beautifully curved || c.h (tü...

De fairyboinamu

51.9K 3.1K 1.3K

''seni güzel hissettireceğim'' May sadece sıradan bir genç kız. Pekala büyük uyluk ve geniş kalçaları olan sı... Mais

prologue
one
two
three
four
five
six
seven
eight
nine
ten
twelve
thirteen
fourteen
fifteen
sixteen
seventeen
eighteen
nineteen
twenty
twenty one
twenty two
twenty three
twenty four
twenty five
twenty six
twenty seven
twenty eight
twenty nine
thirty
thirty one*
epilogue (1/3)*
epilogue (2/3)
epilogue (3/3)
türkçesi kıt çevirmen

eleven

1.3K 93 38
De fairyboinamu

Okuyan vote atan ve yorum yapan herkese teşekkür ederim. Hikayenin okuyanı çok değil ama yaptığınız en küçük yorum bile mutlu ediyor yani bir harf dahi yazsanız ya da random gülüşü atsanız da okuması zevkli o yüzden teşekkür ederim... iyi okumalar :)

MAY ALLEN

''Annem babam ve erkek kardeşlerim adına özür dilerim. Resmen kendi kendilerini davet ettiler.'' Diye yüzüncü kez Calum'dan özür diledim.

''Önemli değil gerçekten annen ve baban oldukça kafa. Mutfakta konuşurken annen küfür etmeden duramadı.'' Diye güldü.

Bende onunla güldüm ''Evet annem sana karşı öyle.''

''Ama baban resmen kıçımı biledi.'' Dedi. ''Hangi üniversiteye gitmeyi düşünüyorsun? Liseden sonra ne yapmayı düşünüyorsun? Hiçbir kızı hamile bıraktın mı?'' diye babamı taklit etti.

Gülmekten dolayı kesilen nefesimi geri kazanmaya çalışarak elimi karnıma bastırdım. Ben ve Calum Calum'un arabasıyla giderken kardeşlerim annem ve babam ile gidiyordu. Erkek kardeşlerimle şu an da aynı araçta olmak istememiştim. Bu hareketli sabahtan sonra Calum ile bir süre yalnız kalmak istedim.

''Hayır yapmadı!'' dedim.

''Ciddiyim'' diye güldü.

İHOP'un prak yerine girdiğimizde hala gülüyorduk. Park yeri arabalarla doluydu. Boş bir yer bulmamız biraz zaman aldı ama park ettikten sonra sıcak mekana girmek için koşturduk.

''Ama ben senin ailenle tanıştım ve sende benimkiyle yani bunu tuhaf buluyor musun ? yakınlaşmamız hoşuma gidiyor ama gerçekte daha bir hafta oldu.'' Dedi Calum lobide ailemi beklerken bir sohbet başlatmak için.

Bunun hakkında hiçi düşünmemiştim. Bu sabah oldukça çılgındı, başka şeyler düşünecek fırsatım olmamıştı. Ama haklıydı. Bu tuhaftı ama doğru hissettiriyordu. Normal hissettiriyordu.

''İki kişilik masa mı?'' diye yanımıza gülümseyen bir garson geldi. Acaba yedi yirmi dört müşterilere nazik olmak onu rahatsız ediyor mu diye merak ettim.

''uh, aslında altı kişiyiz. Birazdan burada olurlar.''dedi Calum.

''oh, pekala size uygun bir masa mevcut olduğunda haber veririz.'' Diyerek gülümsedi.

''Teşekkür ederiz.'' Calum geri gülümsedi.

Ve kadın yanımızdan ayrıldı.

''oh!'' kadın tekrar arkasına döndü ' 'ikiniz çok tatlı bir çiftsiniz!'' bize göz kırpıp başka bir ailenin yanına gitti. Yanaklarım alev aldı. Calum kalçasıyla benimkini dürttü.

''o haksız değil.''

Lanet olsun. Yüzüm daha sıcak olabilir mi. Odanın sıcaklığı sanki yüz derece birden artmıştı. Şükürler olsun ki ailem geldi ve beni daha fazla utanmaktan kurtardı.

''Masa boşaldığında bize haber verecekler.'' Dedim babam açlıktan öldüğünü söyleyince.

''oh tanrıya şükür olsun.'' Dedi babam.

Salondaki koltuklara oturmaya gittik. Annem ve babam bir koltuğa otururken ben , Calum, Michael ve Luke diğer koltuğa oturduk. Michael camın kenarına oturuken Luke onun yanına oturdu ben onun yanına oturdum Calum da benim yanıma oturdu.

Ona baktığımda bana gülümsedi bende geri gülümsedim. Luke'un alay ettiğini duydum ve onu dürttüm. Araba yolculuğu boyunca bütün olayı düşünmüştüm.

Erkek kardeşlerim şükran gününden beri kasabadaydı. Ve onları özlemiştim. Alıştıkları yeni hayatlarına geri dönmeleri gerektiklerini ve çok uzun süre kalmayacaklarını biliyordum. Bu seferlik idare edip bu erkekler arasında dengeyi sağlamaya çalışacaktım.

''Anna ya da Vienna neden gelmedi?'' diye sordum erkek kardeşlerime.

''Vienna Tampa'daki ağabeyini ziyaret ediyor.'' Dedi Michael Luke 'dan önce.

Sonra benimle konuştuğunu fark edip kendi kendine kaşlarını çattı.

''Evet ve Anna da düğün için bir şeyler almaya gitti. O ve annesi delirecekler.'' Luke kıkırdadı.

''Bahsine girerim'' diye güldüm.

Şimdiye kadar her şey normal gidiyordu. Sadece Michael inatçılık yapıyordu. Bir süre daha erkek kardeşlerimle konuştum ama çok uzayınca dönüp Calum ile konuşmaya başladım. Calum ile biraz konuştuktan sonra daha önce de yanımıza gelen bayan gelip bizi masamıza kadar refakat etti.masaya gelmeden özür dileyip lavaboya gittim.

Ben lavaboya giderken birine çarptım.

''oh, özür dilerim'' dedim.

Gözlerim çocuğun vücudunu süzdü.

Kirli sarı saç biraz kıvırcık. üzerinde kırmızı beyaz bir tişört vardı. Vücudunu özellikle kollarını sarıyordu.

''hayır benim hatam.'' Dedi ve kıkırdadı. O lanet olası kıkırdadı.

Ben kendime gelemeden sol yanağında bir gamze fark ettim.

''woah dur bakalım. '' kıkırdamayı kesti ama hala gülümsüyordu. ''May? May Allen?''

''Ashton Irwin?'' yutkundum.

''Aman tanrım'' birden beni bir kucaklamanın içine çekti. Biraz geri çekildim ama kollarımı onun etrafına sardım.

''Seni görmek güzel.'' Dedi biz ayrıldıktan sonra.

''Seni de'' ona gülümsedim.

''Aman tanrım'' dedi tekrar o bana bakarken ben kıkırdadım.

''Bayağı büyümüşsün'' dedi yanaklarımın kızarmasına neden olurken. Tanrım bu bugün içinde yüzüncü kez kızarmamdı ve saat daha öğleden sonra birdi.bunların hepsi fazla hissettiriyordu.

İlk olarak Calum arkadaş olmak istemişti sonra sarılmıştık onda kalmıştım ve bunlar benim için çok şey demekti. Sonra da Ashton geri gelmişti.

Bekle o geri mi geldi?

''Sen nereye gitmiştin?'' diye sordum benim 'büyümemden ' konuyu değiştirmek için.

''Annem işinde terfi aldı.'' Dedi ellerini ceplerine yerleştirerek ve detayları kısa keserek.

''oh , doğru'' dedim ve bir süredir burada olduğumu fark edip Ashton'dan özür diledim.

''Al, bana numaranı ver belki takılırız ya da öğlen yemeği yeriz.'' Diye sordu telefonun çıkarırken. Onun bu kadar rahat davranmasına kızardım . numaramı yazdıktan sonra ona telefonu geri verdim.

''Sonra görüşürüz.'' Dedi bana el sallayıp gitti. Ailemi aramdan önce ona el salladım.

''hey biraz uzun sürdü ben de sana portakal suyu söyledim. parçacıksız değil mi?''diye sordu Calum ben yanına otururken.

''evet teşekkür ederim.'' Ona gülümsedim.

Bu o kadar da büyük bir mesele değildi ama bu kadar küçük bir ayrıntıyı hatırlaması beni etkilemişti. Onlarda yirmi bir soru oyununu oynarken ona parçacıkları sevmediğimi söylemiştim. Calum'un karşısında oturan babam Calum ile sohbet etmeye başladı.

Annem ben ve Calum hakkında benimle konuşmaya çalışıyordu ama sorularını duymamazlıktan geliyordum çünkü Calum ve babam hemen yanımızda oturuyordu.

Luke ve Michael masanın sonunda oturuyordu. Luke telefonla konuşuyordu genelde Anna ile ve Michael de telefonunda başka bir şeye konsantre olmuştu. Büyük ihtimalle bir oyun. O her zaman oyun delisiydi. Tamam delisi değil belki ama bağımlıydı.

''Sipariş vermeye hazır mısınız?'' dedi tanıdık bir ses.

Başımı kaldırdım ve elinde defter kalem ve üzerinde beyaz önlük ile Ashton'ı gördüm. Bakışlarımız kesiştiğinde bana göz kırptı ve kızardım.

Gerçekten mi? Kendi kendime kızdım.

Calum elini sandalyemin arkasına koydu ve Ashton'a baktı.

''Ashton?'' dedi Luke. Luke Michael'ı dürttü o da başını kaldırıdı ve ikisi Ashton'a gülümsemeye başladı. Sonra ayağı kalkıp 'erkek' kucaklaşmasını yaptılar.

Erkek kardeşlerim Ashton'ı nereden tanıyordu?

''ahbap seni şeyden beri görmedim-'' Ashton söze başladı ama Calum onu böldü.

''Ben Calum'' elini uzattı. Bu oldukça aniydi ama eminim dışlanmış hissetmek istememişti.

Ashton sırıttı.

''Ashton , Ashton Irwin.' Calum'un elini tuttu ve set bir şekilde el sıkıştılar.

''May'' Ashton bana başıyla selam verdi. Ona gülümsedim.

Ashton kendini annem ve babama tanıttı. Onu kısa sürede sevdiler.annem bana bir bakış attı. Tanıdığım bir bakış. Hafifçe başımı salladım çünkü ne soracağını biliyordum. Ashton siparişlerimizi alıp yemek yenen yer ile mutfağı ayıran kapıların ardından kayboldu.

''uh, izninizle.'' Dedi Calum ve lavaboya gitmek için kalktı. O bakış açımızdan çıkar çıkmaz luke ve Michael da izin alıp onun gittiği yöne gitti.


Continue lendo

Você também vai gostar

386K 35.5K 32
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
Lucifer De lucifer_ar

Mistério / Suspense

1.3K 112 8
-Her 2 günde yeni bölüm- -LÜTFEN YORUMLARINIZI BENİMLE PAYLAŞINIZ- Onun öfkesinden kaçabilir misin ? Onun şiddetine göğüs gerebilirmisin? Kötülüğün b...
148K 15.6K 53
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
44.3K 2.2K 38
Daha sonra gözlerini gözlerimden çekti ve kulağıma yaklaştı ‘’Sensin. Tek neden sensin. Bir tek sensin. ‘’ dedi. O bunları söylerken ürpermiştim. Ell...