21.BÖLÜM

2.8K 123 31
                                    

Multimedya = masalın kıyafetleri

Bir şey belimi sardığında ne olduğunu görmek için kafamı eydim. Eldi lan bunlar bildiğin eldi. " aaaaaaaa " diye bağırdığımda bir diğer el ağzımı kapatmıştı. Gözlerimden inen yaş yanağımdan yol çizip inerken kalbim korkuyla çarpıyordu. Kulağıma fısıltı tınısında " benim çirkin sakin ol. " dedi. Rüzgar yavaşça elini ağzımdan çektiğinde kapalı gözlerimi açıp derin bi nefes aldım. Rüzgar'a döndüğümde ikimizde yatağın üzerinde oturur pozisyondaydık. Gece lambasından gelen ışığın kırılarak içeri yayılması yetmezmiş gibi göz yaşından dolayı bulanık gören gözlerimi Rüzgar'ın gözlerine diktim. Rüzgar eliyle tenimde halen tuzu kalan gözyaşımı sildi. Çok yumuşak hafif bir dokunuşu vardı. " hişş çirkin amacım seni korkutmak değildi. " dediğinde " burada ne işin var " dedim. Gözlerini kaçırıp kendini yatağa bıraktı. Kollarını başının altına koyup sırt üstü yatarken ona eğilip " burada ne işin var " dedim. Gözlerini gözlerimi dikip ölece baktı. Cevap verme gereğinde bile bulunmuyordu beyefendi. " Ya cevap versene ! " diye bağırdığımda " biraz huzur istiyorum sadece tamam mı ? O yüzden şimdi o çenenin kapat ve yanıma yat. " dediğinde sinirlerim bildiğin uzaya fırlatmıştı. " Hemen defol git evimden Rüzgar ! " dediğimde sinirlerime hakim olmaya çalışıyordum. Sen kimsin ki bana kapa çeneni diyosun ya. Bi de emir verime sümsük. Rüzgar bi anda kolumdan tutup beni yanına çekti ve kollarının arasına aldı. Kafam göğsünün hizasına denk geliyordu. " bi kezde şu çenenin kapatıp dediğimi yapsan şaşarım çirkin "

" yüzsüzmüsün sen acaba ? Seni az önce evden kovdum ve şuan burada bana sarılıyorsun. "

" halbukisem burdan bakınca halinden gayet memnun gözüküyorsun " dediğinde kollarının arasından çıkmaya çalıştım. Kollarını bedenime okadar sıkı sarmıştıki kollarının arasından çıkamıyordum. Rüzgar başını başımın hizasına getirip dudaklarını alnıma bastırdı. Ben daha ne yapmaya çalıştığına anlam veremeden " bir tek senin yanında huzurluyum. İlla söylettircen dimi çirkin " dediğinde yüzümde anlam veremediğim bir tebessüm oluştu. Bana ' bana iyi geliyorsun demişti ama bilmediği birşey vardı oda bana iyi geliyordu. Farketmeden beni mutlu ediyordu. Belkide farketmeden teslimiyetti benimki. Savrulup giderken nereye savrulduğum değildi aslında önemli olan , önemli olan onunla birlikte savrulmaktı. Onunla birlikte ellerim onun avucundayken mutlu olabilmekti aslında. Durduramadığın tebessümdü aslında. Rüzgar beni bırakıp yine yatağın üzerine kollarını başının altına alarak yattığında yatakta doğruldum. Gözlerini dikmiş bana bakıyordu. Belkide ne yapıyor bu deli kız diyordur. Ha pardon çirkin. Ona doğru eğilip yanağını öptüm yüzünde kocaman bir tebessüm oluştuğunda yanına yatıp kollarımı onun beline sararak göğsüne kafamı koydum. " sen varya... Ah çirkin ah " dediğinde kafamı kaldırıp ona baktım hala tebessüm ediyordu. Bende tebessüm edip " sen varya ne ? " dedim. " boşver sen onu. Ben sadece seninle beraber kokunu içime çekerek uyumak istiyorum tamam mı ? " dediğinde kafamı sallayıp tekrar göğsüne yasladım. Oda ellerini belime sarmıştı zaten. İçim içime sığmıyordu resmen. Kalbim nabzımda atıyordu. Dediklerinin beni bu kadar mutlu etmesi. Bilmiyordum ben artık hiçbirşeyi bilmiyordum.

***

" çikita muz muz muz çikita muz " diye çalan alarma artık dayanamayıp yastıktan kafamı kaldırdım. Hadi ama bu çok büyük bir ceza ya. Yataktan kalkıp alarmı kapattım ve gözlerimi ovalayıp banyoya yöneldim. Gözlerimi halen tam açamadığım banyonun kapısına toslamıştım. Hadi ama zaten iki gıdım beynim var onuda kaybetmek istemiyorum. Acıyla gözlerimde beynimde tamamen açılmıştı. Rüzgar kapıyı açtığında " Kızım zaten iki gıdım beynim var onu da kaybetme kafanı vurarak " dedi. Sesli mi düşündüm lan ben. Beni banyoya soktuktan sonra eliyle klozeti gösterip " Masal bu nasıl klozet sıçmadan önce anlından mı öpcez napcaz " dediğinde kahkaha attım. Evet annem dantel meraklısı bir kadın ve bizim klozetimizinde her yeri dantellerle kaplı. " istersen dene " dedikten sonra kahkaha atmaya devam ettim. Rüzgar kaşlarını çattığında gülmeyi kesip elimi yüzümü yıkadım. Tam çıkacakken arkadaki beyazlar içinde olan klozeti görünce tekrar kahkaha atıp " sana iyi sıçmalar " dedim ve banyodan çıktım. Saate baktığımda daha 7 olduğunu farkettim hadi ama bu kadar erken kalkmak için çok genç değilmiyim. Sölermisin ey kader diri diri mezara girmekten ne farkı var bunun. Odama gidip kapımı kilitledikten sonra okul eteğimi ve formamı giydim. Saçlarımı yandan kılçık ördükten sonra saatimi taktım ve aşşağıya indim. Annem saat 10.00 doğru gelicekti. Canımın içi ya. Dolaptan kahvaltılıkları çıkardım masaya koydum. Bardaklara portakal suyu koyduktan sonra omlet yapıp onları da masaya yerleştirdim. Saat 07.38 di. Bu çocuk nerde kaldı ya. Banyonun kapısına gidip tıkladığımda Rüzgar kapıyı açtı. Siyah tişörtü siyah bacaklarını saran kot pantolonu ve ıslak saçlarıyla adeta nefesimi kesiyordu. Valla ben bu çocuğa aşık olsam dünyada kız diye varlık bırakmazdım bu ne tatlılık bu ne yakı... Bi dakka ya bunun saçı niye ıslak " acaba baklavalarımı görsen daha ne kadar ileri gidersin gerçekten merak ediyorum " dediğinde " ne alakası var be sen onu bunu bırakta o saçlar niye ıslak o saçlar " dedim.

Seni Her GördüğümdeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin