Tamam sakin ol sakin ol...
Camı açmam için elini yumruk şekline getirip döndürerek hareket ettirdi .
Camı açıp nazik ve rahat şekilde;
- Merhaba memur bey buyrun ? Dedim
- Merhaba rahatsız ettim kusura bakmayın polis arabası arıza yaptı yakında ki bir tamirciye götürdüm ama tamir olması zaman alırmış. İhbar geldi ve en yakın benim beni olay yerine götürmeniz gerekiyor.
Yanımda yasa dışı iğneler ve ilaçlar , arkada baygın kaçırılmış bir kız . Yanımda da polis ahhh çok iyi bir kombinasyon .
Tamam sakin ol kız baygın ve üstü kamufle anlamayacak bile .
Elimde ki düşen iğneleri siyah çantaya koyup yanıma sıkıştırdım.
- Tabiki geçin oturun götüreyim. Araba biraz dağınık kusura bakmayın. 3 yaşında bir yeğenim var arabayı oyun havuzu olarak kullanmaya meyilli .
Dedim odak noktasını dağıtmaya çalışarak zira gözü arkada ki battaniyeye takılmıştı.
Başını eğip gülümseyerek arabaya geçip oturdu .
Arabayı çalıştırdım. Yaklaşık 10 dakikadır yoldaydık ama ağzını açmamıştı. İşin tuhaf yanı burası bir ormandı yani ormanın içinde araba için düzeltilmiş toprak yol vardı sadece . Burda tamirci felan yoktu bu adam arabayı nerde bırakmıştı ki ?
- Arabayı nereye bıraktım demiştiniz belki yardımcı olabilirim . Ben yakınlarda tamirci göremedim de ve nereye gittiğimizi de anlamadım doğrusu burası oldukça ıssız insan felan yok.
Bana cevap vermeden önce arabadan dışarı bakarak etrafı kolaçan etti . Büyük ağaçlar ve onların dalları nerdeyse gökyüzünü kapatmıştı .
- Sesini kes durdur arabayı
Ahh lanet olsun tabiki polis değilsin
- Tamam tamam sakin ol durdurdum bak iniyorum her şey senin olabilir tamam mı sakin ol
Arkasından çıkardığı silahı alnıma doğrulttu .
- Ne neler oluyor burda ?
Ahh bir sen eksiktin küçük şeytan. Ehh sen canımı sıkmaya başladın ama .
Daha önceden yanıma sıkıştırdığım iğneyi kolum ile kazagimin arasına soktum.
- Bb-bu da ne ?
Arkasını dönüp sesin nerden geldiğini anlamaya çalıştı .
Tam o sırada iğneyi boynunda ki şah damarına sapladım .
Acı içinde gözlerini bana çevirdi . Silahına davranarak hamle yapmak istedi ama yapamadi . Beliginde ki damara baskı yaparak düşürttüm .
Arabada ki bezle silahı torpidoya koydum . Bu bayağı işime yarayacaktı .
Yerde can çekişen sahtekar, canıyla cebelleşirken saçından tutarak kafasını kaldırıdım;
- Bak şerefsiz bana değil de başkasına denk gelseydin muhtemelen o kişiyi soyup öldürecektin. Sen yapmam gerek şey için muazzam bir motive oldun .
Gözlerime bak adi herif ben cehennemin ta kendisiyim . Azabına hazır ol .
Ölmüyorsun boşuna rahatlamasın için ölüm senin için ancak kurtuluş olur . Kurtuluşun Yok !
Nefes almak için verdiği mücadele ve başına geleceklerin belirsizliği onu iliklerine kadar korkutuyordu. Gözbebekleri titreyerek yaşarmaya başladı.
- Ahh cidden mi , ağlayacak mısın ? Ahaha bukadar mı zavallısın.
Şimdi arabada 2 baygın olacak çok iyi . Ah lanet olsun küçük şeytan uyanmıştı . Arabanın içine girip Arka koltuğu kontrol ettim .
Kahretsin ! Kaçmış. Kontrol edemediğim bir basınç beynimi ele geçirdi. Büyük öfkeyle o adama gidip ölesiye vurdum . Defalarca. Üstüm kana bulanmıştı . Derisi ile kemiği artık hamur gibi birbirine giren bu bok yığınını olduğu yerde bıraktım. Onu halledecektim. Şuanlik daha büyük sorunum var .
Ellerim, yüzüm ve Üstüm kanlı bir şekilde ayağa kalktım nefes nefeseydim.
- BENDEN KAÇABİLİCEĞİNİ Mİ SANIYORSUN KÜÇÜK ŞEYTAN !
Bayıldıktan sonra enjekte ettiğim ilaç sayesinde düzgün 10 adım bile atamazdı.
Bir yandan dikkatlice adım atarken diğer yandan da konuşmaya devam ettim . Bir anda aklıma baygınken gördüğüm rüya geldi .
- Biliyor musun küçük şeytan! Bir bulut sadece bir buluttur ve bazen yapabileceği en iyi şey bir çocuğun mavi çizimi olmaktır .
Ağlama sesi gelmeye başladı. Ses solumdan geliyordu .
- Bana neden küçük şeytan diyorsun ben sana ne yaptım ?
- İşte buradasın!
Yere yığılı bir ceset gibi köklü bir ağaca yaslanmıştı.
Sana ne yaptım demek ha . Bana ne mi yaptın ?
- Bir düşün bakalım en son işlediğin günah neydi küçük şeytan en son kimin hayatını mahvettin ?
- Sen ss-en . Dedi kekeleyerek .
- Evet ben ?
- Bak ben öyle yapmak istemedim tamam mı sen okuldan attırdığım çocuğun babasısın değil mi bak ben cocukluk ettim tamam mı özür dilerim gerçekten. Nolur bırak beni gideyim.
- Ovv bak sen demek şeytanlık konusunda oldukça yoğunsun . Bir de neden bana şeytan diyorsun diye soruyorsun ?
Şeytan senden ders almalı kızım
Hayir ben o çocuğun babası değilim. Ölümünden sorumlu olduğun otizmli çocuğun abisiyim. Hani ölümüne sebep olduktan sonra ablasını deli olmakla suçladığın sonra da babanın parasıyla davayı satın aldığın olayı diyorum hatırladın mı?
Dedim işaret parmağımı kafasına vurarak.
Ben anlatırken gözleri yaşardı ve pişmanlıkla yutkundu. Sanki karşısında beni değil de Azrailini görmüştü. Gerçi ikiside aynı yola çıkıyor.
- Ama farzet ki ben o çocuğun babasıyım, canın abisiyim ve daha hayatını mahvettiğin nicelerinin ailesiyim.
Tik tak küçük şeytan hesap zamanı !
- YARDIM EDİNNN IMDATTT . Ne sanıyorsun beni bulamayacaklarını mı ? Anında hayatını yerle bir edecek güce sahibim . Anladın mı beni pislik !
- Seni aradıklarını nerden çıkardın ki ?
- Ne , ne diyorsun sen be ?
Telefonunu cebimden çıkardım ve mesajları gösterdim.
- Şuan arkadaşlarınla kar tatilindesin tatlım. Arkadaşlarında takıldığın çocuklardan biriyle geziye gittiğini sanıyor. Yani sen gayet iyisin . Tabi intihar mektubunu bulana dek hepsi öyle sanacak !
- İmdaaatttttt , psikopat adi bırak beni hayırr ölmek istemiyorum .
Bir hışımla ellerimi boğazına götürüp kafasını göz hizzama getirdim .
- Can ölmek istedi mi sanıyorsun ?
Ona iftara atıp okulda ki itlere dövdürürken o ne hissetti o nasıl korktu peki ya ablası ne hale geldi haberin var mı senin . Aptal kız yaptıkların dünyanın sonunu getirdi ama ilk önce senin sonun gelecek ama merak etme başka bir bedende yaşamaya devam edeceksin !
Saçlarından tutup arabaya sürükledim . Çantada ki 2. Şırıngayı koluna batırdım. Geçici felç gecirten bir ilaçtı.
Şimdi bu bok çuvalıyla ilgilenmeliydim.Normalde onu burda hayvanlara yem olarak kullanırdım ama verdiğim ilaç kanında bulunursa pek de iyi olmazdı.
Hayvanlara yem ..
Tabi ya parçalara bölüp neden köpeklere vermeyeyim ki ?
Arabamda ki siyah çöp poşetini açtım yüzü zaten parçalanmıştı. Keskin ve büyük bir bıçağı arabadan çıkarıp kesmeye başladım .
Bu bıçağı elbette bu amaçla almamıştım.
İlacı hazırlamak için kesmem gereken köklü bitkiler vardı yine de iyiki almışım diyorum .
İşimi hallederken yoğun kan kokusu ve ceset kokusu tüm varlığıyla burnuma nüfus etti . Midem çalkalanmaya başladı. Tüylerim diken diken olmuştu. Rengimin 5 ton attığına da eminim .
Dayanamayıp arkamı dönerek kustum.
- Ben ne hale geldim böyle ! Bu ben miyim ?
Bu soruları kendime sormak için epey geç kalmıştım aslında. 3 ceset kadar geç ...
İşimi bitirip çöp torbalarını doldurdum . Arabaya binmeden önce elimi aldığım Pet şişede ki suda yıkadım ve yedek temiz kıyafetimi giydim . Geri kalan suyu ve aldığım diğer içeceği kan dolu toprağa döktüm. Homojenize edip kimyasını değiştirirsem ne olduğunu bulamazlardı.
- Merhaba yabancı !
Bu seste neyin nesi tamam her şeyi yok ettim . Yakalanmak yok .