ESARETİNDEN KURTULUŞ

By okuryazarbirkiz00

59.6K 2.3K 397

"Kimim ki ben Komutan? Vural Aslanbeyin artığı. Para ile satın aldığı bir o-" Elini Zümrütün dudaklarına bast... More

0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8

1.6

1.7K 77 17
By okuryazarbirkiz00


🌙

Bir senelik ölüm sessizliğine yeni bir ses doğmuştu Zümrüt için. Ondan bir parça, canından çok seveceği bir oğlu olmuştu. Doğalı daha bir saat dahi olmamıştı ama minik bebeği o işkence odasında ağlıyordu kayınvalidesi Reyhan hanımın kucağında. Zümrüt bu eve geldiğinden beri konuştuğu nadir anlardan birinde olduğu için Reyhan hanıma seslendi. "Oğlumu ver!" Dilsiz derdi Reyhan hanım ona zira Vural Aslanbey Zümrütün bıcır bıcır çıkan sesini kesmişti. On yedisinde, babası olsa küçük nazlı bir ergen olacakken şimdi oğlunu kucağına almak için kayınvalidesine laf yetiştiriyordu. "Bu yaşında doğurduğun çocuğa oğlum mu diyeceksin?" Sanki Zümrüt bu yaşında isteyerek mi doğurmuştu? Ona doğurmak isteyip, istemediği dahi sorulmamıştı. Şimdi kayınvalidesi çocuğunu sevmemesi gerektiğini mi ima ediyordu? "Oğlumu verin Reyhan hanım. Aç o, o yüzden ağlıyor Egem..." Egesiydi, bir tanesi, bir senelik nefessizliğine nefes olacak bir çocuktu onun oğlu. Reyhan hanım memnuniyetsiz bir şekilde bebeği Zümrütün kucağına koydu. Kelepçe ile sabitlenmemiş elini oğlunun yaşlar süzülen yanağına değdirdiğinde minik Ege'nin göz yaşları durmuştu. Sakinlikle sessizlikle annesinin sol göğüsünde olmanın huzuru ile nefeslenmişti. Annesinin karnındayken aşina olduğu bu kalp atışları onun sakinleşmesine sebep olmuştu. Zümrüt emzirmek istedi bebeğini kayınvalidesine baktı nasıl yapılır bilmiyordu ki. Ufak bir hayal kurdu. Şu an on yedi yaşında değil de yirmi dört yaşında bir anne olmuş, yanında sevdiği adam ile doğuma girmiş. Hemen kapıda onları bekleyen annesi, babası. Cihan amcası, Serap teyzesi, Ceylan ablası ve Kuzey abisini hayal etti. Annesi hiç gitmemiş olsaydı ona şimdi çocuğunu nasıl emzirmesi gerektiğini gösterebilirdi değil mi? "Reyhan hanım, nasıl emzireceğim?" Reyhan hanım bu sorusu ile kilitli çekmeceden elindeki kelepçenin kilidini aldı ve açtı. "Göğüsünü aç yan bir şekilde tut çocuğu, süt kokusunu aldığı zaman bırakmaz zaten. Dikkat et sakın emerken uyumasına veya uyumana izin verme ölür gider çocuk." Zürmütün bir anlık titremesi Reyhana istediğini vermişti. Bunları bilmeliydi, uygulaması içinse bu kızı korkutması gerekiyordu. "Artık dilsiz gibi davranmayacaksın Zümrüt. Oğlunun gelişimi için her zaman onunla konuşmalısın." Oysa Zümrüt karnındayken her zaman konuşuyordu hiçbir zaman oğluna sessiz kalmıyordu. "Karnını doyur Vural iki hafta sonra gelecekmiş." Hiç gelmesin dedi Zümrüt içinden onu doğum yapması için bu odaya kilitlemiş gelen telefon ile defolup gitmişti. "Dilandan da uzak tut çocuğunu kafayı yemiş gibi o işsiz sapsız kuzenini düşünüyor. Bir delilik edip evimize ateş düşürmesin." Zümrüt ilk defa sessiz kalmadan konuştu. "Sizin eviniz cehennemin ta kendisi Reyhan hanım." Reyhan hanım cevap vermedi susmakla yetindi küçük kız evdeki dilsizliğini oğlunun doğduğu bu günde bitirmişti...

...

Aslan bahçeden giderken ikimizde konuşmadık ama benim gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Beni o cehenneme sürükleyen kuzenime, amcama, beni almaya gelmeyen Cihan amcama, Kuzey abime. Beni bu kadar geç bulan Egemene dahi kızgındım. Bir umuttu madem benim için, neden daha önce gelmemişti? Aslan az önce bir anlık cesaret ile söylediklerimi Vurala söylerse ne olacaktı mesela? "Öldürecek," dedim. Sanki az önce Aslana ahkam kesen ben değilmişimce. "Bu sefer öldüre-" Kelimemi dudaklarıma kapattığı eli kesti. "Ölmek yok, hiç kimse size dokunmayacak." Sesindeki ton öyle kesindi ki ona inanmak istedim. Hiç kimse, Vural dahil hiç kimse bize dokunmayacak dedim kendi kendime.

"Bu saatten sonra esaret yok Zümrüt. Ben görevden geldiğimde Vural Aslanbey içeride olacak." Gideceği görevi hatırlatmıştı gene bana bayrama kaç gün vardı? İki mi? "Ne zaman gideceksin?" Sorduğum sorunun cevabını biliyordum ama beni şaşırtacak bir cevap verdi. "Bayramın ilk günü, timime yeni askerler katıldı onlar ile tanışmam lazım bu yüzden erken gideceğim. Burada güvende olacaksın, abim her zaman yanında olacak." Abisi, benim yıllarca gelmesini beklediğim abimdi.

Cebinden bir kutu çıkartıp bana uzattı ben ona bakarken o kutuyu elime bıraktı. Ben daha az önce ağlıyordum. Bu adam neden dengemi bozup beni şaşırtıyordu? "Bu ne?" Çatallaşmış sesimi duyduğunda kaşlarını çattı ama konuştu. "Telefon. İçerisinde hem evdekilerin hem de Gizemlerin numarası var." Tek kaşımı kaldırırken ona baktım. Manyak mıydı bu adam? "Ne yapayım ben bununla?" Yedi sene boyunca elime yalnızca Vuralın telefonlarını açmam için verilen bu telefona gram ihtiyaç duymuyorken dünya para vermesinin ne anlamı var? "İstemiyorum, götür iade et." Tatlı bir sınır bozuculuğu vardı. Göz yaşlarımı dahi kurutmuştu.

"Egemen abim!" Oğlumun Egemen merakını napacaktım ben? "Oh abisinin oğlu, ne ara tüydün sen buraya?" Abisinin oğlu... Bu hitaptan hoşlanmamıştım. Gidecek bir adamın, gidecek olan bir çocuğa söylemesi fazlaydı. Oğlumu kendine bağlaması haksızlıktı. Onları ayırmaya nasıl kıyacaktım?"Anneme seslendim ama duymayınca korktum, canavar geldi sandım!" Oysa ona oğlum demesi gereken kişi canavarımızdı. "Artık," dediğinde onu susturdum. Ben bu sözüne inanırken oğlum da inansın istemedim ne olursa olsun buradan gidecektik ve oğlumu bu yalana inandıramazdı. "Ne oldu annecim?" Ege bir bana bir Egemene baktı ama hemen ardından gülerek konuştu. "Ece, Doruğun annesi ile konuştu. Sonra bana iftira attı. Ben konuşmuşum gibi, çok yalancı anne!" Aklıma Aslanın söylediği geldi 'annene güvenme Zümrüt.' Ben güvenmezdim, çocuklarımın güvenmesine de engel olacaktım. İçeri girerken Egemen ve Ege hem konuşuyor hem de ardımdan geliyordu.

Egeyi o kadının kucağında görmeyi beklemiyordum. "Ece," dedim yumuşak tutmak için çaba sarf ettiğim sesimle. Ece benim sesimi duyduğu gibi bulunduğu kucaktan kalkmaya çalıştı ama onu sıkıca tutan kollar ona izin vermedi. "Bırak kızımı Derya." Derya hanım denmesini hak etmiyordu. Efsun hanım araya girmek adına konuştu. "Kızım Derya kötü bir şey yapmıyordu..." Varlığı kötülük onun Efsun hanım. "Nasıl beni Ece gibi bir çocukken bıraktıysan, şimdi ölmüş sayacaksın. Çocuklarıma torunum diyip bağrına basamazsın. Onlar senin torunun değil tıpkı benim senin kızın olmadığım gibi. Şimdi kızımı o pislik dolu kucağından indir Derya Denizoğlu. Onlara zihnindeki hiçbir kötülüğü bulaştırma." O Eceyi bırakırken Perihana yapmadığım uyarı yüzünden kendime sinirlendim. Ona söyleseydim kucağına almasına izin vermeyecekti.

İki gün geçmişti ve biz bir bayram sabahına ilk defa bayrama girer gibi girmiştik. Üzerimizde Egemen'in aldığı bayramlıklar varken gülümsememek elde değildi. Ege'ye aldığı kamuflaj ceket öyle hoşuna gitmişti ki dünden beri çıkartmamış, aşk ile bakmıştı. Bir gün onu o kıyafetlerin içinde hayal ettim. Büyümüş koca adam olmuş olacaktı, benim oğlum da büyüyecekti değil mi? "Anne, bak cici olmuşum mu?" Ece bunu söylerken açık yeşil elbisesinin etrafında dönmüştü. "Çok cici olmuş bir tanem." Ege güzel mi diye sormadı çünkü ona yakışacağına emindi. "Anne sen de prenses gibi olmuşsun Egemen abi çok şeyliymiş." Güldüm bilmediği kelimeyi kullanmaya çalışmasına. "Bence Egemen abin çok zevkli, baksana bize anne-kız takımı yapmış."

Kıkırdadığında odanın kapısı çaldı. "Girebilir miyim?" Sabah daha erkendi ve biz Ege'nin büyük ısrarları sonucunda bayramlıklarlaydık. İkisi içinde ilk bayramdı. "Egemen abi gir. Bak asker gibi oldum çok teşekkür ederim!" Egemen odaya girereken bacağına sarılan oğlumun saçlarını sevmişti. Bugün gidecekti ve çocukların bundan haberi yoktu. "Güle güle giy aslanım, çok yakışmış." Ege hemen itiraz etti. "Asker olduğumda yanımda sen de ol olur mu Egemen abi? O zaman gerçek asker kıyafetim olur." Gülümsedi Egemen oğluma olan bu yakınlığı canımı yakmak için yeterliydi. "Ben güzel olmamış mıyım Egemen abi?" Ece'nin kendini hatırlatması kollarını ona uzattı. "Prensesler gibi olmuşsun güzelim." Eceden çok geçmeden bir "yaa" nildası döküldü. "Bende anneme prenses gibi dedim. Bize anne-kız kıyafeti yapmışsın çok sevdim ben annemle aynı giyinmeyi." Egemen gözlerini bana değdirdiğinde yutkundu, hemen ardından bir soru sordu.

"Ege ile bayram namazına gidebilir miyiz? Etraf temiz." Ege'nin hiç kutlamadığı bayramları, babasının elinden tutarak hiç gidemediği bayram namazları vardı. Şimdi hepsini sarıyordu sanki. "Bayramda ayrı namaz mı kılınıyor Egemen abi? Anne nolursun izin ver ben ilk Egemen abimle bayram namazı kılayım." İlklerimiz onunla beraberdi. İlk kaçışım değildi ama Vuralın esaretinden ilk kurtuluşumdu. Onun sayesinde. "Tamam madem, siz gidin gelin. Bizde Efsun hanıma yardımcı olalım olur mu annecim?" Ece hemen gülümsedi. "Olur tabii ki annecim." Ege ve Egemen bize veda ederek çıktılar.

...

  Ege, Egemen ile camiye gidiyorken yanlarında Harun bey, Kuzey, Özgür ve Mertte vardı. Bir ilki daha Egemen abisi ile gerçekleştiriyordu küçük çocuk. Mert ile bir arkadaşlık kurmuştu iki günde. Mert ve Melek, Ceylanın çocuğu olduğunu güzel kalplerinden belli ediyordu. "Dede," dedi Mert Harun beye itafen. "Söyle dedem?" Harun bey için evlatları bir yana torunları başka bir yanaydı. "Ne kadar harçlık vericen?" Sorduğu soru hem amcalarını hem de babasını güldürmüştü. Ege hiç bayram harçlığı almamıştı, o hiç bir bayrama girmemişti. "Sen Meleğimden ayrı para mı araklıcan ula?" Mert muzipçe kafasını salladı. "Dede, Melekle iddiaya girdik en çok kimin parası olursa o kazanacak. Hadi ya yirmi TL fazla versen olmaz mı?" Harun bey gülerken Ege kucağında olduğu Egemen abisine sorusunu yöneltti.

"Bayramda neden harçlık istiyor Egemen abi?" Egemen bu çocuğun hiçbir bayramı kutlamamasına şaşıramadı. O cehennemde kutlamış olsa şaşırdı. "Bayramlarda büyüklerin elleri öpülür, onlar da ellerini öpen çocuklara bayramda harcamaları için harçlık verirler. Eve gittiğimizde sen de Harun dede ile bayramlaş, sana da harçlık versin." Ege anında başını iki yana sallarken Egemen gülmüştü. Ne kendi ailesi ne de Ordu Egemen'in bu gülüşlerine alışık değildi. "Çok ayıp Egemen abi! Hiç para için bayramlaşılır mı? Annem bir keresinde bayram sevdiklerin ile vakit geçirmek demişti." Hemen ardından Egemen abisinin geniş omuzlarına kafasını yasladı. "Yanımızda sen varsın, ben seninle çok mutluyum Egemen abim."

Egemen her saniyelerinde yanlarında olmayı diledi. Şehit olmak için gittiği Hakkariye bu akşam ilk defa geri dönebilme çabası ile gidecekti. Bu çocuğun, evde onu bekleyen güzel kızın veyahut gördüğu ilk anda vurulduğu o güzel gözlerin hüzünlenmesini istemiyordu. Hüzün hiçbirine yakışmıyordu.

Evde durumlar farklıydı. Ece'nin yoğun ısrarları üzerine Gizemi aramış açılmasını bekliyordu Zümrüt. Görüntülü aramaları açıldığında Ece anında sevinçle bağırmıştı. "Bugün bayram!" Daha önce hiç kutlamadığı o bayramı bugün sevinç ile telefonun yarısından gözüken Tuğrul amcasına bakarak kutluyordu. "İyi bayramlar güzellik, nasılsınız bakalım?" Tuğrulun sorusuna nefessiz cevap veriyordu Ece. "Tuğrul amca, bak bayramlıklarımıza çok güzeliz! Egemen abim bize anne-kız kıyafeti almış! Sen de Derine aldın mı?"

Hem Gizem hem Tuğrul gülmüştü küçük kızın bu denli sevinçli olmasına. "Hayran kaldım Ece, çok güzelsin." Ece sanki telefondan sarılabilecek gibi telefona kollarını doladığında hem salonda hem de Gizemlerin evinde büyük nir kahkaha koptu. "Teşekkür ederim Tuğrul amcacım. Sen beni unutmadın değil mi? Buluşacağız." Sanki her gün birine buluşma sözü veriyor gibi profesyonel bir şekilde söylemişti minik kız. "Buluşacağız tabii, hem ben seni nasıl unuturum? Yoksa sen beni unuttun mu Ece?"

Ece anında başını iki yana saklarken Zümrüt gülümsedi kızına. "Tuğrul abi, her gün başıma geliyor 'Tuğrul amcamı ara anne' diye. Kızımı çok büyük şeylerle itham ediyorsun." Güldü o da, Zümrüt yıllar sonra ilk defa bir bayramda gülmüştü. Babası gittikten sonra ilk defa mutlu bir bayram geçiriyordu. Sanki gene ailesiyleydi. Sanki bu insanlar onun ailesiydi. Tuğrul ve Gizem ile konuşmaya devam ediyorlardı ama Zümrüt gelen mesaja baktığında gülümsedi.

Egemen: Bizim işimiz bitti. Hazırsanız dışarı çıkın, süprizim var.

Zümrüt Gizemler ile olan konuşmayı bitirdiğinde evdekilere haber vererek çıkmıştı...

•İYİ BAYRAMLAAAR 💗

•Nasılsınız bakiim?

•Reyhan hanım?

•Derya?

•Yanımızda sen varsın, ben çok mutluyum Egemen abi...

•Tuğrul Yüzbaşım - Ece?

Egemenim Komutanım ❤️‍🔥

Süpriz ne Egemeniim?

•Oy verip yorum yapmayı unutmayın.

•Bölüm nasıldı?

Continue Reading

You'll Also Like

4.8K 663 61
' Bazen benim bile fark edemediğim anlarda beni düşünüyor. Öyle ki henüz kendimi bile fark edemediği sorunlarımı ben görmeden çözmüş oluyor. Nasıl ol...
3.1K 261 30
"Bu artık bir Aşk hikayesi değil,çok güçlü bir sevdaluk." 🌼 Gelinliğimle karşısında durmuş gözlerine bakıyordum. Yaşadığımız bu şey çok saçmaydı cez...
31.7K 1.2K 18
Birbirini çok sevdiği halde boşanan kadın ve adam.. Arada kalmış üç buçuk yaşında bir kız çocuğu.. ~ Ayrılık acısını hep kadından okuduk. Biraz da ad...
51K 2.7K 15
28 yıl önce karıştırılmış bir binbaşının hikayesi.Ben Asena Doğu namı değer Kızıl Dağların Kızılı ismini duyanların korkudan titrediği kadın Bu ben...