Beyefendi /yarı texting/

betonn_ द्वारा

1.9M 84.7K 13.7K

Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası... अधिक

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
51. Bölüm
52. Bölüm
53. Bölüm
54. Bölüm
55. Bölüm
56. Bölüm
57. Bölüm
58. Bölüm
60. Bölüm
61. Bölüm
62. Bölüm
63. Bölüm
64. Bölüm
65. Bölüm
66. Bölüm
67. Bölüm
68. Bölüm

59. Bölüm

9.5K 523 107
betonn_ द्वारा


59. BÖLÜM~
.
.
.
.
.
.
.
.

" Babamı biraz daha araştırınca ne kadar pis bir insan olduğunu fark ettim. Yasal olmayan işlerini ailesinden saklıyor olmalıydı çünkü gerçekten çok mutlu ve güzel bir aile tablosu vardı. Mutluluklarını bozmak istemedim ama kardeşimi de merak ediyordum. Benden sekiz yaş küçük, ergen bir çocuktu. Bir süre onu uzaktan izledim. Sonra aklıma onunla abisi olarak değil de sıradan bir yabancı olarak da tanışabileceğim fikri geldi."

Barın'la kendimi benzeştirmiştim burda biraz. O da benim gibi ailesine olan öfkesini kardeşinden çıkarmamıştı. Ya da kardeşini kıskanıp ona önyargılı yaklaşmamıştı. Ne olursa olsun sevmişti kardeşini.

Ama Aylin sevilecek bir insan değildi. Geç de olsa bunun farkına varmıştım. Umarım Barın da kardeşini koşulsuz şartsız sevdiği için pişmanlık yaşamamıştır...

" Bir gün yine onu takip ederken akşam üstü bir grup bunu ara sokakta köşeye sıkıştırdı okul çıkışı. Baktım dövmeye başlıyorlar hemen durumu ele aldım ve kardeşimi o pis sokak serserilerinden kurtardım."

Kral abiymişsin be Barın. Valla helal olsun.

" Tanıştık işte, bana teşekkür falan etti. O gün ilk defa kardeşimle konuştuğum için o kadar mutluydum ki heyecandan biraz saçmalamıştım bile."

İster istemez o anı düşününce gülmeden edememiştim. Gülmemle birlikte Barın da gülmüştü.

" Biraz sohbet ettik işe onunla orda. Ailesiyle kavga etmiş ve öfkeyle eve gelmeyeceğini, o gün arkadaşında kalacağını söylemiş ama arkadaşıyla da kavga etmiş okulda. Gururuna da yedirememiş eve gitmeyi."

Vay ergen senii.

" Ben de bir anda ona gel ben de kal dedim."

Neee?

Hızınız halis mi Barın Bey? Gerçi hızının halis olduğunu beni tavlarken anlamıştım...

" O da aynı senin gibi şokla bana baktı." Kafasını kaldırıp bana baktıktan sonra ufak bir kahkaha atmıştı.

" Sonra da beklemediğim bir şekilde tamam dedi." Bu çocuk organlarına susamış heralde. Barın organ mafyası olsa gitti böbrekler. Umarım bu salaklık genetik değildir. Veletlerim amcalarına çekerse halimiz hal değil valla.

" Onu harabe gibi olan gecekondudan sonra taşındığım bir artı bir apartman daireme getirdim. Ben de kaldı o gün. Birlikte o kadar çok sohbet ettik ki. Aramızdaki sekiz yaş bir anda yok oldu sanki. Ailesiyle neden kavga ettiğini falan anlattı. Bana bir anda bu kadar kanının ısınmış olması çok mutlu etmişti. Babasını çok seviyordu. Babam her ne kadar bana babalık yapmadıysa da kardeşime mükemmel bir babaydı gerçekten."

Onu ilk gördüğümde zaten tanıyorum gibi hissettim...

" O günden sonra yine görüşmeye devam ettik. Aradan aylar geçti falan. Aramızda bir abi kardeş ilişkisi oluşmaya başladı. Bana abi diyordu. Bir derdi sıkıntısı olduğunda hemen gelip bana anlatıyordu. O kadar yakın olduk ki onunla. Hayatım boyunca hiç bu kadar güzel hissetmemiştim."

Hafifçe gülümsedim. Onun da yüzünde buruk bir tebessüm vardı.

" Bi dört yıl da bu şekilde geçti işte. Şirketim ülkede adını duyurmaya başladı. Genç, girişimci iş adamı olarak anılıyordum. Lüks evler spor arabalar. Tahmin edemeyeceğim kadar zengim oldum. Ve tüm bu süreçte kardeşim de yanımdaydı. Manevi anlamda da yanımda durdu ve bana destek oldu."

Manevi anlamda da kardeşinin desteğini hissetmek. Eminim güzel bir şeydir.

"Reşit olmasına az bir zaman kalmıştı. Doğum gününde ona her şeyi açıklamayı düşünüyordum. Ama bir gün beni yemeğe davet etti. Daha önceden de çok kez davet etmişti, beni ailesiyle tanıştırmak istiyordu ama ben hep reddetmiştim bunu. Ne yazık ki bu sefer falza ısrarcıydı ve kabul etmek zorunda kaldım."

Sanırım tüm mesele burada başlıyordu.

" Kardeşimin beni öz abisi olduğumu bilmeden ailesine abim diye tanıştırışını ve babamla karşı karşıya sofrada otururken yediğim yemeğin boğazımdan geçmeyişini unutamıyorum. O kadar gergindim ki o gün. Annesi sosyetik bir tipti ve sıcakkanlı bir insan değildi. Doğrusu kardeşim hariç kimse cana yakın ve sıcakkanlı değildi. Buz gibi soğuk bir yemek sofrasıydı. Babamın birkaç kez bana dik dik baktığını yakalamıştım. Neyse işte sonunda gün bitti ve evime döndüm."

Kardeşine olan merakım o anlattıkça artmaya devam ediyordu. " Aradan birkaç gün geçti ve babam şirketime geldi."

Bismillahirrahmanirrahim.

" Oğlu olduğumu öğrenmiş." Kalbim hızlı hızlı atmaya başlamıştı. Kendimi anlattıklarına öyle bir kaptırmıştım ki sanki o anı yaşıyordum.

" Hesap sormaya gelmiş Pare. Nasıl oğluyla bu kadar yakın olduğumun hesabını sormaya gelmiş." Hayal kırıklığıyla konuşmasıyla birlikte ben de üzgünce dudaklarımı birbirine bastırmıştım. 

" Uzak duracaksın dedi bana. Oğlumdan uzak durmazsan seni bitiritim dedi. Tehdit falan etti. Ama ben boyun eğmedim ona ve karşı çıktım."

Geliyor mu gelmekte olan?

" Beklemediğim bir anda tokat attı."

Biliyordum.

" Öfkeyle şirketten ayrıldığında öylece kalakalmıştım. Neyse işe ben hiçbir şey olmamış gibi devam ettim hayatıma ama babamın tehditleri susmadı. Daha fazla bu duruma sabredemedim ve onu yer altındaki o çok sevdiği koltuğundan etmeye karar verdim. Ailesinden sonra değer verdiği tek şey buydu. Mafyaya da bu şekilde girdim işte."

Vay anasını be.

" Birkaç ay içerisinde de koltuğundan ettim onu." Hafifçe sırıtmadan edememiştim. Kocam benim be!

" Çok öfkelendi. Ama bu sefer de ben onu rehdit etmeye başladım. Yer altında belli bir konumda geldiğim için yapığı illegal işlerin kanıtlarını ele geçirebilmiştim. Bir anda yerlerimizin değişmesiyle iyice köpürdü tabi. Ama ben durmadım. Ona karşı o kadar çok öfkeliydim ki içim soğumadı. Şirketini iflasın eşiğine getirdim."

Yuh ama! Sen de neymişsin be Barın'ım?

" Sanırım kendim biraz kaşındım. Bir gün gözümü açtığımda soğuk bir depodaydım çünkü."

Hay ebenin olmayan sol daşşağı ama!

" Nasıl ya?" İsyanımla birlikte hafifçe gülmüştü.

" Gözümü açtığımda ben de aynı buna benzer bir tepki vermiştim güzelim. Başta bir bok anlamadım tabi. Sonra kapı açılıp içeri babam girdiğinde, hassiktir dedim. Bir görsen nasıl küçümseyici, nasıl aşağılayıcı bakışlar atıyor."

Vay bizans kahpesi!

" Günlerce o depoda kendi öz babam tarafından işkenceye uğradım."

Tenim bir anda buz keserken sertçe yutkunmuştum. Bunu beklemiyordum işte. Bu çok fazlaydı.

" Barın sen..." Devamını getiremeden gözümden yaşlar boşalmaya başlarken Barın da ağladığımı fark edip baş parmaklarıyla göz yaşlarımı silmişti.

" Ağlama bebeğim. Hepsi geçen giden şeyler." Kalbinden asla geçip gidemeyecek olan o şeyler.

" Ben o adamın." Sinirle cümlemin devamını getirmemek için zor tutmuştum kendimi.

" Neyse sen devamını anlat." Konuyu dağıtmak istemiyordum. Barın da kafasını sallayıp geri göğüslerime yatmıştı.

" Kardeşimin doğum günüydü. Sonunda bir çözüm bulmuştum, kacacaktım ordan. Sandalyedeki ipleri çözmüştüm ama sanki hala daha bağlıymışım gibi durdum orda ve bekledim. Gece vakti ortalık durulduğunda kapıda sadece iki adam dururdu. Saatin geçmesini beklerken birden içeriye babam girdi."

Gözlerimi sıkıca yumup açtım. "Cebinden çıkardıği silahı bana doğrulttu."

OROSPUÇOCUĞU!

" Öldürmeye kararlı olduğunu gözlerinden anlamıştım. Kardeşimin doğum gününde ölmek istemedim. Her doğum gününde, kutlamak yerine abisinin yasını tutsun istemedim Pare."

Sesi titrediğinde saçlarının arasına bir öpücük kondurdum tekrardan.

" İsteserse beni öldürsün. Sesimi çıkarmaz kaderime teslim olurdum ama kardeşimin doğum gününde olmazdı."
Acısını o kadar derinden hissetmiştim ki yutkunmakta zorlandım.

" O bana doğrulttuğu silahla öfkesini kusarken ayağa kalktım ve silahı tutup üzerine atıldım. Yere düştüğümüzde silahın patlama sesi yankılandı depoda."
Gözleri dolu dolu olmuştu.

" Tamam babamdan nefret ediyordum, ama hiç bir zaman onu öldürmek istemedim ben. Kardeşimden babasını alamazdım. Yapmazdım. Yemin ederim yapmazdım Pare. Bilerek yapmadım. Bilerek öldürmedim. Yemin ederim -

Hızlıca araya girdim. " Barın yapma. Ben inanıyorum sana sen bilerek yapmadın. Kim ne derse desin, ne düşünürse düşünsün. Bir önemi yok, tamam mı? Sen bilerek yapmadın. Ben buna inanıyorum. Ayrıca burda kötü de canavar da olan tek bir kişi var. O da baban."

İki elimle başını göğüslerimden kaldırıp boynuna sımsıkı sarıldığımda o da başını omzuma yaslamıştım. Göz yaşlarını tenimde hissettiğimde tutamadım kendimi.

" Seni çok seviyorum. O kadar şey yaşamana rağmen pes etmeyişin, bir şekilde karşılaşıp birbirimizi bulduğumuzda geçmişini hiç bir şekilde bana yansıtmayışın, aksine sürekli benim yaralarıma merhem oluşun."

Durdum ve soluklandım. " Sen benim hayatım boyunca gördüğüm en güçlü insansın Barın. Çocuklarımız senin gibi bir babaları olduğu için çok şanslılar."

Ensesine dudaklarımı bastırdığımda ona o kadar sıkı sarılıyordum ki boğulup ölmemesi de bir şeydi.

Başını kaldırıp bana baktığında göz yaşlarını görmemle beraber kalbim teklemişti. Mafyalar da ağlıyormuş arkadaşlar. Ama bir tek karısının yanında.

" Seni çok seviyorum güzelim." Alnıma bir öpücük kondurduktan sonra göz yaşlarını silmiş ve rahatlamış bir şekilde gülümsemişti.

" Biraz da sen kucağımda yat bebeğim."
Ben kıkırdarken nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde yerlerimizi değiştirmişti. Bu sefer benim başım onun göğüsüne yaslıydı.

" Devam edeyim mi?" Tereddütle sorduğu soru karşısında hafifçe kaşlarımı çattım. " Elbette! Seni dinliyorum."

Barın derin bir nefes alıp verdiğinde bunun devamında daha ne olabilir ki? Diyordum.

" Silah patladıktan sonra şoktan dolayı ilk bir kaç saniye öylece kalakaldım. Sonra birinin bana seslenmesiyle kendime geldim."

Hayır, kardeşi mi?

" Hayret ve şokla bize bakan kardeşimi görmeyi beklemiyordum tabi." O histerik bir şekilde gülerken gözlerimi yumdum. Gerçekten mi ya!

" Panikle ve olayın şokunu atlatıp ayağa kalktığımda babam yerde cansız bir şekilde yatıyordu. Elimde de silah vardı. Kardeşim bi bana, bi elimdeki silaha bir de yerde yatan babamıza bakıyordu."

Kesinlikle fazlasıyla yanlış anlaşılacak bir görüntüydü.

" Sonra birden bağırmaya başladı işte. Sen babamı mı öldürdün, diye. Ağzımı açık tek elime edemedim. Üzerime yürüyüp omuzlarımdan itelediğinde geriye doğru sendelemiştim. Öyle içli içli ağlıyordu ki kendimden nefret ettim o an."

Kardeşine de kızamıyordum ki. Şahsen ben de bir anda böyle bir görüntüyle karşılaşsam duygularıma hakim olamazdım. O an için aklımı kaybederdim. Üstelik hiçbir şeyden haberi dahi yoktu.

Barın'ın yerine kendimi koyamıyordum bile. O kadar boktan bir durumdu ki. Düşüncesi bile fazlasıyla kötü hissettiriyordu.

" Ben sanin öz abinim diyebildim. O an için tam olarak nerden anlatmaya başlasam bilemedim Pare. Belki de hata ettim, bilmiyorum." Sıkıntılı bir nefes alıp verdi.

" Ona babasının ilk evliliğinden olan, terk ettiği çocuğu olduğumu söyledim. Kardeş olduğumuzu, onun abisi olduğumu söyledim. Başta idrak edemedi olanları. Haklı olarak. Sonra sessizlik oldu bir süre ve bana tek bir şey sordu."

Durduğunda başımı hafifçe yukarı doğru kaldırdım ve yüzüne baktım. Gözleri karşıdaki duvara donukça bakıyordu.

" Babamızı sen mi öldürdün abi? Dedi."

Bakışları aşağıya doğru kaydı ve benim yüzüme baktı. Ağlamıyordu ama gözleri kızarmıştı. Bakışlarındaki o acı kalbimi o kadar çok acıtmıştı ki.

" Evet dedim. Ne diyebilirdim ki? Yalan söylesem sonradan benim yaptığım ortaya çıkmayacak mıydı?"

Haklıydı.

" Olan biteni açıklayacakken, ona tüm yaşananları açıklayacakken bağırmaya başladı. Klasik sözler işte. Nasıl yaparsın? Falan filan. Dinlemedi beni. Anlatmama izin vermedi. Ağlayarak ona beni dinlemesi için yalvaracak kadar çaresizdim."

Off.

" Sonra aramızda oluşan uzun ve sessiz bakışmadan sonra kayıtlarda babamı öldürenin ben olduğum yazmasın diye  cesede intihar süsü verdi. Silahtan parmak izimi falan sildi. O tüm bunları yaparken çaresiz bir şekilde onu izliyordum. İşi bitince bana döndü." Nefeslandi.

" Bir daha karşısına çıkmamamı. Bana son bir kardeşlik yapıp babamızı öldürenin ben olduğumu kimseye söylemeyeceğini. Herkesin intihar etti diye bileceğini ve benim de buna karşılık siktir olup gideceğimi söyledi."

Canının nasıl yandığını öyle derinden hissediyordum ki. İki kardeş babaları yüzünden ne acılar çekmişti.

Ortada büyük bir yanlış anlaşılma vardı. Suçsuz olan Barın ve kardeşiyken en büyük cezayı da ikisi çekmişti.

Abisini dinlemediği için biraz kızmıştım ama empati kurmaya çalışınca da ona o kadar da çok kızamıyordum işte.

" Kardeşimin adı Çağrı. O gün seni kurtaran kişi kardeşimdi."

Gözlerim şokla açılmıştı. Barın geçmişinden konuyu açtığında başta sorduğum soruyu bile unutmuştum.

" Nasıl?" Dedim şaşkınca. Buruk bir tebessümel başını salladı.

" Keskin yüz hatları benimkilerle çok benziyordu aslında. Hiç dikkatini çekmedi mi?" Aklıma o gün geldiğinde aydınlanmış gibi Barın'a döndüm.

" Evet. O gün onu ilk gördüğümde karanlıkta sen sanmıştım bi anlığına. Maaşallah boyu da aynı senin gibi dalyandı."

Kısa bir sessizlik olmuştu.

" Barın. Çağrı ile bir kez daha konuşmayı denedin mi hiç?" Yüzü düşmüştü. "Onunla konuşacak yüzü kendimde bulamadım." Hafifçe çattım kaşlarımı.

" Saçmalama Barın. Sen bile isteye yanlış bir şey yapmadın, yapmadınız. Ne sen ne de kardeşin. Bu ayrı kalışınızı haketmediniz. Onun da babasının ne bok bir insan olduğunu bilmesi lazım. Sen onunla konuşmadıkça o babasını iyi biri sanıp her yıl yasını tutacak. Ayrıca bana kalırsa o gün o kadar berbat bir ruh halindeydi ki ne diyeceğini bile bilmiyordu. Kendini onun yerine koysana Barın. O an aklı başında değildi. Nasıl olsun ki?"

Soluklandım ve devam ettim.

" Bak üç yıl büyük bir kayıp ama hiçbir şey için geç değil. O gün senin için dellilleri bile ortadan kaldırmış. Sence de bu bir umut değil mi? Senden nefret etse bunu yapmaz. O sadece çok öfkeliydi ve bir bok bildiği yoktu."

Kafası karışmış bir şekilde bana baktığında derin bir nefes aldım. Sanırım bugünlük bu kadar geçmiş yeterdi. İyi değildi. Ben ne dersem diyim beni anlayamazdı cünkü aklı çok başka yerdeydi.

" Biraz uykuya ihtiyacın var sevgilim. İyi görünmüyorsun." Derin bir nefes aldı ve başını salladı. " Haklısın güzelim."

Yatma pozisyonuna geçtiğimizde arkamdan karnıma sarıldı ve başını da boynuma gömdü.

" Teşekkür ederim bebeğim." Gülümsedim. " Teşekkür edecek bir şey yok Barın'ım. Sen anlat, ben dinlerim. Aynı senin beni her zaman dinlediğin gibi."

Gülümsediğini hissediyordum...

○°○°○°○°○°○°○○°°○°○°○°○°○○°○°○°○°

Pare ile arabuluculuğa doğru OWHSKAHS

Barın'ım benim yaa. Valla çok üzülüyorum kerataya. Neyse ki Pare ile birbirlerine sahipler. 🥲

Çağrı'nın Barın'ın kardeşi olduğunu önceden tahmin edenler 👉🏻

Haftaya değil ondan sonraki hafta pazartesi, çarşamba ve cuma günleri bölüm yayınlamaya başlayacağım. Yani haftada üç bölüm gelecek.

Şimdilik görüşmek üzeree. Haftaya perşembe yeni bölümde buluşalımm.

Sizleri seviyorumm ❤️



























पढ़ना जारी रखें

आपको ये भी पसंदे आएँगी

22.2M 901K 116
İşte oradaydı... Muhtaç olduğum kadın korkuyla bana bakıyordu. Ona biraz daha dokunmazsam sanki ölecektim. Bu hastalıklı duygular beni resmen ele geç...
775K 15.3K 21
༺༻ Bütün hakları saklıdır "Ben geldim" Gülümseyerek ve son harfi uzatarak kurduğum cümle ile o da gülümsedi. Sandalyesini biraz masadan geri çekti...
KATONA | YARI TEXTING mavi ☆ द्वारा

सामान्य साहित्य

2M 86.9K 39
05*: Abinin ziyaretine çok güzel giyinip gelmişsin. 05*: Benim ziyaretime de bu şekilde gelsene. | Kitabımın kurgusu tamamen bana aittir. Herhangi bi...
1.3M 55.7K 46
~TAMAMLANDI~ 0545* Sizi "MAFYA" adlı gruba ekledi #Romantizm kategorisinde 1.Sıra✨ #3Ay kategorisinde 1.Sıra✨ #Siyah kategorisinde 1.Sıra✨ #Esir kate...