My fault | Taekook

By Mochiiipjmm

684K 51.2K 41.5K

Taehyung,ilk birlikteliğinde hamile kalır. -Hamileyim _____ Semekook Uketae More

0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
31
32
33
34
35
36
Son

30

10.7K 1.1K 1.6K
By Mochiiipjmm

Helloooooo
Hos geldiniz beybisileeeeerrrr

Bu kucuk kiza isim onerileri-farkli diller agirlikli-

VE!!!!
Yok dogum oyle olmaz soyle olur sacma sapan seyler diyip deli etmeyin beni

İyi okumalarrrr

-

"Yakışıklı babamız gelsiiin... Pastamıza baksın. Sonra sevgi saati yapalım."

Elimdeki küçük nar taneleriyle yaptığım pastanın üzerine yazı yazarken oğlumla konuşuyordum sürekli.

Jungkook gideli birkaç saat olmuştu. Gelmesine az kalmışken ona sürpriz olarak pasta yapmak istemiştik oğlumla.

"Dondurulmuş ahududu sevmiyorum ama baban seviyor. Onun için yiyeceğiz tamam mı?"

Karnımda hissettiğim ufak tekmeyle gülümseyip pastayı almadan önce dolabın kapağını açtım. Sonrasında pastayı özenle yerleştirip derin nefes vererek ellerimi karnıma sardım.

"Canım sıkılıyor hâlâ. Ne yapsak ki?"

Dudaklarımı büzüp tezgaha yaslandım. Evin her yerinde olduğu gibi mutfakta da puf koltuklar vardı ama oturduğumda tek başıma kalkamadığım için tercih etmedim. Son günlerine yaklaşmış olan oğlum hiç durmadan hareket ediyordu.

"Keşke biz de şirkete gitseydik."

Her şeye mızırdanma özelliğim açılmıştı. Aldığım nefes bile sinirimi bozuyordu. Dudaklarımı ısırıp mutfaktan çıktım. Uyumak için koltuğa ilerkerken kapının çalmasıyla heyecanla soludum.

"Oğlumun babası geldiii!"

Hızlı olmaya çalışarak kapıya ulaştım. Açar açmaz görmek istediğim bedeni değil, başkasını görmüştüm.

"Baba? Hoş geldin! Gelsene."

Gülümseyerek geri çekilip içeri girmesi için bekledim ancak o girmek yerine olduğu yerde beklemişti. Durgun yüzü yüzümün solmasına neden olurken başımı omzuma eğip yutkundum.

"Jungkook..."

İsmi ağzımdan öyle çıkmıştı ki, çabalasanız zor duyardınız. Kalbime bıçak saplanmış gibi canım yanarken babamın sessizliği acıma acı katıyordu.

"Kaza yapmış..."

.....

Yazar'dan

"Dedim... Jungkook lastikler yok dikkat et dedim..."

Hastane köşesinde koltuğa oturmuş, halsizce mırıldanıyordu ağlayan beden.

Yaklaşık 1 saat önce gelmişlerdi hastaneye. Babasının ağzından çıkan cümleyle neye uğradığını şaşırmıştı. Kendinden geçmiş gibiydi ve ne ara hastaneye geldiklerini, ne kadar süredir ameliyathane kapısında bekliyordu, ya da etrafındaki kişiler ne diyordu. Hiçbirinden haberi yoktu. Bir şey diyorlardı fakat uğultudan başka şey duymuyordu.

"Çekilin çocuğun yanından!"

Zar zor duyabildiği sesten sonra daha fazla göz yaşı döküp tırnaklarını avuç içine bastırmaya devam etti. Çok geçmeden önünde bir karartı ve ellerini tutan birini hissetmişti. Yavaşça başını kaldırıp işkence ettiği ellerini ayıran bedeni izledi.

"Bak bana." Jin, tekrardan başını eğmesine izin vermeden söyledi. Merhametten çok sinirli yüz ifadesi vardı yüzünde.

"Kendine gel Taehyung. Bu kadar güçsüz değilsin sen."

Hıçkırıp omuzlarını düşürdü. Ağzını açmaya çalıştığında öksürerek susmak zorunda kalıyordu. O kadar uzun süredir göz yaşı döküyordu ki hıçkırmaktan boğazı tahriş olmuştu. Ağzına tutulan şişeden zar zor birkaç yudum aldıktan sonra konuşmaya başladı.

"Sizi bekletmem demişti. Beni bekleyeceksiniz demedi ki..."

Avuç içlerine kondurulan öpücüklerle dudaklarını büzüp sessizce bekledi. Jin ilk defa onunla bu kadar yakınlaşıyordu ve hiç beklemediği şekilde sakinleşiyordu bedeni.

"Bizi dinlemek istemiyorsun ama Jungkook iyi. Taehyung ben ambulanstan indiğinde onu gördüm, sadece kolu ve bacağında hasar vardı. Ona bir şey olmayacak."

Gözlerine bakarak konuşmaya devam etti.

"Ölür korkusuyla ağladığın adamın babalarına ve kardeşine baksana. Kötü mü sence durumu?"

Usulca kafasını kaldırıp karşısında gülümseyen kişilere baktı. Gerçekten ağlamıyorlardı. Sadece Sejun geldiklerinde bayılma derecesine gelecek kadar ağlamış, zar zor da olsa sakinleşmişti. Taehyung hamileliğine vermişti bu durumu. Çünkü şimdi sessizce meyve suyu içiyordu.

"O zaman niye çıkmadılar? İyiyse ameliyata almazlardı."

"Mükemmel iyi demedim."

"Nasıl kaza yapmış peki?" Göz yaşları durulmaya başlamışken anca akıl edebilmişti sormayı. Jin'in ellerini okşaması sayesinde rahatlamış hissediyordu.

"Kış lastikleri olmadığı için virajı alamamış."

Burukça gülümsedi. "Lastikleri değiştirmeye giderken yapmıştır kazayı."

"Bunları düşünme. Karnında doğmak üzere olan biri var ve onu düşünmelisin. Jungkook iyi, kötü düşünme."

Tekrar ağlamaya başlayacağını hissettiğinde gözlerini tavana dikti. Boğazına oturmuş yumru ve kendini sıkmaktan yanan gözleri çok zorluk çıkarıyordu.

"Gel." Küçük mırıltıdan sonra belinde ve sırtında hissettiği el ile hıçkırıp kollarını boynuna doladı. Derin derin kokusunu solurken bambaşka hissediyordu. Babasını hiç görmemişti Taehyung. Nasıl olurdu bilmiyordu fakat, boynunda nefeslendiği adam babası gibi hissettiriyordu.

"Ateşi var." Hemen sonrasında alnında annesinin elini hissetti. Ateşi olduğunu uzun süredir hissediyordu. Normal miydi bilmiyordu ama kasıklarında da büyük bir yanma vardı.

"Yıprattı kendini. Onun için oda ayarlasalar iyi olur." Yoongi'ydi duyduğu ses. Geldiğinden beri başından ayrılmayan kişilerdendi.

"Bırakma..." Sarıldığı bedenin geri çekildiğini hissettiğinde korkuyla sıkılaştırdı kollarını. Canı yanıyordu ve bu adam onu rahatlatıyordu, ya da o öyle düşünüyordu.

"Elini yüzünü yıkayalım sonra sarılırım tekrar. Oğlunu düşün."

Dudaklarını büzüp ellerini tutan ellere tırnaklarını batırdı. Canı yanıyordu ama eşi buradayken ilgiyi kendi üzerine çekmek istemiyordu.

"Hyung..."

Sessiz çıkan sesinden dolayı Jin onu duymamış, kollarından tutup kaldırmıştı. Ancak kaldırdığı gibi tir tir titreyen bacakların yüzünden düşmek üzereyken inlemişti.

"Taehyung!"

Herkes başına toplanırken Taehyung'un bakışları sadece bacak arasındaydı. Açık mavi tulumunda gördüğü su lekesiyle hıçkırıp onu izleyenlere baktı çaresizce.

"Siktir..."Yoongi, ağzından çıkmasına engel olamadığı küfrünü edip koltuğa oturttu yavaşça. Oturduğu yerden kabaca kontrol etmeye çalışırken Taehyung hâlâ olanları anlamaya çalışıyordu.

"Tamam... Tamam. Taehyung, iyisin hiçbir şeyin yok. Kliniğe gitmeliyiz."

"Gitmem! Bırakamam onu. Hyung ertele nolursun. Dayanabilirim."

"Suyun geldi. Riskli olabilir kontrol etmeliyiz."

Derin derin nefes alırken tuttuğu eli sıkıyordu. Kimin eliydi bilmese de tüm acısını ondan çıkarıyordu.

"B-burada yap o zaman!"

"Anneciğim Yoongi buranın doktoru değil. Seni en iyi bilen o başka doktora güvenemeyiz."

"İstemiyorum!"

Acısı arttıkça göz yaşlarının şiddeti artıyordu. Sonrasında dakikalarca ikna edilmeye çalışsa da hiçbir şekilde kabul etmemişti.

"Hoseok!"

"Ne?"

"Seok bu hastanenin doktoru. Kliniğe geçiş yapmadı henüz. Doğumu o yaptırabilir."

"Doğum yapmak istemiyorum!"

Derdinin hastaneden gitmek olduğunu düşünseler de değildi. Doğum yapmak istemiyordu. Çünkü hayalleri Jungkook onun elini tutarken bebeklerini dünyaya getirmekti. Jungkook böyle istemişti. O bıçak altındayken yapmak istemiyordu.

"Taehyung... Oğlum bak." Bu sefer ikna etmeye çalışan Sejun'du. Karnı yüzünden zorlansa da dizleri üzerine eğilip ellerini tuttu.

"Jungkook senin kendini tehlikeye attığını öğrenirse sana çok kırılır. O iyi, sen de iyi olmalısın. Hem Jungkook uyandığında sürpriz yaparsınız ona. Uyanık olsa emin ol bayılmaktan yanında olamazdı. "

Gülüp göz yaşlarını sildi titreyen elleriyle. Çok geçmeden odaya alınmış, Hoseok gelene kadar geçici bir doktor tarafından gerekli makineler bağlanmıştı vücuduna. Stresi iliklerine kadar hissederken odada yankılanan kalp atışlarını hissediyordu.

"Şaka gibi ama bugün 20 Ocak. Son gün doğuyor."

"Kendi de istemedi..." Ortam yunuşamaya başlamışken çok kişi yoktu içeride. Yoora, Jin ve Sejun. Taehyung her ne kadar Sejun'u eşinin yanına göndermeye çalışsa da gitmemişti.

"Yoongi nereye gitti?"

"Hoseok gelmiş. Taehyung hakkında özet geçecekti."

"Jungkook'un ameliyatı ne zaman bitecek?"

"Oğlum, yavrum doğuracaksın birazdan kendini düşünsene."

"Zorla doğurtuluyorum."

Burun kırıştırıp kendisine göz deviren annesine dil çıkardı.

"Zorla doğurtuluyorsun ama zorla hamile kalmadın."

Gözler içeri giren çifte kaymışken göz deviren Taehyung olmuştu bu sefer. Diğerleri Hoseok'a hak verirken Taehyung sessiz kalmıştı.

"Hazır mısın?"

"Hazırım... Ne kadar sürecek?"

"Yoongi bir sıkıntı yok dedi. Ama bu oğlan biraz tombulmuş sanki?"

Bunu söylerken açıkta kalan göbeğini okşamıştı. "Bir sıkıntı çıkmazsa 2 saatte biter diye düşünüyorum."

"Hyung..." dolu gözleri onu izleyen geçici doktoruna kaydığında yurkunup gözünden gelen yaşa izin verdi.

"Uyanık kalmak istemiyorum. Bizim... Hayalimiz Jungkook elimi tutarken doğum yapmamdı. O yokken yaşamak istemiyorum."

"Nasıl istersen."

|   |   |
|   |  
|  

Taehyung

Gözlerim yorgunlukla açılırken kuruyan boğazını gidermek için yutkunmaya çalıştım. Göz kapaklarım dahi birbirinr yapışmış, açılmamak için zorluyor gibiydi.

"Uyanıyor! Sonunda."

Yanımda heyecanlı sesler duyuyordum. Gözlerimi yanıma çevirip elime sarılan anneme baktım. Bir eli yanağımı okşuyordu, yeni fark etmiştim.

"Bebeğim, nasılsın?"

"Jungkook..."

"Kook iyi. Ameliyatı bitti."

Gözlerim odanın içinde dolandı. Eşim dışında herkes buradaydı. O tek mi kalmıştı? Niye bırakmışlardı ki?

"Nasıl...?"

Sejun babam elimi tuttu. Kızarmış gözleri kalbimin teklemesine neden oldu. Korkarak bekledim devam etmesini.

"Kaburgasında ve bacağında kırık varmış, kolunda da ufak bir çatlak."

Dolan gözlerim koltukta oturan Jin hyung'a kaydı. Gözlerini kaçırarak başını çevirmişti.

"Hani bir şeyi yoktu?"

"Yok zaten hayatım. Kırıkları var ama iyi, çok iyi bakılırsa toparlayacak hemen. Bugün yoğun bakımda ama uyandığında normal odaya alacaklar."

Sızlayan karnım çekti dikkatimi. Elimi karnıma koyup yutkundum tekrar. Hiç hissetmediğim kadar garip hissediyordum kendimi.

"Bebeğim..."

"Bebeğin de sen de çok iyisiniz. Tahmin ettiğimiz gibi tombul, 4 kilo doğdu."

Gözyaşlarım yanaklarımdan akarken gülüp babama baktım tekrar. Bir şey söylemek istiyor gibiydi.

"Bebek... Tıpatıp Jungkook'un küçüklüğüne benziyor."

Gülümsedim. İstediğim de böyleydi zaten. Bebeğimiz babasına benzesin istemiştim hep.

"Bırakalım da kendi görsün!"

İrkilip açılan kapıya döndüm. Yoongi hyung kucağında bebeğimle girmişti içeri. Bebeğimizin yüzünü görmesem de titremeye başladım heyecandan.

"Ailenin son erkek Jeon'u."

Kucağıma koyulan oğlumla ne yapacağımı bilemeyerek küçük bedenini kavramaya çalıştım. Gerçekten dedikleri gibiydi. Gözleri Jungkook'da olduğu gibi bambi gözlerdi. Her şeyi ona benziyordu.

"Çok güzel..." Kendime yaklaştırıp boynuna bastırdım burnumu. Kokladığım an acımıştı boğazım. Hiç tatmadığım bu duygu, bana bambaşka hisler yaşatıyordu.

Gözleri açılmış, sürekli etrafa bakmaya çalışıyordu. Yeni doğmuş gibi değildi. Sanırım Jungkook'da küçükken böyle hareketliydi.

"Hos geldin bebeğim... Hoş geldin bize."

Küçük parmaklarını bir sürü öpüp kokladım tekrar tekrar. Doyamıyordum bebeğime.

.......
Yazar

"Günaydın,Uyuyan Güzel."

Yoğun bakımda ki oğlunun yanına adımlarken söylenmişti Dae. Jungkook, Taehyung uyandıktan yaklaşık 3 saat sonra uyanmıştı fakat kendine gelmesi için yanına kimse girememişti. Biraz zaman geçtikten sonra ise yanına yalnızca Dae babası ve Jimin girebilişti.

Koltuğa oturup oğluna baktı. Yorgun gözleri, hareket ettiremediği bedeni, yara bere içindeki yüzü. İlk defa görmüştü yüzünü, bir şeyi yok diyenler neye göre demişti bilmiyordu.

"O-oğlum... Nasılsın?"

"Taehyung..."

"Tae çok iyi hyung. Sen nasılsın?"

Evet... Çok saçma bir soru olmuştu. Çünkü cevap verecek hali var gibi görünmüyordu. Kendisi iyiyse bile muhtemelen yorgunluğu yüzündendi bu halleri.

"Ben... Neyim var?"

"Birkaç kırığın var, ama toparlayacaksın hemen."

"Söz vermiştim... Araba... Bir and-"

"Bunları konuşmayalım oğlum. Şuan iyisin, önemli olan bu."

Jimin, telefonuna gelen bildirim sesiyle gülümseyip dudağını ısırdı.

"Seni görmeye gelen biri var hyungie..."

"Beni mi... Kim?"

"Kendin görsen daha iyi olur."

Babasına göz kırpıp yatağın dikleşmesinr yardımcı oldu. Hafif oturur pozisyona getirdiğinde fazla sesli olmayacak şekilde seslendi.

Jungkook, açılan kapıdan cumhurbaşkanı çıkmasını bile bekliyordu ama eşinin kucağında bir bebekle gelmesini asla beklemiyordu.

"Hayır..."

"Babamızı güzel karşılayalım dedik."

Gülerek yatağın yanına gelirken eşinin dolup taşan gözlerine bakmamaya çalışıyordu. Bakışlarını gözlerinden kaçırıp vücuduna odakladığında daha da körüklendi ağlama hissi. Sargılarla dolu bedeni kalbini acıtıyordu.

"Taehyung hayır..."

"Ağlama."

Yatağın boşta kalan kısmına otururken zorlansa da eski haline dönüp küçük oğullarını kucağında tutmaya devam etti.

"B-ben... Söz verdim. Bensiz olmamalıydı."

"Oldu... Çok da güzel oldu sevgilim. Oğlumuzla karşıladık seni. Ona bak hadi, senin kopyanı doğurdum."

Herkes gülerken Jungkook, sağlam olan eliyle göz yaşlarını silip parmağını oğlunun tombul yanağında gezdirdi. Hissettiği yumuşak doku, pişmanlığını daha çok yaşatıyordu. Tutamamıştı sözünü.

"Özür dilerim Arin..."

-

Of cok sukur ya valla daraldim

3-5 bolume bu da biter herhalde

Zaten aklima da bisi gelmio

Yorum yapmayi unutmayin, gec kaldi biliyorjm ama okul scildi artik yapacak bisi yok

Bolum de igremc oldu zaten

Sınır;
850 Vote
1,5k+ Yorum

Continue Reading

You'll Also Like

627K 60.3K 37
omega taehyung para için deltanın çocuğunu taşıyordu. 060124
331K 21.3K 33
Karanlığın travmasını yaşayan Jungkook ve onu karanlık bir odaya kilitleyerek cezalandıran Bay Kim. Seme~Taehyung Uke~Jungkook •Mpreg•
54.2K 8K 31
[🥼🔬] [theoretically lab] kim taehyung, stajyer jeon jeongguk'un tam bir virüs olduğunu düşünüyordu.
299K 23.5K 39
Jeon Jungkook psikologtu Kim Taehyung'da onun inatçı hastası ~ Işığınız olmak istiyorum Bayım.