MİHRİMAH/ Yarı Texting [+18]

By cameliangel

1.5M 56.1K 26.5K

DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir cez... More

BÖLÜM:1 İLK GÜN
BÖLÜM:3 ÇÖZEMİYORUM
BÖLÜM:4 KAÇAMAK BAKIŞLAR
BÖLÜM:5 YENİ BAŞLAYAN HİSLER
BÖLÜM:6 HOCAM MI KOCAM MI?
BÖLÜM: 7 ŞEY
BÖLÜM:8 BEKLENMEDİK ÇAĞRI
BÖLÜM:9 İLK ÖPÜCÜK
BÖLÜM:10 YORUCU
BÖLÜM:11 İŞLER KIZIŞIYOR
BÖLÜM:12 TEK ŞANS
BÖLÜM:13 LAVİNİA
BÖLÜM:14 ROMANTİK MAKARNA
BÖLÜM:15 ÇOCUK MUYUM?
BÖLÜM:16 PARTİ
BÖLÜM:17 ÖZEL DERS
BÖLÜM:18 ÖZEL HAYATA SAYGI!
BÖLÜM:19 GEZİ İŞİ
BÖLÜM:20 ARSLAN'IN GEÇMİŞİ
BÖLÜM:21 BURSA
BÖLÜM:22 İLK GECE
BÖLÜM:23 OYUNCAK BEBEK!
BÖLÜM:24 ÇOK APTAL OLMAK
BÖLÜM:25 ONUR OLAYI
BÖLÜM:26 GÜVENSİZLİK PROBLEMİ
BÖLÜM:27 UĞURSUZ GÜN
BÖLÜM:28 TATSIZ KEK?
BÖLÜM:29 METRES
BÖLÜM:30 AKILLI TAHTA (+18)
BÖLÜM:31 DEFNE VE ARSLAN
BÖLÜM:32 SINAVLAR
BÖLÜM:33 ŞAKA GİBİ
BÖLÜM:34 ANNE?
BÖLÜM:35 AİLE BULUŞMASINI
BÖLÜM:36 MAKYAJ
BÖLÜM:37 KORKU EVİ
BÖLÜM:38 KAZA
BAKAR MISINIZ?
BÖLÜM:39 ASEL
BÖLÜM:40 ARABA(+18)
BÖLÜM:41 KOPYA
BÖLÜM:42 TAVLANDIM
BÖLÜM:43 BELÇİM
BÖLÜM:44 DOĞRU KADIN
BÖLÜM:45 TATİL
BÖLÜM:46 UYUŞTURUCU (+18)
BÖLÜM:47 DENİZ
BÖLÜM:48 SİKTİR
BÖLÜM:49 DÜĞÜN
BÖLÜM:50 İLK GÜN
BÖLÜM:51 OROSPU ÇOCUĞU
BÖLÜM:52 SALAK MISIN CEMİLE?
BÖLÜM:53 ÖZÜR
BÖLÜM:54 ATEŞLİ VE TATLI

BÖLÜM:2 UTANÇ

65.8K 1.9K 1.2K
By cameliangel

Hayalperest684935728 bu bölümü canım arkadaşıma ithaf ediyorum. 💓💓

Şarkının alaka seviyesini sorgulamayalım.

Beğendiyseniz oy atmayı çok görmeyin be.

Kimse aşağıdaki fotoğrafın kötülüğünden bahsetmesin olduğu kadar😌

Elimde olsa sırayı kafamda kırardım. Kafamı hafif kaldırınca herkesin ayağa kalktığını gördüm. Bı ben vardım kalkmayan. Azra alttan alta çimdikliyordu. Allah'ım ben neyin içine düştüm?

"Arkadaşımız niye kalkmıyor?" Dedi edebiyat öğretmenimiz. Artık edebiyattan soğudum.

"Şey hocam o hasta." Şükür. Azra benim yerime konuşmuştu.

"Tanışalım sıradan başlayarak." Dedi. Göremediğim için bir şey diyemiyordum. Acaba şu an ne yapıyor?

"Aleyna Poyraz" dedi. Aleyna kalkıp kendini tanıttı. Ben listenin sonlarındaydım umarım ders biter. Lütfen yavaş oku.

"Ahmet Ege Demir" bu şekilde devam etti herkes kalktı sırayla. 10 dakika geçti ve sıra neredeyse bana geldi. Ne bok yiyeceğiz. Tam adımı okuyacaktı ki bı sessizlik oluştu.

"Defne Vural" dedi sesinde gizleyemediği şaşkın bir ton vardı. Allah'ım lütfen hatırlamasın beş vakit namazımı kılarım.

"Uyandır arkadaşı." Sıçtık. Azra beni sarsınca kafamı sıradan kaldırdım. Sınıfta rezil olduğuma mı üzülsem, adama rezil olduğuma mı üzülsem? Göz göze geldik yavaşça ayağa kalktım. Kaşları çatıldı. Tarihimizin en utanç verici günü. Ardından sırıttı. Sıranın altındaki ellerimi sıktım. Küçük düştüm işte.

"Kendini tanıt bize." Dedi, istemeden tanıttım.

"Adım Defne Vural." Başka neyi anlatmalıyım. Ev adresini ver. Edebiyat ile aramı anlatıyım.

"Edebiyat ile aram iyi." Dedim tam oturacakken ağzını açtı.

"Yazım kuralları ile nasıl?" Diye sordu

Hatırlıyor.

Gelsin düşük notlar.

"Orta hocam bazen iyi bazen kötü." Dedim. Bazen iyi bazen kötü ne ya? Ben belirsiz insanlardan nefret ederim ama ben belirsizim!

"Peki göreceğiz zaten." Dedi ve sıradakine geçti. Bir derste herkes bitti ardından zil çaldı hala kalbim atıyordu. Hızlı. Durmasından iyidir. Sırayla herkes çıkarken bir iki kız hocanın yanına gitti. Hazır onlarla ilgilenirken sınıftan çıktım. Zaten ilgisini çekmezdim. Benle uğraşmazdı. Orta parmak çektin. Sınıftaki kızlar ilgisini çeker. Zaten kocaman adam ergen bir kızı ne yapsın?

Kendimi seviyorum ama kusurlarım var ve ben onlarla yaşamayı öğrenemedim.

"Bu sene bu dersi çok güzel çalışacağım." Dedi yanımda olan Azra.

"Adam pedofili olabilir." Dedim hayretle. Yerinde vücut yapmayan adam olsa böyle konuşmazlar.

"Bir şey olmaz. Maşallah de." Allah belasını versin de bu okuldan gitsin. Amin.

"Aynen." Kantine indiğimizde canım hiç bir şey istemedi öğle arasında okuldan çıkıp bir şeyler alırdım.

"Yalnız Aleyna'yı gördün mü?" Dedi Azra. Konuşmaya başladı mı susmuyordu canım arkadaşım.

"Yalaka." Dedim tiksinerek.

"Ben onla aynı sınıfta duramam!" Dedi bıkarak.

"Düşünsene arkamızda habire anırarak gülüyor." Dedim ilgi çekmek için fazla sesli gülerdi.

"İyk anlatma bile Allah sabır versin." Dedi kusar gibi bir sesle ve zil çaldı Azra hevesle diğer bir tabir ile ayaklarını kıçına vura vura merdivenleri çıkarken ben utana sıkıla çıkıyordum. Fatmagül'ün suçu ne. Sınıftan içeri girdik hoca kenarda dosyasına bakıyordu. Azra'nın yanına geçtim. O anda da Arslan hocamız kafasını kaldırdı. Yine bir göz göze geldik. Gözleri diyordu ki notlarının anasını... gözlerimi kaçırdım ve Azra'ya döndüm.

"Kaçıncı flört?" Diye sordum. Dikkatimin dağılması ve utancımın geçmesi için.

"Bilmiyorum ama bu baya tatlı tam benlik." Dedi ve devam etti.

"Sen de okuldan yapsana bir tane hiç sevgilin olmuyor." Dedi.

"Okuldakiler ergen saçmalama olgun erkek olması gerek." Dedim erkekler geç olgunlaşıyordu.

"First Kiss bile vermedin." Dedi bıkkınca.

"Sus Azra hem sanane benim öpücüğümden siktir git." Dedim fısıltı ile.

"Tamam tamam sana olgun erkek bulurum." Göz devirdim. Öğretmenimiz de yerinden kalktı ve tahtaya geçti.

"Bugün ki konumuz '-de, -da' yazılışı ve yazım kuralları" Dedi bana bakarak. Koca yapılı bedeni ile tahtanın önüne geçti. Üstünde beyaz gömlek altında ise düz siyah pantolon vardı. Hakkını yemeyelim. Çok çekici.

"Hocam ilk konu bu değil ama." Dedi arkadan biri çok haklıydı ne gerek var de ye da ya.

"Bazı arkadaşlar hala ayrımı öğrenememiş bunu bilmeden edebiyata geçemeyiz. Zaten yirmi dakikalık bir konu olacak" Dedi bana bakmıyordu ama bana söylüyordu. Aslında biraz haklı. Değil haklı falan. O konuyu anlatırken ben boş boş tahtaya bakıp hayaller kuruyordum. İleride bir kendi evime çıksam bir kedi, güzel bir ev...

"Hoca sana diyor." Dedi Azra hızla hayal dünyamdan uzaklaştım. Kafamı kaldırınca bana bakan öğretmen ile karşılaştım.

"Dersten önemli bir şey mi düşünüyorsun?" Evet.

"Hayır hocam." Dedim.

"Kağıtları dağıt." hiç nazik değildi.

"Neden?" Dedim hızla dilimi ısırdım. Bir an boşluğuma denk geldi. Yerimden kalkıp yanına gittim ve kağıtları aldım. Sırtımdaki gözlerini hissediyordum. Bu his ile ürperdim. Herkese dağıttıktan sonra yerime oturdum. Bu yazılı kağıdıydı hepsi yazım kuralları. Sıçtım. Keşke dinleseydim. Cümlelerdeki yanlışları istiyordu. Bir şeyler karaladım. Ardından kağıtlar toplandı.

"Aleyna yüz." Dedi. Aleyna ise cilveli bakışlar sundu. İyk.

"Defne sıfır." Dedi şaşırdım mı? Hayır. Ama öğretmen şaşırmıştı.

"Defne dersten sonra yanıma gel." Dedi. Başımı salladım sınıfta bir tek ben sıfır almıştım. Azra bile yetmiş almıştı oturup ağlıcam şurada. Ardından ders zili çaldı Azra ile sınıftan çıkıp ilerlerken Arslan hoca yanımıza geldi.

"Defne gel." Dedi harbi kabaydı. Azra bana üzülerek baktı o da biliyordu yazım kurallarından nefret ettiğimi. Hocayı takip ettim.

"Bekle müdüre uğrayıp geleceğim." Dedi koridorda beklemeye başladım.

1 dakika... 5 dakika... 15 dakika...

Ders başlamıştı ama ben hala bekliyordum adamın keyfini. Sonunda odadan çıkıp yanıma doğru geldi. Öğretmenler odasına girince ben de girdim. Şansa bak öğretmenler odasında öğretmen yoktu. Mehmet hoca vardı o da selam verip çıkmıştı.

"Niye yazım kuralların bu kadar kötü?" Dedi bana dönerek.

"Aram hiç iyi değil." Dedim yüzüne bakamıyordum.

"Onu gördük zaten." Dedi.

"Geç otur." Dedi yanındaki sandalyeye oturdum. Acaba dün ki olay için özür dilesem mi?

"Sana bir program hazırlayalım." Dedi. Kafamı saklamakla yetindim.

"Yarına kadar 150 soru yazım kuralları çözüyorsun yapamadıklarını işaretle beraber bakacağız." Dedi hayretle ona baktım.

"150 soru?" Dedim inanamayarak hem de en nefret ettiğim konu.

"Evet sıkıntı mı var?" Dedi kaşını kaldırarak.

"Şey biraz fazla sanki." Dedim elimle göstererek.

"Dünden sonra gayet normal." siktir dünü yüzüme vurmuştu ve bundan keyif alıyordu.

"O uygulamada sapık erkekler tek var." Dedim ve yine dilimi ısırdım. Adama bir de sapık dedim!

"Bana sapık mı dedin?" Dedi evet öyle dedim.

"Hayır hocam öyle demek isteme-" sözümü kesti.

"200 soru." Dedi. Yutkundum bu gece uyku haramdı. Kafamı salladım ve yanından geçtim. O da beni durdurmadı zaten. Test kitaplarımı birleştirsemde iki yüz soru çıkmazdı. Sınıfın önüne geldim ve öğretmenden özür dileyerek Azra'nın yanına geçtim.

"Ne oldu?" Dedi bana bakarak.

"Adam 200 soru verdi yarına kadar!" Dedim bıkkınlıkla. Azra bu konudan ne kadar nefret ettiğimi bildiğinden bana acıyarak baktı.

"Yardım etmemi ister misin?" Dedi hevesle başımı salladım.

"Çok iyi olur." Dedim 100 soru o 100 soru ben yapacaktım. Kafadan sallardım çoğunu fark etmezdi. Öğle arası gelmişti ve neyse ki dışarı çıkmak serbestti.

"Gel cafeye gidelim." Dedim beraber yerimizden kalktık cüzdanımı aldım. Okulun yakınındaki kafeye doğru yürümeye başladık. Kışın ortasındaydık şansa bugün hava hep bulutluydu. Karamsar bir moda sokmuştu beni.

"Sence Arslan hoca kaç yaşında?" Dedi Azra ilgimi ona verdim.

"Bilmem 25 olabilir." Dedim.

"Bence 26." Dedi.

"Aman çok fark etti." Dedim ona göz devirerek.

"Torpille alınmıştır deme bu?" Adamın kimlik numarasınıda bana soracaktı.

"Eh bir zahmet.'' dedim bıkkınlıkla.

"O zaman zengin de. Hem yakışıklı hem zengin hem kültürlü..." Dedi hayranlıkla

"Adam belki pedofili, kötü niyetleri olan aldatan bir insan nereden biliyorsun?" Dedim. Ne demişler dışarıdan baktın yeşil türbe içine girdin estağfurullah tövbe.

"Yok aurası öyle değil." Dedi bir defa daha göz devirdim ardından cafeden içeri girdik. Oturacak tek yer bile yoktu.

"Yakışıklı hocamız burada olduğu için tüm kızlar burada toplanmış." Dedim sinirle. Azra beni hızla çekiştirdi. Tam oturacağımız masaya başka bir grup oturdu. İkimizde sinirlendik. Ne Arslan sevdasıymış arkadaş.

"Özür dilerim Defne." Dedi Azra ne olduğunu anlamadan Arslan hocanın masasının önündeydik.

"Hocam oturacak yer kalmamışta buraya otursak sıkıntı olur mu?" Dedi. Of benim arkadaşım neden bu kadar geri beyinli!

"Tabi kızlar." Dedi.

"Sen otur ben kahve alıp geliyorum." Dedi Azra ve beni bırakıp gitti. Yutkunarak sandalyeye oturdum. Bir kaç kişinin ilgisini çekmiştim. Beş dakika boyunca hoca ile kaçamak bakışlar attık, daha doğrusu o baktı ben kaçırdım.

"Defne gevşe biraz." Dedi. Kafamı telefondan kaldırdım.

"Zaten öyleyim hocam." Dedim.

"Senle daha önce tanışmadık değil mi?" Dedi alay eder gibi dünü adı gibi biliyordu!

"Yok hocam." Dedim bıkkınlıkla.

O sırada Azra geldi, sonunda, kahvemi verdi. Havadan sudan konuşmaya başladık Arslan hoca ara sıra dahil oluyordu.

"Erkek dediğin kıro olacak bak şu an konuştuğum çocuk öyle." Dedi Azra taktı bu da.

"Tamam olsun Azra." Dedim bıkkınlıkla sövemiyordum da.

"Çok kıro da sana zarar." Arslan hoca.

"Evet öyle. Aynı zamanda seninle eğlenebilen hanımcıda olmalı vazgeç kıro sevdandan." Dedim Azra'ya Arslan hocada kaşları çatık beni dinliyordu.

"Sen çok eğlenceli bir kişiliğe sahipsin sanırım." Dedi bu cümle karşısında afallayınca Azra konuştu.

"Defne yay burcu eğlence doğasında var." Dedi Azra.

"Hm ne tür eğlenceler." Dedi Arslan hoca konu niye bendim?

"İnsanları işletmeyi çok seviyor-" Azra devam edecekken ben araya girdim.

"Yok öyle bir şey uydurma." Dedi. Sinirle.

Niye benim hakkımda bu kadar fazla bilgi veriyordu. Hızla yerimden kalktım.

"Lavaboya gideceğim." Dedim ve hızla oradan uzaklaştım utançtan ölecektim aynadan kendime baktım çok dikkatli bakılırsa yüzümün kırmızı olduğu anlaşılıyodu. İyi ki buğday tenliyim beyaz olsaydım... Hızla elime yüzüme şu çarptım. Buradan gitmeliydim, Azra'sız. Hızla koridorda ilerlerken çarptığım bedenle afalladım. Geriye doğru düşecekken sert kollar belimi sardı. Kafamı kaldırınca Arslan hocayı gördüm. Hızla etrafa bakıp ondan uzaklaştım.

"Dikkat et." Dedi.

"Kusura bakmayın." Dedim.

"Demek insanları işletiyorsun." Dedi bana bakarak. Yanındaki duvara omzunu yasladı.

"Öyle eğlencesine fazla önemli değil." Dedim.

"Evet hiç değil, vakit kaybı." Dedi. Kaşları hafif çatılmıştı.

"Zaten eğlencesine dedim."

"Senin eğlencen için karşı taraf vaktini kaybediyor." Aksanı çok güzeldi. Ayrıca burada kendi mağduriyetinden bahsediyordu ama bana ısrarla yazan oydu.

"Benle konuşmasaymış." Dedim ve omzuna çarparak çıkışa doğru yürüdüm. Umarım omzuna çarpmam benim bir yerlerime girerek geri dönmezdi. Okula doğru ilerlemeye başladım. Hızla okula girdim. Okulun merdivenlerini hızla çıkıp sınıfa girdim. Telefon ekranımın açılması ile gelen mesajı gördüm.

Azra: Özür dilerimmmm. Lütfen. Yaptığım aptallıktı.

Defne: Evet bir hoca için benim hayatımı ortaya serecektin Azra.

Hızla telefonu kapattım sınıfta kimse yoktu. Çantamdan bir kitap çıkardım. Stefan Zweig'in Bilinmeyen bir kadının mektubu kitabıydı. Neredeyse tüm kitaplarını okumuştum. Bunu üçüncü okuyuşumdu. Tekrar okuduğum satırlarda gözlerimi gezdirdim.

🌞

Okuldan çıkmış otobüs durağına ilerliyordum. Maalesef eve gidecektim. Evimden nefret ediyordum elimden gelse tüm gün okulda kalabilirdim. Hepsi babam yüzündendi annemle gün yüzü göremedik o adam yüzünden.

Durakta beklerken aklıma Arslan Aksel, edebiyat hocam, geldi yalan yok gerçekten çok yakışıklıydı. Kusursuzdu ama eminim sevgilisi vardır. Kitaplarda dizilerde böyle aşklar olurdu. Gerçekte imkansızdı.

Hızla otobüse bindim ve evimin yolunu tuttum.

Kapıyı açtım annem evde yoktu muhtemelen teyzeme gitmişti. Babam ise zıbarıyordu. Sessizce odama geçmeye çalıştım.

"Defne yemek hazırla." Dedi bağırarak. Ancak ye iç yat. Dışarıda tüm gün gezerken iyi. Hızla odama geçtim ve kapıyı kapattım tam o anda kapı açıldı.

"Yemek hazırla dedik deme!" Dedi sinirle.

"İşe girdin mi?" Dedim ona bakmadan.

"Haftaya başlayacağım." Sonra tekrar çıkardı... iyi ki kardeşim yok yoksa nasıl geçinirdik.

"Kendine çeki düzen verene kadar benden bir şey bekleme." Dedim ona dönerek o sırada hızla yüzüme tokat attı. Kafam yana düşerken acı ile dilimi ısırdım.

"Babanla düzgün konuşacaksın sana mı kaldı lan yorum yapmak!" Dedi.

"Evet kimse sesini çıkartmıyor birinin yeter demesi lazım." Dedim Sinirle.

"Beğenemediysen çık git evimden!" Dedi ve kapıyı ardından çarptı hızla yanağıma baktım kızarmıştı çok kötü morarırdı da. Hızla kapatıcı ile kapattım annemin görmesini istemiyordum. Öğrenirse babama çıkışırdı babam kim bilir ona ne yapardı. Ya da annemin babama olan sevgisi yüksek çıkardı sonuçta önceden babam beni azarlarken sesini çıkarmıyordu. Şu anda babamın işe devam ettiğini sanıyordu.

Hızla yanağımı kapattım kapatıcı çok iyi bir marka değildi bu yüzden bir yere sürtse hemen çıkardı. Saat başı tazelemem gerekiyordu. Masanın başına oturdum Azra 60 soru çözebilirmiş. Kırtasiyeden çıktı almıştım geriye kalanı test kitabından halledecektim.

(2 saat sonra)

"Azra olmuyor amına koyayım." Dedim ağlamaya devam ederek neyi çözmeye çalışsam elimde kalıyordu.

"Sakin ol tatlım kaç soru çözdün." Dedi.

"60" dedim.

"Kaç doğrun var." Dedi ümitle.

"10" dedim ağlamaya devam ederek.

"İnternette soru çözümü yok mu?" Dedi o tüm soruları yapmıştı.

"Yok! O kadar boktan bir kitap ki hem zor hem çözümleri yok." Dedim.

"Tamam sen çözmeye devam et elli yanlıştan otuzunu doğru yapmış gibi göster altını falan çiz üstüne yorulmuş gibi görünsün." Dedi.

"Ama çokta abartma." Dedi.

"Tamam." Dedim ve telefonu kapattım. O kadar çok birikmiştim ki şu sorulara ağlıyordum.

"Defne ne oldu?" Dedi annem hızla göz yaşlarımı sildim.

"Bir şey yok anne soruya sinirlendim." Dedim.

"Allah aşkına iyice delirdin soruya sinirlenir mi?" Dedi.

"Of boş ver anne." Dedim ve masaya döndüm. Annem kapıyı kapatıp yanıma geldi.

"Defne öğretmenin aradı sınavdan sıfır almışsın." Dedi sinirle. Arslan hoca annemi aramıştı.

"Anne lütfen sessiz ol babam duymasın." Dedim annemin yanında bağırıp kızardı ama tek kaldığımızda şiddet uygulardı.

"O senin baban kızsa haklı elli değil sıfır!" Dedi.

"Anne bir tek o konuda kötüyüm bak şimdi testlerini çözüyorum." Dedim. Bana baktı ve odadan çıktı. Umarım babama anlatmazdı. Telefonuma gelen bildirim ile telefona döndüm.

Edebiyat 12/C grubu oluşturuldu.

Gruba eklendiniz.

Grupta Arslan hoca da vardı hızla ona mesaj yazdım.

Defne: Annemi aramanıza gerek yoktu.

Onu gereksiz kişi şeklinde kaydettim.

Gereksiz kişi: Fazlasıyla gerek vardı.

Defne: Buna hakkınız yoktu. Çok gereksiz bir şey yaptınız.

Gereksiz kişi: Öğretmenin ile nasıl konuştuğunu bilmiyorsun küçük hanım.

Hızla ona görüldü attım ve sohbetten çıktım ne kadar gereksiz bir adamdı.

Bölüm sonuuuuuuuu

Nasılsınızzzzzzzz

Arslan nasıl biri sizce?

Defne'nin babası?

İleride çok güzel bölümler sizleri bekliyor.

Yorum yapan ve yıldıza basanın tüm dilekleri kabul olsun. Amin.

Görüşürüzzzzzzz 💋💋💋💋

Continue Reading

You'll Also Like

137K 1.9K 21
"Deri ceketimin cebinden sigaramı çıkardım ve yaktım. Parkta el ele yürüyen sevgililere pis bir bakış atmak istedim ama hayat onları bir çift yaparak...
802K 25.9K 55
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!
120K 3.8K 58
Gökkuşağının her renginde bulduğum sana ithafen.. •İmagine Serisi'nin dördüncü kitabı olup, Lgbtq+ hikâyesidir. Homofobikleri de okumaya davet ediyor...
634 29 7
Onlar Türkiye'nin kaybolan adaletini kendi çabalarıyla düzeltmeye çalışan yedi kadındı. Suçlulardı. Katillerdi. Ancak tek amaçları kadınların sokakla...