Arsız Doyumsuzluk (+18)

By blackwhiteclouds

621K 5.3K 775

"Bakışlarındaki isteğe daha fazla dayanamadım, ama bakışlarından çok altındaki asıl harikanın ıslak ve muhtaç... More

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
17.
18.
19.
20.

9.

27.6K 272 35
By blackwhiteclouds



HEPİNİZE MERHABALAAAR 🫶🏻
13k olmuşuz bunun için ne kadar teşekkür etsem az Leydilerim, iyi ki var oldunuz ve hep var olmaya devam edin sizi seviyorum. 🥹🤍

Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın🫶🏻

Evde geçirdiğim bir haftanın üzerine her zaman ki olduğu gibi her şeyi kafamın içine kapatıp, herkesin imrenerek baktığı Arya Kılıç olmuştum.

Ertelediğim toplantılar ve işlerimle boğuşurken düşünmeye vaktim kalmadığı için dinlenmiş gibi hissediyordum. Bu bir hafta boyunca Demirden bir haber gelmemişti bende ulaşma girişiminde bulunmamıştım. Ben onu düşünmemeye çalıştıkça onun zihnimin derinliklerine dahada sızdığını biliyordum. Her zaman böyle olmamış mıydı zaten ben düşünmek istemedikçe düşünmüştüm.

Şirkette işlerimi bitirdikten sonra eve geldiğimde yine huzursuz hissetmeye başladım. Kafamı dağıtmak için mutfağa geçeceğim sırada telefonum çalmaya başladı.
Ekranda Seksi Oğlum ismini görünce ne yapacağımı şaşırdım. Sakin kalmaya çalışarak telefonu açtım.

"Efendim."
"Naber, nasıl gidiyor Arya."
"İyi sen."

Konuşmanın saçmalığına anlam veremezken, "Görüşelim mi?"
"Hiç sevişme havamda değilim ve istemiyorum Demir."
"Sevişmek için dememiştim sadece görüşmek istemiştim."
Ne cevap vereceğimi bilemez bir şekilde sessiz kaldım.
"Tamam bana gel o zaman."
"Dışarıda buluşalım istersen bir yemek yeriz."
Bunun benim için ne kadar zor bir durum olduğunu bilmeden sorduğu bir soru kendimden utanmama sebep oldu. Daha fazla utanmamak için teklifini kabul etmekten başka çarem yoktu.
"Tamam o zaman, benim bildiğim güzel bir yer var oraya gidelim. Konumunu atarım sana bir saate orda olurum bende."
"Tamam görüşürüz."
"Görüşürüz."

Telefonu kapattığımda neden teklifini kabul ettiğimi sorguladım. Oda herkes gibiydi onun tekrar olması beni daha çok etkilemekten başka bir şey yapmayacaktı böyle bir karar vermemem gerekiyordu. Yaptığımın pişmanlığıyla hazırlanmaya geçtim.

Üzerime deri ceket ve etekten oluşan bir takım geçirdim. Saçlarımı sıkı bir atkuyruğu yapıp sade bir makyaj yaparak evden çıktım.


Her zaman geldiğim restoranta girdiğimde Demir'in masamda oturuyordu. Telefonu kapattıktan hemen sonra restorantı arayıp Demir'in geleceğini haber verip karşılamalarını ve masama oturtmalarını söylemiştim.

Sandalyemi çekip oturduğumda Demir bakışlarını üzerimden çekerek gülümsedi.

"Hoşgeldin."
"Hoşbuldum. Nasılsın?"
"İyiyim, sen?"
"İyi bende."

Ne diyeceğimizi bilemez şekilde birbirimize bakarken yardımımıza garson yetişti. Ben her zamanki menümden isterken Demirde bonfile et ve beyaz şarap istemişti.
Yemeklerin gelmesini beklerken ben ne diyeceğimi bilemez bir şekilde kafamı dağıtmak için saniyeleri sayarak yemeğimi bekliyordum. Demir ben bir şey demediğim için ne diyeceğini bilemez bir şekilde sakince beni izliyordu. Her zamanki gibi beş dakika sonra garson yemekleri getirdiğinde teşekkür ettik.

Tek geldiğim restorantın burası olmasının sebebi sahibinin arkadaşım olması ve temizliğinden emin olmamdı. Arkadaşım takıntılarımı bildiği için ben olmadığım süre zarflarında masamda hiçbir müşteri oturmazdı ve yemeklerim hep beş dakika içinde gelirdi.

"Eee nasılsın, dinlendin mi bir hafta boyunca ne yaptın?"
"Dinlendim sadece sen ne yaptın?"
"Bende şirketin işleriyle uğraştım her zamanki gibi bir değişiklik olmadı."

Bara gidip gitmediğini merak etsemde sormak istemedim.
"Daha ne diyeceğimizi bilemiyoruz Demir, ne için görüşmek istedin konuş artık bozuk plak gibi ne yaptığımızı sormaktan başka bir şey söyleyemiyoruz."
"Bir sebebi yok sadece görüşmek istedim."
"Bir sebebi yok yani. Bir sebebi yoksa nasıl olduğumu ne yaptığımı çok merak ettiysen mesaj atabilirdin ya da sadece arayarak bunu öğrenebilirdin, böyle yorulmamıza gerek yoktu."
Dediğimin onu sinirlendirmesine rağmen sinirini hemen bastırdı.
"Görüşmek istedim sadece her şeyin altında bir sebep aramayı bırakamıyor musun, ne söylesem ne yapsam hep bir sebep arıyorsun. Yapmak istedim yaptım, söylemek istedim söyledim, görüşmek istedim ve görüştüm bu kadar basit. Her şeyin bir sebebi olmak zorunda değil, kusura bakma seni de yorduğum için."
"Sebep aramam normal değil mi sence de? Gidişatımız çok normalmiş gibi."

Söylediği şeyler sinirlerimin daha da gerilmesinden başka bir şeye sebep olmadı. Ne yapmak istiyorsa yapmışmış, yaptıklarının benim kafamın içinde nelere sebep olduğundan haberi olsa keşke.

"Bak sebep aramana tamamım peki ama akışına bırakamaz mısın bir şeyleri sorgulama, yapmak istedim yaptım de sadece."
"Benim dünyamda öyle olmuyor işte Demir, senin kadar rahat ve sakin ilerlemiyor kafamın içi."
"Sadece seni görmek istedim bu sebebi."
Söylediğiyle birden dursamda bozuntuya vermemeye çalıştım.

"Senin benle sevişmek istemekten başka sebebin olmaz Demir, bana boş bahane sunma."
"Boş bahane demek, seninle sadece sevişmek istememekten başka ne yapabilirim en başta bunu isteyen sen değil miydin?"
Söylediğiyle ne yapacağımı bilemezken titremeye başlayan ellerimi hemen masanın altına koydum. Nefesim daralırken bir şey diyemedim. Haklı değil miydi zaten ben öyle yapmıştım ama başka bir şey istediğimde duvarları ören o değil miydi.
"Haklısın bendim ve ben istemiyorum artık."
"Yanlış şeyler söylememe sebep oluyorsun, o keskin davranışlarını sınırlandır sakin olalım."
"Hemen kestim bak öfkemi şu an emrin olur. Ne dememi nasıl davranmamı bekliyorsun? Evet ben istedim ama sonra sana adım attığımda benim önüme duvarlar ören sen değil miydin, ben seni ittiğimde beni bok gibi bırakıp giden siklemeyen sen değil miydin?"
"Kızım sen şaka mısın? Ben sana normal davranmaya çalıştığımda bana nefret kusan sendin."
"Çünkü bana sadece acıdığın için öyle yaklaştın yoksa altına almaktan başka bir şey yaptığın yoktu."

Sesimizin yükselmesiyle etraftaki bakışlar üzerimize döndüğünde sakinleşmeye çalıştım. Ellerim titrerken umursamadan kadehteki tüm şarabı kafama diktiğimde Demir öfkeyle bana bakıyordu.

"Ben sana acımadım kaç kere söyleyeyim yanında olmak istedim oldum. Sen değil miydin göğsün yuvam olsun diyen, sana dedim çabalarım diye ama sen yine ani değişmelerinle boka sardırdın her şeyi."
"Tamam ben her şeyi boka sardırdım bırak o zaman öyle kalsın tüm suçlu benim zaten."
"Tamam kalsın öyle bu kadar çok kalmasını istiyorsan kalsın zaten saçmalık benim yaptığımda ne diye bi uğraşmak istediysem."
"Aynen öyle bir saçmalıktan fazlası değil bırak uğraşma. Şu yemeği yiyelim sonra kalkalım."
"Tamam."

Miğdem bulanırken kusacağımı bilmeme rağmen öfkeyle eti parçalayıp yiyordum. Birden kusacağımı anladığımda koşarak lavaboya gittim ve miğdemdekilerin hepsini çıkardım. Demir kapının önünde telaşla beklerken yüzüme su çarptım.
"İyi misin, hastaneye gidelim gel."
"Gerek yok iyiyim, çıkalım artık."
"Hastaneye gidelim gel iyi görünmüyorsun."
"Düzelirim birazdan bir şey olmaz her zamanki şeyler."
"Tamam o zaman ben bırakayım seni bu halde araba sürme."

Sanki her zaman birileri götürüyordu beni alışkın olduğum durumlardı bu durumlar kimse yoktu yanımda. Stresliyken yediğim şeyleri geri kusuyordum, kullandığım psikolojik ilaçlarla beraber alkol tüketmem yasak olmasına rağmen alkolde alınca onunda etkisi olmuştu. Demir çıkarken kasaya gittiğinde boşuna gittiğini biliyordum çünkü hesabı ben yemek sipariş ederken kartımdan çekmişlerdi.
Demir yaptığımı fark ederek sinirle bana bakarken umursamayarak dışarı çıktım. Ben aracıma doğru giderken Demir arkamdan yetişmişti.

"Ben bırakayım dedimya bu halde araba sürme."
"Her seferinde sürebiliyorum bu seferde sürerim boşuna uğraşma."
İğneyelerek söylediğimle öfkeyle nefesini içine çekti.
"Benim içim rahat etsin ben bırakayım."
Daha fazla onuda uğraştırmak istemedim ve onayladım.

Sessizce yolculuk sürerken ne o bana bir şey demeye cesaret edebiliyordu ne de ben ona bir şey söylemek istiyordum. Kafamın içinde düşüncelere dalmışken uyuya kalmıştım.

Yerimden kaldırıldığımda birden hissettiğim soğuk havayla gözlerimi açtım. Demir'in kucağında olduğumu anladım.
"İndirir misin, kendim yürüyebilirim."
Daha fazla benle uğraşmak istemeyerek kucağından indirdi.
Bu kadar benle uğraştığı için yine kendimi yük gibi hissettim.
"Gel istersen bir kahve yapayım."
"Gerek yok sen dinlen bende gideyim barda işlerim var."
Tabii ki gelmek istemezdi davet etmem bile saçmalıktı onu kendime yeterince maruz bırakmıştım.

Bu geceden sonra görüşmeyeceğimizi biliyordum ve içim bunun acısıyla kavruluyordu ama yine de bitmesi gerekiyordu. Onu son kez öpmek istiyordum, onu öperken hissettiklerimi bir başkasında hissedemeyeceğimi biliyordum ama seni son kez öpebilir miyim de diyemezdim. Onun karşısında bir daha ağlamak istemiyordum.
"Tamam o zaman, kendine iyi bak teşekkürler her şey için."
"Sende kendine iyi bak."
Arkamı döndüğümde sanki istediğimi anlamış ve yapamadığımı biliyormuşçasına bana yardım eli uzattı.
"Sarılmadan mı veda edeceksin bana seksi kız."

Söylediğiyle yorgun bir şekilde güldüm ve dönerek ona sarıldım. Göğsüne başımı yasladığımda tekrar aynı güveni ve huzuru hissetmem gözümden bir damla yaş akmasına sebep oldu. Kendimi sıkarken gözlerimden akan yaşlar onun gömleğini ıslatıyordu. Yağmur sonrası toprak kokusu gibi olan kokusunu içime çekerken onu bırakmak gerektiğini biliyordum ama yapmak istemiyordum. Yavaşça çekildiğimde gözlerimi silmek için ellerimi kaldırdığımda o benden daha hızlı davranıp yüzümü avuçladı ve başparmaklarıyla gözyaşlarımı sildi. O sildikçe benim yaşlarım durmaksızın akmaya devam ediyordu.

"Emin misin her şeyi bitirmek istediğinden?"
Sorduğu soruya cevap veremedim ama istemediğimi gözlerimden gördü ve yavaşça dudaklarıma uzandı. Alt dudağımı yavaşça iki dudağının arasına aldığında özlemle gözlerimi yumdum. Birbirimizi sakinlikle ve özlemle öpmeye devam ettik. Nefessiz kaldığımızda o yavaşça başını çekti ve alnını alnıma yasladı.
"Gel istersen bir kahve yapayım."
Bu söylediğime gülerken beni kolunun altına aldı ve siteye doğru yürümeye başladık.

Ben kahveleri yaparken o içeride Leydiyle oynuyordu. İçeri girdiğimde Leydiyi kucağından indirdi ve kahvesini aldı. Ben de karşısında koltuğa oturduğumda tam konuşmak için ağzını açacakken onu susturdum. "Hiç konuşmasak olur mu?"
"Sen nasıl istersen."
"Kahvelerimizi içelim ve uyuyalım ne konuşacaksak bu geceden sonra konuşalım."
"Tamam."

Kahvelerimizi içtikten sonra yukarı odama çıktığımızda ben giyinme odamdan pijamalarımı üzerime geçirdim ve ona da bir takım götürdüm. Oda hızlıca üzerini giydiğinde yatağa yanıma uzandı ve beni göğsüne çekti. O saçlarımı okşarken ben her saniye olduğu gibi düşüncelerimin içinde yüzdüm.

Demir çok farklıydı yani bana hissettirdikleri çok farklıydı. Saçma gelir birisi duysa böyle bir ilişki ve yaşananlar. Ben zaten nasıl böyle şeyler yaptığımın şokunu hala atlatabilmiş değildim o yüzden bu kadar dengesizdim. Ben ileri seviyede Obsesif Kompülsif hastasıydım ve bu yaptıklarım benim için asla yapılabilir şeyler değildi. Ben öyle kolay kolay kimseyle temas edemezdim sarılamazdım bile, gittiğim restoranttan başka restoranta gidemem başka bir yerde yemek yiyemem. O gün her seferinde gittiğim bara gitmemiştim kendimi zorlayarak mecbur bırakarak o bara gitmiştim. Hayatımda beraber olduğum kişiler belirliydi ama Demir öyle bir şey yapmıştı ki ben tanımadığım birinin üstüne öyle atlamıştım onu öpmüştüm onunla birlikte olmuştum birden fazla kez. Kendimi zaten hep kirli hissederdim ama Demir'e dokunurken daha da kirlendiğimi hissetmemiştim. Bunlar benim için çok büyük şeylerdi, bana böyle şeyleri yaşatan bir kişiden vazgeçmek istemiştim çünkü ona da güvenememiştim ama olmamıştı yine ona çekilmiştim.

Ben bunları hissederken onun ne hissettiğini kestirememek beni daha çok düşündürüyordu ve neyi nasıl anlayacağımı nasıl yapacağımı bilememek benim gibi takıntılı bir insanı ne kadar zorladığını kendime bile anlatamıyordum. Demir'in bana bir şeyler hissetme ihtimali çok uzak gibiydi bunu bana başta belli etmişti, sadece benim hislerim için benim yanımda olmak ister gibi bir hali vardı. Demir benim yanımda olsa da beni kabul eder miydi, beni bu halimle ailem bile kabul etmemişti Demir neden beni kabul etseydi, nasıl dayansaydı bana, ben ona nasıl açıklayabilirim ki?
Daha fazla dayanamayarak kendimi huzurla uykuya bıraktım.

🍷

Nasıldı bölüm?

Umarım beğenmişsinizdir. Bu bölümde beklemediğiniz şeyler olmuş olabilir, Arya'nın böyle bir rahatsızlığının olması yaşananları etkileyen en büyük etken. Bunun hakkında ne düşündüğünüzü de buraya yazmayı unutmayın.

Gelecek bölümde görüşmek üzere, seviliyorsunuz 🤍

Continue Reading

You'll Also Like

1.4M 45K 38
Üzerime doğru yürümeye devam etti. Gelip tam karşımda durdu. Gözünü kırpmadan yüzümü inceliyordu. Gözlerini gözlerime dikti. Soru dolu bakışlarla y...
3.3M 122K 68
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum. İkiz erkek kardeşim yerine ben hayatta kalmıştım, ben yaşamıştım...
630K 26.1K 45
30-50k izlenen Yağız her gün yayın açar, Sohbet eder ve korku oyunları oynar. Işıl ise o yayıncıya aşık bir kızdır. Işıl habire yağıza Instagramdan y...