Sessiz Çığlıklar ( +18 )

By creteech

1.4M 55.4K 21.5K

"Bana bakıcılık yapmaktan vazgeç ben senin bakıcılık yaptığın çocuk değil karınım " dediğimde sinirle , bakış... More

(1) " İlk Karşılaşma "
(2) " Arsız ve İnatçı "
(3) " O Benim "
(4) " Bana Gel Karviras "
(5) " Tercihler Ve Bedeller "
(6) " Salon Beyfendisi "
(7) " Minnet "
(8) " Akrep "
(9) " Egoist "
(10) " Tatlı Yalanlar "
(11) " Korku Ve Aidielik "
(12) " Baş Belası "
(13) " Tinerci Ve Ayyaş "
(15) " Özür Dilerim "
(16) " Sonbahar "
(17) " Affet Beni "
(18) " Masum Mağlubiyet "
(19) " Özledim +18 "
(20) " KARA ASLAN "
(21) "Sanrı"
(22) "Ayna'nın İki Yüzü +18"
(23) "Direniş"
(24) "Güven Bana"
(25) Aynı Payda Da Buluşan İki Adam
(26) Silik Hatıralar
(27) Silik Hatıralar Part ll
(28) Yaralı Ruhların Acı Feryadı
(29) Kötü Adam ve Prensesi
(30) Mutlu Yıllar Sevgilim...
(31) İblisin Son Akşam Yemeği
(32) Bizim Sevgimiz Hastalıklı Sevgilim
(33) Benimle Evlenir Misin?

(14) " Benimle Kal "

47.1K 2K 915
By creteech

Oy kullanıp yorum yapmayı unutmayın

            " Korkma sadece güven bana "

-

Gözlerimi yavaşça açtığımda başımın ağrısı yüzünden yüzümü buruşturdum, cidden içmek bana göre değildi.

Bakışlarım sağ tarafıma çarptığında yutkundum, uyuyordu ve benim yanımdaydı.

Koca bedeni yatağın büyük bir kısmını kaplamıştı ve onun yanında küçücük kalıyordum.

Derin bir nefes çektiğimde içime sigara ve mentol kokusunun karşımı olan kokusu doldurdu ciğerlerimi.

Kabul etmek gerekirse tehlikeli bir şekilde kokusu hoşuma gidiyordu.

Uyurken de oldukça karizmatik bir adamdı ve bu nasıl mümkün olabiliyordu anlamış değildim.

Gözlerini yavaşça açtığında yutkundum uyuyor numarası yapmalı mıyım.

Ama çok geç kalmıştım çünkü hafif çekik olan siyah gözleri çoktan gözlerimi bulmuştu.

" Günaydın " dediğinde uyku mahuru hali ile yüzüme dikkatle baktı düşüncelerimi çözmek ister gibi bakıyordu.

" Günaydın " dediğimde yataktan doğruldum ve banyoya hızlı adımlarla gideceğim sırada bileğimden tutarak engel oldu bakışlarım ona değdiğinde tek kaşı havaya kalkmış beni izliyordu.

" Pişman mısın  " diye sorduğunda hâlâ bileğimi tutuyordu ve bırakmayı düşünmüyor gibiydi.

" Ne konuda " diye sorduğumda baş parmağı bileğimi hafifçe okşamaya başladı.

"Benimle aynı yatağı paylaşmaktan" diye sorduğunda yutkundum değildim hatta onun kokusunu soluyarak uyumak beni rahatlatmıştı, başımı olumsuzca salladım.

" Rahatsız oldun mu peki " diye sorduğunda bu kez, baş parmağı hâlâ bileğimi okşuyordu.

" Hayır oldukça rahat uyudum " dediğimde yüzünde memnun olmuş bir ifade belirdi.

" Rahat uyuman beni mutlu etti " dediğinde biraz daha yaklaştı.

Nefesini kulaklarımda hissettiğimde bedenimin ısındığını hissettim.

"Uyurken çok fazla hareket ediyorsun bir ara gece üzerime çıkmıştın" diye keyifle konuştuğunda gözlerim kocaman açıldı.

Agit ise keyifi bir şekil ıslık çalarak banyoya doğru ilerledi.

" Ben uyurken hareket etmem bir kere yalan söylüyorsun " diye arkasından konuştuğumda banyoya girmeden önce bakışlarını bana çevirdi.

"Seninle uyumak beni baya zorlayacak gibi güzelim sende mümkünse fazla kıpırdama uyurken " dediğinde omuz silktim.

İftira atıyordu ve ben bu oyunlara gelmezdim.

" Rahatsız olacaksan koltukta uyumaya devam edebilirsin " dediğimde gülüşü hızla soldu.

"Sikseler bir daha o koltukta uyumam" dediğinde hızla, gülümsedim ve giyinme dolabına yöneldim.

"Küfür etme,dün gece bu konuyu halletmiştik sanıyordum" dediğimde bakışlarım ona değdi.

Banyo kapısının pervazına yaslanmış bir şekilde beni izliyordu.

" Arsız ağzım adına özür dilerim " dediğinde keyfi oldukça yerindeydi.

"Ayrıca seninle uyumaya alıştım bir kere. Bir daha asla ayrı uyuyamam" dediğinde gülümsedim.

" Alıştın demek , bu kadar çabuk mu alışırsınız beyfendi? " diye sorduğumda yüzünde serseri bir gülüş vardı.

"Alıştıranlar utansın ki asla şikayetçi değilim" dediğinde güldüm.

Ona ne şüphe...

Banyoya girdiğinde bende kıyafetlerimi değiştirip odayı toplamıştım.

İkimizde hazırlandıktan sonra birlikte aşağı indik , aile üyeleri de kahvaltıya oturmuştu ve Diego 'da gelmişti.

Masaya oturduğumuzda biri avlunun kapısını sertçe çalmıştı.

İçeri bir kaç adam girdiğinde Agit'in bakışları beni buldu.

" Yukarı nene'min yanına çık " dediğinde bakışları Nil'e değdi.

" Siz de yukarı " dediğinde Nil ve Feride Hanım onu ikiletmeden yukarı çıkmıştı.

Agit'in amcası Maran bey ise gururla Agit'i izliyordu ve oldukça rahattı.

Adamda ki rahatlık pes dedirten cinstendi.

" Devin yukarı çık! " diye sert sesiyle bir kez daha konuştuğunda onu dinlemedim.

"Hiç bir yere gitmiyorum burdayım" dediğimde sinirle homurdandı.

"Devin yukarı çık , bu halimi görmeni istemiyorum hadi güzelim zorlama beni de yukarı çık" dediğinde bakışları ara ara bizi izleyen adamlara değiyordu.

" Gitmiyorum elalemin önünde bana sesini yükseltme! " dediğimde bağırarak, burnundan soluyordu ve  sinirden çenesi seğirmişti.

"Ulan sesimi ne zaman yükselttim, tamam gitme inatçı keçi kal burda" diye sinirle konuştuğunda beni arkasına aldı.

"Bir sorun mu var Yusuf bu şekilde evime gelme cürettini nerden aldın" diye sorduğunda Fırat sağ tarafına Diego ise sol tarafına geçmiş görüş açımı tamamen kapatmıştı.

Tek gördüğüm şey kocamın geniş gerilen sırtıydı.

" Demir Ağa hapisten çıkmış dün gece Agit Ağa evimi bastı tüm adamlarımı öldürdü , sana da bir mesaj iletmemi istedi onu söylemeye geldim " dediğinde onları dinliyordum.

" O piçin çıkması mümkün değil " diyen Agit'in sesi o kadar sert ve öfkeli çıkmıştı ki bu güne kadar bana hiç kızmadığını yeni anlıyordum.

Öküz biriydi ama bana karşı olan bu tutumu oldukça güzeldi.

"Çıkmış ama seni bekliyor yanlız , yüreği yetiyorsa karşıma tek çıksın dedi adamlarımı öldürdükten sonra" diyen adamın sesi ile Agit'in sırtının gerildiğini gördüm.

" Beni koruyacağını söyledin Agit Ağa üç sene önce sana güvenip o adamın aleyhine ifade verdim ,bu muydu karşılığı söylesene tüm adamlarımı ve itibarımı kaybettim " diye güçsüz bir sesle konuşan adam ile Agit'in daha da öfkelendiğini gördüm.

" Tamam Yusuf ben ilgileneceğim hiç şüphen olmasın " diyen Agit ile adamlar konağı terk etmişti.

"Seni yanlız bekliyor orusbu çocuğu ama o yanlız gelmez abi tuzak bu bildiğin" diye öfkeyle konuşan Fırat ile Agit'in bakışları bana değdi ve sıkıntılı bir nefes verdi.

"Bir şey olmayacak Fırat sakin ol" dediğinde Fırat'ın bakışları bana değince sustu.

" Devin yukarı çık hadi güzelim " dediğinde bu kez dudaklarımda alaylı bir gülüş belirdi.

Biri onu öldürmek istiyordu ama onun şu an ki derdi beni yukarı göndermekti.

Gideceğini sanıyorsa yanılıyordu , göndermezdim ki ben onu.

" Hiç bir yere gitmiyorum tıpkı senin de gitmeyeceğin gibi Fırat haklı hiç bir yere gidemezsin " dediğimde bana inanmaz gözlerle baktı.

" Devin sırası değil, yukarı çık kavga etmeyelim yine " diye dişlerinin arasında öfkeyle konuştuğunda Diego ve Fırat bizi izliyordu.

Amcası ise çoktan konaktan çıkmıştı bu konuda Agit'e güvendiği ve rahatını hiç bozmadığı için de ayrı sinir olmuştum.

"Adam seni öldürmek istiyor ama senin tek derdin bizim kavgamız mı" diye sinirle bağırdığımda "Yengem dişli çıktı" diyen Fırat'ın sesini duydum.

" Benim arkadaşıma da böyle bir eş yakışırdı ama " diye keyifle karşılık veren Diego ile Agit'in öfkeli bakışları onlara döndü.

" Siktir olup gidin lan karımla olan konuşmama dahil olmayın " dediğinde "Tamam gidiyoruz kardeşim bu kadar kibar olma" diyen Diego ile konaktan çıkmışlardı hızlı adımlarla.

" Nerde kalmıştık " dediğinde bana bakarken, bu rahat tavırları yüzünden ağzını burnunu kırmak istiyordum.

" Bile bile ölüme gitmeyeceksin , burda benim yanımda kalıyorsun! " diye bağırdığımda ona doğru yaklaştım ve işaret parmağımı kalbinin üzerine sertçe vurdum.

" Anladın mı beni çünkü tekrar edilmekten hiç hoşlanmam " dediğimde bakışları yüzümü ardından kalbinin üzerinde ki parmağıma kaydı.

" Gideceğim Devin ve sen de bu önemsiz konu yüzünden benimle kavga etmeyeceksin " dediğinde sinirden dişlerimi sıktım.

" Önemsiz mi , adam seni öldürmek için ayağına çağrıyor bu mu önemsiz " diye bağırdığımda tekrar sinirlenmişti.

" Beni hafife alma sakın , tanımıyorsun Devin beni tanımıyorsun " diye öfkeyle hırladığında kendini zor tutuyor gibiydi.

" Benim ite kopuğa yedirecek kocam yok Karviras duydun mu beni sen de yanımdan ayrılmıyorsun! " diye bağırdığımda.

Ellerini saçlarına daldırıp anlını ovdu sakinleşmeye çalıştı.

"Ulan ne yapayım , karısının eteğinin altına saklandı mı desinler arkamdan!" diye sinirle bağırdığında sesi yeri göğü inleticek kadar güçlü çıkmıştı.

Bu muydu yani tek derdi , sözleri beni daha da öfkelendirmişti.

" Ölme istiyorum aptal herif anlamıyor musun! " dediğimde öfkeyle gözlerinin içine baktım. Bakışları hala sertti yanıma geldiğinde sağ kolu belimi kavrayıp beni hızla kendine çekti.

" Ben istemediğim sürece kimse bana zarar veremez Devin korkma sadece güven bana " dediğinde sert nefesini yüzümde hissediyordum.

Nefesini kulaklarımda hissederken belimin üzerinde ki parmaklarının baskısı artmıştı.

"Seni kazanmadan ölmeye niyetim yok kız çocuğu" diye kısık sesle konuştuğunda saçlarımda dudaklarını hissettim.

" Güven bana , sence ben seninle yaşayacağım uzun güzel bir ömür varken ölür müyüm? " Diye sorduğunda yutkundum.

İstemiyordum bile bile tehlikeye atacaktı kendini.

" Gitme " diye fısıldadığımda parmak uçlarımda yükseldim ve yanağına küçük bir öpücük bıraktım.

Sert yüzü biraz yumuşadığında kollarımı hızla boynuna dolladım.

"Bırakma beni ,seni istiyorum lütfen" diye fısıldadığımda kulaklarına doğru belimde ki elleri daha da sıklaşmıştı.

"Karın seni çok ama çok istiyor Karviras, bana istediğimi ver ve gitme kal benimle" diye fısıldadığımda boynuna küçük bir öpücük bıraktım.

Bedeni gerilirken gülümsedim, yanımda kalması için her şeyi yapabilirdim.

" Siktir hile yapıyorsun " dediğinde sesi oldukça boğuk çıkmıştı,başımı olumsuz yönde salladım.

" Hile yok , kocasını yanında isteyen masum bir kadın var " dediğimde belimi sarmalayan kolları daha da sıklaşmıştı.

" Kocamı verecek misin bana, isteklerimi önemseyecek misin? " Dediğim sıkıntılı bir nefes vermişti.

" Yapma böyle karım " dediğinde. Bir eli saçlarıma gitti ve saçlarımı okşamaya başladı. " Kadınım " diye fısıldadığında saçlarımı öpmüştü.
Dilini damağına vurduğunda "Kurban olduğum" demişti sakin ve sıcak bir sesle beni ikna etmek için huyuma gitmeye çalışıyor gibiydi tıpkı benim gibi. Şefkatle bir öpücük daha bıraktı saçlarıma. 

" Jina mın " dediğinde kısık sesle kulağıma doğru bel oyuğumu okşayan parmakları baskısını arttırmıştı.

" Mêrê xwe bawer bike " dediğinde dudaklarını ıslatmış boynuma ıslak bir öpücük bırakmıştı.

Ne yaparsa yapsın olmuyordu , içim rahat etmiyordu işte ne olurdu da sanki yanımda kalsa.

Bu günümün her bir saniyesini ona ayırabilirdim yeter ki beni seçsin yanımda kalmayı seçsin.

" Gitme lütfen " dediğimde iç çekti.

" Gideceğim güzelim boşuna yorma kendini " dediğinde artık kafayı yemek üzereydim göğsünden sertçe itip kendimden uzaklaştırdım.

"Defol git o zaman ama bu kapıdan çıkarsan bir daha sakın dönme çünkü seni artık kocam olarak görmem duydun mu beni seni tamamen silerim" dediğimde öfkeyle ,omuzları çöktü.

Söylediklerim canını yakmıştı, can çekişiyormuş gibi bakmıştı.

Ama giderse benim de canım yanardı. Onu kaybetme ihtimalim vardı ve ben bunu basit bir şeymiş gibi göz ardı etmeyecektim.

" Hayır aramız yeni düzelmeye başladı izin vermem " dediğinde hızla bana doğru geleceği sürekli bize gelmesi çok güzel ama sırada onu elimle engelledim

" Git hangi cehennemin dibine gideceksen git ama döndüğünde eski Devin'i bekleme çünkü beni ve düşüncelerimi önemsemeyen bir adamla hiç bir şeyi denemem " dediğimde hızla yanıma geldi ve başımı göğsüne yasladı.

" Ulan ben mi seni ve düşüncelerini önemsemiyorum " dediğinde sesi sert çıkmıştı.

" Ağzının içine bakıyorum vicdansız bunu görmüyor musun? " diye hafif kırgın bir isyanla sorduğunda omuz silktim.

Şu an hiç de ağzımın içine bakıyor gibi değildi. Israrla gitmek için direniyordu.

" Gitme o zaman kal karınla, bu günümü sana ayırayım mêrê min " dediğimde sıkıca sarıldım beline. Derin bir iç çekişinde onu bırakmamaya and içer gibi sokuldum koca bedenine.

"Özür dilerim ama gitmek zorundayım" dediğinde saçlarıma küçük bir öpücük kondurdu ve benden ayrılıp konağı terk etti.

Bense sadece dolu gözlerimle bakmıştım ardından.

Gitmişti adi herif beni ardında bırakıp gitmişti.

"Pişman edeceğim seni Allah'ın belası adam" diye bağırdığımda merdivenlerden yukarı doğru çıktım.

Sığamıyordum hiç bir yere sığamıyordum ve korkuyordum ona bir şey olacak diye köpekler gibi korkuyordum.

Teras katından şehri izlediğimde ellerimi saçlarıma daldırıp çektim.

Canın cehenneme adi herif , ölecekse de ölsün uyarmıştım onu.

"Devin sıkma canını Agit'e bir şey olmaz" diyen Feride Hanım'ın sesini duyduğumda öfkem daha da artmıştı.

Agit'e bir şey olmaz merak etme demek bu kadar kolay mıydı ben burda ölüp ölüp diriliyordum.

Onu önemsemeden yanından ayrıldım çünkü biraz daha konuşmaya devam etseydi kavga edecektim.

Nene'min odasına gittiğimde kapıyı çalmadan hızla girdim içeri.

" Kızım ne oldu bir sorun mu var " diye sorduğunda merakla, gözyaşlarımı daha fazla tutamayıp serbest bıraktım.

" Gitti nene senin şerefsiz torunun bile bile ölüme gitti " dediğimde yanına gittim ve ona sıkıca sarıldım.

Kaldıramıyordum onun öylece çekip gitmesi canımı yakıyordu, gitmemesi için kendimi yırtmama rağmen gitmişti ve iyi olup olmadığını öğrenemedikçe kafayı yiyordum.

" Üzülme kızım alışırsın boşuna dedesi kılıklı demiyorum ben ona akşama sağ salim döner merak etme " dediğinde göz yaşlarımı silip ona baktım.

" Nene ona bir şey olursa ben ölürüm lütfen bir şey yap lütfen " dediğimde içtenlikle gülümsedi.

" Endişeni anlıyorum kızım ama korkma bir şey olmaz ona asıl onun karşısında ki adam için endişeleniyorum " dediğinde şaşkınlıkla baktım.

Bu aile de ki insanlar gerçekten normal değildi.

Ayrıca kocam sağ salim döndüğünde onu mahvedecektim.

"Bir şey yapmazsan ben yaparım nene" dediğimde yüzünde gururlu bir ifade belirdi.

" Tamam sakin ol  " dediğinde eline telefonunu aldı.

" Alo Fırat abinin nereye gittiğini biliyorsun değil mi " diye sorduğunda onu dinliyordum.

" Ha tamam topla adamları abinin peşinden gidin gerekeni yapın torunum " dediğinde rahat bir nefes çektim içime.

" Biliyorum abinin işini yanlız halletiğini  ama yengen endişelendi çabuk çözün sorunu abini de merak etme sana bir şey derse nene'min emriydi dersin hayde işin rast gelsin torunum " dediğinde telefonu kapattı.

Bana gülümseyerek baktığında artık daha rahat nefes almaya başladım.

" Merak etme kızım kocan sağ salim gelecek evine " dediğinde ona sımsıkı sarıldım.

" Teşekkür ederim " dediğimde o da bana sarılmıştı.

" Teşekküre gerek yok de hayde sen de gidip kendine çeki düzen ver erkek milleti için kendini bu kadar hırpalama değmez " dediğinde gülmüştüm.

" Tamam nenem " dediğimde odasından çıktım ve banyoya girip elimi yüzümü yıkadım.

İyi ol Karviras yoksa seni kendi ellerimle öldürürüm.

Korkuyordum işte haftalar önce evlendiğim adama bir şey olacak diye çok korkuyordum.

Saatler sonra...

Saatlerdir ondan haber bekliyordum ama hala haber alamamıştım , berbat hissediyordum ilk defa annem dışında biri için endişeleniyordum ve bu his berbattı.

Konağın kapısından içeri Fırat ve Agit girdiğinde merdivenlerden hızla indim.

Bakışlarımı onun üzerinde gezdirdiğimde aldığım nefes genzimi yaktı.

Kolundan vurulmuştu.

" Agit " diye güçlükle fısıldadığımda yanıma geldi ve beni hızla göğsüne çekti.

" İyiyim sorun yok " diye kısık sesle konuştuğunda göz yaşlarım tekrar süzülmeye başlamıştı.

Vurulmuştu iyi değildi.

Ellerimi göğsüne sertçe vurduğumda onu iterek kendimden uzaklaştırdım.

" Vurulmuşsun işte başın göğe erdimi adi herif! " diye bağırdığımda bana doğru bir adım attı.

" Gitmek zorundaydım yavrum yapma böyle beni kendinden mahrum etme " dediğinde ona inanmaz gözlerle baktım.

"Tek derdin bu mu manyak, yaralısın ve tek derdin benimle olan kavgan mı" diye bağırdığımda Fırat bizi yanlız bırakıp odasına gitmişti.

" Evet amınkoyayım tek derdim seninle aramın nasıl olduğu ha ama illa bu konuyu konuşmak istiyorsan benim de sana soracaklarım var " dediğinde neyden bahsettiğini anlayamadım.

" Neyi soracaksın " diye sorduğumda boşluğumdan yararlanmış ve belimi hızla kavrayıp bedenimi bedenine yaslamıştı fırsatçı herif.

" Yokluğumda aşireti ayağa kaldırmışsın nenem ile birlikte onu soruyorum " dediğinde dudaklarımı dişledim.

Bunu nasıl öğrenmişti ki , beni kim ispiyonlamıştı.

" Ulan kırk adam takıldı peşime " diye sinirle konuştuğunda başımı aşağı indirdim.

" Sonra ne öğreniyorum biliyor musun bu kırk adamı peşime karım takmış " dediğinde başımı göğsüne sakladım.

Bunu bilmesine hiç gerek yoktu.

Ayrıca kırk adam mı , kabul etmek gerekirse bu sayı bile benim için azdı.

Çenemi nazikçe tutup yüzlerimizin birbirine bakmasını sağladı.

" Şimdi durumlar berabere yaani sakın bana trip atıp da kendin ile sınama yoksa yakarım bu şehri " dediğinde eğildi ve sıcak dudaklarını yanağıma bastırdı.

Yanağıma bıraktığı küçük öpücükten sonra geri çekildiğinde söyleyeceğim her şeyi unutmuştum.

" Şimdi odamıza çıkıyoruz ve birlikte uyuyoruz çünkü çok yorgunum ve sana ihtiyacım var " dediğinde bileğimi sıkıca tutup merdivenlerden yukarı doğru çıkmaya başladı.

Odamıza geçtiğimizde kapıyı kapattı ve giyinme dolaplarına yöneldi. Eline tişört aldığında kollarımı göğsümde birleştirip onu izliyordum.

Gömleğinin düğmelerini yavaşça açtığında istifimi bozmadan sadece onu izledim, açtığı her bir düğmede kusursuz teni ortaya çıkıyordu.

Bakışları bana değdiğinde gülümsedi "Manzaranız güzel sanırım" dediğinde omuz silktim.

"Daha önce de gördüm artık utanmıyorum" dediğimde gülüşü büyüdü.

Gömleği üzerinden çıkaracağı sırada dudaklarından dökülen kısık inilti ile hızla yanına gittim.

"Sözümü dinlemezsen olacağı bu" dediğimde sert sesim ile, gömleğini üzerinden nazikçe çıkardım.

Bakışları her bir hareketimi izlerken sesi çıkmıyordu.

Elime tişörtü aldığımda benim için eğildi.

Tişörtü kafasından geçirdiğimde kolunda ki yarayı incitmeden giydirdim.

Tişört giydirdikten sonra bileğimi tutup yatağa doğru ilerledi.

Yatağa oturduğunda beni kendine doğru çekti ama buna izin vermeyip bileğimi elinden kurtardım.

Öfkeli bakışları ve çatık kaşları beni bulduğunda gülümsedim.

" Sikeyim trip atacaksın değil mi , tamam at amınkoyayım ama benimle uyuduktan sonra at " dediğinde omuz silktim ve odadan çıktım.

Mutfağa indiğimde çalışanların akşam yemeğini kurduğunu gördüm.

" Bir şey mi istediniz Devin hanım " diye soran kadın ile gülümsedim.

"Bana bir tepsi yemek verebilir misiniz" diye sorduğumda hızla tepsiyi hazırlamıştı.

Hazır olan tepsiyi elime aldığımda merdivenlerden yukarı doğru çıkıp odaya girdim.

"Vicdansız karım mı geldi" diye sorduğunda yatağa uzanmış ve gözlerini kapatmıştı.

Biz beyfendi aç diye yemek getirelim o bize vicdansız desin , asıl vicdansız oydu ben ona bir şey olacak diye kendimi yiyip bitirmiştim saatlerce ve geldiğinde vurulmasına rağmen olağan bir şeymiş gibi davranmış üstüne üstlük tavır aldığım için de kızmıştı.

" Evet şimdi aç gözlerini ve kalk " dediğimde gözlerini açmış ve yataktan hafifçe doğrulmuştu.

Bakışları bana ve elimde ki tepsiye değince şaşırdı ağzı hafifçe aralandı ve ne söyleyeceğini bilmiyormuş gibi sessiz kaldı bir süre ve dudaklarını birbirine bastırıp bekledi.

" Benim için mi  " diye şaşkınlıkla sorduğunda ise çatallaşmış sesi ile tepsiyi kucağına bıraktım.

" Evet vicdansız bir kadın olduğum için getirdim " dediğimde bu kez gülümsemişti.

" Şaka yaptım güzelim yemek için de teşekkür ederim " dediğinde koltuğa oturdum.

Çatalı eline aldığında dolmalardan birine sapladı ağzına götüreceği sırada kısık sesle bir kez daha inlemesi ile hızla yanına gittim.

Dayanamıyordum o karşımda bu şekilde acı içinde inlerken benim elim ayağım birbirine giriyor ve kendimi tuhaf hislerin içinde kaybolurken buluyordum.

" Canın mı yandı " diye sorduğumda başını olumlu anlamda sallamıştı.

" Evet canım çok yanıyor " dediğinde çatalı elinden aldım.

Bakışları üzerimdeyken derin bir nefes çektim içime ama bu pekte akıllıca gelmemişti çünkü kokusunu derince solumuştum ,onun ise delici bakışları hala tereddüt etmeden üzerimde gezinirken ona yedirmek için çatala sapladığı dolmayı ağzına ilerlettim. Hastayken beni kendi elleri ile beslemişti ve ona aynısını yapmaktan çekinmiyordum.

Lokmasını yuttuktan sonra ikincisini ağzına vereceğim sırada eliyle çatalı benim ağzıma ilerletti.

" Sen de açsın değil mi , birlikte yiyelim " dediğinde ağzımı açmış ve ağzıma tıktığı dolmayı yemiştim.

Hem ona yedirdim hem de kendim yedim , yemek boyunca Agit tek kelime etmeden ağzına tıktığım yemekleri yemişti.

Yemekler bittikten sonra tepsiyi sehpanın üzerine bırakmıştım onun ise gözleri sürekli üzerimdeydi bakışlarını kısa bir süreliğine bile çekse beni kaybedecekmiş gibi izliyordu.

"Çok uykum var hadi yavrum gel artık" dediğinde şirince gülümsedim.

" Uyu geliyorum " dediğimde giyinme odasına gittim ve üzerime rahat bir pijama takımı geçirdim.

Odaya tekrar döndüğümde Agit'in hala beni beklediğini görmek şaşırmamı sağlamıştı.

Bakışları bana değdiğinde oldukça yorgun olduğu her halinden belli oluyordu , belli etmemeye çalışıyordu ama yarası onu tüketmiş ve oldukça yıpratmıştı.

Dolaplardan temiz bir nevresim takımı çıkardım ve koltuğa serdim.

Yarası varken onunla tâbi ki uyuyamazdım canını yakardım ya da dikişlerine zarar verebilirdim ve şu an ona zarar vermek isteyeceğim son şey bile değildi.

" Ne yapıyorsun " diye sorduğunda yastığımıda bırakıp koltuğa oturdum.

" Burda uyuyacağım " dediğimde gözleri kocaman açıldı.

" Neden burda kocaman yatak var,şakanın sırası değil hadi gel yanıma " dediğinde omuz silktim.

" Yaralısın olmaz ben deli yatıyorum unuttun mu, yarana zarar veririm o yüzden sen iyileşene kadar burda yatacağım " dediğimde başını olumsuzca sallamıştı.

" Ben haftalardır seninle uyumak için kıvranıyorum olmaz buraya gel " dediğinde battaniye'yi kaldırmış ve bana sol tarafında yer açmıştı.

" Yorgunum zaten yorma beni de ait olduğun yere gel " dediğinde omuz silktim.

" Vurulmasaydın seninle uyurdum ama bu artık imkansız bir ay kadar ayrı kalacağız " dediğimde gözleri dehşetle açıldı.

" Bir ay mı " diye yüksek sesle sorduğunda gülmemek için dudaklarımı dişledim ve başımı olumlu anlamda salladım.

"Evet şimdi uyu yorgundun değil mi" diye sorduğumda sıkıntılı bir nefes verdi.

" Ulan böyle şansın içine tüküreyim " diye homurdandığında oldukça tatlıydı.

" Tamam gel buraya , senin bedenin naif orda yatamazsın " dediğinde tek kaşım havaya kalktı.

O burda kocaman cüssesiyle yatabiliyorsa ben de yatardım.

" Uyurum ben burda uyu sende " dediğimde uzandım ve gözlerimi kapattım..

" Karım yanımda değil ki nasıl uyuyacağım " diye homurdandığında onu görmezden gelip uyumaya çalıştım.

Dakiklar sonra...

Adam yataktan sessizce kalktığında uyuyan kadının yanına gitti.

Onu uyandırmamak için oldukça sessiz davrandı.

Kadını kucağına alıp sol yanına yatırdığında sızlayan dikişleri umrunda değildi. " Koltukta uyuyacakmış ulan ben seni yatırır mıyım orda " diye homurdandığında yanına uzandı ve onu izlemeye başladı.

" Yarın beni bunun için mahvedeceksin ama değer " dediğinde üzerini örttü ve saçlarına küçük bir öpücük bıraktı, bir süre izledi ve kendisini uykunun kollarına bıraktı.

Selam canlarım nasılsınız ?

Kitabı okuma listenize eklemeyi unutmayın bebeklerim ; )

Oy kullanıp yorum yapmayı unutmayın seviyorum sizi ✨💋♥️

Continue Reading

You'll Also Like

362K 18.7K 34
Eski sevgilisine içinde kalanları sövmek için yazan Yaren numarayı yanlış yazıp dünyanın en önemli iş insanlarından birine denk gelirse ne olur... Si...
9.2M 646K 82
[ BOOK 1 OF AZITERA: YTHER'S QUEEN ] Consumed by avarice, the four human kingdoms-the Infernal Empire, the Kingdom of Caelum, the Kingdom of Treterra...
158K 7.9K 38
Hayatta kalmaya çalışan bir Melih ve onun zorbası Arda. Keyifli okumalar dilerim ;) 11.01.23 _ ?
304K 7.9K 38
soğuk ve acımasız mafyanın bir kıza aşık olup onu takıntı haline getirmesi ve piskopatlaşması ama bunu kıza yansıtmamaya çalışarak unutulmaz bir aşk...