Power And War 2// Hyunın

By Skzandmarvel

4.1K 636 489

Aşkı ve bebeği için kendi canından vazgeçerek büyük bir fedakarlık yapan Jeongin, bir gün gözlerini açtığında... More

1
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18

2

269 48 52
By Skzandmarvel

İnsanların düşünceleriyle kirlenmiş kalpleri kadar zifiri karanlık olan yer altını aydınlatan tek şey, baş şeytanın alevleriydi. Şeytanın sadece gözlerinden değil, avuç içlerinden de alevler çıkıyordu. Ordusunun bütünlüğünü oluşturan iblislerinin teker teker, bazen de gruplar halinde öldürülüyor olmanın sinirini yaşıyordu.

"Nasıl olur da siktiğimin bütün iblisleri ölebiliyor!?" Genç şeytan sinirle ellerini, kıpkırmızı olan uzun saçlarından geçirdi. Arkasında dikilen arkadaşı ise milim olduğu yerden kıpırdamıyor, onun sinirli halinin korkunçluğunden etkilenmiyordu.

"Sakin ol-" Sadık dostunun konuşmasıyla ona döndü anında. Kan çanağına dönen irileşmiş gözleriyle fazlasıyla ürkütücü görünüyordu.

Başarısızlık kanının kaynamasına neden oluyordu.

"Böyle bir durumda nasıl sakin olunabilir Seungmin!?" Seungmin göz devirdi arkadaşına, fevri davranıyordu. Acelesi, hatalara sürüklüyordu.

"Sinirlenerek hiçbir yola varamazsın, onu çok hafife aldık Hyunjin. O sandığımızdan daha güçlü." Hyunjin, Seungmin'in kimden bahsettiğini anlarken siniri dinmişti bile. Çatık kaşları yerli yerinde dursa da, sinirle parıldayan gözleri sönmüştü.

O günden sonra Jeongin'in peşine taktığı iblislerinin gizemli birisi tarafından öldürülmesinden dolayı öfkeliydi. Kimliğini gizlemek de kesinlike profesyonel olan birisi, Jeongin'e her hangi bir zarar gelmesine veya takip edilmesine izin vermeden iblisleri yok ediyordu.

Aylardır kimliğini tespit edemediği kişiyle sinirleri alt üst olmuştu Hyunjin'in.

Hyunjin derin derin nefesler alıp vererek sakinleşmeye çalıştı. Düzgün bir plan kurarak, yarım bıraktığı işini tamamlamak istiyorsa sakinleşmeliydi. Biraz da olsa sakinleşebildiğinde arkadaşına döndü.

"Changbin nerede?" Ses tonu bir bıçak kadar keskin, buzullar kadar soğuktu.

"Haerin ve Valeriy ile ilgileniyordu." Hyunjin duyduğu isimlerle gülümsemesini tutamadı. Şuanda ona iyi gelecek tek ilacın Haerin'in ve Valeriy'nin olduğundan hiç şüphesi yoktu.

"Aklında bir plan var mı?" Seungmin arkadaşının sorusu karşısında hayır anlamında salladı başını iki yana.

"Anlaşıldı," Hyunjin aklına gelen planla sinsice sırıttı. "İş başa düştü demek ki..." Büyük kanatlarını yerde sürüklüyerek yer altından çıkmadan önce son söyledikleri olmuştu...

.......

"Hoşgeldiniz Peter Bey." Jeongin, üst komşusuna gülümsedikten sonra eliyle muayene masasını gösterdi. "Şöyle buyurun lütfen." Kıvırcık saçlı adam elindeki kedi kafesiyle, veterinerinin gösterdiği yere geçti.

Jeongin arkasını dönmüş, masasının çarprazında ki duvara montelenmiş beyaz dolabından gerekli malzemeleri çıkartırken Peter, kedi kafesini muayene masasının üzerine koydu. Kafesin demirli kapağını açarken turuncu ve beyaz karışımı renkli kedisine uyarıda bulunmayı unutmadı.

"Uslu dur kediciğim tamam mı?" Kedi kafesinden çıkarken ona cevap olarak oldukça ters bir bakış attı. Kafesten çıkmanın mutluluğunu yaşarken başının, kıvırcık saçlı adam tarafından tebessüm edilerek okşanmasıyla ufak bir tıslama çıkarttı.

Ne gerek vardı şimdi bu sevgi dolu okşamaya? Planlarında böyle birşey yoktu!

"Kediniz çok tatlı." Jeongin kıkırdarken elindeki iğneyi masanın arkasına koydu. Bir aydır üst komşuları olan ve iki gün önce kedilerini muayene ettirmek için anlaştıkları Peter'a baktı. İlk defa gördüğü komşunun kedisi çok tatlıydı!

Jeongin bir kez daha bu mesleği yaptığı için mutlu oldu kendi adına. Hayvanları görüp tedavi ettikçe, mesleğine olan sevgisi daha da artıyordu.

"Öyledir benim kediciğim." Peter bir kez daha hafif bastırarak okşadı kedisini. Turuncu ve beyaz renklerin karışımına sahip olan kediden öyle bir miyavlama çıktı ki, eğer konuşabiliyor olsaydı kesinlikle Peter'ı uyardığını sanardı Jeongin. Kedinin miyavlaması uyarı dolu olacak şekilde baskın çıkmıştı.

"Evet mi diyorsun sen sahibine?" Peter dudaklarını büzerek kedinin yüzünü tuttu ve iki yana sallayarak 'oow' sesleri çıkartırken yumuşak tüyleri okşuyordu. Kediden yüksek bir miyavlama sesi duyulduğunda, Peter irkilerek ellerini çekti hemen. Tüylerini sinirle kabartmış olan kediye otuz iki diş gergince sırıtarak baktı.

"Kediniz pek sevilmeyi sevmiyor sanırım." Jeongin gözlüklerini düzeltip kediyi kendisine yaklaştırmak için ellerini öne uzattı.

"Aslında çok sever. Hiç bir gece iyi geceler öpücüğünü almadan uyumaz. Gelir yanıma, öptürür kendini öyle uyur. Yoksa çok huysuzlanıyor." Peter'ın dediklerine karşı kedinin gözleri bayık bir hâl alırken, 'ciddi misin' dermiş gibi miyavladı.

"Mart ayı yaklaşıyor ya, onun huysuzluğu bu. Anlarsınız ya?" Peter göz kırparak, cilveli bir şekilde omzularını oynattı. Jeongin gülmesini tutmaz iken kedi, Peter'ın söylediklerini anında anlayıp hırlayarak sahibinin üzerine atladı adeta.

Jeongin ne olduğunu anlayamadam hemen kediyi karnının iki yanından tutarak kendine çekmeye çalıştı. Kedi ise hırlıyor, tıslıyor ve yüksek sesle miyavlayıp pençelerini Peter'a geçirmeye çalışıyordu.

"Hoşt!" Peter korkuyla geriye gitti. Ardından aklına gelen şeyle düzeltti hemen kendini. "Ay doğru o köpeklerde deniyordu. Kışt pisi pisi, kışt!" Ellerini kediye doğru salladı. Kedi buna daha da sinirlenirken miyavlamaları artmıştı.

"Hey hey, sakin ol sevimli kedi." Jeongin yumuşak bir ses tonuyla kediyi kendine çekerek kucağına aldığında, kedi sakinleşmişti yavaş yavaş. Jeongin kucağına aldığı gibi sakinleşen kediye şaşırmadan edememişti.

Kedi onun dokunuşlarına ve okşamalarına muhtaçmış gibi, Jeongin'in eline başını sürtüyordu gözlerini kapatarak. Jeongin kıkırdayarak onun başını ve sırtını okşadı. Kucağında ki kedi, sabaha kadar onun kollarında kalmak istiyordu. Deli gibi özlediği, hasret kaldığı dokunuşların hiç bitmemesini diliyordu.

"Neyin varmış bakalım bir." Jeongin kediyi sakince kucağından indirdi. Onun kollarında hissettiği sıcaklığın ve dokunuşların kesilmesiyle kısık sesle miyavladı kedi. Özlemiyle yanıp tutuştuğu kolların arasında daha fazla kalmak istiyordu.

Peter burukça gülümseyerek kediye baktı. Hissediyordu onun içindeki tarif edilemez acıyı. Jeongin stetoskobunu kulaklarına yerleştirdikten sonra kendinin kalp atışlarını ve nefes alış verişlerinde ciğerinin hareket düzenini dinledi.

Birkaç kontrolün ardından "kedinizin hiçbir şeyi yok" demişti Peter'a. Peter kucağına aldığı kedisini genç oğlanın kolları arasına bıraktı.

"Onu biraz daha sevebilirsin. Seni çok sevdi." Jeongin ilk başta şaşırsa da, çok geçmeden kucağında ki kediyi şefkatle okşamaya başladı. Peter, halinden fazlasıyla memnun olan kedisini ve Jeongin'i gülümseyerek izledi. Yaptığı şeyden dolayı, kedisinin ona minnettar olduğunu biliyordu.

Eh, kedisi mutlu olacaksa herşeyi yapmaya hazırdı.

Jeongin kedinin başını öpmek için eğildiğinde, burnuna gelen kokuyla gözlerini kapattı istemsizce. Koku, çok tanıdıktı... Jeongin'in kendini güvende hissetmesine neden olacak kadar güzel, mutlu bir uykuya dalmasını sağlayacak kadar huzur kokuyordu. Jeongin tanıdık gelen kokuyu, bir türlü hatırlayamadı.

Gözlerini açmasına neden olan şey, Peter'ın ona söyledikleri olmuştu. "Eşim seninle tanışmayı çok istiyor. Bu akşam bize yemeğe gelmek ister misin?" Jeongin başta emin olamasa da, kucağında ki kediye baktı. İçinden bir ses, bu teklifi kabul etmesini söylüyordu.

"Olur, gelirim. Eşinizle tanışmayı bende çok istiyorum. Bu arada, eşinizin ismi neydi?"

"Minho, eşimin ismi Minho..."

.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.

Ben geldiiim
Hoş mu geldim, yoksa kötü mü geldim bilemedim ama
Neyyyse

HEPPPPİNİZE İYİ GECELER BEBİŞLERİM BENİM
Öpuyorum sizi bol bool
😽💕

Continue Reading

You'll Also Like

1.5K 156 10
"Senden vazgeçemiyorum ama seninle de olamıyorum çözümüm ne benim?" Felix mektubun son cümlesini yazdıktan sonra güzelce katlayıp bir zarfa yerleştir...
16.8K 1.8K 37
Babasının hayali olup da gerçekleştiremediği şampiyonluğu gerçekleştirmek isteyen boksör Jeongin. Her zaman ona destek olan 'arkadaşı' hemşire Hyunji...
9.1K 1.1K 11
[Angst] Ben seni senin yerine de severim..
8.2K 894 11
Jungwon sabah yürüyüşü yaptığı bir günde kaza yapan iki arabanın yardımına koşar.. Sunki, jaywon, jakehoon ve poor heeseung...