AYZA NİL (Gerçek Aile)

By Balleydii

7K 493 637

Bir kız vardı. Bütün acılara göğüs germişti. Yıllarca bir baba hasreti ile büyümüştü. Sevmişti, çok sevmişti... More

Karaktercikler
1.Bölüm:Sevgilim
3.Bölüm:I-ılgaz
4.Bölüm:Abi O Çok Acı Çekmiş
5.Bölüm:Felç mi?
6.Bölüm:İlk Karşılaşma
7.Bölüm: Arzu'nun Kızı
8.Bölüm: Yaşamak İstiyorum
9.Bölüm: Umut
10.Bölüm: Yıkılan Duvarlar
11.Bölüm: Ayhan'ın Kızı
12.Bölüm:Silah Sesi
13.Bölüm: Cimri
14.Bölüm: Kahvaltı

2.Bölüm:Yolculuk

626 46 35
By Balleydii

Selam her gün yeni bölüm atmaya çalışacağım ama sadece tatil diye böyle.

İyi okumalar

Hatırltma

    O da ağlamaya başlamıştı "Yapma Ayza'm lütfen bunu bana yapma" sahiplik eki getirmesiyle bir tokat daha attım "Ben artık senin Ayza'n değilim Ilgaz"

Hıçkırarak ağlamaya başlarken konuştu "A-ayza b-babanın adı adı Ayhan S-soyu Ayhan Soylu. Kocaelinde yaşıyor. A-annen ssen daha daha yeni doğduğunda seni de de allmı-ş ka-çmış" Hıçkırıkları arasında konuşmaya çalışıyordu.

A sırada güneşli havayı bulutlar sardı ve bende hıçkırarak ağlamaya başladım "M-mahvettin her şeyi. Neden bize bunu yaptın ki Ilgaz"

Ilgaz yalvarırcasına konuştu "Lütfen Ayza bari sana son kez sarılayım nolursun" tepki vermeden ağlamaya devam edince bana yaklaştı ve bir meleğe sarılır gibi kibarca kollarını bana doladı.

O gün iki genç saatlerce yağmurda sarılarak ağladılar.

Ağlayarak ayrıldık, yere çöküp bağırarak bitirdik...

---------------------------------------

    Korkak adımlarla eve girdim. Hava kararmıştı ve ben eve yeni dönüyordum. Bunun cezasının bana çok kötü patlıyacağını biliyordum. Ilgaz'la ne kadar öyle kaldık bilmiyordum. Ama bundan sonra her şeyin değişeceğini biliyordum.

    Babamı bulacaktım. Babam... Abim varmış belki kardeşim de vardır. Kocalende olduklarını ve soy isimlerinin Soylu olduğunu biliyordum. Ayza Nil Soylu çok yakışmıştı be.

    Arzu'nun onu artık annem olarak görmüyordum, sinirli sesi kulaklarımı doldurdu "Sen neredesin Ayza!?" kararlıydım. Bugün bana vurmayacaktı. Karşı çıkacaktım.

    Arzu karşıma dikildi "Sana sordum Ayza! Hem okuldan kaçmak ne demek!?" nasırlı elini bana vurmak için kaldırmıştı ki elini tuttum ve büktüm. Tiz bir çığlık atarak elini elimden kurtarırken sırıttım "Aa annecim unuttun mu beni sen yetiştirdin. Ben izin vermesem bana dokunabileceğini mi sanıyorsun sen?  Ben eski Ayza değilim. Ben o savunmasız küçük kız değilim Arzu Hanım!"

    Arzu'nun cevap vermesini beklemeden hızlı adımlarla odama çıktım. O cadı kadıya çok bile dayanmıştım. Sırf annem diye bana istediğini yaptırmak benim aptallığımdı.

    Sinirle elimi açıp kapatırken odamda dolapların arkasında gizli yerime girdim. Yani pek büyük bir yer değildi ama özel eşyalarım sığabiliyordu. Laptopuma sırıtarak baktım ve onu oradan kurtarır kurtarmaz yatağa çıktım.

    Google'ı açtım ve 'Soylu ailesi' yazdım. Görsellere girdiğimde karşıma Soylu Holing, Soylu Özel Koleji, Soylu Özel Hastanesi gibi bir sürü bina çıktı. Şaşırmamıştım Arzu'nun fakir biriyle evleneceğine inanmamıştım zaten.

    Biraz daha araştırdıktan sonra elinde sigara tutan bir adam gördüm. Adam çok yakışıklıydı yalnız. Fotoğrafın altında ki yazıyı görünce göz yaşlarımı tutamadım. 'Ayhan SOYLU Soylu Holdingin kurucusu' yazıyordu. 

    "Baba..." babam. Benim babamdı bu adam. Benim babam ölmemişti. Yaşıyordu. Benim yaralarımı saracak bir babam vardı benim. Beni sevecek bir baba. Sınav notum 100 olmayınca beni dövmeyecek 'bir dahakine düzeltirsin kızım' diyecek bir baba.

    Şirketlerinin adresini bir kağıda not aldım ve laptobu aldığım yere koydum. Yatağa ilerledim ve cenin pozisyonunu aldım. Beni sevecek bir ailem olacaktı. Hayallerime bile giremeyecek kadar güzel olan bu olay gerçek olmuştu.

    Ben sevilecektim. Yalan olmuyacaklardı bana olan sevgileri. Gerçekten sevilecektim ben. Hıçkırıklarımı tutmadım ve babamı düşünerek uyuya kaldım.

    Gözlerimi açtım. Çok düşünmüştüm. Bugün kaçacaktım. Hızla ayağa kalktım ve okul çantamı boşalttım. Orada giyebilecek 3-4 kıyafet, laptop, kimliğim, otobüs kartım, su ve biraz atıştırmalık attım çantama ve iki test kitabı ve kalemlik daha koyduktan sonra çantam hazır olmuş oldu.

    Halıyı kaldırdım ve ucu hafif açık olan parkeyi elimle söktüm. Burada paralarım vardı. Hızla saymaya başladım. "... 9500, 9700, 9800, 10000" 10 bin liram vardı ve bu para bana fazlasıyla yeterdi. Bazı öğrencilere tenefüslerde özel ders vererek kazanmıştım bu parayı.

    Paraların altında olan kilitli kutuyu çıkardım. İçinde bir oyuncak tavşan, bir çizgi dizi cd si ve içinde yıllarca baba dediğim adamın da olmak üzere bir sürü fotoğrafım vardı. 

    Kutuyu da çantamın en güvenli köşesine koyduktan sonra içime normal kıyafetler giyip üzerine okulun formasını geçirdim. Hızlı adımlarla aşağı inerken telefonumdan saatim beş buçuk olduğunu gördüm.

    Mutfağa girdim ve iki tane bıçak aldım. Birini belimdeki kemere diğerini de botumun içine sıkıştırdım. Arzu Hanım kaçtığımı öğrenirse peşime adam takardı ama adamların amacının beni sağ sağlim eve döndürmek olduğundan pek emin değildim.

    Mutfaktan çıktığımda Arzu'yu gördüm "Hayırdır Ayza sen pek mutfağa girmezdin?" elimde ki çantayı salladım "Suluğumu doldurmuştum Arzu Hanım şimdi de çıkacaktım"

    Evden çıktım ve siyah arabaya bindim. İstanbul'a vardığımızda adamı bayıltıp kaçacaktım ve otobüsle Kocaeline gidecetim. Otobüs saat ikideydi bende o saate kadar market market dolaşacaktım yakalanmamak için.

    Kurduğum planı defalarca aklımda teyit ederken İstanbul'a gelmiştik. Şöföre döndüm "Abi beni şurda indirsen?" adam bana garip garip bakarken elimi para isteyen biri gibi açıp yatay bir şekilde şöförün boynuna vurdum. Şah damarının yakınına vurduğumdan bayılmıştı (biraz daha sert vurulursa bu haraketle adam öldürülebiliyor)

Yazar Notu: Haraketi size anlatmaya çalıştım da bana bu haraketi karate de siyah kuşak olunca hocam öğretmişti :)

    Araba zaten yavaş gittiğinden bir ağaca çarpıp durmuştuk. O sırada adamın elinin acil durum butonuna denk geldiğinin ve bastığını gördüm. Hadi ama hangi arabada acil durum butonu olurdu ki?

    Hızla arabadan indim ve koşmaya başladım. Saat 7 olmuştu ve daha sekiz saat vardı. Ben sekiz saat bu kadından saklanacaktım. Arabada cps vardı yani şuan arabadan olabildiğince uzaklaşmam gerekiyordu.

    Otobüs garına doğru koşarken Arzu'nun buraya kaç saatte gelebileceğini düşünüyordum. Bir buçuk saat yol desek yarım saatte bayılan adamla uğraşsa 6 saat kalıyor. 6 saatte bu kadın beni rahatlıkla bulurdu.

    Otobüs garına gitmekten vazgeçmiştim. Benim hemen bu şehirden hiç olmadı bu yakadan ayrılmam lazımdı. Hızla bir taksi durdurdum "Abi beni köprünün karşısına atabilir misin?"

    Adam bir şeyler dedi ve gaza basıp gitti. Koşarak gitmem imkansızdı bu yüzden illa bir taksi bulmam gerekiyordu. Keşke okulun orada kaçsaydım orası köprüye çok yakındı.

    Yarım saat boyunca koşmuştum ve sonunda bir taksi görmüştüm. Bu taksiye binmem gerekiyordu. Taksi durunca hemen bindim "Abi benim acil karşıya gitmem  lazım beni yeni açılan köprüden geçiriver bi zahmet"

    Adam bana şokla bakarken konuşmaya devam ettim "500 lira veririm amca cidden çok ihtiyacım var" adam parayı duyunca araba haraket etmeye başladı.

    Bir buçuk saat daha geçmişti ve adam benim için hızlı gitmişti ve varmıştık. İçim gide gide çantamda ki 500 lirayı bu adama verdim.

    Yolda araştırmıştım Marmaray diye bir şeye binince bizi Gebze'ye yani Kocaeline götürüyordu. Telefondan konuma bakacakken karşımda gördüğüm arabanın içindeki adamla gözlerim sonuna kadar açıldı.

    Arzu Hanımın adamıydı bu adam. Hızla arkamı döndüm ve koşmaya başladım. Tabi ya telefonumda cps vardı ben bunu nasıl farkedemedim. Telefonun hattını çıkardım ve bir tane arabanın arkasına attım aynı zamanda da bir binaya girdim.

    Bir kıyafet mazasına girmiştim. Hemen kadın kabinlerinden birine girdim ve çantamda ki şeylerin içinde cps olup olmadığına baktım. Okul formam dışında hepsinde cps vardı kıyafetleri çöpe atmak için yanıma aldım ve dışarı  çıktım.

    Çöpün oraya gidiyordum ki bir tane adam koşar adım geldi ve elimde ki cüzdanımı aldığı gibi koşmaya başladı. O cüzdanın içinde 9 bin 200 lira vardı ve benim o paraya çok ihtiyacım vardı. 

    Adamın peşinden koşarken yerdeki taşı görmedim ve yüz üstü yere yapıştım. Kısık sesle inledim ve ayağa kalktım. Çok acımıştı canım. Kıyafetlerime baktım paramparça olmuştular.

    Elimde sadece 300 lira, kilitli kutum 2 tane test kitabım ve biraz suyu kalmıştı. Test kitaplarını ağırlık etmesin diye çantamdan çıkardım ve yere attım.

    Yürümeye başladım Marmaray'a beni almazlardı dilenci gibi duruyordum. Biraz daha yürüdükten sonra anayola gelmiştim. Otostop çekecektim başka şansım yoktu.

    Gelen bir arabayla elimi salladım durmadı. 2. 3. ve 4. arabada da durmamıştı. Issız bir yoldu ve 5 saat geçmişti. Saat 2 olmuştu ve hava çok sıcaktı. Sıcağa daha fazla dayanamadım ve sırtımda ki sargıların çıktığını bile bile sırt üstü attım kendimi. Sonrasını hatırlamıyorum.

Saat 8 Güneş Batmak Üzereyken

    Sırtımın ağrısıyla gözlerimi açtım ve çimenlerle karşılaştım. Hızla ayağa kalktım. Ben bayılmıştım. Telefonumu çıkardım ve saate baktım 8'di saat. Güneş birazdan batacaktı ve ben geceyi burada geçirirsem ya ölürdüm ya da Arzu buludu ve yine ölürdüm.

    Bir araba gördüm. Arabaya yine kibarca el sallıyacakken arkada başka bir araba daha gördüm. Arabanın plakası sabah ki ile aynıydı yani Arzu'nun adamıydı. Arkada iki araba daha görmemle hızla en öndeki arabanın önüne atladım.

    Bu adam durmazsa Arzu'nun adamları ben öldürürdü ki beni görmüş hızlarını artırmışlardı bile. Keskin bir fren sesi kulaklarımı doldurdu sonra ileri doğru düştüm. Araba çarpmıştı ama en azından durmuştu. Adam arabadan indi ve kolumdan tutup beni kaldırdı "Sen ne yapıyorsun delirdin mi kızım?"

    Benim yaşlarımda bir çocuktu. Kolumu tutan elinden kurtuldum ve hızla arabasına bindim (yolcu koltuğuna) o da sürücü koltuğuna bindi. Arkada ki arabanın silah çekmesiyle bağırdım "Gaza bas gerizekalı!" o da arkadaki arabayı görmüş olmalı ki hızla gaz bastı.

    Gerilim dolu bir kaç dakika sonra arabaları atlatmıştık. Çocuk bana döndü "Neden arabama bindin ve o adamlar kimdi?" derin bir nefes aldım ve konuştum "Şimdi şöyle ben kaçırılmıştım ve kurtuldum. Kocaeline gitmem lazım ama param yok. Otostop çekiyorum sabahtan beri bir Allah'ın kulu durmadı bende arkada adamları görünce panik yaptım özür dilerim ama beni Kocaeli'ne götürmen lazım" yani aslında yalan söylememiştim ama eksik söylemiştim.

    Adamın kaşları kalktı "Hey tamam sakin ol bende zaten Kocaeline gidiyorum seni oraya götürürüm. Benim adım Hakan seninki?" gülümsedim zor olmuştu ama başaracaktım "Adım, adım Ayza Hakan"

    Daha sonra hiç konuşmadık. Araba durmadı ilerledi. İki saat boyunca yolculuk devam etti ki araba durana kadar.

    Hakan arabadan inince bende indim. Hava çoktan kararmıştı. Saat 11'di. Hakan korkuyla bana baktı "Ayza senin sırtına ne oldu!?" ah ben sargılarımın açıldığını unutmuştum. Elimi önemli değil dercesine salladım "Araba çaptı ya ondandır ben iyiyim ama teşekkür ederim"

    Hakan'ın bir daha konuşmasına izin vermeden koşmaya başladım. On dakika falan koştuktan sonra küçük bir cafe gördüm  ve içeri girdim. Tonton bir teyze bana döndü "Birazdan kapatacağız"

    Gülümsedim "Teyze ben buraya  okumaya geldim evim yok yurdu da daha ayarlamadık. Burada kalabilir miyim?" Teyze bana kararsızca baktı sonra içeri girdi. Sanırım birine soruyordu. Sonra yaşlı  bir amcayla geri geldi yanıma. Amca bana döndü "Yardıma muhtaç birini sokağa atmak bize yaraşır mı kızım tabi ki kalabilirsin"

    Teşekkür ettim ve çantamda ki 300 liradan 200'ünü çıkardım ve amcaya uzattım "Lütfen kabul edin kendimi çok kötü hissederim yoksa" amca başta itiraaz etse de sonra aldı.

    Bir kaç saat sonra tamamen yalnız kalabilmiştim. Yarın Cumartesiydi ve tahminen Ayhan Bey evde olurdu. Ona baba demek istiyordum ama Arzu gibi çıkma ihtimalleri de vardı. Saat 3'e kadar boş boş oturdum sonra da gizlice kafeden çıktım ve sokaklarda gezmeye başladım.

    Yolda gördüğüm bir kaç kişiye 'Soylu Malikanesi nerede acaba?' diye sormuştum ama kimse cevap vermemişti. Bir kaç kişiye daha sorduktan ve cevap alamadıktan sonra iki tane polis geldi yanıma.

    Ben polislerin ne için geldikerini anlamaya çalışırken polislerden biri konuştu "Hanımefendi bizimle karakola gelmeniz lazım mahalledekiler şikayet etmiş sizi" Arzu Hanımın şikayet etmediğini anlayınca polislere zorluk çıkarmadan karakola girdim.

    Komiser beni yanına çağırmış yani onunla konuşacakmışım. Belki adresi öğrenebiliridim. Yavaş adımlarla odanın kapısına götürüldüm ve içeri sokuldum.

    Yirmili yaşlarda bir adam bana çatık kaşlarıyla bakıyordu o sırada yanımda ki polis konuştu "Mahalleli şikayet etmiş onları rahatsız etmiş komiserim" komiser beyin bir el hareketiyle iki poliste dışarı çıktı.

...

    Yusuf komisere olayları üstünkörü anlatmıştım. Annemin beni kaçırdığını ve benim de buraya babamı bulmaya geldiğimi şüphelenmesin veya eşelemesin diye uzun uzun anlatmıştım. Yusuf Komiserde beni anlayışla karşılamıştı.

    Ben tam kalkacakken aklıma gelen şeyle Yusuf Komisere döndüm "Komiserim Soylu Malikanesi nerede? Oraya gitmem lazım benim" Komiserin kaşları kalktı. Kağıda adresi yazarken konuştu "Abini tanıyorum ama bu konuşmalarımız aramızda kalacak korkma Ayza"

    "Teşekkür ederim Komiserim" dedim ve hızla karakoldan çıktım. Elimde ki kağıda baktım buraya çok yakındı.

    Koşmaya yakın adımlarla bir kaç dakika sonra evin önündeydim. Kapıdaki korumaların beni içeri almıyacağını bildiğimden uzun duvarlarla kaplı evin yan tarafına gittim ve duvarın hemen yanındaki ağacı görünce sırıttım ve ağaca yaklaştım.

    Sırtımı esnettım ve çantamı duvarın tepesine atıp ağaca tırmanmaya başladım. Ağaca çıktıktan sonra duvara atladım. Duvardan balkona atlanılabiliyordu ki bende atladım.

    Balkonun oradan bahçeye baktım internette görselinde ki adam ve arkasında 4 adam silahlarını çekmiş karşıda duran 6 adam da aynı şekilde silahlarını çekmişti. İki tarafta da sayamayacağım kadar koruma vardı.

    Ben biraz daha yakından görcem diye bolkunun dış demirlerine tutunmuştum ki ne oldu?

    Ayağımın kaymasıyla Ayhan Beyin arkasında duran ve içlerinden en kaslı olanın kucağına düştüm.

-----------------------------------

Nasıldı?

Görüşürüz

Continue Reading

You'll Also Like

949 71 7
-Kendi hayatlarını en iyi şekilde düzene sokmuş üçüz kardeşler 4 yıldır nefret ettikleri aileleri ile görüşmemektedir. Tam her şey harika derken bir...
161K 7.1K 59
ခွန်းသမိုးညို × သစ္စာမှိုင်းလွန် အရေးအသားမကောင်းခြင်း၊[+]အခန်းများမြောက်များစွာပါဝင်ပြီး ကိုယ့်အတွက်ဘာအကျိုးမှရမည်မဟုတ်တဲ့စာဖြစ်သည်နှင့်အညီ မကြိုက်လျ...
684K 2.6K 65
lesbian oneshots !! includes smut and fluff, chapters near the beginning are AWFUL. enjoy!
176K 8.4K 53
ငယ်ငယ်ကတည်းက ရင့်ကျက်ပြီး အတန်းခေါင်းဆောင်အမြဲလုပ်ရတဲ့ ကောင်လေး ကျော်နေမင်း ခြူခြာလွန်းလို့ ကျော်နေမင်းက ပိုးဟပ်ဖြူလို့ နာမည်ပေးခံရတဲ့ ကောင်မလေး နေခြ...