Mafya'nın Aşkı

By mmavi_bulutt

1.5M 46.6K 16.6K

20 yaşında iç mimarlık 2.sınıf öğrencisi ,dış çevre ile çok bağıntısı olmayan genç bir kız. 26 yaşında acım... More

♧Karşılaşma...♧
♧Sevgilim ol!♧
♧Taşınma mı??♧
♧Kabul ediyorum..♧
♧Proje...♧
♧Tatil...♧
♧Takip...♧
♧Kedi...♧
♧Sekreter♧
♧Bilinmeyen numara?♧
♧Bitmeyen Korkunç Gece...♧
♧Akşam yemeği...♧
♧Zehirlenme...♧
♧Los Angeles...♧
♧Bileklik...♧
♧Aile Tanışması..♧
♧Davet...♧
♧Çam ağacı...♧
♧Sarhoş...♧
♧Alaca...♧
♧İş toplantısı...♧
♧Ceza...♧
♧Korku filmi...♧
♧Silah sesi...♧
♧Mor güller...♧
♧Hastalık...♧
♧Kar...♧
♧Kaçırılma...♧
♧Doğru mu??♧
♧Kimden Geldi?♧
♧Bırakma Beni Mert...♧
♧Yeni yıl..♧
♧14 Şubat❤♧
♧İhanet mi??♧
♧Gelen Kim??♧
♧Gün batımı...♧
♧Acı Gerçekler💔♧
♧Temiz Sayfa...♧
♧Acaba??♧
♧Doğum Günü...♧
♧Yer Altı Zindanı...♧
♧Geçmişden Gelen...♧
♧Maket Ev Seferberliği...♧
♧Kimin Adamı??♧
♧İstenmeyen Misafir...♧
♧Birden Bire...♧
♧Kurtar Beni...♧
♧Maldivler🌊♧
♧Son Anda...♧
♧Evlilik meselesi...♧
♧Plan...♧
♧O şarkı...♧
♧Kıskançlık...♧
♧Evet mi?❤ Hayır mı?♧
♧İtalya🍨♧
♧Unutkanlık...♧
♧Ufak sorun...♧
♧Dövme...♧
♧Kız isteme⚘♧
♧Mezuniyet♧
♧Yıldızlar♧
♧Bekarlığa Veda Partisi♧
♧Kına Gecemiz♧
♧Düğün♧
♧Balayı♧
♧Balayı dönüşü♧
♧Büyük Anlaşma♧
♧Karışık Duygular...♧
♧İlk Anılarımıza Dönüş♧
♧Orman Yolu🐎♧
♧Esra~Ömer İlişkisi♧
♧Hamile miyim?♧
♧Bebeğimizle Tanışma♧
♧Kalp Atışı♧
♧Bebeğim Yaşıyor Mu?♧
♧Ekşi Erik♧
♧Sürprizler♧
♧Gizemli Kaset♧
♧Şart♧
♧Kavga♧
♧Tekme♧
♧Cinsiyet♧
♧Uçak kazası♧
♧Atmayan Minik Kalp ♧
♧Gök Gürültüsü♧
♧Duygusal Değişimler♧
♧Kızımın İsmi♧
♧Doğum..♧
♧Yeni Düzen 👼♧
♧Senin Suçun ♧
♧Ölemezsin..♧
♧Küçük Aşk Oyunları♧
♧İntikam..♧
♧ Ve Sonuçları..♧
♧Yanlış Anlaşılma♧
♧Belirsizlik♧
♧Yalanlar♧
♧Gidiyorum...♧
♧İkinci Şok.. ♧
♧Kırmızı Bileklik♧
♧Korkular...♧
♧İntikam Oyunu...♧
♧Baş Başa Bir Gece♧
♧Ölüm Dolu Sokaklar♧
♧Bazı Hayatların Acıları♧
♧Trafik Kazası♧
♧MERT..♧
♧Yaşam mı, Ölüm mü?♧
♧Gizemli Çiçek Kartı♧
♧İkimizden Birisi Ölecek..♧
♧İçimizdeki Düşman♧
♧Yeni Sırlar... ♧
♧Kardeşler Mi?♧
♧Onu Kabul Etmeli Miyim?♧
♧Annelerimiz..♧
♧Neden Sakladın?♧
♧Boşanma♧
♧Affetmiyorum..♧
♧Bebeklerimiz♧
♧Kaderim Sizin Elinizde🌺♧
♧Aşiret Düğünü♧
♧Hisler..♧
♧Kurtaracak bizi..♧
♧Ölüm..♧
♧İntikam mı??♧
♧Bebeklerimin Hayatı♧
💙💙1Milyon💙💙
💜Yeni Kitap Duyurusu💜
♡Zehirli Kalpler-Yeni Kitap♡
♧Yeni Aşklar..♧
💜Güzel Haber💜
♧Kimseye Ait Olamazsın♧
♧Asla♧
♧Bu Kalpte Asla Olmadın..♧
♧İkiz Bebekler♧
♧Dikkat Et...♧
♧Buradayım...♧
♧Hayal..♧
💫DUYURU💫
♧İki kayıp!♧
💜2.Yıl💜
♧🐞Disneyland❄♧
♧2024🍷♧
♧Kafes Dövüşü ♧
🤎Önemli Duyuru🤎
♧Hastalıklar..♧
Dedikodu Times🙈
♧ Baba Oluyorum...♧
💜Ramazan Ayı💜
♧Boş Mezar..♧
♧ Keder Çığlıkları☔️♧
📢Bölüm Duyurusu..📢
💜QUİZ💜

♧Baba-Kız Kıskançlığı♧

5.2K 272 72
By mmavi_bulutt

Herkese selamm🌺🦋

İyi okumalar🐞

İnstagram hesabı:
mmavi_bulutt0

Oy sınırı:210

Arkadaşlar her anı, ne zaman bölüm paylaşacağımı instagram hesabımda paylaşıyorum. Oradan takip edin lütfen🤎

MERT

Bebeğin durumunu öğrenmek için hastaneye gittik. İkiz olduğunu duyduğumda ufak bir şoka girdim. İkiz olmasına mı şaşırayım, yoksa bir bebeğimizin cinsiyetinin erkek olmasına mı bilemedim...

Artık Eftelya'nın da kalbinin mührü çözülüyordu. Hala kırgın olsa bile geride bırakmaya karar verdi. Artık daha güzel günler bizi bekliyordu. Sıfır yalan, sıfır ona ait bilgileri saklamayarak..

Tekne ile açıldığımız da Bars onunla ne konuştu çok merak ediyorum. Nasıl böyle daha fazla yumuşadı anlamadım ama Bars biraz işe yaradı..

O anı defteri aklımdan çıkmıyor. Bu defteri neden verdi bilmiyorum ama Eftelyama yaranmaya çalıştığı bariz belliydi. Onda gözü vardı, hissediyordum...

Defteri okuyordum bir sayfada Eftelya'nın kendi yazdığı bir hayali okudum. Bir çiçekten bahsediyordu. Dünyanın en nadir çiçeğiymiş. Bu çok işime yarayacak belliydi... Defteri okurken iki farklı sayfalar dikkatimi çekti. Sayfaları yırtıp aldım, bunlar gerçekten Eftelyam ile ilgili çok önemli bilgiler içeriyordu...

Hemen bu çiçekler için nerede olduğunu, nasıl getirebilirim düşündüm. 2 gün içinde halletmem gerekti..

Çiçekleri Eftelyam'a gösterme zamanı geldi. Tepkisini çok merak ediyordum ve tam da istediğim gibi tepkiydi. Mutluluktan ne yapacağını bilemedi...

Ama sorun şu ki, benim nereden bildiğimi bilmemesi gerekti..

EFTELYA

"Sevgilim sen bunu nereden biliyorsun? Ben bile bunu unutmuşum. Şaşırdım."

"Önemi yok dünyam sen mutlu oldun mu?"

"Çok hem de.."

Eve çıktık benim miniğim bizi özlemiş kucağımıza atladı. Heyecanla;

"Annecim babam bize getirmiş."

Eli ile sehpayı işaret etti. Üzümleri söylüyor. Koltuğa oturup üzümleri yedik. Mert'e de zorla yediriyordum. Mert bir saat sonra evden çıktı. Evde böyle durmak beni sıktı. Mert gidince bende evden çıktım. Biraz gezdim, biraz alışveriş yaptım.

Canım kocam aradı;

"Dünyam bu gece ben gelmeyeceğim, şirkette kalacağım."

"Niye ya?"

"İşleri halletmem gerek, çok iş kaldı."

"Pekii.."

"Düşürme o ses tonunu yavrum."

"Düşürmedim..."

"Emin misin?"

"Hııhıı.."

Telefonu kapattım. Akşam yemeği yedik. Çiğdem anne Lalin ile öyle çok ilgileniyor ki yoruluyordu, sonra odasına çıktı uyumaya. Lalin ile ben biraz oyun oynuyordum. Mert'i aradım ne yaptığını soracaktım ama Ömer açtı, Mert baya sinirliymiş. Biraz ortam yumuşatmak lazım, yoksa felaket olacak gibi..

Saat geç oldu, Lalin bir türlü uyumuyordu, bahane bulup durdu.

Bu seferde babam diye tutturdu. Onu özlemiş, gece uyutamadım ağladı baba baba diye.. Bende onun yanına gitmeye kare verdim.

Lalin ile aynı tulumları giydik, babasının yanına gittik. Şirkette herkes ne kadar gergin. Bu saatte Mert herkesi buraya diktiğine göre önemli. Hissediliyor yani. Esra da buradaydı bugün. Kızını bakıcısı ile bırakmışlar.

Laline anlattım ne yapacağımızı. Mert'in odasına çıkmadan önce ben bir Esra'ya baktım ama göremedim. Mert'in olduğu kata geldik. Asistanı falan ortada yoktu. Odasında belli ki..

Zaten Mert'in sesi koskoca katı dolduruyor. Emin olamadım başta ama neyse. Odasına ilerledik Lalin'e göz kırptım. Kapıyı açtım Lalin "babaaa" diyerek içeriye koştu.

Herkes bize baktı, Mert o koşarken eğildi kucağına aldı. Şaşırdı ve ses tonunu düşürdü;

"Babaaa..."

"Babacım senin ne işin var burada?"

Boynuna sarıldı.

"Seni özledim."

"Kıyamam ben sana prensesim... Annen nerede?"

Beni gösterdi. Tekrardan sarıldı. Mert odadan herkesi gönderdi, kucağında Lalin ile koltuğa oturdu. Bende yanına geçip oturdum.

"Eftelyam gecenin bu saatinde ne işiniz var. Lalin niye burada?"

"Biliyorsun sana düşkün babam da babam dedi. Bizde geldik. İstiyorsan geri giderim ben."

Elimi tuttu, öptü.

"Hayır ama keşke gelmeseydiniz."

Lalin kafasını kaldırıp;

"Bana bugün söz vermiştin neden gelmedin?"

"Ne sözü prensesim?"

Kulağına bir şey söyledi ama bana demediler. Ben tam ne olduğunu sorarken telefonum çaldı. Gece 1 de Serkan beni arıyordu. Şaşırdım, telefonu açacakken Mert elimden alıp telefonu konuştu.

"Eftelyam şuan yanımda uyuyor. Bir daha sakın arama. O aklından da sakın geçirme."

Deyip telefonu yüzüne kapattı.

"Mert ne yapıyorsun niye böyle bir şey dedin?"

"Bu saatte seni nasıl arama cesaretinde bulunabiliyor?"

"Demek ki önemli bir şey aradı, verir misin telefonumu?"

"Eftelya kalbini kırmayım, sinirlerim yeterince zirvede."

Bana bir bakışı var, sanki ne dediysem.

Geri önüme döndüm, ondan tarafa bakmıyordum. Telefonumu cebine attı. Lalin onun kucağında uyuya kalmış bile.

İkimiz de konuşmadan 10 dakika oturduk. Ömer odaya gelince sessizlik bozuldu. 

"Ab....i, pardon yengem senin geldiğini görmedim. Girdim böyle ama.."

"Ha varlığım ha yokluğum bir zaten. Bende gidiyorum."

Ayağa kalkacakken izin vermedi tuttu kolumu.

"Nereye gideceksin?"

"Evime, odama.."

Lalin'i kucağından almak istedim ama vermedi.

"Dur taşıyamazsın sen, hamilesin. Ben indiririm arabaya."

Cevap vermeden kapıya yürüdüm..

Arabaya geçince Lalin'i kucağıma aldım, üstünü örttüm. Mert arabanın kapısını kapatmadı bana bakıyordu. Geçici bir süre yanıma oturdu.

"Düşürme gül yüzünü. Eftelyam ben haklıyım bu konuda."

"Tamam."

"Tamam mı?"

"Mert hadi in eve gideceğim daha. Haa gelmezsin de gelirsen, aşağıda odan hazır olur."

Bana baktı baktı, sonra indi. Biz de eve gittik. Lalin'i odasına götürdüler bende üstümü değiştirip yattım... Yani şimdi neden aradığını merak ettim, ayıp olacak ona da.

Sabah uyandığımda her yerde balonlar vardı. Mert'in yattığı yerde kocaman bir mor renklerden oluşan bir çiçek demeti vardı. Üstünde de bir not;

"Bu güzelliğini görüp solabilirler.."

Yatağın içinde kendi kendime güldüm. Tavanda 40-50 tane balon vardı. Beyaz ve mor.. Çiçeğim kocamandı, kaldıramadım. Yatakta biraz telefonuma baktım. Odanın halinin resmini çektim. Mert beni aradı;

"Günaydın dünyam."

"Günaydınn.."

"Beğendin mi çiçeği?"

"Çookk.."

Onun da güldüğünü hissedebiliyordum.

"10 dakika sonra eve geliyorum, bekle beni.."

"Pekii.."

Telefonu yan tarafa koyup banyoya gittim..

Pijamalarımı çıkartmak istemedim, tam odadan çıkarken odaya Lalin geldi. Kucağıma atladı.

"Günaydın annecimm.."

"Günaydın ay ışığım.. Sen ne güzel olmuşsun yaa."

Yüzünün her yerin öptüm, biraz da gıdıkladım...

"Anne balonlar senin mi?"

"Hayır bebeğim senin hepsi, sen uyuyorsun diye benim odama getirdiler."

"Gerçekten mi?"

"Evett.. baban almış hepsini.."

Hemen 4-5 balonun ipini tuttu, bizim terasa çıktı.

"Anne havaya bırakabilir miyim?"

"Bırakabilirsin.."

Gökyüzüne bıraktı. Bunu yapınca çok mutlu oldu. Bende yatağa geçip onu izledim. Otururken bana doğru koştu, yatağa çıktı.

Yatağın üstünde zıplıyordu.

"Dur annecim düşeceksin şimdi."

Durdu bana baktı, hafif eğilip elini karnıma koydu;

"Bebek kardeşlerim siz de zıplamalısınız çok eğlenceli..."

Onun böyle konuşmasına gülmeye başladım.

"Onlar daha zıplayamaz bebeğim."

"O zaman sen zıpla annecim."

Elimi tuttu illa zıpla diye. Bende yatağa çıkıp zıplıyordum hafif hafif..

Lalin ellerimi tuttu bağıra bağıra şarkı söylüyordu. Sonra durdum telefondan şarkı açtım. Odanın ses sistemine bağlandı hemen. İkimiz de yatakta zıplayarak şarkı söylüyorduk.

İkimiz de gülüşüyorduk bir anda odanın kapısı açıldı. Mert'i gördük. Lalin ile bakıştık, aynı anda Mert'e baktık.

Lalin Mert'e seslenerek;

"Babacım sende gel."

"Ne yapıyorsunuz siz bakayım?"

"Zıplıyoruz.."

Mert yanımıza gelip, ikimize baktı.

"Benim iki tane küçük kızım var diyorum hep.. Birisi sen, diğeri de annen..."

Deyip gülmeye başladı. 

"Babacım balonları bana mı aldın?"

"Tabi ki prensesim.. Hepsi senin.."

"Çoookkk teeşekkür ederimmm.."

Boynuna atladı, sakalı olmayan yerleri öpüyordu.

"Ohh.. Öpücüğümü de aldım.."

Hep öperken yanağını hafifçe ısırdı. Lalin de benim gibi, ansızın ısırıyor hep..

Lalin'i kucağından indirdi, yatağa yatırdı gıdıklamaya başladı. Odanın içinde Lalin'in gülüşü dolduruyordu. 

"Bak bak babalar ısırılır mı hiç?"

Kısa süre sonra durdu ve bana baktı;

"Şimdi anneni ısıralım mı? Bize gülüyordu gördüm."

Dedi Lalin bağırarak;

"Hayır onun canı acır.."

Dedi. Öyle demesini hiç beklemiyordum.

"Benim kızım bana kıyamaz bir kere.."

Mert biraz düşündü;

"O zaman havuza götürelim.."

Lalin bunu kabul etti. Ben Mert'in gözüne bakıp;

"Hayır bak sakın Mert.."

Dinlemedi beni sırtına aldı. Aşağı indiriyordu.

"Aşkım hayır bak, sakınnn.. "

"Biz karışmayız güzelim.."

Beni havuza götürüyordu. Çiğdem anne bizi gülerek izliyordu.

Lalin de önden gülerek gidiyordu.

Havuz başına geldik. Mert'e bakıp;

"Bence anlaşma yapabiliriz."

Mert Lalin'e bakıp;

"Anlaşmayı dinleyelim mi?"

Kafasını salladı.

"Şimdi ben size tatlı yapayım, siz beni havuza atmayın. Gayet güzel anlaşma."

İkisi de bir düşündü, Mert kulağıma eğilerek;

"Tatlı da olur ama beni tatmin etmedi. Başka?"

"Aşkım daha ne yapayım sende ama yani.."

"Biliyorsun sen.."

"Tamam o zaman gelince konuşuruz atma beni.. Dediğin şeye daha çok var.."

Mert Lalin'e bakıp;

"Kızım ben ikna olmadım.."

Demesi ile havuza Mert ile düşmemiz bir oldu.

Mert beni hemen sudan çıkarttı. Gülmeye başladık.

"Aşk olsun ama yaa..."

"Olsun yavrum, hiç bitmesin hatta.."

Gülüp omuzuna vurdum. Lalin de oradan gülüp duruyordu. Dayanamayıp o da havuza girdi. Mert'in sırtına çıktı. Eğleniyordu...

Ben havuzdan çıkmaya çalışıyorum ama ayağım kaydı. Geriye doğru suya düşecekken Mert beni tuttu. Korumaların hepsi buraya koştu.

Tuhaf oldum, şaşırdım. Mert'in burnunun dibindeydim.

Beni öpüp;

"Dikkatli çık dünyam."

Tekrardan öptü ve beni kucağında havuzdan çıkarttı. Lalin sudan çıkmadı. Mert geri girdi ve kucağına alıp odasına götürdü. Ben üstümü değiştirirken Mert duştan çıkıp geldi, arkamdan sarıldı.

"Seni o kadar çok özlemişim ki anlatamam, o gülüşünü, mutluluğunu, bakışını, kokunu her şeyini.."

"Biliyorsun bunlardan mahrum kalmamak için ne yapman gerektiğini."

"Biliyorum çok iyi hem de."

Gülümsedim. Beni kendine çevirdi. Belimden kendine sıkıca çekti, diğer elini boynumda dolanıyordu.

Yüzüme getirdi, kendini bana yaklaştırdı, öpmeye başladı..

2 dakika sonra giyinme odasına Lalin'in sesi yankılanmaya başladı. Hemen kendimi çektim. Şaşırdım. Lalin tam o anda yanımıza geldi. Asla izinsiz gelmezdi, çok şaşırdım. 

Mert'in gözüne baktım. O hala beni süzüyordu. Eli hala belimdeydi. Daha sonra kendini toplayıp Lalin'e baktı.

"Gel bakalım bıcırık buraya.."

Kucağına alıp ortadaki büyük çekmecenin üstüne oturtturdu. Mert'in üstünde kıyafet yoktu sadece bornozu vardı. Ona kıyafet bakıyordum. Mert Lalin'e;

"Evimizin belli kuralı vardı değil mi prensesim? Kapıları çalmadan hiç bir yere girmiyorduk. Hem de giyinme odasına bizden habersiz asla girmek yoktu."

Lalin kafasını eğdi Mert'in yüzüne bakmıyordu. Hatasını anladı.

"Özür dilerim babacım, unuttum. Bir daha yapmayacağım."

Mert onun burnuna hafifçe sıktı.

"Aynı annene benziyorsun, ona da sana da kıyamıyorum. Gel bakalım kucağıma."

Kucağına alıp öptü iyice, yere indirdi.

"Hadi sen aşağı kahvaltıya in biz geliyoruz."

Kafasını salladı. Mert'in kıyafetlerini hazırlamıştım.

"Al sevgilim bugün bu takımını giy."

"Bugün evde seninle olacağım."

"Aaa gerçekten mi?"

"Evet bu gün sizinle evde, emirlerinize amadeyim."

Güldüm, Mert beni tekrardan kendine çekti.

"Olmadı, öpüşmemiz yarım kaldı. Bence tamamlamalıyız."

"Yoo kalmadı sevgilim, hadi şımarma hemen kahvaltıya gel. Ben çok açım."

Yanından ayrıldım, aşağı bahçeye indim. Kahvaltı masasına oturdum. Çiğdem anne ile sohbet ediyorduk. Lalin;

"Annecim bu gün arkadaşım gelecek biliyorsun değil mi?"

"Evet annecim, unutmadım."

"Lina'da gelecek o da arkadaşımın kardeşi ile oynar. Onlar da çok seviyorlar birbirlerini."

"Öyle mi.. Şimdi babana bir şey söyleme arkadaşlarınız gelince sürpriz olsun tamam mı?"

"Tamammm.."

Çiğdem anne bana ne olduğunu sordu;

"Bahsetmiştim Lalin'in arkadaşını sana, annesi ile konuştum davet ettim. Kendileri şehir dışındaymış. 2 saat bizde kalacaklar. Ömer ve Esra'da bize gelecek gün boyunca buradalar."

"Çok güzel olur kızım.."

Kafamı salladım. Mert de yemeğe geldi. Kahvaltıya bayılıyorum, çok aç hissediyorum kendimi. İlk yemeye başlayan bendim en son bitirende..

Lalin kreşe gitti. Çiğdem anne de biraz bahçe ile ilgilenmek istedi gitti. Mert ile baş başa kaldık.

"Yavrum miden bulanacak, yavaş yavaş ye."

"Aşkım 3 can doyuruyorum ben. Çok acıkıyorum.."

"Biliyorum dünyam ye istediğini ama yavaş ye."

Dudağımı büzüp;

"Sen benim lokmalarımı mı sayıyorsun?"

"Ne alakası var dünyam, sadece yavaş ye."

İstemsizce gözlerim doldu;

"Al yemiyorum bebeklerim aç kalsın, mutlu ol."

Bana gülüyordu. Sinirlendim.

"Gülme yaa, zaten bu reçelin de şekeri az. Ben böyle istemedim."

Ağlamaya başladım;

"Ağlama yavrum, şeker ekleriz daha şekerli olur."

Mert bunu gülerek söylüyordu;

"Benimle alay mı ediyorsun sen ya.."

Daha çok ağlamaya başladım. Ama bir yandan da gülüyordum. Bu hormonlardan nefret ediyorum..

"Yavrum bir şey demedim ağlama."

Ayağa kalkıp bana sarıldı.

Biraz ağlamam gidince;

"Ben turşu istiyorum.."

"Tamam dünyam hemen getirsinler."

Arkada duran hizmetçilere söyledi, turşu getirmeye gittiler. Turşuyu ketçaba batırıp yiyordum. Mert bu kız bunu nasıl yiyor gibi bakıyordu.

"Aşkım dener misin?"

"Yok yavrum sen ye, ben doydum."

"Sen bilirsinn.."

1 saat yemek faslı ile geçti. Sonra 3-4 saat beraber takıldık, film izledik, Çiğdem anneye yardım ettik, tekne ile açıldık..

Mert'in kolundaki saat yoktu. Telefondan saate baktım.

"Lalin şimdi gelir dönelim mi? Hem 2 küçük misafirimiz var."

"Misafir mi kim?"

"Gelince görürsün sevgilim."

Yol boyunca sordu ve cevap vermedim.

Eve geldik, Ömer ve Esra gelmiş. Yemek yiyorlardı. Kıyamam bu saate kadar çalışmışlar. 

Bu arada kızlar geldi. Lalin erkek arkadaşının elini tutmuş, Lina da oğlanın kardeşinin elini tutmuş geliyorlardı. Halleri o kadar tatlıydı ki, gülmeye başladım. Ömer ve Mert'in şaşkınlıkları daha da komikti. Esra ile bakıyorduk. 

Ayağa kalktım;

"Hoş geldiniz.."

Oğlanlar sırası ile;

"Merhaba Eftelya teyze.."

Bir de tatlılar ki.. Lalin'in elini tuttuğu kankası onunla yaşıt, Lina'nın elini tuttuğu oğlan ise Lina ile aynı yaştaydı. Bu kadar tatlı olamazlar ya.

"Acıktınız mı?"

Hepsi kafasını salladı. Bakıcılarını çağırdım.,

"İlgilenin çocuklarla."

Onlar el ele eve girdi. Arkalarından gülüyorduk. Ömer ve Mert hala şok içinde bakıyorlardı. Mert;

"Az önce el ele mi tutuşuyorlardı, bana mı öyle geldi?"

Ömer;

"Bende öyle gördüm abi."

Mert'in koluna vurup;

"Onlar arkadaş ne güzel işte."

"Yok asla benim kızımın elini başka oğlanlar tutamaz."

Ömer;

"Benim kızımında.."

Ömer ile Mert fena bir şekilde kıskandı. Gülmekten kendimizi alı koyamadık.

"Ne yapacaksınız, diplerinden mi ayrılmayacaksınız?"

Buna cevap vermediler.

Esra;

"Bak korkutmayın bizi cevap verin."

Mert'i dürttüm;

"Mert bak sakın onların yanında durmayın oynasınlar."

Mert ile Ömer bakıştılar...

Yemeklerini yediler, Lalin'in odasına çıktılar. Bizimkilerde asla bizi dinlemiyorlar.

"Mert ben sana burada ne anlatıyorum?"

"Yavrum ben kızlara bakıp geliyorum."

Dedi Ömer de arkasından koşarak yukarıya çıktı. Biz de arkasından çıktık. Mert odaya girdi;

"Ne yapıyorsunuz prensesler?"

"Evcilik oynuyoruz baba."

Ömer;

"Evcilik mi?"

Lina kafasını salladı. Esra;

"Oynayın bakalım kızım. Biz de çıkıyoruz. Hem istediğiniz uçurtma geldi. Bahçeye inince uçururuz hep beraber değil mi babası ve amcası??"

Ömer;

"Evet evet.. Abi biz de mi burada dursak, bakalım nasıl oynuyorlar?"

"Bence kızım siz aşağı gelin gözümüzün önüne oynayın."

Mert'in omuzuna vurdum;

"Ya saçmalayıp durma, yemiyorlar birbirlerini merak etme. Çıkın ikiniz de şu odadan."

Ömer ve Mert'i çıkarttık. Yani odanın önünden ayrılmamak için direniyorlar.

Aşağı indik ama 10 dakikaya bir bakmaya gidiyorlar. Bir baktım Lalin ağlayarak yanıma geliyor.

"Niye ağlıyorsun kızım?"

"Anne, babam ve Ömer amcam bizim oynamamıza izin vermiyor. Hadi evinize gidin dedi onlara. Ve sürekli yanımıza geliyorlar. "

Bunlar iyice saçmalıyor, iş konuşacağız diye gittiler çocukları rahatsız ediyormuş.

"Babana derim ben şimdi. Sizde hadi biraz bahçeye çıkın. Uçurtma uçuralım. Koşş.."

Bende onların yanına gittim. Minicik çocuklara bir daha kızların elini tutmak yok vs. diye konuşuyorlar.

Çocuklara bakıp;

"Koşun bahçeye uçurtma uçuralım.."

Hepsi sevinçle indi. Mert ve Ömer'de arkalarından giderken durdurdum.

"Bana bak Mert, sen de Ömer saçma sapan konuşup canımı sıkmayın. Lalin ağlayarak yanım geldi. Vallahi hormonlarım çok aktif, başınıza bir şey gelmesin. Düzgünce inip oynayın, bir daha o oğlanlara bir şey deyin var ya..."

Onlara söylenirken Mert beni öptü. Ne oldu anlamadım.

"Sanki çocukları dövdük sende varya Eftelyam."

"Gözüm üzerinizde.."

Hep beraber indik. 2 uçurtma var. Lalin arkadaşı ile beraber uçurmak istedi. Ömer ve Mert enfel oluyor;

"Kızım Lina ile sen uçur, diğerini de arkadaşlarınız."

"Yaa baba ben arkadaşım ile uçurmak istiyorum, Lina da öyle. Karışma artık."

Lalin'in arkadaşı;

"Mert amca artık izin verirsen uçurabilir miyiz? Lalin beni istedi."

Böyle demesine kahkaha attık. Mert de Ömer de şaşkınca baktı. Paşa paşa yanımıza geldiler. Onlar çok eğleniyordu. Mert'i dürtüp;

"Aldın mı cevabını?"

"Bilirim ama ben bu bücürüklere.."

"Daha ne diyor ya?"

İkisi de gözünü ayırmıyor. Çok pis kıskanıyorlar, bu halleri ne olacak böyle bilmiyorum..

Çocukları evine göndermek için şoförlerini bekledik. Çocuklar binerken oğlanlar durdu. Kızları yanaklarından öptü. Esra ile birbirimize baktık. Şuan ne olacak bilmiyordum.

"Görüşürüz kızlar yarın."

Arabaya bindiler gittiler. Mert ile Ömer kollarını önlerinde birleştirip kızlara baktı. Onlar direkt  koştular. Mert ve Ömer kızları kovalıyordu. Halleri çok komikti...

Gece oldu, kızlar uyudu biz de uyuyorduk. Telefonum çaldı, Serkan arıyordu. Mert ile bakıştık ama telefonu açtım. Proje için bir kaç şey istedi ve konuşurken elimden alıp kapattı.

"Ben varken neden konuşuyorsun onunla. Tamam istediğini dedi uzatıyor."

Esra dahil olup;

"Eniştecim sen abartıyorsun. O bizim en yakınımız."

Ömer;

"Artık değil Esracım, en yakının benim, biziz..."

Ben Ömer'e laf vurup;

"Siz yokken o vardı ama.."

Mert'e bakıp;

"Bir daha böyle bir şey yapma Mert anladın mı SAKIN..."

Ona sinirlenip telefonumu alıp konuşmaya gittim. 5 dakika sonra geldim.

Hepsi bana bakıyordu.

"Ne oldu ya?"

Mert sinirlenmemeye çalışıyordu. Çokta tın.. 

Gecenin ilerleyen saatlerinde Ömer Türkiye'de bir şey olduğunu söyledi;

"Abi Türkiye'nin en büyük aşireti olan Gevdan aşireti seni düğünlerine çağırmak istiyor. En büyük oğulları evlenecekmiş. Tüm büyük aşiretler orada olacakmış. Senin de onlara olan yardımların için gelmeni istiyorlar."

Esra ile ben aynı anda;

"Aşiret düğünü mü???"

Ömer kafasını salladı.

"Aşiret düğünü hiç görmedim, internette denk gelmiştim bir kaç videoya. Çok büyük oluyor, kalabalık, paralar, altınlar, insanlar... Mert yalvarırım gidelim."

Mert bana bakıp;

"Saçmalama Eftelya ne aşiret düğünü. Saçmalamaya başladın."

"Saçmalamıyorum. Mert düşünsene sen gideceksin, herkes bizi konuşacak. Biz Esra ile Aşiret düğünü göreceğiz. Mert lütfen.."

Abartısız 1 saat Esra ile ben Ömer ve Mert'e dil döktük. Ömer;

"Yengem sen şunu anlamıyorsun. Orası her açıdan tehlikeli. Kalabalık, abimin imajı gider."

"Ne imajı gidecek ya, yüz bin tane korumanız var her yerde. Gideriz bence. Mert yalvarırım..."

Ömer ile konuşmaya gitti. 10 dakika sonra geldi.

"Gideceğiz 1 saat kalacağız ama şartım var."

"Bana sakın Serkan deme.."

"Evett.. O oğlan sadece asistanını arayıp istediği şeyi söyleyecek. Konuşmayacaksınız."

Gidelim diye kabul ettim ama asla öyle bir şey olmayacak. Şuan onunla inatlaşamam. En büyük aşiretin düğününe gideceğiz. Yarın Türkiye'ye gideceğiz.

Önce İstanbul, sonra Diyarbakıraaa...

Hayatım da en çok merak ettiğim şey olabilir, aşiret düğünü. Bakalım orada nasıl, kazalar, olaylar, mutluluklar bekliyor olacak...

Oy sınırı:210

Beğendiniz mi?

Arkadaşlar her anı, ne zaman bölüm paylaşacağımı instagram hesabımda paylaşıyorum. Oradan takip edin lütfen🤎

İleri ki bölümlerde ne olsun?

Sevdiğiniz/sevmediğiniz yer neresiydi?🌺

Yorumlarınızı bekliyorum..🦋

Continue Reading

You'll Also Like

975 65 5
Yaz arkadaşı olarak başlayan ilişkileri, zamanla sıkı bir dostluğa dönüşmüş ve bu yazla birlikte 16. Yıllarını doldurmuşlardı. Grubun en küçüğü Süsen...
5.5M 184K 99
Basit bir TikTok akımı en fazla ne sonuçlar doğurabilir ki ?
TAKİPÇİ By F.E

Teen Fiction

211K 11.6K 33
Gözlerim şaşkınlıkla aralanmıştı. Gördüğüm bu oda benim için inanılmazdı. Hatta inanılmazdan daha öteydi. Bakışlarım odayı tavaf ederken yanımda ki y...
5.4K 490 10
Bir tarafta İtalya'da yaşayan dünyanın en büyük mafyanın torunu, en büyük mafya adamı KARAN, bir tarafta ise Türkiye'nin en zengin ailesinin torunu B...