Anlaşılan
Hüseyin bey ve feride hanım,
Geçmişin sırlarının kapılarını dahi
aralamayıp, yaşayıp, görülmemiş
farzediyorlardı.
"Çoğu şeyleri "
Gömüyorlardı.
Gizemliliklerine
Halbuki
Birçok şeylerin anahtarları
onlarda gizliydi.
Meğer
Hasan' la konuşan zaman kazanıp
o siyah minibüsün
arkasından üç adamını
Ataş misali
Birbirlerine tutunurcasına..
Yakınlıklarıyla
Hastaneye sokmakmış.
Doktor hemşire hasta bakıcı kılığında
İşte
Sonunda iltifat
çanlarını çalarcasına
çekmişti elva'nın doktoru, olan
Süheyla'nın ilgisini
Beyaz önlüğünün altındaki
pantolonunun
kemerinin arasındaki silahıyla
Süheyla
Ajan hayırdır
Neler öğrenecektin
bunca geçen yıllardan sonra
çalıştığın istihbarata dediğinde
Erol
Hayırdır
Ne ajan
Ne istihbaratı dedi
Adam
Kemerinin arasındaki silahını çikarıp,
Doğrultarak
Nazır
Bakışlarını dikmişti
Erol süheyla ve elvan 'ın kızları olan
Ezgi ve elife
Ersinse
Rehavet içinde
esniyor
Tek bir adım
dahi atmakta zorlanıyorken ,
Sırdaşı bilip gördüğü
Erol'u
İlelebette olsa
aramakta kararlıydı
Sanırsın
Gıyab söküp almıştı...
Düşüncelerini
Atmıştı
Kör bir kuyunun karanlığına
Biçare'ydi görünümüyle
Telaffuz,
Dolamıştı
Feride hanım
Hastanenin ismini söylerken diline
Vecdin ihtiraslarına karşı koyamazcasına
Gerekirse
Erol'un uğruna
Helak olurcasına
Hunharca savaşırcasına
Koşmuştuki
Yakınlardaki bir taksi durağına
Soluk soluğa
Musibet
Habersizce biri tarafından dayamıştı!
Silahını sırtına
Ardından
Sus ve yürümeye devam et diyerek
Şu yol kenarında
bekleyen arabaya bineceğiz dediğinde
Ersin
Sen kimsin
Ben seni tanımıyorum
Neden binecekmişim diyerek ,
Direttiğinde
Adam
Cebindeki cep telefonunun kamerasını açıp gösterdiğinde
Ersin'in yüzünün rengi
matlaşarak
Erol süheyla
ve iki kız çocuklarına tutulan silahlı
bir adamı görerek
Bu iki kız çocukları
Bu adam
Sizler kimsiniz?
Kime çalışıyorsunuz?
Peki
Feride hanım
Hüseyin bey amca
Hasan nerede
Neler oluyor dedi.