gasoline | chanmin

By _pneumothorax

174K 17.9K 9K

Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur. More

0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.8
2.9
3.0
3.1

2.7

5K 638 494
By _pneumothorax

Bölümün büyük çoğunluğunu koyu'nun sana ihtiyacım var şarkısıyla yazdım. Normalde şarkı önermem ama bu bölüm bi tık üzücü olduğundan söyleyeyim dedim 😭😭 iyi okumalarr

&

Karnındaki yoğun ağrıya rağmen evin içinde bir oraya bir buraya volta atıp duruyordu genç omega. Arkadaşının aklına soktuğu ve son bir haftadır hissettiği şeyler kalbindeki korkuyu arttırıyor, sanki o ihtimal gerçekmişçesine sancısını artırıyordu.

Delta, son zamanlarda hissettiği o karın sancısını da hissediyor muydu? Hissediyorsa bile hiç aklına bu ihtimal gelmiş miydi?

Kafayı yemek üzereydi. Arkadaşının endişeli bakışlarının altında çamaşır makinesinin üzerine bıraktığı ve beş dakikadır bakmaya korktuğu için banyonun içine bile girememiş olan omega, korkuyu iliklerine kadar hissediyordu.

"Seung, dur artık."

Jisung arkadaşının yatağının üstüne oturmuş, odanın içinde telaşla hareket eden Seungmin'e yönelik konuşmuştu. Tavırları onu çok korkutuyordu.

"Ben bakayım istersen-"

"Hayır!" diye karşı çıktı omega. Her ihtimali de kendi gözleriyle görmek istiyordu. "Ben bakacağım."

Kısık çıkan sesiyle birlikte hareketleri yavaşladığında o iğrenç mide bulantısının tekrardan ortaya çıktığını hissetti. Elleri titriyor, ağlamamak için sürekli kendisini sıkıyordu ve bütün bunlar kasıklarındaki acılı sancıyı artırıyordu.

Yavaş adımlarla ışığı yanan ebeveyn banyosunun içine girdi. Şu an test gözlerinin önünde fakat sonuç ekranı göremeyeceği kadar uzaktaydı.

Gözlerini kapatarak makineye yaklaştı ve testi eline aldı. Hemen peşinden arkadaşı da gelmişti. O olmasaydı ne yapardı bilmiyordu.

Titrek bir nefesi ağzından vererek gözlerini açtığında test sonucu artık görüş açısındaydı. Gördüğü şeyle birlikte bir an bayılıp yere yığılacağını sandı.

"Hayır, hayır, hayır, hayır..." sayıklar gibi mırıldanmasıyla arkadaşı bir hışımla testi eline almış, kendi gözleriyle bakmıştı sonuca.

"Hasiktir." istemsizce ağzından çıkan küfürün bile farkında değildi Jisung. Sadece kilitlenmiş bir şekilde elinde pozitif sonuç veren teste bakıyordu. Test yüzde doksan ihtimalle doğru sonuç veriyordu ve eğer yüzde onluk kısmında değillerse en yakın arkadaşı şu an karnında bir bebek taşıyordu. Hem de deltanın bebeğini.

Saçlarını çekiştirerek yere diz çöktü omega. Öyle bir şok içindeydi ki o an ağlayamıyordu bile. Arkadaşının sadece mesajlarından anladığı şeyi nasıl olurdu da günlerce yaşayıp ihtimalini bile düşünmezdi? Korunduklarına emindi... Daha bitirmesi gereken okulu, stajı, zorunlu avukatlık süreci vardı. Şu an aklından bütün bu olasılıklar silsilesi geçiyor, verdiği tek tepkiyse saçlarını çekiştiren elleri oluyordu.

"Seungmin," dedi Jisung, kendi üstündeki şoku arkadaşının halini görmesiyle atmaya çalışarak. Yere eğilerek omeganın yanına oturdu ve saçlarını çekiştiren ellerini çözmeye çalıştı. "Bebeğim yapma böyle..."

Arkadaşının yanında güçlü durmaya çalışsa bile Jisung'un titreyen sesi ve dolan gözleri durumun ciddiyetini ortaya seriyordu. Tam o an Seungmin'in ağzından sesli bir hıçkırık kaçmış, arkadaşının büyük bir zorlukla çözdüğü ellerini yere yaslamıştı.

Hayatı tek gecede tamamen kararmıştı.

"Hayır, hayır, hayır, gerçek değil, değil, değil. Gerçek olamaz... olmamalı. Jisung olmamalı..." yaşlı gözlerini kaldırarak arkadaşına baktı. "Jisung olmaz! Olmaz anlıyor musun, yapamam!"

Jisung hiçbir şey yapamıyor, şoka giren ve sürekli aynı şeyleri sayıklayarak ağlayan arkadaşının öylece elini tutuyordu. Başka yapabileceği hiçbir şey yoktu. Kendi başına gelmesine en çok korktuğu ihtimal en yakın arkadaşının başına gelmiş, üstelik bu herhangi bir alfayla değil, yüzyılın deltasıyla olmuştu.

Karnına peş peşe giren sancılarla birlikte kasıklarının üzerine elini kapattı Seungmin. "Sikeyim seni de! Günlerce senin yüzünden mi bu kadar ağrı çekiyorum!"

Jisung arkadaşının reddetme aşamasına geçtiğini fark ettiği an kendine gelmek ister gibi gözlerini sildi ve hızla ayağa kalktı. "Bebeğim, gel bir yüzünü yıkayalım."

Omega başını salladı reddetmek istercesine. Karnını deşmek istercesine tırnaklıyor, sancıyı da bebeği de sanki oradan koparıp almak istiyordu.

Hızla tekrardan arkadaşının yanına çöktü Jisung. Ellerini tuttu ve dikkatini kendine çekmeye çalıştı. "Seungmin, bana bak... Bana bak bebeğim," Omeganın odaksız bakışları arkadaşının gözlerine çıktığında Jisung gördüğü yorgunlukla hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamaktan korkmuştu. Bu yüzden seri hareketlerle arkadaşının gözyaşlarını silerek mırıldandı.

"Gyuri teyzenin yanına gidip karnındakine baktıralım." Kullandığı yersiz kelimeyle birlikte dilini ısırdı. "Yani bebeğin... bebeğin durumunu öğrendikten sonra kararını ver, istersen deltaya söyle istersen hemen aldır. Kararın ne olursa olsun ben senin yanındayım."

Arkadaşı bilinç akışından konuşurken Seungmin sanki onun konuştuğu dili bilmiyormuşçasına boş gözlerle ona bakıyor, donuk gözleri sadece sıcak gözyaşları döküyordu.

Tam da o an karnına giren ani sancı iki büklüm olmasına neden olmuş, acı içinde bağırmasını sağlamıştı. Akabinde midesinden yükselen mide özsuyu ağzına gelmiş, çöktüğü banyo mermerine boş midesindeki safrayı çıkartmaya başlamıştı. Hem fiziken, hem ruhen hayatının en acılı gününü yaşıyordu.

O dakikalardan sonra onun için her şey silikti. Arkadaşının ağlayarak kendisini banyoya soktuğunu ve onu üstünkörü onu yıkadığını hatırlıyordu. Yerleri bulduğu rastgele bir bezle silmiş, üstünü giydirerek karnındaki sancını geçmesi için ağrı kesici vermişti.

Seungmin'in parça parça hatırladığı anlardan biri de taksiye bindiği andı. Yeni kustuğu için midesi rahatlasa da kasıklarındaki sancı yerini korumuş, o acı bilincinin açık kalmasındaki tek etken olmuştu.

Arabadalarken nereye gittiklerini bile bilmiyordu. Öylece camdan dışarıya bakıyor, sessizce gözyaşı döküyordu. Arkadaşının yüzünü maske ve kapüşonluyla örtmesine çok minnettardı. İşin içine bir de basın girerse bu durumun altından nasıl kalkacağını gerçekten bilmiyordu.

Bir buçuk saatlik yolculuğun ardından tanıdık yapıları görmesiyle annesinin evine geldiklerini anlamıştı. Jisung her şeyi annesine anlatırken o öylece boşluğa bakıyor, annesinin tepkisini bile kestiremiyordu.

Tam bir kaosun hakim olduğu o gün annesinin arkadaşının kliniğine gizlice götürmesi ve Jisung'un deltaya Seungmin'in durumu hakkında yalan söylemesiyle bitmişti. Yalanları hazırdı, Seungmin'in manevi annesi olarak gördüğü dadısı ölmüş, bu yüzden birkaç gün annesinin yanında kalması gerekmişti. İçindeki bu büyük üzüntü hissininin nedeni deltayı ancak ölüm gibi bir haber kandırabilirdi.

Annesi Seungmin'in bir an olsun yanından ayrılmamış, zaten bildiği fakat korundukları için endişeli olmadığı bu konu onu da hazırsız yakalamıştı. Fakat bir anne olarak her zaman çocuğunun yanında güçlü kalarak onu desteklemesi gerektiğinden ona sadece her şeyin geçeceğini söylemekten başka bir şey elinden gelmiyordu.

Bayan Gyuri'nin arkadaşı olan doktor genel kontrolden sonra endişeli bakışlarla onlara dönmüştü. Yoğun stresten kaynaklanan bir düşük riskinin olduğunu, bu dönemde ara kanamalar olabileceğini açıklamıştı. Pek tabii dinlenmesi gerektiğini de.

Bebeğin dört buçuk haftalık olduğunu, yaklaşık iki hafta içerisinde kürtaj durumunu haber vermeleri gerektiğini söylemişti. Bütün bu anlar Seungmin için pusluydu.

Tekrardan eve geldiklerinde annesi Seungmin'i yatağına yatırmış, doktorun verdiği birkaç ilacı içirmişti. Jisung bu esnada arkadaşlarına da üzülerek deltaya söylediği yalanları söylemiş, yanlarına gelmek isteyen arkadaşlarını bir şekilde vazgeçirmişti.

O gün omega yorgunluktan dolayı erkenden uyuyakalmıştı. Annesinim yanındaki varlığı bile onu tamamen huzura erdiremiyordu. İtiraf etmek istemese de deltayı yanında istiyor, tepkisinden ölümüne korksa da hiçbir şey söylemeden sadece yanında uzanmak istiyordu.

&

(Deltacık × Seungmin)

Deltacık:
Neden bu kadar berbat hissediyorsun?
(10.11)

Seungmin?
(10.34)

Yanına geliyorum
(11.02)

Seungmin evde yoksun her yeri delik deşik etmemi istemiyorsam bak şu telefona
(11.47)

Bebeğim
Bak lütfen telefona
Yanında olmak istiyorum
Jisung aradı biraz önce
Yanına gelmemi ister misin?
(12.19)

Senin bu denli üzülmene neden olan her şeyi yok etmek istiyorum
(12.58)

Sanırım yanına gelmemek için minhoya elimi kolumu bağlatacağım
Yalnız olmak istemesen telefonuna bakardın
Hayatına saygı duymak istiyorum
Çok zor
(13.30)

02.01 dakikalık ses dosyası*
(14.26)

01.44 dakikalık ses dosyası*
(14.32)

Küçükken kendimi kötü hissettiğimde bu iki
şarkıyı söylerdi annem
Belki sana da iyi gelir
Benim sesimden
(14.33)

Belki beni görmek istersin
Yani o halde derdin ben değilim biliyorum ama
Yine de iyi gelirim belki
(16.41)

Seungmin:
Birkaç gün annemin yanında kalacağım
(21.03)

Deltacık:
Seungmin
Geldin sonunda
Çok merak ettim seni
(21.03)

Seungmin?
(21.04)

Oh
Gittin galiba
(21.06)

İyi geceler omegam
İstediğin her an buradayım
(21.07)

&

INSTAGRAM

chrisbang_ 'in instagram hikaye güncellemesi

hikayeyi
gör × görme

Ben Avustralya'dayken onun çektiği bütün acıyı sanırım anladım... İki gün yeterli bir süre Kim Seungmin!!! (Fotoğraftan haberi yok, bir böbreğimden olabilirim, fighting!)

&

İki gündür sadece televizyonun karşısına oturup ilgisini çekmeyen programlarla oyalanıyordu. Telefonuna bakmıyor, gündemden kendini soyutluyor ve sadece annesiyle iletişime geçiyordu.

Vermesi gereken önemli bir karar vardı. Feromonunu çok çok hafif almaya başladığı karnındaki bu canlıyı aldırmalı mı, yoksa büyük bir risk alarak onu kabullenmeli miydi? Şimdiden bağlandığı hanımeli kokusu bile bütün mantıklı taraflarını susuturmayı başarıyordu. Onu istememesi bile mümkün değildi sanki.

Deltaya her şeyi anlatmalıydı, düşük riski yüzünden okulu dondurup evde istiharat etmeliydi, basından uzak kalmalıydı... Karnındaki bu minik varlığın yaşaması kararı çok riskliydi. Tek başına alabileceği bir karar asla değildi.

Deltanın tepkisinden korkuyordu. Buna rağmen yine de bu iki gündür tek yaptığı şey deltanın attığı iki şarkıyı tekrara alarak dinleyip fotoğrafına bakmak olmuştu.

Hamile olduğunu öğrendiği ilk gün o kadar fazla ağlamıştı ki artık gözleri kurumuş, hareketleri donuklaşmıştı.

Düşüncelerine dalmışken zil çaldığında yavaş hareketlerle üstündeki battaniyeyi kenara çekti. Annesi gerekli birkaç ilaç için eczaneye gitmişti. O gelmiş olmalıydı.

Burnunu çekerek sweatshirtünün kollarını avuçlarına topladı ve elini kapının kulbuna atarak kapıyı açtı.

Karşısında gördüğü kişiyle birlikte nefesi kesilmiş, henüz birkaç saniye maruz kaldığı feromon kokusu bile dizlerinin bağını çözmeye yetmişti.

"C-chan?" dedi kekelemesini engelleyemediği sesiyle. Delta omeganın bitkin halini ve kısık sesini duyduğu an ona doğru bir adım daha atmış ve kollarını direkt olarak ruh eşinin beline sararak burnunu boynuna bastırmıştı.

Omega, deltanın ona sarılmasıyla tetiklenmiş gibi hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlaması bir olmuştu. Birkaç gündür korkusundan dolayı uzak kaldığı deltası bütün hücrelerine anında iyi gelirken o da kollarını deltanın boynuna atarak ellerini saçlarına çıkarmış, bırakmak istemezcesine sıkıca kavrayarak kendine iyice bastırmıştı.

"Özür dilerim," dedi delta, omeganın boynuna doğru. "Yemin ederim kokunu takip etmemeyi çok denedim ama bugün kendime engel olamayarak buraya çekildim."

Omega hıçkırarak başını reddedircesine iki yana salladı. Tek ihtiyacı onun kollarının arasında olmakken korkusu elini kolunu bağlamış, bu da kendisinden nefret etmesine neden olmuştu.

"Geçecek," diye fısıldadı delta. Jisung'tan duyduğu yalana dayanarak böyle söylüyordu fakat ortada bir ölüm değil, yaşam vardı. İlk defa büyük sorun ölüm değil, yaşam oluyordu.

Bir süre Seungmin sakinleşene kadar sarılarak beklediler. Chan Seungmin'in boynundan nefes alıyor, Seungmin'se bütün ağırlığını ona vererek sıcak kolların arasında dinleniyordu.

Delta yavaşça yaslandığı boyundan ayrılarak yüzyüze gelmelerini sağladı ve konuyu değiştirmek istercesine konuştu. "Sen parfüm mü sıktın?" diye sordu minik bir gülücükle. Seungmin'in anında gözleri büyürken elleri boynuna gitmiş ve feromon bezlerini tutmuştu.

"Evet," dedi gözlerini kaçırarak. "Sana yeni parfüm alacağımı demiştim. Rahatsız oluyorsan üzgünüm ama ben çok beğendim."

Telaşla ve göz teması kuramayarak kurduğu cümleyle delta bir elini omeganın belinden çekerek çenesine atmış ve göz göze gelmelerini sağlamıştı.

"Hayır," omeganın iki gözüne de peş peşe bakarak konuşuyordu. "Hanımeli karanfilin yanına çok yakışmış."

O an Seungmin'in bakışlarına korku oturduğu andı. Anlamış mıydı? Daha kendisi bile bu habere hazır değilken onun hemen öğrenmesi doğru muydu? Nasıl bir tepki verecekti? Bütün bu sorular aklında o saniye dört dönüyordu.

"Ne oldu?" dedi delta gülerek. "Kendi vücudun, neden parfüm sıktığın için seni öldürecekmişim gibi bakıyorsun? Hem beğendiğimi söyledim ya?"

Derin bir nefesi dudaklarından dışarı bıraktı omega. O an deltanın gözüne her zamanki gibi tatlı geliyor, deltası omegayı öpmemek için kendini zor tutuyordu.

Chan daha fazla bu isteğini bastıramayarak dudaklarını yanağına bastırdı ve bir süre öylece kaldı. Omeganın da gözleri kapanmış, kısa süreceğini bilse de kendini huzurlu hissetmekten alıkoyamamıştı.

"O fotoğafı ne ara çektin?" Merakına yenilerek konuşan omegayla birlikte delta ise dudakları hala yanaklarındayken istemsizce gülümsemişti.

"Kütüphanede uyuyakaldığında bilinçsizce çekmişim. Beğendin mi?"

"Beğendim, hikayeyi de beğendim."

"Kendini beğenmelisin zaten, profilimi birden güzelleştirdin."

Deltanın dedikleriyle elinde olmadan utandığında başını eğdi omega. Böylece deltanın dudakları sürtünerek şakaklarına çıkmış, hareketsiz kalamayarak bir de orayı öpmüştü.

"Chan," diye mırıldandı omega. Delta mırıltıyla yanıt verdiğinde devam etti. "Bugün benimle kalır mısın?"

Cümleyi kurduğu an tekrardan sesi titremeye başlamış ve istemsizce gözleri dolmuştu. Onunla uyumaya ihtiyacı vardı. Ses kayıtlarında duyduğu şarkıları göğsünde yatarken dinlemeye ihtiyacı vardı.

"Kalırım tabii ki. Omegamın istediği her şeyi yapmak benim görevim."

Chan konuştukça iyice duygusallaşan omeganın gözünden istemsizce tekrardan sıcak bir yaş akmıştı. Karnındaki ağrı yüzünden deltadan ayrılamazken kollarını tekrardan boynuna dolamış ve parmak uçlarında yükselmişti. Mesajı alan delta gülerek omegayı saçlarından öpmüş ve baldırlarından tutarak kucağına almıştı.

Yoğun toprak kokusuyla iyice mayışmıştı omega. Chan bir şekilde onun evdeki odasını bulduğunda kendi sırtüstü yatağa yatmış, omega da başını onun boynuna saklayarak göğsünde yatmaya başlamıştı.

"İstediğin her şeyi sırala bakalım."

Duygusallığı bir türlü bırakamayan omega deltanın bu dediğiyle burnunu çekmiş, toprak kokulu feromon bezlerine iyice yaklaşmıştı.

"Attığın şarkıları söyler misin?"

Bir süre sessizlik içinde kalan delta gülümsemesini bastırmaya çalışarak dudaklarını yalamış ve omeganın saçlarından öperek "Söylerim," demişti.

"Bir de," diye mırıldandı omega. Chan'ın göğsünde sağ tarafına dönerek karnını açığa çıkartmış, deltanın boştaki elini tutarak karnına yerleştirmişti.

"Karnımı ov..."

Bu sefer huzursuzlanan delta endişeyle sordu. "Hala ağrıyor mu karnın?"

"Demiştim ya... Strese girdiğimde veya üzüldüğümde oluyor."

Delta bu konuyu sonra sorgulamaya karar vererek elini omeganın karnında gezdirmeye başladı. Şu an ne yeri ne zamanıydı. Sadece omegasını iyi hissettirmek istiyordu.

"Chan, bir şey daha söyleyeceğim sonra şarkıları söylemeye başla tamam mı?"

Delta gülerek başını aşağı yukarı salladı. Omega şu an kötü bir durumda olmasa tatlı tatlı konuşan dudaklarına saldırmaya an kolluyor olacaktı.

"Annem kafamı dağıtmam gerektiğini söyledi. Yarın partiye gidelim ama az duralım tamam mı? Arkadaşlarımı, bir de Eric hyungu görmek istiyorum."

Eric hyungun lafı geçtiği an deltanın yüzü düşse de ruh eşinin dediği hiçbir şeyi reddetmemiş, o ne isterse onu yapmaya razı gelmişti.

"Şimdi şarkılarımı söyle..."

Daha fazla dayanamayan delta "Seungmin," diyerek omeganın dikkatini üzerine çekti. "Kilidi kırdığımızda bana her emir verdiğinde seni ıslak bir şekilde öpeceğim. Emir vermen kadar seni öpmenin de hoşuma gideceğine eminim."

O an omeganın birkaç gündür ilk defa heyecan duygusunu hissettiğini fark ettiği andı. Dudaklarını dişleyerek sessizleşmiş, deltanın şarkıları söylemesini beklemeye başlamıştı.

Ovulan karnıyla birlikte gevşeyen kasları ve dünyanın en güzel sesinden duyduğu huzurlu şarkıları dinlerkense kendini bütün olumsuzluklardan arınıyormuş gibi hissettmişti. Bütün belaların oluşma sebebi ve aynı zamanda kurtarıcısının kucağında, ilk defa hüzünle karışık bir huzurla uykuya dalmıştı.

&

Diğer bölüm bomba geliyor diyebiliriz... hepinizin beklediği bölüm..... parti bölümü

Üzgünüm ki hepinizin beklemediği birkaç olay olacak ve bu bölümü yazarken bile üzüntüden üzüntüye atlayan ben diğer bölümü nasıl yazacağım bilmiomm

Neyse hallederiz ya ben yazıom sonucta

Hepinizi öpüom cok uzulmeyin tmm mı

Hayyyde

Baybay




Continue Reading

You'll Also Like

792K 64.9K 13
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
174K 17.9K 31
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.
34.7K 1.9K 14
"Sağolun Bay Park ama buna ihtiyacım yok. Benim bir ailem olmadığı için sorun olmaz.Tekrardan iyi çalışmalar."
960 126 8
+81*; fazla iddialısın Hoba: Kanımda var da sen kimsin kardeşim? +81*; Gece altında inlediğin herkese kardeşim mi dersin? Hoba; Hayır, tercihen eng...