uykum vardı... Yatağa kendimi attım ve biraz daha uyudum...
"Defne?"
"Defne?"
"Camış gibi yatıyorsun amına koyayım!"
Art arda birinin seslenmesi ve beni sarması ile sinirlenerek gözlerimi açtım tek isteğim uyumaktı. Kafamda dikilen Cem'i görünce uyandım.
"Cem Allah senin belanı vermesin. Bir saatçik uyuyacaktım-" sözümü kesti.
"Bir saat?"
"Evet?" Telefonun ekranını bana gösterdi. Saat 17.00 olmuştu! Beş saattir uyuyor muyum?
"Arslan nerede?"
"Şirkette o akşam anca döner."
Annem eve dönmeden eve gitmeliydim. Yataktan kalktım. Cem'in elindeki buketi görünce şaşırdım.
"Bunun için uyandırdım." Dedi bana açıklama yaparak.
"Arslan yolladı herhalde." Dedi. Zaten Cem'in alması imkansızdı. Dağ ayıları çiçek alamaz.
Kırmızı ve beyaz lale buketi... Çok güzeldi. Üstünde bir not vardı.
Seni tek bir çiçek ile sınırlandırmak istemedim sevgilim.
Lavinia
Cem bana arkamı gösterdi.
"Arkana bak." Arkamı dönünce daha çok şaşırdım.
Wtf
Tavandan sarkan kırmızı güller vardı. Uyandığımda nasıl fark etmedim?
Tüm tavan bunlarla doluydu. Çok güzel gözüküyordu... Aşk buysa şu ana kadar aşkı bilmiyormuşum. Yarım saattir tavanı izledikten sonra Arslan'ı aradım.
"Güzelim? İyi misin?"
"Arslan... Çok iyiyim, bunlar çok güzel."
"Beğendin mi?" Bu adam dalga mı geçiyor, bayıldım!
"Bayıldım ben çok teşekkür ederim."
"Rica ederim."
"Sen işine dön ben yine ararım."
"Tamam güzelim kendine iyi bak. Yorma sakın kendini." Görmemesine rağmen kafamı salladım.
Telefonu kapatınca kendi üstümü giyip çantamı alıp aşağı indim. Salonda Azra'yı görünce şaşırdım.
"Sen ne zaman geldin?" Beni görünce koşarak yanıma geldi.
"Baya oldu uyuyorsun diye rahatsız etmedim." Kafamı salladım bana sarılınca ona karşılık verdim.
"Beni çok korkuttun." Dedi.
"Sıkıntı yok, hadi eve gidelim." Kafasını salladı beraber Arslan'ın evinden çıktık. Bizi Cem bırakacaktı. Azra ile arka koltuğa oturduk. Cem de arabayı çalıştırdı.
"O gülleri kim astı?" Cem aynadan bana baktı.
"Ben astım."
"Arslan hoca rica etti." Dedi Azra. Cem ağzını açarak aynadan Azra'ya baktı.
"Rica mı etti? Yapmazsan senin ecladını... Severim dedi." Cem'in konuşması ile güldüm.
Ben de beyaz lalelerimi güllerin yanına asmıştım ve çok tatlı bir not yazmıştım.
🎀
Eve gelince Azra ile arabadan indik. Azra ne kadar gelmek istese de onu geri çevirdim. Dinlenme gerekiyordu ve Azra gelirse susmazdı. Anahtarım ile kapıyı açtım. Annemin daha gelmesine saatler vardı. Hızla evi toparlayıp yemek yaptım.
Anneme kafamdaki sargıyı açıklayamazdım. Zaten mikrop kapmasın diye koymuşlardı. En fazla ne olabilir çıkarsam?
Kafan mikrop kapar?
Bir şey olmaz yani. Kafamdaki sargıyı çıkardım ve çöp kutusuna attım. Yarın olan matematik sınavı için çalışmam gerekiyordu. Odama geçip masamın başına oturdum.
Konuları biriktirip Son gün çalışmak
Kapı sesi ile masanın başından kalktım. Bir buçuk saat boyunca on dakikalık molalar ile matematik çalışmıştım. Korkunç bir kabus gibi! Annem çok yorgun olmalıydı direk odasına girdi. Ben de yorgun olduğum için üç saat uyusam yeterdi.
(...)
Çalan alarma lanet edip kalktım. Başım kazan gibiydi bugün okula gitmesem ne olurdu? Bir de o otobüsü çekcem... Kalkıp formamı giydim. Çantamı hazırladım ve kahvaltı yapmadan evden çıktım. Bu aralar sabah kahvaltı yapmaktan nefret eder olmuştum. Aşağı inip kapıyı açınca Azra'yı bir taksinin önünde gördüm.
"Azra?" Kafasını telefondan kaldırdı. Beni görünce gülümseyip yanıma geldi ve koluma girdi.
"Bu taksi nereden çıktı?" Beni taksiye bindirdi ve yanıma oturdu.
"Arslan hoca seni gelip alamadığı için ve yeni hastaneden çıktığın için kendini yorma diye taksi tuttu." Taksi mi tuttu?
Cimri, araç tutar insan.
Sus Hera ben böyle çok mutluyum. Resmen kendimi yormayım diye her şeyi yapıyordu. Ben havalara uçmayım da kim uçsun!
Taksi yol alırken Azra'ya döndüm.
"Matematik sınavı var..." Dedim oflayarak.
"Hatırlatma! Çalışmadım bile."
"Okulda ben seni çalıştırırım." Zaten her sınav öncesi Azra'ya herşeyi baştan anlatırdım. Ben olmasam sınavda geberir herhalde! Okula geldiğimizde ikimiz de indik. Merdivenleri çıktık.
"Senin kafandaki bandaj nerede?" Dedi.
"Bu sabah annem fark etmesin diye çıkardım." Bana sinirli bir ifade ile baktı.
"Defne ya mikrop kaparsa! Hiç akıllanmayacaksın..." O devam ederken ben önden sınıfa girdim. Hala bana laf anlatmaya devam ediyordu. Annem bu kadar kızmamıştır.
"Azra." Adını söyleyince susmuştu.
"Söyle."
"Ben iki dakikaya gelcem. Sonra azarla tamam mı?" Onun konuşmasına fırsat vermeden tekrar sınıftan çıktım.
İlk önce kocamı uyandırırım, Muharrem Muharrem derim. Kocam zaten uyanır.
Arslan'ın odasının kapısını çalıp girdim. Beni görünce şaşırdığı için kalkıp yanıma geldi. Odanın kapısını kilitledi ve bana döndü.
"Neden geldin?" O sırada kafamda yaranın olduğu yere bakıyordu.
"Sınav var."
"Siktir et sınavı. Dinlenseydin!" Görende trafik kazası geçirdim sanır. Alt tarafı zebaninin gazabına uğradım.
"Bandajı da çıkarmışsın." Dedi. Azra bitti Arslan başladı. Neden herkes beni azarlıyor.
"Annem görmesin diye." Beni dinlemeden masasına döndü ve çekmeceden bandaj ve bir sıvı çıkardı. Bu adam yürüyen ambulans gibi.
"Otur." Dedi koltuğunu göstererek. Ona doğru yürüdüm ve tekerlekli koltuğuna oturdum. Elindekilerle kafamda bir şeyler yaptı ve bandajı dikkatlice yapıştırdı. Ardından önümde diz çöküp boynumdan öptü.
"Arslan?" Boynumda olan dudakları öpmeye devam ederken konuştu.
"Söyle güzelim."
"Bana bir sözün var." Gülümsediğini hissettim. Boynumda olan dudakları hareket etmişti.
"Beni zorlama sen iyileşene kadar olmaz."
Nesin sen Sağlık bakanı mı?
"Tamam." Dedim ve koltuğundan kalktım. Zil çalmıştı. Ona gülümseyip odasından çıktım. Allah korusun tekrar müdür gelirse tekrar masanın altına giremem.
Sınıfa öğretmenden önce girdim. Hoca henüz gelmemişti. Azra'nın yanına oturdum.
"Azra bir şey sorcam."
"Söyle kuzum." Kuzu mu? İyk.
"Ders ne?" Dedim. Elindeki ruju dudaklarına sürüp bana döndü.
"Edebiyat." Dedi göz kırparak.
Arslan sınıfa girince hepimiz kalktık. Tekrar oturduğumuz da matematik ile ilgili olan her şeyi açtım. Sınav üçüncü dersti.
"Azra başlıyorum." Azra'nın hocasıyım şu an.
"Başlayın hocam."
🐦
Azra ile tüm matematiği tekrar ettik. Başım çok ağrıyordu. Okulda kelebek sistemi vardı. Herkes ayrı sınıfa giriyordu. Azra ile farklı sınıflara düşmüştük. Zilin çalmasına beş dakika kalmıştı. Zil çalınca herkes kendi sınıfına gidecekti. Çantamı toplarken Azra beni durdurdu ve ağzıma bir şey tıktı.
"Okunmuş şeker ye annem dedi." Azra daha çok ritüel ve dua yanlısı iken ben manifestçiydim...
Zil çalınca Azra ile birbirimize başarı dileyip ayrıldık. Kendi sınıfıma girip sırama oturdum. Herkes kopya yazıyordu. Ama bende göt korkusu vardı. Kesin yakalanırım. Sınav başlamadan Instagrama girip post paylaştım.
@Defne_vrl
@defne_vrl: Lavinia
163 beğeni
Yorumlar kapatıldı
Zil çalınca önümdekilerin konuşmasına kulak misafiri oldum.
"Hangi hoca?"
"Edebiyatçı."
"Çok açıklayıcı oldu sağol."
"Arslan işte amına koyayım."
Arslan? Gözetmen Arslan ise kopya çekenlere üzüldüm. Zil çalınca sınıfa Arslan girdi.
Rutin olarak herkesin yerini değiştirdi. Ardından kağıtları dağıttı. Ben en arka sıradaydım ve yanım boştu. Arslan yanımdaki kız da on ikinci sınıf diye başka yere oturtmuştu. Sınav kağıtları dağıtıldı ve sınav başladı.
Sınav başlayınca Arslan ayakta dolaşıyordu. Sınav soruları kolay gibiydi. Ben zorlanmadan devam ederken Arslan'ın sesi duyuldu.
"Ver kağıdı." Bir çocuğu yakalamıştı.
On dakika sonra yanıma oturdu ve sınıfı gözetledi. Ben bile korkuyorum bu adamın yanında. Sınav bitince herkesin kağıtları toplandı ve iki öğrenci biri ağlayarak Arslan'ın peşinden gitti. Cani adam.
Sınıftan çıkıp kendi sınıfıma gittim. Azra'yı görünce koşarak yanına gittim.
"İyi geçti de." O kadar çalıştırmıştım iyi geçmediyse düşüp bayılırım.
"Valla aşkım senin sayende yüksek not alcam." Sevinçle ona sarıldım. Bir an kötü geçti der diye yüreğime indi!
Bir daha ki ders felsefeydi. Hoca boş bırakmıştı. Azra ile ikimiz telefona bakıyorduk. Ben Azra'nın omzuna kafamı koymuştum. Video izlerken gelen bildirim ile WhatsAppa girdim.
Lavinia: Nasıl geçti?
Defne: Kötü geçme imkanı var mı?
Defne:
Lavinia: iyi geçmesine sevindim.
Defne: Arslan sende herkesi kopyadan yakaladın!
Lavinia: görevim :)
Bazen bir öğretmen ile sevgili olduğumu unutuyorum.
🌷
Okul bitiminde Arslan yoktu. Okulda halletmesi gereken işler vardı. Azra ile okuldan çıkınca yine aynı taksiyi gördüm. Yani belki ben gezip tozmak istiyorum? Takside başka birisini görünce gözlerimi kıstım. Esra?
Bize el salladı. Azra ile arabaya bindik.
"Esra?" Dedi Azra.
"Ne işin var burada?" Dedim.
"Sizi biri ile tanıştıracağım." Dedi heyecanla acaba sevgili mi yaptı?
Allah korusun
Bir süre sonra taksi bir restoranın önünde durdu. Esra istese uçacak gibi çok heyecanlıydı. Restoranın içine girdik. Esra önden bir masaya doğru ilerledi. Masada Esra gibi kızıl saçlı bir kadın oturuyordu.
Kadın bizi görünce elindeki kahvesini bıraktı. Esra hızla kadının yanına gidip sarıldı ve bize döndü.
"Tanıştırayım annem Asel."
Bölüm sonuuuuuuuuuuu
Çok yoruldum beeee
Yeni karakterler geliyooooo
Bir dahaki bölüm Çarşamba günüuuu
Yorumlarınız beni çok mutluu ediyor
Bu arada fantezilerimmmm çok yakındaaaaaa djwbjssisbsowvw
Ayrıca aramızdan biri sonunda bana edit yapmış o kadar sevindim ki anlatamam kaç kere izledim sayamam yani o yüzden sizde yapın 🥺 😻 😽 🎀 💞
Grup kurdum olmayan varsa bana yazsın (camelia_angel)
Tiktok: nisa.qwq1
Yazım yanlışı olursa söyleyinnn
Hepinizi bol bol öptümm.
Aydleki38118 kitabına bir şans verelim arkadaşlar.😽😽
Bayyyyy