Herkese merhabalaaaar🫶🏻🫶🏻🫶🏻🫶🏻🫶🏻🫶🏻
Giderek büyümemizin beni ne kadar mutlu ettiğini anlatamam.
Bu bölüm diğer bölümlere göre daha uzundu ve bölümlerin uzunluğu artık daha da artacak.
Şimdiden keyifli okumalar dilerim. Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın, yorumlarda sizle konuşmayı çok isterim.
🍷🤍
Gözlerimi huzurla açtığımda vücudum bir haftanın sonunda ilk defa bu kadar dinlenmiş hissediyordu. Kafamı yavaşça Demir'in göğsünden kaldırdığımda onun zaten çoktan uyanmış olduğunu gördüm.
"Günaydın."
"Günaydın, artık konuşalım mı?"
"Konuşalım ama ne diyeceğimi ne olacağını bilmiyorum."
"Sana dünde aynısını söyledim Arya bir şeyleri akışına bırakmayı dene."
"Olmaz işte ben öyle bir şey yapamam bir şeylerden emin olmadan gidişat hakkında kafamda bir şeyleri oturtmadan bir adım bile atamam."
O düşünceli bir şekilde bana bakarken ben konuşmama devam ettim.
"Hem neyi akışına bırakacağız? Ne yaşayacağız, sen benden ne istiyorsun ben senden ne istiyorum bunları bile söylemeden ne yaşamak için bir şeyleri açığa bırakacağız Demir?"
"Bilmiyorum işte, böyle olması gerekiyormuş gibi ve bende gerekliliği yerine getirmek istiyorum."
"Sende daha neyi istediğini bilmezken nasıl bir şeyin içine gireceğiz ki? Ne yapıcaz, yatak arkadaşlığı mı kusura bakma ama böyle bir şey olacaksa ben baştan yokum."
"İstediğim yatak arkadaşlığı olsa sana bunu istettiririm zaten."
"İstettirirmiş pardon neyi saçmalıyorsun acaba söylediğinin farkına var yanlış yerlere gitmesin."
Söylediğiyle sinirlerim iyice gerilirken sakin kalmaya çalıştım.
"Bak bende ne istediğimi bilmiyorum ilk defa, ama seninle yatakta birlikte olmak istediğime eminim ve bunu seninde istediğini biliyorum."
"Bedenlerimizin arasındaki çekimi inkar edemem zaten ama bu demek değil ki ben sadece sevişmek için görüşeyim kendime saygısızlık yapmış olurum."
"Tamam işte gerisini akışına bırakalım ne olacağını ikimizde bilmiyoruz zamanla görelim."
Ben ne olacağını biliyordum zaten, o sadece bedenim için benle olacaktı bense ona karşı içimde büyüyen hislerimle onu yanımda tutmak için her zamanki gibi bedenimi sunacaktım. Oda bunun farkındaydı ama saklamaya çalışıyordu.
"Ben nelerin olacağını tahmin edebiliyorum zaten Demir ama tamam istediğin gibi olsun akışına bırakalım."
Tam yanından çekileceğim sırada omzuma kolunu sıkı sararak buna izin vermedi.
"Bak kafandaki o saçma düşünceleri at. İstediğim sadece bir seks olsaydı bunu yapabileceğim binlerce kadın var, kendini böyle aşağılamayı bırak."
Ne diyeceğimi bilemedim.
"Tamam."
Beni yatağa sırtüstü çevirip üzerime çıktı.
"Bak gerçekten ne istediğimi bilmiyorum, etrafımda yaşayan biri beni görse dalga geçtiğimi falan sanar. O yüzden sende bir şeyleri akışına bırak."
Dediğiyle sadece kafamı salladım.
"Seni özledim."
Söylediğimle benden onay almış gibi dudaklarıma uzandı. İlk başta yavaş olan öpüşü aceleyle hızlanırken özlemle inledim. Dudaklarını dudaklarımdan çekip hızlıca üzerimdekini çıkardı. Dudakları boynumda oyalanırken bende onun üstündeki tişörtü çıkarmak için ellerimi uzattım. Tişörtü üzerinden çıkarttığımda oda göğüslerime eğilmişti. Zevkle sırtına tırnaklarımı bastırdığımda Demir'in boğazından derin bir inleme yükseldi. Arsızca gülümserken o üzerimdeki sütyenden de kurtulmuştu. Demir'in başını kaldırıp üzerimizdeki tüm parçalardan kurtulmamızı sağladım. O kadınlığıma doğru yöneldi.
Bu nasıl bir şeydi nasıl biriydi, ben nasıl hiç korkmadan onun erkekliğini ağzıma alabilmiştim onunla nasıl öyle arsız şeyler yaşayabilmiştim hiç korkmadan. Bu yaşattıklarının verdiği korku ve heyecanla onun başını iyice kadınlığıma bastırdım ve zevkle inledim.
"Dilini nasıl bu kadar iyi kullanabiliyorsun anlamıyorum, ahhh."
Söylediğimle gülümseyen dudaklarını kadınlığımda hissettim. Ben tam boşalacakken kafasını kaldırdı.
"Siktir! Devam etsene."
Arsızca gülerek tekrar dudaklarıma uzandı. Sabırsızlıkla ve yarım bırakmışlığının öfkesiyle dudaklarına atıldığımda kendisini sertçe içime itmesi bir oldu. Kendimi tutamayıp çığlık attığımda Demir sırıtarak sert hareketlerine devam ediyordu. Sertçe içimde gelgitlerine devam ederken tırnaklarım sırtını kazımıştı. Demir benim boşalmamla beraber içime kendini bıraktığında arsızca gülümseyerek dudaklarını öptüm.
İçimden çıkıp yanıma uzandı ve benide göğsüne çekti. Bir haftanın ardından huzurla başımı göğsüne koyduğumda gülümsedim ve sıkıca sarıldım.
.
Duş aldıktan sonra Demir şirkette işleri olduğu için kısa bir kahvaltı yapıp gitmişti. Benimde bugün psikolog randevum olduğu için hazırlanıyordum.
Leydi'nin mamasını kontrol ettikten sonra hızlıca evden çıktım. Her zamanki gibi randevuma yarım saat kala geldiğimde sürenin geçmesini beklerken oyalanmak için duvarlardaki lekeleri sayıyordum. Randevu saatim geldiğinde içeri girdim.
"Hoşgeldin Arya, nasılsın?"
"Hoşbuldum, iyi sen nasılsın?"
"İyi bende, uzun süredir görüşemedik ertelediğin için neler oldu bu süre zarfında anlatmak ister misin?"
"Tabii, aslında hiç beklenmedik ve benim için korkutucu şeyler oldu. Nasıl anlatacağımı ne diyeceğimi bilmiyorum, ne hissettiğimi de tam olarak kestiremiyorum ve yine her zamanki gibi bilinmezliğin getirdiği büyük korkuyla savaşmak için kendimi tüketiyorum."
"Bana neler olduğunu tam olarak anlatırsan sana yardımcı olabilirim izin verdiğin kadarıyla."
"Biliyorsun ki sürekli aynı yerlere giderim dışarıda, o gün gitmek istediğim barı değiştirmek istedim kendimi zorlamak istedim ordan vazgeçmek için. Araştırıp en düzgün barlardan birini buldum ve korkuyla gittim. Barda bi adamla çok uzun süre bakıştık ve ilgimi çekti. Kendimden beklenmeyecek bir şekilde hiç tanımadığım bir adamla korkusuzca beraber oldum. Sonra yatak ilişkisi gibi bir süre devam etti. Sanırım beni tetikleyen şeyler oldu ve yine kriz geçirdim, panik atağımda başladı tekrar. O anlarda Demir yanımda oldu ben onu istememe rağmen. Söylediğine göre acıdığı için değil kendisi yanımda olmak istediği için olmuş. Ama yine de kendimi yük gibi hissettim. İçimde ona karşı hisler oluşmaya başladı ama sanırım ondan karşılık yok buna ve olacak mı bilemiyorum. Ayrılmak istedim tamamiyle ama en sonunda yine kendimi onun kollarında buldum. Kendisi de ne istediğini bilmediğini söyledi ve akışına bırakmamı istedi. Düşünebiliyor musun Elif benim gibi bir insandan akışına bırakmayı istedi ve ben o gitmesin diye kabul ettim. Bu kadar işte olanlar."
"Öncelikle korkmadan ilişkiye girmen ve devam ettirmen senin için çok büyük bir adım bunu kendinde biliyorsun fakat senden düşüncelerini ve duygularını bastırmamanı rica ediyorum geri dönüşünün seni kötü etkilemesini istemiyoruz ikimizde. Kriz geçirdiğini söyledin ve bunun sebebinin onun seni bırakmaması için kendini aniden zorladığın için bastırdığın duyguların açığa çıkışı olduğunu düşünüyorum."
"Ne söyleyeceğini biliyorum ardına Elif. Tekrar tekrar her seferinde aynı şeyleri duyuyorum ama hayatıma tam olarak geçiremiyorum. Düşüncelerimden kaçmak için her yolu deniyorum ama kaçamıyorum, duygularımı bastırmak için elimden geleni yapıyorum çünkü korkuyorum. O bastırdıklarımın ve kaçtıklarımın beni sonradan ne kadar fazla zorladığını da biliyorum ama yinede kaçıyorum."
"Amacım seni bunlara zorlamak değil biliyorsun. Her ne kadar kaçmak ve bastırmak sana o anlarda çok daha iyi gelse de düşünceden kaçtıkça ona yaklaşırsın, istemediğin duygularını bastırdıkça onlar dahada istemediğin bir halde karşına çıkar ve seni dahada zorlar."
"Tamam Elif deneyeceğim tekrar."
"Demir nasıl biri ondan bahsetmek ister misin?"
"Nasıl biri bilmiyorum sanırım tam çözemedim ve dediğim gibi garip bir ilişki benim için tanımaya tam olarak bi adım atamadım."
"Hissettiğin ve gözlemlediğin kadarını anlatabilirsin."
"Garip bir insan. Sanki çok duygusal biri ama aslında hiçte duygusal değil gibi. Merhametli gibi ama çokta gaddar sanki. Dışarıdan bakıldığında insanın içini titreten bir duruşu var. Benim içimi heyecandan titretirken başkalarını korkudan titretir gibi bir duruş."
"Güzel, yine de gayet açıklayıcı tanımladın. Sana karşı olan yaklaşımlarını ve hislerini nasıl değerlendiriyorsun?"
"Bana sanki acıyormuş gibi hissediyorum ama her bunu dile getirdiğimde öfkeleniyor veya bakışlarımdan anladığında asla öyle bir şeyin olmadığını savunuyor, kendisi yanımda olmak istediği için bana destek olduğunu söylüyor. Sadece bedenimi istediğini düşünüyorum başka bir sebeple biri beni neden ister ki hem bende ona bedenimi sunarak benden gitmemesini sağlamaya çalışıyorum. Bedenlerimizin arasında olan çekimi kendisi de dile getiriyor isteğinin olduğunu inkar etmiyor ama benle sadece yatak ilişkisi için beraber olmadığını söylüyor ama kendisi de ne istediğini bilmediğini söylüyor."
"Öncelikle kendini sevilmeye dair olarak görmemen doğru bir şey değil bunu sende biliyorsun. Herkes sevilmeye layıktır ve insan kendi sevgisine layıktır. Kendini sevmelisin çünkü bu sana en iyi gelebilecek ilaçtır. Yaşadığın travmaların ardından böyle hislere kapılman olağan şeylerden bu yüzden kendin için yapabileceğin en iyi şey kendini sevmen ve kabullenmendir. Böylelikle başkalarının da seni sevebileceğine inanırsın."
"Bu günlük bu kadar olsa olur mu yoruldum."
"Tabii ki sen nasıl istersen, tekrar geldiğinde görüşmek üzere. İlaçlarını aksatma lütfen."
"Tamam teşekkürler görüşürüz."
"Görüşürüz."
Elif'in yanından çıktığımda duygularım karmakarışıktı. Ne yapacağımı ne hissedeceğimi bilmiyordum. Kendimi bu kadar kirli ve iğrenç görürken nasıl sevebilirdim bilmiyordum. Hiçkimse beni sevmemişken kendime nasıl sevgi gösterebilirdim bilmiyordum. Ben daha sevmeyi bile bilemezken nasıl devam edilir bilmiyordum.
🍷
Klinikten çıktıktan sonra yorgunlukla eve gelmiştim. Üstüme bir gecelik geçirmiştim ve salonda uzanıyordum.
Ben:
Napıyorsun?
Çevrimiçi...
Yazıyor...
Anında mesajıma dönmesi beni gülümsetmişti.
Seksi oğlum:
Toplantıdan çıktım sen ne yapıyorsun?
Ben:
Uzanıyorum bende.
Seksi oğlum:
Şirkete gitmedin mi sen bugün?
Ben:
Hayır başka işlerim vardı dışarıda onları halledince eve geldim.
Ben:
Gelecek misin akşam?
Seksi oğlum:
İstersen neden olmasın.
Ben:
Gel tabii neden istemeyeyim.
Seksi oğlum:
Malum ne yapacağın belli olmuyor onun için.
Söylediği kendime biraz daha sinirlenmeme sebep oldu.
Ben:
Neyse, yemek hazırlarım o zaman aç gel.
Seksi oğlum:
Tamamdır, akşam görüşürüz.
Ben:
Görüşürüz.
Hızlıca kalkıp buzluktan tavuk pirzolalarını çıkarttım ve açılması için ılık suyun içine koydum. Onların buzu çözülürken bende pirinç pilavı yaptım. Pirzolalar açıldıktan sonra yiyenlerin çok beğendiği özel sosumdan hazırlayıp pirzolaları sosa buladım. Sosladıklarımı dolaba dinlenmesi için bıraktım ve salata yaptım. Pirzolalar Demir'in geleceğini düşündüğüm saate kadar dinlendi ve onlarıda hızlıca kızarttım.
Yemekleri yaparken üstüm kokmasın diye geceliğimi değiştirmiştim hızlıca tekrar aynı geceliğimi giydiğimde kapı çalmıştı.
Kapıyı açtığımda Demir karşımda siyah gömleği ve siyah kumaş pantolonuyla duruyordu. Gömleğinin üst üç düğmesi açıktı ve yakışıklı görünümünü daha da çekici hale getiriyordu.
"Hoşgeldin bu ne yakışıklılık."
Söylediğimle gülerken içeri girdi.
"Hoşbuldum bu ne seksilik beni delirtmek istiyorsun herhalde."
"Her zamanki halim yani. Hadi gel masayı hazırlamıştım."
"Ellerimi yıkayıp geliyorum."
Demir ellerini yıkarken bende ikimize şarap dolduruyordum. Demirde geldiğinde yemeğe başlamıştık. Tavuğu beğenip beğenmediğini merak ederken bir şey yemeden elimdeki kadehle onu izliyordum.
"Çok mu özledin beni izlemeye doyamadın."
Söylediğiyle güldüm.
"Hasretinden öldüm sorma."
"Belli oluyor. Yesene sende bir şey yemiyorsun."
"Çok aç değilim ben."
"Bu tavuk aç olmasan bile yenir çok güzel olmuş ellerine sağlık."
Söylediğiyle çok sevinmiştim. Zaten güzel olmasını bilmeme rağmen onun tarafından çok beğenilmesi beni ayrı bir sevindirmişti.
"Afiyet olsun, beğenmene sevindim."
Demir yemeğini bitirdiğinde şarap kadehleriyle beraber içeri geçmiştik. Demir kanepeye oturduğunda bende oturup bacaklarımı onun bacaklarının üzerine uzatmıştım. Bu yaptığımla bana döndüğünde ona arsız bir gülümsemeyle bakıyordum.
"Viski var mı?"
"Var getireyim."
Hızlıca ona bir kadeh viski doldurdum ve aynı şekilde oturdum. Demir yorgunlukla başını kanepenin sırtına yaslayıp gözlerini kapattı. Bir elinde kadeh vardı ve diğer eli benim bacağımın üzerindeydi. Bu görüntüyle beraber gözlerimin önüne serilen adem elması içimin titremesine sebep olacak kadar çekiciydi.
"Çok yorgun görünüyorsun."
"Yok yorgun değilim."
İrdelemeyerek sessiz kaldım.
Demir gözleri kapalı dururken bende şarabımı içerek onu izledim. Gözlerini açıp başını bana döndürdüğünde ona gülümsedim.
"Kırmızı şarap bir kadının elinde ancak bu kadar çekici ve aynı zamanda o kadını bu kadar narin gösterebilirdi."
İltifatıyla utandım ve sadece gülümsedim, ne diyeceğimi bilemedim.
Demir yavaşça bacağımı okşarken kaşlarını çatıp gergin bir şekilde bir şeyler düşünüyordu. Çekinerek koluna dokunduğumda irkildi.
"İyi misin?"
"Evet bebeğim."
Bana tekrar bebeğim diye hitap etmesi beni mutlu etti.
"Seni de kendim kadar iyi etmemi istersin herhalde."
"İstemez olur muyum."
Bacağımdaki elini yavaşça okşayarak yukarı doğru kaydırdı. Elimdeki kadehi aldı ve kendi elindeki kadehle beraber yere koydu. Beni kanepede aşağı doğru kaydırdığında uzanır pozisyonda ona bakıyordum. Bacağımın alt kısmından yavaş öpücükler bırakarak yukarı doğru geldi. Çıldırtıcı bir sakinlikle dudaklarıma uzandığında dayanamayıp ensesinden tutup sertçe kafasını kendime doğru çektim. Yaptığımla gülümserken sabırsız dudaklarıma karşılık veriyordu. Elleri boş durmayı göğsüme uzandığında inledim.
Geceliğin üzerinden göğsümü yoğurmaya başladı. Göğüs ucumu parmaklarının arasında sertçe sıkıştırdığında acı ve zevkle inledim. Dudaklarımı hala arsız bir doyumsuzlukla tüketirken eli kadınlığımın sınırlarındaydı. Geceliğin takımı olan külotu çıkarttığında eli kadınlığımı bulmuştu.
İki parmağını birden içime ittiğinde kafamı çekip inledim. Arsız bakışlarıyla altında kıvranışıma bakarken parmaklarını içimde hareket ettirmeye devam ediyordu. Tekrar dudaklarıma uzandığında öpüşüne karşılık verdim. Üçüncü parmağını içime ittiğinde dudağını ısırıp derince inledim. Ağzıma metalik kan tadı geldiğinde istemsizce gülümsedim. Ben sınıra yaklaşmışken dudaklarını dudaklarımdan ayırıp benim kıvranışımı zevkle izliyordu.
"Elime boşal bebeğim."
Söylediğiyle kendimi tutamayıp boşaldığımda parmaklarını yavaşça içimden çıkardı. Terli bir şekilde sakinleşmeyi beklerken o hala üzerimde uzanıyordu. Gözlerimi açtığımda hayranlık dolu bakışlarla bana bakıyordu. Elim erkekliğine doğru uzandığında bileğimi tuttu.
"Karşılık olarak bir şeyler yapmak zorunda değilsin bebeğim."
"Karşılık olarak yapmıyorum benim için zevkle gelmeni izlemek istiyorum."
Söylediğimle gülümsediğinde elimle pantolonunun üzerinden sertleşmiş erkekliğini avuçlamıştım. Onu üzerimden kaldırıp kanepede oturur konumda ittim. Kucağına doğru çıktım ve gömleğinin düğmelerini açmaya başladım. Gömleği üzerinden çıkarmayıp üzerinde bıraktım ve pantolonunu da baksırıyla beraber üzerinden çıkardım. Dikleşmiş erkekliğini tutarak kadınlığımın girişine yasladığımda yavaşça içime aldım. Tamamiyle içime girdiğinde üzerinde oturur pozisyondaydım. Üzerinden oturup kalkmaya başladığımda ikimizde zevkle inledik. Bir elini kalçama yasladığında diğer eliyle geceliğimin askılarını indirerek göğüslerimi açığa çıkarmıştı. Ellerimi onun çıplak göğsüne yaslayıp hareketlerimi hızlandırırken Demir'in hayran bakışları beni daha da zevke getiriyordu. Hızlıca hareketlerime devam ederken demir açıkta olan göğüslerimi avuçladı. İkimizde doruğa ulaştığımızda Demir içimdeyken aynı pozisyonda göğsüne başımı yasladım.
Demir'in hızlı kalp atışlarını hissederken mutlulukla gülümsedim. Nasıl olmuş olursa olsun bu kalbi benim böyle hızlandırmış olmam beni mutlu etti.
Başımı göğsünden kaldırdığımda Demir'in gözlerindeki hayranlık hala silinmemişti.
"Sen nasıl bir tanrıçasın."
"Biraz daha övsene beni."
Söylediğimle gülerken saçlarımı omuzlarımın ardına attı ve geceliğim askılarını düzeltti. Beni kucaklayıp kaldırdığında içimden çıkmıştı. Yukarı doğru beni kucağında götürürken bu anın tadını çıkarttım. İkimizi banyoya soktuğunda üzerimizdekilerden tamamiyle kurtulduk ve suyun altına girdik.
Kısa bir duşun ardından üzerimize rahat bir şeyler giyinip yatağa girmiştik. Başım Demir'in göğsündeyken onunda kolu omzumdan beni sarmıştı. Başparmağıyla omzumu yavaşça okşuyordu.
"Bu erkek kıyafetleri neden var evinde."
"Böyle zamanlar için."
"Böyle zamanlar için derken Arya?"
Söylediğime sinirlendiğini anladığımda olayı toparlamaya çalıştım.
"Senden başka kimse giymedi onları zaten boşver gerisini."
"Böyle zamanlar içinden kastını merak ediyorum."
"İşte birlikte olduğum biri için lazım olursa diye."
"Birlikte olduklarında maşallah yani hazırda bulunduruyorsun demek ki sıklığından dolayı."
Yaptığı imayla sinirden elim ayağım titrerken hızlıca göğsünden kalktım.
"Ne diyorsun sen? Dediğinin nereye gittiğinin farkına var sanki kendin sütten çıkmış ak kaşıksın beni neyle yargılıyorsun. Sakına bir daha böyle bir konu üzerinden bana ithamda bulunma benim hayatım istediğim kişiyle birlikte olurum istediğim kadar birliktelik yaşarım laf etmek sana düşmez."
"Tamam bana düşmez."
Birde haklıymış gibi prenses gibi trip atması daha da sinirlenmeme sebep oldu. Öfkeyle yataktan kalkıp odadaki banyoya girdiğimde ellerim yine titriyordu. Kalp çarpıntımın yavaşlaması için derin nefesler alıp verirken gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Banyo dolabının en alt kilitli çekmecesini açıp ilaçlarımı aldığımda sakinleşmek için çaba harcıyordum.
Demir banyonun kapısını tıklattı.
"Arya? İyi misin?"
"İyiyim."
Demir'den ses çıkmadığında gittiğini düşündüm. Gözyaşlarımı durdurmayı başardığımda hala titreyen ellerimle yüzümü yıkadım. Banyodan çıktığımda Demir yatağın ucunda oturmuş beni bekliyordu.
Yatağa girdiğimde bana döndü bir şey dememi bekler gibi, ağladığımı anladığında sessiz kaldı.
"Dediğim şeylerin yanlış olduğunu biliyorum, aniden söyledim seni kırmak istemezdim. Sonuçta senin hayatın senin bedenin, senin yaptıklarına veya yapmak istediklerine laf etmek fazlaydı."
"Keşke söylediklerinin yanlışlığını bilmene rağmen söylemeseydin. Her neyse iyi geceler."
Ona sırtımı dönme gereğinde bile bulunmazken gözlerimi kapattım. Hala titreyen ellerimi bacaklarımın arasına sıkıştırıp geçmeyen çarpıntımın geçmesini bekliyordum. Demir'de bir hareketlilik olmazken ben hala geçmeyen çarpıntıma dayanamayıp gözlerimi açtığımda Demir'in beni izleyen gözleriyle karşılaştım. Hızla dolan gözlerim gözlerinden ayırıp yataktan kalkıp odamın terasına çıktım. Soğuk havayı içime çekerken Demirde yanıma gelmişti.
"Beni biraz yalnız bırakır mısın."
"Bak yaptığımın doğru olmadığını biliyorum-"
"Demir beni yalnız bırak dedim rica ediyorum."
Sözünü kesmemle tamamiyle sustu ve terastan çıkıp tekrar odaya girdi. Onun gitmesiyle kendimi serbest bırakıp sarsılarak ağlamaya başladım. Kendimi yine kirli ve iğrenç hissederken kafama hücum eden düşüncelerle baş edemiyordum. Elif'i dinlemeye çalışarak düşüncelerimi ve duygularımı bastırmamaya çalıştım. Verdiğim çabayla daha da ağlarken ne yapacağımı bilmiyordum.
Birden yanıma Demir oturduğunda kendimi dizginlemeye çalıştım. Kolunu omzuma atacağı sırada kendimi çektim.
"Dokunma ve lütfen beni yalnız bırak lütfen diyorum buna ihtiyacım var."
"Yanında olmama izin ver."
"Sana beni yalnız bırak diyorum uzak dur kendimi daha da kirli ve iğrenç hissetmek istemiyorum."
"Varlığım sana kirli mi hissettiriyor?"
"Evet söylediklerinden sonra ben yine kendimi iğrenç ve kirli hissediyorum bu yüzden kendimi toplamama izin ver ve beni yalnız bırak."
Söylediğimle sessiz kalıp yanımdan kalkıp gitti. Yerden kalkıp terastaki salıncağa oturdum. Bacaklarımın etrafına kollarımı sardığımda gözlerimdeki yaşlar tükenmişti ve ben boş bakışlarla gökyüzünü izliyordum.
Demir'de bana bunları hissettirmişken ne yapacağımı bilmiyordum.
🍷
Umarım bölümü beğenmişsinizdir.
Gelecek bölümde bir kısımda Demir'in ağzından yazabilirim, bunun için oy vermeyi ve yorumlarda düşüncelerinizi belirtmeyi unutmayın.
Seviliyorsunuz gelecek bölümde görüşmek üzere.
🍷🤍