Seni Her Gördüğümde

By hilalgunes12

97.8K 4.3K 907

Duyduğum sesle irkildim. Evet O'ydu. Emindim. O geceki çocuktan başkası olamazdı. Beni bulmuştu. Peki ben O'n... More

1.bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. BÖLÜM
7. BÖLÜM
8. BÖLÜM
9.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13. BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
21.BÖLÜM
22.BÖLÜM
23.BÖLÜM
24.BÖLÜM
25.BÖLÜM
26.BÖLÜM
27.BÖLÜM
28.BÖLÜM
29.BÖLÜM
DUYURU
30.BÖLÜM
31.BÖLÜM

10. BÖLÜM

3.3K 149 4
By hilalgunes12


" annem akşam eve gelemiyecekmiş de onu haber verdi. Yanına Cüneyt'i veya Buket'i çağır diyo " dediğimde öfke kusarmışcasına gülümsedi. Hatta kötü çocuk kahkahası attı. " Cüneyt he ? " kafasını yana doğru eğdi ve bi kez daha güldü " Cüneyt " dedi ve tam gözlerimin içine baktı. Bi anda beni duvarla arasına aldı. Bileklerimi kavrayıp başımın iki kenarından duvara yasladı. Gözlerimin içine bakıp " neden Cüneyt " dedi. Bu halleri beni korkutmuştu. " bu seni ilgilendirmez ve beni bırak " dedim. Bu konuda direticektim. Onu ilgilendirmezdi öyle değilmi. Benimle dalga geçip eğlenemezdi. Sinirle kahkaha atıp " bana sakın ama sakın bir daha emir verme Masal. Emin ol zararlı sen çıkarsın. " dedi ve beni bırakıp çıkışa yöneldi. Ardındansa kapının sertçe kapanış sesini duydum. Bana adımla hitap etmişti.Ona bu iradeyi kim veriyordu ya. Onun bu değişken kişiliği gerçekten yorucuydu. Kafam şuan karmakarışıktı. Kafamda dönen sorulara yanıt bulamıyordum. En önemli soru ise Rüzgar'ın bana yaptıklarına neden karşı çıkmamıştım ? Ben bu değildim. Belki yaptığında şoka girdiğimden. Belki ilk defa olduğundan dı ama bilemiyordum. Çaresizlik bütün bedenimi ele geçirmişti. Biraz gevşemem gerekiyordu ona izin verdiğim gerçeği gerilmeme sebep olmuştu. Artık bana karışmasına izin vermiyecektim. Beynim ayaklarıma emir verdiğinde odama doğru ilerlemeye başladım. Bu kafayla ders falan çalışamayacaktım bu kesin. Şuan tek isteğim duş alıp uyumak , kafamı boşaltmaktı. Uyumak en büyük kaçış yolumdu. Dolaptan iç çamaşırlarımı ve gecelik takımımı aldım. Pijama takımımın üstü uzunkollu altı ise pijamaydı. Rengi kırmızıydı ve üzerinde beyaz benekleri vardı. Eşyalarımı yatağın üzerine koyup banyoya yöneldim. Küveti doldurdum ve kendimi o sıcak suya serbest bıraktım. Her zerremin rahatladığına emindim. Sıcak su beni himayesine alırken kendimi saldım. Zaten büyük ihtimalle rasızlanıcaktım. Şubat ayında hiç olmiycak kıyafetler giymiştim. Hep bu buket yüzündendi onunla iddaya girdiğimizde o kazanmıştı ve bende yazlık şeyler giymek zorunda kalmıştım. Anneme gelince kış bile olsa evi havalandırmadan durmazdı annem oda onun özelliği işte. Bugünse bahçede yemiştik yemeyi ama sıcaktı bugün hava aslına bakarsak şubat ayına göre birkaç gündür havalar iyiydi. Sanki haziran ayındaydık gibi. Büyük ihtimalle haftaya kar yağacaktı annem haberlerde görmüş. Havanın bi sıcak bi soğuk olması kötüydü tabi. Allahtan doğal gaz açıktı. Düşüncelerimden sıyrılıp sıcak suya yani uykuya bıraktım kendimi.

...

Gözlerime puslu bir hava doldu. Buhardan nerdeyse bir şey görülmeyecekti. Kaç saatir yatıyordum hiç bir fikrim yoktu. Küvetten çıkıp güzel bir duş aldım. Bünyem iyice mayhoşlaşmıştı. Bornozu üzerime geçirdim ve aynadaki görüntüye baktım. Berbat görünüyordum. Gözümün altında mor halkalar oluşmuştu. Saçlarımı tarayıp kuruttum ve odama gittim. İçerisi sıcacıktı. Saate baktığımda 19.12 olduğunu gördüm. Hızla üzerimi değiştirip çalışma masama yöneldim. Uyuduğuma göre ders çalışmak en mantıklısı olurdu. Matematik konu anlatımlı kitabımdan anlamadığım yerleri çalışmaya başladım. Yaklaşık iki saatir ders çalışıyordum ve beyin ölümüm gerçekleşmişti. Başımı kitaplardan kaldırıp yatağıma ilerlemeye başladım. İlk kez evde tek kalıyordum ve bunu bilen beynim şuan bana türlü türlü oyun oynuyordu. Buket veya Cüneyt'i arasam çokmu geç kalmış olurdum ? Saatin 21.28 olduğunu görünce bi umut parladı içimde ama yatağa çoktan girmiş olmam bunu engelledi. Tek istediğim herşeyi bir kenara bırakıp uyumaktı ki zaten öle yapmıştım.

...

Kapıya okadar şiddetli vuruluyorduki bu uyanmama sebep olmuştu. Allah aşkına hangi mal gecenin ikisinde birinin kapısına dayanır. Te ben bu saatte beni uyandıranın kafasını duvara sürtüp ateş çıkartmaz mıyım. Öğrenciyim olum ben okulum var benim okulum. Kapı deliğinden kimin geldiğine bile bakmadan hızla kapıyı açtım.
" nefesin götüne kaçmış gibi kapıma ne dayandın be ? Allahın malı gecemi zıkkım etmendeki amaç ne ya ? Hayır ölmek istiyorsan başka yol dene bana niye bulaşıyosun ? " diye bağırdığımda durmamı sağlayan şey Rüzgar'ı görmemdi. Gece gece burada ne işi vardı ? " Rüzgar " diye şaşırdığımı belli eden bir tonda konuştuğumda bana baygın gözlerle baktı. Hey bir dakika Rüzgar alkol mü almış ? Leş gibi alkol kokarken yanımdan geçerek oturma odasına yöneldi. Neydi bu şimdi. Yayvan bir şekilde koltuklardan birine geçti. Eliyle karşıma otur işareti verdiğinde dediğini yaptım. Ona oranla daha toplu oturuyordum. " neden bu kadar içtin " diye sorduğumda " sanane " diye tersledi. Ne dediysem sanki bide kızıyo sümsük. " aynen ya haklısın banane. Bu durumda evimden de gitsen iyi olucak malum uykumun içine sı " derken sözümü kesen onun sesi oldu. " sana neden böyle davrandığımı merak ediyorsun değilmi Masal ? " dediğinde hiçbirşey anlamamıştım. Neyden bahsediyordu ? Kafam allak bullakken ve uykunun verdiği sersemlikle " nasıl davrandığını ? " diye ortaya bir soru atttım. Soruma aldırış etmeden kendi konuşmasına geri döndü. " hiç aynaya baktınmı ? Jest ve mimiklerini hiç inceledinmi ? Sert gibi duran ama içinde hala küçük saf bir kız çocuğu barındıran genç bir kız. Sana şunu giyme falan neden diyorum biliyomusun Masal ? Yada bilmek istiyormusun mu demeliyim ? " dediğinde doğru kelimeleri seçmeye çalışıyordum. Şuan beni aşşağılıyormuydu yoksa iyi birşeyler mi söylüyordu kestiremiyordum. Rüzgar'ı anlamanın uçurumda sürüklenmekten farkı yoktu. Başımı dik tuttum ve gözlerinin içine bakarak. " çünkü beni komik buluyorsun ? Seni baya eğlendiriyormuyum bakalım " dedim. Sinirlerimin bi anda atması benide şaşırtmıştı. O ukala bi züppeden başka bir şey değildi. Gözlerini benden ayırmadan mutluluktan yoksun bir şekilde güldü " evet doğru bu hareketlerin çok hoşuma gidiyor beni eğlendiriyor ama en önemli noktayı kaçırıyorsun çirkin SENİN O çocuksu hareketlerin bana onu unutturuyor. Çok kısa bir zaman dilimi olsa bili UNUTTURUYOR. Aklım bozuk plak gibi tek bi yerde takılı kalmıştı ' bana onu unutturuyor ' onu kelimesindeki kişi kimdi ? Şuan ona beni kullandığı için kızmam gerekirken böle bir şeyi düşünüyorum. Onu dediği kişiyi ona ben unutturuyordum çocuksu hareketlerimle. Rüzgar çoktan kaçırmıştı gözlerini gözlerimden. Başını başka bir yöne döndürmüş dalmış gibiydi. Belki de onu diye tanımladığı kişiyi düşünüyordu. " Rüzgar " diye seslendim ama beni takmadığı ortadaydı. Sesimi dahada yükselterek bir kez daha " Rüzgar " diye bağırdım. Bakışlarını bana döndürdüğünde direk " nevar ? " dedi. Şuan tek istediğim ' onu ' diye tabir ettiği kişinin kim olduğunu öğrenmekti. Fakat Rüzgarın gözlerinden çıkan alevi görünce bu soruyu başka bir zamana erteledim ve ona kafamı kurcalayan başka bir soruyu yöneltti " neden bu kadar içtin ? " Rüzgar bana bakış attıktan sonra kafasını yanlara doğru sallamaya başladı. " sanane demiştim " dedi. " bende sana evimden git demiştim sen gittinmi ? " dedim ilk defa doğru yerde doğru sözü yapıştırmışdım. " hem gitmemi istemeyip hemde git demek kolaymı " dedi. Ah egoiste bak sen " yaşından büyük egosu olan insan kendin kurup oynama " dedim. Artık ona boyun eğmeyecektim. Sinirli bir şekilde gülümseyip ayağa kalktı. Yanıma geldi ve kulağama doğru eğilip " neden izin verdin ? " dedi. Neyi kastettiğini gayet iyi biliyordum. O bana o şekilde davranırken ona izin vermemden bahsediyordu. Haklıydı neden izin vermiştim. " yoksa küçük çirkin benden çokmu etkilendi ? E sende haklısın şimdi " diyip birkaç adım geriledi. Nefesini hala tenimde hissediyordum. " Seni öperim dediğim zamanki tipini görmeliydin. " dediğinde son noktaya gelmişti. Rüzgar'ın bilmediği birşey vardı. Benim sabrımda bir yere kadardı. Bende oturduğum yerden doğruldum
ve ona doğru ilerledim. " o kurduğun cümlenin hiçbir zaman olmayacağını bilipte hala kurup heveslenme " dedim. O egoistçe davranıyosa bende kuralı bozmaz davranırdım. Alaylı bir tonda gülüp " ters işlem olmasın o sakın " dedi. Malmısın yoksa tipinmi öle gösteriyor der gibi baktım ona. " Rüzgar seni tabikide öpmek istemiyorum ama kıt olduğun için anlayamıyorsun bu nedenle seninle laf kavgasına girmicem. " dedim ve evin dış kapısını açtım. " artık gitsen diyorum " dedim. Gözlerimin içine bakıp " yüzsüzlüğüm tuttu gitmiyorum zorlamı çıkartcan " dedi. Gerçekten şuan onla uğraşacak durumda değildim. Uykum vardı ve cidden uyumak istiyordum. " yoo seninle hiç uğraşamam ben uyumaya gidiyorum ne halin varsa gör " dedim ve odamın yolunu tuttum. Giderken gördüğüm kadarıyla bu tepkiyi beklemiyordu açıkçası bende beklemezdim ama uyku işte nelere kadir. Odama girdiğimde üşüdüğümü farkettim. Gene hava değişikliği kendini göstermişti Allahtan iddaa işinden iyi yırtmıştım. Şubat ayında sıcak hava pek bulunmazdı doğrusu. Üzerime kapşonlumu geçirip yatağa girdim. Rüzgar'ın dediklerine sinirlenip kızmıştım ama içimde az da olsa kırgınlık vardı. Beni tanımadığım bir kişiyi unutmak için kullanıyordu resmen. Neyse ne artık uyusam iyi olacaktı malum yarın okul var.

...

Gözlerim Rüzgar'ın sesiyle hafif aralanmıştı. Hey benim odamda ne işi vardı bunun ? " hey çirkin amma uyudun he. Alt tarafı bi kahve istedim. Kafamı toparlayamıyorum kızım hadi kalk ya. " dediğinde gözlerimi kapattım." Gidip de kendi kahveni kendin yap ya " diye çemkirdim uyurken. " Masal yeminle sen oksijen kaybısın kızım. Bak gene iyisin kahvemi yaparsan seni atmosfere çıkarcam belki beynine oksijen gider he " dedi. Öküz bu çocuk ya valla. Gözlerimi hafifçe aralayıp" Rüzgar sana kahve yapıcaktım ama bu deliklerinden sonra sağ tarafımdaki melek bile öldü " dedim. " sarhoşların ne yapıcağı belli olmaz çirkin bu nedenle ki söylüyorum bi anda yastıkla boğulursan veyası bıçaklanırsan falan karışmam " dedi. Açıkça öldürürüm desen yeterdi be canım. Huysuzlanarak " İstemiyorum. Yatağımdan kalkmak istemiyorum. Kahve yapmak istemiyorum. Bak gözlerim açılmıyor gördünmü " deyip göz kapaklarımı yeniden kapattım. Umudum beni benle yanlız bırakmasıydı. " seninle şuan yatıcam ve benim olucaksın " dediği an kalbimi söktüler yerde sürüklediler,üzerinde horon teptiler,laam çukuruna atıp bide üzerine neyse çirkinleşmiyim. Dediğini beynim idrak edince gözlerim oruçluyken yemek görmüş gibi yuvalarından fışkırdı bildiğin. Ne diyodu bu sümso ya. Bi anda yatakta oturur pozisyona geçip " ne diyon sen be sarhoş marhoş demem çarparım hee " deyip vurmaya başladım. İki bileğimden tutup " bak gözlerin açıldı gördünmü " dedi. Yok bu çocuk benim düşündüğüm gibi salak değil ya valla. Gözlerimi kahverengi gözlerine dikip " sen sarhoş olduğuna eminmisin " diye sordum. Bu çocuk sarhoşken böyleyse gerçeğinden korkmak gerek yeminlen. Bileklerimde olan ellerini bıraktırmaya çalıştım ama o bi hamle ile beni ayağa kaldırdı. " az biraz ayıldım çirkin " dedi. Belli belli. Anlaşılan bugün uyku bana haramdı. Arkamdan itekleye itekleye beni zorla merdivenlerden indirdi. Elimden sadece oflamak be poflamak geliyordu. Uykum vardı uykum. Şubat ayının soğuğu kendini yeni yeni hissettirmeye başlamıştı. Halbuki iki üç gün önce havalar ne kadarda güzeldi. Hayata birkez daha küfür ettim. Resmen şans bana güldüğünde dişleri döküktü. Yoksa benim bu yaşadıklarımın başka bir açıklaması olamazdı. Kapşonluma iyice bi sindim. Doğalgazı kim kapattı allahsen. Mutfağa girdiğimizde grip olmuşcasına 6 kere ard arda hapşırdım. Evet çok acayip biliyorum ama sonuç olarak bende acayip bir insanım. " iyice sessizleştin hapşırıyosunda hastalanmayasın sakın sen çirkin " diye söylendiğinde " sağlam kızım ben bana bişey olmaz " dedim. Yalan valla yalan bazadan düştüm diye bütün bacağımın alçıya alındığını bilirim ben. Tabi bunu onun bilmesine gerek yok. Üşüdüğümü için hem Rüzgar'a hemde kendime sıcacık kahve yapmıştım. Mutfaktaki masada oturan Rüzgar'a kupayı uzattım ve karşısındaki sandalyeye oturdum. Neden içtiğini çok merak ediyordum ve bu merak bedenimi ele geçirmişti. Belki de çok derdi vardı bilemezdim ama bilmek isterdim. Bugün Cüneyt diye kızması falan gene eğlenmek içindi ki bu fırsatı ona vermemiştim ve vermeyecektim. " biraz daha iyimisin " diye sordum ve kahvemden bir yudum daha aldım. Oda kahvesinden bir yudum alıp " zaten kötü değildim. Biraz kafamı dağıtmaya ihtiyacım vardı okadar. Alkolü biraz fazla kaçırmışım eğer seni kırdıysam yada neyse boşver " dedi. Hadi ama özür dilemek bu kadar zormu. İçimde kırılan o tarafı tamir etmek bu kadar zormu. Onu bunu geçtim de Rüzgar benle bu tarz konuları konuşuyo ya. Bu tarzdan kastım kafamı dağıtmak gerekiyor falan demesi. Hadi ama içine kapanık birine benziyor şaşırmam normal. " Rüzgar karnın açmı " diye soru sorduğumda kendi midemdeki dilencininde harekete geçtiğini gördüm. Bildiğin yemek yemek diye horon tepiyodu Puşt. " en son senle yediğim valla çirkin başka yok " dedi. Bende onunla yediğimleydim ve acıkmıştım. " ozaman portakallı kekten çıkarıyorum artı olarak sandiwich yapıyorum " dedim. Bana yaptığı kötülükler olabilirdi yani dalga geçmek gibi ama bu iyilikde yapdığı gerçeğini değiştiremezdi. Başıyla onaylayıp " bu tarz şeyler yapmayı severmisin " dedi. Yanı dediğim yiyecekler onay kazanmıştı. " geçen yaz pastanede çalıştım o yüzden çoğu şeyi yapmayı bilirim. Sevmeye gelirsek inan sevmesem kimse yaptırtamazdı gerisini sen düşün " deyip tebessüm ettim. Küçükte olsa bi tebessüm görmüştüm sanki yüzünde. Başını önüne eğip sağa ve sola salladı. Sonrada bana bakıp " e hadi seni yiycem en sonunda " dedi. Gülümseyip " aslında şüphem vardı " dedim. Oda gülümseyip yanıma geldi. Sandiwich yapmama yardım etti ve kekleri dilimledi. Becerekli çocuk vesselam. Oturduk ve yemeğimizi yedik. Arada benim küçük çaplı hapşırmalarım olmadı değil. Ona pastanede yaşadığım bir kaç anımı anlattım. Anılar tabi benim rezilliğim olduğu için hepsine güldü. Biliyorum çok dengesiz bi insanım ama o sözleri aklımdan hiç çıkmıyordu. Belki de büyük bir derdi vardı. Oda bana babasının ona bir bar aldığını ve orayı nasıl işlettiğini anlattı. Birkaç kavgasını ve hepsinin komalık olduğunu söyledi. Tabi bunları yaparken sigarasını içmeyi ihmal etmedi. 7. sigarasını yakınca gözlerimi kahverenginin bilmediğim tonu olan gözlerine diktim. Uçurumu anımsatan gözlerine." 7. " dedim. Kaşlarıyla anlamadığını belirtince " 7. Sigara oldu artık içmesen " dedim. Akciğer kanserinden genç yaşta ölücekti salak çocuk. Kaşlarını kaldırdı ama ciddiyetinden ödün vermiyordu. " rahatsızmı oldun " dediğinde o an içimden geleni söyledim " evet rahatsız oldum ama dahada önemlisi kendine çok fazla zarar vermen " dedim. Ne her insan için aynı şeyi söyledim. Alaylı bir tonda " benimi önemsiyorsun hemde akşam onca dediğim şeyden sonra " dedi. Hadiya vallamı insan nefret ettiği birini nasıl önemser acaba. " normal hiç tanımadığım bir insanda olsa düşünürdüm. Sonuçta taşıdığımız bi can var. Bizi önemseyen insanlar var. Ölüm bu kadar kolay olmamalı. " dedim. Bana ölü görmüş gibi baktı. Ne dedimki ben. İyilik düşünmekte suç. " taşıdığım canı ne ben önemsiyorum nede bir başkası. Bence ölüm bu kadar zor olmamalı. Bu bi sikime yaramayan hayatta ölmek en güzel çaredir çirkin " dedi. Yanılıyordu. Kendi canını bu denli değersiz görmesi saçmaydı. " ölmek çözüm değil kaçıştır. Korkularımızdan olan kaçışımızdır. Hayata nasıl bakarsan öle görürsün. Yaşamak zaten savaştır. Yenilmekten de beteri pes etmektir ölüm. Aynı bir korkağın yapabileceği tek şey olması gibi " dedim. Bunları benim söylemem kıyamet alameti gibi bir şeydi doğrusu. Babamın ölümünden sonra ne hale gelmiştim. Ama hiçbir zaman pes etmedim. Etmeyeceğim de. Güldü bu kadar anlattığım onca şeye güldü. Sonra gözlerime bakarak " sen hayata nasıl bakıyorsunuz çirkin " dedi. Açıkcası bu soru bilmediğim yerden gelmişti ben hayata nasıl bakıyordum ? Gözlerine baktım benden bir cevap bekliyordu. Belki olumlu belki olumsuz. Mantığı olumsuz diye yalvarırken kalbi olumlu diyordu sanki. Buda benim kurmacamdı belki. Sorusunu geçiştirmek için aynı soruyu ona yönelttim. Düşünmek için zaman kazanmaya çalışıyordum. " pekiya sen nasıl bakıyosun " dedim. Önce ben sordum gibi birşey söylemesini beklerken beni yanıltıp sorumu cevapladı. " siyah " dedi. Kafasını geriye doğru atıp " en çıkmazından , hiç beyaz barındırmayan , çıkış olmayandan bahsediyorum çirkin. " dedi. Gözleri dehşet saçıyordu sanki. Buram buram nefret soluyorduk. Rüzgar Kantar kimdi ? İşte bu soruyu bilen tek kişi galiba kendisiydi ve ben ikinci bir kişi olmak için şuan can atıyordum. Ona sorabileceğim hatta sormak istediğim çok soru vardı. Açıkçası yemiyordu o ayrı bişey. " eee çirkin sen nasıl bakıyorsun hayata " dediğinde düşüncelerimden sıyrıldım. Alay eder gibi sormuştu bu soruyu. " bilmem " dedim. Gerçekten bu sorunun cevabını bilmiyordum. Baktığım nokta neresiydi. Güldü sadece güldü " tahmin ettiğim gibi " dedi. Galiba sohbet buraya kadardı. Ayağa kalktım ve masayı topladım. Bu süre zarfında sadece beni izledi. " sen istersen git yat ben mutfağı toplicam " dedim. Kalkmasını beklerken oturduğu sandalyeye iyice yayıldı. Hadi ama işimi zorlaştırıyordu. " sensiz uyumayı düşünmüyorum " dedi. Yoksa benmi öle anladım. Yok yok dedi. Ona dönüp " anlamadım " dediğimde güldü ama bu seferki içtendi. " sensiz uyumayı düşünmüyorum " diye tekrarladı. " o niyeymiş o " dediğimde " çünkü öle istiyorum " dedi. Salak bu çocuk ya valla. " isteklerine başlatma geri zekalı. İstiyomuşmuş ay benimde çok umrumdaydı. Seninle uyumiycam. " dedim ve arkamı döndüm çok oluyordu bu çocuk. Bi anda iki el belimi kavrayınca ne olduğunu anlayamadan havalandım. Beni omzuna atmıştı ve odama doğru ilerliyordu. " uyumayıp ne yapıcaksın kızım beni ? Bak aklıma kötü kötü şeyler geliyor " dediğinde. Nasıl bir belaya bulaştığımı düşünüyordum. Bu çocuk gerçekten dengesizdi. Aykut elmas misali " salak salak konuşma beğ " diye bağırdım. " onu yapan ben değilim sensin ahlaksız teklifte bulunduğuna göre " dedi. Evet evet bana böle bişey dedi. " Rüzgar artık saçmalamay..." sözümü kesen beni yatağa fırlatması oldu. Kendi de üzerime çıkınca neye uğradığımı şaşırdım.

Arkadaşlar biliyorum çok uzun süre zarfından sonra bölüm atıyorum ama bazı sıkıntılar yaşadım. Bundan dolayı sizlerden çok özür diliyorum. Vaktinizden ayırıp kitabımı okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Votelerin artmasını çok isterim sizden ricam vote vermeniz inanınki bu beni çok mutlu eder. Seviliyorsunuz :*

Continue Reading

You'll Also Like

6.7K 272 14
Bartu : işim var... ilay : benden önemli mi?:)...
349K 19K 42
Siz: Selamünaleyküm beyefendi Hayırlı Doktor Kısmet: Aleykümselam, kimsiniz? Siz: Teravihte annenizin numaranızı verip, doktor oğlum diye övdüğü kişi...
2.2M 148K 57
Bilinmeyen: Biz evlendiğimizde bir futbol takımı kurunca Rusya mı olacaz Türkiye mi? Bilinmeyen: Bence ortada buluşalım Karadeniz Milli takımı olsun ...
134K 10.1K 46
Gerçek ailem ve hapishane kurgusu