YANLIŞ

By BayanAzBulunan

7.1M 353K 94.9K

Siz: Bir de lütfen karınızı biraz daha hızlı şey eder misiniz? Siz: İkide bir bağırıp durmasın. +905*******... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bolum 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
Bölüm 49
Bölüm 50
Bölüm 51
Bölüm 52
Bölüm 53
Bölüm 54
Bölüm 55
Bölüm 56
Bölüm 57
Bölüm 58
Bölüm 59
Bölüm 60
Bölüm 61
Bölüm 62
Bölüm 63
Bölüm 64
Bölüm 65
Bölüm 66
Bölüm 67
Bölüm 68
Bölüm 69
Bölüm 70
Bölüm 71
Bölüm 72
Bölüm 73
Bölüm 74
Bölüm 75
Bölüm 76
Bölüm 77
Bölüm 78
Bölüm 79
Bölüm 80
Bölüm 81 - Final -

Bölüm 29

81.2K 3.6K 673
By BayanAzBulunan

Sınır 250 oy 300 yorum. Önceki bölüm de dahildir.

Tercih yaptınız mı? Sırf bunu öğreneyim diye bölüm atıyorum valla. Yaptınız mı? Nasıl gidiyor? Ne yazdınız?

"Şöyle bakmayı keser misin Ece?"

Çok ama çok yakın arkadaşım olan ve buna rağmen saatlerdir beni bakışlarıyla gıcık eden Ece kaşlarını hafifçe kaldırdı. "Nasıl bakıyorum?"

Açık olacak, düşündüklerimi söyleyecektim. "Açığımızı arar gibi bakıyorsun. Sabahtan beri gözün üzerimizde. Seviyoruz ve evlendik. Bunu anlamak, kabul etmek bu kadar zor mu?"

Kaşları iyice havalandı. "Bu adamın seni sevdiğine inanmıyorum ben. Daha bir hafta önce ben bu adamı karısından boşadım be! Bir hafta önce! Nasıl pat diye seni sevdi bir haftada?"

Dudaklarımı aralayıp cevap verecektim ki devam etti. "Hadi bunu geçtim. Sen bu dolandırıcı sana evlilik teklifi etse direkt beni arardın. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatırdın. Yaptın mı? Hayır. Yani ikiniz de niye bilmiyorum ama bir oyun oynuyorsunuz."

Derin bir nefes aldım. "Sana haber vermeye fırsat olmadı. Yıldırım nikahı işte. Hem biz neden oyun oynayalım ki?"

Aynen ya. Sonuçta bizi döven bir babamız ya da takıntılı bir sapığımız yok.

Omuz silkti. "Ben orasını bilmem Aslı. Ya siz oyun oynuyorsunuz ya da bu adam seni kandırıyor, dolandırıyor."

Savaş derin bir nefes aldı. "Benim adım Serdar. Soy adım Tezcan. Dolandırıcılar kralıyım."

Kolunun altında olduğum Savaş'a dirseğimle hafifçe vurdum. "Dalga geçmesene."

"Ama..." Üzgün çıkan sesiyle yüzümü ona çevirdim. Yüzlerimizin arasında kısacık bir mesafe varken derin bir nefes aldı. "Dalga geçmezsem karım yanımda olmasına rağmen çok üzgün bir adam olurum çünkü karımın arkadaşı saatlerdir gözüne girmek için yaptıklarıma rağmen bana hala dolandırıcı diyor. Üzüleyim mi ben?"

Savaş dudakların var ya aşırı öpülesi duruyor.

Kısa bir bakışmanın ardından Eceye döndüm. "Üzülsün mü benim kocam?! Koskoca adam sırf sen istedin diye yere çökmüş doğruluk mu cesaret mi oynuyor! Polis bu adam polis!"

Boran söz ister gibi elini kaldırıp Eceye baktı. "Valla ben siz istediniz diye oynuyorum Ece Hanım. Bunlar da hiç umrumda değil aslında. Siz umursuyorsunuz diye umursuyorum. Ben size biraz yandım da."

Savaş'a da Boran'a gelen güncellemeden gelebilir miydi lütfen? Acil lazımdı.

Ece yüzünü buruşturdu. "Tamam be! Kesin sesinizi! Sinirimi bozuyorsunuz hepiniz!"

Ece normalde böyle gıcık bir insan değildi. Şu anki gıcıklığının sebebi ortada bir şeyler döndüğünden emin olması ve bundan haberdar olmamasıydı. Hayatımda olan bir şeyi bilmemek zoruna gidiyordu.

Kaşları çatık bir şekilde şişeyi çevirdi ve şişe Boran ile Savaş arasında durdu. Soruyu Savaş soracaktı. "Doğruluk? Cesaret?"

"Doğruluk."

"Peki." Savaş derin bir nefes alıp düşünmeye koyuldu. "Abimle arkadaşsın. Benden önce ilişkilerinden haberin var mıydı bilmiyorum ama eğer ben öğrenmeden önce öğrenseydin ne yapardın?"

"Abinle eskinden arkadaştım." Tavrı oldukça netti. "İlişkilerinden haberim yoktu. Olsaydı da direkt sana söylemek yerine basılacak alan yaratmaya çalışırdım. Abin sonuçta. İnanmayabilirsin. Yine seninle bir güzel basar, ağzını burununu eline verirdim. Zaten beni de kullandı it."

Kaşlarım hafifçe çatıldı. "Nasıl yani?"

Boran elini ensesine götürüp hafifçe kaşıdı. "İt işte yenge. Savaş'ın nöbette olduğu geceler hep yokluyordu beni, hala nöbette miyiz diye. Önceden fark etmemiştim ama bir düşününce ne hikmetse hep Savaşla nöbette olduğumuz günler aklına gelmişim beyimizin."

Ece daha fazla konuşulmasına izin vermeden şişeyi çevirdi. Şişe bu kez ben ve Ece'nin arasına gelmişti. Ben soruyordum. "Doğruluk? Cesaret?"

"Cesaret."

Kısa bir an yüzünü süzdüm. "Önümüzdeki bir ay içerisinde Boranla romantik bir akşam yemeğine çık."

Ece kaşlarını çattı. "Ne?!"

"Basbaya. Cesaret, dedin. Ben de sana görevini söyledim. Boranla yemeğe çıkacaksın."

Kaşları havalandı. "İleriye dönük komut vermezsin yalnız. Oyun böyle çalışmıyor. Şu an yapabileceğim bir şey söylemen gerek."

Savaş'ın bakışları bana dönerken dudaklarımı hafifçe büzüp omuz silktim. "Oyuna başlarken en güzel kural kuralsızlıktır, diyen ben değildim Ececiğim. Sendin."

Boran ve Savaştan herhangi bir destek bulamamamla başımı Savaş'a doğru çevirdim.

Ananı sikeyim!

Bu gidişle biz onun anasını değil, o bizi Aslı!

Dudaklarımda olan bakışları ona bakmamla gözlerimi bulurken gözlerini kaçırdı. "Haksız mıyım Savaş?"

Savaş omzumdaki kolunu çekerken yasaklandığım göğsünden ayrılmak durumunda kaldım.

Niye uzaklaştı ki şimdi?

Masanın üzerindeki tokamı alıp oynamaya başlarken Ece'ye baktı. "Karım haklı. Kural olmasın diyen sendin. Şimdi kural uyduramazsın."

Biraz gergin miydi bana mı öyle gelmişti?

Ece'nin çenesi sinirle gerildi. "İyi tamam! Çıkarım yemeğe Boran Beyle!"

Ece'nin kabulüyle gözlerim Boran'ı buldu. Eceye bakarak gözlerini kırpıştırdıktan sonra bana baktı. Saniyeler geçmesine rağmen bir şey deme- "YENGEM!"

Aniden bağırmasıyla irkilerek, benden uzaklaşan Savaş'a sokuldum. Savaş kolunu tekrar omzuma atıp beni sarmalarken kaşlarını çattı. "Ne bağırıyorsun birden eşek herif! Korkuttun kızı!"

Boran umursamadı. "CANIM YENGEM! BİRİCİK YENGEM! ALLAH RAZI OLSUN YENGEM! ALLAH NE MURADIN VARSA VERSİN! AYAĞINA TAŞ DEĞMESİN! KOCANLA ÖMÜR BOYU MUTLU MESUT YAŞA YENGEM! CANIM YENGEM!"

Boran'ın coşkusu Ece de şaşkınlık yaratmıştı. "Bu kadar aç olduğunuzu bilseydim hayrıma götürürdüm sizi yemeğe Boran Bey."

Boran yüzünde büyük bir istekle Eceye döndü. "Çok açım Ece Hanım. Açlıktan geberiyorum. Öldüm, öleceğim. Acilen yemeğe çıkmamız gerek."

Ece küçümser bir tavır takındı. "Neden? Tek başınıza yiyemiyor musunuz?"

Boran hafifçe Eceye doğru kayıp ona yaklaştı. "Tek başıma yemek yiyebiliyorum ama sizinle yemeği tercih ederim. Bu aralar biraz iştahım yok, açmak lazım."

Boran şu an resmen "İştahımı açıyorsun." diyordu ve ben bunu masum bir şekilde yorumlarsam insanların mutlu oldukları kişilerle daha çok yediğini öne sürebilir, fesat düşünmek istersem karanlık kuyulara düşebilirdim.

Ece'nin kaşları havalanırken hafifçe omuz silkti. "Uygun bir zaman söylerim. Çıkarız. Söz verdiysem tutarım, açlıktan ölmezsiniz. Merak etmeyin."

Boran'ın yüzünde kocaman bir gülümseme belirirken Ece'nin de içten içe güldüğünü hissedebiliyordum. Bu ikilinin arasında ne vardı bilmiyordum ama aralarındaki elektrik normal çiftlerden farklıydı. Sanki... Neyse.

Ece şişeyi çevirecekti ki "Hey!" diyerek Savaş'ın kolunun altından çıkıp şişeyi tuttum. "Hep sen çeviriyorsun. Bu sefer de ben çevireceğim."

Ece bir şey demeden şişeden elini çekip arkasındaki koltuğa yaslandı. "Çevir bakalım."

Şişeyi hızlıca çevirip geri çekildi. Şişe döndü. Döndü. Döndü ve en sonunda Boran ve benim aramda durdu. Boran soracaktı. "Canım yengem doğruluk mu cesaret mi?"

Ece olsaydı kararsız kalırdım ancak Boranda cesur olabilirdim. Boran bana yapmak istemediğim bir şey yaptırmazdı çünkü bence Savaş belasını sikerdi.

Arkadaşını senin için harcamaz bence.

Karısıyım ben onun.

Sahte ve iki aylık karısı.

Sus be! Karısıyım sonuçta!

İçim rahat bir şekilde arkama yaslandım ve tekrar Savaş'a sokuldum. "Cesaret."

Boran güldü. "Ayağını denk al yoksa kocam belanı siker, diyorsun yengem ha? Canım yengem. Ben sana kıyabilir miyim hiç? Dünyanın en şeker yengesi. Söylü-"

Boran'ın lafını kesen şey Ece'nin burunun dibine girmiş olmasıydı. "Canım..."

Canın mı? Boran mı?

Boran'ın yüzündeki gülümseme yok olurken yüzüne koca bir ciddiyet yayıldı. "Canın mı? Ben mi?"

Savaş çenesini kafamın üzerine koyup fısıldadı. "Burada bir boklar dönüyor Aslı. Vaziyet al."

Aslı mı? Karıcığıma ne oldu ulan? Daha yeni evlendik! Hemen mi bıktın benden?! Lanet olsun! Yazıklar olsun!

Ece başıyla onayladı. "Canım ya." diyerek Boran'ın kulağına yaklaştı. Fısır fısır bir şeyler söyledikten sonra çokta uzaklaşmadan dudaklarının arasında bir iki santim bırakarak durdu.

Boran yakınlığın etkisiyle kızarmaya başlarken yutkundu. "Belamı sikerler Ece. Yapmayayım."

Ece elini Boran'ın sakallarına koyup hafifçe okşadı. "Ben seni korurum. Tabii beni istiyorsan... İstiyor musun? Bir şans vereyim mi sana?"

Porno mu izliyoruz anasını satayım! Uzaklaşsanıza.

Yalnız ben olsam çoktan Eceye kul köle olmuştum. Şu libidoya, şu çekiciliğe, şu azgınlığa bak.

Boran tekrar yutkundu. "İstiyorum. Çok..."

Seni anlayabiliyorum Boran. Ben de şu an beni sarıp sarmalayan kişiyi çok istiyorum. Hem de çok...

Ece ikisi arasındaki mesafeyi biraz daha azalttı. Dudakları arasında milimler varken tam da Boran'ın gözlerinin kapandığı an hafifçe geri çekildi. "Yapman gerekeni biliyorsun."

Ece aralarındaki mesafeyi açarken Boran'ın gözleri bir kaç saniye daha kapalı kaldı. Savaş kendi kendine mırıldandı. "Bu kadar da etkilenmezsin. Alt tarafı yaklaştı."

Şaka mıydı bu adam? İnsan aşık olduğu biri ona bu kadar yaklaşırsa feleği şaşardı. Ben yaklaşınca feleği şaşmıyordu anlıyordum ama Tuğçe yaklaştığında da mı hiç feleği şaşmamıştı?

Boran gözlerini açıp bir kaç saniye Eceye baktıktan sonra bize dönüp üzerindeki tişörtün yakasını çekiştirdi.

Yandı lan adam.

Bana merhamet dileyen bakışlar atıyordu. "Yenge affet yenge."

Önemli değildi. Söyleyeceği şey için ona kızmayacak, küsmeyecektim. Ben onun yerinde olsam, Savaş Ece'nin Boran'a yaptıklarını bana yapsa çoktan Savaş her ne dediyse yapmıştım.

Anlayışıyla gülümsedim. "Önemli değil, söyle. Ne yapacağım?"

Rahattım. En fazla ne yapmamı isteyebilirdi ki? Kendini balkondan at, diyecek değillerdi ya. Ece benim için kötü olacak bir şey istemezdi.

Boran Eceye kısa ama tutkusunu benim bile hissettiğim bir bakış attıktan sonra bana dönüp derin bir nefes aldı. "Savaş'ı iki dakika boyunca öp. Dudaktan."

******

Selam, nasılsınız?

Bölüm nasıldı?

Savaş'ın Ece'den uzaklaştığı kısım hakkında ne düşünüyorsunuz? Neden uzaklaştı?

Ece ve Boran arasında geçenler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Aslı Savaş'ı öpecek mi?

Diyelim ki öptü. Karşılık alabilecek mi?

Hadi ben kaçtım.

Continue Reading

You'll Also Like

162K 15.3K 43
Kerem Aktürkoğlu & Kumsal Yıldız
427K 22.4K 49
Her sonun başlangıcı olduğu gibi, benim de biten sonumun başlangıcıydı bu olay... Şans verip, okumadan geçmee:) Hikayedeki karakterler ve ismi geçen...
2.9M 151K 17
Maça Kızı 8 serisinin devam bölümlerini içermektedir.
SARKAÇ By Maral Atmaca

General Fiction

1.5M 95.5K 7
"Delilerin sevdası hoyrat bir fırtına gibidir. Günün başında seni sarsan fırtına, gecenin şafağında ılık bir esintiye dönüşüp kaburgalarının arasına...