"babaaaaa hadi ama ben bile hazırım" diye içeri seslendim.
Evet o gün gelmişti balo ya az bir saat kalmıştı ama babam hala hazırlanıyordu.
Abim az önce çıkmıştı balodan önce ufak bir işi varmış.
Ben çoktan hazırdım dizlerimin üzerinde toz pembe tatlı bir elbise almıştım üzerinden gül kurusu renginde işlemeler olan tül vardı balon kol modeliydi bence tatlıydı.
Saçlarımı hafif su dalgası yapıp salık bırakmıştım.
Hafif bir makyajla tamamlanmıştım.
Ama beyefendi bir saattir hazırlanıyordu.
"geldim ay ışığım geldim" diye söylenerek salona girdi aynı zamanda kravatını düzeltiyordu.
Çok yakışıklı olmuştu zalımın oğlu.
"ilah mısın silah mı yavrum" diyerek ıslık çaldım babamı süzerken.
İçten bir kahkaha atıp cevap verdi.
"düzgün konuşur musunuz hanımefendi ben sizin bildiğiniz erkeklerden değilim" diyerek ayak uydurdu bana.
"nasıl bir erkek mişsiniz beyefendi" diye sordum.
"çocuklarına bağlı gözü dışarıda olmayan bir ev erkeğiyim" dediğinde ben kahkaha attım.
Gerçekten öyleydi bu arada.
"seni seviyorum baba, çok yakışıklı olmuşsun" diyip sarıldım.
"seni seviyorum bebeğim, sende çok güzel olmuşsun" dedi.
Bundan sonrası evde resmen kovalamaca oy nayarak geçmişti.
Babamın fotoğrafını çekmek istiyordum ama resmen kaçıyordu.
Neymiş sevmiyormuş fotoğraf çekilmeyi, neyse ki ben galip gelmiştim.
Şimdiyse arabada kısık sesle müzik dinleyerek gidiyorduk.
Babamın davetlisi olarak amcam da gelecekti umarım dede bey canını sıkmazdı.
Güzel bir otelin önünde durduğumuz zaman balo'nun burada yapılacağını anlamıştım.
Babam arabayı valeye verdikten sonra beraber içeri yürüdük o kadar çok gerilmiştim ki.
Alışık değildim böyle ortamlara evet sosyal bir insandım herkesle rahatça konuşurum ama burası geriyordu, babam bu gerginliğimi anlamış gibiydi.
"sakin ol bebeğim, baban yanında gerilme hem dayın abin amcan da burada" diye fısıldadı kulağıma.
Elini belimden hiç çekmeden iyice kendine Yanaştırdı.
Babama içten bir gülümseme gönderdim doğruydu hepsi buradaydı olmasa bile babamın varlığı yeterdi.
İçeri girdiğimizde kalabalık olduğunu gördüm ama öyle abartılacak bir kalabalık değildi.
Babam bir masaya yöneldiğinde dede bey babaannem, amcam ve abimi gördüm.
Hemen yan masasında dayım oturuyordu ama o tekti içim burkuldu tek görünce.
Ah benim canım Aşkuvat'ımm.
Babamın önce dayımın oturduğu masaya gitmesi şaşırttı bende hemen peşinden gidip dayıma kocaman sarıldım.
"Devran hadi oğlum geç bizim masaya" dediğinde aşık aşık baktım babama.
Düşünceli dev'im benim.
"rahatsızlık vermeyeyim ben savcım ailenizde burada" dedi aşk çocuk.
"sende o ailedensin hadi bakalım" diyerek abimin yanına itti resmen dayımı.
"teşekkür ederim baba" dedim.
"teşekkür edecek bir şey yok balım en az senin kadar dayında suçsuz bu olayda" dedi.
Sadece başımı salladım.
Haklıydı dayımda bilmiyordu.
"en best amcam" diyip yumruk yaptığım elimi amcama uzattım.
"en best yeğenim" diyerek elini yumruk yapıp elime vurduğunda kahkaha attım.
"yazıklar olsun emeklerime" diyen abimle hepimiz güldük.
Üç çocukla ortada bırakılmış gibi davranıyordu.
"korkma sarışın sen hala benim Best rakibimsin" diyen dayımla amcam adeta haykırdı.
Amcam ve dayım çok iyi anlaşmıştı ve abim kuduruyordu resmen.
"utanmadan torunuma laf yetiştiriyor bir de" diyen dede bey ile hepimizin yüzü düştü.
"pardon da dayım neyden utanacakmış" diye çemkirdim adeta.
"seni yıllarca saklayanda bendim zaten" diye homurdandı.
"sakladılarsa babamdan abimden sakladılar ve bu sizi hiç alakadar etmez" dedim.
"baba bu konu hakkında konuşma demiştim daha öncede ayrıca devran'ın benim için erim'den farkı yok" diye son noktayı koydu.
İmdat aşık oluyorum.
Sakinleşen ortamdan sonra babamın bir kaç arkadaşı ve aileleri ile tanışmıştım.
Hepsi iyi insanlara benziyorlardı zaten babam seviyordu hepsini.
Sonraysa sırasıyla hepsiyle dans etmiştim.
Önce babam sonra amcam sonra dayım ve abim.
Birde onun için kavga ettiler kim önce dans edecek diye, resmen paylaşılamıyorum ayol.
Saat gece yarısına geliyordu ve ayaklarım ağrıdan kopuyordu ve gözümden uyku akıyordu.
"yoruldun mu bebeğim" diyen babamla başımı boynuna gömdüm.
Sebepsiz yere içimi sıkıntı kaplamıştı ağlamak istiyordum şu an acaba regl günüm mü yaklaşmıştı.
"babacım bir sorun mu var" diye sordu tekrar.
"yok bir şey aşkım babam yoruldum sadece" diyerek geçiştirdim.
Kuruntu yapıyordum belkide babamı üzmeye gerek yoktu.
"baban ölsün sana" derken saçlarımı öptü.
Ölmesindi annem gitmişti ama babam benimle kalsın.
Dolan gözlerimle babama baktım.
"ölme baba, bir daha ölüm deme ben seni de kaybetmek istemiyorum" dedim sarılarak.
İstemsizce ağlıyordum.
"Şşş ölmek yok, baba seni bırakmaz bebeğim sakinleş evimize gidelim" dediğinde başımla onaylayarak ayağa kalktım.
Zaten babaannem ve dede bey erken gitmişti.
"Erim, devran biz gidiyoruz Vira yoruldu" dediğinde onlarda ayağa kalktı.
"Devran sende bize gel oğlum bu saate yorgun argın araba kullanma, itiraz istemiyorum" diyip yürümeye başladı.
Yorgun gülümseme ile baktım babama.
Babasına aşık babasız yapamayan kızları görünce saçma bulurdum oysa ki benim eksikliğimmiş bu şimdi daha iyi anlıyorum çünkü babama aşık oluyorum her geçen gün.
Babam küçük çocukmuşum gibi elimden tutuyordu yürürken.
Otelden çıkıp kapıda vale'nin arabaları getirmesini bekliyorduk hep beraber.
Tabi her zaman ki gibi abim ve dayım yine birbirini yiyordu arkamızda.
"imdat diye bağıracağım şimdi, baba tüm gece aynı evde nasıl kalacak bunlar" diye sordum.
"eve gidince ikisininde kulağını çeker kızımı rahatsız etmeyin diye uyarırım canımın içi" diyerek güldü babam.
Bu arada arabalar çoktan gelmişti.
Arabadan inen Vale'yi görünce babamın gülen yüzü anında değişti.
"merhaba savcı'm nasılsınız" diye konuştu yayvan bir şekilde.
Herhalde daha önce gelmiştir babam buraya oradan tanıyordur.
"me işin var lan senin benim arabamda it" diye üzerine yürüdü babam.
"sakin olun savcı' m kızınızın korkmasını istemeyiz değil mi" diye sorarken baştan aşağı süzmüştü beni, ve bu aşırı rahatsız ediciydi.
Abim ve dayım anında beni arkasına alırken babam birden belinden silah çıkartıp adama doğrulttu.
Babamın silahı mı vardı?
Bu adam kimdi?
Babam niye bu kadar sinirlendi?
"silahsız sivile silah doğrultmak yakışmadı savcı'm" diyip güldü adam.
Kimdi lan bu sikko sikko konuşuyordu babama.
"derdin ne" diye sordu babam.
"savaş abinin selamını getirdim savcı'm, siz ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz. Kızınızda küçükmüş daha" dedi.
Ben ne alaka mk.
Ben daha ne olduğunu anlamadan polisler yaka paça adamı almış ve arabaları arıyorlardı.
Sanırım bize zarar vermek istemelerinden şüpheleniyorlardı.
Babam dayım ve abim uzun bir süre polislerle konuştuktan sonra yanımıza geldi.
Benim yanımda kadın polis bekliyordu o ara.
"baba ne oluyor" diye sorduğumda hiç bir cevap alamadan taksiye binmiştik.
Babamı dayımı hatta abimi ilk defa bu kadar sinirli görüyordum, ve korkmuştum bir şeyler sormaya.
Sessiz geçen yolun ardından eve gelmiştik içeri girer girmez babam abim ve dayımı alıp çalışma odasına gitmişti.
Çok merak ediyordum ama şu an onları
Daraltamazdım sorularımla.
Umarım kötü bir şey yoktur.
Odama geçip üzerimi değiştirdikten sonra salona geçip beklemeye başladım.
On dakika kadar sonra içeri geldi üçü de hala sinirli duruyorlardı ama beni sinirlendiren babamın dediği şey olmuştu.
"kendine küçük bir valiz hazırla Vira dayınla Aydın'a gidiyorsun bir süre" dediğinde kocaman olmuş gözlerle baktım.
"ne demek gidiyorum, okulum var ayrıca o bir süre ne kadar bir süre" diye sordum.
"misafir öğrenci olarak eski okuluna gideceksin halloldu" dediğinde sinirim bozuldu.
"çocuk oyuncağı mı bu bir gel bir git gitmiyorum hiç bir yere" diye bağırdım.
"dayıcım hadi gülüm uzatma" diyen dayıma hayretle baktım uzatan bendim yani.
Abime baktım bir şey demesi için ama gözlerini kaçırdı.
Sinirle odama gidip kapıyı çarptım.
Buraya gelirken kullandığım valizi çıkartıp gelişi güzel doldurdum içini.
Ben sinirle valizi kapatırken odamın kapısı açıldı kimin olduğuna bakmazken babam gelip yatağıma oturdu.
Ona bakmadan fermuarla uğraşırken ellerimden tutup yanına oturttu.
"babacığım, güzel bebeğim Vira'm yemin ediyorum senden ayrı kalmak benim için ölümle eş değer hele ki yıllar sonra bulmuşken. Ama mecburuz babacığım gitmek zorundasın dayınla, söz veriyorum seni almaya geleceğim ve her şeyi anlatacağım ama şimdi olmaz. Seni çok seviyorum güzel kızım "diyip sarıldı.
Hem çok kızgınım hem üzgün babamdan abimden ayrılmak istemiyorum ama bunun bu geceki vale ile alakalı olduğuna eminim.
Babamın veya abimin tehlikede olmasını düşünmek bile kalbimi sıkıştırıyor.
" sana bir şey olmayacak dimi "diye sordum burnumu çekerken.
" babalara bir şey olmaz "diyip burnuma vurdu.
" çocuk mu kandırıyorsun "diye sordum elinden kaçarken.
" teknik olarak çocuksun yavrum "dediğinde göz devirip odadan çıktım.
Valizi peşimden sürüklüyordum.
" hadi bakalım gidiyoruz Vira'm "diyerek yanıma geldi dayım.
Ona da sinirliydim.
" seni seviyorum, kendine ve babama dikkat et abi "diyerek sarıldım abime.
Gözümden akan yaşlara engel olamıyordum.
" ağlama güzelim küçük bir tatil iyi gelecek sana "diyip güldü.
Sadece omuz silktim
" seni seviyorum baba, lütfen kendine ve abime dikkat et" derken babama sarılmış daha çok ağlamaya başlamıştım.
Bir gün buradan gitmemek için ağlayacaksın deseler güler geçerdim.
"seni seviyorum güzel bebeğim, söz dikkat edeceğiz. Ama sende dikkat ediyorsun ve ne olursa olsun dayının sözünden çıkmıyorsun" dedi.
Onu onayladığımda dayımla da vedalaştılar.
Mert abi gelmişti onunla gidecektik Aydın'a
Arabaya bindiğimde kimseyle konuşmadan kafamı cama yaslayıp gözlerimi kapattım.
Gözünden akan bir kaç damla yaşa engel olmadım.
Ağlayarak gelmiştim ve şimdi ağlayarak gidiyorum.
Umarım kısa bir ayrılık olurdu.
Umarım babam ve abime bir şey olmazdı.
Merhaba tatlı patateslerim 👋🏻
Vira güzel bebeğim tam babasıyla mutlu olmuşken kısa bir ayrılık girdi araya.