without me

Bởi sadecetae

77.3K 8.9K 5K

safkan alfa jungkook, kırık bir kalple ㅡ jimin ile karşılaşır. Xem Thêm

1
2
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31. (f)

3

3K 325 142
Bởi sadecetae

duzyazi alarmi ve gece mesaisi💗

(cok uykulu oldugumdan bolumu duzenlemeden atiyorum. sabah bakicam😴😴😴








"Görüldü attı," diyordu Jimin telefonundaki ucundaki en yakın arkadaşına. "Dönmesini bekledim ama geri dönüş yapacağını sanmıyorum pek." Boş kahve bardağını masasının üstüne bıraktığında, dirseklerini yasladı ve şakaklarını ovdu. "Seni tanıdığını düşünüyorum." Hoseok boğuk sesiyle konuştu. Jimin küçük mola saatinde, dinlenme odasındayken - Hoseok daha yeni uyanıyordu. "Ve karşılığında siktir oğlumun sınıf öğretmeni - ailemin sırlarını bilen geceyi birlikte geçirdiğim omega." Hoseok kıkırdadı ardından. "Tam bir komedi dostum bu."

"Hoseok," dedi Jimin gülerken. Daha çok gülümsemesi yorgundu ve düşünceleri arasında sıkışıp kalmıştı. "Bu olayı sana anlatmalı mıydım bilmiyorum gerçekten."

"Üzgünüm," dedi omega arkadaşı. "Ama omuzlarında koca bir yük ile uğraşıyorsun. Bu ben olmasam dahi başka birisine anlatmak, yorgunluğunu almasını isteyeceğin türden bir olaydı. Bebeğim sürekli melankolik takılıp 'Ne yapacağım tanrım?' düşüncesinde olamazdık değil mi? Siktir. Ünlü klan ailesinin sırrını biliyorsun Jimin."

"Beni güldürme," Jimin yüzünü sıvazladı ve ayağa kalkarken uykusuz gecesinin üstüne günün üçüncü kahvesini yapmakla meşgüldü. "Çıkışta buluşalım mı? Yanına uğrar birlikte bir yerlere geçeriz. Birde tatlı öğrencilerin ile tanışırım."

Jimin kulağı ve omzu ile telefonu sıkıştırken kahve makinesini çalıştırıyordu. "Olabilir. Anlaştık."

"Bay Park," Jimin dinlenme odasının kapısında bulunan yardımcı beta çalışan ile karşı karşıya geldiğinde - "Hoseok ben sana sonra döneceğim." ve karşılık beklemeden telefonu kapattı. "Bir sorun mu var?" diye sordu, betaya yaklaşırken. "Gavin - kendini tuvalet kabinine kitledi. Kapıyı açmamakta çok ısrarcı kendisi."

Jimin adımlarını hızlandırıp - lavobo kısmına ilerlediğinde, "Sen çocuklarla ilgilen." demeyi de unutmamıştı çalışanına.

Renkli, çizgi film karakterli duvar kağıtların olduğu lavobo kısmına girdiğinde iç çekmelerini duydu küçük alfanın. Dilini dudaklarının üzerinde gezdirip ilk önce ne yapacağını düşündü ve en mantıklı seçeneğin kabinin önünde diz çöküp alfanın kendi isteği ile kilidi açmasını beklemekti. Kabinin alttaki küçük boşlukta siyah spor ayakkabıları görünürdü yani Gavin dışarıda onu bekleyen birisinin olduğunu biliyordu ama iç çekmeleri arttınca Jimin, kırmızı kilidin yeşile döndüğüne ve yaşlı gözlerle karşısındaki alfayı gördü.

Gavin, burnunu çekip - omuzlarını düşürdüğünde omega derin bir nefes aldı ve gülümsedi. Sadece gülümsedi. Ne olduğunu sormadı, neden ağladığını. Sınıf arkadaşları ile bir sorun olup olmadığını ya da direkt ailesi, babası ile ilgi olmasını. Tatlıca gülümsedi ve alfa kolları arasında girdiğinde Jimin onu sıkıca sardı.

Jimin alfanın acı içindeki feromonları karşısında gözlerini kapatırken, kendi yumuşak kokusunu etrafa yaydı. Feromon oluşturduğunda her kurt uyanır ve ne olduğunu anlamaya çalışırdı. Jimin'in omegası da zayıf uykusundan uyanıp ne olduğunu anlamaya çalıştı. Her şey durdu o sırada. Jimin, omegasının hissediyordu. En derinden. Yürek burkan şekilde. Küçük alfanın acısını hissediyordu kurdu ve feromonlarını ağırlaştı. En ince sızının bile yok olmasını ister gibiydi bu durum.

Soyut ve somutluk karıştı. Alfanın hıçkırıkları durdu, iç çekmesi son buldu. Derin derin nefes alırken - acı feromonları normale döndü. Jimin göz kapaklarını açarken, saniyelik sarı hareleri oldukça gerçekciydi. Geri çekildiğinde alfanın yüzüne baktı Jimin. Akan gözyaşlarını siliyordu. "Özür dilerim," dedi mırıldanır şekilde.

"Gavin," Ondan farksız değildi. "Bana bileğini gösterir misin?"

Kendinde değildi, feromonları hissediyordu. Her şey garipti. Kendi bileği acıyordu. Kurdu uyanıktı. Göz rengindeki, kurtların uyandığını belli eden simgesi yıllar sonra belli olmuştu. Günlerdir olan huzursuzluğu şimdi de baş gösterdiğinde - alfanın bileklerindeki aile bağı çizgisi parlıyordu.

Saat akşam sularına dayandığında, çıkış saatinde bütün küçük yeni doğanların klan aileleri - okulun önünde bekliyor ve beta çalışan eşliğinde her kişi dışarıdaki soğuk havaya karşı sıkıca giydirilip ailesine teslim ediliyordu.

Jimin, koca sınıfın içinde yeşil küçük sandalye de oturan alfaya baktı. Onun en son kendisi ile birlikte çıkmasını istemişti. Dışarıdaki kalabalığın dağılmasını bekliyordu Jimin her şeyden önce. Kimseye açıklama yapamayacak kadar dalgındı ve şu an ne yapacağını bilmiyordu. Önündeki telefonun rehberindeki bulunan numarayı aramak için birkaç kez denemişti ama buna cesaret edememişti.

Tam olarak nelerin döndüğünü bile bilmiyordu, omegası ilk defa bir yeni doğanı sahipleniyor ve korumak istiyordu.

"Bay Park," diye seslendi beta çalışan. "Gavin'in koruması ne zaman çıkacağını soruyor."

Gavin hazırdı, sarı montunu giymiş ve kucağındaki çantası ile oturuyordu.

Jimin telefonunu eline almış - hemen sonra ceketini alarak ayaklanmıştı. "Gavin, hadi gidelim." Alfa bu sözler üstüne ayaklandığında omeganın gözleri yardımcısına döndü. "Diğer öğretmenlere bir şey söyleme olur mu Eun?"

"Tabiki efendim."

Ve önünden yürüyen alfa ile küçük anaokulundan çıktıklarında - siyah takım giyinen alfa koruma kapıyı açıp bekler hale gelmişti. Jimin, Gavin'in arabaya yerleşmesine yardım etti ve kapıyı kapattığında gözleri korumasına döndi. Alfa ellerini önünde saygıdan ötürü tutuyor ve omega öğretmenin ne diyeceğini merak ediyordu. "Bay Jeon - Davin Jungkook ile görüşmek istiyorum."

"Buna benim bir yetkim yok efendim."

Jimin onayladı adamı. "Sizi takip etsem olur ama değil mi? Ailesi ile yüzyüze görüşmem gerekiyor. Önemli bir konu çünkü."

"İstiyorsanız size eşlik edebilirim." Tekrardan arabanın kapısını açmak için yeltenmişti ama - "Hayır. Teşekkür ederim sizi takip edeceğim." dedi Jimin. Ardından kendi arabasına yöneldiğinde arabanın içinden kendisine bakan alfaya gülümsedi.

Büyük malikanenin önünde eve doğru yürüyen taşlı yollardan, Gavin'in elini tutarak yürüyordu Jimin.

Bileğinin acısını hissediyordu ama en önemlisi şu an alfanın babası ile görüşmekti.

"Ben," dedi Gavin. "Yanlış bir şey mi yaptım öğretmenim?" Jimin adımlarını durdurdu ve üzgün gözlerle yere bakan alfanın önünde diz çöktü. Arkalarında yürüyen koruma da durup ne olduğunu anlamaya çalışır gibi önündeki sahneyi inceledi.

"Hayır," dedi Jimin. "Hayır." diye yeniledi. "Bileğin acıyor mu?" Alfanın montunu çekiştirdi ve ize baktı. "Biraz." Jimin çizginin çevresini ovaladı. "Neden acıdığını anlamadım ama -" Jimin gülümsedi. "Geçecek bir acı sadece," dedi. Sustu. Sadece aile bağının tamamlanması gerekiyor.

"Eğer sebze yiyeceklerini yiyip - üstüne de tam uyku vaktinde yatarak acısı sabaha puf olacak bir acıdır bu."

"Öyle mi?" dedi Gavin memnunsuz bir tavırla. Jimin onun bu haline kıkırdadı. Günlerdir fark ettiği şey küçük alfanın asla sebzelerden hoşlanmadığıydı.

"Hadi daha fazla soğuk almadan evine gidelim."

Ardından tekrar yürümeye başladılar ve arkalarında koruma şaşkınlıkla içerisinde olduğu yerde durup koca bir siktir çekmişti.

Jimin kapının ziline bastığında onları bir çalışan karşıladı. İçeri geçtiler, demir kapı arkasından kapandı. Çalışan omega saygıyla önünde eğildi ve Gavin'in montu ile çantasını alarak salona geçmelerini için yönlendirdi. Her şey hızlıydı. Jimin şimdi neler ile karşılacağını bilmiyordu ama bir an önce yüzleşip bu kapıdan çıkmak istiyordu.

Bayan Jeon, gülümseyerek kendisine yaklaştığında Jimin de gülümsedi. Salonun tekli koltuğunda başka bir omega daha oturuyordu ve yaydığı feromonlardan çokta hoşlanmamıştı. "Merhaba Bay Park, bu önemli ziyaretinizi özel olarak neye borçluyum?"

"Ben," dedi Jimin. Birçok konuşma gerçekleştirmişti içinden ama şimdi hepsini unutmuş bir şekilde bocalıyordu. "Ah üzgünüm. Saygısızlık ettim. İlk önce oturun lütfen. Ne içersiniz, çalışanlarımız hemen hazırlayabilir." Jimin hiçbir şey istemediğini belirtti.

Jimin üçlü koltuğa oturduğunda yanında Gavin oturmuş ve koluna sarılmıştı anında. Bayan Jeon salon girişinde bekleyen çalışana birkaç bir şey söyleyip tekrardan kalktığı koltuğa oturdu. "Tanıştırayım, Ku-yeol. Ju Klanın varisi. Bay Park da Gavin'in sınıf öğretmeni tatlım." Samimiyetsiz bir ortam olduğunu düşündü Jimin. Çünkü klan ailesinin omega kızı kendisine sahte bir gülüş göndermişti ve bunu aynı şekilde belirtmişti.

"Evet Bay Park, torunum ile alakalı bir sorun mu var?"

"Bu özel bir konu yalnız konuşsak olur mu?"

"Ku-yeol, ailemizden birisi artık. Oğlum Jungkook'un -"

Sözü yarıda kesilmesinin nedeni zil sesiydi. Jimin dilini dudaklarının üzerinde gezdirdi ve Bayan Jeon'un özür dileyerek salondan çıkmasını izledi. Birkaç dakika. Uzu bir zamandı Jimin için.

"Gavin," Neşeli bir ses ortama girdiğinde küçük alfa soğuktan yüzü kızarmış omegaya baktı. "Hey! Dün iyi bir arkadaştık!" Yoongi huysuzca söylendiğinde arkasından Taehyung ve Namjoon girdi salona. "Merhaba Bay Park?" diye sorguladı alfa Namjoon.

Jimin ayağa kalktı. Karşılaşmak istemediği herkesle şu an yüzyüzeydi. İzin isteyerek çıkabilir miydi bu evden? Şimdi hemen. İhtiyacı olan tek şeydi çünkü.

Derin bir nefes aldı.

Salona giren beden ile sessizce oturan diğer omega da ayağa kalktığında - "Jungkook." diye seslenmesi ile ve Jungkook'un, "Jimin?" diye sorgulayan bir yüz ifadesine bürünmesi. Her şey bir anda olmuştu. Tesadüf? Hayır boktan bir olaydı. Hiçbir seçenek yoktu önünde ve elini sıkıca tutan bir oğlan çocuğu vardı.

"Burada olduğuna göre direkt seninle konuşabiliriz değil mi Jungkook?"

"Tanışıyor musunuz?" Taehyung araya girdiğinde omeganın gözü alfanın üstündeydi sadece.

"Tabiki," dedi Jungkook. Taehyung'un sorusunun cevabı belliydi. "Yoongi - Gavin ile ilgilenir misin?"

"İlgilenirim. Gavin ile dün ki oyunumuz yarım kalmıştı. Değil mi seni yaramaz? Beni öylece kolay yenemeyeceksin." Yoongi alfanın yanına geldiğinde Jimin ile gözgöze geldi ama ikiside sessizce anlaştı.

Jungkook eliyle uzun bir koridoru gösterdiğinde - Jimin elini tutan oğlan çocuğuna döndü. Bu gergin ortamda ona gülümsedi yeniden ve göz kırptı. Ardından elini bırakıp alfanın yanından geçtiğinde Jimin, Bayan Jeon'u es geçti. Jungkook ilgilenirdi.

Bir çalışma odasına girdiklerinde alfa arkalarından kapıyı kapatmıştı.

"Oğlum hakkında bir sorun mu var?" diye sordu Jungkook.

"Beni gördüğüne pekte şaşırmadın?" Jimin odanın ortasında ona döndüğünde alfanın yüz hatlarını inceledi. En son gördüğünden itibaren biraz da olsa toparlamıştı.

"Tesadüfleri severim." dedi yalnızca alfa. "Ama bana ilk önce konuşmak istediğin konuyu söylemelisin."

"Pekala," Jimin onayladı. "Aile bağın çizgin ne alemde?"

"Dalga mı geçiyorsun?"

"Gavin'in bağ çizgisi parıldıyor."

"Anlamadım?" diye sordu Jungkook. "Bunun imkansız olduğunu biliyorum tabiki. Annesini kaybetti ve seninle bağı kopmuş şekilde ama - " Jimin alfanın mimiklerini inceledi. Acı vardı. Hüzün ve yas. Omega iç çekti ve bileklerini örten kumaş parçalarını çekiştirdi.

Ardından bağ çizgisinin parıldamasını gösterdiğinde, alfa kaşları çatık şekilde omeganın bileğine baktı. "Ne demek istiyorsun?"

"Gavin'in alfası, kendine yeni aile bağı oluşturuyor."

Alfa, omegaya baktığında her ikiside ne yapacağını bilemez şekildeydi.





duzyazim paslanmis???? pek bir seyleri anlamadiysaniz uzgunum!!! AMA NASILDIK??? devam ediyor muyuz?????????????? etmek istiyor muyuz????😔😔😔😔😔

omegaverse evrenini kendime gore sekillendiriyorum. aile bagi cizgisi cok tatli olay degil miydi ama✍🏻

Đọc tiếp

Bạn Cũng Sẽ Thích

2.4M 212K 33
Ama New York'a geldiğimden beri bir kokusu var. for vanilla baby
22.1M 684K 29
"Ethan." Aiden pauses. "I want you." He softly bites my ear. "I want to kiss you more than you will ever know." Trying to avoid the daily beatings of...
2M 44.6K 16
"oh, so you know the cock and balls?" "no..." maybe, everyone needs a perfect sex education. and maybe, asking your neighbour was not the best choi...
83.8K 5.5K 23
[Mpreg✔] Üçüncü kişinin karıştığı bir evlilik doğru düzgün ilerleyebilir mi? 28.05.2020 - 13.07.2020 @surackerman