Köy Hayatı Mı?

By mrskunefee

250K 10.8K 1.1K

Ceylan Su Taşkın, öğretmenlik görevini yapmak için Şırnak'a atanan genç bir kadındır. Sırf görevini yapmak iç... More

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
51. Bölüm
52. Bölüm
53. Bölüm
54. Bölüm
55. Bölüm
56. Bölüm
57. Bölüm
58. Bölüm
59. Bölüm
60. Bölüm

10. Bölüm

6.9K 242 11
By mrskunefee

"Kalkın." Bilal, Maria'yı ve beni kolumdan tutup yerden kaldırdı. "Ne oluyor?" Ses çıkarmadı.

Bizi odadan çıkardı. Yavaş yavaş depodan çıktık. Uzun zaman sonra ilk defa güneşi görüyordum. "Yürü." Bilal'in tok sesi düşüncelerimi durdurdu.

Önümüzde duran eski tip arabaya doğru ilerledik. "Oturun, birazdan gideceğiz." Cafer ortalıkta yoktu.

Maria ile birbirimize baktık. "Maria buradan kaçmamız gerekiyor." Kafasını salladı. "Nasıl yapacak biz?" Düşündüm. "Aklımda var bir şeyler ama önce Bilal'den kurtulmamız gerekiyor."

Maria, Bilal'e baktı. "Ben yapabilir sanırım." Maria arabadan çıktı. Bilal anında silahını kafasına dayadı.

"Tuvalet." Bilal göz devirdi. "Yok tuvalet muvalet geç içeri." Maria daha çok ısrar etti. Bilal arabanın kapısını kilitleyip gitti.

Hızlıca şoför koltuğuna geçtim. Anahtar takılıydı. Aklımda tek bir fikir vardı. Maria bindiği gibi gazlamak.

Birkaç dakika sonra uzaktan Maria'nın koştuğunu gördüm. Hızlıca kapıyı açtım. O da yanıma oturunca arabayı çalıştırıp gazladım.

"Maria, bir sorunumuz var." Korkuyla yüzüme baktı. "Ne?" Virajda sert bir dönüş yaptım. "Benim ehliyetim yok."

Arkamızdan sıkılan kurşunlar arabaya çarpıyordu. Resmen bir aksiyon filminde gibiydik.

Kısa bir süre sonra arkamızda bir araba bize doğru yaklaşıyordu.

Ben ise şu ana kadar güzel kullanmıştım. "Dikkat et Ceylan!" Önümüzdeki direğe baktım. Hızlıca yana kırdım. Yanımdaki telsizden sesler gelmeye başladı. "DURDUR O ARABAYI!"

Daha hızlı sürdüm. Önümdeki yol ayrımına baktım.   "Maria?" Tutunmuş korkuyla etrafa bakıyordu. "Ç-çok iyi kullanıyor sen." Zorla gülmeye çalıştı. Aslında komik bir andı ama bende korktuğum için gülemedim.

Aramızdaki mesafe iyice azalmıştı. Bilal aracı yana doğru sürdü. Yan yana gelince birbirimize baktık.

Cafer camdan uzanmaya başlayınca daha hızlı sürmeye başladım.

Arka cama baktığımda başka bir araç daha gördüm. "Pusat." Camdan kafasını çıkarmış yanımızdaki arabaya silahını doğrultmuştu.

Tek kurşunda onların tekerleğini vurdu. Bilal toparlamaya çalışıyordu fakat yavaş yavaş bize doğru yaklaşıyordu. "Ceylan, bize çarpacak!"

Yana doğru kırmasıyla birlikte arabalar birbirine girdi ve çok hızlı bir şekilde uçurumdan yuvarlandık.

🌺

Vücudumdaki sızı ile gözlerimi açtım. Yavaşça etrafa bakmaya çalıştım. "Maria." O da yavaş yavaş uyandı. "Yaşıyor biz." Arabaya baktım. Ters dönmüştü.

Bulunduğum taraftaki kapıyı açmaya çalıştım. Ayağımla sert bir tekme atınca kapı açıldı.
Yavaş yavaş arabadan çıktım.

Maria içerideydi. "Bacaklarım sıkıştı." Elimi içeriye uzattım. "Hadi, tut elimi." Alnımda hissettiğim buz gibi silahla yavaşça oraya döndüm.

Cafer yüzü gözü kan içinde, sinirli bir şekilde bana bakıyordu. "Geç şuraya." Beni zorla yere oturttu.

"Seni burada öldüreceğim." Karşıdan ağır adımlarla yaklaşan kişiye baktık ikimizde. Pusat geliyordu. Gayet sakin bir şekilde hem de.

"Bulmuşsun bizi Komutan." Pusat sigarasını söndürüp gülmeye başladı. "Bulacağım demiştim ama." Bir bana bir de Cafer'in elindeki silaha baktı.

"İndir silahını Cafer. Bugün kimse ölmesin." Cafer güldü. "Kısmet, Komutan." Pusat biraz daha yaklaşınca kafamdaki silahı daha çok hissettim. "Yaklaşırsan sıkarım kafasına." Hiç tereddüt etmeden bir adım daha attı Pusat.

"Duymuyor musun beni Komutan? Öldürürüm diyorum." Birkaç saniye sonra arkamda duran Cafer yere yığıldı. Ona baktım. "Ne bekliyorsun Öğretmen, kollarıma koşmak için?"

Cafer yerde titriyordu. Ayağa kalktım. Pusat'a baktım. O kollarını açmış beni beklerken ben arabaya doğru ilerledim.

Şok olmuş bir şekilde arkamdan baktı. "Maria içeride." Pusat güldü. "Onu çoktan güvenli bir yere götürdüler." Derin bir nefes aldım. Pusat tekrar kollarını açtı. "Gelsene Öğretmen. Bak kimseye yapmam bu iyiliği."

Uzun zaman sonra ilk defa gülümsedim. Hızlıca gidip ona sarıldım. "Teşekkür ederim." Bir şey demedi. Saçlarımı okşadı. Geri çekildim. Pusat sert bir şekilde Cafer'e doğru yürüdü.

"O kadar kolay ölmene izin verir miyim sence?" Tek eliyle saniyesinde onu yerden kaldırıp kendine çekti.

"Sana telefonda söylediğim sözleri yerine getirmeden öldürür müyüm seni?" Cafer baygın gözlerle Pusat'a baktı. "Adamım kaçtı Komutan." Güldü. O gülünce Pusat daha çok güldü ve sert bir ıslık çaldı.

Murat yerde sürükleye sürükleye Bilal'i getiriyordu. Sanırım ölmüştü. Olaylara biraz uzak olmak için bir ağacın altına oturdum.

"Şimdi ben sana ne yapayım?" Pusat bıçağını çıkardı.

Cafer kaçmaya çalışıyordu ama Pusat'ta en ufak hareket yoktu. Sanki çiviyle yere sabitlenmişti.

Sonra kafasını bana çevirdi. "Dua et Ceylan'ın bu anları görmesini istemiyorum." Sonra Cafer'i zorla geldikleri arabaya geçirdi.

Sonra yanıma gelip elini uzattı. "Gel bakalım." Nasıl bu kadar sakin olabilirdi? Benim kalbim depar atıyordu.

Elini tutup ayağa kalktım.

🌺

Tanıdık köyüme doğru geliyorduk. Evimin oraya gelince büyük bir kalabalık gördüm. Hızlıca arabadan inince ilk gördüğüm kişi bana doğru koşturan Mustafa olmuştu.

Sıkıca ona sarıldım. "İyisin değil mi?" Kafasını salladı. Saçlarını okşadım.

Mustafa çekilince diğer öğrencilerimde ağlaya ağlaya üzerime koştular. "Öğretmenim seni çok özledik." Güldüm. "Bende sizi özledim."

Mehmet amca hızlıca gelip bana sarıldı. "Hoş geldin Ceylan kızım." Gözlerim dolu dolu yüzüne baktım.

Beklemediğim bir anda Tuna koşa koşa bana sarıldı. Kafamı kaldırınca Pusat'ın bakışlarıyla karşılaştım. Elindeki sigarasını daha uzun içine çekti.

"Öldüm meraktan." Zorla gülümsedim.

Mehmet amca hızlıca gidip Pusat'a da sarıldı. Pusat anında iki büklüm olmuştu sarılmak için. "Allah senden razı olsun Pusat oğlum." Pusat sigarasını söndürüp gülümsedi. "Senden de razı olsun Mehmet amca."

Kendimi huzurlu ve özgür hissediyordum. Uzun zamandır böyle hissetmemiştim.

Birkaç saat sonra evime geçtim. Güzelce bir banyo yapmış, odamda oturuyordum.

Hava almak için çatıya çıktım. Akşam olmuştu. Yine kimse de ses yoktu. Tüm yaşadığım şeyler gözümün önüne geldi. Yere oturup düşüncelere daldım. Dizlerimi kendime çekip kollarımı etrafına sardım.

"Sakinleş Ceylan. Buradasın, evdesin, yaşıyorsun." Derin bir nefes alıp verdim. Yakınlarda bir erkek parfümü kokusu vardı.

Birkaç saniye sonra arkamda Pusat belirdi. Arkama dönünce yanında Maria'yı gördüm. "Maria?" Hızlıca birbirimize sarıldık.

"Ben çok korktu Ceylan." Saçlarını okşadım. İyi görünüyordu. "Kurtulduk." Bana daha sıkı sarıldı. Pusat'a baktım. Bana göz kırptı. Yüzüme hücum eden sıcaklık artarken, yüzümü Maria'nın boynuna gömdüm.

Birkaç saniye sonra birbirimizden ayrıldık. "Sen nerede kalacaksın?" Maria bir şey söylemedi. "Ben burayı bilmiyor. Hiç kalmadı." Elini tuttum. "İstersen benimle kalabilirsin." Güldü. "Gerçekten mi?" Kafamı salladım.

"Benimle okula da gelirsin istersen." Tekrar bana sarıldı. "Teşekkür ederim Ceylan."

Hayat ne getirecekti bilmiyordum ama yine de bir şey olmamış gibi yaşamak gerekiyordu. Biz de öyle yapacaktık. Her zaman olduğu gibi.

*

Pusat sert adımlarla onun için işkence odası olan sorgu odasına ilerliyordu. Cafer'in hakkından gelme zamanı gelmişti.

İçeriye girince emrindeki askerler zaten ne olacağını çoktan anlamışlardı. Kimse engel olmaya çalışmadı. Zaten isteseler de olamazlardı.

Pusat kapıyı sertçe açtı. "Merhaba canım, özledin mi beni?" Dalga geçer gibi geçip karşısına oturdu. Bağlı bile değildi. Cafer başına gelecekleri bilmesine rağmen sesini çıkarmıyordu.

"Özlemez miyim? Çok özledim." Pusat dayanamayıp yine bir sigara çıkardı. "İster misin?" Cafer bir sigaraya bir Pusat'a baktı. "Yok." Pusat sinirle bir duman çekti.

Bacağı sallanmaya başlamıştı yine. Sinirlendiğinde bacağı sallanırdı Pusat'ın. Engel olamazdı. Engel olmak istemezdi zaten kendine.

Yavaşça ayaklandı. "Bu aralar elim kaşınıyor biliyor musun?" Cafer'in yanına ulaştı tek adımda. Aniden sert yumruğunu Cafer'in suratına geçirdi.

Cafer ses çıkarmadı ama burnu kanıyordu. "Beni tutsak ettin," Boğazından tutup duvara dayadı Cafer'i. "Sesim çıkmadı." Cafer nefessiz kalmıştı. "Ama sen dayanamayıp benim değer verdiğim birine zarar verdin."

Pusat inanamıyormuş gibi güldü. "Buna izin veremem işte. Bu benim sınırım Cafer." Sertçe onu yere fırlattı. "Sen, benim sınırımı çoktan aştın."

Pusat sinirle Cafer'in kafasını duvara vurdu. "Sınırlarını bileceksin Cafer." Tekrar vurdu. "Sen öğrenene kadar, ben bu sikik kafanı patlatmış olacağım."

Cafer korkuyla Pusat'a baktı. "A-Affedesin beni Komutan. Yaptım bir eşeklik." Pusat çok sesli bir kahkaha attı.

"Bana değil Allah'a yalvar sen. Belki öbür dünyada kurtulursun." Pusat bıçağını çıkarıp Cafer'i delik deşik etti. "Ölürsen seni döve döve uyandırır tekrar öldürürüm."

Etraf kan içindeyken Pusat daha sakin bir şekilde içeriden çıktı. "Ölmesine izin vermeyin. Geldiğimde yaşıyor olsun." Önündeki askerler kafalarını sallayıp gidince Pusat, biraz daha eğlenmek için Ceylan'ın evine doğru ilerledi.

...

Pusat sen nesin öyle? WOWWOW

Ceylan da kurtulduğuna göre tüm okuyucular ve yazar (ben) rahatlayabiliriz.

Biraz geç geldi bölüm. Malum okul...

Neyse sizleri seviyorum...

Yorumlarınızı ve oylamalarınızı bekliyorum 💐

Continue Reading

You'll Also Like

19.9K 1.4K 29
Defne ile Asaf Yavuz'un hikayesine hoş geldiniz. "Taşın çiçeklenmeye tenezzül etmesinin vaktidir artık." İçinizi darlatmayacak, sakin şeyler istiyor...
5.9K 194 18
Kitap gerçek hayat hikayesinden yarı alıntıdır. Kitabın birazı alıntı birazı kurgudur. Pöh Metehan ve Okul öncesi öğretmenliği okuyan Zeynep'in hayat...
93.4K 4.2K 43
Duru: Beni parmağıma taktığım yüzüğe baka baka ağlatmayı başardın Duru: O başın göğe erdi mi?
67.9K 5.3K 15
Kadın nüfusunun azaldığı bu çağda, çok erkek çocuğu olanlar narin görünen oğullarını Kucak Oğlanı olarak satmak zorunda kalıyordu... Melih ise bu ola...