Horace Akademisi

By New_Stone

23.6K 1.9K 417

Misty'nin yaşadığı dünyada 6 farklı tür vardı elfler, şeytanlar, periler, şekil değiştirenler, element kullan... More

0
1
2
3
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17

4

1.3K 111 8
By New_Stone

Hoşgeldinizz

Medya: Aster

---------------------------------------------------

**Hatırlatma**

Şimdi üçü de havada süzülüyordu ancak her ne kadar onları böyle görmek eğlendirse de eğer biraz daha devam edersem ceza alacağımı bildiğimden onları yavaşça aşağı indirdim ve kontrol etmeyi bıraktım.

"Sen!" Lila onu bırakır bırakmaz bozulan saçlarını düzeltip tam sinirle üstüme atlayacakken yemekhanede tok ve kalın bir ses yankılandı "Ne oluyor burada"

****

Kaşlarımı çatarak olay bittikten sonra gelen hocaya baktım. Böyle bir sahnede Masum Peri'de vardı. Akademideki ilk günüm tuhaf bir şekilde o saçma diziye gittikçe daha fazla benziyordu. 

Laila ve arkadaşları hemen gelen hocanın yanına yanaştılar " Profesör tam zamanında yetiştiniz şu kız okul kurallarını çiğneyerek güçlerini bizim üstümüzde kullandı hem de sırf eğlenmek için" dedi masum ve üzgün gözlerle hatta yanındaki kızlardan birinin gözleri dolmuştu. Gözlerini dolduran kıza etkilenmiş bir şekilde baktım, rollerinin hakkını baya iyi veriyorlardı.

"Evet profesör, Misty'nin güçlerini  onlar üzerinde kullandığı doğru" diye araya girdi Aster. Sanırım olmayan arkadaşlığımızı bozmaya karar vermişti. Elena ona birkaç saniye hayal kırıklığıyla bakıp oda konuşmaya dahil olacakken Aster ona izin vermeyip kendisi konuştu "Ancak bunu benim için yaptı o yüzden bir suçlu varsa o da benim lütfen Misty'e ceza vermeyin" demesiyle ona bakakalmıştım. Beni tekrar savunmasını üstüne birde suçu üstlenmesini beklemiyordum. Şüpheyle ona baktım bu kız kesin bana ilk görüşte aşık falan olmuştu. Bir şeytanın böyle davranmasının başka bir açıklaması olamazdı çünkü.

Şaka bir yana böyle davranmasının nedeni büyük  ihtimalle o kızlara onun için öyle davrandığımı zannediyordu ama ben o sırada onlardan bana ezik ve beceriksiz demelerinin bedelini ödetiyordum. Beni gerçekten arkadaşları olarak görüyorlar mıydı bilmiyorum ancak benim daha önce sadece bir tane arkadaşım olmuştu oda arkadaş denebilirse tabi. Birisiyle nasıl arkadaş olunacağını bilmiyordum, mesela teklif etmem mi gerekiyor şey gibi "Merhaba arkadaşım olur musun?"  gerçi teklifler sanırım sevgili olmak için kullanılıyordu.

"Güzel madem suçu üstlenmek istiyorsun o zaman birlikte cezaya kalabilirsiniz" dedi profesör.

Elena karşı çıktı "Ne ama bu haksızlık eğer o kızlar bize öyle davranmasaydı Misty asla öyle bir şey yapmazdı" 

"Bunun haksızlık olduğunu düşünüyorsan sende onlara katılabilirsin küçük hanım" Kızlar durumu düzelteyim diye daha da mahvederken olaya el atmamın vakti gelmişti. Sanki dersteymişçesine söz almak için elimi kaldırdım. Adam bana garipçe bakarak konuşmam için izin verdi. 

"Mahzuru olmazsa neden ceza almam gerektiğini sorabilir miyim acaba profesör?" dedim saygılı bir ifadeyle.

"Sanırım müdür beyin konuşmasını dinlemediniz, arkadaşlarının üzerinde güçlerini kullanıp onlara zarar vermeniz yasak" 

"Ancak benim bunu yapmama onlar zaten  izin verdi ayrıca gördüğünüz gibi hiçbir zararda görmediler" dedim.

"Hayır biz ondan bize böyle bir şey yapmasını falan istemedik" dedi Laila sinirden kızarmış suratıyla, arkasındakilerde onu onaylamıştı.

"Tüh keşke anıları izleyebilen bir alba profesörümüz olsaydı da yemekhanedeki yüzlerce tanıktan birinin anılarını izleyerek öğrenebilseydi gerçekten de izin verip vermediğini" dedim üzgünmüş gibi yaparak. Geldiğinden beri sabit olan surat ifadesi bozuldu ve kaşlarını şaşkınlıkla kaldırdı, bildiğimi anlamıştı.

Şuanda karşımda duran öğretmenin adı Hector White'tı. Kralların işkenceyle konuşturamadığı suçluların anılarını izleyerek birçok krallığa yardım etmiş olan o alba adamdı. Onu nereden tanıdığıma gelirsek Hector bütün krallıklar arasında ünlü bir adamdı ve ortalıkta onun Horace Akademisinde çalışmaya başladığıyla ilgili dedikodular dolanıyordu. Dış görünüşüyle ilgili bir şey bilmiyorduk çünkü Hector gazetelerde yada televizyonlarda resimlerinin yayılmasına asla izin vermemişti, ancak  sağ gözündeki ve çenesindeki yaralar herkes tarafından biliniyordu. Eh bende gölgesi sayesinde türünün alba olduğunu öğrenmiştim, geriye de sadece parçaları birleştirmek kalmıştı.

Buradaki tek sorun Hector'un büyü yardımıyla yüzündeki yaraları illüzyonla sanki yokmuş gibi göstermesiydi. Her ne kadar büyüyle yüzündekileri saklasa da gölgesindekileri saklayamazdı. 

Eğer birisi geçici yaralar almışsa onu gölgesinden göremezdim fakat o yaralar kalıcıysa gölgelerinde yaranın olduğu kısım soluk beyaz renginde kendini belli ederdi. Bende profesörü bu sayede tanımıştım. 

"Oldukça etkilendiğimi bilmenizi isterim bayan  Misty " demesine rağmen yüzü yine sabit bir ifadeye bürünmüştü. Ardından ne olduğunu anlamayan Laila ve arkadaşlarına döndü "Ben Hector White yeni dövüş hocanız olarak akademide işe başladım" demesiyle bir süre yemekhanede sessizlik oldu, sonra sanki herkes anlaşmış gibi aynı anda yanındakine dönüp konuşmaya başladı. Her ne kadar söylentiler çıksa da kimse gerçekten de Hector White'ın akademide çalışmasını beklemiyordu. Ayrıca kimsenin onun dövüş hocası olmasına şaşırmadığını biliyordum çünkü Hector aynı zamanda dövüş yarışmalarındaki galibiyetleriyle de biliniyordu. 

Hector sesini yükselterek konuşmaları susturdu "Bayan lila bizzat sizin anılarınıza göre gerçekten de izin vermişsiniz , bu konu hakkında bana söylemek istediğiniz bir şey var mı?"

"Ama profesör ben benim üzerimde kullanmasını kastetmemiştim ki." 

"Bu konunun bu kadar uzadığı yeter herkes yemeklerine dönsün ayrıca Laila umarım seni bir daha kendininkilerde dahil başka türlere hakaret ederken görmem" dedi ve arkasını dönüp yemekhaneden çıktı.  Onun çıkışıyla birlikte Laila'nın bakışları beni buldu.

"Kendini akıllı sanıyorsun ama bana karşı durabileceğini sanarak çok büyük bir hata yaptın" 

Aster alayla bana dönerek "Sanırım birileri biraz daha tepetaklak sallanmak istiyor" dedi ve Elena'yla birlikte kıkırdadılar. "Çok pişman olacaksınız" dedi sinirle ve arkadaşlarıyla birlikte gittiler.

Onları pek takmayarak kızlara döndüm "Bizde çıksak mı artık" kafalarını sallayarak beni onayladılar. Geldiğimiz yolu geri yürüyerek çıktık ve odamıza girdik. İçeri girer girmez Elena çığlık atarak yatağına doğru koştu ve sırt üstü yatarak heyecanla konuştu "Buraya gelmeden önce oda arkadaşlarımın çok sıkıcı olacağını düşünüp korkmuştum ama görünüşe göre boşuna endişelenmişim akademi yıllarımız kesinlikle çok eğlenceli geçecek"

Aster "Ben bu zamana kadar  zorunluluktan sadece şeytanlarla takılmıştım ve daha önce hiç gerçekten arkadaşım diyebileceğim biri olmamıştı"  bunları söylerken bembeyaz olan yüzü biraz kızarmıştı. 

Gülümsedim sanırım nasıl birisiyle arkadaş olunur sorumun cevabını almıştım "Benimde daha önce hiç arkadaşım diyebileceğim birisi olmamıştı" diyerek yatağıma oturdum. Aster'de çalışma masasını sandalyelerinden birini alıp ortamıza koyup ona oturdu.

"Şey Aster sormamak için kendimi tutmaya çalıştım ama daha fazla tutamıyorum sana neden yarım dediler ve ayrıca sen Setra ailesinden değil misin sana nasıl saygılı davranmazlar yani ben Setra ailesinden olanların diğer şeytanlara karşı daha üstün olduklarını ve şeytanların size oldukça saygı  duyduğunu sanıyordum" diye sordu Elena.

"Evet Setra ailesi şeytanlar arasında her zaman en saygı duyulan aile olmuştur. Saygı duymalarının sebebiyse Setra ailesindeki genden gene aktarılan ve diğer şeytanlarda olmayan güç. O güç bizi diğer şeytanlardan daha üstün hale getiriyor ve şeytanlarda istese de istemse de itaat etmek zorunda kalıyor" deyip sustu. Sanki söyleyip söylememek arasında kalmıştı. Kafasından bize güvenip güvenemeyeceğini tartıyordu.

"Söylemek zorunda değilsin lütfen kendini zorlama" dedi Elena. 

Aster kafasını salladı "Hayır anlatmak istiyorum sonuçta artık arkadaşız size anlatmayacağımda kime anlatacağım." dedi ve devam etti "Bende Setra ailesindenim ancak kardeşlerimin aksine ben o güce sahip değilim. Diğer kardeşlerim gibi doğduğum zaman benimde o güce sahip olmam gerekirdi ama nedenini bilmediğim bir sebepten olmadı işte. Ailem hiçbir zaman beni suçlamadı ve diğer kardeşlerime nasıl davrandıysa bana da öyle davrandı ancak diğer şeytanlar arasında hep dışlandım. O yüzden Laila bana yarım diyor işte." dedi ellerine bakarken. 

"Garip gelecek biliyorum ama biz baya benziyoruz yani ben şey" dedi Elena ve ayaklandı. Tişörtünü çıkardı ve bize arkasını döndü. Perilerin sırtında kanatlarının çıktığı yerde kalın bir çizik izi olurdu ancak Elena'nın sırtı bomboştu. "Ben kanatlarım olmadan doğdum bunun yüzünden de çocukken diğer peri çocukları tarafından dışlanırdım ve işin garip tarafı bana da yarım diye sesleniyorlardı. Neyse ki büyüdükçe beni böyle kabul edenler olmuştu da arkadaş edinebilmiştim" dedi tişörtünü geri giyerken. 

"Bu cidden garip" dedi Aster düşünceli bir şekilde. İkisinin de anlattıkları karşısında bir şey dememiştim zaten o ikisinin bunları ben yorum yapayım diye anlatmadığını biliyordum. 

İkisinin de beklentiyle bana baktığını görünce "Biz ailemle bir ormanda yaşıyoruz ve daha önce okula gitmemiştim yani bazı durumlar yüzünden evden eğitim alıyordum. O yüzden kimsenin bana yarım diyebilme şansı olmadı. Ayrıca benim türümün diğer türler gibi belirli özellikleri yok yani bende olmayan bir şeyin başka bir alba da olması benim türüm için oldukça doğal bir şey" dedim omzumu silkerek.

Anlayışla kafalarını salladılar ve önlerine döndüler. Onlar bana kendileriyle ilgili özel ve büyük  ihtimalle daha önce kimseye anlatmadıkları şeyleri anlatırken benim hiçbir şey anlatmamam ve sadece dinlemem pek adil olmamıştı sanırım. İçimde tuttuğum nefesi dışarı üfleyerek 

" Ailemle birlikte ormanda ve herkesten uzak bir yerde yaşamamızın sebebi benim. 6 yaşına kadar normal bir kasabada yaşıyorduk ancak benim güçlerimin ortaya çıkmasıyla her şey mahvoldu. Bildiğiniz gibi gücüm gölgeler, ben gölgeleri canlı hangi siluetteyse o şekilde görüyorum. Yani insansa insan siluetinde hayvansa hayvan bitkiyse bitki tek fark simsiyah bir ruh gibi görünmeleri ve birde gözlerinin kırmızı olması." dedim ardından nefeslenerek devam ettim "Taşınmamızın ve daha önce arkadaş edinmeme sebebim küçükken kalabalık yerlerden nefret etmem yüzündendi, hala da nefret ediyorum orası ayrı bir mesele, eğer bir dükkana girdiysem ve o dükkanda 20 kişi varsa ben 40 kişi görüyordum 20 tanesinin bakışlarıysa bana kitlenmiş oluyordu. Çocukken doğal olarak korkuyordum ve dışarı çıkmak istemiyordum. Sonrasındaysa bir şekilde alıştım işte" 

İkisi de bir şey demeden sessizce yerlerinde durmaya devam etti. İyi ki de özür dilemeye çalışmamış ya da bana acıyarak bakmamışlardı. Benim yaptığım gibi susarak cevap vermişlerdi. Bana göre olmuş bitmiş bir olay için olayla alakası olmayan kişilerin dinledikten sonra özür dilemesi ve seni teselli etmeye çalışması saçma geliyordu. Susarak sessizliğine ortak olmak bence daha mantıklıydı. Ancak böyle düşünmemin nedeni bana daha önce böyle bir şeyin yapılmaması da olabilir. Birisinin seni onunla alakası olmayan bir durum hakkında teselli etmesi ne hissettirir bilmiyordum.

O günün geri kalanında uykumuz gelene kadar saatlerce oturup sohbet ettik. Bütün bu süre boyunca yüzümdeki gülümseme yerini korumuş ve oldukça eğlenmiştim. Arkadaşlarının olması gerçekten de güzel hissettiriyormuş.

-----------------------------------------------------------

Vee bu bölümde bitti

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın ✨

Continue Reading

You'll Also Like

12.2K 1K 32
ALFA - OMEGA HİKAYESİ. Yılardır ruh eşimi bekliyordum . Köpekler gibi tasma takmak zorunda kalıyordum çünkü hala ruh eşimi bulamadım. Ama bir gün oku...
227K 9.1K 15
"MARDİN'DE AŞK" Birbirlerine olan aşklarını ifade etmek için konuşmaya gerek yok . Belki de sessizlik, kalplerinin birbirine daha da yakınlaşmasına...
49.9K 4.3K 22
AlfaxDelta Birbiriyle küçüklükten beri anlaşamayan Delta ve Alfa'nın ruh eşi çıkması.. Homofobikler girmesin.Bu bir bxb kurgusu, ona göre.
46.7K 2.2K 29
#yalicapkini #afrasaracoglu #mertramazandemir #seyfer #antepli