MİHRİMAH/ Yarı Texting [+18]

Por cameliangel

1.6M 58.9K 28.1K

DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir cez... Más

BÖLÜM:1 İLK GÜN
BÖLÜM:2 UTANÇ
BÖLÜM:3 ÇÖZEMİYORUM
BÖLÜM:4 KAÇAMAK BAKIŞLAR
BÖLÜM:5 YENİ BAŞLAYAN HİSLER
BÖLÜM:6 HOCAM MI KOCAM MI?
BÖLÜM: 7 ŞEY
BÖLÜM:8 BEKLENMEDİK ÇAĞRI
BÖLÜM:9 İLK ÖPÜCÜK
BÖLÜM:10 YORUCU
BÖLÜM:11 İŞLER KIZIŞIYOR
BÖLÜM:12 TEK ŞANS
BÖLÜM:13 LAVİNİA
BÖLÜM:14 ROMANTİK MAKARNA
BÖLÜM:15 ÇOCUK MUYUM?
BÖLÜM:16 PARTİ
BÖLÜM:17 ÖZEL DERS
BÖLÜM:18 ÖZEL HAYATA SAYGI!
BÖLÜM:19 GEZİ İŞİ
BÖLÜM:20 ARSLAN'IN GEÇMİŞİ
BÖLÜM:21 BURSA
BÖLÜM:22 İLK GECE
BÖLÜM:23 OYUNCAK BEBEK!
BÖLÜM:24 ÇOK APTAL OLMAK
BÖLÜM:25 ONUR OLAYI
BÖLÜM:27 UĞURSUZ GÜN
BÖLÜM:28 TATSIZ KEK?
BÖLÜM:29 METRES
BÖLÜM:30 AKILLI TAHTA (+18)
BÖLÜM:31 DEFNE VE ARSLAN
BÖLÜM:32 SINAVLAR
BÖLÜM:33 ŞAKA GİBİ
BÖLÜM:34 ANNE?
BÖLÜM:35 AİLE BULUŞMASINI
BÖLÜM:36 MAKYAJ
BÖLÜM:37 KORKU EVİ
BÖLÜM:38 KAZA
BAKAR MISINIZ?
BÖLÜM:39 ASEL
BÖLÜM:40 ARABA(+18)
BÖLÜM:41 KOPYA
BÖLÜM:42 TAVLANDIM
BÖLÜM:43 BELÇİM
BÖLÜM:44 DOĞRU KADIN
BÖLÜM:45 TATİL
BÖLÜM:46 UYUŞTURUCU (+18)
BÖLÜM:47 DENİZ
BÖLÜM:48 SİKTİR
BÖLÜM:49 DÜĞÜN
BÖLÜM:50 İLK GÜN
BÖLÜM:51 OROSPU ÇOCUĞU
BÖLÜM:52 SALAK MISIN CEMİLE?
BÖLÜM:53 ÖZÜR
BÖLÜM:54 ATEŞLİ VE TATLI
BÖLÜM:55 TANIŞMA (+18)

BÖLÜM:26 GÜVENSİZLİK PROBLEMİ

22K 977 247
Por cameliangel

Naber

Sınavlarım bitti o kadar MUTLUYUM Kİİİİİİ

HAYDE İYİ OKUMALARR

Karşımdaki adama şaşkınlıkla bakıyordum. Kendimi savunacak bir cümlem yoktu. Kolumdan tutup beni odasına soktu.

Arslan bana baktı.

"Açıkla Defne." Güzelim nerede? Defne kim be.

"Şey... Bak-" konuşamıyordum.

"Bana haber vermeden Onur'u tehdit etmeye kalkışıyorsun."

"Ne yapsaydım?" Dedim ve devam ettim.

"Senin uyarıların yetmemiş Arslan. Beni tehdit etmeye devam ediyordu. Ben de sorunu kökünden çözdüm."

"Ne çözmesi, bir şey mi çözdün sanıyorsun?"

"Evet!" Dedim sert bir şekilde.

"Ne yapacaksın videoları polise mi vereceksin?" Onu video ile tehdit ettiğimi biliyordu.

"Evet."

"Defne bu çocuğun ailesi ne kadar üzerine titriyor biliyorsun, sen versen polise bu çocuk boş mu duracak!" Sinirliydi boynundaki damar belirginleşmişti.

"Ne yapalım Arslan hadi bir çözüm yolu bul." Dedim kollarımı birbirine sararak.

"Bana söyle Defne. Beni ciddiye almadıysa bir dahakine alırdı. Kendini boktan durumun içine sokuyorsun!" Dedi. Sinirle ona baktım.

"Bir şey olmadı." Dedim sanki canımı ortaya koymuşum gibi davranıyordu.

"Bu kadar aptal olma."

"Ne demek istiyorsun?"

"Defne bu çocuk madde alıyor. Sence birine zarar sikinde olur mu? Ben orada yokken sana zarar verse ne olacaktı?" Dedi.

"O kadar abarttığın kadar almıyor-"

"Alıyor, yüksek dozda alıyor." Alsa Fark ederdim. Değil mi?

"İşin içine girmeseydin zaten bu akşam halledilecekti." Dedi ama Onur halledemediğini söylemişti.

"Ama Onur dedi ki-"

"Bir itin sözüne mi kanıyorsun?"

"Fotoğraflar hala ondaydı." Dedim sinirle.

"O çocukla gizli saklı, karanlık yerlerde buluşmasaydın bu akşam halledecektim." Dedi. O da haklıydı empati kurunca Arslan tehlikeli biri ile savunmasız bir şekilde buluşsa ben de sinirlenirdim. Ama benim suçum yok.

Allah'ım bu kıza akıl ver. Kendi doğruyu söylüyor haklıyım diyor bir de.

"Bana güvenmiyor musun?" Dedi sesi kısık çıkmıştı ağzımı açıp konuşacakken beni susturdu.

"Güvensen kendi kendine işlere kalkışmazsın bana anlatırsın." Dedi.

"Zaten bana bir şey anlattığın yok." Daha çok kendi ile konuşur gibiydi.

Herşeyin bir zamanı vardı.

Gözlerini bana çevirdi. Üzülmüştü, ona güvenmediğimi düşünüyordu. Beni şaşırtan bir şey yaptı. Kapının yanına gitti ve açtı. Beni kovacak sandım ama ceketini aldı ve bana son bir bakış atıp odadan çıktı.

Bir süre ayakta kaldım ne hareket edebildim ne de konuşabildim. Gözlerim hemen dolmuştu. Böyle küçük olaylarda hemen dolardı.

Kendimi toparlayınca ben de Arslan'ın bir ceketini aldım ve çıktım. Onu yalnız bırakmak istemiyordum. içimde biri beni görecek diye ödüm patlıyordu.

Hızla asansöre ilerledim ve Hole indim. Nereye gitmiş olabilirdi?

Otelin bar kısmına, restoranına... Yoktu hiç bir yerde otelden çıkmıştı demek ki. Ben de otelden çıktım ve güvenliğe döndüm.

"Buradan çıkan bir adam vardı kahverengi paltolu ne tarafa gitti." Dedim.

"Şu tarafa gitti ama araba ile bayan." Gösterdiği yere baktım. Hayatta tek başıma çıkmam o karanlık yola. Telefonumu çıkartıp Arslan'a yazdım.

Defne: Nereye gittin?

Defne: Arslan lütfen nerede olduğunu söyle beni de anlaman lazım.

Defne: Sana güveniyorum.

Defne: Gözüm kapalı inanıyorum sana.

Defne: İronik olacak ama uçurumdan atla desen atlarım. Hiç sorgulamam sen diyorsan vardır bir bildiğin.

Fazla İronik.

Mesajlarım iki tikti ama mavi değildi. Mesaj yazarken farkında olmadan o korktuğum karanlık yoldaydım.

Defne: *fotoğraf*

Defne: Bak burada beni yalnız bırakma.

Defne: Kurtlar beni yese ömür boyu vicdan azabı çekersin.

Son mesajı bir an fark etmeden atmıştım. Hızla geri sildim. Belki gelir diye kaldırıma çöktüm.

Gerçekten Onur bana zarar verir miydi? O kadar ileri gider miydi? Aklımdaki düşüncelerden nefes alamadığımı hissettim. Dizlerimi kendime çektim ve başımı dizlerime yasladım.

Hala gelen giden olmaması beni çok tedirgin ediyordu. Karşımdaki karanlık ormana baktım. Kurt yoktur herhalde.

Senin korkun kurt değil.

Evet kurttan çok o ormandan çıkacak cinden korkuyordum. Neyse ki öyle şeyler gerçek değil.

Yolda yankılanan motor sesi ile gerildim. Bu kim? Beni burada gebertse kimsenin ruhu duymaz. Motor önümden geçecek sanıyorken önümde durdu. Tedirgin bir şekilde ayaklandım. Tam arkamı dönüp gidecekken duyduğum ses beni şaşırttı.

"Bin Defne." Arslan? Motor? Motor ve Arslan?

"Arslan?"

"Defne?"

"Efendim."

"Binmeyi düşünür müsün ben gideyim mi?" Kafasındaki kask sayesinde gözlerine bakamıyordum.

"Bineyim." Dedim.

Arkasına bindim kafasındaki kaskı çıkarıp bana uzattı.

"Başka kask yok tak." Emrivaki konuşması gıcık etsede ses etmedim.

"Peki."

Ellerimi beline sarıp karnında birleştirdim. Bir anda motoru çalıştırması ile daha çok ona sarıldım. Motor asfaltta ilerlerken iki yanımızda orman olması ürkütmüştü.

"Nereye gidiyoruz?" Çok hızlı gittiğimiz için bağırarak söylemiştim.

"Kurdun seni yiyemeyeceği bir yere." Mesajımı okumuştu ve şu halde bile hala dalga geçiyordu!

"Sus." Dedim. Gülerek cevap verdi.

"Yalnızda bırakmıyorsun." Dedi.

"Yalnız mı kalmak istiyorsun? İstiyosan gideyim ben." Dedim o sırada motor ahşap bir evin önünde durdu. Motordan indi ve kaskımı çıkarıp bana baktı.

"Gitme sen bir yere." Dedi sinirli olsa da gülümsüyordu. Gülümsediğini fark edince hemen ciddi oldu. Bu haline gülerek motordan indim. Benden önce eve ulaştı. Eve girmeden önce bana baktı.

"Hızlı ol kurt, ayı yer sonra seni." Dedi ve eve girdi.

Arkasından göz devirdim ve eve girdim. Minik iki katlı bir evdi şöminesi olan bir salon vardı. Koltukta oturmuştu hızla yanına gittim.

"Özür dilerim. Seni endişelendirdiğim için." Dedim. Önünde ayakta duruyordum. Gözlerini gözlerime çevirdi. Hiç yumuşamışa benzemiyordu. Derin bir iç çekerek elimden tutup beni kendine çekti. Yan bir şekilde kucağına oturttu.

"Sana kızamıyorum bile." Dedi.

"Kızma zaten." Dedim. Kafamı göğsüne yasladım. Elleri saçlarıma çıktı ve saçlarım ile oynamaya başladı.

"Motorun olduğunu bilmiyordum." Dedim.

"Benim değil Atlas'ın." Atlas'a bir türlü ısınamıyordum.

"Evde onun." Dedi yani bu ev de ona aitti.

"Anladım. Neyse barıştık değil mi?" Dedim. Ona bakıp.

"Sana küsmedim. Beni korkuttun ama." Dedi.

"Biliyorum ama Onur-"

"O olay yüzünden değil." Dedi şaşkınca ona baktım.

"Hangi olay için?"

"Seni o karanlıkta kurt kapsaydı ne yapardım. Korkuttun beni." Demesi ile omzuna sertçe vurdum.

"Hala dalga geçiyorsun." Dedim. Ellerim ile iki yanından ona sarıldım.

"Onur meselesinide unutmadım." Dedi.

"Sen de aşırı... Yani biraz fazla tepki verdin." Dedim.

"Defne o çocuk bir kızı beter hale getirdi." Dediği şey ile kucağında dikleştim ve ona baktım.

"N-nasıl?"

"İğrenç bir şey... Biri ile birlikte olmak istemiş kız istemeyince..." Bu ne iğrenç bir şeydi.

"Neden hala serbest?" Tutuklanması gerekiyordu.

"Bu akşam halledilecek. Yaptığı şeyi hatırlamıyor kız yoğun bakımda annesi benden yardım istedi ben de kamera kayıtları falan derken delilleri buldum. Bu akşam tutuklanacak." Neden bu kadar endişelendiğini daha iyi anlıyordum. Onur bana saldırsa kendimi koruyamazdım. Benden fiziksel olarak daha güçlüydü.

"Orospu çocuğu." Dedim kaşlarını çatarak bana döndü.

"Kusura bakma içimden geldi." Dedim. Gülerek bana baktı.

Gözleri dudaklarıma indi ve beni öpmeye başladı. Ona karşılık vermeye başladım öpüşmemiz oldukça yavaş ilerliyordu. Ellerim saçlarına çıktı. Verdiği haz ile saçlarını çektim.

Bir eli bacağıma indi ve bacağımı diğer tarafa attı. Tam kucağında oturmuş bulunmaktaydım. Bir eli bacağımı okşamaya başladı. Eli kadınlığıma doğru ilerledi.

Dudakları boynuma doğru bir yol aldı. Boynumu öpüyor ve yalıyordu. Beni koltuğun üzerine yatırdı ve üzerime çıktı.

Her şey o kadar mükemmel gidiyorduki... Her an bozulabilirdi. Bu beni çok korkutuyordu.

Bir eli tişörtümün içine girdi. Eli oradayken hiç birşeye odaklanmıyordum. Dudakları hala boynumda iken göğsümü sıkması ile inledim. Kadınlığım yanıyordu. Boynumda ki izlere yenileri eklenmişti. Boynumdan gerdanıma indi öpüşleri.

Ellerimi boynuna sardım ve ona doğru sürtündüm. Bana bakıp dudaklarımı öpüp ayağa kalktı şaşkınca ona baktım.

"Neden başladığın işi bitirmiyorsun?" Fazla açık sözlüyüm sanki.

"Devam edersem durmam, duramam."

"Durmanı isteyen yok zaten." Dedim ben de ayağa kalkarak.

"Yanımda prezervatif yok."

"Anladım." Dedim başımı eğerek. Her şey bitince utanıyordum.

"Ama..." Dedi ve koltuğa oturup ayaklarını açtı. Elimden tutup beni kucağına oturttu. Sırtımı göğsüne yasladım. Üstünde uzanıyordum.

"Ama seni parmaklarım ile becerebilirim." Dedi. Bu dediği utandırmıştı. Sanki az önce ben sevişmemişim gibi utanmıştım.

Elleri eşofmanımın içine girdi. Parmaklarını kadınlığımın girişinde hissetmem bile kalbimin hızlı atıp heyecanlanma yetmişti.

Bir anda parmaklarının içime girmesi acı ile inledim.

"Yavaş olsana hayvan." Dedim güldü.

"Sevişirken sana bir şeyler oluyor." Dediğim şey için daha sonra utanacaktım. Parmakları içimde git gel yaparken artık acı yerine haz doluydum. Altımda hissettiğim şey ile gözlerimi açtım. Erkekliği sertleşmişti.

Orgazm geldiğimde parmakları içimden çıktı. Ve beni kucağına iyice çekti.

"Bu kadar yeter yat." Dedi.

"Nazik ol-"

"Yatar mısın?" Demesi ile başımı salladım bacaklarımı kendime çektim ve başımı göğsüne yasladım.

🔥

"Ben olmasam ne yapacaksınız?" Bazı sesler duyuyordum ama kime ait bilmiyordum.

"Lan kalksanıza."

"Hu hu kime diyorum." Bu kişi kimse habire konuşuyordu.

"Sizin amınıza koyayım."

Sertçe sarsılmam ile kalktım. Gözlerimi açınca Cem'i gördüm. Hava yeni aydınlanıyordu. Arslan'ın kucağındaydım ve Arslan'da benim gibi yeni uyanmıştı. Cem bana baktı.

"Ahlaksızlar bir de kucağına oturmuşsun adamın." Dedi.

"Sanane." Dedim Cem'e

"Kesin işi pişirdiniz-" Arslan'ın onu bacağına vurması ile inleyerek eğildi. Çocuğun bacağı gitmişti yazık.

"Lan teşekkür etmemiz gerek dövüyorsunuz!" Dedi yüzü acı ile buruşmuştu.

"Neden edelim?" Dedim Arslan'ın kucağından kalkmıştım.

"Sizi uyandırmasam sabah demiyecekler mi Arslan da Defne de yok, Allah Allah!" Haklıydı zor durumda kalırdık.

"Hm teşekkür ederim." Dedim Cem bana şaşkınlıkla baktı.

"Te-teş- teşekkür mü ettin? Bana ?" Dedi. Yani özür dilenirse diler, teşekkür edilmesi gerekirse ederdim.

"Evet." Dedim ve onlara bakmadan dışarı çıktım. Cem'in arabasına bindim. İkisi de dışarı çıkınca Arslan'a döndüm.

"Sen tek gel biri görebilir." Dedim güvenlik bir şeyler anlamıştı zaten.

"Tamam." Dedi ve eve geri girdi. İşleri vardı herhalde.

Cem de arabaya bindi ve arabayı çalıştırdı.

"Esra nasıl?" Dedim Cem'e dönüp.

"İyi neden sordun ki?"

"Hani Özgür ile tartıştılar ya."

"Heee valla keyfi yerinde." Dedi.

"Esra taktı Özgür'e." Dedi.

"Nasıl?"

"Taktı bildiğin evde tüm gün 'kendime aşık edeceğim, pişman edeceğim.' diyip duruyor. Arslan'ın haberi yok Arslan öğrense Özgür'ün ağzına sıçar." Dedi.

"Neden?"

"Özgür'ün Esra'ya dedikleri için."

"Özgür hayatta Esra ile olmaz. Onun abisi sanıyor kendisini." Dedim.

"Esra da özgürü gelecekteki kocası sanıyor."

Bu durum artık karmaşıklaşmıştı. Geri kalan yolda sustuk. Araba durunca arabadan indim.

"Teşekkür ederim." Dedim. Kalbini tutarak bana baktı.

"Etme teşekkür artık bu kadar teşekküre kalbim dayanmıyor." Yazık çocuğa hep sert çıkmıştım.

Otele girdim herkesin uyanmasına bir saat kalmıştı. Hızla odaya girdim herkes yatıyordu ben de yatağa uzandım ve gözlerimi kapattım. Hiç değilse bir kaç saat uyuyayım.

Telefonu alıp saate baktım. O sırada tarihi fark etmem ile sertçe yutkundum.

Salak: Defne sakın bir salaklık yapma.

Defne: Ne diyorsun be.

Salak: Bilmezden gelme Defne önceki gibi seni yakalarsam. Benden çekeceğin var.

Salak: tamam mı?

Defne: Tamam.

(Salak=Özgür)

BOLUM SONU

Nbr?

Sizce bu tarih ne tarihi?

Yarından sonra Bursa macerası bitiyorrr

Çok az bölüm sonra Arslanin geçmişinin sır perdeleri aralanacak.

Sonra defnrninki.

Hayde bu

YILDIZA BASIN! (ehe)

Seguir leyendo

También te gustarán

13.3K 576 23
Alya Güçlüsoy'un babası bir mafyaydı. Daha da kötüsü annesini bir çatışmada kaybetmişti ve bu kez çıkan çatışmada birisi başına büyük bela olacaktı...
2.8K 152 5
Kısa süre sonra bu ilgi, büyülenmeye ve ardından Rindou'nun tam olarak adını koyamadığı bir duyguya dönüştü, ama bu onun ruh hali değişimlerini hisse...
2.5M 80.2K 59
İtalyan bir mafya... Başka açıklamaya gerek var mı? Ters köşelere doyamayacağınız. Her an şaşırarak sürükleneceğiniz bir kitap hayal edin.. Sonra oku...
9.2K 598 17
"Bir vampire aşık olmak ne kadar ezikçe düşünebiliyor musunuz? Özellikle hayatınızı mahveden bir vampire..." -Jennie Kim