Sınır 250 oy 300 yorum.
Boran Eceye kısa ama tutkusunu benim bile hissettiğim bir bakış attıktan sonra bana dönüp derin bir nefes aldı. "Savaş'ı iki dakika boyunca öp. Dudaktan."
Yaslandığım beden Boran'ın yapmam gerekeni söylemesiyle kasılırken Savaş'ı öpmemek için herhangi bir bahane bulamamamla yutkundum.
Benim için herhangi bir sorun yoktu. Ben Savaş'ı havada, karada, denizde, uzayda, her türlü paralel evrende bayıla bayıla öperdim ama Savaş için aynısının geçerli olmadığı kasılan bedeninden belliydi.
Bir oyun oynuyorduk ve onu öpmem söyleniyordu. Sırf ben istiyorum diye o istemediği halde oyunu bahane edip onu öpmeyecektim.
Beni öpmek istemediği kasılan bedeni, gevşeyen ellerinden belli olan bir adamı öpmeyecektim. Savaş'ın kollarının arasından çıkıp doğruldum. "Saçmalamayın isterseniz."
Ece'nin kaşları havalandı. "Saçma olan ne tam olarak?"
Tavrını anlayabiliyordum ama artık canımı sıkmaya başlamıştı. "Çocuk gibi davranıyorsun farkına mısın? Saçma olan tam olarak bu. Çocuk gibi davranıp sırf inanmana muhtaç dahi olmadığım bir şeye inanman için gözünün önünde birini öpmemi istemen."
Kaşları iyice havalanırken güldü. "Birini? Kocan için birini demen ne kadar ironik?"
Tamamdı. Yeterdi. Benim de bir yere kadar bir sabrım ve anlayışım vardı. İnsanlara sabır ve anlayış göstermekten yorulmuştum. "Derdin ne senin tam olarak?"
"Sensin." Dökülüyordu. "Bir gecede hiç tanımadığın bir adamla, karısından yeni boşanmış bir adamla, aşk gerekçesiyle evleniyorsun ve benim bunu sorgulamamamı mı bekliyorsun?"
Kaşlarım havalandı. "Sana sorgulama hakkı mı sundum?"
Ağır konuşmaya başlıyorsun.
Savaş'ın beni öpmek istemediğini yüzüme vuracak şeyler yapmasın o zaman. Canım acıyor.
"Ben evlendim Ece. Sen değil. Savaş benim kocam. Senin değil. Doğal olarak seni bağlayan bir durum yok."
Yüzü dehşete düşmüş bir hal aldı. "Sen ne dediğinin farkında mısın? Arkadaşınım ben senin. Kardeşinim!"
Tam olarak burada saçmalıyordu işte. "Evet, arkadaşımsın ama bana yardım etmek yerine köstek oluyorsun. Evet, ani oldu ama ikimiz de birbirimizi seviyoruz. Çocuk değiliz. Evliliğin getirdiği sorumlulukların farkındayız."
Yumuşa biraz. Kırılmasın.
Derin bir nefes aldım. "Endişelenmeni anlıyorum. Senin yerinde ben olsam ben de endişelenirim ama endişen gerçekten gereksiz Ece."
"Anlamıyorsun. Ben sadece-"
Derin bir nefes daha aldım. "Beni üzmesinden, kırmasından, canımı yakmasından, kandırmasından, kullanmasından korkuyorsun ama öyle bir şey yok. O gerçekten öyle biri değil."
İçine sinmediğini gözlerinde görebiliyordum. "Ben bana göre yanlış olan bir şey yapmam."
Bir şey demedi ama gözleri "Ona köpek gibi aşıksın. Bir kere 'Gel.' dese sonunun kötü olacağını bilsende arkana bakmadan gidersin yanına." der gibi bakıyordu.
Çok büyük bir laf edecektim. "Bana göre yanlış olan hiçbir şeyi yapmam. Aşkımdan Mecnun'a dönsem de yapmam. Bana güven ve yanımda ol."
Allah'ım sen bize tükürdüğümüzü yalatma yarabbim.
Kısa bir an yüzümü süzdükten sonra gözlerini benden ayırıp yanımda ama hafifçe geride olduğu için yüzünü göremediğim Savaş'a baktı. "Avukatım ben biliyorsun, değil mi? Senin de boşanma avukatın oldum hani. Hatırladın mı?"
"Tek celsede bitti sayende. Unutmam mümkün değil."
Başıyla onayladı. "Cezada da iyiyimdir. Tazminat davalarında da iyiyim. Ben genel olarak hukukta iyiyim. Adamda dalak, böbrek bırakmam. Gerekirse güneş yüzü görmez, gerekirse de donuna kadar alırım. Anladın mı güzel kardeşim?"
Ece, Savaş'a ufak bir uyarıda bulunmuştu. Bana vereceği herhangi bir zararda hapislerde çürüyeceğini ya da bana yaptığı bir haksızlık yüzünden boşanmak istersem donuna kadar alabileceğini söylüyordu.
Savaş'ın donu...
Ne yapayım be ben Savaş'ın donunu?!
Kız niye öyle diyorsun? Önemli organlarla münasebet kurmuş nadide bir parça o. Hayati.
İğrençsin.
İzlediğin şeyleri bilmesem seni masum sanacağım Aslı.
Aynı şey mi pislik?!
Haklısın bence de aynı değildir. Herkesinkini farklıdır herhalde.
Pislik yapma pislik!
Peki.
Savaş derin bir nefes aldı. "Ece seni anlıyorum. Arkadaşını korumaya çalışıyorsun ama onu benden korumaya çalışmana gerek yok. Ben onu kendimden de korurum. Korkma."
Ben onu kendimden de korurum.
Allah'ım düştüm.
"Haklısın fazla hızlı oldu." Işık hızında oldu. "Hatta ışık hızında falan oldu ama iyi oldu."
Gerçekten böyle mi düşünüyordu? Gerçekten iyi mi olmuştu yoksa bu Eceyi rahatlatmak adına attığı bir palavra mıydı?
Savaş kısa bir duraklamanın ardından devam etti. "Sevgi somut bir şey değil Ece. İçimi açıp sana gösteremem ama sana yemin ederim ki ben Aslıyı çok seviyorum. Yemin ederim çok aşığım ben Aslıya."
Çarpılacaksın Savaş. Yapma.
Neden bana bu kadar gerçek geliyor?
Bana da öyle geliyor. Fazla samimi değil mi?
Öyle mi?
Değil mi?
Aşık mı yani bana?
Yioo.
O zaman çarpılacak.
Derin bir nefes aldı. "Bizi sınamak için sürekli yakınlaştırmaya çalışıyorsun ama senin dediğin gibi bir oyun oynuyor olsak bile öpüşemez miyiz? Öpüşmek için illa aşk mı gerekiyor? Şart mı? Millet birbirinden zerre haz etmeden çocuk yapıyor."
Çok doğru bir noktaya parmak basmıştı. Ne kadar beni öpmek istemeyen bir yiğit olsa da onu öldürmeli ama hakkını yememeliydim.
Keşke bize de bassa.
Ne?
Parmak diyorum. Keşke diyorum.
Sen şaka mısın ya? Sus bir sus.
"Aslı benim resmi nikahlı karım. Sence onu öpmek benim için çok mu zor bir şey? Evliyiz biz. Bu evde birlikte yaşayacağız. Ben onun kocasıyım. O da benim karım. Bir öpücük mu kanıtlayacak onu sevdiğimi Ece?"
Zor değilse öpsene. Kız o kadar istedi. Bir tarafları şişer.
Mesele zor olup olmaması değil, isteyip istememesi. İstemiyor. Beni öpmek istese oyunu bahane eder, öperdi.
"Kanıtlamaz. Ne öpücük ne bebek birinin birini sevdiğini kanıtlamaz. Ben Aslıyı seviyorum. Seni buna inandırmak için yapabileceğim bir şey yok ama biraz zaman ve biraz şans verirsen zaten kendi gözünle görüp inanacaksın."
Ne güzel de konuşuyordu kurban olduğum. Beni öpmek istemeyen bir adamdı ama ikna kabiliyeti yüksekti. Yine de bu artı bir özellik olarak listeye geçemezdi çünkü o, beni öpmek istemeyen bir adamdı.
Savaş'ın söylediklerinin arkasında dimdik durduğunu gösteren net ve kararlı tavır barındıran yüzündeki gözlerimi Eceye çevirdim.
Savaş'ın söylediklerini kesmeden sonuna kadar dinleyen Ece ikna olmuşa benziyordu.
Hayır! Olamaz! Bizi öpüştürmeden olmaz!
Adam beni öpmek istemiyor. İstemiyorsa hiçbir güç öptüremez. Zorlama.
Sikeyim böyle işi ya! Nikahı bastık! Yine olmuyor yine olmuyor!
Ece derin bir nefes aldı. "Sana inanıyorum. Ola ki Aslıyı üzersen sana hiç hoş olmayacak hukuki müdalelerde bulunmaktan çekinmem."
Boran hafifçe kayarak Eceye yaklaştı. "Savaş, canım yengemi üzerse ben de fiziki müdahale bulunurum. Sen canını sıkma yeter ki yavrum."
Çocuk iki günde yavrum aşamasına geldi. Yanıp tutuşuyor, Ece yaklaşınca kendinden geçiyor. Bir de bize bak. Savaş daha beni öpmek bile istemiyor. Bizim hayalleri siyah poşede sarın usta.
Ece'nin bakışları Boran'ı buldu. "Yavrum mu?"
Boran yüzünde tatlı bir gülümsemeyle başıyla onayladı. "Evet, yavrum. Hoşuna gitmediyse aşkım, sevgilim, hayatım, ömrüm, bebeğim, gülüm, tanrıçam, dünyam... Sen ne istersen, nasıl istersen öyle."
Ece kısa bir an Boran'ın yüzünü süzdü. "Sen baya ciddi gözüküyorsun. Sence de biraz hızlı gitmiyor musun?"
Boran derin bir nefes alarak inanılmaz rahat bir ifadeyle kendinden emin bir biçimde başını sallayarak reddetti. "Sen benim için doğdun, ben senin için. Hatta bence paralel evrenlerin birinde biz seninle çoktan çoluğa çocuğa karıştık. Hissediyorum Ece. Ruh eşim mi diğer yarım mı her neyse o sensin işte."
Biz daha bu evrende kavuşamadık. Millet paralel evrenlerde kavuşmuş. Vay anasını avradını.
"Kiminle?" diyen Savaşla gözlerim onu buldu.
Ne kiminleydi? Ne diyordu bu beni öpmek istemeyen lanet olmayasıca kocam? "Anlamadım."
Yüzünde şu zamana kadar benimle kurduğu samimi ifadelerden tamamen uzak ama arkadaşça bir ifade vardı. "Diyorum ki kiminle bu evrende kavuşamadın?"
Ben onu dışımdan mı söyledim lan?!
Ağzında başka bir yerin gibi hiç kontrol altında değil anasını satayım.
"Kimseyle."
Kaşları havalandı. "Kimseyle?.. Peki, tamam."
Başını Ece ve Boran'a çevirdi. "Saat on bir oldu arkadaşlar. Bilmem farkında mısınız ama biz yeni evliyiz. İşimiz gücümüz var. Benim de bir sabrım var. Gidin lan artık!"
Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. O gerçekten yalnız kalmak için Ece ve Boran'ı kovuyor muydu?
Bu adam sözleşmeyi de bizi de sikecek benden söylemesi. Kolla götünü.
Ayy kollayamayacağım galiba. Ayağım kayıyor. Yatak odama gideyim de yatağa düşeyim bari. Savaş ben düşeceğim de gelip tutar mısın acaba?
******
Selam, nasılsınız?
Bölüm nasıldı?
Ece'nin oyunu kullanıp Savaş'ı öpmemesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Savaş'ın Aslıyı öpmek istemediği konusuna katılıyor musunuz?
Savaş'ın söyledikleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Hadi ben kaçtım.