Mafya Doktor

Від GeceyarisiLeydisi

74.4K 3.7K 4.7K

Bu benim ilk kurgumdur. Okumanızı öneririm. İnşallah kitabı beğenirsiniz. ........ Ben Sedef Gaye. Çok ünlü a... Більше

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5. Bölüm
Karakter Tanıtımı
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9. Bölüm
10.Bölüm
DUYURU
11.Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19. Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22. Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm

29. Bölüm

708 58 126
Від GeceyarisiLeydisi

Hepinize merhabalar değerli okuyucularım💓

Beklenen bir bölümle karşınızdayıım. PoyDef PoyDef!

Siz bölümümüzü okuyun ve yorum yapın. Vote basın vs vs...

Neyse işte iyi okumalaaar...

.............

Şu an Alp ile olan evimizde heyecanla oturup bekliyordum.

Bugün hayallerimi süsleyen gündü.
Bugün en mutlu günüm olabilirdi.

Ne oluyor Sedef diye sorarsanız...

Beni istemeye geliyorlardı. Evet aynı düşlediğim gibi ilk istenecek ardından nişan yüzüklerimiz takılacaktı.

Odaya göz gezdirdiğimde kızlar heyecanla etrafta dolanıyor, erkekler ise somurtuyordu.

Senin kız tarafındakiler kim derseniz diye söyleyeyim. Yine çok karmakarışık bir taraflar oluşturulmuştu.

Kız tarafımız; Abilerim Ateş ve Aren, güzeller güzeli ablam Asel ve canım arkadaşım Merve'den oluşuyordu.

Evet benim kahpe kardeşim Alp 'Ben kardeşimin tarafıyım erkek tarafıyım' demişti. Bende 'Seni burada tutan yok!' deyip oraya postalamıştım.

Neyse!
Erkek tarafına gelirsek...

Alp, Pamir, Topçu, Gökçe ve Beyza'yla erkek tarafı son buluyordu.
Merve camdan gelip gelmediklerini gözetlerken Asel ise Aren'in başını ağrıtıyordu.

Asel, Aren'in çirkeflik yapacağını bildiği için vericeksin kardeşimi deyip duruyordu. Canım ablam ya!

Merve telaşla arkasını dönüp "Geldiler!" Diye bağırdığında oturduğum yerden heyecanla kalktım.

Üstümdeki sade ama şık yeşil elbiseyi son bir kez daha düzelttim. Saçlarımı dalgalı yapmıştım ve açık bırakmıştım. Boynumda Poyraz'ın bana doğum günümde aldığı kamelya çiçeği kolyesi vardı. Ellerimde sadece Poyraz'ın bana evlilik teklifinde taktığı yüzük ve ona yakışır olan ince zarif bir bileklik takmıştım.

O kadar güzel olmuştum ki Merve bir ara kıskanmıştı beni.
Abartma Sedef!
Abartmıyorum Pakize

Koşarak kapıya giderken Aren abim oflayarak yerindem kalkmıştı. Hepimiz (Aren ve Ateş dışında hepimiz) koşarak kapıya sıralandıktan sonra saçımı birkez daha düzelttim ve kapıyı açtım.

Kapıda sırayla ben, ablam Asel, Merve'm, Ateş ve Aren vardık.

Aren en sonda olmuştu. Büyük ihtimal herkese göz dağı verecekti.
Yani huyları bana çekmiş işte ne etceniz?

Kapıdan giren ilk kişiye baktığımda hayın kardeşim Alp'i gördüm. Elinde bir pasta ve kolonya vardı. Bana yaklaşıp yanağıma bir öpücük kondurdu.

Daha sonra beni süzüp gülümsemiş ve "Çok güzel olmuşsun ablam." demişti.

Gülümsediğimde Alp Asel'e baş selamı verip elindekileri Merve'ye vermişti. Ateş ve Aren ile tokalaşıp içeriye girmişti.

Hemen bakışlarımı kapıya doğru yönelttiğimde içeriye Pamir girmişti.
Yani beni isteyecek kişi.

Bana somurtarak bakarken aynı anda ofluyordu. Ayyh sanki ben çok bayılıyorum ona!

Beni hiç umursamadan yanımdan geçip ablama doğru adım atarken ablam Pamir'e "Gelinle tokalaşmayacak mısın sevgilim?" demişti. Aynı anda ona 'Hadi tokalaşmada göreyim!' bakışı atıyordu.

Ben sırıtmaya başladığımda Pamir Asel'e masum bakışlar atmaya başladı.

Asel tek kaşını kaldırıp "Unuttun herhalde?" dedi soru sorar gibi.

Pamir bir elini ensesine götürüp "Aa evet güzelim unuttum." dedi ve bana döndü. Elini bana doğru uzattığında kaşlarımı çattım.

Bu istemeyi istemeyen çirkef insanlar arasında Pamir de vardı.
Hatta Poyraz abisine beni isteyeceklerini söylediğinde alaycıl bir şekilde gülmüş daha sonra ise Poyraz'ın ciddi olduğunu gördüğünde 'Abicim bak sana daha iyisini bulurum. Boş ver başımıza bela almayalım.' demişti.

Tabi Poyraz onunla bir gün boyu konuşmamıştı. Günün sonunda Pamir, Poyraz ile küs kalmaya dayanamamış özür dilemişti.

Eh Poyraz'dan özür dileyince benden de özür dilemek zorunda kalmıştı. Bende özrünü bir büyük olarak kabul etmiştim.

Alaycıl bir şekilde güldüm ve Pamir'in bana uzattığı elini tutup bütün gücümle sıktım. Pamir'in yüzünde herhangi bir değişiklik olmadı ama çenesini sıktığını görebiliyordum.

Daha sonra sadece benim duyabileceğim bir şekilde "Asel ve Poyraz'a dua et. Yoksa bir dakika burda kalmazdım. Kardeşimi sokakta bulmadım." demişti.

Meydan okurcasına gülümseyip "Bende ablamı sokakta bulmamıştım Pamir Akay! Emin ol eğer 2 yıl önce ablam gizlice evlenmeseydi evlenmenize asla izin vermezdim!" dedim.

Pamir alaycıl bir şekilde güldü ve "Ama evlendi... Sen yapamadın diye ben yapmayacak değilim. Kardeşimi sana yar etmem bunu bil!" dedi.

Dudak büzüp "Birazdan yâr edeceksin ama Pamir Akay... Hem senden izin isteyen olmadı..." dediğimde içeriden Alp "Pamir abi ne çok oyalandın ya gel buraya!" diye bağırmıştı.

Pamir elimi bırakıp ceketine sanki eli pismiş gibi temizlemeye başlamıştı.
"Hayırlı olsun yengecim..."

Daha sonra Asel'e doğru adımladı ve Asel'e sarılmıştı. Asel'in alnına küçük bir öpücük bıraktığında aynı anda oğlumuşuzu okşamıştı.

Aren birden sinirle "Pamir hadi ayağım koptu. Geç içeri!" demişti.
Pamir gülümsedi Merve'ye baş selamı verip Ateş ile tokalaştı ve Aren'in karşısına geçip "Aaa kız babası olmak kolay değildir Aren'cim(!) Sabırlı ol!" demişti.

Elini Aren'e uzatığında Aren Pamir dışında her yere bakıyordu. Birden Asel'in boğazını sertçe temizlemesi ile Aren'in bakışları ablama döndü.

Ablam "Abicim sıkmayacak mısın kocamın elini?!" dediğinde abim masum bir şekilde gülümseyip Pamir'e döndü ve "Aaa seni görememişim Pamir'cim(!) kusura bakma! Boydan dolayı..." diyip elini sıktı.

Abim ve Pamir arasında sadece 3 santim vardı ama abim bunu kullanmaya bayılıyordu.

Ben gülmeye başladığımda Pamir gülümseyip "Devede de boy var ama eşeğin arkasından geliyor..." dediğinde Aren gülüp "Aaa eşeğimiz konuşmaya da başlamış desene..." demişti.

Ben küçük bir kahkaha attığımda Asel, Pamir ve Aren'e bakıp "Eşek ve deve her zaman yük taşır. Önemli olan onları kimin sürdüğüdür..." dediğinde Aren Pamir'in elini bıraktı.

Pamir gülümseyip "Haklısın hayatım..." dediğinde Asel 'Geç içeri parçalarım seni!' bakışı attı.

Pamir hemen kafasını yere eğdi ve içeriye doğru yürümeye başladı. Ben de içeriye girecek kişiye bakmaya başladım.

İçeriye Beyza girmişti. Ama tabi hepimiz Pamir ve Aren'e odaklandığımız için görememiştik.

Ona gülümseyerek baktığında hemen bana sarılmıştı.
Kulağıma "Canım arkadaşım sonunda mutlu oluyorsun. Senin adına çok mutluyum." diye fısıldamıştı.

Gülümsediğimde beni torununa kız bakan nine gibi süzmüş ve "Çok güzel olmuşsun kızım..." demişti.

Gülümsediğimde "Sen de çok güzel olmuşsun. İnşAllah bir sonraki isteme seninki olur." demiştim.
Beyza sırıtıp "Amin." demişti.

Asel ve Merve ile tokalaştıktan sonra Ateş'e baş selamı vermiş ve Aren ile birazcık konuşup içeriye girmişti.

Aren ile ne konuştuklarını duymasam da ikiside gülümsüyordu.

Göz devirip içeriye girecek kişiyi beklemeye başladım.
Hadi ama benim müstakbel nişanlım nerde?

Kapıdan içeri elinde bir buket beyaz lale ile giren sevgilimi gördüğümde dudağımı ısırdım.

Üstünde siyah bir takım vardı. Gözlüklerini takmıştı. Saçları yine her zamanki gibi dağınıktı. Bileğinde babasının yani müstakbel kayınpederimin saati vardı. Orman yeşili gözleri parlıyordu.

Gülümseyerek yanıma geldi ve elindeki beyaz laleleri bana verdi. Gülümseyerek buketi aldığımda buketin güzelliğine bakıyordum.
Bu kadar güzel olmalı mıydı ya?

Poyraz'ın yüzüne baktığımda Poyraz gülümseyerek "Çok güzel olmuşsun sevgilim." demişti.

Bende gülümseyerek "Sen de çok yakışıklı olmuşsun sevgilim." dediğimde Poyraz beni öpmek için üstüme eğilmişti ama Merve'nin "Elimizi öpmeyecek misin enişte?" demesiyle hepimiz Merve'ye bakmaya başladık.

Elini uzatmış aynı bir büyükanne gibi bize bakıyordu. Yüzünde sinsi bir sırıtma vardı. Ama bir dakika bu sırıtmayı tanıyorum ben!

Bu 'Sıra bende' sırıtması...
Merve'nin istemesinde Alp'e o kadar çok yüklenmiştim ki...
Merve şu an aynı şeyleri Poyraz'a yapacaktı...
Bittik...

Poyraz sertçe yutkunduğunda bana yardım bakışları atıyordu. Bende omuz silkip 'Bu günlük birşey yapamam.' bakışı attım. Yani bir günlüğüne katlansın canım.

Poyraz bana dudak büzdüğünde bir an onu ısırasım gelmişti. O kadar tatlıydı ki şu an.

Poyraz sırayla Asel'in ve Merve'nin elini öptü. Daha sonra Ateş ile tokalaştı. Ateş ona ters ters bakarken Poyraz kaçmayı düşünüyordu.

Ateş elini Poyraz'ın omzuna sertçe koyduğunda kaşlarım çatıldı. Ateş Poyraz'ın kulağına eğilip bir şeyler fısıldadı daha sonra Poyraz'ın elini sıkmaya başladı.

Poyraz'ın yüzünde beliren ifadeden dolayı Ateş'in Poyraz'a dediklerinin çok da masum şeyler olduğunu zannetmiyordum.

Boğazımı temizlediğimde Ateş Poyraz'ın elini bıraktı ve sahte bir gülümseme ile "Hadi kilolu babamızın elini de öp damat!" demişti.

Aslında burda gülmeniz gerekiyordu ama hepimiz ortamın gerildiğini fark ettiğimiz için gülmemiştik.

Poyraz başını eğip Aren'in karşısına geçtiğinde Ateş bize bakıp "Hadi ama komik değil miydi?" demişti.

Aren, Ateş'e öldürücü bakışlar atarken Poyraz'ın elini tutup sertçe sıkmıştı. Sertçe sıktığını Poyraz'ın buruşan yüzünden anlayabiliyordunuz.

Poyraz zar zor gülümseyip Aren'e baktığında abim sert bir ifadeyle "Seni severim Poyraz. Ama kardeşimede yâr ettirmem!" dediğinde ağızım açılmıştı.

Hadi ya!
Sana sorduk mu?

Poyraz sertçe yutkunup "Ama efendim..." dediğinde Aren Poyraz'a işkence için kullandığı ses tonu ve bakışları ile "Aması yok! Bu gece hiç kimse benden Sedef'imi alamaz! Boşuna gelmişsiniz!" dediğinde Poyraz korkuyla Aren'e bakıyordu.

Sinirlerim tepeme çıkmışken ablam elini elimin üstüne koyup "Abim şaka yapıyor Poyraz'cım. Değil mi abi?!" dediğinde Aren ablama bakıp gülümsemiş daha sonra ise yüzünü Poyraz'a döndürüp "Aynen merak etme damat. Sadece şakaydı." demişti.

Poyraz şaşkın bakışlarla Aren'e bakarken Aren gülümseyip Poyraz'ın sırtına pat pat vurmaya başladı.

Sert vurduğunu söylemem lazım mı?

"Abi?!" diye tısladığımda abim bana gülümseyip "Miniğim sadece şaka yapıyorum damadımızla. Sen de çok abarttın. Alındın mı Poyraz?" dediğinde herkesin bakışları Poyraz'a çevrilmişti.

Poyraz yutkunup Aren'e bakarken Aren ona 'Hele bi 'evet' de. Bak ne yapıyorum seni!' bakışı atıyordu.

Poyraz yutkunup zar zor gülümsedi ve titreyen sesiyle "Y-yoo... H-hayır alınmadım A-aren abi..." demişti.

Aren gülümseyip "Ha iyi o zaman. Geç bakalım Poyraz'cım." diyip Poyraz'ı resmen içeri fırlatmıştı.

Ablam Aren'e ayıplayıcı bakışlar atarken abim masumca gülümsüyordu. Gözlerimi devirip içeriye girecek kişiyi beklemeye.

İçeriye Topçu girdiğinde gülümsedim.
Topçu Pamir ve Aren'in aksine ben ve Poyraz'ın ilşkisini destekliyordu. Topçu'ya biz evleniyoruz dediğimizde Topçu o kadar mutlu olmuştu ki...

Sanki kendi oğlu evleniyormuş gibi sevinmişti. Hatta istemede beni isteyebileceğini söylemişti ama tabi Pamir bu işi kendisi yapmak istediği için bir şey dememişti.

Topçu gülümseyip yanıma gelmiş ve bana baş selamı vermişti. Aynı anda "Gelinimiz de çok güzel olmuş." demişti.

Gülümsediğimde Topçu kısık bir sesle "Poyraz'ı hiç bu kadar gergin görmemiştim. Bütün gün ağızından düşmedin. Haberin olsun." diyip Asel'in yanına gitmişti.

Yaaa niye Poyraz'ın abisi Topçu değil?!

Asel ile biraz konuştuktan sonra Ateş ve Aren ile tokalaşıp içeriye girmişti.
Geriye kim kaldı ya?

Ateş'e baktığımda üstünü düzeltiyordu.
Niye lan?

İçeriye Gökçe girdiğinde nedenini anlayıp somurtmaya başladım. Ya Ateş kardeşinin istemesindesin ama bir kız için üstünü başını düzeltiyorsun.
Cık, cık, cık... Hiç yakıştıramadım.

Gökçe yanıma gelip bana sarıldı. Asel ve Merve ile de sarıldıktan sonra Ateş'in yanına gelmişti.

Hadi bakalım nasıl flörtleşiyolar izleyelim.
Off Pakize

Ateş gülümseyip "Çok güzel olmuşsun." dediğinde göz devirdim.

Gökçe bir eli ile kolunu tutup "Teşekkür ederim sen de çok yakışıklı olmuşsun." dediğinde Ateş bir elini ensesine koyup "Teşekkür ederim." dedi.

Ateş kararsızlıkla "Şey Gökçe, merak ediyorum. Aceba yarın müsait mi-" dediğinde Gökçe'nin göz bebekleri büyümüş ve mutlulukla Ateş'e bakarken ben göz devirip "Hadi ya sonra konuşursunuz. Benim istemem var şu an." demiştim.

Herkes bana şaşkınca bakarken ben omuz silkip kapıyı kapattım. Asel ve Merve içeri girerken Aren Ateş'e 'Bunu sonradan konuşacağız' bakışı atıyordu.

Ben de Ateş'in koluna girip "Hadi abicim." demiştim ki birden yanımıza Pamir geldi ve "Gökçe'cim Poyraz seni çağırıyor da." demişti.

Lan bak her konuda Pamir ile zıtlaşabilirim ama bu konuda değil.
İkimizde aynı şeyi düşünüyoruz çünkü.

Gökçe, Poyraz ve Pamir'in kız kardeşi gibiydi. E haliyle Pamir onu Ateş'ten kıskanıyordu.

Gökçe gülümseyip "Tamam geliyorum." demiş ve içeriye adımlamaya başlamıştı. Ateş'e baktığımda üzgün bir ifadeyle Gökçe'ye bakıyordu.

Tam bir şey diyecekken birden Gökçe omzu üzerinden Ateş'e döndü ve "Ateş yarın müsaitim." demişti.

Ben şaşkınlıkla Gökçe'ye bakarken Ateş bir çocuk gibi sevinip "Tamam çok güzelsin... Yani şey... Çok güzel... Çok sevindim..."dediğinde elimle alnıma bir tane vurdum.

Ben Poyraz karşısında bu kadar rahatken Ateş'in böyle davranması...
Sanki seni bilmiyormuşuz gibi konuşma Sedef! Seni de biliyoruz.
Yav he he Pakize. Yav he he

Ateş bir çocuk gibi içeri girerken bende iki elimi açıp dua etmeye başladım. Daha sonra ellerim ile yüzümü sıvazladım.

Allah'ım sonumuzu hayır eyle!

......

Bir saattir hepimiz oturmuş Pamir beyefendinin konuyu açmasını bekliyoruz.

Ama Pamir beyefendi sanki açlıktan çıkmış, evde hiç yemek yememiş gibi sürekli bir şeyler gömüyordu ve konuyu bir türlü açmıyordu.

Ablama yardım bakışları yollarken ablam hemen mesajımı anladı ve boğazını temizledi.

Daha sonra "Hayatım asıl konumuza geçelim mi?" demişti. Pamir ağızına attığı lokumla ablama baktı. Daha sonra "Ha... Tamam... Tamam bu iş bende..." demiş ve bana bakmıştı ben zaferle gülümsediğimde Pamir sırıtıp "Yengecim bize çay koysana." demişti.

Ağızım açık Pamir'e bakarken Asel Pamir'i cimdiklemiş ve "Asıl konu bu mu hayatım?" demişti. Pamir ilk baş biraz mal gibi baksada sonra 'Haaaaaa' demişti.

Sonra Aren'e bakıp "Kayınbiradercim kusura bakma ama dolmaların taze değil." demişti.

Salondaki herkes "PAMİR!!!" diye bağırdığında Pamir yerinden zıplamış ve "Ne var ya?" demişti.

Poyraz yüzünü sıvazlayıp "Abi biz buraya ne için geldik?" demişti. Pamir biraz Poyraz'ın yüzüne mal mal bakıp "Yemek için." dediğinde hepimiz oflemiştik.

Poyraz masum çıkarmaya çalıştığı sesi ile "Abim hadi asıl konumuza geçelim. Ben İzmir'e gelip bir sürü yemek yaparım sana." demişti.

Pamir aynı bir çocuk gibi "Valla mı?" dediğinde Poyraz "Valla hadi." demişti.

Pamir boğazını temizleyip "Tamam o zaman. En sevdiğim kayınbiraderim gelelim asıl gelme meselemize. Allah'ın emri-" dediğinde Aren hemen "Dur bakalım en sevmediğim damat. Bu ne acele? Yangından mal mı kaçırıyorsun?" demişti.

Pamir sahte bir gülümseme ile dişleri arasından Poyraz'a bakıp "Değil mi? Yangından mal mı kaçırıyoruz?" demişti.

Bu sefer de mal olduk ya Sedef...
Hepsi dayak yicek benden...

Poyraz kızgın gözlerle Pamir'e bakarken Aren boğazını temizleyip konuşmaya devam etti.

"Önce bir kahvelerimizi içelim. Sonra asıl gelme sebebinizi konuşuruz."

Daha sonra yüzünü bana döndürerek "Miniğim hadi kahveleri yapın." demişti.

Ben kafamı sallayıp kalktığımda benimle birlikte Merve ve Beyza da kalkmıştı. Gökçe ise Ateş ile çok koyu bir sohbette olduğu için buralı bile olmamıştı.

Biz mutfağa doğru adımlarken Pamir "Kız gelin, kahveye tarçın yerine pul biber koy(!) Bu gece de hastanelik olmayalım." demişti.
Ben senin...

Mutfağa geçip kahveleri hazırlamaya başladığımda Beyza ve Merve kahve fincanlarını tepsiye diziyordu.

Ben onalara bakıp "Poyraz'ınkine kurdele bağlayın. Yine karışmasın." dediğimde Merve sırıtıp bir fincana beyaz bir kurdele bağladı.

Beyza yanıma gelip "Sadece tuz mu katacaksın?" diye sormuştu.
Ah Beyza'm, ah...

Kendi kendime sırıtıp "Hıhı" dedim.

Beyza hayal kırıklığı ile bana baktığında cezveye bakmayı bıraktım ve "Beyza adam hastanelik oldu. Tabi ki de sadece tuz katacağım." dedim.

Beyza ve Merve ofladığında göz devirdim ve "Hadi siz geçin içeriye ben geri kalanı hallederim." dedim.
Yani ne yapacağımı bilmemeliler.

İkisi bana mal gibi baktığında onlara ürkünç bakışlar attım. İkisi de tırsarak içeriye geçtiğinde hayın planımı yapmaya koyuldum.

Şimdi bildiğiniz üzere normalde sadece damat tuzlu kahveyi içer. Ama benim orman gözlüm önceki sefer tuzlu kahvedende öte bir şey içtiği için bu sefer on tatlı mı tatlı bir kahve yapacağım.

Ama bu diğerlerine de tatlı kahve yapacağım anlamına gelmiyor...
Nihahahhahah

Sırayla kahveleri fincanlara doldurdum. Poyraz'ın dışında ki tüm kahveler tuzluydu.
"Mis gibi oldu he!"

Acaba Pamir'in kahvesine tükürsem mi?
Abart Sedef!
Ne ya? Vitamin vitamin.

Pamir bana az önce pul biber demişti değil mi!?
O zaman onun kahvesine bir tatlı kaşığı pul biber koyalım...

Tepsiye gülümseyerek baktım ve salona doğru yürüdüm. Ben salona girdiğimde Pamir ve Aren yine tartışıyordu.

Yani artık normal bir şeydi bu benim için o yüzden no problem. Hatta sadece benim için değil artık bütün aile için normaldi.

Pamir sırıtarak abime "Hadi seviyorsun beni itiraf et!" dediğinde abim tövbe çekip "Ne saçmalıyorsun lan! Neyini seveyim ben senin?!" diyordu.

Pamir sırıtmaya devam edip "Canım kayınbiraderim beni sevmez olur mu? Tabi ki de seviyordur." demişti.

Abim Asel'e bakıp "Asel güzelim, bu adamın manyak olmadığına emin misin?" dediğinde Pamir cık cıklayıp "Aşk olsun Aren'im nasıl söz öle? Hiç yakıştıramadım." demişti.

Göz devirip herkese kahve dağıtmaya başladım. En son kahveyi Poyraz'a verdiğimde Poyraz üstündeki kurdele ile tırsmış ve bana korkakça bakmıştı.

Sevgilim bakma öyle, tuz koymadım.

Kafamı salladığımda Poyraz yutkundu. Daha sonra kahveyi koklamaya başladı.
Olum çocukta travma olmuş lan!

Aren Poyraz'ı izlerken ürkütücü bir şekilde sırıtmış "Eğer tek dikişte bitirmezsen Sedef'i anca rüyanda görürsün!" demişti.

Ah canım abim ah. Bir bilsen kahvenin içinde ne olup olmadığını.

Poyraz sertçe yurkunmuş ve kahveye korkuyla bakmaya başlamıştı.
Hepimiz soluksuz bir şekilde Poyraz'a bakarken etrafı büyük bir sessizlik kaplamıştı.

Etraftaki sessizliği Pamir bozuntusu böldu.
"Banane ya! Asel biz de niye böyle bir şey yoktu. Ben de senin elinden tuzlu kahve içmek istiyorum."

Ya öyle mi?
Eh o zaman Pamir'in tuzlu kahve isteiğini yerine getirmiştim.

Herkesin bakışları Pamir'i bulurken Asel Pamir'e 'Gerizekalı mısın?' bakışları atıyordu.

"Gizli evlendiğimiz için olabilir mi acaba? Ayrıca sendin bizi aceleye getiren. Hatırlatırım."

Aren Pamir'e tehlikeli bir şekilde sırıtıp "İstersen ben sana tuzlu kahve yaparım Pamir'cim. Ama tek dikişte bitirmelisin." dedi.

Pamir birden korkarak Aren'e bakmış daha sonra Asel'in kolunu tutup "Git işine bak sapık!" demişti.

Aren güldüğünde birden bakışları bana bakan Poyraz'a döndü.

Sinirle "İç şunu!!! Yoksa Sedef'i rüyanda bile göremezsin!" demeye kalmadan Poyraz kahveyi kafasını dikmiş ve tek yudumda bitirmişti.

Hepimiz Poyraz'ın bir tepki vermesini beklerken Poyraz bana sırıtarak bakıyordu.
Kahveye şeker attığımı anlamıştı.

Ona öpücük attığımda o da bana atmıştı.
Ne yani canım alt tarafı damat kahvesine 2 kaşık bal ve şeker attım.
Ne olmuş şimdi!?

Aren ise morali bozulmuş bir şekilde bize bakıyordu.

Topçu sırıtarak bize bakarken Aren'e döndü ve "Eh oğlumuzda kahveyi tek dikişte bitirdiğine göre..." Dedi.

Aren morali bozuk bir şekilde kahveyi yudumladığında birden yüz ifadesi büzüştu. Bana bakarken bense ona sırıtıyordum.

Aren birden Asel'i geri çekip kahveyi Pamir'in yüzüne püskürttüğünde Pamir benden tecrübeli olduğu için hemen kendini koltuktan atmıştı.

Aren ağızını tutarken "Bu ne lan? Damat kahvesini benimkiyle mi karıştırdınız?" demişti.

O sırada kahvesini yudumlayan Alp, Ateş ve Topçu aynı şekilde kahvelerini püskürttüler.

Hepsi bana bakarken Pamir gülerek "Ne oldu? Damata destek mi olmak istediniz?" diye sormuştu.

O da yerden kahvesini yudumladığında birden kahveyi ağzından püskürttü. Lan her yer de pislik içinde kaldı.

Her yeri bunlara temizletmezsem bana da Sedef demesinler.

Poyraz alttan alttan gülmeye başladığında Merve, Beyza ve Gökçe de kahvelerini yudumlamış ve yüzlerini buruşturmuşlardı.

Asel ise sanki böyle bir şeyi yapacağımı biliyormuş gibi çayını yudumluyordu.

Aslında kahvesini de içse olurdu çünkü ona da şekerli kahve yapmıştım.
Ne yapayım o benim ablam ve o bir ana!

Herkes bana şaşkınlıkla baktığında ben gülümseyip yerimdem kalktım.
"Hepinizin kahvesinde tuz var çünkü siz beni kaybettiniz. Ama Poyraz'ın kahvesinde tuz yok çünkü o beni kazandı."

Poyraz bana aşık aşık bakarken Pamir sinirle "Lan sen bize gelin olarak geliyorsun. Erkek tarafı seni kazandı kaybetmedi. Bize ne garezin var?" demişti.

Ben de sırıtıp "Alp ve sen tuzlu kahve içmemiştiniz. Gökçe'ye garezim vardı. Topçu'cum sen de arada kaynadın." dediğimde herkes göz devirmişti.

Aren "Kardeşim farkındaysan ben seni henüz vermedim." dediğinde yüzüm çarşamba pazarına dönmüştü.
Harbi lan biz onu unuttuk.

"Abi kahveyi tek yudumda bitirdi işte!"

"Tatlı kahveyi tek yudumda bitirdi."

"Önceki sefer de içinde her türlü şey olan kahveyi bitirmişti. Hatta hastanelik olmuştu hatırlarsan!"

Aren omuz silktiğinde sinir krizi geçirmemek için kendimi zor tutuyordum.

Asel çayını yudumlarken hiç kimseye bakmadan "Pamir asıl konuya gir!" demişti.

O sıra Pamir elinin yanında duran bütün lokumları ağızına atıyordu. Birden durup Asel'e bakmış ve koltuğa geri oturmuştu.

Daha sonra boğazını temizleyip "Şimdi Aren'im, Gelelim asıl ziyaret sebebimize." dediğinde Alp mutlulukla ellerini çırpıp "Ay en sevdiğim kısmı" demişti.

Poyraz Alp'e dirseğini geçirdiğinde Alp ksık sesle inlemişti. Pamir Alp'e göz devirip konuşmaya devam etti.

"Gençler birbirlerini uzun zamandır sevmişler, beğenmişler maalesef. İlişkilerini de bir ileri boyuta taşımak istemişler. Ben de zorunlu görevimi yerine getiriyim. Allah'ın emri peygamberin kavliyle üvey kızımız Sedef'i, oğlumuz Poyraz'a istiyoruz."

Pamir'in saçmaladığı cümleleri umursamazsak gerçekten çok g0zel gidiyordu.

Birden kalbim güm güm atmaya başladı. Hepimiz Aren'e bakıp 'Verdim gitti!' demesini bekliyoruz.

Aren sırıtıp "Şimdi biliyorsunuz ben bu ailenin en büyüğüyüm. O yüzden benim kararım her şeyi etkiliyor bu yüzden... " dediğinde ben Allah'ıma kavuşuyordum.
Hadi Allah'ım beni sevdiğime kavuştur.

"Madem gençler birbirlerini sevmiş beğenmiş banada hayır demek düşer..."

Birden ağızım kocaman açıldı.
Lan!
Hayalim bu değildi.
Hayalim kesinlikle bu değildi.

Poyraz'a baktığımda onun da ağızı balık gibi açılmıştı.

Ağızımı kapattığımda Pamir'e baktım.
Bir gözü seğiriyordu.

Pamir sinirle "Ney?" diye bağırmıştı.
Aren ise "Ney değil, zurna! Bu şakayı da yaptırdınız ya!" demişti.

Ben ve Poyraz birbirimize hüzünle bakarken Pamir bize bakıyordu.
Pamir'e baktığımda ilk defa üzüldüğünü görmüştüm. Kardeşinin üzüldüğünü gördüğü için çok üzülmüştü.

Pamir sinirle Aren'e bakıp "Lan biz niye buraya geldik o zaman?" diye bağırmıştı.

Aren önümdeki çikolatayı alıp ağzına attı ve "Canım çikolata istedi. Var mı? Hem bende size verecek kız yok!" dediğinde dünya başıma yıkılmıştı.

"Nasıl abi ya?!" diye çıkıştığımda abim beni takmadan Pamir'e bakıyordu.

Birden kapı tıklandığında Beyza üzerindeki şaşkınlığı atıp kapıyı açmaya gitti.

Pamir sinirle "Vermiyor musun lan?" dediğinde Aren "Vermiyorum lan!" demişti.

Pamir birden "İyi bende istemiyorum lan!" dediğinde hepimiz hayal kırıklığı ile onlara bakıyorduk.

Birden Topçu yerinden kalkıp "Ben istiyorum!" dediğinde hepimiz şaşkınlıkla ona bakıyorduk.

Aren omuz silip "Benim açımdan değişen bir şey yok!" dediğinde birden biri "Ben de veriyorum!" demişti.

Hepimizin bakışları gelen sese döndüğünde benim ağızım iki kat daha açıldı.

Şu an karşımda biyolojik annem olan Sümmeye Kaya vardı!

Arkasında da Kaya ailesi duruyordu.
Çağın "Bizsiz isteme mi olurmuş?" dediğinde gülümsemiştim.

Poyraz ve ben birbirimize bakarken Asel mutlulukla "Bir dakika verildi mi yani?" demişti.

Topçu kafasını sallamıştı. Pamir ve Aren'in ağızları balık gibi açıldığında biz gülüyorduk.

Pamir birden "Ulan Topçu böyle yapcağını bilmeliydim." dediğinde Topçu Pamir'e azarlar gibi bakmış ve "Kes sesini kereta! Ben babanıza ikinizide sevdiklerine kavuşturacağıma dair söz verdim. Ve bu sözü de tutacağım. Sen sevdiğine kavuştun sıra kardeşinde. O yüzden şimdi iyi bir abi ol ve kır dizini otur oturduğun yerde!" dedi.

Pamir birden dondu ve Poyraz'a bakmaya başladı. Buruk bir tebessüm ile bakıyordu. Poyraz'a baktığımda donmuş bir şekilde Topçuya bakıyordu.

Elimi Poyraz'ın eline koyduğumda Poyraz yüzünü bana döndürüp burukça gülümsemişti. Ben de ona aynı şekilde gülümsemişti.

Topçu anneme gülümseyip "Allah'ın emri Peygamberin kavliyle kızımız Sedef'i, oğlumuz Poyraz'a istiyoruz." dedi.

Sümmeye Kaya gülümseyip "Çocuklar artık birbirlerine kavuşsunlar. Ben de verdim gitti!!!" dediğinde mutlulukla yerimden kalkıp ellerimi çırpmaya başladım. Poyraz da yerinden kalkıp bana sarılmıştı.

Aren kekeleyerek "A- ama ben izin vermedim." Dediğinde kıkırdamıştım. Annem kaşını kaldırmış Aren'e bakıyordu.

"Benim sözüme karşı mı geliyorsun Aren?"

Abim gözlerini kaçırıp hayır anlamında başını sallamıştı. Oha korktu mu o?

Tam ağzımı açıp konuşacakken Beyza elinde ki nişan tepsisiyle yanımızda bitmişti.

Ablam gülerek yanımıza geldi ve yüzükleri parmaklarımıza geçirdi. Nefesim kesilmiş bir şekilde yüzüklere bakıyordu.

"Ey ahali! Az önce çocuklarımızı sözledik şimdi de yüzüklerini takacağız. Hepimiz Poyraz'ı da Sedef'i de çok severiz, onlarda birbirlerini çok seviyorlar. Artık ömürlerini bir geçirsinler."

Tam nişan kurdelesini kesecekken birden ömürümü yiyen hayın dostum Merve, ablamın elini tuttu ve Poyraz'a bakarak "Makas kesmiyor...Tüh ne yapacağız şimdi?" demişti.

Ben Merve'ye öldürücü bakışlar atarken "Merve'cim ben senin nişanında böyle şeyler yaptım mı kardeşim?" dedim.

Merve omuz silkti ve "Ne yapalım Sedef'cim? Yapsaydın." dedi.
Allah belanı versin Merve!

Poyraz tam cebinden para çıkartacakken ben elimi elinin üstüne koydum. Poyraz bana soran bakışlar atarken Pamir'e baktım.

"Ailenin büyüğü parayı verir değil Pamir!"

Pamir yardım bakışlarını Asel'e diktiğinde Asel "Hadi hayatım. Ver parayı." demişti.

Pamir tam Asel'e itiraz edecekken Asel sinirle "PAMİR!" Diye bağırdı.

Pamir ise süt dökmüş kedi gibi "Hemen hayatım." diyip cebinden 50 lira çıkarmıştı.

50 lirayı Merve'ye verdiğinde Merve bırun kıvırıp "Bu ne be? Sadaka mı veriyorsun?" demişti.

Pamir ise cık cıklayıp "Bunu bulamayanlar da var şükret!" demişti.

Merve ise elini çekmeden "Makas hala kesmiyor!" dedi. Pamir oflayıp 100 lira verdiğinde "Kesiyor mu değerli makasınız?" dedi.
Merve ise parayı alıp başını sağ sola sallamıştı.

Ben sinirle "Merve napcan parayı?" dediğimde Merve "Gelin oluyorum ya! Nişanlım ile olan evimizin beyaz eşyası için para topluyorum. Var mı?" dedi.

Sanki fakirmişsiniz gibi...
Sanki 200 tl bir işine yarayacakmış gibi...

Pamir oflayıp cebinden 200 lira çıkardı ve verdi. Merve elinde paralara baktığında mutlu bir şekilde gülümseyip "Tamam artık kesiyor." demişti.

Ardından "Kapı açma merasimine de bırakalım." diye mırıldanmıştı.

Asel gülüp Pamir'in yanağına bir öpücük bırakmıştı. Ardındansa kurdeleyi kesmişti.

"Allah tamamını erdirsin."

Ben ve Poyraz birbirimize bakıp gülümserken Poyraz hemen beni kendine çekip sıkıca sarılmıştı. Ben de ona sıkıca sarılırken Poyraz saçlarıma öpücük konduruyordu.

Ben yüzümü Poyraz'ın boynundan çekip Poyraz'a bakmaya başladım. Poyraz bana gülümsediğinde ben de ona gülümsemiştim.

Poyraz alnıma bir öpücük kondurduğunda gülümseyip kafamı Poyraz'ın göğüsüne yasladım.

Daha sonra ayak uçlarımda yükselip kulağına "Sonunda kavuştuk sevgili nişanlım, Poyraz Akay." Diye fısıldadığımda kısık sesli gülmüştü.

O da kulağıma "Haklısın sevgili nişanlım, Sedef Gaye Akay." Dediğinde ben de gülümsemiştim.

Evet ben artık bir Akay olacaktım.
Sedef Gaye Akay...

Çok güzel ve uyumlu değil miydi ama?

Ayrıldığımızda sırayla herkesin elini öpmeye başlamıştık.

Ablamın elini öptüğümde ablamın gözlerinden yaşlar süzülüyordu.

Hemen beni kendisine çekip "Seni çok seviyorum Sedef'im..." dediğinde ben de ona sarılmıştım.
Benimde gözlerim dolmuştu.
"Ben de seni çok seviyorum ablam."

Ablamla ayrıldığımızda Poyraz ablamın elini öpmüştü. Ablam gülümseyip "Birbirinize sahip çıkın." demişti.

Poyraz da gülümseyip "Merak etme yenge." demişti.

Asel gülümseyip Poyraz'a sarıldığında Pamir yanımıza gelmişti. Poyraz Asel ile ayrıldığında abisinin elini öpmüştü.

Pamir ağladı ağlayacakken Poyraz kendisine çekip "Ne ara büyüdün sen?" dedi.

Poyraz kıkırdayınca ağladığını görmüştüm. Pamir Poyraz'dan ayrılınca gülüp "Ağlama lan nişanında!" dediğinde Poyraz "Sen de ağlama!" demişti.

Pamir gülüp gözündeki yaşları silince bana bakıp hemen kollarını bana sarmıştı. Ben de ona kollarımı sardığımda sırtına pat pat vurup "Ağlama lan!" demiştim.

Pamir kulağıma "Kardeşim sana emanet yenge!" diye fısıldadı.
Ayrıldığımızda kafamı 'tamam' anlamında salladım.

Yanımıza Topçu geldiğinde hemen gülümseyip "Allah razı olsun!" demiştim.
O da kafasını sallayıp "Her zaman." dedi.

Poyraz Topçunun elini öptükten sonra Topçu gülümseyip "Gel bakalım kerata!" diyip kollarını açtı.

Poyraz bir saniye beklemeden Topçu'ya sarıldığında Topçu "Hala aynı bir çocuk gibisin." dedi.

Poyraz gülüp "Ne güzel işte!" dediğinde Topçu "Seni çok seviyorum çocuk." demişti.

Poyraz gülümseyip "Ben de seni." dedi.

Poyraz ve Topçu sarılırken ben Aren'in yanına gitmiştim. Aren köşede oturup ağlıyordu.
Ya canım abim benim ya.

Yanına gidip elini tuttum ve öptüm. Aren daha çok ağlayınca ona sarıldım.

Aren ağlarken "Sanki daha dün seni ve Alp'i yetimhaneden alıp yanıma aldım." dediğinde gülümsemeye başladım.
Zaman çok hızlı geçmişti...

Ben ve Alp dün ailesiz ve yalnızken şu an kendi ailemizi kuruyorduk.

Aren ağlamaya devam ederken saçlarını okşuyordum. Aren biraz sakinleşince Poyraz yanımıza gelip Aren'in elini öpmüştü.

Aren Poyraz'a bakıp "Kardeşimi üzersen sana işkenceler yaparım!" dediğinde Poyraz kararlı bir şekilde "Kendimi üzerim Sedef'i üzmem!" dedi.

Aren sert bir şekilde "İyi." dediğinde ben Poyraz'ın elini tutmuştum.

Aren bize bakıp "Birbirinizi üzmeyin. İkinizde birbirinize emanetsiniz." dediğinde gülümsedim.

Sümmeye Kaya yanımıza geldiğinde Poyraz hemen annemin elini tuttu ve öptü. Annem gülümseyip bana baktı ve "Kızım ayıp değil mi? Niye nişanına çağırmıyorsun?" dedi.

"Anne siz İtalya'dasınız diye çağıramadım."

"Olsun kızım."

Gülümsediğimde annem Poyraz'a dönüp "İlk evimize geldiğinde aranızda birşey olacağını biliyordum. Çok yakışıyordunuz zaten." dedi.

Poyraz bir elini ensesine götürüp "Sağolun efendim." dediğinde annem kızgınlıkla "Ne efendimi oğlum? Ben artık senin annen sayılırım. Anne de bana." dedi.

Poyraz gülümseyip "Tamam anne." demişti.

Ben de annemin elini tutup öptüğümde annem "Hadi bakalım en kısa zamanda sizden torun bekliyorum." dedi.

Ben ve Poyraz'ın ağızı açık kalırken ben kendimi toparladım ve "Anne biz daha yeni nişanlandık." dedim.

"Olsun kızım. Evlenmeyecek misiniz? Evleneceksiniz. Hemen evlenin de bana torun yapın."

Ben ve Poyraz halden hale girerken Alp kahkaha atıyordu.

Poyraz "Ne gülüyorsun be!" dediğinde Alp kahkahasını durdurmaya çalıştı ve "Gülmüyorum yüzüm seğiriyor." demişti.

Poyraz oflayıp "Enişteye gülünmez!" dediğinde Alp birden durdu ve üzgünce Poyraz'a bakmaya başladı.

"Öyle olsun."

"Ne oldu lan?!"

"Enişte demek öyle mi?"

"E olm ablanla nişanlandım tabi enişte."

"Öyle olsun Poyraz Akay! Öyle olsun! Hani biz kardeştik."

Poyraz "Ne alaka lan!" diyip Alp'in kafasına bir tane vurdu ve ona sımsıkı sarıldı.

Sarılırken "Tabi kardeşimsin oğlum. Olur mu öyle şey." demişti.

Alp ağlamaya başladığında göz devirip etrafa bakmaya başladım.
Yani normal halleri ben kafama takmayı yıllar önce bıraktım.

Sizde öyle yapın.

Birden gözüm ablamı, Pamir'i ve yeğenim Oğuz'u bulduğunda gülümsedim.

Pamir Oğuz'u kucağına almıştı ve onunla şakalaşıyordu.
Ablamda onlara bakıp gülüyordu.

Allah'ım bunlardan çok güzel anne baba olur.
Hemen yeğenim doğsun da kucağımıza alalım.

Pamir ve Asel kendi oğulları ile vakit geçirsinler.

Yanlarına yaklaştığımda onları dinlemeye başladım.

Oğuz ablamın karnını işaret ederek "Senin karnında ne var?" diye sordu.

Pamir ve Asel birbirine bakıp gülmeye başladıklarında Pamir Oğuz'un yanağını öpüp "Bebeğimiz var." dedi.

Oğuz anlamaz gözlerle Asel'e baktığında "Sen bebeğini sevmiyor musun?" dedi.

Asel birden durup mal mal Oğuz'a baktı. Daha sonra "Olur mu öyle şey Oğuz'cum. Ben bebeğimi çok seviyorum." dedi.

Oğuz kafasını kaşıyıp "E neden yedin o zaman?" dediğinde Pamir ve Asel birbirlerine bakmaya başladı.
Lan?!

Ben kahkaha atmaya başladığımda Asel bana bakıp kahkaha atmaya başladı. Pamir de bize katıldığında üçlü gülüyorduk.

Asel Oğuz'un yanağına bir öpücük bıraktıktan sonra "Ben sevdiğim bebekleri yiyorum. Seni de yiyeceğim." dedi.

Oğuz korkarak Pamir'e sarıldığında "Ben bebek değilim ki?!" dedi.

Asel Oğuz'un elini tutup öptüğünde "Yoo kim demiş sen de bebeksin." demişti.

Oğuz kafasını Pamir'in boynuna gömdüğünde aynı anda "İmdat!!! Hala!!!" demişti.

Kız Allah sizi ne etmesin ya?!

................

Artık saat 00.00'a yaklaşıyordu ve hepimiz rahat kıyafetler giyinmiştik.

Hadi neden deyin!

Çünkü nişan falan derken abimler damat adayalarımızı dövmeyi unutmuştu.

Şu an bütün erkekler toplanmış birbirine bakıyordu.
Sen neredesin Sedef derseniz...

Merve ile bir paket siyah tuzlu çekirdek almış duvarın dibine oturmuştuk.
Hadi kavga izleyelim.

Aren düz bir ses tonuyla "Demek kardeşime göz koyarsın ha!?" Demesiyle gülümsedim.

Ne göz koyması canım abim sadece nişanlandık. Yakında da evlenecez.

Poyraz tedirgince gülüp "Göz koymak ne demek Aren abi. Ben Sedef'i ömrümün sultanı etmek istedim." Demesiyle eridim.

Bir iç çekip çekirdeğimi çitlettiğimde Merve sırıtarak bana bakıyordu. Ona göz kırptım ve kavgaya geri döndüm.

Ateş kaşlarını çatıp "Biz varken onu ömrünün sultanı etmek istedin öyle mi!?" Dediğinde güldüm.

Yemin ederim kıskanç yaa!
Sanki sen değilsin Sedef!
Oraları karıştırma Pakize.

Egemen "Doğru anladın kardeşim. Biz şimdi biraz ömrünü azaltalım o zaman." Diye mırıldanmasıyla gözlerimi devirdim.

Aynen canım, aç kapıyı Aras kargo!

"Abi ben, Poyraz'ın konuşmasını dinledim. Ablamı nasıl öptüğünü ballandırarak anlatıyordu."

Çağının bir anda lafa atlayop ortalığı karıştırmasıyla gözlerim kocaman açılmıştı.

Görkem'in "Ben şimdi seni bir öperim." Diyerek Poyraz'a yumruk atmasıyla kaşlarımı çattım.

Ne demek Poyraz'ı öpersin?!
Görkem ikizim ne diyorsun sen!? Benim haremime ne dedin!

Sence konu şu an bu mu!?
Evet bu!
Poyrazaşkımı gebertiyorlar şu an...

Poyraz'a baktığımda gerçekten berbat halde olduğunu farkettim. 2 dakikada çocuğu haşat etmişlerdi.

Tabi ederler! Resmen 100 kişiler.
Haklısın be Pakize.

Dudakımı ısırıp onu süzdüm. Sokak lambasının ışığı ona vurduğu için kendisini çok net görüyordum.

Elmacık kemiği morarmış, kaşı ve dudağı patlamıştı. Ellerini karnına koymuş öylece duruyordu.

Getti lan benim nişanlım.
Geberttiler nişanlımı...

Aren Poyraz'ın şakağına yumruk atmasıyla sevgilim inleyerek düşmeye başlamıştı. Tam yere düşecekken Egemen onu tutmuştu.
Bak bak!

Adam gibi adam, nasıl da tuttu sevgilimi.
Best abim ya!
Şu yakış-

Egemen'in Poyraz'a kafa atmasıyla tüm övgülerim yarım kalmış direk sövmeye başlamıştım.

Egemen, Poyraz'ı bıraktığında rahatlayacaktım ki Ateş ortaya çıkmıştı.

Poyraz'ın karnına sert bir tekme attığında ağzım açık kalmıştı. Yeter dövmeyin daha!

Poyraz isyan edercesine eğik bir şekilde duruyordu. Şu öküzlere asla sesisini çıkarmamış ve karşılık vermemişti...

Sanki verebilecekti bu halde...
Verir o!

Çağın'ın Poyraz'a attığı yumrukla sevgilim yere yığılmasıyla ağzımdan hii diye bir nida çıkmıştı.

Topçu koşarak Poyraz'ın yanına gitmiş ve "İyi misin Poyraz'ım?" Demişti.

Poyraz ise buna karşılık olarak inlemiş ve "Sence!?" Diye zar zor konuşmuştu.
Ah canım sevgilim...

Ayağa kalkacakken Merve'nin beni tutmasıyla dudaklarımı büzüp yerime yeniden kurulmuştum.

Sinirle çekirdeğimi çitletirken Merve'ye bir sürü bela okuyordum. Ve benim belalarım hep tutardı...

"Abilerim dayağa başlamışken bence durmayalım. Alp abi de Merve ablama göz koymuştu onu da dövelim." Diyen Çağın ile kahkaha atmıştım.

Aynı ablası gibi ortalığı karıştırıyor ya. Kardeş gibi kardeş.

Sence şu an konu bu mu?
Evet bu.
Alpaşkımı dövecekler Sedef!
Ayh evet bir kere de benim için vursunlar.

Merve'ye baktığımda elinde ki çekirdekle donakalmıştı. Tabii beklemiyordu Alp'in dayak yemesini...

Ateş'in "Kardeşim haklı bence de bir tur onu dövelim." Demesiyle küçük bir kahkaha daha attım.

Merve kaşlarını çatarak ayağa kalkmaya çalışmıştı.

Peki niye sadece çalıştı?

Çünkü bendeniz Sedef Gaye Umut onu tutmuştum.

Merve, Poyraz dövülürken beni tutmasaymış canım ne yapabilirim?
Ben de onu tutarım nuahhaha

Bir inleme sesi geldiğinde erkeklerin oraya baktım. Alp duvara yaslanmış bir şekilde duruyordu.

Sokak lambasının ışığı oraya gelmediği için ne halde olduğunu göremiyordum. Ama kötü olduğu kesindi...

(Çok fazla sokak lambası dedim ağlayabilirim şu an. Seni unutmayacağız SN...)

Birkaç adım ileri geldiğinde onun da aynı Poyraz gibi olduğunu gördüm.
Ağzımdan kısa bir ıslık çıkarken bu erkeklerin ne yaşadığını sorguluyordum.

Bir anda hepsinin sırayla Alp'e vurmasıyla ağzım açık kalmıştı. Bir de küçükten büyüğe doğru vuruyorlardı.

Çağın, Alp'in karnına yumruk atarken Görkem ise şakaklarına vurmuştu.
Alp yere yığılacakken Toprak onu tutup bir yumruk atmış ardındansa Ateş'e doğru fırlatmıştı.

Ateş, Alp'i yakasından yakalamıştı. Bir yumruk atıp Poyraz'ın yanına fırlattığında ağzımdan 'ovvv' diye bir nida çıkmıştı.

Alp geçmiş olsun yavrum be...
Bu hikayede tek yanan benim gariban Alpaşkım oldu.
Yani sanki biraz. Ama emin değilim...

Alp ve Poyraz yerde acılar içinde inlerken dudaklarımı büzmüş onlara bakıyordum.

"Canlarım ne hale geldiler..." Diye mırıldanıp bir çekirdek daha çitlettim.

"Pamir abi?" Diyen Çağın'a baktığımda sırıtarak Ateş'e bakıyordu.
Aboo bu uşakın yine bir planları var.

Pamir'in "Efendim Çağıncım." Demesiyle Çağın daha çok sırıtmıştı.

"Geçen gün Ateş abi ve Gökçe ablayı çok yakın gördüm. Ama biraz fazla yakın, şöyle sevgili gibi yakın..."

Çağın sözünü bitirmesiyle Pamir'in Ateş'e yumruk atması bir olmuştu.
Ama o nasıl bir yumruktu öyle!

Pamir, Ateş'e bir yumruk daha attığında Poyraz'ın kısık sesi duyulmuştu.

"Şuna benim içinde vurun."
Bu sözden sonra Görkem "Tabi ki enişte." Diyerek Ateş'e kafayı gömmüştü.

Ateş burnunu tutup gerilerken aynı zamanda "Görkem kaşınma kardeşim!" Diye bağırmıştı.

Pamir "Ben seni bir kaşırım it!" Diye bağırıp Ateş'e tekme atmıştı.
Ah canım abim sen bu hallere düşecek insan mıydın?

Ateş geriye doğru sendelerken Toprak onu tutup "Sen birine mi sevdalandın ikiz." Demiş ardındansa kafasına yumruğu çakmıştı.

Ateş kaşlarını çatıp Toprak'ın elinden kurtuldu ve bir adım geri gitti. Yumruğunu kaldırmış Toprak'a vuracakken birisi onu tutmuştu.

Bu kişi kim derseniz.
Tabii ki de Aren'di.

Ateş'i bu aralar benden kıskandığını ve onu dövmek istediğini biliyordum.

Ateş bir Aren'e bir yumruğuna bakarken "Bunu senden beklemezdim kardeşim." Diye mırıldanmıştı.

Aren bu sözlerden sonra omuz silkmiş ve "Bu aralar beni çok sinir ettin ne yapayım?" Demişti.

Ateş tam ağzını açıp konuşacakken Aren dizini onun karnına geçirmişti. Ateş'in ağzından acı dolu bir inleme çıktığında çekirdek boğazımda kalmıştı.

Ben öksürürken Merve küt küt sırtıma vuruyordu.
Fırsatçı Merve nasıl da güçlü vuruyor ya!

Öksürüklerim arasında Merve'nin kafasına bir şaplak attım ve elini kendimden uzaklaştırdım.

Ateş'e geri döndüğüm sıra Aren ona yumruk daha atmıştı. Ateş boğulurcasına öksürüp geri çekilirken bir anda yere yapışmıştı.

Bunu yapanın kim olduğuna baktığımda Poyraz'ın, Ateş'e çelme taktığını anlamıştım.

Çağın gülerek Ateş'in yanına ilerledi ve "Enseme sürekli vurmasaydın bunu yapmazdım abi. Neyse sen kusura bakabilirsin..." Dedi.

Ardındansa Ateş'e iki tekme atmış ve gülerek kenara çekilmişti.

Bir dakika boyunca yerde yatanların inlemelerini dinlerken sonunda birisi bu sessizliği bozmuştu.

"Çağın başka diyeceğin kimse yok mu abim?" Diye soran Toprak ile Çağın düşünmeye başlamıştı.

Sonrasında aklına gelenle gülümsemiş bir Aren'e bir Pamir'e bakmıştı.

Pamir, Çağın'ın ne diyeceğini anlamış olmalı ki onu susturmaya çalışmıştı ama çok geçti.

"Aren abi sen, Asel ablamı kaçırıp onunla senden habersiz evlenen Pamir abiyi hiç dövmüş müydün?"

Lan bu Çağın bunların hepsini nereden biliyordu acaba?
Aman neyse!

Hem çocuk ortalığı aşırı iyi karıştırmıştı. Aynı ben!

Aren boynunu kıtlatıp Pamir'e baktığında Pamir'in yutkunuşu buralara kadar gelmişti.
Hadi abi güzelce döv şu Pamir'i!

Pamir, Topçu'ya 'help me pliis' bakışı atarken Topçu ise bu duruma sadece omuz silkip "Hakettin." Demişti.

Pamir'in dumura uğrayan yüzüne kahlaha atıp keyifle bir çekirdek daha çitlettim.

Aren yumruğunu bir anda Pamir'in kafasına ardından karnına geçirmişti. Ardından bir tekme attığında Pamir, Görkem'e doğru sendelemişti.

Görkem Pamir'in kafasınsan tutup dizine geçirdiğinde "Aah!" Diye bir ses duyulmuştu. İkiz gibi ikiz ya!

Görüntülü arayıp konuşurken bana dövüş dersleri aldığını gerçekten çok iyi dövüştüğünü söylemişti.
Aferin benim çatlak yumurtama!

Kayalarla her gün konuşmuş ve asla irtibatı kesmemiştik. Hepsiyle iyi geçiniyordum, Toprak da dahil.

Aslında kinci bir insandım ve intikam almadan durmazdım. Ama Toprak'ı bunun dışında tutmaya karar vermiştim.

Tamam belki asla onu abim gibi görmeyecektim ama yine de arkadaş gibi takılıyorduk. Laf sokuşturmaksa her zaman vardı...

Aslında doğruyu söylemek gerekirse hiçbirini gerçek ailem, her şeyim diyecek kadar yakın görmüyordum.

Seviyordum ama her zaman yanımda olanların yerini asla tutamazlardı.

Mesela Sümeyye Kaya, Derin annem kadar olamazdı. Toprak veya Egemen, Aren'in yerini tutamazdı. Çağın veya Görkem, bir Alp olamazdı.

Ama hepsini de seviyordum. İyi vakit geçirdiğim kişiler arasına girmeyi başarmışlardı.

Ateş'i Kayalardan saymıyorsun sanırım heheh
Ateş şu kısacık zamanda bana gerçekten abi şefkatiyle yaklaşmıştı.
O benim her şeyimdi...

Merve'nin beni dürtükleyip "Daldın kız." Demesiyle düşüncelerimden ayrılıp kavganın durumuna baktım.

Hızını alamayan erkekler Egemen'i de dövmüş olmalı ki o da yerde inleyenler kulübüne katılmıştı.

Bir anda kulağıma dolan siren sesiyle ayağa kalktım. Merve de ayağa kalktım bela okumaya başlamıştım.

Yine mi polis ya!
Daha yeni karakolluk oldum bari bir ayı doldursaydım!

Koşarak hızlıca erkeklerin yanına vardım. Zaten arada çok kısa bir mesafe vardı.

Çağın gözlerini kocaman açmış etrafa bakıyor Görkem ise homurdanıyordu.
Aren nereye kaçsam diye bakınırken Topçu sabır çekiyordu.

Aga be Topçu...
Aga be yerde acı çekenler...

Tam ağzımı açıp konuşacakken önümüzde duran polis arabasıyla ağzım otomatikmen kapanmıştı.

Orta yaşlı polisin arabadan inip "Neler oluyor burda!?" Demesiyle yalandan öksürdüm. Ne oluyordu acaba...

Polise iki adım yaklaşıp sanki bir sır verircesine "Polis abim anlarsın ya işte. Imm işte abimler biraz şey etti." Dedim.

Aynı zamanda daha kurdelesini bile çözmediğim yüzüğümü kaldırdım ve "Hepsi biraz fazla kıskanç. Nişanlıma haddini bildirmek istemişler." Dedim.

Polis abim ciddiyetini bozup güldü. "Bilmez miyim? Kayınçolarımdan az dayak yemedim." Demesiyle küçük bir kahkaha attım.

Tam konuşacakken Poyraz'ın "Yardım et polis abi, adam öldürüyorlar." Demesiyle gözlerim kocaman açılmıştı.

Polis kaşlarını çatmış bana ve yerde ki acı çekenlere bakarken ağzımdan eheh diye bir ses çıkmıştı. Poyraz ben senin...

Aren'in tıslarcasına "Sana dayak az geldi sanırım." Demesiyle yutkundum. Olum polis var lan karşımızda!

"Neyse polis abim sen onları boşver. Siz boşuna buralara gelmiş olmayın ben size çay falan ikram edeyim. Hı olmaz mı?"

Gözlerimi kırpıştırarak masum uşak gibi polise bakıyordum. Paçayı kurtarmam lazımdı.

"Şikayetçiyim po- polis abi. Nefes alamıyorum öldüm sanırım."

Polis abim kaşlarını düzeltmişken Alp'in konuşmasıyla yeniden çatmıştı. Sizi bir turda ben dövecem.

Aren'in "Alp fazla konuşma istersen kardeşim." Diye mırıldanmasıyla mahçupça gülümsedim. Ben sizin belanızı...

Polis abi "Kızım senin kaç tane abin var?" Diye sormasıyla bu soruyu daha önce hiç düşünmediğimi farkettim.

Hepsini sayacakken bundan vazgeçtim. Say say bitmez niye sayayım yav!?

Gülerek "İki elimin parmaklarını geçer." Diye mırıldanmamla diğer polis bir kahkaha atmıştı.

Bu polis daha gençti ve sevecen duruyordu. Nereden anladın derseniz yüzünden asla düşmeyen gülümsemesinden belliydi.

Gülerek "Erkin abi bence damadın bu halde olmasına şükredelim. O kadar abiye rağmen şu an yaşıyor olması bir marifet." Demişti.

Diyemedik ki o bir mafya diye... Diyemedik ki o Lavinya'nın sevgilisi diye...

Erkin adlı polis abimin "Damat hangisi, yerde bir sürü adam var." Demesiyle yerde yatanlara göz gezdirdim.

Damat Poyraz'dı ama diğerlerine de dayak lazımdı. Şimdi ben ne cevap versem ki?

"Onların hepsi damattı polis abim."

Çağın'ın dediğiyle genç polis bir kahkaha atmış ve "Sizleri sevdim mükemmel bir ailesiniz." Demişti.

Mafya ailesi olduğunu bilse severler miydi acaba lsdkms
Emin değilim ahahah

Birden Poyraz yerde inlerken "Abi?" diye Pamir'e seslenmişti.

"Ne var?" diyen Pamir ise karnını tutuyordu.

"Yaşıyon değil mi?"

"Şimdilik..." diyen Pamir yerde döndü ve Poyraz'a bakarak "Sen?" diye sordu.

Poyraz nefeslenirken "Aynısı..." dediğinde Erkin abi küçük bir kahkaha attı.

"Neyse o zaman biz gidelim. Hem damadı öldürmediğiniz sürece her şey mübah." Diyen Erkin abimle mutluluktan havalara uçucaktım.

"Etme polis abi! Bizi bu canilerle bir koyma!" Diye bağıran Ateş ile sabır sınırlarım zorlanıyordu.

Genç polisin gülerek "Allah kolaylık versin damatlar. Çünkü yenge sizin ağzınıza edecek." Demesiyle sırıtmıştım.

Evet tam da öyle yapacaktım. Hepsini bir turda ben dövecektim. Benim üstüme laf söylemenin cezasını çekeceklerdi...

Polisler göz önünden kaybolurken boynumu çıtlarak arkamı döndüm ve yerdekilere seri katil bakışımı attım.

Çağın'ın "Ablam hepinizi katledecek bittiniz siz." Diye mırıldanmasıyla gülümsedim.

"Kurşun yemek istemiyorsanız tek sıra halinde dizilin. Çağın dışında ki herkes benden dayak yemeden bu geceyi bitirmeyecek."

Dediğimden sonra yerdekiler yutkunarak ayağa kalkmaya çalışıyor Çağin ise beni övüyordu.

Bu günü de güzel geçirdik be!

...............

Evveet! Bölüm nasıldı?

Sonunda kavuştular bee. Allah'a şükür diyoruz.

Sizce bölümlerimiz çok aksiyonsuz geçmiyor mu sşfkdlkxs

Bence geçiyor...

Artık her bölümde aksiyon olacak. Ama aksiyon demek, acı demek :)

Son huzurlu bölümümüze hoşçakal deyin...

Neyse işte hepinize iyi günler dilerim. Kendinize iyi bakıın :)

Продовжити читання

Вам також сподобається

YUVA Від _twclr

Підліткова література

923K 44.6K 50
Amelya 20 yıl sonra aslında ailesinin gerçek olmadığını intikam için bebeklerin karıştırılmasına nasıl bir tepki verecek gelin hep birlikte okuyup öğ...
AHSEN İZEM KARASOY (gerçek ailem) Від .

Підліткова література

203K 10K 21
Staj yaptığım hastanede karışan o kız çocuğu bensem?
İNTİKAMIN PENÇESİNDE (+18) Від Elisya Royal

Підліткова література

25.6M 909K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...
Numara Komşusu (Texting) Від Gecenin Gölgesi

Підліткова література

369K 18.3K 72
4 arkadaşın numara komşuları üzerine iddiaya girmeleriyle başlar her şey... Argo, küfür vs. içerir!!!