MÜPTELA

By melekaydinn_56

5.2M 283K 299K

Sarhoş olduğu gece bir adamla birlikte olan Kayra, sabah uyandığında kendini tanımadığı bir adamla bulur. Ev... More

GİRİŞ : MÜPTELA
Bölüm 1 : DOĞRU YANLIŞ
Bölüm 2 : HATIRLIYOR MU?
Bölüm 3 : BİLİNMEYEN HİSLER
Bölüm 4 : ANTALYA
Bölüm 5 : YANLIŞ ZAMANLAMA
Bölüm 6 : İLK TEMAS
Bölüm 7 : YANLIŞ ANLAŞILMA
Bölüm 8 : KELEBEKLER
Bölüm 9 : KAYBEDİLEN İDDİA
Bölüm 10 : SOĞUK HAVA
Bölüm 11 : KÜÇÜK ATIŞMALAR
Bölüm 13 : MÜPTELA
Bölüm 14 : HASET KIRINTILARI
Bölüm 15 : TATLI TEŞEKKÜR
Bölüm 16 : EN GÜZEL İTİRAF
Bölüm 17 : BULUŞMA
Bölüm 18 : İHTİRAS
Bölüm 19 ve 20 : BİLİNMEZLİK (SEZON FİNALİ)
Bölüm 21 : İLK GÖRÜŞTE AŞK
Bölüm 22 : SÜRPRİZ
Bölüm 23 : "SONUNA KADAR"
Bölüm 24 : "KISKANÇLIK"
Bölüm 25 : "CEZA"
Bölüm 26 : "SEN, BEN VE BİZ"
Bölüm 27 : "İSYANKAR"
ÖZEL BÖLÜM (ECRİN & FURKAN)
Bölüm 28 : "KAÇAMAK"

Bölüm 12 : AFİŞ ÇEKİMİ

237K 14.3K 14.6K
By melekaydinn_56

Hello Darlingggg, Meleğiniz yeni bölüm ile yine burada.

Oy ve yorum yapmayı unutmayın iyi okumalar dilerim <33

Dün seni sevdim,
Bugün de seviyorum.
Öbür gün borcum olsun.
Yaşarsam söz, yine seni seveceğim...

Nazım Hikmet


Bu bölümü cemilenurrr_ , nedionsapsik  ciko_ytbr ve  defolhadi ithaf ediyordum.

(Hesap isimleriniz muq arkadaşlar.)

BÖLÜM 12 : AFİŞ ÇEKİMİ

"Bana bir şey atmamışsın."

Kahkaha attım. Beni delirtmek için yapıyordu. Ben güldüğüm halde o şaşkınlıkla bana bakarken gülmeyi bıraktım. Ciddi miydi?

Gözlerim irice açılırken koşarak odama gittim. Eda da arkamdan gelmişti.

Telefonu açtığımda gördüğüm şey sertçe yuktunmama sebep oldu.

Koray Bey : Bu bir teklif mi küçük hanım?

Sıçış Günlükleri 10

Çığlık atarak telefonu yatağa attığımda rezil olmanın verdiği duygu ile baş başka kalmış gibi hissettim. Gözlerim Eda'nın üzerine gittiğinde halay çektiğini görünce şaşkınlıkla yüzüne baktım.

"Ne yapıyorsun?" dedim şaşkınlıkla ona bakmaya devam ederken. Hem halay çekiyor hemde gülüyordu. Ona soru sormam ile bakışları beni bulurken hem halay çekip hemde konuşmaya başladı.

"Düğün için önceden prova." dediğinde içime derin bir nefes çektim ve dişlerimi sıkarak yüzüne baktım.

Cevap verme gereğinde bile bulunmadan hızla elime telefonumu aldım Koraya mesaj attım.

Ben: Koray Bey yemin ederim size atmayacaktım.
Ben: Koray Bey vallahi size atmayacaktım.
Ben: Şaka amaçlı arkadaşıma atacakken size attım.
Ben: Kasıtlı değil vallahi billahi değil.
Ben: Koray Bey?
Ben: Size teklif falan yok yani.
Ben: ŞU MESAJLARA BAKSANIZ MI DIYORUM?

Koray Bey: Neden öyle dedin şimdi ben nikah tarihi almaya gitmiştim.

"NE!" diye kocaman bir çığlık attım. Ne diyordu bu adam be! Ne demek gidip nikah tarihi almaya gitmişti! Şaka yapıyordu bu adam bana.

Ben: NE DİYORSUNUZ KORAY BEY? NE NİKAH TARİHİ???

Koray Bey: İnsan Müstakbel kocasına 'bey' der mi Kayra?

BU ADAM NE DİYOR BİRİ BANA AÇIKLAYABİLİR Mİ LÜTFEN!!!

Ben: Koray Bey şaka yapıyorsunuz değil mi?

Koray Bey: Sana bir sır vereyim mi Kayra? Benim adım Eda değil. Bana atmadığını biliyorum zaten sakin ol.

Ben: Kusura bakmayın.
Ben: Neyse ben şükür namazı kılmaya gidiyorum.

Rahatlayarak nefesimi verdiğimde utanç hissi hala bedenimde dolaşıyordu. Adama altın fotoğrafı atıp Düğünümde istiyorum dedim resmen kim olsa aynı şeyi düşünürdü zaten.

Koray Bey: Peki.

Attığı mesaj üzerine kısa bir an acaba kırılmış olabilir mi diye düşündükten sonra bir cevaba varamayıp ayaklandım.

Eda olduğu yerde halay çekerken  ona göz devirip kendimi yatağa attım. Benim uyanmam ile Eda dans ederek odadan çıkarken ben uyumak için çoktan gözlerimi yummuştum.

Rezillik ne miydi? = BEN.

-------&&&-------

Sabah yine çalan alarmın sesi ile  istemsizce gözlerimi aralararken oldukça huzursuzdum. Hayır yani, bir insan en fazla kaç kere rezil olabilir. Sıçış Günlükleri defterim doldu resmen!

Esneyerek ayaklandığımda aklımda tek bir soru vardı. Ne bok yiyeceğim. Zaten bunca şey yetmiyormuş gibi bir de Edaya atacağına adama attım o mesajı.

Oflayarak banyoya girdiğimde mutfaktan gelen sesler ile Eda'nın yemek hazırladığını duyuyordum. Oysa çok saçma geldi bu bana, bugün izin günüydü ve Eda izin günlerinde asla yataktan çıkmazdı.

Banyodan çıktıktan sonra üzerime giyinmek için dolabımın kapağını açtım. Gözüme çarpan kırmızı takıma baktım. Tamam, güzel hoştu ama... Koray'ın zaafı vardı sanki?

Caz yapma, giy şunu.

İç sesime onay vererek kırmızı takımı üzerime aldığımda günün sorunsuz geçmesi için aynı zamanda dua ediyordum. Tabii ne kadar mümkünse...

Saçlarımı dalgalandırdıktan sonra sırtıma attım ve takım kırmızı olduğu için uyumla olmasına kanaat vererek dudaklarıma parlak ve mat bir kırmızı ruj sürdüm.

Odadan çıktıktan sonra bir şeyler atıştırmak için mutfağa girdim. Eda kahvaltıyı hazırlamış çay dolduruyordu. Beni görünce gülümsedi.

"Bende seni bekliyordum otur hadi." dediğinde ona kısık bakışlar atarak masaya oturdum.

"Hangi dağda kurt öldü Eda Hanım?" dediğimde sırıttı ve geçip karşıma oturdu. Konuşmak için ağzını araladığında tüm dikkatimi ona verdim.

"Bir baktım bugün benim izin günüm. Dedim ki ama Kayra çalışıyor sen oturma Eda ayıp olur dedim. Kalktım hazırlandım bende seninle ise geliyorum." dediğinde yüzüne bakakaldım.

"Eda." dedim uyarıcı bir tonlamayla masaya doğru eğilerek. "Ben senin niyetini iyi biliyorum. Kaşınma." dediğimde sanki üzerine iftira atmışım gibi yalandan şaşırmış gibi yaptı ve elini kalbine koydu.

"Üstüme iyilik sağlık." dedi hemen "Ben hiç öyle bir şey yapar mıyım? Kuru iftira."

Dudaklarım yukarı kıvrıldı.

"Ne yapar  mısın?" dediğimde yüzüme bakakaldı. Ardından hemen konuştu.

"Dediğin seyi işte." dedi geçiştirerek.

"Ne dedim ki ben?" dediğimde sertçe nefesini verdi ve ayaklandı.

"AY  SENİN ŞİRKETİN SANKI. BELKİ GİDİP GÖRMEK İSTİYORUM ENİŞTEYİ  SANA MI SORACAĞIM!" dedi ve masaya doğru eğildi.

"Ya benimle gelirsin ya da kendin gidersin Kayra." diyip sırıttığında nefesimi vererek ayaklandım ve ona baktım.

"Bi bokluk sezersem kork benden." dediğimde masumane bir tavırla gülümseyip omuz silkti. Bunun anlamını biliyorum. Sıçtım.

"Hiç yapmam öyle şeyler." dedi kısık sesle homurdanarak ve Önümden geçip yürümeye başladı.

Sabır çekerek arkasından ilerledim.

Beraber evden çıktığımızda Cenk bugün de arabasını Eda'ya bırakmıştı. Demek ki Eda bunu dün gece planlanmıştı zaten.

Beraber arabaya bindiğimizde beklemeden arabayı sürdü. O sırada ona yandan bir bakış atmıştım.
Üzerinde askılı bir lila crop vardı. Altında ise siyah ve dizlerinin birkaç karış yukarısında biten bir etek vardı. Saçlarını açıp sırtına atmış ve dudaklarına pembe ruj sürmüştü.

Elinde tektaş bulunan parmağına baktıktan sonra sırıtarak ona döndüm.

"Ne zaman evleneceksin sen artık?" dediğimde bana yandan ters bir bakış attı hemen.

"Gideceğime bu kadar sevindiğini belli etme bari." diye homurdandığında kahkaha attım.

"Cenk hemen yapalım diyor." dedi bu sefer ciddileşerek.

"Bence de hemen yapın." dediğimde bana bir kez daha ters bir bakış attı. Gülümsemek ile yetindim.

Nefesini vererek arabayı sürmeye başladığında ona baktım. Ciddileşerek konuşmaya başladım.

"Evliliğe daha var bence ama gelip bir yüzük taksınlar yani. Gelip istesinler." dediğimde bana kısa bir an baktıktan sonra tekrar yola baktı.

"Aslında bende öyle düşünüyorum ama önce kendime bir aile bulmalıyım sanırım." dediğinde yutkunmak istedim ama yapamadım. Eda'nın sadece babası yaşıyordu o da alkolik, her gece barlarda başka bir kadını altına alan bir adamdı.

"Biz boşuna varız." dedim kaşlarımı çatarak. Sertçe yutkunduğunda tekrar konuştum.
"Ailem seni zaten arasına almadı ?"

Öyle olmuştu. Eda ile tanıştığımızda bize bir ara geldiğinde konu açılmıştı ve anlatmıştı. Ailem ise o günden beri kendi öz kızı gibi davranırdı ona. Ben ve ablamdan ayırt etmezlerdi onu.

"Aldı ama-" dedi ve sustu. Ardından şirketin önünde arabayı durdurdu. Bana döndü minnetle. "Siz benim zaten ailemsiniz. Sadece evliliğe adım atacağım zaman kanından olan birini yanımda isterdim." dediğinde bir şey demedim çünkü haklıydı.

Öz babasını aramıştı ama telefona cevap bile vermemişti.

Beraber arabadan indiğimizde ileride kendi arabasına yaslanarak sigara içen Furkanı gördüm. Dikkatle elindeki telefonuyla ilgileniyordu.

Eda yanıma gelip koluma girdiğinde keyifle şirkete bakıyordu. Hep böyle bir insan olmuştu. Saniyeler öncesine kadar duygusal bir konuşma yapmamışız gibi

Furkan kafasını kaldırıp beni görünce gülümsedi ve yanıma doğru gelmeye başladı. Tam önümüze geldiğinde ise Eda merakla ona baktı.

"Furkan bu Eda, en yakın arkadaşım." dedim Furkana Eda'yı göstererek. Ardından Edaya dönüm. "Bu da Furkan, arkadaşım."

Furkan Eda'ya dostane bir tavırla gülümsediğinde Eda da aynı şekilde karşılık vermişti. Bu ikisinin yakın arkadaş olmasından korkuyordum çünkü ikisi de birbirinden beterdi.

"Memnun oldum." dedi Furkan samimi bir şekilde. "Kaçak'ın dostu dostumdur." dediğinde kendimi tutamayıp güldüm. Eda anlamayarak Furkana baktı.

"Neden Kaçak dedin?" dedi merakla. Furkan bilip bilmediğini sorgulamak için bana döndüğünde nefesimi verdim. Sırıtarak Edaya döndü.

"Hani Korişle Kaçak-" demişti ki koluna hafif vurmam ile susup sırıttı.  Eda sırıtarak söze girdi.

"Ha sen bardan kaçtığı-" demişti ki ona da vurdum.

"He işte onu-" dedi Furkan ve yanlarından ayrılmam ile gülerek arkamdan geldiler. Dakika bir gol bir ne bu samimiyet!

Furkan bir yanımda, Eda da bir yanıma geldiğinde şirkete girmeye başladık. O sırada onları uyarmaya başladım.

"Saçma sapan işler yapmayın." dedim homurdanarak. Birbirlerine kısa bir bakış atıp bana döndüler.

"Kuru iftira." dedi Furkan hemen.

"Hiç yaramaz değilim." dedi Eda da.

Göz devirerek yürümeye devam ettiğimde Edanın durması ile dönüp ona baktım.

"Furkan sen bana şirketi gezdirsene." dedi imalı imalı. Furkan sırıtarak teklifini kabul ettiğinde hızla ortadan yok oldular.

Oflayarak asansöre bindiğimde içerideki Sinem'in yanına geçtim. Beni görünce gülümsedi.

"Naber Kayra?" dediğinde aynı şekilde karşılık verdim.

"İyi sen?" dedigimde gülümsedi. Ardından aklına bir şey gelmiş gibi elini çantasına attı ve bana bir davetiye uzattı. Merakla elime davetiyeyi aldığımda düğün davetiyesi olduğunu gördüm.

"İki gün sonra düğünümüz var. Lütfen sende gel." dediğinde şaşırdım ve başımı salladım. Bunlar fazla hızlı ilerlemiyor muydu?

Yani bende Koray ile- ben ve Koray ne alaka lan.

Kendime kızarak düşüncelerden kurtuldum ve 7.kata geldiğimde indim. Göt lalesinin önünden geçeceğim sırada bana seslenmesi ile durup ona baktım.

"Koray Bey'e bu dosyaları verebilir misin? Ben şu an çok yoğunum." dediğinde bir oraya bir oraya koşarak dosyalarla ilgileniyordu.

Bir şey demeden dosyaları elime aldığımda nefesimi vererek Koray'ın odasının önüne geldim. İçime derin bir nefes aldığımda çoktan hızlanan kalbim işi zorlaştırıyordu.

Kapıyı tıklattığımda onaylayan sesini duymam ile son kez içime derin bir nefes çektim ve limitleri zorlayarak kapıyı açıp içeriye girdim.

Gelen kişiyi umursamıyormuş gibi tüm dikkati bilgisayardaydı. Boğazımı temizleyip dosyayı masaya koyduğumda bile kafasını kaldırıp gelene bakmadı.

"Bu dosyaları istemişsiniz Koray Bey." demem ile bilgisayar üzerinde hareket eden parmakları dururken kafasını hemen kaldırıp bana baktı şaşkınlıkla.

Bakışları beyaz spor ayakkabımda, kırmızı bol ve kot olan kargo pantolonumda, açıkta duran belime ve en son göğüslerimde durdu. Sertçe yutkunurken sanki tüm bu kırmızılıklar yetmiyormuş gibi dudaklarıma sürdüğüm ruja baktı.

"Başka bir şey yoksa çıkabilir miyim?" dediğimde arsızca tüm vücudumda dolaşan bakışlarını mecbur kalarak gözlerime çıkardı.

"Başka bir şey?" dedi sorarcasına. Ardından duraksadı. "Vardır elbet."
Gülmemek için kendimi zor tutarak tekrar konuştum.

"Anlamadım?" Anlamıştım.

Açık açık odada kalmam için bahane arıyordu.

"Yok yani çıkabilirsin." dedi keyifsiz bir sesle. Sanırım bahane bulamamıştı. "Ama bu her an başka bir çıkmayacağı anlamına gelmiyor." dediğinde bu sefer gülmemek için kendimi çok zorladım.

"Anladım."

"Anlaman iyi."

"Peki, çıkabilir miyim?"

"Başka bir çıkana kadar evet."

Bu sefer kendimi tutamayıp güldüğümde bakışları kısıldı. Hızla odadan çıktığımda bile hala gülüyordum.

Kendi odama geçmeden önce Eda ve Furkanın nerelerde olduğunu bulmak için etrafta dolaşmaya başladım.

Kafeteryanın önünden geçerken Furkan, Eda ve geçen bana Afiş çekimi için teklifte bulunan adam bir masaya oturmuş ciddi ciddi bir şeyler konuşuyorlardı. Gerçi Eda ve Furkan sırıtıyordu ama adam oldukça ciddiydi.

Bakışlarımı kısarak onlara doğru yürümeye başladım. Tam masanın önüne geldiğimde beni fark etmeleri için boğazımı temizledim. Üçü de aynı anda bana bakınca konuştum.

"Eda, ne güzel geziyorsun şirketi. Furkan  baya iyi gezdiriyor. Hadi gel bana nereleri gezdiğini göster." dediğimde dudaklarını disledi. Ben gittiğimden beri buradalardı kesin.

"Aslında biz tam gezerken Neşet Bey ile karşılaştık." dedi Furkan hemen. "Afiş çekimi ile ilgili konuşuyorduk. Madem sen kabul etmedin, bende Koray ile Seda çeker diye düşündük." dediğinde hızla kaşlarımı çattım.

Neşet denen adam şaşkınlıkla onlara bakarken hemen konuştum.

"Ben kabul etmediğimi söylemedim ki bana düşün dedi, düşünüyorum işte." diyerek düşünmeden konuştum. "Kabul ediyorum yani."

Ardından afalladım. NE YAPTIM AZ ÖNCE BEN!!!

"Hayır-" demiştim ki Furkanın bana ters attığı bakış ile susmak zorunda kaldım. Eda ayaklanarak konuştu.

"E hadi hayırlı uğurlu olsun." dedi ve koluma girerek beni kendiyle yürütmeye başladı.

------&&&------

Furkan giden ikilinin arkasından sırıtarak bakarken Neşet şaşkınlıkla Furkana döndü.

"Koray Bey mi oynayacaklarmış?" dedi şaşkınlığını gizleme gereği duymadan. Sırıtarak ona döndü Furkan.

"Onun daha haberi yok ama evet." dedi ve arkasını dönüp yürümeye başladı. Keyfi yerindeydi.

Koray'ın odasının önüne geldiğinde keyifle içeriye girdi. Koray her zamanki gibi yine işi ile ilgileniyordu.

Furkan karşısına oturunca kafasını kaldırıp ona baktı.

"Naber Koriş?" dedi Furkan keyifle. Koray bakışlarını kısarak ona baktı.

"İyi Furkan, sen nasılsın diye sorardım ama gayet iyi duruyorsun." dedi Koray imalı bir sesle. Arkasına yaslandı Furkan keyifle.

"Az önce güzel bir haber aldım da onun mutluluğunu yaşıyorum." dediğinde ona anlamayarak baktı Koray.

"Ne mutluluğu?"

"Madem sen Afiş çekiminde oynamayı kabul etmiyorsun bizde Fatihi şeçtik. Şimdi Kayra'ya da haber vereceğiz." dediği an kaşları çatıldı Koray'ın.

Fatih ve Kayra?

Dişlerini sıkarak Furkana baktı Koray.

"Organizasyon şirketinin adam akıllı modelleri yok muymuş da gelip bizden alıyorlar?" dediğinde omuz silkti Furkan.

"Neyse ben gidip Kayra'ya haber vermeye gidiyorum." dedi Furkan ve ayaklandı. Koray ona dik dik bakarken konuştu.

"Gerek yok." dedi Koray dişlerinin arasından. "Fatih ve Kayra beraber falan oynamayacaklar." dediğinde Furkan istediğini almanın rahatlığı ile sırıtarak ayaklandı.

Furkan tam odadan çıkacaktı ki Koray'ın ona seslenmesi ile durup ona baktı merakla.

"Sana bir kolye atacağım. Onu al tamam ?" dediğinde Furkan ile göz temasında değildi çünkü direkt anlardı. Bunu yaptığına inanamıyordu.

"Kimin için ki kolye?" dedi Furkan kaşlarını kaldırarak.

"Sanane Furkan?" dedi Koray ters bir ifadeyle. Furkan bir anda gülmeye başlayınca Koray küfür saydırmamak için kendini zor tuttu.

"Aldım mesajı patron." dedi ve asker selamı verip odadan çıktı.

------&&&------

Furkan odadan çıktıktan sonra keyfi oldukça yerindeydi. İki tarafı da kandırarak bir şekilde orta yolu bulmuştu ve bununla gurur duyuyordu.

Furkan şimdiye kadar asla Koray'ın ilişki hayatına karışmamıştı. Ama ne Koray ne de Kayra adım atmayınca kendisine düşmüştü.

Furkan yürümeye devam ederken asansörden çıkan Miraç'ı gördü. Koray ve Ecrinin kuzenini. Onunla da yakınlarda ama Koray kadar değil.

Miraç Furkanı görünce gülümsedi ve ona doğru gelmeye başladı. Tam yanında durduğunda ise konuştu.

"Naber Furki?" dediğinde Furkan güldü. Ona hep bu şekilde hitap ediyordu.

"İyi Miro sen?" dediğinde Miraç da aynı şekilde güldü.

"İyi bende Koraya bir şey sormaya gelmiştim." dediğinde Furkan merakla ona baktı.

"Yarın gezisi için Fransaya gideceğim. Ecrin de tutturdu bende geleceğim diye ama Koray izin vermemiş." dediğinde tek kaşını kaldırdı Furkan.

"Ne kadar sürecek ki gezi?" dedi hosnutsuz bir ifade ile.

"6 Ay." demesi ile Furkanın "Oha!" demesi bir oldu. Ne demek 6 ay?

"Neyse ben gidiyorum hadi kendine iyi bak." dedi ve omzuna dostane bir tavırla hafif vurup yanından geçti Miraç. Furkan ise ne yapacağını bilemeyerek kaldı orada.

"Koray beni azıcık tanıyorsa buna izin vermez." diye homurdandı sinirle.

------&&&------

"Ya ama çok sıkıldım." dedi Eda bana bıkkınlıkla bakarken. Ben ise önümdeki bilgisayara odaklanmış, işimi yapıyordum izin verdiği kadarıyla.

"Gidebilirsin eve Eda." dediğimde bana göz devirdi.

Yorulduğum için ayağa kalktığımda bana baktı merakla.

"Kahve almaya gidiyorum kendime sende istiyor musun?" dediğimde başını iki yana salladı. Telefonu bir anda çalınca telefonunu açtı hemen.

"Cenkk" diye cilve yaptığında rahatlayarak nefesimi verdim. En az yarım saat konuşurlardı bunlar.

Odadan çıktığımda ileride Seda ve Göt Lalesinin sohbet ettiğini görünce onlara göz devirerek asansöre bindim.

Kafeteryanın önüne geldiğimde kendime kahve aldım ve tekrar odama dönmek için yürümeye başladım.

Ortak, herkese açık alanda çalışanların daha rahat çalışması için kurulan bir ortamda birinin 'Koray Bey' diye seslenmesi ile durup oraya baktım.

Koray oradan geçiyordu ve adamın ona seslenmesi ile durup ona baktı. Ortamdaki herkes merakla ikisine bakarken adam tekrar konuştu.

"Koray Bey benim bilgisayarım hata verip duruyor, uygulamaya giremiyorum." dediğinde yanımda bulunan ne ise yaradığını bilmediğim cama yasladım ve onları izlemeye başladım.

Koray nefesini vererek beyaz gömleğinin kollarını dirseklerine kadar çekip oraya yürüdüğünde herkesin hayran bakışları ondaydı.

Bilgisayara doğru eğildi ve tüm ciddiyeti ile sorunu çözmeye başladı. Ben olduğum yerde içime derin bir nefes alırken diğer kızlar ağzı açık bir şekilde büyülenmiş gibi onu izliyorlardı. Hafif eğildiği için saçı biraz alnına düşmüş, gömleğinin ilk birkaç açık düğmesi bile onu havalı gösteriyordu.

Parmakları usta bir şekilde bilgisayarda dolaşırken yutkunup onu izlemeye devam ettim.

Beyaz gömleğinden bile belli olan kasları bile ayrı bir hava atıyordu ortama. Şimdi o kaslara- Ne diyorum ya ben!

Üst üste yutkunarak onu izlemeye devam ettiğim sırada tam arkamdan Eda'nın bir anda "Salyan akıyor kanka." demesi ile irkilip yerimden sıçradığımda verdiğim tepkiden dolayı herkes bir anda bize bakmıştı. Buna Koray da dahil.

Utançtan dolayı tüm vücudum yanarken Koray kaşlarını kaldırıp bana bakınca elimdeki kahveyi Eda'nın eline tutuşturdum ve herkesin bakışları eşiğinde hızla oradan ayrıldım.

Kendi odama geldiğimde sinirden çığlık atmamak için kendimi çok zor tutuyordum. Eda Allahından Bul Eda!

Kafamı dağıtmak için hızla elime alabildiğim kadar dosya aldım. Yoksa düşünmekten kafayı yiyecektim!

------&&&------

"Hadi ama artık küsme bana ya" diyen Edayı duymazdan gelerek film izlemeye devam ettim. Tüm gün köşe bucak Koray'dan kaçmış, onunla göz göze gelmemek için büyük uğraşmıştım.

Sanki yarın beraber Afiş çekimi yapmayacakmışız gibi.

Evet, Neşet Bey bana çekimin yarın yapılacağını söyledi. Afişini temeli evlilik olduğunu ilk duyduğumda büyük bir kalp krizi geçirdim başta ama sonra bir şekilde idrak ettim.

Büyük uğraşlar sonucu Neşet Beyi ikna etmiştim. Nişan için çekimi biz yapacaktık. Kına ve Düğün için olan konsepti kendi modelleri yapacaktı. Neyse bu da bir şeydi en azından gelinlik giyinmeyecektim.

"Eda yeter artık." dedim oflarcasına.

Bana göz devirip yanıma oturdu. Sözde kendini affettirecek tini mini Hanım.

"Ben bugün bir şey fark ettim." dediğinde ona yandan bir bakış atıp umursamadan tekrar filme döndüm.

"Dolabında beyaz bir gömlek gördüm." dediğinde tüm dikkatimi çekmişti gıcık. Koray'ın gömleğinden bahsediyordu.

"Neden hala saklıyorsun?" diye soru sordu. Bir sey demeden filmi izlemeye devam ettim.

"Aşık olduğun için dimi." dedi gülerek.

"Satacağım." dediğimde bu sefer büyük bir kahkaha attı. Böyle bir seyi asla yapmayacağımı çok iyi biliyordu.

"O değilde yarın için çok heyecanlıyım."

"İlk defa işe gideceğin için heyecanlısın Eda."

"İzin aldım" dediğinde hiç şaşırmadım.

Telefonum çalmaya başladığında elime telefonumu aldım. Ablam arıyordu.

"Kayra" dedi heyecanlı heyecanlı. Ben merakla ne diyeceğini beklerken Konuştu.

"Evleniyorum Kayraaaa!" diye bağırması ile hem ben hem de Eda beynimizden vurulmuş gibi kalakaldık.

"NE!" dedim yüksek sesle şaşkınlık içinde. Telefonun diğer ucundan kıkırtısını duydum.

"Ne demek evleniyorsun?" dedim şaşkınlıkla "kiminle, ne zaman, neden açıkla hemen."

Ve anlatmaya başladı.

"Şimdi dün biz Ömer ile yemeğe çıktık. Tam o sırada annem aradı. Git Koray Ve Kayra için nikah günü al dedi. Ben seni kurtarmak için dedim ki ben evlenmeden Kayra evlenemez dedim. Benim başım yandı amına koyayım ya!" diye sitem ettiğinde şaşkınlıkla onu dinledim.

"Annem bana komsunun oglu Bilal diye birini attı onunla evleneceksin yarın dedi. Yüzüne bakakaldım. Tabi Ömer de hepsini duyuyor. Adama inme indi zaten orada." dediğinde Eda kahkaha attı.

Komşunun oğlu Bilal mi ? Biri bu adamı artık evlendirsin lütfen!

"Ondan sonra ben dedim ki ben bilal ile evlenmem. Sonra ben ne olduğunu anlamadan Ömer eline aldı telefonu o dedi ki Kızınızı istemeye geliyorum hayırlı olsun dedi ve telefonu kapattı." NE NE NE! BU NE HIZ YA!

"Abla iki gündür tanıdığın biriyle evlenmeyeceksin herhalde." dediğimde güldüğünü duydum.

"İstersen gidip Koray ile sana nikah-"

"Şaka yaptım şaka şaka." dediğimde Eda hala gülüyordu. Bu kadar meraklıysa evlenmeye, evlensin yani banane.

"İşte yarın istemeye gelecekler." dediğinde bir kez daha kalakaldım. Yok artık daha neler!

"Aşkım sen Ömerle sevgili misin?" dedi Eda araya girerek. Ablam onaylanan bir ses çıkardı. Bir kez daha şok oldum.

"Herkes mi hızlı yoksa siz mi fazla yavaşsınız?" dedi Eda bana dönerek "Yani siz daha sevgili bile olmadınız elalem evleniyor." dediğinde o kadar şaşkındım ki konuşamadım bile. 

"Neyse işte yarın görüşürüz." dedi Ablam ve telefonu kapattı. Edaya döndüm yavaşça.

"Bunlar bir rüya dimi?" demem ile kolumu cimcikledi. Acıyla izlediğimde göz kırptı. Rüya falan değildi.

-----&&&-----

Eda bana sırıtarak bakarken ben ağlamamak için kendimi zor tutuyordum zira sinirden patlamama ramak kalmıştı.

Bir günde yaşayacağım şeylere inanamıyordum. Önce Koray ile Afiş çekiminde oynayacaktık. Bu yetmemiş gibi bir de kardeşiyle ablam nişanlanacaktı. BU ÇOK SAÇMA!

Eda izin almış işe gitmemişti. Cenk ise sabah bir ara yanımıza uğramış ve kısa bir an oturup sonra da ise gitmişti. Eda mutlu, ben gergindim.

Adamın yüzüne bakamıyordum bir de yetmezmiş gibi beraber çekim mi yapacaktık? Hangi asistan ve patron bu denli ilişkiye girdi ki?

Gerçi biz ne zaman adam akıllı patron ve çalışan olduk ki? Hiçbir zaman!

Araba şirketin önünde durduğunda Eda ile beraber arabadan indik. Hemen yanımıza bir araba park yapınca gelenin Furkan olduğunu anladım.

Arabanın kapısını açmak yerinde üstten atlayarak indi ve serseri gibi dağıttığı saçlarına elini geçirip yanımıza geldi.

"Selam gençlik?" dediğinde Eda cevap verirken ben oflamak ile yetindim.

"Bu işin içinde siz varsınız biliyorum." diye homurdandığımda göz devirmekle yetindiler.

"Niye öyle diyorsun ki Kayra, Kaderin böyleymiş. Nasrettin Hoca boşuna demiş ayağını yorganına göre uzat diye" dediğinde Eda kahkaha atarken ben ona anlamayarak baktım. Ne alaka lan?

"Onu atalarımız söylemiyor muydu?" dedi Eda kahkahalarının arasından.

"Neyse konuyu değiştirme." dedi Furkan ve bana döndü "Çekimler bir saat sonra başlayacak hazır mısın?" dediğinde ona dişlerimi sıkarak bakmakla yetindim.

------&&&------

Etrafı inceleyen Edaya ters ters bakmakla yetindim. Burası Neşet Bey'in organizasyon şirketiydi. Yarım saat önce buraya gelmiştik Ekip olarak. Biz erken geldiğimiz için Koray birazdan gelecekti ve o geldiği anda çekimler başlayacaktı.

Kapı açılınca içeriye bir kadın girdi. Önce Edaya, ardından da bana döndü. "Siz Kayra Hanım olmalısınız?" dediğinde başımı salladım. İçten bir gülümseme ile bana doğru geldi.

"Merhaba, ben bu şirketin moda şefiyim. Birazdan çekilecek olan Afiş fotoğrafları için görevlendirildim." dediğinde robot gibiydi.

"Anladım." dedim sadece.

"Şimdi size vereceğim kıyafeti giyinmeniz gerek. Ardından da makyaj işlemlerine geçeceğiz." dediğinde ileride bulunan elbiselerin olduğu kısma doğru yürümeye başladı.

Birkaç dakika sonra elinde siyah bir poşetle geldi ve elime verdi. Gülümseyerek sağda bulunan kabinleri işaret ettiğinde bir şey demeden elbiseyi aldım ve kabine girdim.

Elbiseye göz atınca bir an küçük dilimi yutacağımı zannettim. Bu nişan elbisesinden çok benim düğünlerde giydiğim elbiseleri benziyordu. Elbisenin omuzları açıktı ve derin bir yırtmacı vardı. Üzerime elbiseyi geçirip kendime aynadan baktım.

Siyah elbisenin içinde beyaz tenim parıldarken ince belim ve dekoltenin açıkta bıraktığı göğüslerimle iddialı görünüyordum.

Yutkunarak kendime baktığımda daha fazla oyalanmamak için kabinden çıktım. Görevli kadın ve Eda merakla beni beklerken beni gördükleri an bakakalmışlardı.

"Yuh." dedi Eda beni sürerken. "Koraya üzülüyorum adamcağız bakmakla yetinmek zorunda." dediğinde görevli kadın gülerken ben yine kızarmıştım.

"Harika görünüyorsunuz Kayra Hanım." dedi kadın şaşkınlıkla ve beğeniyle bana bakarken. "Eda Hanım ile aynı fikirdeyim." diye de ekleyince daha da kızardım.

Makyaj ve saç için kadın beni yönlendirdiğinde zihnimdeki tek şey Koray'ın vereceği tepkinin ne olacağıydı...

------&&&------

Koray sabırsızca Kayra'nın artık gelmesini beklerken Furkan sırıtarak onu izliyordu. Çekim için herşey hazırdı. Bir tek Kayra eksikti.

Kocaman çekim salonunda herkes onların gelmesini beklerken kapı açıldı ve herkes tüm dikkatini oraya yöneltti.

Kayra utanç içerisinde dudaklarını dişleyerek içeriye adım attı ve herkesin onu görmesini sağladı.

Furkan bile şaşkınlıkla ona bakarken Koray nutku tutulmuş bir şekilde ona bakıyordu. O kadar güzel görünüyordu ki şu an salondaki her erkeğin ona baktığını düşünmesi bile Koray'ın delirmesi için yeterli bir sebepti.

Kayra kafasını kaldırıp ona bakmaya çekinirken Koray gözlerini onun üzerinden almıyordu. Büyülenmiş gibiydi. Onun dışında başka bir şey görmek istemiyordu.

Kayra çekingen hareketlerle yürümeye başladığında herkes pür dikkat ona bakıyordu.

Zaten utanç ve gerginlikten dolayı yürümekte zorlanan Kayra, bir de herkesin ona bakması ile iyice zorlanıyordu.

"Düşünsene." diye fısıldadı Furkan sessizce Koray'ın kulağına doğru. "Eğer sen kabul etmeseydin Fatih'in elleri onun belinde-" demişti ki Koray'ın ona attığı bir bakış ile sustu anında.

Kayra tam Koray'ın önünde durduğunda yine kafasını kaldırıp yüzüne bakamıyordu. Koray yakından gördüğü göğüs dekoltesi ile dişlerini sıkarken bu elbiseyi tasarlayanı parçalamak istedi ama yinede sesini çıkarmadı. Çünkü Kayra'yı kıyafet konusunda asla kısıtlamayı düşünmüyordu. İstediği şeyi giyinirdi, kime ne?

"Çekimlere başlayalım." dedi Neşet sabırsızca. Ortak olmak İstediği şirketin sahibi projesinde oynuyordu. Bu onun için çok büyük bir şanstı.

Herkes yerlerini almaya başlarken Koray ve Kayra da kendi yerlerine yerleştiler. Görevli olan adam gelip ilk pozisyonu anlattıklarında bir şey demeden kabul ettiler.

Kameramanlar onları beklerken Koray nefesini vererek Kayra'ya döndü. Kayra sonunda mecburen kafasını kaldırıp karşısındaki adama bakarken sertçe yutkundu. Ne düşüneceğini bilemiyordu.

Koray ellerini nazik bir şekilde Kayra'nın beline yerleştirdiğinde Kayra da ellerini omzuna yerleştirdi. Birbirlerinin gözlerinin içine baktıkları an bir fotoğraf çekildi.

Yine aynı şekilde ayaktayken birkaç pozisyon daha denendi ve hepsi de çekildi. Kayra sonunda çekimler bitti diye rahatlarken görevli kadının yanlarına tekrar gelmesi ile sıraladığı tüm küfürleri yuttu.

Çekim alanına siyah bir koltuk getirdiklerinde Kayra anlamayarak onlara bakıyordu.

"Son bir poz almak zorundayız." dedi görevli kadın. "Koray Bey lütfen koltuğa geçebilir misiniz?" dediğinde Kayra kısık bakışlara kadına bakarken Koray nefesini vererek koltuğa oturdu.

"Kayra Hanım sizde-" demişti ki Neşet bir anda araya girerek "Kucağına oturun Kayra Hanım." dedi. Yanında ise Furkan vardı.

Hem Koray hem de Kayra şaşkınlıkla onlara bakarken Neşet umarım iptal olmaz diye kendini avutmaya çalışıyordu. Furkan bunu söylemesi için zorlamıştı.

"Anlamadım?" dedi Kayra şaşkınlıkla. Neşet nefesini verdi ve tekrar konuştu.

"Kucağına oturun diyorum Kayra Hanım." dedi gayet normal bir şeyden bahseder gibi.

Koray, Nesetin yanındaki arkadaşını görünce ortada ne döndüğünü anladığı için bir şey demeden keyifle Kayra'nın şaşkın halini izledi.

Kayra hemen arkasında, Koltukta oturan adama kısa bir an baktıktan sonra tekrar Neşet döndü. Bunu yapamadı zira utançtan geberecek gibi hissediyordu.

Tam "Ama-" demişti ki Koray'ın onu kendine çekmesi ile Kucağına düşmesi bir oldu. Salondaki herkes şaşkınlıkla ikisine bakarken Eda ve Furkan sırıtarak onlara bakıyordu.

"Çekime başlıyoruz!" diye bağırdı kameralardan birisi. Kayra hemen oturuşuna düzen verip utançtan dolayı kızaran yanakları ile kucağında olduğu adama baktı.

Kameramanlar fotoğraf çekmeye başlarken Kayra yerini sabitlemek için hareket etti ama bu Koray'ın dişlerini sıkarak onu durdurmasına sebep oldu. Kayra yuktunup Koraya bakarken elleri omuzlarında bulunuyordu. Koray onu durdurmak için ellerini beline yerleştirip baskı yapmıştı. Kameramanlar ise bunu fırsat bilerek tekrar ve tekrar fotoğraflarını çekmeye devam ettiler.

Kayra zorunda kaldığı için bir kez daha hareket ettiğinde Koray kendine hakim olmak için oldukça zorlanıyordu.

Dudaklarını Kayra'nın kulağının yanına getirdi ve fısıldadı.
"Lütfen sabit durur musun?"

Kayra tokat yemiş gibi ona bakakaldığında ne diyeceğini bilemeyerek yüzüne baktı.

Ikisi birbirinin gözlerinin içine, en derinlerine doğru bakmışken salonda bir ses yükseldi.
"Çekim bitmiştir!"

Kayra hızla bakışlarını kaçırdı ve ayaklandı. Koray da ayağa kalktığında salonda karmaşa oluşmuştu.

Kayra deli gibi  atan kalbi ile kafasını kaldırıp Koraya baktığında Koray'ın zaten ona baktığını görünce daha da hızlandı kalbi.

Kayra tam üzerini değiştirmek için Koray'ın yanından geçecekken Koray onu durdurdu. Kayra şaşkınlıkla kafasını kaldırıp onu durduran adama baktı.

"Akşam nişanda görüşürüz." dedi ve sırıtarak kenara çekildi. Kayra utanç hissi ile hızla oradan ayrıldı.

------&&&------

Üzerime tekrar sabah giyindim siyah pantolon ve siyah korseyi geçirdikten sonra heyecanımı dizginlemeye çalışıyordum.

Eda akşam için hazırlanacağını söyleyip gitmişti on dakika önce. Bende inanmadım tabiki. Tek amacı ben ve Korayı aynı arabaya bindirmekti. Bunu anlamıştım.

Furkan da gitmesi gerektiğini söyleyip gittiğinde aynı şekilde yine şaşırmamıştım.

Elime çantamı aldıktan sonra şirketin koridoruna çıktım. Neşet Bey ve asistanı bana doğru gelince onları bekledim.

Yanıma geldiklerinde bana içten bir şekilde tebessüm etti. "Güzel iş çıkardınız tebrik ederim." dedi Neşet Bey bana elini uzatarak. Elini sıktım ve teşekkür ettim.

Arkamda hissettiğim ses ile arkama dönmeme gerek kalmadan Koray yanıma gelmişti.

"Tebrik ederim." dedi Neşet Bey aynı şekilde Koraya bakarak. Koray ise başını sallamakla yetindi. Ardından bana döndü.

"Kayra gidiyoruz." diyip yürümeye başladığında hızla arkasından ilerledim. Şirketten çıktığımızda onunla aynı arabada olmak istemiyordum. Yoksa bu sefer gerçekten kalp krizinden dolayı bayılabilirdim.

Görevlilerden biri Koray'ın araba anahtarını verdiğine Koray bana döndü.

"Bu sefer gerçekten taksiye binsem daha iyi olacak sanırım." dediğimde bana ters bir bakış attı. Yine aynı diyalog olamaz hayır!

"Kayra."

"Koray Bey?"

"Arabaya bin Kayra."

"Peki Koray Bey."

Oflayarak araba bindiğimde arkamdan güldüğünü duydum. Keyfi yerindeydi adamın.

Ayrıca Ömer ile Ablamın nişanını nasıl bu kadar çabuk sindirebildi ki bu adam?

Arabayı sürmeye başladığında bana bakmadan konuştu. "Bana Bey demene gerek yok, Kardeşlerimiz evleniyor sonuçta." dediğinde utançtan domatese benzediğime emindim.

"Böylesi daha iyi Koray Bey." dediğimde ağzının içinden bir şeyler geceleri ama ne dediğini duymadım.

------&&&------

Elimdeki son dosyayı da kapattım ve ayaklandım. Dört saattir çalışıyordum. Mola saatine daha bir saat vardı ama en azından beş dakika bir kahve içebilirdim.

Odamdan çıkıp kafeteryadan kendime bir kahve alıp boş masalardan birine oturdum. Bir anda karşımdaki sandalyeye Fatih Bey oturunca anlamayarak ona baktım.

"Selam." dedi gülümseyerek.

"Selam." dedim aynı şekilde.

"Nasılsın Kayra?" dediğinde sadece "İyiyim" dedim.

Tam ağzını açıp bir şey daha söyleyecekti ki duyduğumuz sesle ikimizde susup oraya baktık.

"Kayra" diyen sert ve sinirli ses Koraya aitti. Kafamı kaldırıp ona baktığımda o dişlerini sıkarak bir bana bir de Fatih Beye bakıyordu.

"Mola saatine daha bir saat var Kayra." demesi ile yutkunup ayaklandığımda o hala Fatih Beye ters bakışlar atıyordu.

"Biliyorum Koray Bey ama-"

"Aması yok bundan böyle mesai saatlerinde Mola vermek yok Kayra." dedi net bir sesle.

"Peki Koray Bey." dedim ve bir şey demesine fırsat vermeden oradan ayrıldım.

------&&&------

Üzerime sardığım bornozun kuşağını bağladıktan sonra banyodan çıktım. Son olanlardan sonra Mola saatinde bile odamdan çıkmamıştım. İşim bittiğinde ise direkt eve gelmiştim.
Eda hazırlıklara yardım etmek için benden önce gitmişti. Bu sebeple evde yalnızdım.

Odama geldiğimde dolabı açtım ve giyineceğimi düşünmeye başladım. Dolabın arka tarafında gördüğüm beyaz gömlek ile dudaklarımı dislerken elim ona gitti.

Gömleğe bakarken gülmemek için kendimi zorlayıp üzerimden bornozu çıkardım ve gömleği giyindim. Düğmelerini ilikledikten sonra üzerimde nasıl durduğunu görmek için aynaya baktım. Ilk birkaç düğmesini bilerek açık bırakmıştım. Çünkü Koray da hep açık bırakıyordu. Gömlek kalçalarımın iki karış aşağısında bitiyordu.

Çıplak bacaklarıma ve gömleğin açık bıraktığı göğüslerime bakarken kendimi zorladım ve aynaya bakarken konuştum.

"MİLİ SİİTİNE DİHİ BİR SİİT BİR KİYRİ!" dedim dalgalya ardından kahkaha attım. Ardından sesimi inceledim ve kendi taklidimi yaptım.

"Biliyirim kiriy biy imi-"  dedim ve tekrar kahkaha attım. O kadar komik görünüyordum ki kendime saatlerce gülebilirdim.

"AMOSU YOK BONDON BOYLO MOSOİ SOOTLORONDO MOLO VORMOK YOK KAYRA!" dedim sesimi kalınlaştırmaya çalışarak.

Tekrar kahkaha attığımda bir şey oldu. Bu şey hem beni yerin dibine sokmak isteyen hem de utançtan ölmemin bile sebebi olabilecek kadar büyük bir şeydi. Onun sesi tüm odada yankılandı.

"Yakışmış."

____________BÖLÜM SONU____________

Ayayayay heyecandan öleceğim galibaaa....

Bölümü nasıl buldunuzzz???

Arkadaşlar lütfen beni takip etmeyi unutmayın çoğu yorum yapıp oy vern kişiler beni takip etmiyor...

SINIR: 6.000 OY VE 6.000 YORUM (NOKTALAM İSARETI VE EMOJI YAPMAYIN!)

Yeni bölüm pazar günü gelecek, görüşmek üzere hoşçakalın...

MELEK AYDIN

...

Continue Reading

You'll Also Like

14.7K 1.6K 10
"Sonsuz yaşamın acı bir arayış içinde geçecek. Duygularını kaybedeceksin. Kırlardaki solgun bir ot tanesi kadar hissiz olduğunda yediklerin ağzında s...
80.3K 4.2K 49
Çok sevdiğim dizi sen çal kapımıyı kendim hayali olarak kurgulamaya çalıştım.
5.2M 282K 29
Sarhoş olduğu gece bir adamla birlikte olan Kayra, sabah uyandığında kendini tanımadığı bir adamla bulur. Evden apar topar kaçan Kayra, birlikte old...
152 65 13
Güneşin ilk ihaneti karanlıktan geceyi almak olurdu. Karanlığın ihaneti ise gündüzleri geceye mahkum etmek olurdu. Ateşinin ışığında karanlığın izler...