Alevlerin Dansı

yazankelebek_ tarafından

494K 28.7K 7.6K

Mafya ,arkadaşımın abisi, yaş farkı, aşk, erotizm,dram,aksiyon,romantizm... Daha Fazla

1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM

3.BÖLÜM

31.8K 1.7K 301
yazankelebek_ tarafından



İlk günden kitaba gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederim.

Ağırlıklı olarak Birkan Aslan-Arya ikilisinden oluşan bir bölüm okuyacaksınız.

Bölüme yorumlarınızı bekliyorum.

İyi okumalar ❤️






Arya ve Ahu

•••



3.BÖLÜM

Parka gideceğimizi anlamış gibi Demir ve Dağhan koşarak  yanıma geldiği zaman gülümsedim. Sanırım çocukların sevgisi tüm yorgunluğunuzun gitmesine neden oluyordu.

Ablama yardım ettiğimde çocukları daha hızlı bir şekilde hazırlamıştık. Ahu'nun bebek arabasını sürerken ikizlerde hemen yanımda yürüyordu. 

''Çikolata alabiliyor muyuz?'' diye soran Demir ile sarı saçlarını karıştırdım.  ''Alabiliriz ama evdekilere söylemek yok.'' dediğim zaman Dağhan hemen bileğime bir öpücük bırakmıştı.

''Tabi ki  de söylemeyiz.'' dediğinde gülümsedim.  Favorisi olduğumu her zaman belli etmesi hoşuma gidiyordu. Parka geldiğimiz zaman ikizler kaydırakların olduğu  kısımda  oynarken bende Ahu'yu salıncağa bindirmiştim ve yavaş bir şekilde onu sallarken bir yandan da ikizleri kontrol ediyordum.

''Selam.''

Yanı başımdan gelen tanıdık ses ile irkilirken yanımda duran Birkan Aslan Bey'i beklemiyordum. Şaşkınlıkla yüzüne bakarken salıncak yavaşladığı  için Ahu'nun çığlığına maruz kalmak zorunda kalmıştık. Benim yerime salıncağı yavaşça ittiğinde zorlukla yutkunarak önüme döndüm. ''Selam.'' diye mırıldandım. Ellerini üzerindeki ceketin ceplerine yaslarken yan tarafıma geçerek ayakta durmayı tercih etmişti.

''Buralarda bir işiniz mi vardı?'' diye sorarken sesimin fazla meraklı çıkmaması için çabalamıştım. Emir ile birlikte kaldığını ve evlerinin de buraya bir saatlik uzaklıkta olduğunu biliyordum. İşaret parmağı ile kum havuzunun orada oynayan küçük kız çocuğunu gösterdi. ''Yeğenimi getirdim.'' dediğinde şaşkınlıkla suratına bakıyordum. ''İki kardeş olduğunuzu sanıyordum.''

Dudaklarının kenarı kıvrıldığında onu gülümserken görmek istediğimi fark ettim. Sert yüz hatlarına rağmen gülümsemesinin insanın içini ısıtacak bir samimiyet vereceğini düşünüyordum.

''Kuzenimin kızı, bende amcasıyım .'' dediğinde anladım dercesine başımı salladım. ''Özür dilerim. Böyle de sorguya çeker gibi oldum.'' dediğimde bakışlarımı kaçırmıştım.

''Özür dilemene gerek yok.''

Ahu ise yanımızdaki Aslan Bey'i yeni fark etmiş olmalı ki ela gözlerini kocaman açarak ona baktı ardından da başını geriye yatırarak heyecanla konuşmaya başladı. ''Tezye! Abi oooo!'' diyerek eliyle de beğendim işareti yaptığında yanaklarımın utançtan kızarmaya başladığına emindim.

''Ahu.'' diye mırıldansam da pek işe yaramamış gibiydi. Hayran bakışları ile hemen yanımızdaki Aslan Bey'e bakıyordu.

''Abi iyi.'' diye tekrardan konuştuğunda şok olmuş bir şekilde ona bakıyordum. ''Ahu ayıp ama.'' dediğimde başımı kaldırarak hemen yanımdaki Aslan Bey'e baktım.

Ahu'nun söyledikleri hoşuna gitmiş olmalıydı ki gülümsüyordu. Gülümsemesine hayran bir şekilde bakma sırası bana geçmişken ona yakalanmaya tamamen hazırlıksız yakalanmıştım. Hızla bakışlarımızı kaçırırken salıncağın zincirlerini tutarak durmasını sağlamıştım. Salıncağı durdurduğum için Ahu mızmızlansa da pek umursamadım. Onun yüzünden rezil olmuştum. İşaret parmağı ile arkamızda kalan salıncağı gösterse de onu tekrardan oraya götürme gibi bir niyetim yoktu.

Gözleri hemen dolduğunda ağlaması isteyeceğim en son şey bile değildi çünkü ağlamaya başladığı zaman susmuyordu. Tabi bunda Yamaç abinin onu fazla şımartması da etkiliydi.

''Küçük hanımı sanırım ağlatmasan daha iyi.'' dediği zaman benim bir şey dememe fırsat kalmadan ikizler koşarak yanımıza gelmişti. ''Ahu neden ağlıyor?'' diye soran Demir'di.

Ahu'yu kucağımdan indirdiğim zaman ''Biraz da kardeşiniz ile oynayın tek sıkılmış.'' dediğim zaman Demir , kız kardeşinin elini tutarak kum havuzuna doğru ilerlerken Dağhan yanımızda kalmıştı ve minik kaşlarını çatarak Aslan Bey'e bakıyordu.

''Kim o? Sevgilin mi yoksa?'' diye sorarken mavi gözlerini dehşetle açmıştı ve korku dolu bir şekilde yüzüme bakıyordu.

''Hayır.'' dediğim zaman rahat bir şekilde nefes alarak şapkasını düzeltti. Elini kalbinin üzerine yaslayarak ''Rahatladım.'' dediğinde utançtan yerin dibine girmek üzereydim ama yine de emin olamamış olmalı ki bu sefer başını Birkan Aslan Bey'e çevirmişti. "Teyzemin sevgilisi değilsin? Bak öyleysen olmaz. Ben teyzemi kimse ile paylaşmam!"

Elimi uyarır bir şekilde onun omzuna yaslasam da pek bir işe yaramamıştı ve çatık kaşları ile bakmaya devam ediyordu.

"Korkma küçük bey, teyzenin sevgilisi değilim"

Sevgilim olmadığına inanmış  olmalı ki kardeşlerinin yanına gitmişti ama ben yanı başımda duran Aslan Bey'in yüzüne bakamıyordum. Bakışlarımı kaçırıyordum. Beni patronuma rezil etmişlerdi ve sanırım onlara bugünkü çikolata sözümü tutmasam da olurdu.

''Utanmana gerek yok.'' dediği zaman ''Utanmadım ki çocuk aklı işte.'' dediğim zaman kendimi zorlayarak yüzüne bakabilmiştim. Kış güneşi siyah harelerine yansırken uzun süre onunla göz göze gelerek kendimi daha da rezil etmek istemediğim için bakışlarımı çekmek zorunda kalmıştım.

Hafif esen rüzgar yüzünden uçuşan saçlarım beni rahatsız ettiği için toplamaya çalışırken pek başarılı olabildiğim söylenemezdi çünkü montum yüzünden rahat hareket edemiyordum. Sıkıntıyla ofladığım zaman kendi kendime söylenmemek için kendimi zor tutuyordum.

Bileğimde hissettiğim el ile bedenim kaskatı kesilirken bir iki adım önümde duran beden zorlukla yutkunmama neden olmuştu. Erkeksi kokusunu solurken iç çekmemek için zor duruyordum. Saçlarımı toplayabilmeye  o kadar çok odaklanmıştım ki hala yanımda olduğunu unutmuştum.

Bileğimdeki tokayı çıkardığı zaman ''Ben toplarım.'' dedi. Net bir şekilde söylemişti. Hayır ya da evet demek gibi bir hakkım yokmuş gibi konuşmuştu. Onun istediği şeyin olması gerektiğini sesine yansıtmıştı. Karşı çıkmam gerekirken karşısında fazla uysal bir şekilde duruyordum.

Uzun parmakları nazik bir şekilde karışan kahverengi saçlarımı düzeltirken alttan bakışlarımla yüzünü izliyordum. Yeni çıkmaya başlayan sakalları yüz hatlarının daha da sertleşmesine sebep olurken aynı zamanda da onu daha da çekici kılıyordu.

Siyah hareleri dikkatli bir şekilde parmakları arasındaki saçlarıma odaklanmıştı. Yavaş bir şekilde saçlarımı düzgünce topladığında kısık çıkan sesimle ''Teşekkür ederim.'' dedim.

''Rica ederim.'' dediğinde yüzünde beliren yarım gülümseme kalp atışlarımı hızlandırmıştı ve onunda da heyecandan olan bu atışları duyup duymadığından endişelenmeye başlamıştım.

Gözlerimin beni hemen ele vereceğini bildiğimden bakışlarımı kaçırmak üzereyken imdadıma küçük bir kız çocuğu yetişmişti.

''Birkan amca.''

Yüzüme dikkatli bir şekilde bakan bakışları yanımıza gelen kız çocuğuna kayarken ''Efendim cimcime?'' dedi.

''Artık hamburger yemeye gidebilir miyiz? Üşüdüm de.'' dediği zaman onu kucağına almıştı. Küçük kızın yanağına şefkatli bir öpücük bıraktıktan sonra onu soğumaya başlayan havadan korumak istercesine sıkıca sarmıştı. ''Gidebiliriz tabi ki ama önce bu abla  ile tanış bakalım.''

Kahverengi gözleri heyecanla bana dönerken elini uzattı. ''Ben Mine. Altı yaşındayım.'' dediğinde hevesli haliyle fazlasıyla sevimli görünüyordu. Gülümseyerek üşüyen elini tuttum. ''Ben de Arya.'' dediğim zaman başını Aslan Bey'in geniş omzuna yaslamıştı ve rahatının yerinde olduğu belliydi. Hoş yapılı bir bedeni olsa bile göğsünün rahat olduğundan emindim, öyle hissediyordum.

''Arkadaşın mı Birkan amca?'' diye merakla soran kız çocuğuna ben cevap vermiştim. ''Patronum.'' dediğim zaman Aslan Bey'in kaşlarının hafifçe çatılması gözümden kaçmamıştı. Saniyelik bir tepki olsa da fark etmiştim.

Aslan Bey görüş açımı kapattığı için başımı hafifçe yana doğru eğdiğimde amacım yeğenlerimi görebilmekti. Kum havuzunun içerisinde oynarlarken Ahu'nun Dağhan'a kum yedirmeye çalıştığını fark ettiğimde Demir de koşarak yanıma gelmişti.

''Çişim geldi. Hem de çok!''

''Ne?''

''Çişim geldi diyorum teyze.'' dediğinde iç çektim. ''Burada sadece erkekler tuvaleti var ama.'' diye mırıldandığımda ''Ben de erkeğim ya teyze.'' dediğinde kahverengi saçlarını karıştırdım. ''Tek başına oraya gidemezsin.'' dediğim sırada Ahu'nun ağlama sesini duymuştum.

Demir'in elini tutarak benimle birlikte gelmesini sağlarken Ahu'nun huysuzluğundan bende nasibimi almıştım ve saçlarımın uçlarına küçük avuçlarına sıkıştırdığı kum tanelerini atmıştı.

''Bana kum yedirmeye çalışıyor!'' diyerek Dağhan onu şikayet ettiğinde Ahu ağlamaya devam ediyordu ve Demir de omzumu dürterek ''Çişim geldi!'' diyordu.

Üçünün de aynı anda bir şeyler istiyor olması algılarımın sisle kaplanmasına neden olurken bir şeye odaklanamıyordum ve başım ağırmaya başlamıştı. Üçünü de tek başıma parka getirmek kesinlikle iyi bir fikir değildi.

Dayanamayarak ''Susun!'' diyerek sesimi yükselttiğimde Ahu da dahil hepsi susmuştu. Ahu'nun ellerindeki kumları hızlı bir şekilde silkeleyerek onu bebek arabasının içine oturttum ve ilerideki erkekler tuvaletine doğru yürümeye başladım.

İçeride birilerinin olabilme ihtimaline karşı kapıya vursam da içeriden ses gelmemişti. Kapıyı hafifçe araladığımda çekingen bir şekilde başımı içeri uzattım ve sırtı kapıya dönük bir şekilde pantolonunu indirmek üzere olan bir adam gördüğüm zaman hızla kapıyı kapatarak gözlerimi kapattım.

Aslan Bey'in sesini duyduğum zaman gözlerimi açtığım zaman yanaklarımın kızardığına emindim.

''Sanırım yardım lazım.'' derken bakışları yanımdaki yeğenlerimin üzerinde gezinmişti. Başımla Demir'i gösterirken ''Onunla içeri girebilir misiniz? Tuvaletini kendisi yapabiliyor sadece ellerini düzgün yıkaması için içeri girecektim ama içeride biri var.'' diyerek çekinerek konuştuğum zaman patronumdan istediğim şey yüzünden içim sıkılıyordu. Adama gerçekten rezil olmuştum.

Hala kucağında olan Mine'yi yere indirerek ''Biz gelene kadar Mine'ye göz kulak olur musun?'' diye sorduğu zaman başımı olumlu anlamda aşağı yukarı salladım. Dağhan da ellerimi yıkayacağım diyerek onların peşine takılarak içeri girdiği zaman Mine ve bebek arabasının içerisindeki Ahu ile kapının kenarında onları bekliyorduk.

Mine'nin hayran bakışlarını fark ettiğimde konuşması da çok uzun sürmemişti. ''Çok güzelsin. Büyüyünce senin gibi olmak istiyorum.'' dediği zaman gülümsedim ve yanağına yapışan kumral saç tutamını düzeltim. ''Teşekkür ederim canım ama benim gibi olmana gerek yok. Sen zaten güzelsin. Büyüdüğünde de daha güzel olacaksın.'' dediğimde utangaç bir şekilde gülümsedi ve ''Teşekkür ederim.'' diye mırıldandı.

Yaklaşık on dakikalık bekleyişin ardından Aslan Bey ikizler ile birlikte erkekler tuvaletinden çıkabilmişti.
"Teşekkür ederim." dediğimde "Önemli değil." dedi.

"Mine ile yemek yemeğe gideceğiz siz de gelmek ister misiniz?" diye sorduğunda yemek lafını duyan Dağhan  konuşmak üzereydi ki elimi omzuna yasladım. "Teşekkürler ama gelemeyiz. Ablam bekliyor." dediğimde anlayışla başını olumlu anlamda aşağı yukarı salladı.

Aslan Bey ve Mine parktan çıktıktan sonra bende diğer çıkıştan çıkarak yürümeye başlamıştım. Aslan Bey'den uzaklaştıkça kalp atışlarımın normale dönüyor olması kendimi daha iyi hissetmeme neden oluyordu. Kalbime zararı vardı. Ona karşı bir şeyler hissedemezdim. O sadece patronumdu.

"Çikolata alacaktık." diyen Dağhan ile başımı olumsuz anlamda iki yana salladım. "Hepiniz beni rezil ettiniz. Bugün çikolata yok." dediğimde ikisininde suratı asılsa da bir şey dememişti.

Eve geldiğimiz zaman ablam bebek arabasında uyuya kalan Ahu'yu salondaki küçük beşiğe götürürken bende ikizlerin ayakkabılarını ve montlarını çıkarmasına yardım etmiştim.

"Biz oyun oynayacağız." diyerek odalarına gittikleri zaman bende salona gitmiştim.

"İkizler odalarına gittiler. Oyun oynayacaklarmış." dediğimde başını olumlu anlamda salladı.

"Çocuklar beni patronuma rezil etti." dediğim zaman ablamın meraklı bakışları yüzümde gezinmişti. Kolumdan yavaş bir şekilde tuttuğunda birlikte koltuğa oturmuştuk.

"Anlat." dediğinde bozulmamasına rağmen saçlarımı düzelttim. Şuan başım ağrıdığı için toplanan saçlarımı açmam gerekirdi ama başım ağrımıyordu. Bunda saçlarımı Aslan Bey'in toplamasının bir etkisi var mıydı bilmiyordum.

Aslan Bey,benim uzun zaman sonra şansım olabileceği gibi şanssızlığımda olabilirdi.

•••

Bölüm Sonu

Evet, ilk üç bölüm yayında. Kitap hakkında ne düşünüyorsunuz?

Yarın ya da pazartesi de yeni bölüm gelecek.

Okumaya devam et

Bunları da Beğeneceksin

19.3K 1.2K 4
Bir gazeteci kızı... Bir bomba... Bir genç... Ve kuşlar.. Geleceğe dönük, uzun vadeli ve uluslararası bir intikam... İçinizden kuşlar uçuracak bir hi...
10.2K 358 15
Evet bir rivayete göre bu iki genç aşık birbirlerini ilk yıldızların altında burada tanımış ve burada birbirlerine sevdalanmışlar ben de size tam ola...
1.4K 97 40
Karanlıkta boğulmak nedir iyi bilirim. Şimdi sende fazla direnme çünkü gözüküyüzünün aydınlığından çok uzaktayız. Sıradışı hikâyelere inanır mısınız...
770 88 14
babası mafya olup çocuklukdan terk edilen Ali. 7 yaşında onu tanıyan amma 8 yaşında taşınmak zorunda kalan Selinle yıllar sonra karşılaşması Şuan ki...