Taekwondo · HyunLix

By cynefin_e

89.6K 9.1K 13.3K

Taekwondo'da siyah kuşak olan Felix ve ilgilenmesi gereken yeni gelen beyaz kuşak Hyunjin »Text »Düz Yazı More

𝟏
𝟐
𝟑
𝟒
𝟓
𝟔
𝟕
𝟗
𝟏𝟎
𝟏𝟏
𝟏𝟐
𝟏𝟑
𝟏𝟒
𝟏𝟓
𝟏𝟔
𝟏𝟕
𝟏𝟖
𝟏𝟗
𝟐𝟎
𝟐𝟏
𝟐𝟐
𝟐𝟑
𝟐𝟒
𝟐𝟓
𝟐𝟔
𝟐𝟕
𝟐𝟖
𝟐𝟗
Ó⁠╭⁠𝟑𝟎╮⁠Ò
Öƶεℓ ɓöℓüɱ

𝟖

3K 311 290
By cynefin_e

CHOİ KYUJİN TAEKWONDO
[WhatsApp Grubu]

kyujin hoca +01********** numarayı ekledi

kyujin hoca:
Felix kendi grubuna ekle
Oradan tanışın
Meşgülüm şuan

felix:
Tamam

•-°-•

FELİX 2. GRUP
[WhatsApp Grubu]

felix +01********** numarayı ekledi

felix:
Hoş geldin
Saatleri biliyor musun

+01**********:
Evet

felix:
Tamam
Kuşağın ne

+01**********:
Mavi

felix:
Yine yalnız kaldın Hwang

hyunjin:
Tövbee|
Taktı|
:)
görüldü+iletildi

•-°-•

Çetin Cevizler
[WhatsApp Grubu]

somi:
Pişt
Baksanıza

felix:
Kedi mi çağırıyorsun

bangchan:
Nazik ol azcık
Nazik

felix:
😒

somi:
Sorun yok😇
Buluşalım mı diyecektim
Aranızdaki dağları aşmak için

bangchan:
Barış bayrakları için ben dünden hazırım
Ama diğer arkadaşı bilemem

felix:
Sana meraklı değilim
Şu kıza dua et sadece

somi:
Yani?
Tamam mı hayır mı

bangchan:
Ben tamamım

felix:
Bende

somi:
Konum atıyorum
Okul çıkışı buluşalım

bangchan:
Tamamdır

felix:
👍🏻

somi:
Güzell🥰
konum📍
görüldü

•-°-•

"Nasıl başarsınız lan telefona röveşata çekmeyi?" dedi Minho. Kolunu Wooyoung'un omzuna atmıştı.

"Arkadaşlar modeline bakıyordu, o sırada ne olduysa olmuş ya." dedi Wooyoung. Nasıl olduysa telefon mahvolmuştu.

Okuldan çıkmıştık. İlk işimiz telefonu gidip tamire vermekti. Adam bir aya anca düzeleceğini söylemişti. Ana batarya zarar görmüştü.

Ve şimdide planladığımız gibi kafeye gidiyorduk. Jisung kollarını önünde birleştirmiş, hepimizden önde yalnız bir şekilde gidiyordu.

Changbin Minholarla konuşmaya başlayınca adımlarımı büyük atıp Jisung'un koluna girdim.

"Karadeniz'de gemilerin mi battı bu ne surat?" dedim Jisung'un bana bakmasını sağlarken.

"Yo ne alaka?"

"Dudakların yerde, kollar bağlanmış, kafa yere doğru eğik, yalnız ve önden ilerliyorsun?"

"Yok bi şey Hyun ya. Gitsene sende Woo'nun yanına." dedi. İşte şimdi anlaşılmıştı... Wooyoung'u kıskanıyordu. Aslında biraz tuhaftı çünkü normalde böyle yapmazdı.

Başımı çevirip arkamdakilere baktım. Minho sanki bir şeyleri fark etmiş gibi kolunu Wooyoung'dan çekmişti. İki elide pantolonunun cebindeydi ve bize bakıyordu. Yanında konuşan iki kişiyi pekte takıyor gibi görünmüyordu.

Önüme doğru dönüp Jisung'un kulağına fısıldadım.

"Çaktırmadan arkana bak."

Kaşlarını anlamadığı için çatıp bana baktı. Omuz silkince cebindeki telefonu çıkarıp ön kamerasını açtı. Selfie yapıyormuş gibi uzattı.

Zekiydi bu çocuk ha. Minho'nun bakışlarını görünce telefonu hızlıca indirdi.

"Hadi ben kaçar." diyip kolundan çıktım.

Changbin'in yanına geçtim. Minho'da ândan istifade Jisung'un yanına geçti.

"Bakın şimdi napıyorum." dedi Wooyoung
önümüzdeki ikiliyi gösterip.

"Manyakça bir şey yapma lan, Minho hepimizi yok eder." Changbin'e katılıyordum.

"Ya merak etmeyin, kötü bir şey değil."

"İyi yap bakalım." dedim. Wooyoung aralarında ne konuştuğunu duyamadığımız ikilinin arkasına geçti. Minho'nun boşta olan sağ elini alıp Jisung'un omzuna koyup koşarak yanımıza geri döndü.

Bir yandan da gülüyordu.

"Aferin sana. Benim nasıl aklıma gelmedi lan?!" dedi Changbin.

Minho öldürücü bakışlarını bize atarken Jisung şaşkınca ona bakıyordu.

Yürümeye devam ettiğimizde aslında iyi bir şey yaptığımızı fark ettim çünkü Jisung'un yüzünde güller açmıştı.

Sonunda kafeye vardığımızda hemen her zaman oturduğumuz masaya geçtik. Bu kafeye çok sık gelirdik.  Bu yüzden sahibinin çocuğuyla ve arkadaşıyla da yakındık. İkiside burada çalışıyorlardı. Fazla ferah bir yerdi burası.

"Ne istersiniz?" dedi Jeongin. Elinde menu falan getirmemişti.

"Bence ne isteyeceğimizi biliyorsun." dedi Minho gülerek.

Duvara dayalı ola koltukta Jisungla yan yana oturmuşlardı. Biz üçümüz de sandalyelere oturmuştuk. Yuvarlak masayı sarmıştık yine.

"Doğru biliyorum." Jeongin gülümseyince Changbin Seungmin'in nerde olduğunu sordu.

"İçerde. Bardak kırıldı, onu temizliyor." dedi.

"Birşey olmaz canım. Nazar çıkmış oldu işte." dedi Minho.

"Sen bu ara şu nazar olayına fazla hakimsin bu aralar, ha?"

Masadaki herkes Chanbin'in söylediğine güldüğünde Seungmin personel odasından geldi. Bu halimizi görünce konuştu.

"Oo, hayırdır?"

"Bizi çok özlemişler." Jeongin hemen olayı kendilerine çekmişti.

İkiside çok eğlencelilerdi. Minho ve Seungmin çoğunlukla atışsada anlaşıyorduk. Buraya gele gele yakınlaşmıştık zaten.

"Her okul çıkışı bizi görmeye geliyor, vay be."

Yine istemsizce gülmeye başladık.

"Pardon, bakar mısınız?" dedi kadın müşterilerden biri.

"Ben gidip bi bakayım, Seungmin sende bizimkilerle ilgilen." dedi Jeongin.

"Tamamdır. Her zamankileri getiriyorum o zaman?" Jeongin yanımızdan gitti. Hepimiz onu onaylayınca mutfağa geçti o da.

"Bende bir lavaboya gideyim." dedi Wooyoung. O gidince sessizleşmiştik.

Burası küçük ama bi o kadarda moderndi. Fiyatları de uygundu. Tam bizlik bir yerdi.

"Sen ne ima etmeye çalışıyorsun?!" Burada her masanın arasında hafif perdemsi bir şey vardı. Bu yüzden diğer masayı göremiyordunuz ancak sesin arka masalardan birinden geldiğine emindim.

"Hiçbir şey ima etmiyorum, sen fazlasıyla alıngansın ben sadece örnek veriyorum."

"Çocuklar sakin olun! Hadi ama! Be sizi bunun için getirmedim buraya." dedi az önceki kadın. Nerden tanıdıktı ya?

Birbirimize anlamayan gözlerle baktık. Hiçbir anlamamıştık. Bu sırada sandalye çekme sesi gelmişti.

Sert ve hızlı adımlarla biri kafeden çıktı. Kıvırcık saçlı bir çocuktu. Hafif sinirli görünüyordu.

"Özür dilerim ama kendi kendine gelin güvey oldu." Bu seste fazla tanıdıktı.

Yine bi sandalye çekme sesi geldi. Bu sırada kafeden çıkan kişi şaşırmama neden oldu.

"Felix?"

İstemsizce ismini söylememle adımlarını durdurdu.

"Felix bu mu?!" dedi Changbin merakla.

"Siz oturun ben geliyorum hemen." dedim. Bizimkiler masada oturmaya devam ederken Felixle kafenin dışına çıktım.

"Vay, zaman kontrol manyağı Felix'inde arkadaşlarıyla buluşmak için vakti varmış."

"Ne var Hwang? Başlama sende." Biraz durdu. "Hem, senin burada ne işin var?" dedi.

"Birincisi gerçeklerden konuşuyorum, ikincisi biz buranın daimi müşterisiyiz."

"Biz?" Tek kaşını kaldırmıştı. Kollarınıda önünde bağlamıştı.

"Arkadaşlarım. Ama seninkiler pekte kafa insanlara benzemiyor ha?"

"Seni ne ilgilendirir? Niye durdun beni? İşlerim var."

"Sakin ol paşam. Kıymetli vaktini alıyorum ama ben meraklı ve arkadaşlarını önemseyen biriyim." dedim ancak bu sırada Felixle arkadaş olmadığımız aklıma geldi.

"İyi, gidiyorum." dedi. Arkadaş dememe laf etmemişti. Yüzüme birazcık daha bakıp gitti.

Şu çocuğun kafasının içindeki çözmek imkansızdı bence.

Tekrar içeri girdiğimde içeceklerimiz gelmişti. Wooyoung'da oturuyordu. Bu sırada kafeden çıkan Somi'yi gördüm. Onunla mıydı yani?

"Niye kaşlarını çatarak kıza bakıyorsun, ayıp lan!" dedi Minho.

"Ya yok, kız tanıdık geldi de o yüzden."

"Ne dedi?"

"Boş ver Jisung, grupta konuşuruz şimdi ilgilenmemiz gereken kişi Woo, mağlum bebeğimiz tatildeydi bize hediye getirmiştir herhalde." dedim okları Wooyoung' a çevirerek.

"Getirdim getirdim." Çantasından birkaç tane dergi çıkardı.

"İstediğinizi seçin." Dergiler anime kızlarıyla alakalıydı.

"Olm napalım biz bunları? Karı kızla işimiz olmaz bizim." dedi Changbin.

"Düşünmen yeter ama Changbin hyung haklı" dedi Jisung.

"Ya arkadaşlar aşk olsun, alın işte."

"Bir kere de düzgün bir hediye al lan, önceden de iç çamaşırı almıştı. Süper kahramanlı." dedim. Hepimize özel almıştı bide. İsimlerimiz falanda yazıyordu üstünde.

"Özel yapım onlar sus. Kaç para verdim biliyor musun sen?!"

"Annem görüp güldü bana." Dolabımı düzenlerken fark edip iki saat dalga geçmişti, canım annem.

Birkaç saat sonra daha orada takılmıştık. Jeonginle Seungminde gelmişti yanımıza bi ara. Ardından hepimiz evlere dağıldık.

Eve doğru giderken nedense aklıma Felix gelmişti. Acaba gerçektende beni arkadaşı olarak görüyor muydu?

Bir an önce cumartesi gelseydi ya da antrenmana çağırsa diye düşünmeden edemedim. Eğlenceliydi taekwondo. Sevmiştim.

***

Selam nasılsınız

Bölüm nasıldı hatam varsa affola

Düzen olmadan attığım için özür dilerim, normalde dün gece atıcaktım hatta gece 3'e alarm kurmuştum ama uyuya kalmışım. Özür dilerim

Bugün bi yb daha atabilirim, bölümler kısa biliyorum ama işte normalde hergün yb attığım için sorun olmuyordu

Eski düzenimi özledim...

Daha iyi bir yazar olacağım✊🏻 Söz veriyorum❣️

Kendinize iyi bakın, bye bayyy

Continue Reading

You'll Also Like

89K 7K 38
sadece erkeklerin olduğu bir üniversitede gay yönelimin odağı ve tüm dikkati üzerine çeken Jungkook, bu durumdan sıkılan ve onu bu rahatsızlıktan ko...
95.4K 8K 37
"Hasta bir çocuğa aşık olacak kadar aptalsın." Gerçek yazar @isminemyg'ye çok tesekkür ediyorum hyunlix versiyonunu yazmama kendisi izin verdi ?
954 101 8
"Şimdi Minho 22 yaşında, konuşamıyor ve bu hayata eksik başladı. Chan, Minho'yu sevdiği yaşta, konuşmuyor ve tek eksiği Minho." angst!
208K 21.7K 34
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️