just friend? | tk

By cigarattesa

128K 10K 1.4K

"Sadece arkadaş olduğumuzu söylüyorsun ama arkadaşlar birbirlerinin tadını bilmezler" 141123 More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
23

22

3.1K 289 24
By cigarattesa

"Benim için yanıyorsan bil ki
senin için yanıyorum

ve eğer bu yangının adı aşksa bil ki
beraber kül oluyoruz"

✮ ✮ ✮




"Güzelim hadi kalk"

Tepemde saçlarımı okşayarak beni uyandırmaya çalışan jungkook ile huysuzca mırıldandım. Kalkmak istemiyordum uykumun en güzel saatlerindeydim ve yatağım sıcacıktı.

"Taehyung"

"İstemiyorum" dedim omzumu sarsan elinden kurtulmak için yatakta dönerken

"Senin isteğine bağlı değil. Kalkıyor musun yoksa ben mi kaldırayım"

Yüzüm ağlıyormuş gibi bir ifadeye büründüğünde istemeye istemeye gözlerimi açıp ona doğru döndüm. O çoktan banyo yapmış ve giyinmişti.

"Jeongguk" diyerek yatakta yükseldim boynuna sarılıp onu yatağa doğru çektiğimde üzerime düştü. "Gitmeyelim,böyle sarılıp uyuyalım lütfen" saçlarından gelen nane kokusunu içime çektim.

Derince verdiği nefes boynuma dağılıp huylanmama neden olduğunda gülerek boynundaki ellerimi sıkılaştırdım.

"Hayır, beni böyle kandıramazsın" ellerimden kurtulup yanağıma bir öpücük bıraktı ve üzerimden kalkarak ayağa dikildi. Oflayarak yorganıma sarıldığımda üzerimdeki yorganı hızla çekti.

"Hayır ya!"

Ben söylenmeye başladığımda o hiç aldırış etmeden dolabımıza yönelmiş ve benim için kıyafet çıkarmaya başlamıştı.

"Seninle konuşmayacağım ki"

"Bak sen" dedi alay eder gibi gülerek "o nedenmiş"

"Beni sevmiyorsun sen" dedim ona sırtımı dönerek. Dolapların kapanma sesi kulağıma dolduktan hemen sonra yatağın diğer tarafının çöktüğünü hissettim.

"Bebeğim" dedi boynuma doğru sokularak. "Sana söz veriyorum geldiğimiz de çok güzel uyutacağım seni. Ama şimdi gitmemiz gerekiyor. Hem derslerden hem de sınavlardan geri kaldın. "

Omuz silkerek geriye kaçmaya çalıştım ama bana sıkı sıkıya sarıldı. Daha sonra bacaklarımın altından ve sırtımdan elini geçirdi. Bir anda havalandığımda refleksle ellerimi boynuna doladım.

"Jungkook! Bırak beni"

"Hayır banyo yapacaksın"

"İstemiyorum" dedim yere inmeye çalışarak ama o çoktan banyonun yolunu tutmuştu. Birlikte banyoya girdiğimizde oflayarak kafamı omzuna bıraktım. Sinirle omzunu ısırdığımda inledi. Bir anlığına dengesi bozulurken korkuyla sıkı sıkı boynuna sarıldım.

"Hiç uslanmıyorsun" dedi sinirle bir soluk verip

"Bırak o zaman beni" ayaklarımı sallayıp yere inmeye çalıştığımda bu kez engel olmadı bana yavaşça yere bıraktı.

"Çık ben kendim yıkanırım" arkamı dönerek suyu ayarlıyormuş gibi yapmaya başladığımda kollarını belime sarıp yeninden kendisine çeviridi.

"Neden trip yiyorum şimdi" diyerek yüzüme doğru yaklaştı.

"Trip falan atmıyorum" dedim kollarından kurtulamaya çalışarak.

"Yüzün düştü güzelim, fark etmedim mi sanıyorsun. Hadi söyle bana" parmakları sırtımda gezinmeye başladığında omuz silktim yalnızca. Gözlerim omzuna doğru kaydı fakat kumaş yüzünden ısırık izini göremedim.

"Çok mu acıttım o yüzden mi kızdın bana?"

"Sana kızmadım. Sana kızabilir miyim hiç ben?" Beni kendine daha çok çekip ellerini tişörtümün eteklerine getirdiğinde çatık kaşlarımla onu izledim.

"Sinirlendin ama?"

"Sinirlenmedim bebeğim." Çeneme bir öpücük kondurdu. "Canım yandı evet ama" dedi kulağımın altına bir öpücük kondurarak. "Hoşuma gitti."

İnanmayan gözlerle ona baktığımda üzerimdeki tişörtü çıkardı bir çırpıda. "Çok nazlı oldun sen ne yapacağız biz seninle böyle?"

"Ha... Öyle mi uğraştırmayalım o zaman seni sıkıldıysan gidebilirsin." Bir kaç adım geri çekildiğimde göz devirerek yine belimden kendine doğru çekti. Gözleri tenimde gezinirken adem elması hareketlendi.

"Gitmiyorum. Hatta sende mi gitmesen. Boşver okulu falan" soğuk elleri sırtımda gezinirken gözlerini gözlerime çıkardı.

"Hı tabi canım. Çık git üzerimden" tamamen ondan kurtulup pantolonumu çıkardım ve bir kaç dakikadır akan sıcak suyun altına girdim. Jungkook bir kaç saniye beni izleyip derin bir nefes alıp verdikten sonra beni yalnız bıraktı.

***

Gözlerim bahçede jungkooku arıyordu. Hocayla yaşadığı sözlü atışma yüzünden dersten atılmıştı ve ders blok olduğu için tam tamına seksen dakikadır onu göremiyordum.

Bahçeye tamamen göz gezdirdikten sonra yangın çıkışına doğru ilerledim. Sigara içmek istediğinde genelde orada oluyordu.

Yangın çıkışına geldiğimde bankta oturan jungkooku buldum. Bir bacağını diğer bacağının üstüne atmış genişçe yayılmıştı olduğu yere. Bir eli bankın sırtına yaslıydı diğer elinle ise dudaklarındaki sigarayı tutuyordu. Bunda bir sorun yoktu. Kesinlikle yoktu.

Sorun olan tek şey karşısındaki sehoyundu

Gerçekten aptalın tekiydim. Hiçbir şeyi sorgulamadan onu kabullenecek kadar aptaldım hem de. Onda suç bulamıyordum çünkü suçlu olan bendim. Ona bu kadar kendimi teslim etmemeliydim, bu kadar güvenmemeliydim. Çünkü o bu yolun sonunda beni paramparça etmeden bırakmayacaktı.

Kalbim büyük bir acıyla kasılırken ellerim öfkeden titriyordu. Gözlerimin dolmaması için birkaç kez kırpıştırdım.

Belki abartıyor gibi gözükebilirdim ama hayır abartmıyordum. Çünkü ben hiç bir zaman jungkooku kendime ait hissedememiştim. O hiç bir zaman benim sınırlarım içerisinde değildi. Ben ne zaman arkamı dönsem onu bir başkasının avuçlarında buluyordum. İşte bu yüzden yanında birini gördüğümde onu kaybedeceğim diye ödüm kopuyordu.

Ama belki de zaten o hiç bir zaman bana ait olamamıştı.

Sehoyun gülerek banka oturduğunda kalbimdeki deprem şiddetlendi. Önce jungkookla yaşadığım o evin dört duvarı yıkıldı sonra çatısı. Kaçamadım o enkazın altında kaldım.

Kendimi sakinleştirmeye çalışarak derin bir nefes alıp verdim ama işe yaramıyordu. Adımlarımı onlara yönelttiğimde jungkook beni fark etti. Hızla oturduğu banktan kalkıp bana doğru yürümeye başladı.

"Taehyung"

Cevap vermedim yalnızca gülümsedim ona. Bu tepkimle kaşları çatıldı. Dilini dudaklarında gezdirip ısırdığında tedirgin olduğunu anladım. Çünkü her zaman bunu yapardı.

"Ben gidiyorum jungkook görüşürüz!" Jungkook arkasından el sallayan kıza bakmadan karşıma geçti.

"Taehyung" dedi kendini açıklamaya çalışarak. Ne açıklaması gerekiyordu ki? Neden bu kadar tedirgindi?

"Ne yapıyordunuz? Gerçekten çok aptalım" gülmeye çalışarak ondan bir adım geriye gittim. "Ben senin yanına gelebilmek için dakikaları sayarken sen-"

"Taehyung"

"Kes sesini." Dedim öfkeyle etrafta dolaştırdığım bakışlarımı ona çevirerek. "Sus artık jungkook. Tek bir söz bile söyleme bana. Çünkü içinden tek biri bile doğru değil!"

"Ben-" konuşamıyordum kelimlerim iç içe geçiyor ne diyeceğimi bilemiyordum. Nefes alışverişlerim git gide hızlanıyordu.

"Neden yapıyorsun ya bana bunu neden" sesimin tonunu ayarlayamıyordum. "Ben neden sana güvenemiyorum. Neden hep seni kaybetmekten korkuyorum"

"Taehyung beni bir dinler misin?"

"İstemiyorum. Dinlemek falan istemiyorum seni. Sen beni dinleyeceksin."

"Dinlerim güzelim sen bana anlatmak iste ben hep dinlerim seni" bana doğru bir adım attığında göğsünden ittirdim onu."

"Jungkook ben neden seni kaybetmek korkuyorum? Sen hiç böyle hissediyor musun?" Kafamı iki yana sallayarak baktım ona. "Hayır, çünkü ben her zaman beni bıraktığın yerde bekledim seni. Tek başıma" diye bağırdım gözlerimden yaşlar akıyordu ama engelleyemiyordum.

"Söz vermiştin bana. Bir daha onu yanında görmeyeceğime söz vermiştin"

Her şey çok fazla gelmişti kaldıramıyordum. Belki de bu zamana kadar ki birikmişler ve içimde kalan şeyler yüzündendi bu kadar büyük bir tepki vermem. Ya da abartıyordum hiçbir fikrim yoktu artık.

"Güzelim sakinleşir misin?"

Omuzlarım düşerken yorgunca baktım ona "jungkook seni her bıraktığımda neden onun yanında buluyorum?"

"İzin ver anlatayım"

Pes edermiş gibi omuz silktiğimde temkinli bir şekilde bana yaklaşıp yanaklarımı kavradı.

"Taehyung, benim güzelim" dedi yanağımdaki yaşları silerek. "Benim birtanem, benim canım sevgilim. Ben senden gitmem. Ben senden nasıl gidebilirim taehyung. Sen beni hiç görmüyor musun?"

Göğsündeki bakışlarımı gözlerine çıkardım. "Ne zaman fark edeceksin bu yolda beraber olduğumuzu, ne zaman fark edeceksin bu yangında beraber yanıp kül olduğumuzu?"

Baş parmakları ile yanaklarımı okşarken gözlerim usulca kapandı. Derin bir nefes alıp verdiğini işittim. "Benim için bir tek sen varsın taehyung. Kalbime öyle bir doldun ki senden başkasına yer yok. Bana bile. Ben bile sığamıyorum. Bir tek sen. Anlıyor musun?"

"Bana güvenmemeni anlıyorum bunu kazanmak için elimden ne geliyorda yapmaya çalışıyorum taehyung inan. Seni kaybetmekten deli gibi korkuyorum" dedi alnını alnıma yaslayarak. "Seni hakkettiğin gibi sevemeyeceğim diye ödüm kopuyor. Ben sana aşığım taehyung. Böyle yapma. Aşkımdan şüphe etme nolur"

"Jungkook" dedim burnumu çekerek. "Ne yapıyordun onunla"

"Hiçbir şey." Dediğinde geriye doğru çekildim. Ani hareketimle afallarken anında kollarını belime doladı. "Edebiyatçı proje eşi olarak seçmiş bizi. Onu söyledi."

"Sadece bu mu? O yüzden mi gülüyordu sana?"

Bakışlarını benden kaçırarak "önemsiz" diye mırıldandı.

"Söyle" dedim kollarına tutunup yüzlerimizi uzaklaştırarak

"Önemsiz bir şeydi taehyung"

"Söyle dedim jungkook" inatla gözlerine baktığımda keyifsiz bir şekilde araladı dudaklarını.

"Her anlamda uyumlu bir eş olabileceğimizi söyledi"

"Öyle mi? Dedim sinirle gülerek. "Sen ne dedin?

"Zaten her anlamda uyumlu bir eşim olduğunu söyledim" ne duymayı bekliyordum bilmiyorum fakat bunu beklemediğim kesindi. Birkaç saniye gözlerine bakakaldıktan sonra burnumu çekerek gözlerimi kaçırdım.

Jungkook burnumu sıkarak yanaklarımı kavradı. "Ağlamandan nefret ediyorum" dedi kurumuş yaşların izini silerek.

"Ağlatma o zaman"

Derince bir iç çekerek kafamı göğsüne çekti. "Taehyung bana güvenmesen bile aşkıma güven olur mu?"

"Olur" diye mırıldandım kafamı sallayarak. Sonra aniden kafamı kaldırarak tehtidkar bir bakışla gözlerine baktım. "Eğer ki bir daha o kızı beş yüz metre dahi yakınında görürsem ikinizi de gebertirim jungkook."

Uysalca kafasını salladığında memnunca gülümsedim ama kısa sürmüştü. "O kızı şimdi de geberteceğim gerçeği o ayrı. Ha bir de o ödevi yapamayacağını söylememe gerek yok herhalde"

"Çıkardın yine pençelerini"

"Sus da seni parçalamayım istersen"

"Yok" dedi yine belimden tutup kendine çekerek. "En çok beni parçala. Hatta " kulağıma doğru yaklaştı. "Bir tek beni " oraya bir öpücük kondurduğunda sinirle ittirdim onu. Hâlâ sinirim geçmemişti.

Bizde böyleydik işte bir kıvılcımla ortalığı anında aleve veriyor sonrasında o yangından yine beraber çıkıyorduk.















En az benim kadar kafayı yemiş bir çift

Continue Reading

You'll Also Like

256K 6.1K 4
Derin Gökser, 17 yaşında babasının işleri nedeniyle doğup büyüdüğü ilçeden, evinden ve okulundan ayrılmak zorunda kalır. Duygusal sancıların içinde...
1.2M 124K 32
[omegaverse] Sokakta gördüğü sarhoş Alfa'yı evine alan Jeongguk, onun kim olduğundan habersizdi |SemeTae| Alfa Taehyung Omega Jeongguk ~texting + te...
168K 12.3K 33
Jungkook: Karşılığında ne istersen yaparım Lütfen o fotoğrafları önce bana at Bilinmeyen: Ne istersem mi?
yirmi By ilayda

Short Story

680K 51.1K 67
hazar biraz duyarsız, biraz da sinir bozucu birisi boyxboy ve texting