52. BÖLÜM~
.
.
.
.
.
.
.
" Şaka mı yapıyorsun Barın?"
Gözlerim irice açılmış bir şekilde geldiğimiz yere bakarken Barın gülümseyerek elimi tutmuş ve saçlarımın arasına bir öpücük kondurmuştu.
Birkaç saat önce bir yere gideceğiz diyerek gecenin bir yarısı beni arabaya bindirmiş ve yol boyu nereye gidiyoruz söylemlerime sadece süpriz diyerek beni çileden çıkartmıştı.
En son sinirle camı açmış ve başımı dışarı çıkartarak, derin derin nefesler alıyordum. Yoksa, süpriz demekten başka bir şey demeyen çocuklarımın babasının gırtlağına yapışacak ve erken yaşta iki bebemle dul kalacaktım.
Sakin olun öyle bir şey yapmadım. Çocuklarımın babası hala daha sağ.
Gelelim asıl mevzuya.
BARIN BENİ LUNAPARKA GETİRMİŞ!
Başta ben de inanamadım ama evet. Bildiğimiz lunaparka gelmiştik.
Ağlayacağım sanırım.
" Yaa salak. Lunaparka mı getirdin beni gerçekten?"
Sevdiğim insanları hakaret ederek seviyor olabilirim.
" Hımm. Öyle yaptım. Hem de panayırı olan lunaparka getirdim seni."
Başım hızlı bir şekilde Barın'a döndüğünde kendimi tutamayarak boynuna atlamıştım.
Vallahi yerim ben bu adamı!
Veletlerimin babası değil mi? Yerim ne var?
Ayrılmadan önce yanaklarına öpücük kondurmuştum.
O bu halime gülerken elini çekiştirerek önden yürümeye başladım.
" Ay hadi çabuk gidelim!"
Lunaparkın bir yere kaçtığı yok tabi, ama olsun.
O gülmeye devam ederken hızıma ayak uydurmuş ve birlikte gişelerin oraya gelmiştik.
" Sen şuraya oturup beni bekle güzelim. Gelicem hemen."
İşaret ettiği banka oturup onu beklerken etraftaki eğlenen insanlarda göz gezdiriyordum. Saat geç olduğundan genel olarak gençler yoğunluktaydı. Tek tük çocuklu aileleri görmüştüm.
Sahi en son ne zaman lunaparka gelmiştim ki?
" Geldim."
Kaşlarımı hafifçe çattım ve ayağa kalktım. Kollarımı göğüsümde birleştirdiğimde Barın anlamaya çalışırcasına bana bakıyordu.
" Sen bana kör mü demeye çalışıyorsun Barın?"
Gözleri irice açıldığında hızlıca kafasını iki yana sallamıştı.
" Nereden çıkardın güzelim bunu? Ben hiç öyle bir şey der miyim?"
Omuzlarımı silktim.
" Geldim diyorsun. Ben geldiğini görmüyor muyum? Neyi ima etmeye çalışıyorsun Barın?"
Şaşkınca bana baktığında elindeki jetonları cebine sıkıştırmıştı.
" Sevgilim ben onu ağız alışkanlığı dedim-
" Barın pamuk şeker! Lütfen pamuk şeker alalım! Her renkten alalım ama!"
Gözüm bir anda Barın'ın arkasındaki pamuk şeker arabasına deyince tüm ilgim oraya kaymıştı.
Az önce ne diyordum ki ben zaten?
Barın devreleri yanmış gibi bana baktığında kolundan tutarak bir çocuk gibi onu peşimden sürüklemeye başlamıştım.
" Dur güzelim. Geliyorum peşinden çekiştirmene gerek yok."
Durup ona baktığımda gülümsedim ve elinden tutarak ilerlemeye devam ettim.
Pamuk şeker yiyeceğim birazdan, hiçbir şey keyfimi bozamaz!
Pamuk şeker arabasının yanına geldiğimizde, sarı, pembe, mavi ve yeşil olmak üzere dört tane pamuk şeker almıştık.
Barın adama parasını verdikten sonra kolunu omzuma atmış ve birlikte yavaş adımlarla panayır alanına dogru yürümeye başlamıştık.
İlk üç pamuk şekeri hızlı bir şekilde miğdeme indirdiğimde sona kalan paketi açtığımda aklıma yeni gelmiş bir şekilde Barın'a dönmüştüm.
" Sen de ister misin?"
Sorumla birlikte hafifçe gülmüş ve başını iki yana sallamıştı.
" Sen ye güzelim."
Omuzlarımı silktim. İstese de vermeyecektim hoş. Kibarlıktan sormuştum sadece.
Ne?
Pamuk şeker bu, boru mu? Hem bunun ağzına versem tek lokmada yutardı hayvan herif.
Son pamuk şekerimi de yedikten sonra elimde biriken çubuklarını bir çöpe attım.
" Hadi oyunlardan birini oynayalım!"
Hevesle konuşup önüme dönmemle birlikte Barın kolumdan nazikçe tutmuş ve yanımızdaki duvarın arkasına çekmişti beni.
Kaşlarımı hafifçe çattığımda beni duvarla arasına almış ve üzerime eğilmişti.
" Ondan önce."
Eliyle nazik bir şekilde çenemi tutup dudaklarını dudaklarıma yaslamasıyla hafifçe gülümsemiş ve gözlerimi kapatmıştım.
Dudaklarımı ağzının içine alıp tadını almak ister gibi emip geri çekildiğinde dudaklarının üzerinde gezdirmişti dilini hafifçe.
" Pamuk şeker güzelmiş."
Çapkınca sırıttığında gülmeden edememiştim.
" Yalnız burada aile var Beyefendi."
Elimi karnıma götürmemle o da elini elimin üzerine koymuş ve gülümsemişti.
" Ailemiz güzelim. Söylemesi bile içimi bir garip yapıyor anasını satayım."
Saçlarını karıştırdığında yüzüme ayrı bir tatlı gelmişti.
Yanağına uzun bir öpücük kondurup geri çekildim ve yeniden eline uzanıp sıkıca tuttum.
" Başta bana bir aile olma fikri biraz korkunç gelmiş olabilir ama şu anda çok mutluyum. Bir aile olmak, seninle bir aileye sahip olmak çok güzel sevgilim."
Genişçe gülümsemişti.
" Bebeklerimiz çok şanslı çünkü mükemmel bir anneye sahipler."
Fazlazıyla içten olan gülüşümü ona sunduğumda neredeyse ağlayacak kıvama gelmiştim.
Alnıma bir öpücük kondurduktan sonra duvarın arkasından çıkmıştık.
" Bugün ağlamak yok güzelim. Bugün seni dünyanın en mutlu kadını yapacağım."
Gülümsemekten yanaklarım ağrıyacak yeminle.
Birlikte yeniden kalabalığa karışıp panayır alanında ilerlediğimiz sırada gözüm dart oynanan alana kaydığında parmağımla orayı işaret etmiştim hemen.
" Barın bunu oynayalım!"
" Oynayalım birtanem." Dedikten sonra birlikte sıraya girmiştik.
Önümüzde iki tane genç çocuk vardı.
" Gedizaşkım al sana kalpli ayıcık."
Çocuk kazandığı hediyeyi yanındaki arkadaşına muzip hir tavırla uzattığında çocuk göz devirmişti.
" Lan Salih, siktirtme belanı oğlum."
Adının Salih olduğunu öğrendiğim çocuk ayıcığı arkadaşının eline tutuşturmuş ve sırtını patpatlamıştı.
" Yengeme verirsin canım arkadaşım. Hem o böyle ufak tefek tatlı hediyelerden hoşlanıyor."
Salih çocuğu omuzlarından iteleyerek yanımızdan ayrıldığında hafifçe gülmüştüm.
Alem çocuktu.
Ay oğullarım olursa bunlara benzesin. Sevdim bu çocukları. Evde az şamata gırgır olur, fena mı?
" İlk sen başla güzelim."
Barın'ın uzattığı dart oklarıyla düşüncelerimden ayrılmıştım.
" Az kenara çekil ve bu işin ustasını iyi izle sevgilim."
Havalı bir şekilde göz kırptığımda gülerek sırtını direğe yaslamış ve beni izlemeye koyulmuştu.
Odaklanarak ilerideki hedeflere baktığımda tek gözümü kısmış ve elimdeki oku hedefe doğru fırlatmıştım.
Ben on numaraya batar diye beklerken okum karavana gitmişti!
Hiç bozuntuya vermedim.
" Nazar boncuğuydu bu."
Barın bu dediğime gülerken elimdeki diğer üç oktan birini aldım ve yeniden nişan alıp fırlattım.
Bu sefer attığım bir numaraya denk gelirken hafifçe öksürdüm.
Karizma yavaş yavaş çiziliyor...
" Gülersen bu oklarla deşerim seni Barın."
Elimdeki oku Barın'a sallayarak tehdit etmemle gülecek gibi olmuş ve hemen dudaklarını birbirine bastırmıştı.
Geri önüme dönüp hedefe kilitlendiğimde bir oku daha fırlatmıştım.
Bu sefer de beş numaraya gitmesiyle oturup zırlayacaktım.
" Hile var, ben kabul etmiyorum."
Dudaklarımı büzdüğüm sırada arka taraftan gelen gülüşme sesleriyle hışımla kafamı o yöne çevirmiştim.
Dörtlü bir erkek grubu bakışlarımla birlikte hemen ağızlarına hayali bir fermuar çekmişlerdi.
" Yaparsın sen yenge."
" Büyüksün yenge."
" Sen bu oyunu bozarsın yengem."
İçlerinden üçünün konuşmasıyla birlikte gülümsedim hafifçe ve Barın'a döndüm.
" Bak çocuklar ne güzel motive ediyorlar beni. Ya sen? Anca izle sen. Koltukta yatıyorsun bu gece Barın. Gece ben uyuduktan sonra yanıma gelip yatmaya kalkarsan yastıkla boğarım seni. Duydun mu beni?"
Gençeler, tabiri caizesi anırmaya başladıklarında Barın onlara sert bir bakış atmış ve bana geri dönmüştü hızlıca.
" Duydum güzelim. Ama sen bir daha düşün bence. Hem babaları olmadan uyuyamaz bebeklerimiz."
Ters ters baktım.
" Başlatma bebeklerimize. Allah Allah. Gelmiş burda veletlerimi kullanmaya çalışıyor. Hayırsız baba."
Barın hızlıca kafasını iki yana salladığında gençler anırmaya devam ediyordu.
" Yok öyle bir şey güzelim. Ben hiç bebeklerimizi kul-
" Uzatma hain baba. Odaklanamıyorum senin yüzunden." Arkamı dönüp anıran gençelere de çatık kaşlarımla baktım.
" Gülmeyin lan siz de. Hele bir ona denk gelmesin şu ok. Yeminle hepinizi üst üste dizer hedef tastası yaparım. Sonra dolanırsınız ortada kaktüs gibi."
Anında suspus olurlarken önüme döndüm ve tek gözümü kapatıp son okumu da hedefe doğru fırlattım.
Ve bingo!
Bu sefer ki ona denk geldi!
Heyecanla Barın'ın boynuna atladığımda arkadaki gençlerin rahat bir nefes aldığını duymuştum.
Barın'dan ayrıldığımda hevesle görevli adama döndüğümde elime göt kadar bir civciv peluş vermişti.
Kaşlarım havalanırken avuç içim kadar olan civcivle bakışıyordum.
" Şaka mı yapıyorsun abi, bu ne?"
Adam darttan çıkarttığı okları yeniden masaya koyduğunda omuzlarını silkmişti.
" Aldığın puan bir tek ona yetiyor ablacım."
Kaşlarımı çatıp tam söveceğim sırada Barın bir deste jetonu cebinden çıkarıp şak diye masaya koymuştu.
" Bilader bana on jetonluk ok ver oradan."
Görevli adam bir avuc dolusu oku Barın'ın önüne dizdiğinde Barın siyah boğazlı kazağının kollarını hafifçe kıvırmıştı.
Seksi man seni.
Bana dönüp şakağıma bir öpücük kondurduktan sonra dartlardan birini eline almıştı. Bu sırada da görevli adama yandan bir bakış atmıştı.
"Koçum sen dükkanı boşaltmaya başla şimdiden."
Gençler ve ben pür dikkat Barın'a odaklanmıştık.
Fırlattığı ok on numaraya batarken o hemen ardından bir ok daha almış ve fırlatmıştı.
Ve o ok da on numaraya batmıştı!
Ağzım açık bir şekilde attığı her okun on puan almasını izlerken gençler ve görevli de benden farksız değildi.
" Oha amk."
" Adam karizma."
" Lan o değil de adamcağız iflas etti beş dakika içerisinde."
Kendi aralarında fısıldaşan gençlere kulak misafiri olduğum sırada Barın'ın elindeki tüm oklar bitmişti.
Görevli inme inmiş gibi dart tahtasına bakarken dudaklarımı birbirine bastırdım.
Barın kazağının kollarını geri düzeltirken bana havalı bir şekilde göz kırpmıştı.
" Bence bu gece koltukta yatmama gerek kalmadı. Ne dersin güzelim?"
Ben ona cevap veremezken o kucağıma peluşları doldurmaya başlamıştı bile.
Bir kaç saniye sonra kucağım peluş dolarken hala daha şaşkınkığımı üzerimden atamıyordum.
" Oha Barın." Diyebildiğimde o da sırıtmıştı.
" Daha dönme dolaba bineceğiz güzelim. Şaşırma kotanı şimdiden doldurma derim."
Kucağımdaki peluş oyuncakları daha da bir sarıldığımda çok mutlu hissediyordum kendimi.
Yıllar önce, ben zaten peluş oyuncak sevmiyorum, diyen kız çocuğu el çırparak zıplıyordu sanki yerinde.
Gözlerimin dolmasını engelleyememiştim.
" Bugün ağlamak yok dememiş miydim ama ben?"
Eliyle yüzümü kavrayıp göz yaşlarımı sildiğinde görevli adama dönmüştü.
" Görüşürüz kardeşim."
Görevli adamın " Mümkünse görüşmeyelim abi." Demesine gençlerle aynı anda gülmüştük. Tabi onlar cozutup, gülerken birbirlerine vurmaya başlamışlardı.
Barın elini belime koyup ilerlemeye başladığında ben de kucağımdaki peluş oyuncaklarımla onu takip ediyordum.
" Dönme dolaba mı bineceğiz şimdi?"
Sorduğum soruyla birlikte kafasını sallamış ve beni onaylamıştı.
Dönme dolabın girişinde jetonlarımızı verip kabinlerden birine bindiğimizde kucağımdaki peluş oyuncakları yanımdaki koltuğa bırakmıştım.
Barın da hemen karşıma oturmuştu.
Dönme dolap hareket etmeye başladığında yüzümdeki gülümsemeyle karanlık gökyüzüne çevirmiştim bakışlarımı.
" Çok güzel." Diye mırıldandım hafifçe.
" Benim manzaram kadar değil."
Kafamı çevirip Barın'a baktığımda bana baktığını görmemle kıkırdamıştım hafifçe.
Bu adam benim aksime romantik olmayı iyi biliyordu gerçekten.
" Güzelim. Pare'm."
Dönme dolap en tepedeyken durduğunda soran bakışlarımla Barın'a dönmüştüm.
" Sana çok aşığım biliyorsun değil mi?"
Kafamı salladım. Bilmsem sevgili olmazdık salak.
Sadece biraz susmayı dene.
Göz deviren emoji, işi gücü bırak gel buraya kardeşim.
" Ben ne kadar süslü cümleler kursam da yine de sana karşı hissettiklerimin bir tarifi yok."
Başladı yine yürüyen romantizm.
Lan kalleş sussana! Sevgilim konuşuyor şurda!
" Sevgilim oldun, ailem oldun. En başta benim her şeyim sen oldun. Şimdi de karım olur musun?"
Yere diz çöküp pantolonunun cebinden çıkardığı yüzük kutusunu açıp bana doğru uzattığında nefesimi tutmuştum.
" Henüz doğmamış çocuklarımızın huzurunda benimle evlenir misin güzelim?"
Bayılmazsam evet...
Ben kal gelmiş gibi ona bakmayı sürdürürken o da beklentiyle yüzüme bakıyordu.
Konuşmayı unuttum, konuşamıyorum.
İlk defa evlenme teklifi alıyorum ya ondandır.
Lan gerizekalı, kaç kere evlenme teklifi alacaktın??
Sen sus, konuşma ordan.
" Güzelim?"
LAN CEVAP VERMEYİ UNUTTUM!
"Evet! Seninle evlenirim, evet! Veletlerimin babası! Gerizekalı seninle evlenmeyip napıcam?! Ay evleniyorum! Kocam!"
Gözleri ışıldayan sevgilim yüzüğü parmağıma taktıktan sonra ayağa kalkmış ve bana sımsıkı sarılmıştı.
Bu sırada patlayan havaifişekler hafifçe kıkırdamama neden olmuştu.
Evleniyorum lan!
__________
@BarınKarabulut: Bundan sonra karıcım 🖤
[57920 beğenme 27901 yorum]
@Pareydii: Bundan sonra kocacım 🤍
➡️ @BarınKarabulut: Bebeklerim ❤️
@472: Destur paşalar! Lan ne ara evleniyonuz lan? Nasıl? Ne zaman?
@688: Ney? 😳
@367: Şaka mı yapıyorsunuz???
@699: İnme indi bana, seneye görüşürüz artık.
@864: Ama artık yuh amk! Ayrılırlar diyordum evleniyorlar. Şaka gibi.
➡️ @Yavşayanısikerimtapusubende: Yakında da boşanırlar dersin sen şimdi. Ama çok beklersin 😒
@408: Oha. Ne ara?
@689: Çıldırıcam! Adam birkaç ay içerisinde hayatının aşkını buldu, evleniyorlar. Ben sevgilimle on ikinci yılıma giricem adam da tık yok.
@907: Bir tek ben fark etmiş olamam...
➡️ @467: Neyi amk??
➡️ @907: Barın " bebeklerim" demiş. Çoğul eki???
➡️ @467: Hassiktiiirrr. Lan bi de hamile mi?
➡️ @268: Lan şu an fark ediyorummm. Hayatı ×2 ile yaşıyor olma ihtimalleri?
➡️ @189: Sadece ikisi de hayatlarının aşklarını bulmuşlar. Evlenmek ve çocuk yapmak için neden yıllarca beklesinler ki? Birbirlerine güveniyorlar ve kendilerinden eminler. Bence bu çok güzel bir şey. Adam durdu durdu evleneceği ve aile kurabileceği bir kadınla evleniyor şu anda. Biz de işte 4. sevgilimizle yemeğe çıkıyoruz.
➡️ @579: Adın haklı falan mı?
➡️ @958: Çok doğru söylüyorsun amk. Evleneceğin insanla sevgili olacaksın. Gerisi zaman kaybı sadece...
➡️ @367: Yine de çocuk için bence biraz erkendi.
➡️ @189: Evet doğru söylüyorsun. Çocuk için biraz erken olabilir. Yine de kendi kararları bize laf düşmez.
@Pareydii: Kullanıcı adının değişme zamanı gelmiş 🫠
[38891 beğenme 20738 yorum]
@BarınKarabulut: :)
➡️ @Pareydii: O gülücük...
@589: Barın'ın postunun altına hamile mi diyenleri görünce uçtum geldim.
@268: Evlenmeden çocuk yaptı diyorlar bunlar için.
@410: Off. Var bi hayalimizzz.
@368: Ayayaya cok mutlu oldummm.
@612: Hep mutlu olun inşallah 💕
@855: Ne yaptı ne etti adamla evleniyor amk. Büyü numarası alabilir miyim?
➡️ @Yavşayanısikerimtapusubende: Sana şöyle bir akıl hastalıkları sıra numarası vermek lazım asıl. Kıskançlığınızdan iyice şaşırdınız amk.
@711: Ohaaaa 😶
@308: Kız hamileymişşş. Ay bunlardan doğacak çocuğu merak ediyorum. Ana taş baba taş.
➡️ @579: Çocuk da doğal taş olur artık.
➡️ @308: LANPQYSIWGSJWGSHWGDH
@107: Maaşallahh 💫
@120: Kıskanıyorum ayol yeterr 🥲
○°○°○°○°○°○○○°○°○°○°○°°○°○○°○°○°
Uzun ve güzel bir bölüm olduğunu düşünüyorum. En sevdiğim bölümlerde top 10' a giren bir bölümdü kendileri.
Bu arada kitabı 65. Bölüm gibi final yapmayı düşünüyorum. Finalden sonra da kısa bir ara verip 3 tane ek bölüm yayınlayacağım.
Bu arada ben yine size spoiler vermiş gibi olacağım ama valla tutamıyorum kendimi.
Kitaba 57. bölüm de yeni bir karakter dahil olacak. Ve o karaktere bir yan kitap yazacağım. Hatta yazmaya başladım bile, ilk yayınladığım kitabımı final yaptıktan bir süre sonra onu yayınlamaya başlayacağım.
Yani iyi haber Pare ve Barın'a tamamen veda etmeyeceksiniz. Yan kitaptaki zaman dilimi bu kitaptakinden 3 yıl sonrası falan olacak.
Yan kitabın ilk bi 15 bölümünden sonra falan, Pare, Barın ve çocuklarının da olduğu sahneleri yazıcam :)
Hesaplamalarıma göre muhtemelen bu kitabın final olmasına çok yakın bir zaman da yan kitabın ilk bölümünü yayınlamış olacağım.
O kitapta da görüşelim efenim. Hepinizi beklerim 🫶🏻
Sizleri seviyorumm.❤️