Ayyıldızın Kaderi

By sevilay2345679

80.1K 4.7K 3.1K

"Her insan kendi kaderini yazar kim bilirdi ki aynı kaderi yaşayacaklarını" More

1.bölüm
2. bölüm
3.bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
AÇIKLAMA
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
Ayşegülün küçüklüğü
19.Bölüm
21.Bölüm
Açıklama
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
Karakterler Tanıtımı
Karakterler Tanıtımı 2
Açıklama

20.Bölüm

2.5K 140 125
By sevilay2345679


AYŞEGÜL'DEN:

Mühimmat deposuna geldik. Hemen silahımı kuşandım. Çantamı kontrol ettim. Tamdı. Timde aynısını yapıyordu. Botumun içine çakı koydum. Her ihtimale karşı. Bel silahımı da aldım. Bomba da aldım. Bomba mı severiz. 6 tane şarjör aldım. Yedekledim. Hazırdık. Kader timi hep hazırdı. Helikopter alanına gittik. Kimsenin çıtı çıkmıyordu. Turan da para çantasını almıştı. O sivil giyinmişti. Ama bu durumdan pek memnun değildi. Bu yeşiller varken, başka kıyafetler halt ederdi. Albay geldi. Hazırola geçtik. Tekbir vermeye başladık.

Cihangir: Yüzbaşı cihangir solmaz/ Kars emret komutanım

Ayşegül: Kıdemli Üsteğmen Ayşegül seven/ İzmir emret komutanım

Turan: Üsteğmen Turan alp/ Konya emret komutanım

Çisem: Teğmen çisem Kurt/ Mersin emret komutanım

Mert: Asteğmen mert yücel/ Diyarbakır emret komutanım

Berke: Başçavuş berke emin/ Ereğli emret komutanım

Savaş: Astsubay kıdemli başçavuş Savaş Taş / Hatay emret komutanım

Demir: Astsubay kıdemli başçavuş Demir bayraktar/ Adana emret komutanım

Hasan: Astsubay üstçavuş hasan korkmaz / Bursa emret komutanım.

Albay bize baktı. Buz bakışını kuşandı. O da acılarını sonraya bırakıyordu. Aynı benim gibi. Albay konuştu;

Albay: Rahat kader timi. Hazırmısınız?

Tim: DAİMA KOMUTANIM.

Albay bir o tarafa,bir bu tarafa gidiyordu. Konuştu;

Albay: Yolunuz açık olsun. Ayağınıza taş değdirmesin. Birinize bir şey olmadan geliyorsunuz ANLAŞILDI MI KADER TİMİ.

Bir ağızdan bağırdık.

TİM: ANLAŞILDI KOMUTANIM.

Cihangir bize baktı. Hemen sert tonda bağırdı.

Cihangir: Tim helikopter bin!

Helikoptere bindik. Havalandı. Turan ve cihangir yanımda oturuyordu. Konuşmaya başladılar. Kulak misafiri oldum. Cihangir konuştu;

Cihangir: Turan kardeşim.

Turan ona baktı. Sessizdi Turan. Çok nadir konuşuyordu. Ne zaman konuşsa kısa kesiyordu. Turan konuştu;

Turan: Buyrun komutanım.

Cihangir ona baktı. Konuştu;

Cihangir: Dikkat et kardeşim. Biliyorsun konuyu.

Turan yarım bir gülüşle konuştu;

Turan: Kardeşim daha başlamadı bile.

Cihangir of çekti. Konuştu;

Cihangir: Kardeşimsin sen benim. Ne kadar bağırsam da kavga etsek de hep kardeşimsin.

Turan baktı. Dostum bakışları atıyordu. Konuştu;

Turan: Eywallah kardeşim. Sende öyle.

Cihangir yarım bir gülüşle, silahının namlusunu okşadı. Bu ikili çok can yakardı. Zaten Turan görünüşüyle çok dikkat çekiyordu. Cihangirle bakışlarıyla dikkat çekiyordu.

20 dakika geçti. Pilot konuştu;

Pilot: Komutanım iniş yapıyoruz.

Cihangir: Tamam koçum.

Hemen iniş yaptı. Kapılar açıldığı an kendimizi dışarı attık. Dağları seviyorduk. Biz bir tek burda nefes alıyorduk. Berke haritayı açtı. Konuşmaya başladı;

Berke: Komutanım doğudan gidersek daha hızlı varırız. 8 km yürüyeceğiz.

Cihangir: Tamam berke.

Herkes kendini toparladı. Yürümeye başladık. Demir başladı konuşmaya;

Demir: Ya savaş sen artık beni sevmiyorsun.

Savaş sabır çekerek, yürümeye devam etti. Konuştu;

Savaş: Yaw ne alaka olum. Ne saçma sorular bunlar.

Demir sinirle baktı. Konuştu;

Demir: Yani benim sorularım sana saçma mı geliyor?

Savaş: Lan ne alaka. Valla sendeki trip kimsede yok. Demir yapma ya.

Demir: Uzak dur bende savaş aşkom.

Gülümsedim. Berke katıldı.

Berke: Bak olum gay mısın lan. Şüphe ediyorum senden.

Mert: Berkeme katılıyorum.

Berke sinirle baktı;

Berke: Bak senden de şüphe ettim. Götümü size dönmem lan ben.

Demir konuştu;

Demir: Ne alaka yawrum. En çok bize dönmelisin.

Yürümeye devam ediyorduk. Berke konuştu;

Berke: Yaw sana hiç dönmem. Yawrum diyor birde. Malmısın bak cidden soruyorum.

Mert: Şüphen mi vardı yakuşuklumm.

Berke benim yanıma koştu. Ve konuştu;

Berke: Komutanım beni koruyun. Götüm ve ben hiç güvende değiliz.

Kahkaha attım. Cihangir bize baktı. Turan ise düşünüyordu. Çisem de gülümseyerek yürüyordu. Çisemin yanına giderek dostça sırtına vurdum. Turan göreve gidiyordu. Yani endişeleniyordu. Normaldi. Çisemde bana baktı. Gülümsedi. Konuştum;

Ayşegül: Korkma çisem. Görev bu. Gelip geçer.

Çisem bana baktı. Anlıyordum. Sevdiği insandı. Konuştu;

Çisem: Elimde olan birşey değil. Korkuyorum.

Gülümsedim. Kolumun altına aldım. Yürümeye devam ettik. Timde arkadan geliyordu. 20 dakika sonra geldik. Hemen Turan marcusla buluşma noktasına gitti. Bir tane araba istemiştik. Çünkü Turan buraya nasıl gelecekti, o yüzden araba istedik. Bizde pusuya yattık. Çimenlerin arasına girdik. Berke de kendine yer buldu. Beklemeye başladık. 20 dakika sonra, 2 araç geldi. Arabadan önce teröristler indi. Sonra Marcus köpeği indi. Birden küfür savurdum.

Ayşegül: Ebesinin örekenini siktiğimin orospusu.

Tim güldüler. Demir konuştu;

Demir: Komutanım çok güzel sövüyorsunuz. Bayıldım. Bunu tekrarlayın lütfen.

Gülümsedim. Berke konuştu;

Berke: Komutanım emir verinde, şu orospu çocuğunun beynini patlatayım.

Sinirlice mert konuştu;

Mert: Elimde olsa patlat derdim kardeşim.

Dürbünle etrafa göz attım. Yine marcusa baktım. İçimde ki ateş beni kavuruyordu. Bu ateşi söndürecektim yada söndüremiyecektim. Yine küfür savurdum.

Ayşegül: Kelleni kurtlara yem edeceğim orospu çocuğu. İflahını siktiğim.

Cihangir konuştu;

Cihangir: İflahını birlikte sikeceğiz de şuan beynimi sikiyorsunuz.

Gülümsedim. Turanın üzerini arıyorlardı. Şerefsiz köpekler. Bir hareketlilik gördüm. Marcusun yanına bir it geldi. Kulağına birşey fısıldadı. Siktir farketmişlerdi. Hemen konuşan adamı on ikiden vurdum. Konuştum;

Ayşegül: Farkedildik komutanım.

Cihangir de ateş etmeye başladı. Keskin de gördüğünün kellesini indiriyordu. Turan da bir köşeye sinmiş. Silahıyla teröristleri vuruyordu. Çisem aşşağıya indi. Turan'a desteğe gitti. Birden teröristler bitmişti. Marcus hayattaydı. Gördüğüm şeyle şoka uğradım.

Marcus çisemin kafasına silahı dayamıştı.

Berke konuştu;

Berke: Siktir. Komutanım indireyim mi?

Cihangir burnundan soluyordu. Konuştu;

Cihangir: Hayır, sakın. Çisemin hayatını riske atamayız. Tim aşşağıya in!

Hemen sakladığımız yerden aşşağıya indik. Artık marcusla yüzleşme vaktiydi. Bu vakit geldi de geçiyordu. Turan silah doğrultuyordu. O kadar kavramıştı ki çisemi, kadrajıma giremiyordu. Marcus konuştu;

Marcus: Burdan gideceğim, askerinizi bırakacağım.

Birden arkadan çıktım. Bana baktı sırıttı. Konuştu;

Marcus: Ooo Ayşegül hoşgeldin güzelim, vazgeçtim. Ayşegül'ü verin, kızı alın.

Kahkaha attı. Cihangir konuştu;

Cihangir: Belanı sikerim senin, elimden kimse alamaz. Bırak çisemi.

Marcus konuştu;

Marcus: Ayşegül sen seç. Çisem ölsün mü, ölmesin mi?

Gözlerimi kapattım. Sakin olmaya çalıştım. Konuştum;

Ayşegül: Tamam geleceğim. Ama önce çisem gelecek köpek herif.

Bana baktı. Piç sırıtışı attı. Marcus konuştu;

Marcus: Bana köpek herif demeni bile özlemişim. İlk sen gel, sonra çisem gider.

Demir konuştu;

Demir: Hayır komutanım. Buradan sağ çıkamaz adi herif.

Cihangir: Sen nereye gidiyorsun kıdemli üsteğmenim. Emir verdim mi ben.

Onları takmadım. Silahlarımı bıraktım. Şerefsize doğru yürüdüm. Onun yanına geldiğim de çisemi yere itti. Beni saçımdan tutup kendine çekti. Konuştu;

Marcus: Beni özledin mi bebeğim. Ben seni çok özledim.

Burnunu boynuma sürdü. Kokladı. Midem bulandı. Cihangir deliye dönmüştü. Konuştu;

Cihangir: Çek elini ondan it. Yemin ediyorum seni yaşatmam.

Demir konuştu;

Demir: Sikik herif, bırak komutanımı.

O an herşey durmuştu. Hareket bile edemiyordum. Kitlenip kalmıştım. Çisemi yerden demir kaldırdı. Yavaşça beni sürüklüyordu. Bedenim karşı gelemiyordu. Konuştum;

Ayşegül: Geberteceğim seni köpek. Adi herif.

Bana iyice yaklaştı. Saçımı sıktı. Time baktım. Sinirlice bakıyorlardı. Cihangir deliye dönmüştü. Emire de karşı geldik ya, başka birşey demiyorum. Konuştu;

Marcus: Lafta bunlar, icraatını daha göremedik be.

Küfür savurdum;

Ayşegül: İcraatını sikiyim adi köpek.

İyice arabaya yaklaştırdı. Konuştu;

Marcus: Hişt ama bunlar sana yakışmıyor güzel komutan.

Ayşegül: Ağzını kökünden ayırınca böyle konuşabilecekmisin.

İğrenç bir kahkaha attı. Konuştu;

Marcus: Çok özlemişim seni komutan.

Ayşegül: Ya ya ne demezsin köpek.

Saçımı çekti. Kafamı bedenine bastırıyordu. Bize sağ lazımdı. O yüzden kimse silahına davranmıyordu. Konuştu;

Marcus: Seninle bir daha görüşeceğiz komutan.

Beni yere itti. Arabaya bindi. Turan yanıma koştu. Vücudumu kontrol etti. Turan'la ilk defa bu kadar samimi olmuştuk. Vücuduma baktıktan sonra iki elimden de tutarak kaldırdı. Konuştu;

Turan: Siksinler seni Marcus.

Gülerek ben konuştum;

Ayşegül: Katılıyorum.

Turan bana baktı. Hafif sırıttı. Bende gülümsedim. Hemen kendini topladı. Çisem yanıma geldi. Kollarını boynuma sardı. Bende sarıldım. Time baktım. İyi olduğumu belli etmek için kafamı salladım. Onlar da gülümsedi. Çisem konuştu;

Çisem: İyimisin komutanım.

Ayşegül: İyiyim çisem. Sakin mi olsan.

Çisem: Nasıl olayım. Benim için kendini feda ettin. Kimse yapmaz bunu. Ailem bile yapmazdı.

Gülümsedim. Konuştum;

Ayşegül: Demek ki onlar gerçek ailen değilmiş.

Ayrıldı. Berke telsizden karargaha haber verdi. Helikopter geldiğimiz noktaya gelecekti. Yürüyorduk. Tim önden gidiyordu. Cihangir ile ben arkadan yürüyorduk. Cihangire yaklaştım. Birden başladı dırdıra.

Cihangir: Ya ne diye beni dinlemiyorsun sen.

Ona baktım. Yumuşaması lazımdı. Yoksa iki gün dırdır vardı. Konuştu;

Cihangir: Bakma öyle. Yumuşatamazsın.

Ayşegül: Birazcık da olsa umut yok mu?

Tatlı tatlı bakmaya başladım. İşe yarayacak gibi durmuyordu. Konuştu;

Cihangir: Yok. Ben seni ne kadar uyarcam ya. Emir vermedim ben sana. Ne demek ona gitmek.

İşe yaramıyordu. Dırdıra hazır değilim. Haklıydı. O yüzden biraz azarını çekebilirdim. Konuştum;

Ayşegül: Komutanım çisemi almıştı. Ne yapabilirdim. Bize canlı lazımdı.

Burnundan solumaya devam etti. Ben konuşmayayım. Çünkü şuan beni omzuna atıp, kaçıracak gibi havası vardı. Susalım bir kere. Nolacak bir kereden. Konuştu;

Cihangir: Ya onları geç. Tamam çisem konusunda birşey demiyorum.

Nefes aldı,verdi. Konuşmaya devam etti;

Cihangir: O şerefsiz senin boynunu kokladı. Benim içime çekmeye kıyamadığım kokuyu içine çekti it. Gözüm döndü. İnanamadım. Canlı lazım olmasaydı. Beynini orada patlatırdım. Boynunda burnunu gezdirdi. Birşey yapamadım. O köpek sana dokundu. Ben orda sadece durdum.

Yutkundum. Bu adam bana ne yapıyordu. Sözleri içime işliyordu. Her hareketi aklıma kazınıyordu. Dur şuan trip atacak yer bulmam lazımdı. Aha buldum. Ben daha Cihangir'i affetmemiştim.

Ayşegül: Tamam sakin ol. Hem ben seni daha affetmedim.

Bu sefer biraz sakinleşti. Ay durun trip atacağım. Trip nasıl atılıyor. Ay ben hemen affederim ki. Dayanamam. Benim küs kalma seviyesi. 10 dakika. Şaka değil. Konuştu;

Cihangir: Bak yawrum. Benim hatam değildi. Yine de gönlünü alırım.

Berkeye doğru yürüdüğümde, arkamdan gülme sesi geldi. Olsun. Go girl. Konuştum;

Ayşegül: Yarın düğün varrr. Hazırmıyız tim.

Cihangir ofladı. Ne var az kafa dağıtacağız. Sende hemen karşı çık zaten. Demir konuştu;

Demir: Gidecekmiyiz komutanım.

Gülümseyerek konuştum;

Ayşegül: Ay ben gidiyorum. Gelen gelir. Gelmeyene güle güle.

Berke kolunu omzuma attı. Konuştu;

Berke: Bizim dörtlü net gelir.

Cihangire dönerek konuştu;

Berke: Yani komutanım savaş, demir, mert ve ben net geleceğiz.

Savaş hemen atladı.

Savaş: Komutanım orda biri falan size bakarsa, bize söyleyin. Benimle de dans edebilirsiniz.

Gülümsedim. Konuştum;

Ayşegül: Ay benim talibim çoktur. Annem de bana gitmiş, doktor bulmuş. Gel al şunu. Evden kalacan diyor.

Cihangir sinirle bana baktı. Ay kıskanma be. Mert konuştu;

Mert: Komutanım yakında sizin düğününüze inşallah.

Gülümsedim. Konuştum;

Ayşegül: Amin be. Mertcim ilk sen çiğdemle evlenme de.

Tim şaşkınlıkla baktı. Berke ile biz gülüyorduk. Mert konuştu;

Mert: Komutanım şeyy...

Kahkaha atarak. Konuştum;

Ayşegül: Tamam mert olabilir. Çiğdem de seviyorsa aranıza girmem. Ama dayağımı yiyeceksin. Yoksa sana kız,mız yok.

Mert rahat bir nefes aldı. Konuştu;

Mert: Dayağınızı da yerim komutanım. Sıkuntı yok.

Böyle konuşarak helikopterin yanına gittik. Helikopter gelmişti. Hemen bindik. Karargaha gitmeyi bekledik. Kimseden çıt çıkmıyordu. 20 dakika sonra karargaha gelmiştik. Hemen indik. Albay bizi karşıladı. Tekbir vermeye başladık.

Cihangir: Yüzbaşı cihangir solmaz/ Kars emret komutanım

Ayşegül: Kıdemli Üsteğmen Ayşegül seven/ İzmir emret komutanım

Turan: Üsteğmen Turan alp/ Konya emret komutanım

Çisem: Teğmen çisem Kurt/ Mersin emret komutanım

Mert: Asteğmen mert yücel/ Diyarbakır emret komutanım

Berke: Başçavuş berke emin/ Ereğli emret komutanım

Savaş: Astsubay kıdemli başçavuş Savaş Taş / Hatay emret komutanım

Demir: Astsubay kıdemli başçavuş Demir bayraktar/ Adana emret komutanım

Hasan: Astsubay üstçavuş hasan korkmaz / Bursa emret komutanım.

Albay bize baktı. Konuştu;

Albay: Kader timi, Marcus kaçmış.

Başımızı salladık. Devam etti;

Albay: Kimsede birşey yok değil mi?

Hepimiz konuştuk.

TİM: YOK KOMUTANIM.

Albay: Kader timi yeni görev çıkana kadar istirahat edebilirsiniz. Telefonunuz açık olsun.

TİM: EMREDERSİNİZ KOMUTANIM.

Dedik. Hemen mühimmat deposuna gittik. Silahlarımızı yerleştirdik. Yeleklerimizi çıkardık. Hemen odalarımıza gittik. Üzerimizi değiştirip, lojmana geçecektik. Üstümü değiştirdim. Evde rahatça duş alırdım. Çanta mı da aldım. Saçımı da topuz yapıp odadan çıktım. Çisemde odadan çıktı.  Hemen karargahtan dışarı çıktık. Tim de arabaların orda duruyordu. Cihangirle bakıştık.

Kehribarlar her zaman ki gibi üzerimdeydi. Demir konuştu;

Demir: Komutanım artık gidelim. Çok yoruldum.

Gülümsedim. Konuştum;

Ayşegül: Ben markete gideceğim. Gelen varsa gelsin.

Berke bana baktı. Konuştu;

Berke: Komutanım ben gelirim. Yürüyelim olmaz mı?

Birşey olmuştu,benim kardeşime. Başımı salladım. Araba anahtarı demire attım. Yürümeye başladık. Bana bakan kehribara gülümsedim. Cihangir'de boynuna elini koydu. Hafif sallayarak gülümsedi. Onlardan uzaklaştık. Berke bana baktı. Konuştum;

Ayşegül: Eee berke kardeşim anlat. Ne derdin var.

Yürümeye devam ettik. Konuştu;

Berke: Komutanım ben aşık oldum.

Gülümsedim. Konuştum;

Ayşegül: Biliyorum.

Berke de gülümsedi. Konuştu;

Berke: Kimmiş komutanım.

Ellerimi cebime koydum. Konuştum;

Ayşegül: Yasemin.

Kolunu omzuma attı. Konuştu;

Berke: Komutanım çok mu belli oluyor.

Başımı salladım. Konuştum;

Ayşegül: Yani...

Elimle omzuna dostça vurdum. Konuştu;

Berke: Komutanım ben söylemeden nasıl anladınız?

Ayşegül: Bakışların ele veriyor kardeşim. Bakışların çok güzel. Yasemini üzmeyeceğine eminim. Hasan abiden dayak yiyeceğinden emin ol.

Kahkaha attık. Elini omzumdan çekti. Eliyle saçımı karıştırdı. Konuştu;

Berke: Beni seviyorsa, herşeyine varım.

Ayşegül: Büyüdün de aşık mı oldun çen.

Berke: Komutanım ya.

Ayşegül: Sıpa seni.

Markete gelmiştik. Hemen tatlı malzemeleri bölümüne girdim. 2 tane Puding, kabartma tozu, vanilya, un, krem şanti, damla çikolata, 3 tane süt, pudra şekeri, nişasta, margarin v.b şeyler aldım. Berke bir sepettekilere, bir bana baktı. Konuştu;

Berke: Komutanım bunları napcaksınız.

Sepeti ilerlettim. Konuştum;

Ayşegül: Birşeyler yapacağım.

Berke başını salladı. Birkaç şey daha alıp, kasaya gittik. Ödeyip marketten çıktık.

**********

AYŞEGÜL'DEN:

Eve girdim. Berkeyle dertleşmiştik. Hemen kendimi duşa attım. Kısa bir duş alıp, çıktım. Üstüme rahat şeyler giyip, saçımı topuz yaptım. Kendimi mutfağa attım. Çisem uyuyordu. Uyandırmadan, yavaş yavaş birşeyler yapmaya başladım. Çikolatalı kek yapacaktım. Hemen önlüğü taktım. Yapmaya başladım. Şarkı söyledim. Karadeniz şarkılarından...

"Hey gidi Karadeniz
Gemilerin gider mi
Öyle özledim yari
Anlatmakla biter mi"

Fırını açtım. Keki çırpmaya başladım. Tüm stresimi atmaya çalıştım.

"Hey gidi Karadeniz
Gemilerin gider mi
Öyle özledim yari
Anlatmakla biter mi"

Öyle özledim yari. Keki bir borcama döktüm. Fırın ısınmıştı. Hemen koydum. Sırada cupcake yapmaya başladım. Bulaşıkları topladım. Makineye koydum. Mixeri de yıkadım. Şarkıya devam ettim.

"Yar hasretine doydum
Gün üstüne gün koydum
Sevdam dönersin diye
Sol yanımı boş koydum"

Sol yanımı boş koydum. Hemen cupcake kabını alıp, cupcake kağıtlarını koydum. Çikolatalı yapmaya karar verdim. Hemen yapmaya devam ettim.

"Yar hasretine doydum
Gün üstüne gün koydum
Sevdam dönersin diye
Sol yanımı boş koydum"

Cupcakekin keki bitmişti. Hemen kaplarına döktüm. Üstüne damla çikolata koydum. Keke baktım. 15 dakika olmuştu. 10 dakika sonra çıkartcaktım. Birden kapı çaldı. Elimi yıkayıp, kapıya koştum. Bir sürü gül vardı. Kurye konuştu;

Kurye: Ayşegül hanıma bakmıştık.

Şokla baktım. Konuştum;

Ayşegül: Benim...

Kurye gülümseyerek bakarak, konuştu;

Kurye: Bunlar sizin efendim. Şuraya bir imza.

Hemen imza attım. Heycanla konuştum;

Ayşegül: Kimden acaba?

Gülümseyerek bana baktı, konuştu;

Kurye: Cihangir beyden.

Bana gül mü almıştı. Kaç tane vardı. Sayamadım. Kuryeye sordum;

Ayşegül: Kaç tane var burda?

Kurye bana baktı. Bende ona. Konuştu;

Kurye: 2000 tane efendim.

Ayşegül: Oha...

Kahkaha attı. Konuştu;

Kurye: Nereye koyalım efendim.

Şoktan çıkarak. Konuştum;

Ayşegül: Salona koyabilirsiniz.

Kapıdan çekildim. İçeriye gülleri koymaya başladılar. Bende fırından keki çıkardım. Cupcakeki koydum. Hemen salona geçtim. Güllere baktım. Beyaz ve kırmızı vardı. Bu kadar da çok fazlaydı. Gerek yoktu. Ben yedi tane güle bile kıyamazdım. Kuryeler gitmişti. Gülümsedim. Bu anıyı da asla aklımdan çıkarmıyacaktım.


Bu kadar gülün içinde not aramaya başladım. İllaki vardı. Koymuştur herhalde. Birden beyaz güllerin arasında kalpli bir kağıt buldum. Okumaya başladım.

Beyaz gül sever dediler. Ben yinede kırmızı da aldım. Hiç biri senin gibi güzel kokmuyor gül kokulum. Bu salağı affetsen mi. Affetmesen de haklısın. Kovmalıydım. Lütfen benim gibi bir salağı affet. Bunlar en çok sana yakışır diye düşündüm güzelim.

Cihangirinden......

Gülümsedim. Ben affederdim. Hep affeden olmuştum. 2000 tane güle hiç gerek yoktu. Beyaz gül severdim. Nerden öğrendi ki. Kendine salak mı demişti. Kıyamazdım. Affettim bile. Konuştum;

Ayşegül: Salak şey....

Gülleri odama sonra taşırdım. Hemen fotoğrafını çektim. Anı olarak kalmalıydı. Mutfağa koştum.

1 SAAT SONRA:

Bir sürü şey yapmıştım. Börek yaptım,Islak kek yaptım, cupcake yaptım. Browni yaptım, kurabiye yaptım, poğaça yaptım. Onlar hazırdı. Artık önlüğümü çıkardım. Saat öğlen 1 geliyordu. Mutfağı topladım. Süpürdüm. Hemen yatağa yattım. Uyudum. 5 saat geçmişti. Çisem beni uyandırdı. Eliyle dürtüyordu. Kolumu söktü. Konuşmaya başladı.

Çisem: Kalk lan artık. Meryem abla yemeğe çağırdı.

Uyku sersemiyle, konuştum;

Ayşegül: Hıhı, sen git ben gelirim.

Çisemde alayla konuştu;

Çisem: He bende bunu yedim. Kalk artık.

Sinirle konuştum;

Ayşegül: Uyuyacağım çisem, işine git.

Çisem: Ya kalk. Ne uykuymuş.

Tabi bu mutfağa girmemişti. Girse şok olurdu. Konuştum;

Ayşegül: Bak bakalım ben mutfaktamıyım. Hadi git.

Kahkaha attı. Konuştu;

Çisem: Hadi lan. Geç kalacağız.

Sinirle yastıktan kafamı kaldırdım. Konuştum;

Ayşegül: Çisem git yoksa çarpacağım bir tane.

Çisem: Kalkta çarp lan.

İyice sinirlendim. Küfür savurdum;

Ayşegül: Siktir git. Şimdi ebeni sikeceğim.

Sinirlice sabır çektim. Devam ettim;

Ayşegül: Tövbe tövbe....

Çisem: Ebemi karıştırma. Tabi tabi yaparsın sen.

Takmadım. Kafamı yastığa gömdüm. Birden bağırdı.

Çisem: KALK ARTIK. HEM O GÜLLER NERDEN ÇIKTI.

Hemen cevapladım.

Ayşegül: Sanane acaba.

Ekledim.

Ayşegül: Özür hediyesi....

Uykum kaçmıştı. Sinirlice yataktan kalktım. Konuştum;

Ayşegül: Mutfaktaki yaptıklarımın hepsini götürelim.

Çisem: Ne yaptın lan.

Sinirlice ve huysuzca konuştum;

Ayşegül: Git bak lan. Bende üstüme düzgün şeyler giyeyim. Hadi çık.

Terliği fırlattım. Odadan çıktı. Lavobaya gittim. Yüzümü yıkadım. Odaya geri gittim. Eşofman altı giydim. Tişört giydim. Yanıma telefonumu aldım. Biraz dalin sıktım. Saçımı tekrardan topuz yaptım. Odadan çıktım. Çisem mutfaktaydı. Elinde yaptıklarımın 3 tanesi vardı. Geri kalanını da tepsiye koydum. Kucağıma aldım. Çiseme döndüm. Konuştum;

Ayşegül: Yürü kapıyı aç lan.

Kendim uykudan uyanmayınca, huysuz oluyordum. Çisem konuştu;

Çisem: Ne ara yaptın lan bunları. Çok güzel olmuş.

Ayşegül: Yaptım bir ara. Hadi gidelim. Hem açım hem uykum var.

Çisemde önden yürüdü. Anahtarı cebine aldı. Kapıyı açtı. Bende önden çıktım. Croslarımı giydim. 2 kat yukarda oturuyorlardı. Asansöre bindim. Çisemde bindi. Uykum vardı. Düşüp bayılacağım şimdi. Asansör durdu. Hemen indik. Çisem kapıyı çaldı. Meryem abla açtı. Cihangir'in ailesi de burdaydı. Elimdekilerine hepsi baktı. Uykuluydum. Hiç birini çekemezdim. Meryem abla bir elimdekilere, birde bana baktı. Konuştu;

Meryem abla: Kuzum ne ara yaptınız bunları?

Çisem konuştu;

Çisem: Ben yapmadım. Hepsini Ayşegül yaptı. Şuan sana bile cevap vermeyebilir. Çünkü uykusundan uyandırdım. Biraz huysuz.

Sinirlice baktım. Konuştum;

Ayşegül: Uyandırmasaydın huysuz olmazdım. Yani yaptım bir şekilde Meryem abla. Nere koyayım. Düşüp bayılacağım şimdi.

Meryem abla gülümsedi. Konuştu;

Meryem abla: Kuzum şu masaya koy. Bayılacak gibi duruyorsun zaten. Görevden geldin zahmet etmeseydin kuzum.

Gülümsedim. Konuştum;

Ayşegül: Lafı bile olmaz abla ya. Ne yaptım sanki.

Berke konuştu;

Berke: O yüzden marketten bu kadar şey aldınız komutanım.

Başımı salladım. Cihangir yanını bana mı ayırmıştı. Yada ben böyle düşünüyordum. Masaya koydum. Yanına oturdum. Yanımda demir vardı, öteki tarafımda cihangir vardı. Koltuğa kafamı yasladım. Dakikasına uyuma gibi bir şeyim vardı. Gözlerim kapanmaya başladı. Kafamı cihangire yaslamıştım. Farkında değildim. Herkes başka işlerle uğraşıyordu. Cihangir saçıma öpücük bırakmıştı. Kulağıma birşey fısıldadı.

İyi uykular benim huysuz güzelim.

Buna karşılık cevap verdim.

Ayşegül: hıhı.

Demiştim. Cihangir gülümsedi. Kendimi uykuya bıraktım.

*********

AYŞEGÜL'DEN:

2 saat geçmişti. Gözlerimi araladım. Karşımda o yellozu görmeyi beklemiyordum. Gözlerimi kırpıştırdım. Kafamı birine yaslamıştım. Kesinlikle kolu kopmuştur. Yanımdaki kişiye baktım. Cihangirdi. Bana baktı gülümsedi. Gamzeler yine günümü şenlendirdi. Elleriyle saçlarımı kulağımın arkasına koydu. Gülümsedim. Omzundan kafamı kaldırdım. Bir an bocalamış gibi oldu. Ayağa kalktım. Mutfağa doğru yürüdüm. Meryem abla da ordaydı. Susamıştım. Yanına gittim. Adım sesleri çıkarttım. Korkmasın diye. Arkasını döndü. Meryem abla konuştu;

Meryem abla: Günaydın kuzum.

Gülümsedim. Konuştum;

Ayşegül: Günaydın abla.

Arkasını döndü. Konuştu;

Meryem abla: Uykunu aldın mı kuzum.

Ayşegül: Aldım abla.

Yemeği karıştırdı. Konuştu;

Meryem abla: Cihangirle aran nasıl?

Gülümsedim. Konuştum;

Ayşegül: Abla sana birşey diyeceğim ama sakin olacaksın.

Gülümsedi, kafasını salladı. Konuştu;

Meryem abla: Tamam kuzum.

Gülümseyerek, kısık sesle konuştum;

Ayşegül: Ben cihangire aşık oldum.....

Birden bana baktı. Ben demiştim bakışı attı. Gülümsedi.

Meryem abla: Haydi o zaman söz merasimine.

Kahkaha attı. Bende gülümsemeye devam ettim. Konuştum;

Ayşegül: Yok artık be abla. Asıl bombayı sana söylüyeyim mi?

Bana döndü. Konuştu;

Meryem abla: Söyle bakayım.

Ayşegül: Cihangir bana 2000 tane gül aldı. Evde şuan abla.

Şokla baktı. Dili tutulmuştu galiba. Konuştu;

Meryem abla: Ne diyorsunn. Sen ciddisin. 2000 tane gül ne?!!. Ben hayatımda o kadar gülü bir arada görmedim.

Başımı salladım. Kahkaha attım. Konuşmaya devam etti.

Meryem abla: Net evlenmeniz gereken konular var.

Bu sefer ben şaşırdım. Konuştum;

Ayşegül: Abla daha sevgili bile olmadık ya.

Bana sarıldı. Bende tepkisiz kalamadım. Sarıldım. Duygusala bağladı ya. Konuştu;

Meryem abla: Kuzum çok sevindim. Yakında olur hepsi kuzum. Hep mutlu olun. Ay böyle çocuklarınız olsa ne güzel olur.

Ayrıldı. Lan evlilik dedi. Çocuk çıktı. Oooo daha çok var. Konuştum;

Ayşegül: Oha abla ya. Abartma.

Meryem abla: Kuzum abartmıyorum.

Tabakları çıkardı. Elime tutuşturdu. Konuştu;

Meryem abla: Hadi bunları içeriye götür de. Yüzünü yıka yemekler hazır.

Oflaya oflaya mutfaktan çıktım. Arkamdan bağırdı.

Meryem abla: Ablaya of denmez.

Gülümsedim. İçeriye girdim. Masaya dizmeye başladım. Sakince diziyordum. Dizme işini bitirdim. Egemen yanıma koştu. Konuştu;

Egemen: Gül abla seni çok özledim.

Gülümsedim. Kollarımı uzattım. Kollarını açtı. Yavaşça kucağıma aldım. Yanağına buse kondurdum. O da beni öptü. Sarıldı. Bende sarıldım. Gülümsedim. Konuştum;

Ayşegül: Ben varya seni çok ama çok özledim. Burnumda tüttün. Sen nerdesin ya. Sapşikim benim.

Kolarını boynuma doladı. Kocaman gülümsedi. Yerdim ben bunu. Konuştu;

Egemen: Gül abla bir an beni unuttun sandım. Korktum.

Ay yerim seni. Konuştum;

Ayşegül: Ben seni unutabilirmiyim hiç. Kıyamam sana ben. Yerim seni sıpa.

Kahkaha attı. Cihangir bana baktı. Çok güzel bakıyordu. Yiyesim geldi bir an. Etrafımda döndüm. Egemen kahkahalar atıyordu. Birden yere indirdim. Konuştum;

Ayşegül: Benim işim var egemenim. Sonra eğleniriz.

Egemen: Tamam gül abla.

Lavobaya doğru gitmeye başladım. Arkamda cüssesi vardı. Huzur veriyordu. Güven veriyordu. Bir bakışı ile ben burdayım diyordu. Arkandayım diyordu. Lavobunun önüne geldim. Tam girecekken kendine çekti. Gözlerine baktım. Bana baktı. Konuştu;

Cihangir: Gülleri beğendin mi?.

Gülümsedim. Konuştum;

Ayşegül: Güzel beğendim.

Yaklaştı. Duvara doğru yanaştım. Konuştu;

Cihangir: Affettin mi benim gibi salağı.

Gülümseyerek. Konuştum;

Ayşegül: Affettim ama salak demesek biri üzülüyorda.

Kahkaha attı. Omzuna vurdum. Konuştum;

Ayşegül: Biraz sakin mi kahkaha atsan. Biri duyarsa.

Bana yaklaştı. Elini duvara koydu. Konuştu;

Cihangir: Duysunlar. Onlar umrumda mı sence.

Ayağına bastım. Geri çekilmesi için. Bana baktı. Gamzelerini gösterdi. Konuştum;

Ayşegül: Yürü içeri biri gelecek şimdi.

Hiç birşey umrunda değil gibiydi. Yaklaştıkça, yaklaştı. Kafasını boyun girintime koydu. İyice sokuldu. Konuştu;

Cihangir: İşte bu koku o güllerden bin kat güzel.

Konuştukça dudakları boynuma değiyordu. Hareket etmedim. Karşılıksız da kalamadım. Boynuna kollarımı sardım. Belimi ele geçiren elleriydi. Damarlı, yumuşak, uzun ve nasırlı elleri vardı. Çok güzeldi. Konuştum;

Ayşegül: Artık içeriye mi gitsen.

Cihangir boynuma yavaşça öpücük bırakıp, çekildi. Gülümsedim. Sert ve buz gibi olan gözleri geri geldi. Konuştu;

Cihangir: Yavrum hızlı gel.

Gitti. Arkasından baktım. Gülümsedim. Lavobaya gittim. Yüzümü yıkadım. Boynuma da ellerimi sürdüm. Ferahlamak için. Çünkü şuan yanıyordum. Alev alev yakıyordu bana yaklaştıkça. Suyu kapattım. Herkes masaydı. Cihangirin yanı boştu. Gidip oturdum. Birşeyler yemeye başladım. Birden yeşim abla konuştu;

Yeşim abla: Bu böreği sen mi yaptın meryem çok güzel olmuş.

Meryem abla bana baktı. Konuştu;

Meryem abla: Ayşegül yaptı. Benim hamarat kuzum. Çok güzel olmuş.

Gülümsedim. Konuştum;

Ayşegül: Afiyet olsun.

Yelloz bana bakarak konuştu;

Selin: Ben daha iyisini yapardım.

Sinirlenmeyecektim. Çünkü o bunu bile haketmiyordu. Yine de lafımı esirgemedim. Konuştum;

Ayşegül: Yapsaydın o zaman. Napalım yani.

Hızlıca yemeğine geri döndü. Bende çiğdemi aradım. Çaldı... Çaldı..... Çaldı..... Ve açıldı.

Çiğdem: Alo bebeğim noldu?

Ayşegül: Aşko akşam düğün var. Sen de gelirmisin diyecektim. Lütfen beni kırmazsın demi.

Çiğdem: Ben sana kıyamam aşkom. Geliyorum. Ama sen alırsın beni ona göre.

Ayşegül: Tamam birtanem. Hazırlan. Akşam alırım seni. Görüşürüz aşkom.

Çiğdem: Tamam aşko. Öptüm görüşürüz.

Ayşegül: Bende öptüm.

Mert sırıtıyordu. Yakıştılar ya.

*********

AYŞEGÜL'DEN:

Yemek yedikten, sonra bulaşıkları topladık. Evlere dağıldık. Akşama düğün vardı. Çiseme elbise giydirecektim. Turanın aklını aldıracaktım. Zaten ben giyecektim. Bende cihangirin aklını alayım da görsün. Hemen eve girdik. Çisemin elinden tutup, odama sürükledim. Benim elbiselerimden birini giyerdi. Çisem konuştu;

Çisem: Lan napıyorsun?

Kahkaha atarak, odaya çekmeye devam ettim. Konuştum;

Ayşegül: Seni hazırlayacağız. Sen de turanın aklını alacaksın. Bence okeyiz.

Çisem şoka girdi. Turan ismini duyunca, kalpten gidiyor. Konuştu;

Çisem: Bana elbise yakışmaz ki. Güzelde değilim.

Sinirlice odanın kapısını açtım. Konuştum;

Ayşegül: Çok güzelsin bir kere. Seni biraz süslersem, güzelliğine güzellik katarız aşkom. O Turan bu akşam aşık olacak da olacak başka çare yok.

Çisem: Ya aşık olmazsa. Tipi değilsem.

Ayşegül: Çarparım bir tane. Tipi değilmiş, ya senden iyisini mi bulacak. Neyse hangi renk elbise giysen.

Çisem dudaklarını büktü. Bilmem hareketi yaptı. Off mavi mi giyse, siyah mı giyse, beyaz mı giyse, yeşil mi giyse, kırmızı mı giyse yoksa şarap kızılı mı??. Karar veremedim şuan. Dolabımda kuzenimin düğününe giyerim diye aldığım, siyah elbise gözüme çarptı. Elime aldım. Yakışırdı. Hemen ona uzattım. Bir elbiseye, bir bana baktı. Konuştu;

Çisem: Çok açık bu. Ben bunu giyemem. Hayatta olmaz.

Kötü bir kahkaha attım. Bu elbise giyilecekti. Konuştum;

Ayşegül: Hadi ya. Az vaktimiz kaldı. Giy şunu. Yoksa zorla giydiririm.


Elbise bu. Eline aldı. Banyoya gitti gülümsedim. Kendime baktım. Çisem siyah giyecekti. Ben ya mavi yada şarap kızılı giyecektim. Sonra dolabı gözden geçirdim. Maviyi eledim. Şarap kızılından bakmaya başladım. Gördüğüm şeyle nutkum açıldı. Bunu giysem varya olaydım. O yüzden giyelim dimi. Hemen elime aldım.

Bu elbiseydi. Ölürdüm ya. Çok güzellll. Hemen üstüme giydim. Aynada kendime baktım. Etrafımda döndüm. Bacağı biraz açıktı, ama o kadar da sorun değildi. Çisem banyodan çıktı. Gördüğüm şeyle şoka uğradım. Çiseme bu elbise cuk oturmuştu. Gözlerimi ovuşturdum. Çok güzeldi. Esmer yakın tenine çok yakmıştı. Konuştu;

Çisem: Olmamış demi. Ben sana dedim ama yakışmaz diye. Güzel değilim diye.

Yanına gittim. Elini tuttum. Döndürdüm. 1 tur döndü. Konuştum;

Ayşegül: Çok yakışmış. Cuk oturmuş yani. Harika gözüküyorsun. Bayılacağım şuan.

Bayılma numarası yapıp, kendimi yatağa attım. Az vakit kalmıştı. Hemen kalktım. Elinden tutup, yatağa oturttum. Makyaj malzemelerimi topladım. O kadar çok değildi ama vardı benimde makyaj malzemelerim. Güneş kremi sürdüm. Makyaj bazı sürmeye başladım. Çok makyaj yapmayacaktım. Biraz da kapatıcı sürdüm. Süngerle dağıttım. İyice dağıttıktan sonra bronzer aldım. Sürdüm. Allıkta sürdüm. Gözlerine kahve tonları far sürdüm. Dağıttım iyice. Düz bir eyeliner çektim. Pudrayı aldım. Kapatıcı sürdüğüm yerlere dağıttım. Son olarak da en iyi rimelimi aldım. 2 kat dışa çıkarmadan sürdüm. Elime bordo ruj aldım sürdüm. Hazırdı. Çok güzel olmuştu. Koştu aynaya baktı. Konuştu;

Çisem: Çok güzel olmuş. Teşekkür ederim.

Gülümsedim. Konuştum;

Ayşegül: Ne demek kardeşim benim. Saçını napacaksın. Bence topuz yapabiliriz yada salabilirsin. Sen karar ver bende makyajımı yapayım.

Hemen oturdum. Aynayı karşıma aldım. Hemen güneş kremi sürdüm. Makyaj bazını da sürdüm. Kapatıcıyı elime aldım, sürdüm. Süngerle dağıttım. Kontürü elime aldım. Sürdüm, fırçayla dağıttım. Allık sürmeye başladım. Çok seviyordum. Gözlerime de kahve tonları uyguladıktan sonra eyelineri düzgünce çektim. Pudraladım. Rimeli sürdüm. Kırmızı rujumu sürdüm. 2 kat sürdüm. Hazırdım.

Topuklu ayakkabılarına baktım. Çiseme de kendime de bakmaya başladım.


Çiseme bunu beğendim. Eline uzattım,çok topuğu yoktu. Aldı. Yatağa oturdu. Giymeye başladı. Kendime topuklu bakmaya başladım. Buldum.


Bunu giyecektim. Baya güzeldi. Hemen oturdum. Giymeye başladım. Çisem konuştu;

Çisem: Kanka olmadı ya. Ben kot giyerim. Elbisen mahvolmasın.

Sinirlice, kaşlarımı çattım. Konuştum;

Ayşegül: Ya çisem çakacağım bir tane. Hem elbise senden önemli değil. Topuklu da kır at. Umrumda değil. Çok güzel oldun bir kere. Taş gibi hatunuz he.

Gülümsedi. Bu sefer baya içten gülümsedi. Ayağa kalktı. Topuklu ayakkabıyı giymişti. Bana sarıldı. Bende sarıldım. Konuştu;

Çisem: Sen iyiki geldin. Ben ilk defa ailem olduğunu hissediyorum. Hülya abla seni beni ayrı etmedi. Akın beni de ablası bildi. Beni bu kadar güldüren siz oldunuz. Şimdi ise hiç çekinmeden herşeyini bana veriyorsun. Cidden seni çok seviyorum.

Ayrıldım. Gülümsedim. Konuştum;

Ayşegül: Tabi lan. Bende seni çok seviyorum. Hadi in aşşağı da tim senin güzelliğini görsün.

Bana baktı. Konuştu;

Çisem: Sen gelmiyormusun?

Ayşegül: Geleceğim de önce çiğdemi alacağım. Sonra bir kaç işim daha var. Time söyle beklemesinler.

Başını salladı. Odadan çıktı. Çantamı aldım. Telefonumu aldım.

***********


AYŞEGÜL'DEN:

Aşşağıya indim. Tim gitmişti. Acaba çisemi gördüklerinde ne tepki verdiler ki. Hemen arabama yürüdüm. Kapıları açtım. Arabaya bindim. Çiğdem mesaj attım.

Ayşegül:
10 dakikaya ordayım.
Bekletme beni aşko.

Çiğdem:
Tamam aşkom.
İniyorum hemen.

Hemen arabıyı çalıştırdım. Hızlıca sürmeye başladım. Düğünde o yellozda olacaktı. Ay eğlenmeye bak Ayşegül. Morel bozmak yok. 10 dakika sonra çiğdemin yanına varmıştım. Arabayı durdurdum. Öne oturdu. Kapıyı kapattı. Çantamı kucağına aldı. Arabayı çalıştırdım. Sürmeye başladım. Konuştu;

Çiğdem: Aşko kim kim geliyor?

Gülümsedim. Konuştum;

Ayşegül: Tim. Cihangir ailesi ve o yelloz karısı.

Çiğdem yüzünü ekşitti. Konuştu;

Çiğdem: Iyy kusacağım. O da her yerden çıkıyor.

Kahkaha attım. Başımı salladım. 10 dakikaya düğün yerine varmıştık. Düğün başlamamıştı. Arabayı parkettim. Arabadan indik. Kilitledim. Düğün salonu'na girdik. Gözlerim timi aradı. Ön yerlerden,yer kapmışlardı. Tim çok yakışıklı olmuştu. Hepsi damatlık gibi şeyler giymişti. Cihangir beyaz gömlek giymişti. Kasları belliydi. Lacivert, siyah karışımı pantolon giymişti. Çok yakışıklıydı. Etkilenmemek elde değildi.

Onların yanına gittik. Bizi ilk gören demirdi. Beni görünce ayağa kalktı. Bizi süzdü. Sonra kocaman gülümsedi. Yanıma geldi. Kolunu uzattı. Hemen girdim. Timin yanına yürüdük. Masanın önüne gelince, demir beni döndürdü. Herkesin gözü bizdeydi. Demir konuştu;

Demir: Çok güzel olmuşsunuz komutanım ya.

Cihangir bana baktı. Elbiseye baktı, sonra bana baktı. En son elbisenin yırtmacında gözü takıldı. Yutkundu. Sonra dekolteme baktı. Gamzelerini gösterdi. Bende gülümsedim. Savaş konuştu;

Savaş: Gözlerim kamaştı komutanım.

Berke yanıma geldi. Beni kendine çekti. Konuştu;

Berke: Harika olmuşsunuz komutanım.

Mert çiğdeme odaklanmıştı. Çisem de mavi güzel bir elbise giymişti. Cihangirin yanına gittim. Oturdum. Bacak bacak üstüne attım. Herkes oturmuştu. Cihangir kulağıma yaklaştı. Konuştu;

Cihangir: Çok güzel olmuşsun yawrum. Ama nerde kaldınız ya.

Gülümsedim. Bende ona yaklaştım. Konuştum;

Ayşegül: Ne o,özledin mi beni yüzbaşı.

Gamzelerini gösterdi. Öpesim geldi. Dudaklarıma baktı. Konuştu;

Cihangir: Çok özledim güzelim. Sen beni özlemedin mi?

Karşılık verdim.

Ayşegül: Kim demiş. Çok özledim.

Şokla bana baktı. Benden beklemiyordu. Açıkça konuştum. Çünkü en çok o hakediyordu. Sonra dans müziği çalmaya başladı. Gelin damat girdi. Dans etmeye başladı. Çok güzellerdi. 5 dakika sonra müzik bitti. Sunucu konuştu;

Sunucu: Çiftlerimizi sahneye bekliyoruz.

Biri bana doğru geliyordu. Önümde durdu. Konuştu;

Adam: Ben savcı aytekin. Benimle dans edermisiniz?

Cihangir sinirle bana uzatılan ele baktı. Adamın elini itti. Konuştu;

Cihangir: Benle dans edecek kardeş. İşine git.

Elimi tuttu. Beni narince kaldırdı. Ayağa kalktım. Sahneye gittik. Meryem abla ve hasan abi de dansa kalktı. Mertte çiğdemi kaldırdı. Turan da çisemi kaldırdı. Dans etmeye başladık. Ellerimi cihangirin boynuna doladım. O da ellerini belime sabitledi. Belimden tutarak, beni destekledi. Kafamı omzuna yasladım. Şarkı da kalbimin tek sahibineydi. İrem derici he güzelmiş. Cihangir dudaklarını saçıma dayadı. Öptü. Ellerimi daha da doladım. Dans etmeye devam ettik. Cihangir konuştu;

Cihangir: Çok şükür, bin şükür seni bana veren yarabbime. Seni bana getiren ayaklarına kurban olurum ben. Söyle ölsün mü sana bu cihangir.

Gülümsedim. Kafamı geri çekmedim. Konuştum;

Ayşegül: Ölmesin. Yaşasın ki gamzelerinle yaşadığımı hissedeyim.

Gülümsedi. Belime iyice sarıldı. Çenesini kafama bastırdı. Kalbini duyabiliyordum. Ben bu adamı seviyordum. Aşıktım. Dans bitti. Geri yerimize oturduk. Birden oyun havası çaldı. Demir ayağa kalktı. Bende kalktım. Şarkı hasanımdı. Hem söylüyorduk. Hemde oynuyorduk.

Ayşegül-demir: Hasanım doğruyu söyle. Hasanım olur mu böyle.

Kıvırdık. Etrafımızda döndük. Ellerimizi şıklattık. Yer değiştirdik. Söylemeye devam ettik.

Ayşegül-demir: Hasanım doğruyu söyle. Hasanım olur mu böyle.

Şarkı bitti. Halay şarkısı çalmaya başladı. Hemen topukluları çıkardık. Çiğdem sandalyeye koydu. Bende koyacaktım ki. Elimden cihangir aldı. Elinde tutmaya başladı. Gülümsedim. Halaya doğru yürüdük. Gelin antepliydi. Anteplimi açmışlardı. Hemen halaya girdik. Davulları çalmaya başladılar. Söylemeye başladık.

Ayşegül-çiğdem: Antebin hamamları, sallanır külhanları.

Ula diye bağırdık. Halay çektik. Nakarat geldi bağırdık.

Çiğdem- Ayşegül:  Hele hele anteplim. Gel yanıma bil tatlım. Çifte telli çalıyor kalkında oynayalım.

Halayı çektik. Şarkı bitti. Sırada pop şarkılarına geldik. Sunucu istediğiniz var mı diye sorunca, bende yanına gittim. Benden daha iyisini bulacakmış. Bok bulursun diye şarkıyı açtırdım. Birden başladı. Nakarat gelince sahnede kıvırmaya başladım. Söylemeye başladım.

Ayşegül: Daha iyisini bulacakmışsın.

Demir, savaş, berke, mert ve çiğdem söyledi.

Onlar: Bok bulursun.

Kıvırmaya devam ettim. Söyledim;

Ayşegül: Çekmezler benim gibi nazını.

Onlar: Kahrolursun.

Kıvırtarak cihangir yürüdüm. Söyledim;

Ayşegül: Çivi çiviyi sökermiş derler dene bence. Yetmez sana kocaman pense.

Onlar: Mahvolursun.

Son bir şarkı çaldı seni evime sarayıma kocam yapıcam. Cihangire baktım, göbek atarak söylemeye başladım.

Ayşegül: Seni evime sarayıma damat yapacağım
Kral yapacağım kocam yapacağım.

Cihangir gülümsedi. Zalımın oğlu. Yerim ben bunu. Yanına yaklaştım. Boynumu ona eğdim. Devam ettim.

Ayşegül: Dizi dizi altınlar taçlar takacağım
Olmaz diyenleri maymun yapacağım
Dizi dizi altınlar taçlar takacağım
Olmaz diyenleri maymun yapacağım.

Yelloza baktım. Oh çektim. Çatla hareketi yaptım. Söylemeye devam ettim.

Ayşegül: Paşamı da taktım koluma
Canım feda olsun yoluna
Vur davulcu vur davula
Küçücük hayalleri sığdırdık bavula.

NABERSİNİZ AŞKOLAR.

BÖLÜMÜ NASIL BULDUNUZ?

AYŞEGÜL BU BÖLÜM NASILDI?

YENİ BÖLÜM GELSİN Mİ?

YORUM YAPIN VE YILDIZ'A BASIN LÜTFEN😫🙏🙏💓

İYİ OKUMALAR.

SİZİ SEVİYORUM.


Continue Reading

You'll Also Like

ELVİN By M...

Teen Fiction

3.4K 276 9
Duygularını arka planda tutan, korkusuz, gözü kara, Mermi Timi'nin dikenli çiçeği Elvin Kunter, alayda Duygusuz Komutan olarak bilinir, bu ismi yaşat...
152K 11.8K 26
ÖTÜKEN YOLU Günümüzde yaşayan İlayda bir anda kendini GökTürk devletinde bulur bu yolculuk İlayda için sadece zamanda yapılmış bir yolculuk değild...
5.1K 537 10
"Hayatta hiç ummadığın bir anda mucizeler gerçekleşir. Ben yıllar önce kaybettiğim mucize'yi yıllar sonra yeniden bulmuştum. Bu defa asla kaybetmemek...
129K 6.6K 51
Tuğkan (not delisi) : Aslansın, kaplansın, aşkımsın. Luna Handan : Aşkın mıyım? Tuğkan (not delisi) : Şaka olsun diye.