BEYAZ SİYAH

De terazininsimgesi00

14.5K 982 312

Seri katil aynı zamanda Avukat olan Kumsal Sonsöz her gün yeni bir cinayet işler gün geçtikçe cinayet sayıla... Mais

1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3. BÖLÜM
4. BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11. BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15. BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
21. BÖLÜM
22.BÖLÜM
23.BÖLÜM
24.BÖLÜM
25.BÖLÜM
26. BÖLÜM
27. BÖLÜM
28. BÖLÜM
29. BÖLÜM
30. BÖLÜM
31. BÖLÜM
32. BÖLÜM
33. BÖLÜM
34. BÖLÜM
35. BÖLÜM
36. BÖLÜM
37. BÖLÜM
38. BÖLÜM
39. BÖLÜM
40. BÖLÜM
41. BÖLÜM
42.BÖLÜM
43.BÖLÜM
44. BÖLÜM
45. BÖLÜM
46. BÖLÜM
47. BÖLÜM
48.BÖLÜM
49.BÖLÜM
50. BÖLÜM
51. BÖLÜM
52. BÖLÜM
53.BÖLÜM
54. BÖLÜM
55.BÖLÜM
56. BÖLÜM
57. Bölüm
58. BÖLÜM
59.BÖLÜM
60.BÖLÜM
61.BÖLÜM
62.Bölüm
63. BÖLÜM
64. BÖLÜM
65 Bölüm
67.Bölüm
68.Bölüm
69. Bölüm
70 Bölüm
71. Bölüm
72.Bölüm
73.Bölüm
74 Bölüm
75 Bölüm

66 Bölüm

73 7 0
De terazininsimgesi00

Hepinize merhabalar arkadaşlar ilk öncelikle bir şey söylemek istiyorum hikayem artık eskisi gibi okunmuyor sıkıcı gelmeye mi başladı fikirlerini belirtirseniz sevinirim:)

Keyifli okumalar canlarım:)

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Alarmın çalması ile uyandım hızlıca hazırlanıp aşağıya indim olabildiğince sesiz olmak zorundaydım buna mecburdum çünkü Atlas  uyanır ise her şey mahvolacaktı. Atlas koltukta uyuyordu ilk önce hırkasının cebine baktım orada yoktu nereye sokmuştu bu anahtarı masanın üzerine baktım orada da yoktu çıldıracaktım.

"Neyi arıyorsun karıcığım bunu mu"

Siktir uyandırmıştım arkama döndüğümde elinde arabanın anahtarı vardı çok güzel yakalanmıştık.

"Anahtarı versene"

"Nereye gidiyorsun daha güneş doğmamışken"

"Sana ne ya"

"Kumsal biz ne anlaşmıştık"

"Tamam bir işim var ve hemen çıkmam lazım geri dönerim anahtarı alabilir miyim"

"Bir şey karşılığında veririm"

"Ne"

"Bende geleceğim"

"Aklını mı kaçırdın sen ya saçmalama hem sen polissin böyle işlere karışma"

"İyi madem gelmiyorum sende gidemezsin"

"Atlas ver anahtarı beni deli etme"

"Vermiyorum"

"Sana mı muhtacım be giderim ben"

Kapıya yöneldim ama kapıyı da kilitlemişti.

"Boşuna uğraşma anahtar bende ve ben açmadığım sürece çıkamazsın"

"Atlas işim var diyorum sana haydi aç şu kapıyı geç kalacağım"

"Duymadın mı beni Kumsal bensiz bir yere gidemezsin"

Bunu kabul etmek zorundaydım yoksa geç kalacaktım.

"Bak tehlikeye girebilir işin"

"Olsun"

"Tamam geleceksin ama işime karıştığını görmeyeceğim"

"Tamam"

"Söz ver"

"Söz"

Daha fazla geç kalmamak için hemen evden çıktık Karaya haber vermek zorundaydım.

Kara aranıyor...

"Alo Kara ne yaptınız halletiniz mi"

"Evet Kumsal her şey hazır seni bekliyoruz"

"Atlas da geliyor"

"Ne kafayı mı yedin sen Kumsal"

"Kara sorgulamak sana düşmedi"

Telefonu kapattım. Şaka gibiydi şu an Atlasla bir suça bulaşacaktık hemde bir polisle ama bunu o istemişti.Sonunda gelmiştik hemen aşağıya indim Kaya ve Kara bizi bekliyordu.

"Siz yine bir şey karıştırıyorsunuz dimi"

"Atlas sana ne dedim işime karışmayacaksın"

"Tamam peki"

"Sen bizi arabada bekle"

"Kumsal çocuk muyum ben bende geleceğim"

"Atlas bu çok tehlikeli"

"Umurumda değil"

"Peki Kaya buna da kıyafet ver"

Kaya arabadan Atlasa da kıyafet getirdi Kaya ve Atlas benim korumalarım olacaktı plan bu şekildeydi.

"Atlas bunu giy"

"Tamam"

Atlas giyinmeye gitti bende hemen üstümü değiştirdim.

"Hazır mısınız"

"Evet"

Tekneye doğru ilerledik çoktan gelmişlerdi bizi bekliyorlardı.

"Welcome Kumsal"

(Hoş geldin Kumsal)

"Welcome Frank"

(Hoş buldum Frank)

"You are more beautiful than photos Kumsal"

(Fotoğraflardan daha güzelsin Kumsal)

Gelerek elimi öptü Allahtan elimde eldiven vardı yoksa bu eli kesip atardım.Göz ucu ile Atlasa baktım Kaya kolunu tutuyordu sinirlenmiş miydi çünkü adamı öldürecek gibi bakıyordu.

"Thank you, let's move on to the main issuse"

(Teşekkür ederim asıl meselemize geçelim)

"Sure, let's go inside and talk,shall we?"

(Tabii, içeri geçelim, konuşalım olur mu?)

Atlas ve Kaya buna asla izin vermeyeceklerdi.

"We can talk here it's okay they're my we can talk next to them it's bodyguards it's okay)

(Burada konuşabiliriz sorun yok onlar benim korumalarım yanlarında konuşabiliriz sorun değil"

"Well, we have close to 10 tons of goods, transfer the money to our account immediately, you win and I will win"

(Peki 10 tona yakın malımız var parayı hemen hesabımıza aktarın siz kazanın bende kazanayım)

Elimi havaya kaldırdığım an Kaya ve Atlas silahları çıkarıp korumalara sıkmaya başladı hepimiz köşelere geçip sıkmaya başladık.

"Şaka gibi lan polislere haber versenize Kumsal"

"Polislerin daha önemli işleri var komiser biz öldürelim polisi arayıp teslim edelim"

"Size inanmıyorum cidden size inanamıyorum"

"Eee Atlas biz buyuz"

Hepsini öldürmüştük sadece Frank sağdı oda kaçacak delik arıyordu ensesinden tutum ve diz kapaklarına tekmeyi geçirdim yere oturmasını sağladım.

"Tekrardan merhaba Frank"

"Bu Türkçe biliyor mu ki"

Bu soruyu Atlas sordu.

"Senden bizden iyi biliyor dimi Frank"

"Bak Kumsal bırak gideyim mallarda sizin olsun parada almıyorum"

"Lan şerefsiz utanmıyor musun lan milleti zehirlemeye benim ne mallara ihtiyacım var nede paraya benim tek istediğim sizin gibi şerefsizleri bu dünyadan temizlemek"

"Kumsal bırak artık polisleri arayalım bundan sonra o halletsin"

Atlasın sözünü dinleyecek değildim her zaman yaptığım şeyi yapacaktım tabi ki silahımı çıkarıp ilk kollarına sonra bacaklarına sıktım.

"Ne yapıyorsun Kumsal"

"Atlas buraya geldin diye sözünü dinleyecek değilim her zaman ki yaptığım şeyi yaptım"

Tekneden ayrıldım Atlas ve Kaya peşimden geliyordu Karanın adamlarına emir verdim tekneyi temizlemeleri için.

"Kara polisleri ara işimiz bitti"

"Şimdi mi aklına geldi polisi aramak Kumsal bize ihbarı verebilirdin bizde hallede bilirdik"

"Şimdi kocacığım senin karın biraz deli kan görmek istiyor"

"Ona ne şüphe"

"Haydi haydi konuşmayı bırakın Laleyi Fıratı arayın gelsinler kahvaltı yapalım birde Kara Sibel teyzeyi de getir"

"Tamam"

"Sibel teyze kim Kumsal"

"Oğuzun annesi Kaya"

"Kumsal farkında mısın bilmiyorum ama Azizin de annesi sayılıyor ne malum oğluna çalışmadığı"

"Sakın Kaya kadının yanında da böyle kelimeler kullanma kalbini kırarım kadının halini gör önce"

"Peki Kumsal"

Çok geçmeden polis siren sesleri geldi bizde araçlara binerek hemen oradan ayrıldık. Mekana gelmiştik hepsi bizi bekliyorlardı.

"Günaydın Kumsal"

"Günaydın Lalem"

Masaya oturduk Kaya ve Atlas şok olmuş bir ifade ile Sibel teyzeye bakıyorlardı.

"Günaydın kızım"

"Günaydın Sibel teyzem"

"Ne iyi düşünmüşsün kızım uzun zaman sonra ilk defa böyle kalabalık huzurlu bir kahvaltı edeceğim"

"Afiyet olsun teyzem hem dedim güzel bir gün geçirelim hemde sen eşimle yani Atlas ile tanış"

"Güzel olur kızım"

Atlası gösterdim.

"Atlas eşim"

Atlas elini uzattı Sibel teyze sıktı.

"Memnun oldum oğlum bende Sibel sadece Kumsalın teyzesi ne kadar şanslısın oğlum Kumsal gibi bir eşe sahipsin"

"Öyledir"

"Kumsal duygularını belli etmez oğlum içinde fırtınalar kopar ama dışarıya yansıtmaz sever ama sevmem der inatçı olduğu için biraz Kumsal karanlıkta kalmış bir ceylan ve karanlıkta çakallar dolaşır oğlum dikkat et kızımı kapmasınlar"

"Nasıl yani"

Lale yine anlamamıştı.

"Demem o ki Lale kızım Kumsalın başında bir sürü var kızım belalar bir türlü bitmek bilmiyor o yüzden diyorum ki Atlas oğlum kızımı korusun kollasın kaybetmeyelim kızımı"

"Ay Sibel teyze sen nasıl konuşuyorsun ya Allah korusun Kumsala bir şey olmaz"

"Bu sefer ki tehlike çok farklı kızım bu sefer bir tane çakal yok çakal sürüsü var"

"Kumsal ben korktum ya"

"Abartma Lale"

"Lale haklı bende tırsmadım değil"

"Onlar çakal ise bende kaplanım be"

Bu cümlem ile herkes kahkaha atmıştı ama bir kişi hariç Atlas sadece beni izliyordu acaba aklından şu an ne geçiyordu keşke bir gücüm olsaydı da aklını okuya bilseydim.

"Haydi o zaman ben çok acıktım yiyelim"

Bakışlarımı Atlas dan ayırarak kahvaltıma döndüm bakışları hayla üzerimdeydi hissediyordum. Sibel teyze haklıydı bu sefer başımda çok büyük bir bela vardı. Telefonumun çalması ile ortam sesizliğe büründü.

Aziz ş. arıyor...

Bu şerefsiz beni neden arıyordu ki burada açamazdım ama eğer açmaz isem Atlas ve Kaya şüphelenecek ti mecbur açtım.

"Efendim"

"Ooo Kumsal yine ölmemişsin kaç canın var lan senin dokuzu da geçti"

"Eee Öldürmeyen Allah öldürmez"

"Hayırdır yanında birileri mi var bu kadar sakinsin"

"Aynen senin dosyanı daha kapatmadım ben o defterini bürümeden kapatmam hiç merak etme"

"Ayyy çok korktum ya ne yapayım"

"Her zaman yaptığını yap korkak"

"Benim ha korkak o zaman ben sana kim korkak göstereyim Kumsal"

"Tabi tabi bekliyorum"

"Senin en çok korktuğun şey sevdiklerine zarar gelmesiydi dimi Kumsal o zaman bende sevdiklerine zarar vereyim de gör bakalım korkak kim"

"Bana bak eğer birine zarar gelir ise anladın"

"Boş boş tehditler Kumsal o kadını bana ver"

"Bok veririm lan kadını"

"Tamam o zaman olacaklardan sorumlu değilim uğraş bakalım Kumsal Sonsöz ama unutma ben kaybetmem kaybedecek bir şeyim yok ama senin var"

Daha fazla konuşup masadakileri endişelendirmek istemedim yüzüne kapattım...

Eveeet bir bölümün daha sonuna geldik umarım beğenmişsinizdir. Yorumlarınızı bekliyorum aynı zamanda desteklerinizide. Hepinizi çok seviyorum 💖✨

Arkadaşlar ınstagram hesabımı takip etmeyi unutmayın oraya gelip sohbet edebiliriz:)

Continue lendo

Você também vai gostar

1.1M 70.7K 63
İlk yalancının ilk yalanı, toprağa düştüğü andan itibaren, yatsıdan sonra yanan mum ona bebek gibi bakacaktı. Yalanın tohumu büyüyecek ve çiçek açaca...
2.7M 153K 107
Hayat, fırtınanın dinmesini beklemekle ilgili değildir... Yağmurda dans etmeyi öğrenmekle ilgilidir. "Umay?" "Operasyondayız." "Benimle evlenir misin...
23.8K 1.1K 15
Tesadüfen yolları kesişen avukat kızın ve askerin yaşadıkları zorluklar, aynı zamanda beraber geçirdikleri güzel vakitler... Kitaptaki olayların hiçb...
39.8K 3.8K 16
Bir kız var ismi Dolunay... Tam bir Dolunay gibi parlıyor. Bu zamana kadar çok fazla zorluk atlatmasına rağmen her zaman dimdik durdu. Ve herkesin bu...