SÜHEYLA (ABİLERİM)

By Serious_1970

11.1K 896 991

(Düzgün aile kitabı) yetimhanede bin bir zorluk ile büyüyen Süheyla kendini büyük bir hortumun içinde bulur... More

KARAKTER TANITIMI
1.BÖLÜM:YENİ EV
3.BÖLÜM:GARİP DAVRANIŞLAR
4.BÖLÜM: ruhun izbe sokaklarına sığınan feryatlar
5.BÖLÜM: ANNE İLE SOHBET
6.BÖLÜM:Gerçekler
7.BÖLÜM: DERİN ACILAR
8. BÖLÜM: ᴋᴜ̈ᴄ̧ᴜ̈ᴋ ʙɪ̇ʀ ᴄ̧ᴏᴄᴜɢ̆ᴜɴ ᴍᴀsᴀʟɪ
9.BÖLÜM: ŞANS
10.BÖLÜM: ᴠᴀʟᴛᴇʀ ʀɪ̇ᴄᴄᴀʀᴅᴏ 🖤
11.ʙᴏ̈ʟᴜ̈ᴍ: ALINAN YENİ KARARLAR
12. BÖLÜM
13. BÖLÜM: KESİLMEYEN SESLER
14. BÖLÜM: Öğrenilen gerçekler.
15. BÖLÜM:
16.BÖLÜM:
17.BÖLÜM:
18.BÖLÜM: instagram
19. BÖLÜM:
20. BÖLÜM:
21. BÖLÜM:
22. bölüm
23. BÖLÜM
24. BÖLÜM: INSTAGRAM
25. BÖLÜM:
26. BÖLÜM

2. BÖLÜM: İLK KARŞILAŞMA

871 68 126
By Serious_1970

Omzumun dürtülme hissi ile uyandım. Gözlerimi açtığımda karşımda kader hanım vardı.

"Yüzünü yıka da gel kızım. Abinler geldi. " gözlerimi ovarken bakışımı aşağı yukarı salladım.

"Geliyorum." odanın içerisindeki banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım.

Banyonun yanında bir kapı vardı. Merak edip içine girdim. Burası bir giyinme odasıydı. Çok fazla kıyadet yoktu. Beni bir kaç gün idare ederdi. Muhtemelen daha sonrasında kendim almam için boş bırakılmıştı.

Üstümdeki kıyafetlerde yer yer sökükler olduğundan bununla aşağı inmeye utandım. O yüzden siyah bir kısa kollu t-shirt ile siyah eşofman giydim.

Asansöre yürüyüp alt kata indim. Yemek nerede yeniyordu bilmiyordum. O yüzden sabah gördüğüm çalışan ablayı aramaya koyuldum.

O ablayı bulamasam da bir başkasını buldum. "Şey merhaba. " saçınna yer yer beyaz bulanmış kadın beni görünce gülümsedi.

"Merhaba, siz Süheyla hanım olmalısınız. "

Bana hanım demesine rahatsız olsamda onu uyanmaktan çekindim.

İletişim kurmaktan bu kadar çekinme Süheyla.

Deniyorum Aslı, ama elimden bu kadarı geliyor.

"Evet, adım Süheyla. Şey sorucaktım: yemek nerede yeniyor acaba, bana gösterir misiniz? "

Beni rahatlatıcak derecede hoş bir bakış sundu.

"Elbette, beni takip edin lütfen. "

Beni üst katta kapısı bulunmayan bir odaya yönlendirdi. Daha odaya girmediğim halde burnuma yemek kokuları gelmişti.

Kadına nezaketen gülümseyip, "teşekkürler." dedim.

O ise beni: "rica ederim. " diyerek yanıtladı.

Kadın yanımdan ayrıldıktan sonra yavaşça odaya girdim. Masa bin bir çeşit yemek ile doluydu.

Selçuk bey ve eşi Kader hanım hariç masada dört kişi vardı. İkisinin yaşı benden bir hayli büyüktü.
Geriye kalanlardan biri benden küçük, diğeri yaşıt duruyordu. Yaşıt olan muhtemelen ikizimdi.

Bu kadın da yani maşşaAllah tavşan gibi. Beş çocuk doğurmuş, tipi felan da kaymamış. Babanın da hızlı zamanları erken başlayıp geç bitmiş herhalde. Aklı başına sonuncusu yaptıktan sonra gelmiş galiba.

İç sesim Aslı'nın dedikleri ile gülmemek için kendimi zor tuttum.

Tabii kendimi tutabilmemin bir diğer katkısı olan  bakışları yok sayarsak...

Selçuk bey beni fark edince büyük ve gülümsedi. "Geç otur kızım. İyi uyudun mu? "

Kafamı salladım. "Uyudum Selçuk bey. " dedim sessizce. İkizim olarak tanıtılan çocuk ve kardeşim olarak tanıtılan çocuğun ortasına oturdum.

Zengin oldukları yetmezmiş gibi hepsi çok yakışıklıydı ve bu sanki buraya ait olmadığımı gözüme sokmuştu.

Tabağımda ezogelin çorabası vardı. Çok severdim bu çorbayı.

Bu çornayı ilk yediğimde on üç yaşımdaydım. Okul çıkışı acıktığım için hazır çorba paketlerinden almıştım.

Hiç el yapımı bir ezogelin çorabası içmemiştim. Ve bu açıkcası beni mutlu etmişti.

Diğerleri bir kaç küçük ve sıradan sohbetin ardından yemeğe başladı.

Tırnaklarımı yediğim için yara dolu elimle kaşığı çorbaya daldırdım. Ağzıma heycanla soktuğumda tadı damağıma yayılmıştı.

Büyülenmiştim adeta. Bu hiç içtiklerim gibi değildi. Çok lezzetliydi... Su gibi tatmıyordu.

Kader hanım bana seslendi. " nasıl kızım, beğendin mi? Kendi ellerimle yaptım. "

Ona döndüm küçük bir gülümsemeyle. "Çok beğendim. Ellerinize sağlık. Zaten normalde de severim bu çorbayı. "

Kader hanım onunla konuşmaya çalıştığımı fark edince mutlulukla konuşmasını sürdürdü.

" orada güzel yemekler çıkmasına sevindim. Bildiğim yurtlarda pek hoş yemekler yapılmıyordu. "

Dediği şey ile dudaklarımı birbirine bastırdım. "Şey ben, hazır paketlerden yapıyordum kendime." dedim.

Kader hanımın gözlerinden acı çeker bir ifade geçti. Başını masaya eğip bana cevap vermekten kaçındı.

İştahım kalmamıştı. Masanın altında olan ellerim giydiğim siyah eşofmanı kavramış, sıkıyordu.

Aslı, şuan sana ihtiyacım var. Yerime sen gelsen olmaz mı?

Ah Süheyla, ah... İyi ben geçiyorum.

Sırtım dikleşti oturduğum yerde. Benim karnım Süheyla'nın aksine açtı. Onun kullandığı kaşığı elime aldım ve çatalın altında duran peçeteyle sildim.

Onun kullandığı şeyleri kullanamazdım değil mi? Bana dik dik bakan küçük kardeşe dönüp ne var? Dercesine göz kırptım.

Çocuk değişen tavırlarımı garip demişti muhtemelen.

Hem nereden bilsin ki o bir beden de iki kişinin yaşadığını?

Ona omuz silkip yemeye devam ettim.

Selçuk bey, çorbalar bitince boğazını temizledi. "Süheyla, " salataya uzandım. Bana seslenmiyordu nasıl olsa.

"Süyehla? "

Ah, doğru ya, beni Süheyla sanıyorlardı.

"A-ah pardon, dalmışım bir an. " dedim. Sesim Süheyla'nın aksine kendinden emindi.

Süheyla benim korunmaya muhtaç tarafımdı. O kitap okumayı, şarkı dinlemeyi severdi. Bense korku filimleri izlemeyi ve kaykay sürmeyi severdim.

Eli ile güler yüzlü ve diğerlerinden saha büyük duran bir adamı işaret etti. "Bu Aslan, en büyük abin. Kendisi avukat. " dedi.

Avukat olduğunu duyunca ona olan bakışlarımı ilgi esir aldı. "Ben de avukat olmak istiyorum. " dedim.

Gerçi Süheyla'ya kalsa veteriner olurduk orası ayrı... Neyse ki onu ikna etmiştim. Sonuçta avukatlıkta daha çok para vardı.

Adının Aslan olduğunu öğrendiğim adam  bana döndü. "Merak ettiğim bir şey olursa sorabilirsin. " bana düşündüğüm gibi bir ön yargı ile yaklaşmamıştı. Aksine gözlerinde anlamlandıramadığım bir ifade ile bana bakıyordu.

"Olursa sorarım. " dedim kısaca. Aslan bey davam etti. Bu da son kalan abiydi. "Bu da Buğra ikinci ve son abin. Kendisi bir doktor. " dedi.

Ona da nezaketen hafifçe gülümsedim.

Bu sefer Kader hanım devam etti konuşmaya. Yüzü  hala asıktı. Sanırım bana acımıştı... Bundan nefret ediyordum, bana acınmasından yani. Üstelik beni terk eden de onlardı!

Dişlerimi sıkarak kendimi dizginledim.

Bakışları bana benzeyen XY Kromozomlu kişiyi buldu. Allah var çok yakışıklı çocuk. Bu tiple abilerine tek atar. "İkizin Alper, onun da youtube kanalı var. Okumaya devam ediyor. "

Alper adındaki meteor bana öyle sıcacık bakmıştı ki içim ısınmış, hatta kaynamıştı.

Bu işte bir sorun var. Bunlar niye bana iyi davranıyor? Bana ön yargılı olmaları gerekmiyor muydu?

"Son olarak kardeşin Yusuf. Kendisi Galatasaray'ın alt yapısında futbol oynuyor. " dedi.

Ooo ben de Galatasaraylıyım. Kaptım bu çocuğu.

Ensesine vura vura, ''helal lan! Helal lan sana! Helal Yusufi! " demek istiyordum.

Zaten adı da isabet olurdu.

Akşam yemeği sonlandığında odama geçmiştim.

Alper ve Yusuf yan odamdaydı. Anladığım kadarıyla youtube'da canlı yayın açmışlardı.

Ayy çok merak ettim şimdi. Acaba ne halt ediyorlar?

Samsung'un bilmem kaç yılından kalmış telefonumu çıkarttım.

Yayını izleyecektim.

Yakalanırsan rezil oluruz Aslı.

Yakalanmazsam bir şey olmaz, Süheyla!

Tam yayını açmış izleyecekken kapı çaldı. Telefonu hızlıca kapatıp cebime koydum.

"Gir."

Kapının arasından bana bakan bir kafa gördüm. Bu benim little kardeşim Yusufi'ydi.

Seni küçük kerata.

Çocuğa şöyle deme, Aslı. Bizimle dalga geçseler hoşuna gider mi?

Sıkıysa denesinler bir de! Kimse seninle dalga geçemez Süheyla! Ben korurum seni...

Teşekkür ederim. Seni seviyorum. Yine de dalga geçme çocukla.

"Şey yayın açtık gelmek ister misin? " kaşlarım şaşkınlıkla kalktı.

İşaret parmağımı göğsüme koydum. "Ben mi? " kafasını salladı gülümseyip. "Evet, sen. Hadi gel. "

Gülümsemesine karşılık verip yerimden kalktım.

"Çok ısrar ettin madem geleyim! " bana kıkırdayıp yolu açtı. Hemen yan odaya girdim.

Burası bir oyun odasıydı. Yayın odası da olabilirdi gerçi, emin değilimdim.

Tam içeri geçiyordum ki yerime Sühyela'nın geçtiğini hissettim.

Hayır Süheyla. Şuan bana ihtiyacın var...

❀•°•═════ஓ๑♡๑ஓ═════•°•❀

Fark etmişsinizdir ki aynı bedende iki kişi var.

"Eminim ben nereye düştüm lan?" felan diyorsunuzdur.

Ama merak etmeyin bu fantastik bir kitap değil. Süheyla'nın psikolojik bir rahatsızlığı var.

Disosiyatif Kişilik bozukluğu... Çift kişiliklilik de de denilir.

Aynı beden de iki kişi olduğunu sanıyor lakin aslında tek kişi.

Umarım kafa karışıklığınızı gidere bilmişimdir.

Kendinize iyi bakın canlarımmm. 😘😘

(Düzenleme yapılmıştır.)






Continue Reading

You'll Also Like

2M 87.1K 68
Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası olan Pare, ucuza gelsin diye ikinci el...
22.2M 903K 116
İşte oradaydı... Muhtaç olduğum kadın korkuyla bana bakıyordu. Ona biraz daha dokunmazsam sanki ölecektim. Bu hastalıklı duygular beni resmen ele geç...
4M 115K 73
Lamia: Ayrılık ay dönümümüz kutlu olsun. Mirza: Lamia şaka mısın? Mirza: Sen terkettin beni.
64.6K 2.6K 21
UYARI: Kitap içerisinde nude gönderme gibi olaylar var, etik kurallarınıza uymuyorsa okumanızı tavsiye etmem. Şahsıma edilen en ufak hakarette engell...