Slowdive

By minstaery

7.9K 318 776

"adımı inle küçük titan" More

1
2
3
4
5
6
8
9
10

7

444 23 50
By minstaery

1

"Turne sonrası sizi Amsterdam'a bekliyoruz"

Böyle söylenmişti kendisine Taehyung'un ne zaman ayarladığını bilmediği görüşme odasından ayrılmadan önce. Şu an elinde tuttuğu altın işlemeli davetiye onun giriş kartıydı. Dakikalardır oturduğu penceresinin önünde içeri sızan bir tutam ışık ile parmakları arasındaki şeyi döndürerek izliyordu. Hayatı tamamen değişecekti. Taehyung'un ona verdiği her şey Yoongi'nin boyunu aşıyor altında eziliyordu. Ona bedeninden başka verecek bir şeyi yoktu ve onun içinde sadece iki günü kalmıştı. Minnettarlık ve borçlu hissetme duygusu arasında kalbi kavruluyordu. Hangisi doğru duyguydu, bilemiyordu.

Yoongi, çok sıkıştığı bir dönem aldığı kredi, katlanarak onun evini almaya kadar büyümüştü. O an çaresizlikten dikkat etmeyip hızlıca kabul ettiği her şey daha sonra ondan misliyle istendiğinde karşısına Taehyung çıkmıştı. İlk önce ona parayı vermiş daha sonra ise karşılığını alacağı şekle karar vermesi için onunla iddiaya girmişti. Sonuç; adını inlediği geceler.

Üç sene gibi bir sürenin sonunda onunla nasıl böyle olduğunu düşündü. Topluluğa Hoseok ile dâhil olmuştu. Büyümesine ve büyülemesine şahit olmuştu. Taehyung, onun için her zaman tuhaf adamdı. İyi olmak ve kötü olmak ikisi onun içinde sanki uç noktaları barındırıyordu. Onunla asla düzgün anlaşamadığı için uzak durmayı seçerdi. Yine de kasıkları Jungkook ile birlikte olmak için kasılırken, sanki belinden aşağısının kontrolünü kaybetmiş gibi hissederken bile onun kendisine olan bakışlarını hatırlıyordu. Sanki tüm o günahlarını apaçık izliyor gibi siyah gözleri ve özellikle gözünün altındaki zarafet timsali beni onu gittikçe ürkütürdü.

İç çekti Yoongi. Elindekini yavaşça en sevdiği kitabın arasına yerleştirdi. Yaşamını anlamlandırmaya çalıştığı bir dönemden kalma kitaptı. Onu yavaşça raftaki yerine bıraktı. En uygun şekilde orada güvende olacağını düşünüyordu. Odanın ortasında dikelmeyi bırakıp yatak odasına ilerledi daha sonra ve yatağa uzandı. Yutkundu, uyuyacağından değildi sadece düşünmekten bedenen yorulmuş gibiydi. Bacaklarını iki yana açtı ve kollarını da. Yayılmasına rağmen hâlâ rahatlamış hissetmiyordu. İstediği olmuştu, ne kimse aramış ne de gelmişti. En mükemmel zaman dilimine sahipti ama tek düşündüğü bacakları arasına girecek olan sert bir bedendi. Altında ezilmek istedi.

Biraz sonra ihtiyaçla kasıldı. Kasıklarında bir yangın başlamış gibi hissediyordu. Dizlerini kendisine çekti ve belini kaldırdı. Gerçek anlamda sevişmek istiyordu. Bacakları arasında bir kafa istiyordu ve oradaki kafanın saçlarına elini geçirip zevkten titreyene kadar onu orada hapsetmek. İnledi Yoongi, meme uçları sertleşmişti. Kendisine dokunmamıştı bile ama bedeni sıcaklamıştı. Sürtünme ihtiyacı çok fazlaydı. Dudaklarını ısırdı. Deliği ihtiyaçla kasılıyor, kesinlikle penisi sızdırıyordu. Küçük dudaklarından yeniden inledi ve kalçasını yukarı kaldırdı.

"Tanrım"

Kendisini toparlamak için derin bir nefes aldı ve yan dönerek cenin pozisyonu aldı. Bacaklarını bastırması bile işe yaramıyordu. Yoongi kendisine kızmak istese de beceremiyordu. Sadece zarif bir sevişme isteyen bedenine acıdı. Bedeninin her bir noktası öpülmek istiyordu, sevilmek istiyordu bu düzülmekten çok uzaktı. Yine asıl sorun bunun için belli bir kişi isteği yoktu. Yoongi bu düşünce ile kendi içinde sarsıldı. Sadece birinin bedenini istiyordu ya da her ikisini bunu kestiremedi. Özellikle gözünün önüne gelen bir yüze sahip değildi. Sadece bedeni, düşleyebiliyordu. Çıldırdı.

"Sürtük"

Dedi yine kendisine bu ara çok fazla kendisi ve diğer kendisi olarak ayrılmış gibiydi. Kendisinden üçüncü kişi gibi bahsetmesi gittikçe olağan hale geliyordu. Yüz üstü döndü ve dizlerini çekerek kalçasını kaldırdı. Jungkook'un vücudu kocamandı. Bedeni ona çarptıkça acıyordu çünkü aşırı sertti. Yine de zevk noktaların eziyet etmeye bayılıyordu. Keşfettiği birçok yerine dokunarak onu birçok noktadan zevke boğuyordu. Yoongi her yerde sadece onu hissedebiliyordu. İçine boşalmaktan çok zevk alıyordu, ayrıca öpüşmekten de.

Taehyung ise zarifti. Bedeni onun bedenine uygun kıvrımlara sahip gibiydi. Teni üzerine giydiği başka bir ten gibiydi. Taehyung üstünlük kurmaya bayılıyordu. Yalvartmayı, adını söyletmeyi ve ağlatmayı da. Bedenine dokunması için onu zirveye kadar zorlardı. Yoongi patlamak üzereyken zevk noktalarına küçük dokunuşlar yapar ve bir anda onu yerle bir ederdi. Onu harap etmeyi seviyordu, onu dizleri üzerinde görmeyi seviyordu. Onun her yerinde savaş alanı gibi iz bırakmayı seviyordu. Taehyung yüzüne boşalmayı seviyordu. Daha sonra eserine bakıp gülüyordu.

Yoongi ikisini de çok sevdiğini hissetti. Yoongi ikisini de seviyordu kahretsin çok ahlaksız hissediyordu. Yavaş, yavaş düşüyordu. Yine de mahvolmak onu hak ettiği buymuş gibi hissettiriyordu. Birini kalçalarının arasında birini boğazında hayal etti. Çarşafını çekerken düşündükleri gittikçe ahlak sınırlarını zorlayıp tokatlıyordu.

"Ah Tanrım"

Yoongi yüzünü kapatıp yastığı ısırdı ve birkaç saniye yatağa kendisini sürttü. Biraz sonra titrerken kendisini kirletti. Hiç dokunmamıştı, sadece ikisini hayal etmişti. İnanılmaz kötü ve inanılmaz rahatlamış hissetmenin arasındaydı. Yoongi karmakarışıktı.

2

"İyi misin?"

Yoongi gözlerini notlarından kaldırmadan kafa salladı. Düşlemek kolaydı ama canlı gördüğü anda yüzüne basan ateş ve utanç onu kendisini kapatmasına neden olmuştu.

"Son turnem olabilir Jungkook, iyi iş çıkarmaya çalışıyorum"

"Ah, evet. Senin de teklif aldığını duydum"

Kafa salladı Yoongi ve mutlulukla gülümsedi.

Bunun için gerçekten heyecanlıydı. Jungkook'a döndüğünde onun da belli belirsiz güldüğünü gördü.

"İkiniz de turnayı gözünden vurdunuz yani"

Jungkook'un bunu söylemesi üzerine o farkındalığı yaşadı Yoongi. Gittiği yerde Jungkook olmayacaktı. Kafasını yavaşça ona çevirdi. İleri uzattığı dudaklarına, son zamanlarda uzayıp kıvrılmaya başlayan saçlarına baktı.

"Seni de alacaklardır"

Kafasını iki yana salladı Jungkook, Yoongi'nin kaşları havalandı. Onun gibi yetenekli birini kaçırmazlardı. Turne de kesinlikle dikkat çekerdi.

"Yoongi"

Bir cesaret ile uzanıp Jungkook'un saçlarına parmaklarını geçirip arkaya attırırken duyduğu ses ile yana döndü. Taehyung patlamaya hazır bir bomba gibi düz suratı ile onlara gelirken parmakları saçlarından düşüp sırtını takip ederek kendi bacağına indi.

"Efendim?"

"Konuşmamız gerek, etkinlikten sonra seni göremedim. Neler olduğunu söyle"

"Davetiye aldım, turneden sonra bizi bekliyorlar"

"Başka herhangi bir şey söylemediler mi?"

Taehyung, Jungkook'a arkasını vererek sağ bacağını diğer tarafa attı ve ikisinin ortasına girip küçücük piyano koltuğuna sıkıştı. İki bacağının ortasında kalan Yoongi ona bakarken kenara itilen Jungkook kafasını sola çevirdi.

"Pek bir şey kalmadı bana, sen anlatmışsın, daha çok onlar bana anlattı da denilebilir ama onları sana da anlatmışlar. Ekstra bir şey olmadı"

Kafa salladı Taehyung.

"İnsan biraz beni de över"

Jungkook'un aniden söylediği şey ile yüzünü buruşturan Taehyung, sol omzunun üzerinden arkasına doğru bakarak onunla yüz yüze geldi.

"Pardon? Senin neyini övecekmişim tam olarak? Bir şeyin varsa bilelim şahsen ben pek göremiyorum. Ayrıca isteselerdi gelirlerdi hah gelmedilerse bu bizim sorunumuz değil"

"Neyimi mi? Mükemmel sesimi, sahne performansımı? İki senedir başrol olduğumu ve bu sene de siyah kuğu olacağımı? Ayrıca siz derken?"

"Siyah kuğu mu? Sen mi? Hayal dünyan iyi bir yer değil oradan çıksan iyi edersin"

"Çocuklar"

Yoongi, hararetli bir laf dalaşına girmiş ikilinin arasına girdiğinde ikisinin de kafası ona dönünce afallamıştı. Yanan yanakları yüzünden, elmacıkları kırmızı, dudakları dolgun ve gözleri çipil çipil bakıyordu. Karşıda ki ikili aynı anda iç çekince yine birbirlerine döndüler. Öfkeyle.

"Kavga etmenize gerek yok, ikiniz de harikasınız. Artık farklı yerlerde öne çıkma vaktiniz geldi. Aynı yerde didişip durmak için fazla büyüdünüz hem"

"Benim daha harika olduğum su götürmez bir gerçek Yoongi"

"Hayır, kesinlikle değil"

İkisi yine kavga edecekken uzanıp ikisinin ağzına elini kapattığında gözleri ona döndü. Yoongi yutkundu. Avuç içlerinde ki dudaklar...

"Susun artık ve defolup gidin tamam mı? Çalışacağım. Ben sizin gibi zengin değilim hadi sikicem ama"

"Sen mi?"

"Sen mi?"

İkisini iterken, aynı anda söyledikleri şey ile herkes birbirinin yüzüne baktı. Biriyle diğerinin önünde yatmış, biriyle ise diğerinin arkasından yatmıştı. Yoongi kaşarlığına doyamadı.

"Ne şimdi bu?"

Tek kaşını kaldırıp kollarını birleştirdi. Yere düşmüş Jungkook ve düşmek üzere olan Taehyung ona bakarken. İkisi de bir şeyler gevelemeye başladı.

"Benimle alay mı ediyorsunuz siz şu an? Gösteririm ben size. HOSEOK!"

"HAYIR"

Yoongi, kalkarken kolundan tutan Taehyung ile cebelleşirken yerden kalkıp koşan Jungkook kaçmıştı. Yeniden bağıracakken ağzına kapanan el ve bedene çarpan sırtı ile sessiz kaldı. Taehyung elini çekti.

"Taehyung"

"Hımm"

"Teşekkür ederim"

Kafasını önemi yok anlamında iki yana salladı. Ona nasıl duygularını anlatacağını bilmiyordu. Nasıl yapacaktı? Onunla bunları nasıl konuşacaktı? Elini yavaşça onun sağ kısmından uzanıp koltuğa koydu ve kafasını sola çeviren Taehyung ile yüz yüze geldi.

"Bu gece yatağıma gelsene"

Dedi Yoongi, gözleri salonu tarayıp boş olduğundan emin olduktan sonra. Bu kez Yoongi onu istiyordu. Yüzüne bakan Taehyung'un dudakları kıvrıldı.

"Geri ödeme şeklin hep klasik Min Yoongi"

Yoongi dudaklarını ısırırken gözlerini içeri doğru geri gelen Jungkook'un bedeninde süzdü ve hafifçe gülümsedi.

"Jungkook da gelsin"

Dedi güldüğü için kendisine gülen gözlerin içine bakarken, kendisine şok olmuş bakakalan Taehyung'u görmezden geldi. Yoongi yeni hayatına girmeden önce eskisinden çok şey tatmak istiyordu.

Fazlaca.

Continue Reading

You'll Also Like

12.1M 587K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...
5.1K 380 12
Bebis jisung'la başınız dertte! Ageplay! Angst Takipten çıkanların ben amk
16.7K 1.2K 20
Polis olarak mezun olan Jungkook, atandığı polis karakolunda işe başladığından beri küçük görevler verirler. Bir gün beklemediği büyük bir görev alm...
7K 282 7
Onların dokunuşu kirli bir günaha davetti ve Jimin bu daveti kabul etmişti. •••••••••• "Damarlarında dolaşan zehirimizle şehveti hisset Park Jimin.."...