Hani şu saçma dediğimiz hint dizlerinde gereksiz yere uzun bakışmalar olur ya şuan aynısı yaşıyorum resmen , Asel hanımın gösterdiği kağıtla okadar çok bakıştım ki gören açıklamaya zorlandığımı değil de kağıda aşık olduğumu zannedecek .
- Adelcim açıklama yapacak mısın yoksa kolum kağıdı tutmaktan felç mi geçirsin ?
- Eee b-ben özür dilerim efendim tabiki açıklama yapacağım
- Evet seni dinliyorum
- Bu kağıt kardeşimden bana kalan hatıra, ölümünden sonra uğur getirsin diye yanımda taşıyorum dalgınlığıma gelmiş düşürmüşüm. Farketmedim bile
- Kardeşinden hatıra kalan bir canavar çizimi mi , kardeşin 5 yaşında değil 19 yaşında öldü diye biliyorum ama . Kaldı ki çok profesyonel çizilmiş ve hatta sanki hayata geçirilicekmiş gibi çizimin anatomik yapısı ayrıştırılıp planlanmış.
- Kardeşim hakkında ki benzetmelerinizin münasebetsizliği hakkında umarım sizinde bir açıklamanız vardır.
- Adel , oyun oynamıyoruz değil mi yaptığın açıklamanın saçmalığını bir kenara bıraktım bu seni 2. Uyarışım oldu . Beni hayal kırıklığına uğratmayacağını söylemiştin. Görüyorum ki sözünün eri biri değilsin.
- Kardeşim resim yeteneği üstün olan birisi ve dediğim gibi bu resmi de can çizdi. Genelde manzara resmi çizen birinin bu resmi çizmesini tuhaf bulduğum için belki sebebini anlarım diye üzerinde çalışma yaptım hepsi bu .
- Seni işe almamızın sebebi acına yenik düşmemen senin dilinde ruhsuz olmandı değil mi ?
İşine odaklan adel rica ediyorum . Acını anlamam mümkün değil biliyorum ama şunu aklına sok lütfen sen acı çekiyorsun diye dünya durup sana yer vermeyecek .
- Anlıyorum efendim , alabilir miyim ?
- Maalesef Adelcim iş performansını düşüren şeyleri senden uzaklaştırmak benim görevim, çıkabilirsin.
Ayağa kalkıp sinirden titreyen elimle kapıyı açıp odadan çıktım. Bu kadın benimle kafayı bozmuştu. Amacımı anladı mı acaba
Her ne olursa olsun vazgeçmeyeceğim. Elimden bir kağıdı alarak beni durduramaz odamda ki duvarların boydan boya bu planla kaplı olduğunu bilmediği için beni durduğunu sanıyor. En azından böyle sanması işime gelir .
Çevremdekiler acımdan delirdiğimi düşünüyor. Aslında içimde ki şey acıdan çok intikam ateşi.
Aşağı inip mesainin bitmesini bekledim . Sayın müdürümün de dediği gibi kendimi işime vermeye çalıştım . Bu hafta bizden istenen asitik bombanın taslağını heyete vermemiz gerekiyordu . Çoğu planlama bitmişti zaten . Yapacak pek bir şeyim kalmadığı için 3. Katta bulunan kütüphaneye gittim .
İçeri girdiğimde bir masada mahurla tanımadığım bir kadının konuştuklarını gördüm. Kızıl saçlı kadın ellerini saçına götürüp oynamaya başlamıştı. Liseli ergen gibi . Ahmak .
Neyse banane diyip boş bir masaya geçtim. Tesadüf işte onlara yakın olan masaya oturmuşum. Tesadüf.
Burası kütüphaneden çok ansiklopedilerle dolu bir çalışma odasıydı.
Yüksek ve büyük Kahverengi ahşap dolapların verdiği otantik havayı siyah pofuduk sandalyeleri olan çalışma masaları bozuyordu .
İnsanların dikkatini dağıtmamak adına sessiz konuştukları için ne konuştuklarını nekadar yakınlarında otursamda duyamıyordum. Kızıl saçlı kız en son kalkıp gittiğinde mahur bana doğru geliyordu .
Ondan tarafa bakmamaya çalıştım .
- Kulak misafiri olan insanları görmüştüm elbette ama sen bayağı davetsiz misafir gibisin . Bence birdahakine bukadar belli etme .
Diyip sessizce güldü. Gülünce yanağında ki gamzeleri ortaya çıkıyordu.
- Pardon ?
- Çok belli ediyorsun diyorum resmen kulağın vücudundan ayrılıp masaya geldi.
- Sen çok komiksin ya eminim daha yeni ki kadını da şakalarınla kaçırmışsındır . Dayanamadı sana yazık.
Dedim lafin üzerine kahkaha atmamak için kendi zor tuttu .
Sırf boynundaki kolyeyi alıp o gizli bölmeyi açmak için mahura yakınlaşmak istedim ama iş çığırından çıkıyor intikam ateşi için yanan kalbimi mahur söndürüyordu. Benim için doğru insandı ama ben yanlış kişiydim artık.
Gözlerine baktıkça ihanet ediyormuş hissine kapılıyordum bu bana sadece acı veriyor.
O gizli bölmeyi boşvermeliyim belkide yada bu gece son kez şansımı deneyip tamamen ondan uzaklaşmalıyım . Ruhu ölü biriyle ne yaşayabilir ki zaten ?
- Neye daldın yine ?
- Hiç , bu akşam işin yoksa bana gelsene kahve içeriz
Bir yanim amacım için kabul etmesini isterken diğer yanım bu görüşme son olacağı için kabul etmesini istemiyordu.
- Biran bunu hiç teklif etmeyeceksin sandım . Tabiki gelirim . Dedi
Yüzünde görülmeye değer bir gülüşü vardı. Hani sorunlarınızla boğuşup hiçbir şeyin yolunda gitmeyeceğini düşünürsünüz ya sonra tam her şey bitti derken bir mucize olurda tüm sorunları size unutturur . İşte aynı o gülümseme o rahatlama vardı yüzünde.
- Tamam ozaman anlaştık akşama görüşürüz, adresi sana mesaj atarım.
- Tamam , görüşürüz.
Dedi ve masadan kalkıp gitti . Düşüncelerimle boğuşmaktan yorulmuştum artık.
Telefonu elime alıp kardeşimin ölümüne sebep olan gerizekalı kızı arattım . Okulda oldukça popüler biriydi o olaydan sonra popülerliğin yanına bir de mağdurluk eklenmişti.
" Bugün kendimi mutlu hissediyorum " Diye paylaşım yapmış birde . Son mutlu oluşlarını yasıyor haberi yok . İnsanlık yok oluşunda ilk hedefim o küçük şeytan olacak .
Benim meleğimi elimden alıp birde benden şikayetçi olma cürretinin bedelini ağır ödeyecek. Benden ruhumu alıp hemde nasıl kurban rolünde olabilir ?
Hiç mi düşünmedi birinin mezarını kazıyorsa yanına da kendi mezarını kazması gerektiğini ?
Eczaneden aldığım uyku haplarını alıp eve geçtim.
Üstüme mavi bluz altına da kot giydim .
2 fincan çıkarıp salona geçtim ve mahuru beklemeye başladım .
Elimi uzun kıvırcık siyah saçlarıma daldırıp kafamı ovmaya başladım. Yine ağrımaya başlamıştı .
20 dk sonunda nihayet zil çaldı. Kapıyı açtım;
- Hoşgeldin mahur , biran adresi bulamadın sandım.
Gülümseyerek içeri girdi . Altına siyah pantolon üstüne beyaz tişört ve siyah ceket giymişti. Parfümle banyo yapmayı da ihmal etmemiş anlaşılan.
- Hoşbuldum , bukadar heyecanla beklediğini bilseydim daha geç gelirdim aslında
- Daha erken değil miydi o
- Yok sana özel değiştirdim lafı daha geç gelirdim . Dedi ve sırıtmaya devam etti.
Ne ara duvarımı aşmasına izin verdim ne ara bukadar samimi olduk bilmiyorum ama bu bağı özleyeceğim kesin . Son kez böyle samimi oluşumuz canımı yakıyor.
- Hadi içeri gel bende kahveleri getireyim. Dedim ve elimle salondaki koltuğu işaret ettim .
- Tamam getir bakalım, bekliyorum.
Dedi ve içeri geçip koltuğa oturdu. Mahur meraklı gözlerle evi süzerken bende mutfağa geçip kahveleri hazırladım. Ona vereceğim kahveyi karıştırmamak için sol tarafıma koydum cebimden eczaneden aldığım hapı ezip süt tozuyla karıştırıp kahveye koydum.
Korku ve gerginliğin verdiği titremeyle beyaz çiçekli tepsiyi alıp kapısız mutfağımdan çıktım. Salon ile mutfak arasında amerikan tipi olduğu için mesafe çok yoktu . Salona girdiğimde mahurda karşı koridordan salona doğru geliyordu.
- Hayırdır sen nerden böyle evi mi geziyorsun benden habersiz . Dedim şakayla karışık ciddiyetle
- Yo hayır dışarıdan geldim haliyle elimi yıkamak istedim banyoya girmiştim. Bu sorun mu senin için kızdın mı ?
- Hayir neden kızayım , gel hadi soğutmayalım kahveleri .
Evet kızdım tabiki umarım odama girmemiştir .
Off ellerim titriyor. Vazgeçmek istiyorum. Hem amacıma ulaşıp hemde onunla nasıl bir hayat sürebilirim ki
Kimse yanımda yokken sadece o vardı. Bir tek o gördü benim kalbimi
Şimdi ise ona ihanet ediyorum. Mahur ... Bu yolda ödediğim en büyük bedelimsin .
- Eee anlat bakalım nasıl gidiyor
Lafını bitirirken koltuğa yerleşti. Elini koltuğun üstüne koyup başına dayadı.
- Muhabbet açma özelliğini puanlamak isterdim ama kalbin kırılır neyse
Madem klasik gidiyoruz peki
Immm iyi gidiyor aynı senin nasıl gidiyor
- Ben pek iyi gittiğini düşünmüyorum. Asel hanim odasına çağırıp haşlamış diye duydum .
- Resmi kurum muyuz yoksa dedikodu merkezi mi lafın yayılma hızına hayranım gerçekten
- Danışmada ki gözdenin ağzına laf vermen yeter laf ışık hızından daha hızlı yayılır emin ol .
Dedi gülerek
Beyaz büyük fincanımı elime aldım ve tekrar koltuğa yerleşmek istediğimde üzerime döktüm. Okadar sıcaktı ki elimde tutamamıştım
- Off çok sıcak, yandım ya kahretsin
- Tamam tamam sakin ol . Dedi eline ahşap masanın üzerinde duran peçeten alıp kahveyi silmeye çalıştı. Ardından hızla ayağa kalkıp Mutfağa gitti merakla ne yaptığını anlamaya çalışıyordum . Mutfaktan elinde buz ile geri döndü ve bacağımın üzerine koydu . Benden daha fazla telaşlı gözüküyordu .
- Git üzerine bol bir şey giy . Yanık olan kısma kıyafet değmesin
- Tamam tamam geliyorum hemen
Dedim ayağa kalkıp odama doğru gittiğimde gülmemek gülmemek içim kendimi zor tuttum anne gibi tepki vermişti resmen deli .
Dolabı açıp kısa bir etek buldum , ıslanmış pantolonu çıkarıp bulduğum siyah kısa bol eteği giyip salona geçtim.
Geldiğim de mahur kara kara düşünüyordu.
- Geldim
- İyi misin
- iyim merak etme acısı geçti birazdaha fazla sıcakmış.
- Yanık kremi var mı sürelim
- Gerek yok ya bosver sürerim sonra
- Adel inat etme de getir hadi iz kalır bak sonra
- Ay tamam anne getiriyorum . Dedim alaycı tavırla bu söylediğime oda gülmüştü.
Çekmeceden Yanık merhemini çıkarıp geri döndüm. Koltuğa otururken elimde ki kremi kapıverdi .
- Napıyorsun
- Yardım ediyorum ve rica ederim
- Off tamam yavaş sür ama
Merhemin kapağını açıp eline nohut tanesi kadar aldı ve diz kapağımın yukarı kısmına yavaşça sürmeye başladı
- Ah
Merhemi sürünce yanmaya başlamıştı acıdan refleks olarak bacağıma krem süren elini tuttum .
Sürmeyi bıraktı. Kafasını kaldırıp gözlerimin içine baktı. Kara delik gibi demiştim dimi ben, az bile demişim .
Sanki zaman durmuş gibiydi her şey durmuş da sadece kalplerimiz atıyor gibiydi . Yakın mesafese olduğu için kalp atışını hissedebiliyordum .
Nefesi yüzüme çarptığında derin nefes alıp nefesini içime hapsettim .
- Gözlerin, kalbimin attığı her noktada varlar
Sanki gölgem değil arkamdan onlar geliyorlar
Bırak sevgili buluşsun gözlerimiz
Sonrasında buluşur belki;
Ellerimiz, saçlarımız, dudaklarımız, tenlerimiz.
Bu mısrayı söylerken eli saçıma ardından dudaklarıma gitti ve devam etti .
Gözlerinin kahverengisinden,
Dudaklarının pembesine kadar ezberimdesin.
Ben şairim sen şiirsin
Kelimelerin kifayetsiz kaldığı aşkımın,
En güzel meyvesi senin gözlerin.
Şiiri bitmesiyle gözümden yaş süzüldü yanağıma doğru. Ellerini dudaklarımdan çekip gözyaşıma götürdü sildi diğer akan gözyaşımı ise yaklaşıp minik bir buse kondurdu . Artik nefesimiz bütünleşmişti. Bu anın bozulmasından korktuğum için gözlerimi açmak istemiyordum .
Ellerimi siyah saçlarına götürdüm okadar yumuşaktı ki ve o kokusu bir insan ancak bukadar güzel kokabilirdi . Kokusunu içime çekmek istediğimde mahurda bana yaklaştı ve dudağımdan öptü sadece nefesimiz değil bedenlerimiz de birdi artık.
Elini belime getirdi aşağı yukarı okşamaya başladı . Ben üstünde ki ceketi çıkarırken o da daha sert okşama başladı . Öpüşmemiz artık okadar da masum değildi. Kalbimi yumuşatan bu yakınlaşma şimdi içimi yakıyordu. Tek hissettiğim arzuydu. Onu arzuluyordum. Elini bacaklarımın arasına götürdünde vücudum titredi . İçimde ona karşı sıcak bir şey akıyordu.
Sıcacık nefesi tenime değdikçe irademi kaybediyordum. Kendimi onun yumuşak sıcacık vücuduna teslim ettim .
Ellerimi sırtına götürdüm
Okadar pürüzsüzdü ki daha çok dokunmak daha çok okşamak istiyordum . Dokundukça sakinleşirim sandım ama bu beni daha da delirtiyordu. Nefes alış verişi hızlandı, bakışları koyulaştı yine kara delik gibi beni içine çekiyordu. Ve ben o karanlığa sorgusuz sualsiz girmiştim . Hemde kendi isteğimle. Bu adam bana ne yaptı böyle ?
Ellerimden tutup beni banyoya götürdü.
- Gel bakalım yanığına soğuk su iyi gelir
Dedi ve göz kırptı. Gülmemek elde değildi .
Üstünü tamamen çıkardı ve yanıma gelip . Kafasını boynuma gömdü ve kokumu içine çekti. Sanki uzun süredir nefessiz kalmış da simdi nefes alabiliyormuş gibi .
Banyoda ki aynaya doğru yakınlaştık . Beni aynaya doğru döndürdü ve arkamdan sarıldı. Elleriyle ilk önce saçlarımı tutup çekti daha sonra boynuma indi ve okşamaya başladı .
Dudaklarını boynumda tüm ıslaklığıyla hissedebiliyordum .
Boynumu öperken elleri göğüslerime gitti ve okşayarak sıkmaya başladı.
Hem heyecan hem şehvetten kalbim duracak gibiydi .
Ben yapamıcam galiba özür dilerim dedim .
Yüzümü kendi tarafına çevirdi ve sarıldı. Kulağıma oldukça sessiz biçimde yapabilirsin diye fısıldadı. Bacaklarımın arası zonkluyordu .
Suyun altına girerken bedenlerimizin hasretine son verdik ...
Normalde ilişkiye girme konusunda nazlanmam felan gerekiyor galiba ama mahura karşı iradem yoktu . Bu adam beni delirtiyordu
Alarmın çalmasıyla yatağımdan kalktım ve hazırlanmaya başladım.
Açık mavi ipek kazak altına da beyaz kumaş pantolon giydim . Saçlarımı topuz yaptım ve çantamı alıp çıktım .
Dün gece ki şeyden sonra telefonu çaldı annesi rahatsızlandığı için gitmek zorunda kaldı ve tabiki ilaçlı kahveyi de içemedi . İyi ki...
Aradan 3 hafta geçmişti o muazzam ilişki ilk olmuştu ama son olmamıştı.
3 hafta boyunca her gün sohbetler ediyor her gecemiz birbirinden şehvetli ve atesli geciyordu , dışarıya çıkıyor sanki hiçbir sorun yokmuş gibi egleniyorduk . Hayatımın en güzel 3 haftasıydı .
Ama her güzel şeyin bir sonu oluyordu .
İş için hazırlanıp geç kalmamak için aceleyle arabama bindim . Ve iş yerine doğru yola koyuldum .
Telefonuma gelen mesajla arabayı kenara çektim. Asel hanımdandı
- Laboratuvara geçmeden önce odama gel
- Tamam Asel hanım geliyorum .
Diye yazdım. Artık gözdeyi göndermek yerine mesajla çağırma yöntemine geçmişti. İlerleyen dönemlerde telgraf felan çekecek heralde . Yine ne oldu acaba.
İçime yine bir sıkıntı geldi . Kafamı geri doğru atıp ofladım ama tabiki rahatlatmadı . Arabayı çalıştırıp iş yerine geçtim.
Meraklı ve tedirgin adımlarla asel hanımın odasına çıktım.
- Gel
- Günaydın Asel hanım benim çağırmışsınız .
- Cehennem mi Cennet mi
- Anlamadım ?
- Hangisine gitmek istersin adel seç
- Tabiki Cennet , kim yanmak ister ki
- Sen istersin adel
- Ben gerçekten anlamıyorum nedemek istediğinizi
- Sana defalarca şans verdim ama sen umursamadin bile , burda yeni bir hayatın olabilirdi yeni bir başlangıç yapabilirdin ama sen kendi cehennem döngüne hapsettin. Senden bu kağıdı aldım ve emin ol yerimde başkası olsaydı bunu gördüğünde mesleğini kötüye kullanmaktan dolayı işine son verirdi ama ben sana şans verdim .
Ve şimdi duyuyorum ki bunu takıntı haline getirmiş yapmak istediğin bu projeyi odanın her yerine yerleştirmişsin en ince ayrıntısına kadar plan yapmışsın. Ne için adel amacın ne ?
Kızgınlık, üzüntü, korku bütün duyguları bir arada yaşıyordum şuan. Yüzüm kızarmaya ellerim titremeye başlamıştı.
- Bunu size kim söyledi Asel hanım
- Ben söyledim .
Ses arkamdan geliyordu . Kim olduğunu görmek için arkamı döndüm.
Emin olun o an kör olmak istedim. Hiç var olmamayı istedim ve hayatım herhangi bir döneminde bunu hiç bukadar istememiştim.
Üzüntülü ve marur şekilde ben söyledim diyen adama 3 hafta boyunca her gece bedenimi, kalbimi teslim ettiğim adamdı. Mahur...
Beni ispiyonlamıs ve belli ki ben mutfaktayken odama girmişti.
Bir insan bir insanı aşkla tutkuyla bukadar inandırıcı öpebilir miydi ?
- Tamam mahur sen çıkabilirsin
Dedi asel hanım, odadan çıkarken son kez gözlerime bakıp dudak hareketleriyle " özür dilerim " dedi .
Asıl ben özür dilerim sana inandığım ve bukadar aptal olduğum için.
Odadan çıktığında Asel hanımla başbaşa kalmıştık.
Nasıl çıkıcam bu işin içinden ? Off Bir mucize olsun lütfen