Power And War 2// Hyunın

By Skzandmarvel

5.4K 785 650

Aşkı ve bebeği için kendi canından vazgeçerek büyük bir fedakarlık yapan Jeongin, bir gün gözlerini açtığında... More

1
2
3
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19(Final) 🌳🔥👋
Özel Bölümm✿♡☆

4

244 45 40
By Skzandmarvel

"Herşey tamam değil mi? Bir eksik yok?" Minho tekrar tekrar kontrol ettiği sofrayı yeniden gözden geçirirken, Peter sesli bir nefes verdi dışarı.

"Kediciğim," Peter onun yanına adımladı, dibinde bittiği mühürlü eşinin yanaklarından tutarak kendisine bakmasını sağladı. "Bin kez kontrol ettin. Hiçbir eksik yok." Minho dudaklarını birbirine bastırıp başını eğdi.

"Herşeyin mükemmel olmasını istiyorum. Yeterince berbat ettim zaten. Tanrım, gerçekleri öğrendiği zaman yüzüme bile bakmayacak. Beni istemeyecek." Minho'nun sesi titremeye başlarken, aklına akın eden senaryolardan dolayı gözleri dolmuştu.

Bu beş ayda tek sığınağı olan kollara, Peter'a sığındı yine. Kollarını karşısındaki villianın beline sararak yüzünü boynuna gömdü. Peter buruk bir ifadeyle kollarını onun sırtına sardı, sevdiği adamın ağlamasını görmek canını yakıyordu. Minho karşılık aldığında burnunu çekerek biraz daha sokuldu mühürlü eşine.

"Lütfen böyle düşünüp de üzme kendini. Sen onu korumak için yaptın. Jeongin senden vazgeçmez." Dibindeki saçlara kokulu bir öpücük kondurdu. Minho ona sardığı kollarını yerinde tutarken, başını gömüldüğü boyundan kaldırdı.

"Gerçekten mi?" Minho'nun hafif kızarmış iri gözleriyle, alttan alttan bakarak bir çocuğun masumiyetiyle sorduğu soruya karşı gülümsedi Peter.

Başını olumlu anlamda salladı. Minho'nun göz yaşlarını silip elmacık kemiklerini okşadı. "Şimdi sil bakalım aklındaki kötü düşünceleri. Jeongin birazdan gelir-" Peter daha demeye kalmadan çalan zille Minho hemen ayrıldı ondan.

"Geldi!" Hızlı bir şekilde saçına düzen verip kıyafetlerini çekiştirdi. "Nasıl görünüyorum, kötü gözükmüyorum değil mi?"

"Gözümü kırpmadan saatlerce bakabileceğim kadar çok güzelsin." Peter onun bedenine bakmadı bile. İçi yıldızlarla ve koca bir evreni bulunduran gözlere bakarak söylemişti. Minho onun sarhoş bir gülümsemeyle söylediklerine bakışları kaçırdı. Gülümsemesini bastırmak için dudaklarını birbirine yapıştırdı.

"Ben kapıya bakayım en iyisi." Minho boğazını temizleyip kapıyı açmaya gitti.

Peter onun arkasından bakarken sadece kendinin duyabileceği şekilde kısık bir sesle konuştu. "Kaç bakalım kedicik. Nereye kadar kaçabileceksen kaç. Eninde sonunda kendi ayaklarınla geleceksin bana." Kıkırdayarak onun arkasından gitmeye başladı.

Minho derin bir nefes alıp verdi. Tanrıya sayamadığı kadar dualar ederken içinden, tüm cesaretini toplayarak açtı kapıyı. Jeongin sonunda açılan kapıyla sabırsız gülümsemesini genişletti. Minho'nun hoşgeldin diyişine karşılık vererek elindeki çikolataları verecek iken duraksadı.

İkili yanlarına gelen Peter'a dönüp bakmamışlardı bile, odakları yalnızca birbirlerindeydi. Jeongin, Minho'yu gördüğünde boynunda keskin bir acı hissetti. Dişleri arasından acı dolu bir nida çıkarken, yüzünü buruşturup boynunu tuttu. Minho anlık gözünün karardığını hissederken dengesini korumak amaçlı kapı pervazına tutundu. Hızlanan nefeslerini ve kalbinde hissettiği sızıyı kontrol etmeye çalıştı.
(😭)

Minho aynı hissetmeyeceğini sanmıştı ama hayır. Yıllar önce kaybettiğini sandığı oğlunu tekrar ormanda gördüğünde de, aylar önce savaş meydanında can verdiği küçük tilkisini görmenin de süresi ne kadar farklı olursa olsun aynıydı hissettirdikleri.

"Hoşgeldin Jeongin." Peter olaya müdahale ederek, kapı pervazına tutunan eşinin belinden tutarak yanına çekti ve kendisinin destek olmasını sağladı. "Sizli bizli konuşmadım ama, rahatsız olur musun?" Jeongin sonunda bakışlarını Minho'dan çekebildiğinde gözlerini kırpıştırıp Peter'a döndü.

"H-hayır efendim, sorun olmaz." Peter güzel diyerek gülümsedi gence. Onun gülümsemesine karşılık veren Jeongin'i içeri davet etti.

Jeongin yeni bir eve gelmenin gerginliği ve heyecanıyla ufak tebessümü dudaklarından silinmez iken saygıyla eğilerek içeri girdi. Peter kapıyı kapatırken, Minho bir an olsun gözlerini ayırmadığı gence en nihayetinde dayanamayarak sarıldı.

"Hoşgeldin, Jeongin." Jeongin beklemediği sarılmayla dona kalırken, Minho hasret kaldığı bedene sarılıyor olmanın verdiği duyguyla gözlerini kapattı. Sıkıca sarıldığı bedenin kokusunu derince çekerken, oğlunun ismini söylediğinde sesinin titremesine lanet etti.

Karşılık alamadığı sarılmayla, oğlunun onu yabancı birisi olduğunu sanmasıyla, onun her eve geldiğinde yanaklarına kondurduğu sulu öpücükleri şimdi alamamasıyla, ona küçük tilkim diyememesiyle canı yandı.

Jeongin'in şaşkınlığı yavaş yavaş dinerken karşılık vermiyordu Minho'ya, içinden dönen duygu karmaşasından dolayı. Sanki tanıyordu bedenine sarılan kişiyi. Ama bunun imkansız olduğunu biliyordu. Daha şimdi görmüştü.

Nasıl olurda evi gibi hissettirebilirdi ki bu yabancı beden?

Minho göz yaşlarını tutmak için gözlerini sıkıca yummuştu ancak yanağına süzülen ıslaklıkla burnunu çekti. Hızlıca göz yaşlarını silip boğazını temizledi.

"Ben yemekleri getireyim. Tekrardan hoş geldin." Genişçe gülümsedikten sonra mutfağa gitti koşar adımlarla.

"Ağlıyor muydu?" Jeongin şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırarak Minho'nun arkasından baktı. Peter eşinin arkasından üzgün bakışlarla baktıktan sonra gencin omzuna attı elini.

"Ölen oğlunun ismi de Jeongin'di de." Jeongin hızla arkasındaki Peter'a döndü.

"Başınız sağolsun efendim..." Jeongin'in şaşkınlığı yerini hüzüne bırakmıştı. Evladını kaybetmiş olmanın acısı zor olmalıydı. Jeongin ne kadar empati yaparsa yapsın, onun acısını anlayamayacağının farkındaydı.

"Sağol evlat. Hadi sofraya geçelim." Peter ona gülümseyip omzunu pat patladıktan sonra salona adımlamaya başladı. Jeongin'de onun arkasından giderken aklı Minho'da kalmıştı.

Jeongin ve Peter sofraya oturduklarında, kendini toparlamaya çalışıp aklındaki kötü düşünceleri uzaklaştıran Minho elinde çorbayla gelmişti yanlarına. Diğer yemekler sofradaydı, Jeongin'in özellikle çorbayı sıcak sıcak içmeyi sevdiğini bildiğinden ekstra ısıtıp getirmişti en sona.

"Afiyet olsun." Jeongin, Minho'ya baktığında gülümsediğini görmesiyle rahatladı. Minho çorbaları kaselere doldururken, Jeongin sofraya göz attığında şanslı gününde olduğunu hissetti. Hepsi de sevdiği yemeklerdi.

Jeongin aklına takılan soruyu sorup sormamak arasında kalırken Peter onu anlamış gibi anlayışla gülümsedi. "Ne sormak istiyorsan sorabilirsin, sorun yok." Jeongin, Peter'ın samimiyetine karşı gülümsedi çekingence.

"Az önce 'oğlunun' dediniz ama anlayamadım. Sizin de oğlunuz değil miydi? Neden 'oğlumuz' demediniz? Saygısızlık ediyorum kusuruma bakmayın-" Minho suları doldurmaya geçmişken lafını kesti hemen Jeongin'in.

"Asla, saygısızlık etmiş olmazsın canım. Merak sadece." Minho omuzularını indirip kaldırdı önemli birşey değilmişçesine.

"Eşim Minho, benden önce bir orosbu çocuğuyla-" Jeongin duyduğu küfürle afallarken, Minho sahte bir öksürük sundu Peter'a. Peter göz devirerek yalandan otuz iki diş gülümsedi.

"Benden önce gayet 'normal' birisiyle evliydi de." Peter oldu mu dercesine kaşlarını yukarı kaldırıp Minho'ya baktı. Minho'da onun gibi yalandan otuz iki diş gülümsedi. Jeongin onlara gülmek istese de tuttu kendini.

"Oğlu ondandı, o yüzden öyle dedim. Ama oğluyla kısa bir süre içerisinde tanışmış olsak da, kendi çocuğum gibi koruyup sevmiştim onu gerçekten." Minho sandalyesine otururken, Peter'a gerçekten gülümsemişti bu sefer.

"Anladım... Boşandınız o halde?" Jeongin soğumasını sevmediği çorbasını içmeye başlarken Minho'ya döndü. Minho tam ona cevap verecek iken Peter kıkırdadı.

"Hayır," masaya eğik olan başını son derece ciddi bir ifadeyle Jeongin'e doğru kaldırdı. "Onu kendi ellerimle öldürdüm." Peter'ın içler ürpertici bir soğukla kurduğu cümle, Jeongin'in çorbasının boğazında kalmasına neden olmuştu...

.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.

Bölümu geç attım...
İstediğiniz kadar sovebilirsiniz
:(

Henüz erken olsa da İYİ GECELEEEEEER
muahhh 😽💋

Continue Reading

You'll Also Like

117K 12.1K 41
[ tamamlandı ] zor olan mutlu olmak mıydı yoksa mutlu kalabilmek mi?
170K 7K 48
Urfa'nın dar sokakları üstüne, üstüne gelirken savaşmak hiç bu kadar zor olmamıştı... Liya Dağdeviren Hazar Harzemşah @! Tüm haklar şahsıma aittir...
2M 79K 42
𝙺𝙰𝙽 & 𝙶𝙾̈𝚉𝚈𝙰𝚂̧𝙸 𝚂𝙴𝚁𝙸̇𝚂𝙸̇ 𝙸𝙸 𝐾𝑎𝑛 & 𝐺𝑜̈𝑧𝑦𝑎𝑠̧𝚤 𝑆𝑒𝑟𝑖𝑠𝑖𝑛𝑖𝑛 𝑖𝑘𝑖𝑛𝑐𝑖 𝑘𝑖𝑡𝑎𝑏𝚤𝑑𝚤𝑟 𝑣𝑒 𝑡𝑎𝑚𝑎𝑚𝑙𝑎𝑛𝑚𝚤�...
2K 227 13
[TAMAMLANDI] "broyu sikmişiz desene." ukeho semechan başlama tarihi: 3 Temmuz 2024 bitiş tarihi: 13 Eylül 2024