barbekü sos (bxb)

By ktnosh

575K 45.9K 19.1K

kurye: lahmacuncudan sipariş veriyosun sayın amına koyduğum barbekü sos yok diye trendyol yemekten 1 puan ver... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
35
36
37
38
39
40
Final

34

9.2K 688 187
By ktnosh

"Biraz yavaş ol-"

"Olamam. Çok güzelsin." Gürbüz sıkı öpücüklerini bembeyaz boyunla durmaksızın buluştururken, Atilla bir eliyle zavallı çarşafı sıkıştırıyor, diğer eliyle de Gürbüz'ün siyah saçlarına hayatı pahasına tutunuyordu. İçi kayıp kayıp gidiyordu resmen ve üstündeki adamın onun bu zavallı haline hiç aldırış ettiği yoktu. Hatta öyleydi ki büyük ellerinden birini sarışın gencin ince beline yerleştirirken diğerini de çarşafın suyunu çıkarmak istermiş gibi sıkan ele atıp ellerini birleştirmişti. Atilla'nın beli içinde yankılanan tarif edilemez zevk dalgasından dolayı yukarı kıvrılırken Gürbüz belindeki eliyle onu yatağa bastırmış, öpücüklerini kulağına doğru yönlendirip "Şşş." diyerek çocuğu sakinleştirmeye çalışmıştı.

Tamam öpüşüyorlardı, hatta öpüşmeyi çok seviyorlardı. Diğer insanlar için muhtemelen çok yılışık bir çiftlerdi ama ilk defa bu kadar ileri gidiyorlardı. Yani Gürbüz'ün kasıkları Atilla'nın kasıklarının üstündeydi mesela, Gürbüz'ün suratında Atilla'nın nadiren gördüğü tahrik olmuş inanılmaz yakışıklı bir bakış peydahlanmıştı ve Atilla 20 yaşında tecrübesiz bir gençti.

Gürbüz öpücüklerini yeniden aşağı yönlendirirken dudaklarına çarpan beyaz tişörtle homurdandı ve hafifçe doğruldu. Önce kendi tişörtünü, ardından altındaki gencin tişörtünü üzerinden çıkarıp atmıştı. Klima 18 derecede çalışmasına rağmen ikisi de içlerinde yanan alev yüzünden kan ter içinde kalmışlardı ve muhtemelen Atilla birkaç saniye sonra Gürbüz diye titreyerek boşalacaktı. O kadar yakışıklıydı ki, terden parlayan esmer pürüzsüz teni, oldukça yapılı vücudu, altındaki siyah baksırı ve onun altındaki dolgun kalçaları, kendini oldukça belli eden kabarıklığı, Atilla'nın gerçekten delirmesine ramak kalmıştı. Üstündeki genç kollarını iki yana sabitletip oldukça yakışıklı ve acımasız bir surat ifadesiyle keskin bakışlı gözlerini kendisinin çıplak gövdesinde gezdirirken sarışın dayanamadan uzanıp esmerin çenesini ısırdı. Ellerini üstündeki çocuğun kalçalarına atıp azıcık mıncıkladıktan sonra yaramaz yaramaz uzun kirpiklernin arasından ona bakmıştı.

"Çok yakışıklısın orospu çocuğu."

"Sen keşke kendi güzelliğinin farkında olsan." Gürbüz ısrarla kıçını yoğuran çocuğu görmezden gelip dudaklarını şişmiş dudaklara bastırdı. Bir süre daha kendilerinden geçmiş bir halde öpüştükten sonra geri çekilen Atilla olmuştu. Gürbüz'ün dudakları tişört yüzünden önceden ulaşamadığı tenle buluşurken Atilla ellerini esmer gencin sıcacık ve pürüzsüz tenine kaydırıp avuç içleriyle yapılı sırtı sıvazlamıştı. Gürbüz'ün ıslak ve sıcak dudakları köprücük kemiklerinden her öpücükte göğüslerine daha da yaklaşıyordu ve bu istemsizce Atilla'nın bacaklarını kapamaya çalışmasına, böylece arasındaki Gürbüz'ün sıkışmasına sebep oluyordu. Gürbüz bir eliyle sarışının sütun gibi olan bacağını sıvazlayıp onu sakinleştirmeye çalışıyor, aynı zamanda dudaklarını gencin göğüs ucuna mühürlüyordu. Atilla ağızından çıkan haz dolu inleme yüzünden utanmaya fırsat bulamadan ellerini gencin zaten inanılmaz karışık olan saçlarına attı ve çaresizce çekiştirdi.

Gürbüz'ün çok hoşuna gidiyordu. Altında dünyalar güzeli bir çocuk vardı. Her dokunuşunda yaprak gibi titriyor ve vücudu zevkle kasılıyordu. Bunu ona yapanın kendisi olması da onun gururunu daha da okşuyordu.

Esmer dilini gül kurusu rengi göğüs ucunda gezdirince Atilla yaşlanmış gözlerini sıkıca yummuş, derin derin nefes almaya başlamıştı. Ağaçları, çiçekleri, dünyanın sonunu düşünmeye başladı. Zira birazdan utanç verici bir şekilde doğru düzgün bir temas olmadan sevdiği adamın kolları arasında boşalabilirdi. Kendisini bu duruma düşürmemek için elinden geleni yaptı.

Bu Gürbüz'ün işleri hızlandırmasına sebep olmadı tabii. İstediği gibi sarışının bedeninin keyfini çıkardı. Arada uzanıp sarışının dolgun dudaklarına dudaklarını bastırdı, güzel boynundan birkaç ısırık kaptı, unutulan göğüs ucuna diğerine verdiği gibi hak ettiği ilgiyi verdi. Elleriyle sarışının belini, baldırlarını güzelce sıvazladı ve biraz gevşemesini umdu ancak Atilla esmerin her hareketinde istemsizce daha da kasılıyordu.

Gürbüz'ün dudakları bu sefer yönünü daha da aşağılara çevirirken Atilla artık ne boğazındaki inlemelerin kaçmasını, ne de gözlerindeki yaşların akmasını engellemeye çalışıyordu. Göbeğine öpücük kondurmakla meşgul olan odama aşkla bakıp sevgiyle saçlarını okşadı. Karnının aşkla kasıldığını fark edebiliyor muydu Gürbüz? Ya da kalbinin delice gövdesinde sekişinin sesini duyabiliyor muydu? Esmer olan hayatına girdiğinden beri artık hayatı daha yaşamaya değer buluyordu. Tüm yalnızlığı, sevgisizliği bu güzel adamın hayatına girişiyle ortadan kaybolmuş gibiydi. Gürbüz onun ilacıydı. Ne ara olmayan arkadaş çevresi, hep hissetmek istediği kalp ağrısı, eksikliğini hissettiği ailesi, her şeyi olduğunu bilmiyordu. Olmuştu işte. İkisinin de hataları olmuştu, birbirlerini kırdıkları olmuştu ama aralarındaki güçlü sevgiden dolayı anında birbirlerini affedebilmişlerdi. Atilla'nın dudakları istemsizce kıvrılırken başını geriye doğru attı ve çok adını geçirmediği tanrısına bol şükranlarını sundu.

Osman olayı doğrusu onu çok korkutmuştu. Osman'la tanıştığından beri Osman'ın bakışlarından, Gürbüz'e olan dokunuşlarından, diğerlerinden daha farklı davranmasından olayı çakozlamıştı ancak laf söylemek ona tabii ki düşmezdi. Gürbüz için de Osman çok farklıydı ve ikisinin ilişkisine laf edebilecek haddi çok patavazsız birisi olda da hiçbir zaman kendinde bulmamıştı. Bu olaylar patlak verdiğinde Gürbüz'ün onu bırakıp Osman'ın peşinden koşacağını bile düşünüp kendisini inanılmaz kötü bir korku kuyusunun içine atmıştı ancak burdaydı ikisi de. Atilla Gürbüz'ün sevgisinden gerçekten gram şüphe duymuyordu artık.

Yine de gözleri kenara koyulmuş altın saate kaydı. Neredeyse yıkanırken bile bu saati çıkarmak istemeyen Gürbüz, Atilla'yla birlikte olacağı zaman sakince saati çıkarıp kenara bırakmıştı işte. Derin bir nefes aldı ve odağını yeniden onu öpücüklere ve ısırıklara boğan kırgın adama çevirdi. Neyse ki bunları düşünmek, doruğa ulaşmak üzere olan vücudunu birkaç adım geriye düşürmüştü.

Gürbüz sarışının ne düşündüğünden habersiz her zaman yapmak istediği şeyleri yapıyor olduğu için oldukça keyifliydi. Atilla'yı hafifçe yan çevirdi ve ince belini ısırdı. Ardından fotoğraflarda ve uzaktan gördüğü, her gece öpmenin hayalini kurduğu beni sıkıca öpmüştü.

"Ömrüm."

"Kıro musun sen Gürbüz?" Atilla gülüp kafasını kaldırıp dağılmış bir şekilde ona bakan Gürbüz'ün yanağını avuçladı. Ardından köpek sever gibi yüzünü avuçları içinde sıkıştırmış, saçlarını okşamış, ardından kara gözlerine derince bakıp aşkla gülümsemişti. Gürbüz yutkunup aynı şekilde ona karşılık verdi. Atilla keşke göğüsünde kopan fırtınadan haberdar olsaydı.

Bu bakışmaları çok sürmedi tabii. Gürbüz sarışının bacaklarının arasında biraz daha kaydı ve üst gövdesini iyice bacaklarının arasına sabitledi. Atilla'nın yüzü kıpkırmızı olurken Gürbüz çocuğun bacaklarını elleriyle aralamış, dudaklarını baksırının çizgisine bastırmıştı. Bakışlarını yine gözleri yaşlanan ve kıpkırmızı suratla onu izleyen bebeğine çevirdi ve sırıtarak çenesini altındaki çaresiz erkekliğe sürttü. Atilla'nın derin ve erkeksi sesinden acı bir inleme dökülünce Gürbüz de sertçe yutkundu ve kendini tutmaya çalıştı. Ne kadar çaktırmasa da kendisi de oldukça zor durumdaydı.

Gencin beyaz bacaklarını omuzlarına aldı ve dudaklarını hiç oyalanmadan yumuşak iç bacağa bastırdı. Pürüzsüz ve el değmemiş teni dudaklarıyla keşfe çıkarken ara sıra emiyor, canını acıtmayacak kadar ısırıyor, bazen sevgiyle sıkıca öpüyordu. İki bacağa da aynı muameleyi sunarken Atilla artık iyice ipleri salmış, zevkten ağlamaya başlamıştı. Çok utanıyordu. Hem sevdiği adam ilk defa ona dokunuyordu, hem ilk defa dokunuluyordu, hem de kendini artık tutamıyordu. Burnunu çekip gözlerini elinin tersiyle kurularken çok güzel gözüken Gürbüz'üne yoğunlukla bir süre baktı. Bacaklarının arasına gerçekten çok yakışıyordu.

Gürbüz baldırlarda öpülmemiş, ısırılmamış ve emilmemiş yer bırakmadığında dudaklarını yeniden gencin kasıklarına yönlendirdi. O kadar kendi derdindeydi ki altındaki gencin sınırda olduğunun farkında asla değildi.

Ne zaman Gürbüz dudaklarını sarışının şişkinliğine bastırdı, Atilla'dan boğuk ve yüksek bir ses çıktı. Omuzlarındaki bacaklar titrerken Gürbüz şaşkınca elleriyle yüzünü kapamış ve nefes nefese boşalmış gence baktı.

"Sen boşal-"

"Sus orospu çocuğu." Gürbüz'den şen bir kahkaha koparken Atilla Gürbüz'ü tekmelemeye başlamıştı. Çocuğun beyaz suratı kırmızının en canlı tonuna bürünmüştü.

"Yavum daha bir şey yap-"

"Şerefsiz! Benle o kadar oynarsan böyle olur işte. Ben de insanım ya. İlk seferim hem de." Gürbüz hâlâ keyifle gülüyor, küskünce ona arkasını dönmüş gencin güzel sırtını öperek ona dönmesi için şaklabanlık yapıyordu.

"Özür dilerim hadi barışalım."

"Siktir git tuvaletinde otuz birini çek Gürbüz."

"Tamam çekerim yine de bir dön bana. Nasıl güzel oluyormuş ya yavrum boşalınca." Atilla daha da utanırken hafifçe ona döndü ve suratında haylaz ama güzel bir gülümsemeyle onu izleyen Gürbüz'e baktı.

"Daha deminki şey yaşanmadı."

"Tamam öyle olsun. Yaşanmadı." Atilla biraz rahatlamıştı. Gürbüz'ün yanında her şartta güvende ve rahat hissetmesi Gürbüz'ün doğru kişi olduğunu ona gösteriyordu. Yanında sessizce uzanan ve hâlâ gülümseyen çocuğu izledi. Gürbüz kendini tutmaya çalışsa da istemsizce yeniden kahkaha atmaya başlarken Atilla bu sefer sinirlenmiş, yatakta doğrulmuştu. Gürbüz onun gideceğini zannedip kendini toparlamaya çalışıp doğrulduğunda Atilla hem onu hem de kendisini şaşırtacak bir hamlede bulunup hızlıca onun kucağına oturmuştu. Gürbüz'ün hiç de küçük sayılmayan ve seyiren erkekliğini kalçalarında hissederken dumura uğramış Gürbüz'e sırıttı.

"Nasıl karşındakiyle oynanırmış, sana göstereyim Gürbüz efendi."

Y/N: utançtan mezara girdim

Continue Reading

You'll Also Like

4.9K 477 11
Yüzyıllar önce vampirler tarafından yapılan omega soykırımı kurt dünyasını derinden yaralamıştı. Yüzyıllar sonrasında bile yeryüzünde çok az sayıda o...
3.4K 311 11
"Çok üzgünüm." Zavallı kadın oğlunu sakinleştirmek istediği halde göz yaşlarına hakim olamıyordu. Kapının hemen ilerisinden gelen çığlıklar ve kılıç...
1.2M 87.6K 76
TAMAMLANDI Can lisede zorbalığa uğrayan, kendince sebeplerden ötürü zorbalıklara ses çıkartamayan bir 11.sınıf öğrencisidir. Bir gün, yüklediği bir u...
90.6K 5.5K 52
Bu yarışmada kupadan daha değerli bir şey bulabilirler miydi gerçekten? Tamamen hayali bir kurgu, canim istedi yazdım.