Mutlu Mesut...

By 0Zengo0

1.8M 84.6K 10.3K

Asker yareni olmak en son istediğim şeyken şimdilerde ettiğim tek duam oldu. More

🧵1🧶
🧵2🧶
🧵3🧶
🧵4🧶
🧵5🧶
🧵6🧶
🧵7🧶
🧵8🧶
🧵9 🧶+14
🧵10🧶
🧵11🧶
🧵12🧶
🧵13🧶
🧵14🧶
🧵15🧶
🔞🧵16🧶🔞
🧵17🧶
🧵18🧶
🔞🧵19🧶🔞
🧵20🧶
🧵21🧶
🧵22🧶
🧵23🧶
🧵24🧶
🧵25🧶
🧵26🧶
🔞🧵27🧶🔞
🧵28🧶
🧵29🧶
🧵30🧶
🧵31🧶
🧵32🧶
🧵33🧶
🧵34🧶
🧵35🧶
🧵37🧶
Yeni Kurgu
🧵38🧶
🧵39🧶
🧵40🧶
🧵41🧶
🧵42🧶
🚫📛❌🔞🧵43🧶🔞❌📛🚫
🧵44🧶
🧵45🧶
🧵46🧶
🧵47🧶
🧵48🧶
🧵49🧶
🚫❌🧵50🧶📛🔞
🧵51🧶
🧵52🧶
🚫❌🧵53🧶🔞📛
🧵54🧶
🧵55🧶
🧵56🧶
🧵57🧶
🧵58🧶
🧵Final🧶
Kitap Duyurusu

🧵36🧶

22.8K 1.4K 183
By 0Zengo0

Beğenmeyi ve satır aralarına yorum yapmayı unutmayın...

En önemlisi satır aralarına o anki düşüncelerinizi yazmayı unutmayın.

"Yenge çok yorgun herhalde abi. " Sefer'in sesiyle araçtaki sesleri duymaya başladım. Sürücü koltuğuna en son Mesut geçtiği için bitirim üçlü arkada oturuyordu. En azından ben uykuya dalmadan önce böyleydi. Kızımı ise en son arkaya uzatmıştım. Sahurdan sonra yola çıktığımız için hem uykusuz hem de yorgun hissediyorum. Tabi tüm gün bebeğimle ilgilenmekte yoruyor.

"Yorgun olur tabi. Kızıma bakmak kolay mı? Bir de üç oğluma bakıyor. " son dediğiyle arkadan gülüşme sesleri geliyordu. Kızımın arada çıkardığı seslerden benim aksime uyumadığını anladım.

"Hiç sorma abi. Yengeme günlerdir yük oluyoruz ancak biliyorsun yatakhaneyi su bastı. Daha yeni yeni yatakları içeri aldılar. " Hakan, Mesut'un dalga geçtiğini anlamadığı için telaşla açıklama yaptı. Belki de tanışmaya gidiyoruz diye bu denli gergindi.

"Yine başladı alınganlığa. " Osman aksice konuşup konuşmaya nokta koydu. En azından kimsenin konuşmamasından bunu anladım.

"Abi bebek neredeyse iki ay olacak isimsiz. Bir isim koy da kimliğini çıkaralım. " Sefer dayanamamış olmalı ki yeniden konuştu. Bu arada Mesut'un tepkisini merak ettiğim için gözlerimi araladım. Aydınlanmış havadan dolayı yan profilini net bir şekilde görebiliyordum.

Dudaklarını birbirine bastıran kocam düşünceli gözlerle dikiz aynasından arkaya baktı. Kızımıza baktığını tahmin ederek kahve gözlerinden geçen merhamet dalgasını izledim.

"Sanki hiçbir isim kızıma uymuyormuş gibi hissediyorum. Her an düşünüyorum acaba bu mu olsa diye ancak bir türlü karar veremedim." Gözleri yeniden yola kaydı. Yine çıkan kılları yüzünden sakalları az da olsa belirgin olmaya başlamıştı. İzninin tadını tıraş olmayarak yaşıyordu resmen.


Sanki bakışlarımı hissetmiş gibi kafasını saniyelik çevirip onu izleyen gözlerime baktı. Tekrar yola çevirdiği kafasını bu defa hızlıca bana doğru çevirdi. Verdiği şaşkın tepki yüzünden istemsiz gülümsedim.

Yoldan uzun süre gözlerini ayıramayacağı için tekrar önüne döndü ancak onunda dudakları iki yana gerildi. Hayran bakışlarla onu izliyor olmam hoşuna gitmiş olmalı.

"Sen aklında kalan isimleri söyle eleyelim abi. " Hakan'ın sesiyle irkildim. Mesut'un etkisine girince araçta olduğumuzu anlıkta olsa unuttum.

Mesut aracı yoldan çıkarıp kenardaki benzin istasyonuna girerken bütünleştiğim koltuktan kendimi ayırdım. İhtiyaç gidermek için geldiğimizi bildiğimden uykulu halimden tamamen sıyrıldım.

"Hele şükür yenge. Bu cimcimeyi al artık. " Sefer kızımı bana doğru uzatınca arkaya doğru dönüp kollarımın arasına aldım. Sıkıştığı belli olan Sefer ortada oturmasına rağmen hemen yanındaki Hakan'ı dışarı itip koşarak gitti. Arkasından gülümseyerek baktım.

Osman'da inince araçta sadece üçümüz kalmış olduk. Mesut giden üçlüye bakmak yerine kafasını çevirip ikimize baktı.

"Emzirmen ya da altını değiştirmen gerekiyor mu?" Mesut'un bu şaşkın hallerinden hala bu duruma alışamadığı belli oluyordu.

"İkisini de yapmam gerekiyor. Mescide gidersek rahat olur. " başıyla onaylayıp kapısını açtı.

"Bekle hemen çıkma. Bagajdan battaniyesini alayım. " indi ve cevap vermemi beklemeden kapıyı örttü. Resmen benim anlıkta olsa düşünemediğim detayı idrak etti. Dakikalar içinde benim kapım açıldı ve Mesut elinde açtığı battaniyeyi kızımın üstüne örtüp kucağına aldı.

"Hava soğukmuş. " üstümdeki ince hırkaya sarılırken demiştim bunları. Direkt Beyhan gilin eve gideceğimiz için siyah eteğimi giyip öyle evden çıktım. Dünürlere şık görünmek gerekir.

"Hızlı gel. Üşütürsün. " Mesut esen rüzgar yüzünden resmen mescide koşarak gitti. Bende peşinden gidip içeri girdim. Kızımı kucağıma verip temiz olan odada kısaca gözlerini gezdirdi. "Sen emzirmeye başla. Bende bezini getireyim. "

"Pudrasını unutma. " başıyla onaylayıp çıktı kapıdan. Penyemi yukarı çekip göğsümü dışarı çıkardım ve kızımın aralık dudaklarına yerleştirdim.

Dakikalar sonra kapı azıcık aralandı ve Mesut resmen koca cüssesine rağmen o küçük aralıktan girdi. Gözleri etrafta dolaşan kocam kapıyı ardından kapatır kapatmaz bana döndü.

"Yine benim olanı almış. " homurdanan adamın dediğine kıkırdadım. Hala beni paylaşamıyor olması garip geliyor. Biraz ileri boyuta taşısa kendisi kollarımın arasına girecek.

"Huysuzlanma koca oğlan. Ayrıca mesciddeyiz böyle edepsiz konuşma. Elimin tersi gelir. " resmen küçük bir çocuk gibi elindeki bez torbayı yanıma indirip gözlerini kapıya dikti ve kollarını gogsunde bağladı.

"Kapının önünde bekliyorum. " kadınların mescidi olduğu için olsa gerek bir kere bile bakmadan çıktı. Sanki hormonları değişkenlik gösteren oymuş gibi ilgi bekliyordu. Belki de ben adamın hareketlerini yanlış anlıyorum.




.........

"Kaç tepsi baklava aldın. " Sefer'in söylenmesiyle kafamı arkaya uzatıp baktım. Hakan telaşla herisinin kucağında bir tane olan tepsileri saydı. Sefer'in dalga geçtiğinin farkında bile değildi.

"Üç tane almışım. Az mı oldu?" Normalde bu tepsileri bizim evde açıp götürmemiz gerekiyordu ancak hem o yola dayanamayacağı için hem de benim baklava açmaya fırsatım olmadığı için Elazığ'da Beyhan'ın bize söylediği kadının evine gitmiş ve parayla almıştık. Bu bir ilk olabilir.

"Az oldu tabi. " Sefer göz devirerek konuştu. Hakan'sa inanmış olmalı ki telaşla bana baktı.

"Yenge ya kızı vermezlerse. " Hakan hızla elindeki bilezikleri salladı. "Baklavalar az oldu ancak tanışma için bilezik aldım. Olmaz mı?" kafamı iki yana sallarken haline gülüyordum. Mesut'sa hem açlıktan hem de uykusuzluktan bizimle ilgilenmiyordu bile.

"Verirler verirler. Sıkma canını. " arkamı dönmüş Hakan'la konuşurken yaşanan ani frenle tekerleklerden yüksek bir ses çıktı ve araç sarsıntıyla durdu. Tabi bu arada kızıma bilinçsizce daha sıkı sarılıp öne doğru savrulan bedenimi tutan emniyet kemerine şükür ettim.

Korkudan yüreğimde atan kalbim ve iri iri açtığım gözlerimle aracın hemen önünde duran kıza baktım. Sanki daha demin araç onu ezmeyecekmiş gibi genişce gülümsüyordu. Pislik içinde olan kızın saçları birbirine girmiş ve yüzünün bazı yerlerinde kara lekeler vardı.

Tüm yaz güneşte kalmış gibi kavruk teni ve giydiği kıyafetlerle biraz garip duruyordu. Kafasında bez parçası var ancak yazma değil. Üstünde etek var ancak etek değil. Daha çok bulduğu parça kıyafetleri üstüne geçirmiş gibi duruyor.

"Deli mi kız? Aniden aracın önüne atlamak ne demek?" Mesut sinirle araçtan inecekken kolundan tuttum. Öfkeli gözleri önce bende dolaştı sonra da eğilip kızımıza baktı. "Sakın durdurayım deme. Ya size bir şey olsaydı. "


"Olmadı. İkimizde iyiyiz. Hem ne yapacaksın? Baksana kıza, belli ki dengesi yerinde değil. " hala aracın önünde olan kız olabilirmiş gibi gülümsemesini büyüttü ve elini bana doğru uzattı. İstemsiz kaşlarım çatıldı ve eline baktım. Parçalanmış avucundan akan kan gözüme çarptı. Bu yarayı yeni aldığı belli oluyordu.


İşte o an gerçekten farkına vardım. Gülümsemesine rağmen titriyordu. Bana uzattığı eli bile titriyordu.

"Aracın önünden çekeyim şunu. " Osman itiraz etmeme izin vermeden arabadan indi. Bense hala bana bakan kıza bakıyordum. Benim yaşlarımda olduğu belli olan kızın pis haline rağmen boynundaki morlukları gördüm. Osman görüş açıma girip kızın pis olmasını umursamadan bana doğru uzattığı kolunu kavradı ancak kızın gülümsemesi yerini acı çeken bir ifadeye bıraktı. Osman'ı yeni fark etmiş olmalı ki kurtulmak için çırpınmaya başladı. Aynı zamanda korkuyla bağırıyordu. Bu haline dayanamayıp arabanın kapısını açtım. Aynı zamanda Osman kızın kolunu bıraktı.



"Sakin ol, bak dokunmuyorum. " Osman'da ne yapacağını şaşırmış halde araçtan inen bana baktı.

"Arabaya geri bin Mutlu. Baksana kız deli. Kızımıza ve sana zarar verir felan. " Mesut'un itirazıyla kendimden değil ancak bebeğimden korktuğum için geri araca bindim. Ancak içimdeki huzursuzluk kızın buradan bile belli olan mavi gözleriyle karşı karşıya kalınca arttı.


"Osman sorsana bi. Evi neredeymiş? Belli ki buradaki köyün kızı. " Kız sorumu duymasına rağmen konuşmak yerine bir bana bir de hala yanında kendisine bakan Osman'a bakıyordu. Daha demin korkudan bağıran kız bir anda Osman'a genişce gülümsedi ve hala kan akan avucunu ona doğru uzattı. Arkamdaki ikili Osman'ın yüz haline gülünce bende gülümsedim. Kız aramızdaki en garip insandan medet umuyordu.



"Evin nerede?" Osman bıkkınca avucuna bakıp konuştu. Kızsa hala avcunu ona doğru uzatıp gülümseyerek bakıyordu. "Aracın önünden çekeyim gidelim işte. Baksana cevap vermiyor. " bunu bana hitaben söyledi. Mecbur başımla onay verdim. Osman elini kaldırıp yine kızı kolundan tutacaktı ki kız geriye kaçtı. Hala arabanın önünde olduğu için Osman yeniden tutmaya çalıştı.


"Gideceğimiz köyün adı neydi?" Mesut aracın önündeki olayı izlemek yerine kafasını koltuğa yaslamış ve gözlerini yummuştu.

"Yurtbaşından ileride Akmezra diye bir köy varmış abi. Sanırım burası Yurtbaşı, biraz daha gidersek Akmezra'ya kavuşuruz. Orada da kime sorsak söylerlermiş. " Hakan'ı dinlemek yerine aracın önündeki ikiliye baktım. Osman kendisinden kaçan ancak aracın önünden çıkmayan kızla delirecek hale gelmiş olmalı ki kızardı. Her zaman çatık olan kaşlarıysa birbirine değecek duruma geldi. 



"Lan delirtme beni. " Osman sinirle kükredi resmen. Sonunda kız kaçmayı kesti ve olduğu yerde durdu. Osman'da sinirle ona doğru atıldı ancak kolunu tutmadan eli öylece havada kaldı. Ancak kıza bakmak yerine başka bir noktaya baktığını görünce kafamı çevirip bende baktım. Ahırın kapısından çıkan adam pantolonunun düğmesini bağlarken hışımla kıza doğru geliyordu. Bizleri fark edince adımları durdu ve pantolonunun fermuarını çekti.



"Şu adam kızın ailesinden biri olabilir mi?" Merakla sordum. Arabadaki üç erkekte kafasını işaret ettiğim yere çevirdi. Adamın bakışlarını hiçbiri beğenmemiş olmalı ki Mesut'ta dahil hepsi aractan indi.


"Sen arabada kal. " dönüp beni tembihleyen kocama başımla onay verdim. Aksi gibi kızım huzursuzluğu hissetmiş gibi ağlamaya başlamıştı.



Bizimkiler adamın yanına gitti ancak konuşma işini Mesut yapıyordu. Osman'sa hala kızla birlikte aracın önünde duruyordu. Kızın bakışları arkadaki bir noktaya kayınca mavi gözleriyle korkuyla titredi ve sabahtandır kaçtığı Osman'a doğru birkaç adım attı. Osman kendisine sığınan kızı fark edince kafasını kaldırıp bana baktı. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu.



Mesut'un olduğu yerde bağırışları duyunca o tarafa baktım. Mesut adamı çuval gibi sallıyordu resmen. Artık ne öğrendiyse adamı yere fırlatıp öfkeyle arabaya doğru adımladı. Yumruk yaptığı elleri titriyordu resmen. Hakan ve Sefer'de en az onun kadar öfkeli duruyordu.


"Ne olmuş abi?" Osman hala dibinde duran kızdan bir adım uzaklaştı. Titreyen kızın farkında değillermiş gibi duruyorlardı.



"Arabaya geçin anlatacağım. Osman sen sürücü koltuğuna geç, kız öne otursun, Sefer sen kızımı al, Mutlu'da kucağıma oturur. " Mesut'un bu sinirli hali yüzünden kimse ikiletmeden dediğini yaptı. Askeri aracın tavanı yüksek olsada kocamın kucağında olduğum için iki büklüm duruyordum.


"Yemin ederim şerefsizler. " Sefer öfkeyle konuştu. Altımdaki adam bile sinirden kaskatı duruyordu. Öne hiç zorlanmadan oturan kızsa heyecanla her yere elini sürtüyordu. İlk defa bindiği belli oluyordu. Arada kıkırdama seslerini duyuyordum.


"Elim acıyor. " dönüp yanındaki Osman'a yeniden avucunu uzattı. Direksiyon hakimiyetini kullanmadan dönüp kendisine elini uzatan kıza ters bir bakış attı. Bu erkeklerin bazen duygusuz gibi davranması sinirimi bozuyor.



"Anlatacak mısınız artık? " dayanamayıp konuştum. Üç tepsiyide üst üste koyup kucağına alan Hakan üzgünce iç çekti.



"Kızın aklı dengesi yerinde değil ve babası kızı satıyor. O gördüğün adam..."  Hakan'ın sesi sonlara doğru yok oldu. İçim sızlarken ön koltukta genişce gülümseyen kıza baktım. Osman'ın bile kıza dönen gözlerinde üzüntü gördüm.



"O herifte parasını babasına vermiş. Belli ki kız istemediği için adamı ve kendini yaralamış. " Mesut kolunu belime atıp omzumu göğsüne yasladı. "Adam gideceğimiz köyde. O herifin iflahını keseceğim. Sonrada kızını sattığı için şikayetçi olacağız. "



Gözlerim öfkeli kocamdan hala elini uzatan kıza kaydı. Kurumaya yüz tutmuş eline kendisi üflerken hala geri çekmedi.



"Elim acıyor. Uf oldu. " masum sesiyle gözlerim doldu. Sanırım annelik iç güdüsü yaşıyordum yine. Resmen benim yaşlarımdaki kıza bu duygu hissetmiştim.



"Az dayan. İnince bakacağım. " Osman'ın dediği cümleyle kızın gülümsemesi büyüdü ve elini kucağına bıraktı.



Yine ben. Ben yine.

Gençler bu köyde bu tarz olay yaşandı mı bilmiyorum ancak unutmayın ki bu kurgu bir kitap. Şimdi Elazığ'ı ve köyünü kötülemiş olmayayım. Linç is loading bdbdbdbdb.

Ayrıca profilimi takip edin ki yaşanan olaylardan haberdar olabilesiniz.

Continue Reading

You'll Also Like

11.7K 731 35
Çaresizliğin ismi hiç bu kadar kifayetsiz olmamıştı. Bir adam aşk savaşında bitap düşerken, bir kadın insafsızlıkla yargılandı. "Neden?" dedi. İfades...
1.4K 130 13
Yüreği islamla güzelleşen genç ve güzel kızın ağır imtihanı ve hayatın büyük süprizleri.
702K 26.5K 53
"Ben tek bir kadın sevdim, oda sensin." ... "Artık biz güzel sonlar değil, güzel sonlar bizi yazacak güzelim." 1# Reis 21.05.2020 18#imkansız 16...
26.9K 2.1K 14
İlteriş Karabey & Şifa Beran Karabey "Terketmedi sevdan beni, Aç kaldım, susuz kaldım, Hain, karanlıktı gece, Can garip, can suskun, Can paramparça...