beautifully curved || c.h (tü...

By fairyboinamu

51.9K 3.1K 1.3K

''seni güzel hissettireceğim'' May sadece sıradan bir genç kız. Pekala büyük uyluk ve geniş kalçaları olan sı... More

prologue
one
two
three
four
five
six
seven
eight
nine
ten
eleven
twelve
thirteen
fourteen
fifteen
sixteen
seventeen
eighteen
nineteen
twenty one
twenty two
twenty three
twenty four
twenty five
twenty six
twenty seven
twenty eight
twenty nine
thirty
thirty one*
epilogue (1/3)*
epilogue (2/3)
epilogue (3/3)
türkçesi kıt çevirmen

twenty

1.2K 75 19
By fairyboinamu

iyi okumalar:)

ve please comment cause thats what i like about you;)..

MAY ALLEN

Calum'un annesi onu arayıp acilen eve gelmesini ve oğlunu özlediğini söylemesi ve calum'un gitmesi üzerine bir saat geçmişti. Dudaklarıma küçük bir öpücük bırakıp gitmişti.

Patlamış mısırımız için luke'un üzerine atladıktan sonra kendimizi odama kilitlemiştik ve birbirimize sarılmıştık, ne zaman abur cubur' umuz bitse o zaman çıkmıştık.

''cuma için biraz süslen tamam mı? Ama hey, istersen yine de o eşofmanlarını da giyinebilirsin.'' Göz kırpıp beni son kez öptükten sonra gitmişti. O gittikten sonra odamda durup milyon kez izlediğim american horror story 'nin bölümlerini bitirmeye çalışmıştım ama sonra televizyonumu kapatıp aşağı inmiştim.

''selam!'' diye cıvıldadım kardeşimin yanına oturup. Beni süzdükten sonra ağzına bir avuç dolusu cips daha tıktı.

''iğrenç.'' Diyerek yüzümü buruşturdum.

''ugh'' homurdanıp bir avuç daha cips aldı ve ağzıma tıkmaya çalıştı. Ağzımı açmadığımda cipseleri ağzıma yapıştırmıştı ve kırıntıları kucağıma düştü.

''lucas!'' diye onu azarladım çocukmuş gibi.

''kes sesini!'' bana kızgınca gözlerini dikti. Gözlerimi devirdim ve televizyonu açarken kucağımı temizledim. Televizyonda eski bir bölüm ''keeping up with the kardashian'' oynuyordu. Luke 'a bakmak için döndüğümde bana çoktan orta parmağını kaldırdığını gördüm. Onunla şakalaşacağımı bilmesine güldüm.

''burada ne arıyorsun?'' diye sordu program reklama girdiğinde.

''çün-''

''sevgilin seni bıraktı.'' Diyerek kaşlarını çattı.

''hayır!'' diye yalan söyledim. ''o benim sevgilim değil!''

Bu sefer o gözlerini devirdi. '' ikiniz sürekli öpüşüp koklaşıyorsunuz. Ve yemin ederim ikinizi tanımasam sizi yatak arkadaşı sanardım.''

''hayır değiliz! Belki birbirimize çok dokunuyor olabiliriz ama öpüşüp koklaşmıyoruz.'' (make out diyor yani aynı zamanda ön sevişme gibi bir anlamı var)

Kimsenin bana ve calum'a bu kadar dikkat ettiğini düşünmemiştim bu yüzden yanaklarım alev alev yanıyordu.

''hmm doğru.'' Dedi alayla.

''calum demişken sen nereden tanıyorsun onu?'' diye sordum gerzek kardeşime. Gözleri büyüdü ama program tekrar başlayınca rahatlayıp beni tekrar susturdu. İç çekip, odama döndüm. Amacım onun ,michale'ın calum ile geçmişi hakkında bilgi edinmekti ama bu saçma program yüzünden onun dikkati bir sincabınki kadardı.

Mutlu olmadığımı vurgulamak için kapımı çarpıp kendimi yatağıma attım. Bu kadar küçük bir şey yüzünden bu kadar üzgün olmak belki saçmaydı ama iki kardeşimi ve bir şeyler yaşamayı umduğum çocuğu içeriyordu. Telefonum çalıp dikkatimi çekti.

Calum'un ismi ve resmi ekranda yanmaya başladı. Telefonu cevaplayıp kulağıma götürdüm.

''size nasıl yardımcı olabilirim nazik beyefendi?'' dedim .

''evet, bu nazik beyefendinin size harika haberleri var.'' Diye devam ettirdi oyunu.

''bu ne olabilir?'' dedim sesi karşıdan gelince yüzüme bir gülümseme yayıldı.

''elbise giyinmen gerekmiyor ve bana bununla rahat hissetmediğini söylediğin için kot pantolon ya da başka bir şey giyinebilirsin.''dedi. gülümsemekten yanaklarım ağrımaya başladı.ona bunu ne zaman söylemiştim hatırlamıyordum ama bu kadar küçük bir ayrıntıyı hatırlaması karnımdaki kelebeklerin uçuşmasına neden olmuştu.

''pekala'' dedim. '' gerçekten arama sebebin bu mu?'' diye güldüm. Kahkahası kulağımda yankılandı. '' hayır.sadece sesini duymak istedim.''

Şaşkınlıktan kızardım. ''oh''

''keşke orada olsam'' iç çekti. ''annem beni ve mali'yi şehre bir saat uzaklıkta olan yoga kursuna zorla getirdi.''

''aw zavallı bebek.'' Dedim alayla.

''hey ayrı arabalarda geldik. Erken gelmem için beni zorlama.'' Sesinde biraz alay biraz da ciddiyet duydum.

''benim için hiçbir sakıncası yok.'' Dedim dürüstçe. Çoktan beni kucaklayıp onun parmaklarını benim tombul kısa parmaklarım 'a sardığını hissediyordum.

''biraz yalvarmalısın,prenses.'' Sesindeki sırıtmayı resmen duydum, gözlerimi devirdim. Arkadan birileri konuştu ama duyulmayacak kadar uzaktı.

''birazdan oradayım.'' Dedi öbür tarafa.'' Bu sikik şortlar iç çamaşırımı sıkıştırıyor.''

Annesi calum'u telefonu kapatması için zorladıktan sonra oturup randevumuz hakkında düşünmeye başladım. Cuma gününü düşünmemi sağlayan tek şey bu randevuydu.henüz salıydı ama umrumda değildi. Arabamı mahveden göt deliği sayesinde birkaç gün okula gitmemiştim çünkü görünüşe göre fazla 'şok ' olmuştum ve derslere katılamazdım.berbat bir şey ama evet buna değerdi.

Kendimi meşgul etmek için dolabıma yönelip randevu için sahip olduğum birkaç kıyafetime göz gezdirdim. Randevu kelimesi tuhafıma gidiyordu. Özellikle benim söyleme şeklim ve daha önce birilerin bana soracağını düşünmemiştim. Ama tabi ki calum beni şaşırtmaya devam ediyordu. Bir şey bulamayınca surat asıp yere oturdum. Kapı çaldı ve başımı kaldırdım

''ne yapıyorsun?'' luke kafasını içeri soktu. Omuz silkip etrafımdaki kıyafet yığınını gösterdim.

''neden kıyafet arıyorsun?'' diye kıkırdayıp yanıma çöktü.

''cal bana randevuya çıkamyı teklif etti.'' Heyecandan gevelemesi aklıma gelince gülümsedim.

''seni alışveriş merkezine götürebilirim böylece hoşuna giden bir şeyler olursa alabilirsin?'' diye teklif etti ben tekrar kalkıp seçimlerime göz gezdirirken. İçinde biraz para bulundurduğum çekmeceme yöneldim ama açtığımda sadece on dolar bulabildim.

Suratımı asıp elimdeki tek banknotu kaldırdım.'' Bana olabilecek bir kıyafetin on dolar olacağından şüpheliyim.''

Kardeşim kaşlarını çattı ve yanıma gelip elimdeki parayı aldı.

''bunu benzin için kullanmaya ne dersin?'' dedi ve ikimizde gülmeye başladık çünkü büyük babamın ona bıraktığı kırmızı chevrolet pickup'ı benzin deposu nerdeyse her zaman boştu. '' sonra da bu .. randevu için neye ihtiyacın varsa ben öderim.''

''emin misin?'' diye sordum tereddütle.kardeşim ihtiyacım olan şeyleri param olduğu halde başkalarının ödemesinde nefret ettiğimi biliyordu.

''evet,may hadi gidelim.'' Dedi bana gülümseyip. Ayakkabılarımı ayağıma geçirdim ve evi kilitleyip çıktık.

''sen bir tanesin.'' Dedim onu yandan kucaklayıp. O da kolunu etrafıma sarıp şakağımı öptü. ''biliyorum'' diye güldü. Onu itip gözlerimi devirdim. ''gerzek.''

''beni yinede seviyorsun.'' Deyip omuz silkti ve arabayı çalıştırdı.

''kendi seçimim değil,kardeşim'' dedim kardeşim kelimesini vurgulayarak.

''bu ağırdı.'' Dedi ve araba yolunda çıkıp küçük kasaba yoluna girdi. Yorumunu görmezden gelip radyonun sesini açtım. Green day çalıyordu ve hemen suratımda bir gülümsemenin belirmesine sebep olmuştu.

Luke şarkıya eşlik etmeye başlarken ben de torpidoya vurup 'homecoming' şarksının nakaratına eşlik ettim. Kırmızı ışığa geldiğimizde ben hava da davul çalıyordum luke ise hayali gitarını çalıyordu.

''çok mu hayal kurarsın!'' diye bağırdı luke.

''ihtiyacın olan şeyin destek olduğunu mu düşünürsün!'' diye geri bağırdım ikimiz hala hayali enstrumanlarımızı çalarken. İkimiz de o kadar dalmıştık ki arkadan biri kornaya basana kadar ışığın yeşile döndüğünü fark etmeiştik.

''oh siktir!'' luke gaza bastı. Az önce olanlara ikimizde deli gibi gülmeye başladık.

''harika havada davul çalıyordun!'' luke bana bir high-five verdi. Şarkı devam ederken eşlik etmeyi sürdürdük.ama şarkı dokuz dakikalık bir şarkı olmasına rağmen park yerine ulaştığımızda devam eşlik edemeyeceğimiz için ikimiz de hayal kırıklığına uğradık.

Park ettikten sonra luke motoru kapattı ve anahtarlarını sallarken bana baktı. Parmağımı kaldırıp bir dakika ya ihtiyacım olduğunu belirttim.

Annem ve babam özellikle de erkek kardeşlerim alış verişten ne kadar nefret ettiğimi biliyordu. Çünkü he hangi bir şeyin içine sığmayacak kadar şişmandım.ama erkek kardeşimle gelmiş olmam beni bir rahatlatıyordu çünkü beni her zaman yatıştırmanın bir yolunu buluyordu bu yüzden onunla gelmeyi seçmiştim.

''hadi gidelim, eminim bir şeyler bulursun.'' Deyip beni arabadan inmek için teşvik etti. Kafamı sallayıp onu takip ederek indim.girişe geldiğimizde luke ile aramızdaki mesafeyi kouyordum ama beni yanına çekip kucakladı.

''seni seviyorum ve lanet olsun ki çok iyi biliyorsun seninle görülmekten utanmıyorum.'' Dedi.

''bende seni seviyorum.'' Kardeşimin sözlerine gülümseyip onu andan kucakladım.

''ilk hangi mağazaya girmeliyiz?'' diye sordu. Çeşit çeşit mağazalara bakıp hangilerinde benim bedenim olduğunu ve hangi olmadığına karar vermeye çalıştım.

''21 forever'ı denemek ister misin?'' deyip mağazayı gösterdi.

''tabi'' ikimizde mağazaya adımladık. Aslında bu mağazaya daha önce girmemiştim ve sebebini de bilmiyordum. Büyük ihtimalle daha çok küçük bedenler sattıkları için. Büyük bedenler yazısını görüp askıya yöneldiğimde bir grup erkek geçerken luke direk arkamda dikiliyordu.

''luke ben iyim.'' Dedim askılara göz gezdirirken.

''hey, sadece boktan bir şeyler söyleyemeyeceklerini göstermek adına emin oluyorum.'' Dedi telefonu çaldığı için onu cebinden çıkarırken. Arayan isme bakarken yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi. ''selam bebeğim.'' Diye cevapadı.

''evet may ile alış veriş merkezindeyiz.'' Diye konuşmaya devam etti nişanlısı ile. Ben o sırada gördüğüm kıyafetlere yüz buruşturuyordum.

''anna sana selam söylüyor ve senden nefret ediyormuş.'' Dedi. Onun asla böyle bir şey söylemeyeceğini bilerek kardeşime bir tane vurdum.

''sakin ol bebeğim.'' Dedi ve derin bir iç çekip tekrar bana döndü. ''aslında sana selam söyleyip seni sevdiğini söyledi.'' Dedi gözlerini devirip homurdandı. Tekrar telefonuna döndü.

''bende seni seviyorum'' diye mırıldandı telefona doğru. Kardeşimin sevdiğine olan davranışına gülümsedim. Yırtık bir kotu geçerken dikkatimi bir tişört çekti. Siyah bir bulüzdü ve biraz büyük bedendi.onu alıp uygun bir pantolon aramaya devam ettim.

Luke peşime gelmeye başladı. ''peki, istediğin çiçekleri seç...evet...tamam..seni seviyorum, görüşürüz.'' Cevap bekledi ve telefonu kapattı. Elimdeki tişört'ü fark edip ''incelemek'' için eline aldı. ''bu dekolteli tişörtü giyinebileceğini mi düşünüyorsun.'' Dedi kızgın gözlerini bana dikti.

''tamam ,hulk, sakin ol. Bu yüzden altına kolsuz tişörtler giyiniliyor.'' Dedim gözlerimi devirerek.

''bunu biliyordum.'' Dedi.

''evet,tabi.'' Gözlerimi devirdim. Askıdan askıya dolaşıp elimdeki parçaya uygun bir kot bulamya çalıştım.

''bunlar nasıl?'' luke elinde koyu renk bir kot ile yanıma geldi. Bedenine baktım ve benim bedenim olduğunu fark ettim.

''harika iş lucas. Aslında onları sevdim.'' Dedim ona dil çıkarıp. Sonra kabinlere yöneldim.

''kaç parça?'' diye sordu satıcı görevlisi.

''sadece iki.'' Dedim nazikçe gülümseyip ve bana bir kapı açtı.

''teşekkürler'' dedim bana başını sallayıp gülümsedi.ben kapıyı örterken luke dışarıdaki koltuklar oturdu.

''bunun sana en hızlı bulduğumuz kıyafet olduğunu biliyorsun değil mi bayan pinpirik.'' Dedi kardeşim dışarıdan.

'' kes sesini.'' Diye güldüm. Kıyafetlerimi çıkarıp yeni kıyafetleri üzerime geçirdim. Kot biraz büyük gelmişti ama onun dışında kombin oldukça tatlı görünüyordu. Sadece gidip biraz daha küçük bir beden almam gerekiyordu. Oysa bedenimin bu olduğuna yemin edebilirdim ama şimdi sanki iki beden büyüktü.

Kapıyı açtım ve luke'a gösterdim. Gülümseyip beni biraz kıvrandırdı.güldüm ve kardeşime sırıtmaya başladım.

''peki nasıl buldun?'' diye sordum tereddütle.

''harika görünüyorsun'' gülümsedi. Yalan konuşmadığını biliyordum çünkü dilini hafifçe çıkarmıştı bu da heyecanlı olduğunu gösteriyordu.

''sadece daha küçük bir bedene ihtiyacım var.'' Dedim kızararak. Sadece başını sallayıp gülümsedi. ''tamam.''

Ona geri gülümseyip kıyafetlerin fiyatlarını kontrol ettim. ''sanırım eski ayakkabılarımdan birilerini giyinebilirim.'' Dedim fiyatların oldukça yüksek olduğunu görünce.

''may, iyi bir işim var,inan bana. Hepimize istesem birer iphone alabilirim,tamam mı? İnan bana bu çok değil.'' Dedi başımı okşayıp.

Ona sıkıca sarıldı.

''gerçekten bir tanesin.'' Dedim sesim göğsüne doğru boğuk çıkarken.

''biliyorum'' diye güldü. '' hadi yemek yemeğe gidelim acıktım.''


Continue Reading

You'll Also Like

209K 20.8K 31
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.
222K 9.2K 38
ʜᴇʀ şᴇʏ ꜱᴀʟᴀᴋ ᴋᴀʀᴅᴇşɪᴍɪɴ ʏᴀʟᴀɴıʏʟᴀ ʙᴀşʟᴀᴅı... ꜱɪᴢ: ᴅᴇʟɪᴋᴀɴʟıʏꜱᴀɴ ᴋᴏɴᴜᴍ ᴀᴛᴀʀꜱıɴ!
10.9K 281 14
wearethechampion : Senin bir çeşit deri hastalığın falan mı var? muratbyper : Vitiligo, evet de muratbyper : Ne alaka bu mesaj ve sen onu anlamadım...
12.1M 587K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...