without me

By sadecetae

77.4K 8.9K 5K

safkan alfa jungkook, kırık bir kalple ㅡ jimin ile karşılaşır. More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31. (f)

19

2.4K 298 324
By sadecetae

+3K bolum oldu,,, gercekten yaz yaz bitmedi ama sonunda mutlu oluyoruz artik ✨ lutfen bu uzun bolumu flop birakmayalim ve withoyt me 12K geckin bir okunma kazanmis,,, zaman ayirip okudugunuz icin cokca teseekkur ediyorum<333

jikook ve kookmin #1 diyorlar. cildirmalik bir mutluluk o yuzden erken gelmek istedim!!! yetistim mi🤩🤩


Jeon şirketinin kapalı otoparkında varisler uzun bir gece yolculuğuna çıkmak için hazırlanıyordu.

Plan oldukça basitti. Bir arada toplanmak, üç araba ile peşpeşe yola düşmek ve birkaç yerde mola verip devam etmek. Dağ evleri merkezden uzaktı ve iş çıkış saatini buna göre ayarlamışlardı. Şimdi ise herbiri arabaların bagajlarına eşyalarını yerleştirirken ㅡ otoparkın giriş kısmından bir ses yükseldi.

"Biz geldik." Omega Yoongi'nin neşeli sesini duyan Taehyung ona baktı. "Sonunda güzelim ya," Şımarıkça alfanın kolları arasına giren Yoongi ㅡ diğerlerine selam vermişti. Jimin de telefon konuşmasını bitirerek bu yabancı ortama girdi. İsmen herkesi tanıyordu ama tam olarak tanışmamışlardı. O yüzden sessizce baş selamı verip Jungkook'un yanına ilerledi.

"Selam," diyerek gülümsedi. Aynı zamanda camın arkasında arka koltukta uyuyan bedene baktı. "Şirket içinde tüm enerjisini harcadı." Omeganın sırtındaki sırt çantasını alıp bagaja doğru ilerledi. "Seninde ondan bir farkın yok gibi durmuyor." Gerçekten de Jungkook uyku mahrumu gözlerle omegaya bakıyordu. "Gece çok uyuyamadan toplantılar için geldim şirkete. Gün boyu da baş ağrıtıcı müdür yardımcıların açıklamalarını dinledim?" Jimin arabaya yaslandığında karşısına geçti Jungkook.

"Neden uyumadın?" diye sordu Jimin. "Gavin'in ara sıra uyanmaları tekrarlanmaya başladı." Gözleri ovuşturdu alfa. "Bir kere uyanınca tekrar uyuyamıyorum."

"İstiyorsan arabayı ben kullanayım. Mola yerinde değişiriz." Jungkook omeganın yanağına elini koyduğunda Jimin başını avcuna yasladı. "Buna hayır diyemeyeceğim." Eğilip omeganın yanağını öptü. "Teşekkür ederim." diye fısıldadı kulağına doğru.

Jimin gülümsedi ve geri çekilen alfaya baktı. O sırada arkalarından öksürme sesi geldiğinde Jungkook hızlıca omegadan uzaklaştı. Mingyu onlara bakmayarak eliyle diğerlerini işaret ediyordu. "Yola çıkacağız da," dedi.

"Tamam," diye onayladı Jungkook kuzenini. Jimin normalde utangaç bir omega değildi ama bu durum da biraz utanmıştı. Hoş Jungkook'un da kendisinden pek farkı yoktu.

Herkes arabalara dağıldığında Jimin şoför koltuğuna geçti. Jungkook ise gri ceketini çıkarıp yanına oturdu ve beyaz gömleğinin birkaç düğmesini açarak geriye yaslandı. "Bir iki saat uyusam yeterli, petrol de duracağız. Orada alırım arabayı." Jimin kemerini takarken ㅡ "Çok mu konuşuyorsun sen?" diye sordu.

Ardından alfaya döndü. "Yol uzun," dedi Jungkook. "O yüzden seninde dinlenmem lazım."

"Sadece uyu." Jimin arabayı çalıştırırken ㅡ diğerlerine baktı. İlk önce Mingyu'nun arabası çıktığında, Taehyung da onu takip etti. Jimin en arkalarından onları takip ederken dikiz aynasından arkasını kontrol etti.

Arabanın hareketlerine rağmen uyanmamıştı. Omega bu duruma gülümsedi. Gerçekten de yorulmuş olmalıydı ki arabaya biner binmez uyumuştu. Gözleri yanı başına kaydı arrdından. Jungkook ceketini üzerine örtmüş şekilde uyukluyordu ve başı yana düşmüştü.

"Aynılar resmen," diyerek önüne döndü.



Mola yerinde yer değiştirdiler. Sessiz gece yolculuğuna eşlik eden sadece radyodan kısık seste duyulan eski doksanları şarkılardı. Gavin arada bir uyanmış ve Jimin ile konuşmaları arasında tekrar uykuya yeni düşmüştü.

Son molalarını vereli neredeyse yarım saat oluyordu ve dağ evine ulaşmalarına çok az kalmıştı. Jimin yol boyunca uyumamıştı. Arabada uyumak pek ona göre değildi, sadece akıp giden yolları izliyor arada da tek eliyle ustaca direksiyonu çeviren alfasını izliyordu. İkili çok konuşmuş sayılmazdı. Gün içerisinde neler yaptıklarından bahsetmişler ve dağ evinde kalacakları iki gün ki planlardan. Bu kadardı. Konuşmaları uzamamıştı ve bu durum Jimin'i biraz düşündürmüştü.

Gerçekten ikisinin yalnız kalmasına ihtiyaçları vardı.

Sadece ikisi.

Dağ evine giden taşlı yola girdiklerinde araba biraz sarsılıyordu. Uzunca bir süre bu şekilde devam ettiklerinde düz bir yola girdiler ve ucunda gözüken büyük iki katlı ev ile derin bir nefes almışlardı. Saat sabah dörde geliyordu. Daha ortalık karanlıktı. Eve giden yollardaki lambaların ışığı sönüktü ve buraya bir süredir kimsenin gelmediği belli oluyordu görüntüden.

Jungkook arabasını diğerlerinin yanına park ettiğinde arkasını döndü. Sonra omegaya. Kemerini açmış ve dışarıdaki soğuk havaya karşı ceketini giymekle meşgüldü. "Hiç uyumadın," dedi Jungkook. "Önemi yok, alışığım uykusuzluğa." Jungkook ㅡ "Tek yataklı bir oda var. Çatı katında kalıyor. Orada sen kalırsın. Biraz da uyursun." dediğinde Jimin ona baktı. "Siz?" diye sordu. "Benimle uyur Gavin. Hepimizin ayrı odaları var burada." Jimin onayladı onu ve arabadan indiğinde alfa da onu takip etti.

Diğerleri de arabalarından inip ㅡ "Sadece kıyafet çantalarını alıp odalara mı dağılsak?" diye konuşan Eunwoo'ydu. Uykulu şekilde onayladı herkes ve öyle de oldu. Sadece kıyafet çantalarını alıp iki katlı eve doğru yöneldiler. Jungkook, uyuyan oğlunu kucağına alıp omeganın peşinden ilerledi.

Mingyu ve Eunwoo evin şifresini girip alarmları devredışı bırakıp kapıyı açtılar. Önden diğerlerinin girmesine öncelik tanıyıp ㅡ  arkadan eve girip kapıyı kilitlediler. Namjoon, "İyi geceler. İlk uyanan kahvaltı masasını hazırlasın." diyerek yukarı kata çıktı. Mingyu, Eunwoo, Jaehyun da büyük kuzenlerini takip ettiler.

Jungkook ilk katta olan odasına ilerledi ve çift ile Jimin yalnız kaldı. "Sen neden gitmiyorsun?" diye sordu Yoongi. Montunu çıkarıp kapının yanında bulunan askılık dolabına bıraktı. "Jungkook çatı katındaki bir odadan bahsetmişti." dedi Jimin. Eliyle kolunu ovuşturdu. "Çatı katı mı?" diye sordu Taehyung. "Sizin ilişkiniz ㅡ" Yoongi eşinin koluna uyarırcasına vurduğu sırada susmak zorunda kaldı. "Bizim odamız bu katta. İstiyorsan sen kal. Yukarıya biz çıkarız."

"Tek yataklı diye bahsetmişti Jungkook ama," dedi Jimin.

"Jungkook buraya uzun zamandır gelmiyor." Taehyung söze atladı hemen. "Odalardaki yataklar değişti hep. Çatı katı da öyle." Jimin anladığını belli etmek birkaç şey mırıldandı kendi kendine. "En son dedem geçen sene buraya bir sürü çalışan gönderdi. O yüzden çoğu şey değişti, yenilendi yani. Odamız dediğime bakma." Yoongi güldü ve omeganın koluna girdi.

O sırada odadan çıkan Jungkook, Jimin'e baktı. Yoongi ㅡ "Jimin bu odada kalacak Jungkook. Gavin'in kabus rüyaları devam ediyor. Yakın olun." diyerek olayı özetledi ve ikisini yalnız bırakıp alfasına doğru ilerledi. Elinden tutup çekiştirerek yukarı kata çıkıyorlardı ki Taehyung, kuzenine baktı. "Seninle sonra konuşacağız gerizekalı herif." dediğinde Jungkook  ㅡ "Sana da iyi geceler Davin." diyerek elini kaldırdı.

Çatı katına çıkan ikili, "Gerçekten neden hala ayrılar bilmiyorum." diyordu Yoongi. "Ruh eşiler de, aile bağları da var. İlk adım saçmalığı bu kadar önemli mi?" diye sordu Taehyung. Alfa omegasının beline sarılıp  ㅡ "Kimse ben değil, değil mi?" dediğinde Yoongi güldü.

"Biraz Jungkook'la konuş o zaman." Taehyung omegasının yüzüne eğildiğinde, "İlk önce benimle ilgilen." Çatı katındaki odaya girdiklerinde alfa ayağı ile kapıyı kapatmıştı.

Diğer yandan ilk katın bir odasının önünde kalan ikili de vardı. Jungkook elini ensesine atıp ㅡ "Bunu düşünemedim özür dilerim." dedi. Jimin omuzlarını silkti sadece.

"İyi geceler mi o zaman?" Jungkook sorduğu soru ile Jimin gülümser gibi oldu. "İyi geceler," Jimin odanın kapısını aralayıp girdiğinde son kez alfaya baktı. "İyi geceler." dedi hemen Jungkook. Ne diyeceğini bilememişti ama Jimin'in başka şeyler söylemesini beklediği aşikardı.

Yüzüne kapanan kapı ile ㅡ Jungkook eliyle yüzünü ovuşturdu.





Öğlen bire yaklaştığında ilk uyanan Eunwoo olmuştu ve hala ses çıkmayan evde mutfağa doğru ilerdi. Hala uykuluydu, hala uyku mahrumu olarak buzdolabını açtığında boş raflarla karşılarak kaşlarını çattı. "Hay sikeyim ya," dedi kendi kendine. "İlk uyanan ben miyim şimdi?" Evin sessizliğine bakarak saçlarını geriye yatırdı.

Siyah ve beyaz arabaların anahtarını alıp evden çıktı ve yanyana dizilmiş arabalara ilerledi. O sırada göl tarafında koşu yapan Mingyu ile karşı karşıya geldiğinde, "Lan göt herif. Madem uyandın neden kahvaltı masasını hazırlamıyorsun?" diye bağırdı.

Mingyu, "Duyamıyorum seni." diye karşılık verdiğinde Eunwoo küfür etti yeniden. Ardından arabalara ilerledi ve iki gün için yaptıkları alışveriş poşetlerini bagajdan aldı. "Yardım et bari," Hala evin kenarında koşu yapan alfa kuzenine yeniden bağırdı. "Geliyorum ağlama." Eunwoo koşarak gelen Mingyu için çokça poşet bırakıp eve doğru ilerledi.

"Günaydın," Yoongi siyah karışmış saçlarını dağıtarak merdivenlerden iniyordu. İki alfa ise aynı şekilde söylendi omegaya. "Ne hazırlayalım?" Mingyu direkt Yoongi'ye yönelik konuştu.

"Bilmiyorum, alışverişi siz yaptınız. Ne aldınız?" diye sordu. "Kafamıza esen her şeyi aldık ya." Eunwoo dizleri üstüne çöküp poşetler içine bakarken konuşuyordu. Mingyu poşetler arasından kırmızı bir elma alıp yıkayarak ısırdı.

"Kahvaltı hazır değil mi?" Namjoon da uyananlar arasındaydı ve mutfakta hala poşetlere bakan üçlüye gözlerini devirdi. "Birde ilk uyanan kahvaltıyı hazırlasın demiştik ya." diye homurdandı.

"Tamam şöyle yapalım," dedi Yoongi. "Bir buzdolabına ne yerleşecekse Mingyu yerleştirsin. Sonra bir evde ne olup olmadığına bakarız. Çokta bir şey olduğunu sanmıyorum tabi ama."

Omega aralarında iş dağılımı yaparken oldukları yerde kapı açılma sesi geldi ve pijamaları içinde Gavin büyüklerinin yanına geldi. "Günaydın," dedi Gavin. Ellerini karnının üstüne koyup ㅡ "Yoongi Hyung kahvaltı hazır değil mi?" diye sordu.

"Uyanınca inan bende böyle olmuştum Gavin," dedi Namjoon.





Kahvaltı neşeli ve gürültülü geçmişti. Herkes bir ağızdan konuşuyor, kendileri duyurmak için ses tonları yükseliyordu. Jimin ise alfanın yanında oturuyordu. Jungkook'un kolu sandalyesindeydi ve hemen karşısında oturan Taehyung'a yönelik konuşuyordu.

"Ben kafa tatiline geldim. Şirket işleriyle uğraşmak istiyorsan sen uğraş. Benim telefonum kapalı." dedi alfa. Taehyung çilek reçeli sürdüğü ekmeğini ısırdı ve, "Jeon şirketine sen bakıyorsun ya oğlum." diyordu.

"Tüm işleri halledip geldim zaten buraya. Daha ne imzalanmış bir anlaşma için konuşmak istiyorlar anlamıyorum." Jungkook homurdanarak bitki çayından yudumladı. "Davet vereceğiz dedi ya Bay Seun, Jungkook." Jungkook alfa kuzeninin sözleri üstüne gözlerini devirdi. "Dedemi arasınlar o zaman. Ben üstüme düşeni yapıp imzaları attım. Davet işleri ile de ilgilenemem. Baksın annemgil."

"Şu huysuz tavrını bir bırak ya," Namjoon araya girdiğinde ㅡ Jungkook onay işareti verdi büyüğüne.

"Kahvaltıyı hazırlamayanlar toplar kardeşim," Mingyu ayağa kalkıp, "Ayrıca relax ya. İki gün boyunca doğanın muhteşem enerjisine odaklanın. Ne gerek var şirket işlerine. Bakın bana takıyor muyum ben?" diyerek kendini gösterdi. "Hafta başında şirkete uğra." diyen de Taehyung'du. "Geliriz bir ara. Ben dışardayım." Kahvaltısını bitirip oyuncakları ile oynayan küçük alfaya baktı Mingyu. "Gavin gel dışarıda bir maç yapalım." Jungkook oğluna bakarken heyecanla ayağa kalktığını ve amcasının peşine takıldığını gördü.

"Jungkook," dedi Jaehyun. "Eski günlerde ki gibi ama bu sefer oğlunla?"

"Akşam yemeğine?" dedi Jungkook küçük kuzenine bakarken. "Üçkağıtçı bu çocuk ya." Eunwoo ona zeytin fırlatırken alfa gülerek ayağa kalktı.

"Ne o? Yenileceğim diye mi korktun?" Eunwoo ayağa kalkarken - "Akşam yemeği için ne hazırlayacağım diye düşün şimdiden."

"İddialı." dedi Jungkook. "Ama benim karşımda şansın olmadığını da unutma."

"Çok konuşma dostum." İkisi birbirine vurarak evden çıkıp bahçeye gittiklerinde ㅡ iki Davin, Yoongi ile yalnız kalmıştı omega. "Zor değil mi?" diye sordu Namjoon. Jimin anlamayarak alfaya baktı. "Jungkook'dan bahsediyorum. Zor birisi değil mi?"

"Yani," dedi Jimin. "Sadece bazı şeyleri konuşmak yerine kaçıyor."

"Kaçmak değil aslında." Taehyung konuştu. "Sana karşı nasıl davranacağını bilmiyor diyelim ona."

"Anlamadım?" diye sordu Jimin. "Şöyle düşün. Üç aylık bir tanışma hikayeniz var. En başından beri ortak noktanız Gavin'di ama şimdi ruh eşi bağınız var. Demek istediğim Jungkook sana minnettar Jimin. Çünkü omegan oğlunun alfası ile aile bağı kurdu. O yüzden sana karşı nasıl davranacağını bilmiyor." Taehyung eliyle boydan boya cam olan pencereyi gösterdi. "Senin sınırlarını aşmıyor Jungkook. Seni düşünüyor ve bunu aptalca şekilde yapıyor. Kuzenimin soğuk bir yapısı yok. Dediğim gibi seni düşünüyor." Ardından omuzlarını silkti. "Jungkook ile konuşmak kolaydır. Ama ona bir adım atarsan o sana on adım gelir."

Jimin omuzlarının üstünden Jungkook'a döndü. Ayağındaki topu oğluna pas atarak peşinden koşuyordu ve gülüşü. Gülüşünü ilk defa bu kadar içten görüyordu omega.

"Jungkook sadece senden bir adım bekliyor."




"Jimin Hyung,"

Bahçedelerdi. Jimin gölün önündeki korumalıklara yaslanarak yüzen hayvanlara bakıyordu. Ona seslenen alfaya baktı. "Ben kazandım biliyor musun?" Gavin yanına koşturarak geldi. Terli olduğundan yeni duş almıştı ve saçları kurutma makinesinden dolayı oldukça dağınıktı. Jimin onunla yüzyüze gelmek için yere çöktü. "Gördüm tabiki. Çok güzel oynadın ve tüm alfa amcalarını yendin. Babanı bile." Gavin gülümsedi.

"Babamla takımdım ama tüm golleri ben attım. Onu da gördün mü Hyung?" Jimin kıkırdadı. "Sizi izledim evin içinden bebeğim. Çok iyi bir oyuncuydun."

"Babam çok kötü oynuyor değil mi?" Jimin yeniden güldüğünde ㅡ "Arkamdan konuşuluyor resmen." diye yanlarına yaklaşan Jungkook'a baktı ikisi de.

"En iyisi sendin aralarında. Benim bebeğim birinci her zaman." Jimin, Gavin'in saçlarını arkaya atıp yanaklarından öptü. Gavin omeganın iltifatları karşısında ㅡ "Jaehyun amcama bunu söyleyeceğim." diyerek yanlarından ayrıldı koşarak.

Jimin ayağa kalktı ve Jungkook'a baktı. O da ıslak saçlarının alnına düşmesini izin vermişti ve siyah takım eşortmanın cebine ellerini saklayarak yanına yaklaştı. Alfasının amber kokusunu hissetmişti. Feromonları sakindi. Alfa huzurlu ve mutluydu. "Benim hakkında düşüncelerin neler?" diye sorduğunda Jimin omuzlarını silkti.

"Az önce söylediğim gibi."

Jungkook başını eğerek güldü. Tınısını duymuştu omega. Gülüşü güzeldi alfanın ve omega da huzurlu hissediyordu bu durumda. "Gerçek düşüncelerin bunlar yani?" Omega başını salladı.

Jimin tekrar korumalıklara yaslandı ve aile gezisindeki ördeklere baktı. Jungkook'u arkasından hissetti omega. "Sarılabilir miyim?" diye soruşu üstüne Jimin ona döndü. "Neden soruyorsun?" Jungkook omuzlarını silkti ve ellerini omeganın beline sardı. Sırtı alfanın göğsüne yaslandığında ㅡ belindeki tutuşu sıkılaştı.

Omzuna başını koydu Jungkook ve, "Şimdi düşüncelerin neler?" diye sordu yeniden. Jimin elini alfanın kollarına koyup, "Ne duymak istiyorsun Jungkook?" dedi. Sorusuna soruyla karşılık vermişti omega.

"Bilmiyorum," Fısıldadı alfa. "Ama benimle birlikte mutlu olduğunu bilmek istiyorum."

"Senin yanındayken mutluyum."

"Hala belirsizlik olduğunu biliyorum aramızda," dedi Jungkook. "Bunu ne değiştirir? Ne yapmalıyım?"

"Böyle duralım biraz," Jimin gözlerini kapatıp alfanın kolları arasındaki huzuru bozmak istedi. Jungkook bunu anlamış gibi omegaya daha sıkı sarıldı.





Akşam yemeğini hazırlayan ㅡ maçı kaybeden Eunwoo, Mingyu ve Jaehyun'du. Mutfağın köşesinde kalan masanın üstünde oturup izleyen ise Gavin'di. Gavin Mingyu'nun hazırladığı sebze çorbasının yudumluyor, Eunwoo'nun salatasını ve Jaehyun'un lapa pilavını tadarak puan veriyordu. Gavin büyükleri ile eğleniyordu ve Jungkook onları oturduğu yerden izliyordu. Oğlu kalabalık bir aile de doğmuştu ve büyüyordu. Aile sıcaklığını hissetmesini en derinden istiyordu ve büyüdüğünde ㅡ bu anları unutmasını istemiyordu.

"Hazır mı?" diye bağıran Taehyung'du. "Hadi acıktık ya."

Gün boyu bahçedelerdi. Büyük bahçenin etrafında kendi içlerinde eğlenmişlerdi. Akşam yemeğinden önce voleybol topu ile eğlenmişlerdi. Şimdi de yorgunlukla birçoğu koltuk köşelerine dağılmıştı. "Gel de tabakları götür masaya." Eunwoo karşılık verdiğinde Taehyung, "İnan kalkmak istiyorum ama çok yorgunum. Hem maçı siz kaybettiniz. Hazırlayın işte." dedi.

"Buraya kafa tatiline mi gelmiştik?" Jaehyun tabakları alıp masaya geldiğinde homurdandı. "İddiaya girmeseydiniz." dedi Namjoon telefonu ile ilgilenirken. "Yarın akşam yola çıkacağız. Gece uyumasak mı?" Mingyu sebze çorbasının bulunduğu beyaz kapağı ile tencereyi masaya koydu. "Bize uyar." dedi Yoongi.

"Ne planlıyoruz?" Soran Jungkook'du. "Şimdi Jimin aramızda yeni. Kim'leri henüz tanımıyor. O yüzden bir aile tanıtım dosyası mı hazırlasak?"

"Aile dedikodularını da anlatacak mıyız?" Yoongi heyecanla sordu. "Bu eğlenceli olurdu. Sung amcamdan mı başlasak? Kaoslu bir adam kendisi." Mingyu çorbaları koyarken gülerek konuşuyordu.

Jimin elini yanağına koyarak onları dinliyordu. "Ya da doğruluk cesaret mi oynasak?" Jaehyun aralarından yaşça küçüktü. Kim'lerin varisiydi. "Biz bu oyunu lise döneminde oynuyorduk. Ne gerek var o yüzden?" Namjoon masaya gelip oturdu ve çorbasına tuz ekledi. "Hayır ya Hyung! Eğlenceli olurdu." Jaehyun yerine oturduğunda itiraz etti anında. Gavin de babasının yanına oturdu. "Tamamsanız bana uyar." dedi Joon sonra.

"Aile tanıtım dosyası ve şişe çevirmece."

Jaehyun herkesin onaylamasından sonra yemeğine döndü. "Baba," dedi Gavin. Masadaki herkes sessizdi. O yüzden dikkatleri çekmişti küçük alfa. "Bende size katılabilir miyim?" Çaprazındaki oturan Mingyu ㅡ "Sen benim takımımda ol ufaklık. Bendeki dedikodular daha çok." dediğinde Gavin babasının onaylamasını bekledi.

"İstediğin şekilde oynayalım oğlum ama ilk önce çorban!"

"Ben sebze çorbası sevmiyorum ki ya!" Gavin kaşığını aldığında çorbasına baktı. "Baba ben çorba içmesem olmaz mı?" Ardından geyik gözlerini babasına çevirdi.

"Babamı daha iyi anlıyorum gerçekten," dedi Jungkook.








"Jimin," dedi Yoongi. Mutfakta kahve makinesinin yanındaydı omega. "Yukarı da bir ev var," Omeganın yanına yaklaşarak ㅡ "Oradan battaniye getirebilir miyiz? Çocukları ikna edemedim. Bende biraz karanlıktan korkuyorum da, yalnız gidemedim. Birlikte gidelim mi diye soracaktım işte?"

"Olur, tabi."

Evden çıkmak için hazırlanıyordu ki Taehyung eşine seslendi. "Yoongi bir baksana güzelim."

Omega, Jimin'e baktı. "Sen önden git hemen geliyorum gerçekten." Jimin onu onaylayarak terliklerini giyerek yukarı eve doğru ilerledi.

"Jungkook nerede?" diye sordu Yoongi, Taehyung'a yaklaşırken. "O da eve gitti." Yoongi beşlik çakması için elini kaldırdığında ㅡ Taehyung eğilip eşini öptü. "Daha iyi bir seçenek benim için." Yoongi onu ittiğinde Taehyung izin vermeyerek, "Gel buraya." diyerek sarıldı omegasına.

Diğer yandan Jimin, yukarı eve doğru ilerlediğinde kapının üstündeki anahtarı çevirmek istedi ama zaten kapı açıktı. Kaşlarını çattı ve, "Namjoon Hyung?" diye seslendi. Az önce kendisi mutfağa geçerken alfa dışarı çıkmıştı.

"Jimin?" Tanıdık sesi duyduğunda, omega derin bir nefes aldı. "Oh Jungkook!" dedi. "Ne işin burada?"

Jimin aynı zamanda gitgide soğuyan havanın eve girmesini engellemek için kapıyı kapattı. "Jimin sakın ㅡ" dedi Jungkook. Ses tonu yükselmişti o sırada. "Kapı dili bozuk. Dışarıdan açılıyor bu evin kapısı."

"Ben ㅡ ben bilmiyordum. Özür dilerim." Yanına yaklaşan alfaya baktı şimdi. "Hayır sorun değil. Telefonun yanında mı?" diye sordu. Jimin ceplerini yokladı. "Hayır, evde bırakmış olmalıyım."

Jungkook saçlarını dağıttı. "Benimki de Gavin'de." dedi. "Birisi gelir mi?" diye sordu Jimin.

"Bu ev çalışanların. O yüzden pek sanmıyorum ama Taehyung beni buraya göndermişti. Gelmediğimi falan görünce gelir bakar sanırım."

"Beni de Yoongi göndermişti buraya ama ㅡ"

Jungkook düştükleri oltayı anladığında sessizce küfür mırıldandı. "İkisi bir olmuşlar resmen." Jimin o sırada omeganın dediklerini hatırladı. Yoongi onları yalnız bırakacaktı! Bu şekilde miydi gerçekten? "Yine de gelen olur değil mi? Bizi bırakmazlar herhalde burada?" Alfa kapıyı zorluyordu bir yandan da. "Taehyung ve Yoongi bu sabaha kadar bu tarafa adım atmazlar." Jimin dudaklarını büzdü ve etrafına baktı. Bir mutfak ve bir odadan oluşuyordu. Odanın yanındaki kapı banyoya açılıyordu. Mutfağa giden yol küçük koridordu. Dolap koymak amaçlı yapıldığı kesindi. Küçük bir evdi burası.

"Ne yapacağız?" diye sordu Jimin.

"Anlaşılan sabaha kadar buradayız." Alfa kapıyı bırakıp omegasına baktı. "Yalnızız yani."

Jimin ellerini ovuşturdu. "Üzgünüm ben kapının bozuk olduğunu bilmiyordum." dedi tekrardan. "Sorun değil. Önceden söylemeliydim bunu. Her neyse odada sen kalırsın. Saat geçe geliyordu zaten. Yapacak pek bir şey de yok burada."

"Sen nerede kalacaksın?" Jimin etrafa bakındı. "Yani tek bir oda var da o yüzden soruyorum."

"Yere bir şeyler sererim. Dolap da battaniye var diye hatırlıyorum." dedi Jungkook.

İkili konuşurken yanan ışık birden söndüğünde omega biraz ürpermişti. "Dedem aşağı da eve bakım yaptıracağına da buraya da baktırsaydı keşke biraz. Sikeyim ya!" diye söyleniyordu alfa. Jimin öne atılıp ㅡ alfanın koluna sarıldı.

"Karanlıktan korkuyor musun?" diye sordu Jungkook.

"Hayır sadece biraz gerginim. Ses duyuyor musun sende? Tıkırtı sesleri geliyor gibi."

"Dağlık bölgede kalıyor bu ev biraz, rüzgar daha sert çarpıyor olabilir. Pencerelerde korumalı. Onların sesidir büyük ihtimalle. Mum bakmalıyım o yüzden."

"Tamam bende seninle gelirim." dedi Jimin karanlıkta alfaya dönerken. Jungkook belli olmadığı için gülümsedi ve omeganın beline sarılıp mutfağa doğru ilerledi. Jimin de adımlarına uyum sağlıyordu alfanın.

Jungkook'un çekmeceleri kapatıp açılma sesi ㅡ korumalı pencerelerin eve sertçe vurması ve rüzgarın uğultusu. Jimin üşüdüğü için kollarını birbirine sardı. "Tamam buldum." Jungkook cebinden çıkardığı zippo ile mumu yakarken Jimin ile gözleri birbirine değdi. "Üşüyor musun?" diye sordu. "Biraz."

"Pekala odaya geçelim hadi." Jungkook mumu tuttuğu için önden ilerledi ve Jimin de onu takip etti. Jungkook mumu bir yere sabitleyerek küçük odanın içinin tamamen aydınlanmasını sağladı. Alfa dolaplara bakarken birkaç tane renkli örgü battaniyeyi çıkardı. "Bayan Hyu bunları kendi işliyor o yüzden kalınlar." Jungkook, omeganın omuzlarına küçük bir battaniye bıraktı. Ardından yanına oturduğunda ikisi de mum ışığının aydınlattığı odada yatağın üzerindelerdi.

"Şömine de odun yok," dedi Jungkook. "Bu eve cidden bakmamışlar."

Ardından omegaya döndü. "Isındın mı?" diye sordu sonra. "Hmhm." diye onayladı Jimin onu. "Ben şurada uyurum. Rahatsız olmazsın." Jimin gösterdiği yere baktığında halının üstüydü ve halının üstüne birkaç battaniye serip yatma derdindeydi alfa. "Neden? Yatak çift kişilik." dedi beyaz örtülü yatağı gösterirken.

"Olsun, sen rahat ol." dedi Jungkook. "Pek uykum yok aslında senin?" Jimin başını iki yana salladı. "Benimde. Gündüz fazlaca uyumuştuk zaten."

"Burada yapılacak çok bir şey de yokmuş." Alfa odanın etrafına incelerken ㅡ Jimin ona bakıyordu.

"Jungkook," dedi. İçi içini yiyordu ve hazır bu şekilde yalnız kalmışken konuşabilirlerdi. "Ben seninle konuşmak istiyorum." Jungkook başını salladı. "Tabiki dinliyorum seni."

"Neden kendini geri çekiyorsun?"

Bu soruyu beklemeyen alfa biraz afalladı. "Ben sadece," dedi. Biraz duraksadı sonra. "Bilmiyorum. Her şeyi yavaştan almak istedim çünkü bu senin hakkındı. Jimin ben senin hayatına birden dahil oldum. Ben, oğlum ve ailem. Her şey bir anda oldu. Doğru düzgün tanışmadık, oğlumla aile bağı kurduğunda beni tanımıyordun bile. Senin uğraştığını biliyorum. Bunu geri çekilmek olarak düşünmüyorum sadece ㅡ gelecek hakkında bir hayalin varsa onu yaşa istiyorum." Derin bir nefes aldı Jungkook. Jimin onu dinliyordu.

"Gelecek yaşam, mutlu bir aile, yuva kurmak. Bunlar herkesin hayalidir. Gelecekte bir gün kendi kendine 'Keşke böyle olsaydı' demeni istemiyorum. Yani hani olur ya, tanışma hikayesi falan anlatılıyor en basitinden. Seninde mutlu şekilde anlatacağın bir hikayen olsun istiyorum." Alfa omegasına bakarken ㅡ "Özür dilerim. Yine mi hata yapıyorum?" diye sordu.

"Jungkook," diye mırıldandı Jimin. "Beni öper misin?"

Mum ışığında ㅡ alfa elini yeniden omeganın yanağına yasladı. "Sırf ruh eşi olduğumuz için değil," dedi. "Oğlumu kabul ettiğin içinde değil Jimin. Beni gerçekten sevmeni istiyorum. Hayat arkadaşı olmak bu değil midir? Birbirini sevmek. Bizi bağlayan çok şey var ama beni sevmeni istiyorum." Omeganın dudaklarını öpmeden önce yeniden fısıldadı. "Seni sevmek istiyorum."

Dudakları birbirine değdi. Tutkulu bir öpücük değildi. Hayır ikisi de hislerini ortaya koyuyordu. Küçük bir dokunuş gibi dudakları birbirini buluyordu sadece. "Bana güvenmeni istiyorum," diye mırıldandı Jungkook öpüşlerinin arasında. "Beni tanı istiyorum. Gerçek Davin'i." Tekrar öptü omeganın dudaklarını  ㅡ "Senden zaman istemiyorum Jimin. Her şeyi birlikte öğrenelim istiyorum." diyordu. Jimin uyuşuk öpücüklerin arasında kayboluyormuş gibi hissediyordu. Geriye düşmeden önce Jungkook'un boynuna sarılmıştı. Jungkook aralarında biraz mesafe bırakarak omeganın saçlarını geriye yatırdı. Jimin ise alfanın yanaklarına dokunup  ㅡ başını kaldırarak yeniden öpmüştü onu.

Jungkook, omegasını büyük bir ihtaşla öptü. Aceleci değil, yavaş hareketlerle. Ayak uydurmasına izin vererek. Bu anın tüm hissini severek öptü Jungkook.

"Senden hoşlanıyorum," dedi Jimin geri çekildiğinde. Alfanın yanaklarını okşadı elinin tersiyle. "Bize geç kalmazsın değil mi?" diye sorduğunda gözlerinde her bir duyguyu hissetmişti Jungkook. "Birlikte yaşayalım," Jungkook eğilip yanaklarını öptü bu sefer. İç gıdıklayıcı bir öpüştü ve bu omeganın gözlerinin kapanmasını sağlamıştı. "Ayrılmak istemiyorum senden. Başka odalarda uyumak istemiyorum." Dudakları boynuna kaydığında Jimin elini alfanın saçlarına kaydırdı. "Olur mu? İster misin?" diye sordu yeniden yüzlerini karşı karşıya getirdiğinde.

"Az önce yerde uyumak isteyen sendin."

"Şimdi soruyorum ya işte," dedi Jungkook. Jimin gülümsedi. "Olur." Bu sözler üstüne Jungkook da gülümsedi. "Birlikte yaşayalım." dedi Jimin. Alfanın gülümsemesi büyürken omega uzanıp küçücük öptü onu. "İstediğin şekilde yapalım. Sen nasıl istiyorsan öyle olsun."

Jimin, Taehyung'un ne demek istediğini şimdi anlıyordu. Jungkook'a bir adım atmıştı ama Jungkook ona on adım ile geliyordu.

Jimin gülümsedi. "Beni tekrar öpsene. Evi Seul'e gidince konuşuruz."

"Öpeyim," dedi Jungkook.




hello???? NASILDIKK?? DOKULUN CABUK✨

ay sonunda opustuler 19 BOLUM OLMUSTU ya!!!! ben cok soft sahneler yazarim🧚🏻‍♀️ eski ficlerimi okuyanlar bilir ama bunun altini cizeyim,, artik bundan sonra mutlu mu oluruz yoksa kaoslu mutlu mu oluruz bilemem😶

cunkum jinim geliyor bi iki bolume😚😚☺

Continue Reading

You'll Also Like

224K 20.8K 27
010 ***: hamileyim jungkook: sen kimsin
your time By ً

Fanfiction

7.7K 691 8
jeon jungkook kendi zamanını bulmak isteyen ünlü bir grubun en küçük üyesiydi. s | 20'
239K 22.6K 24
Jeon Jungkook, 20 yaşına gelen herkesin dolunay gecesi kurt cinsiyetini ôğrenmesi şerefine düzenlenen baloda, kardeşinin kurt cinsiyetini kutlamaya g...
betty By ︎ ︎

Fanfiction

2.4M 212K 33
Ama New York'a geldiğimden beri bir kokusu var. for vanilla baby